Kars’ın savunma hatları ‘Tabyalar’

Kars, Anadolu’nun Kafkasya’ya açılan kapısı konumundadır. Bundan dolayı Anadolu’ya Kafkasya’dan gelen saldırıların ilk olarak karşılandığı yer Kars ve çevresi olmuştur. Bu saldırılara karşı koymak içinde Kars bölgesinde Tabyalar inşaa edilmiştir.

Kars’ta 23 tabya bulunmakta olup, bunlardan 14’ü büyük ölçüde tahrip olmuş ve 10 tanesi de iyi bir durumda günümüze ulaşmıştır.

Kars Tabyalarının belli başlıları; İnönü Tabyası, Karadağ Tabyası, Hafız Paşa Tabyası, Arap Tabyası, Gaziler Tabyası, Kerim Paşa Tabyası, Kanlı Tabya, Cenup Tabyası, Çukur Tabya, Fevzi Paşa Tabyası, Hüseyin Paşa Tabyası, Kerim Paşa Tabyası, Thomson Tabyası, Dik Tabya, Veli Paşa Tabyası, Şimendifer Tabyası, Çakmak Tabyası, Çifte Gögüs Tabyası, Muhlis Paşa Tabyası, Churcil Tabyası, Süvari Tabyası ve bugün üzerinde Veteriner Fakültesi’nin bulunduğu Çim Tabya’dır.

Tabya kelimesi Arapça Ta’biye kelimesinden türemiştir. Askeri bir terim olarak “hazırlık, donatma, yığma” anlamında, yerli yerine koyup tertip etme şeklinde tarif edilebilir.

Tabya; içerisinde değişik sayıda askeri kuvvetleri barındırmak için etrafı savunma mevzileri ile çevrilmiş, içerisinde kışla, cephanelik, eğitim ve toplanma yerleri ile hazır kıta mahalleri, depo ve camii binalarından oluşan taş, kagir, beton veya demirli betondan inşa edilmiş kapalı mevzilere verilen isimdir.

Eski çağın sonları ile Ortaçağ döneminde büyük kalelerin yakınlarında küçük savunma kule ve mevzilerinin yapılması ile başlayan tabyaların asıl gelişimi Yeniçağda olmuştur. Ateşli silahların vurma gücü artarken, kuşatma yapan orduların kuşatma süresini uzatmak için silah, cephane ve erzak ihtiyaçlarını kısa sürede tamamlayabilmeleri savunma yapılan şehirlerde daha büyük oranda tahkimat yapma ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle özellikle sınırlarda bulunan yerlere, ülkemizde ise ( Kars, Edirne, Erzurum, Çanakkale gibi ) şehirlerde Tabyalar yapılmaya başlanmış ve savunma savaşlarında bu tabyalar askeri zaferlerin kazanılmasında önemli rol oynamışlardır.

Kars Tabyaları’nın Tarihi

Osmanlı Padişahı III. Murad’ın emriyle Kars’a 100 bin kişilik ordusuyla gelen Lala Mustafa Paşa 1579 tarihinde şehre yapılan İran saldırılarını durdurarak eyalet merkezi haline getirilen Kars’ta yeni bir imar çalışması başlatmıştır. Bu imar çalışmaları sırasında yıkılan Kars kalesi yeniden yapılmış, kale ile birlikte 9 cami, 1 taş köprü, Beylerbeyi sarayı ile birlikte Kars kalesinin batısında şimdiki Sukapı mahallesi ile Çakmak kışlanın birleştiği yerde Temur Paşa tabyasını yaptırmıştır. Kars’ın ilk tabyası olarak bilinen kule ve savunma mevzilerinden oluşan bu tabya şehri güneyden ve batıdan gelebilecek İran saldırılarına karşı 17. yüzyıl sonuna kadar savunmuştur.

Osmanlı İmparatorluğunun 1699 tarihinde imzaladığı Karlofça Antlaşmasından sonra devletin doğu sınırlarında yeni savunma sistemleri oluşturmak amacıyla 1734 tarihinden başlayarak şehri doğudan Ruslara karşı, güneyden İran’a karşı savunacak tahkimatlar ( Tabyalar ) oluşturulmaya başlanmış ve 19. yüzyıl sonuna kadar bu çalışmalar devam etmiştir. 1734-1878 tarihleri arasında 154 yıl boyunca Kars şehrini düşman saldırılarından korumak amacıyla toplam 46 adet tabya yaptırılmış, bu tabyalar özellikle Rus saldırılarına karşı devletin doğu sınırlarının korunmasını sağlamıştır.

Başbakanlık Osmanlı arşivleri Askeriyye 13221 no’lu belge 1739 tarihinde Kars Kalesinin savunulması amacıyla şehirde 3 tabyanın yaptırılması için 15 bin Kuruş tutarındaki tahsisatın Erzurum Beylerbeyliğine gönderilmesi, Kars tabyaların devlet eliyle yaptırıldığını gösterdiği gibi bu belge aynı zamanda şehirdeki tabyaların bu tarihten itibaren inşa edilmeye başlandığını da göstermektedir. 1734 yılında İran Şahı II. Tahmasb döneminde İran orduları tarafından Kars’a yapılan saldırılar 18. yüzyıl boyunca devam etmiş, daha sonra 1806-1828-1855 ve 1877 Rus saldırılarını karşılamak için Padişah III. Selim ve Sultan Abdülaziz dönemlerinde şehri savunmak için yoğun bir tabya yapımına girişilmiştir.

Yapılması ve savunma hatları Kars şehrinin coğrafi yapısına göre oluşturulan ve 1734-1878 tarihleri arasında yaptırılan 46 adet tabyadan 24 tanesi ya tamamen tahrip olmuş ya da sadece savunma mevzileri günümüze kadar ulaşabilmiştir. Diğer 12 tabya ise halen askeri denetim altında bulunmaktadır. Geriye kalan 10 adet tabyadan 5 tanesi önemli ölçüde zarar görmüş, 5 tabya ise günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşmıştır. Karadağ Tabya, Arap Tabya, Kanlı Tabya, Kerim Paşa Tabya ve Süvari Tabya isimleri ile bilinen bu tabyalar yapılacak onarım ve restorasyon çalışmalarından sonra turizme açılabilecek tabyalardır.

Kanlı Tabya

Şehri güneyden gelebilecek İran saldırılarına karşı savunmak amacıyla yaptırılmıştır. Savunma merkezi ve tahkimatı daha sonra 1805-1806 yıllarında Sultan III. Selim döneminde güçlendirilerek bugünkü kışla binası da yine bu dönemde inşa ettirilmiştir.

1734-1739 tarihleri arasında Padişah I. Mahmud döneminde şehri güneyden gelebilecek İran saldırılarına karşı savunmak amacıyla yaptırılmıştır. Savunma merkezi ve tahkimatı daha sonra 1805-1806 yıllarında Sultan III. Selim döneminde güçlendirilerek bugünkü kışla binası da yine bu dönemde inşa ettirilmiştir. Yaklaşık 500 askeri ( bir tabur ) barındırabilecek kapasitesi bulunan Tabya özellikle 1827-1828 Osmanlı-Rus savaşında çok çetin çarpışmalara sahne olmuş, Tabyanın adı Büyük Tabya iken halk tarafından Kanlı Tabya olarak anılmaya başlanmıştır. Kanlı Tabya istihkâmı “ Boynuz Tabya” şeklindeki asıl mevzilerle onun ilerisinde 500 metre batısında yapılan 2 adet savunma mevzisinden meydana gelmiştir.

Kanlı Tabyanın Planı;

  • Kışla Binası
  • İçtima Alanı
  • Hendek
  • Savunma Merkezi

Şanlı tarihimizin önemli tanıklarından tabyaları turizme kazandırmak amacıyla, Kanlı Tabya’nın Kars Harp Tarihi Müzesi olarak düzenlenerek açılması için Kültür ve Turizm Bakanlığımıza başvuruda bulunulmuş; Bakanlığımızca da bu öneri kabul edilerek tabyanın rölöve, restitüsyon ve restorasyon projeleri ihalesi 2010 yılında yapılmıştır. Bakanlığımız tarafından 2013 yılda uygulama ihalesi yapılmış, çalışmalar 2016 yılında tamamlanmıştır.

Şu an ise 2016 yılında teşhir ve tanzim ihalesi yapılmış olup çalışmalar devam etmektedir. 1987-88 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında çok çetin ve kanlı çarpışmalara sahne olduğu için Kanlı Tabya olarak anılan tabyanın adı, gelecek kuşaklara Kars halkının ne denli zor koşullarda ve özveriyle bu şehri koruduğunu hatırlatmak ve olumsuz hisler çağrıştıran isminden arındırmak adına “Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi” olarak değiştirilmiş ve gerek şehrimize gerekse ülkemize tarihimizin tanığı tabyaları tanıtma imkanı sağlanmıştır. Müzenin açılışının Eylül 2017’de gerçekleştirilmesi öngörülmektedir.

Süvari Tabya

Bastion (Atnalı) şeklindeki tabya istihkâmı kapalı kışla şeklindedir. İçerisinde mazgallı bir sığınak olup, etrafı hendekle çevrilidir. Kışla binası ve sığınağın demir mazgalları ile kapısı sağlam durumdadır.

Şehri güneyden gelebilecek İran saldırılarına karşı korumak için 1734 tarihinde inşa ettirilmiş, daha sonra Sultan III. Selim döneminde 1805–1806 ve Sultan Abdülaziz ( 1865-1870 ) döneminde kışla ve tahkimatlar güçlendirilmiştir. Tabyanın sağ cephesi Kars çayına dayanmakta, buradan vadinin batı girişini müdafaa etmektedir.

Bastion ( Atnalı) şeklindeki tabya istihkâmı kapalı kışla şeklindedir. İçerisinde mazgallı bir sığınak olup, etrafı hendekle çevrilidir. Kışla binası ve sığınağın demir mazgalları ile kapısı sağlam durumdadır. Kars Belediyesi tarafından 1999-2000 yıllarında yaptırılan park ve bahçe ile birlikte Süvari Tabyanın çevre düzenlemesi ve ışıklandırılması da yapılarak park içerisinde ziyarete açılmıştır.

Süvari Kışlası’nın Planı;

  • Giriş
  • Oda
  • Koridor

Kerimpaşa Tabya

1854 tarihinde Kerim Paşa tarafından yaptırılmıştır. Tabyanın kuzey cephesi Kars çayının aktığı Dereiçi mevkiindeki vadi ile sınırlandırılmıştır. Kışla binasının kuzeydoğusunda sonradan yapılmış bir makinalı tüfek mevzisi bulunmaktadır. Giriş cephesi kuzeyde olan tabya at nalı şeklinde çevrilen toprak mevziler ile mevzii içerisindeki hilal şeklinde bir kışla binasından oluşmaktadır.  Hilal şeklindeki kışla binasının üzeri ayrıca 1 metre kalınlıkta toprakla örtülüdür. Tabya binası düzgün kesme bazalt taşından bordür süslemeli olarak yapılmış olup, cephe duvarları günümüze oldukça sağlam bir şekilde ulaşmıştır. Kerim Paşa Tabya Kars Kalesini doğu istikametinden korumak amacıyla yapılmış kaleye en yakın tabyadır.

Kerimpaşa Tabyası’nın planı;

  • Giriş
  • Kışla Binası
  • Korugan
  • Makinalı Tüfek Yuvası
  • Hendek

Arap Tabya

Sultan Abdülmecit döneminde 1848-1853 tarihleri arasında yaptırılan tabya şehirdeki 46 tabyadan en büyük olanıdır. Doğudan gelebilecek Rus saldırılarına karşı Karadağ tepesinin üzerinde geniş bir alana kurulan tabyanın etrafı Bastion (Atnalı) şeklinde derin savunma mevzileri ile çevrilerek mevzi önleri toprak yığılarak desteklenmiş ve tabya binaları da gizlenmiştir. Mevzi içerisinde düzgün kesme bazalt taşından tabya giriş kapısı ve sur duvarları oluşturulmuş, buradan içeriye girişte ise dikdörtgen planlı büyük bir askeri kışla yapılmıştır.

Karadağ tepesinin batısındaki askeri kışlanın arkasında bulunan ve doğu istikametine uzanan tabya içerisinde toprak altına gizlenmiş birbiri ile bağlantılı ve üzeri tonoz kemerli geniş koridorlardan oluşan depo ve mühimmat yerleri bulunmaktadır. Tabya 1855 Osmanlı-Rus savaşında Şam’dan gelen Arabistan ordusuna mensup askerler tarafından Rus’lara karşı savunulmuş ve bu savaş sonucu Kars Zaferi kazanılmıştır. Bu sebeple tabyaya Arap Tabya adı verilmiştir.

Karadağ Tabya

Karadağ Tabyanın savunma mevzileri 1828-1829 tarihlerinde toprak mevzi olarak yaptırılmıştır. Kafkasya’dan gelen Gümrü yolunu kapatmak amacıyla 1854 Kırım Harbi öncesinde Rus saldırılarına karşı tabya içerisinde kagir olarak bazı bölümler eklenmiş, asıl tabya binaları ve müştemilatı ise 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından önce şehri doğu ve kuzey istikametinden savunmak amacıyla inşa ettirilmiştir. Tabyanın biri Kars Çayı boğazı hattında biri de sağ cephede olmak üzere 2 cephanesi bulunmaktadır. Bu cephanelerden Kars Çayı boğazındaki tamamen yıkılmış, sağ cephede bulunan cephane binası ise günümüze sağlam olarak ulaşmıştır. Sultan Abdülmecit döneminde 1848-1853 tarihleri arasında yaptırılan tabya şehirdeki 46 tabyadan en büyük olanıdır.

Karadağ Tabyasının askeri kışla binası betonarme olarak tek katlı dikdörtgen planlı olarak yaptırılmıştır. Kışla binasından binanın arka cephesindeki tabya müştemilatına ulaşabilmek için toprak altına uzayan galeriler ile geçiş sağlanmıştır. Halk arasında 40 tüneller olarak bilinen labirent şeklindeki bu yer altı tünelleri gizemli bir korugan ( gizlenmiş yer ) görünümündedir.

Tabyadaki kışla binasının tonoz kemerli çatısında bulunan 100 cm çapındaki konik biçimli boru, geceleyin tabyaya sızma yapacak düşmanları dinlemek için döküm tekniğindeki yapılmış bir bölümdür. Bu dinleme sistemi Kars’taki 46 tabyadan yalnızca Karadağ tabyada bulunmaktadır. Bu da dönemine göre oldukça ileri bir dinleme tekniğinin kullanıldığını göstermektedir.

Karadağ tabyayı oluşturan savunma mevzileri ile kışla binası ve yer altı koruganları günümüze oldukça sağlam bir şekilde ulaşmıştır. Tabya 1990 yılına kadar 14. Mekanize Tugay Komutanlığı denetiminde kalmış, bu tarihten sonra tahsisi Hazineye devredilmiştir.

Paylaşın

Kağızman Uzun Elması

Uzun Elma; Türkiye’de sadece Kars’ın Kağızman ilçesinde yetiştirilen, şekli dolayısıyla ‘uzun elma’ olarak nitelendirilen endemik bir meyve türüdür.

Kağızman’da bin 300 rakımlı arazilerde yetiştirilen uzun elma, endemik olmasının yanı sıra yavaş yavaş olgunlaşmasıyla lezzetli bir meyve olarak biliniyor.

Aromasının yanı sıra şekliyle ön plana çıkan uzun elma, çekirdek bölümündeki yıldız şekliyle de dikkati çekiyor.

Kars İl Özel İdaresinin 12 Temmuz 2012’de Türk Patent ve Marka Kurumuna “Kağızman uzun elması”nın tescili için yaptığı başvuru, “307 nolu menşe” olarak kabul edildi.

Şekli dolayısıyla ‘uzun elma’ olarak nitelendirilen elmaya coğrafi işaret tescil belgesi alındı.

Paylaşın

Kağızman Uzun Kayısısı

Kağızman, Doğu Anadolu Bölgesi’nin Erzurum-Kars Bölümü’nde Kars ilinin idari alanı içinde yer almaktadır. İlçenin yönetim merkezi durumundaki Kağızman’ın Kars’a olan uzaklığı yaklaşık 76 km kadardır.

Kağızman ilçesi Kuzeyden Aladağ (3138 m) ve Yağlıca Dağı (2961 m) güneyden ise Kapu Dağı (3077 m) ve Karakol Dağı (2753 m) tarafından çevrelenmiş olup, kabaca batı-doğu doğrultusunda uzanış gösteren ve tabanı doğuya doğru genişleyen Aras ırmağı vadisinde yer almıştır.

Kağızman da Aras vadisinde yer aldığından, özellikle kışın bölgede sert ve uzun geçen şçiddetli soğuklardan nispeten korunduğu için Kars, Ağrı, Erzurum illerinin bir bakıma meyve bahçesi durumundadır.

Yörede meyvecilik yüzyıllardan beri geleneksel olarak yapılmaktadır. Kağızman ilçesi meyve bahçeleriyle ün salmıştır. Meyveciliğin Kağızman’ın kültüründe ayrı bir yeri ve önemi vardır. Uzun Kayısı da sadece bu yörede yetişen bir kaysı türüdür.

Kayısı (Prunus Armeniaca); kiraz, şeftali, badem, erik gibi diğer sert çekirdekli meyvelerle birlikte gülgiller ailesinden olup, kayısının ana vatanının Orta Asya’yı da içerecek şekilde kuzey/kuzeydoğu Çin olduğu düşünülmektedir.

Çin’den sonra Orta Asya, İran ve Akdeniz üzerinden dünyaya yayıldığı bilinmektedir. Bugün, dünyanın en fazla kayısı üreticisi ülkelerinin bu rota üzerinde yer alması, söz konusu durumun tesadüf olmadığını da göstermektedir.

Tarihi süreç içerisinde kayısının Avrupa ve İslam dünyası ile tanışması sırasıyla Büyük İskender, Roma ve İslam ordularının fetihleri döneminde Doğu Anadolu ve İran toprakları üzerinde gerçekleşmiştir. Avrupalıların, kayısıyı o dönemde Doğu Anadolu Bölgesinde yoğun olarak bulunan Ermeni tüccarları vasıtasıyla öğrendikleri ve bu nedenle kayısıyı Latince Armeniaca kelimesiyle irtibatlandırdıkları rivayet edilmektedir.

Bazı Batılı kaynaklarda kayısı için Ermeni Eriği anlamına gelen Armenian Plum ifadesinin de kullanıldığı görülmektedir. Bugün Doğu Anadolu Bölgesinde yer alan başta Malatya olmak üzere Elazığ, Erzincan, Iğdır, Kağızman ve Ahlat’ın eski dönemlerden beri önemli kayısı üretim merkezleri olduğu anlaşılmaktadır.

Dünya genelinde 1750’den fazla çeşidinin veya melezinin olduğu belirtilen kayısının yetiştiği coğrafyalara bakıldığında üretimin karasal iklim özelliği gösteren yarı kurak ve nem oranı düşük bölgelerde yoğunlaştığı, aşırı soğukları sevmediği, ilkbaharı nemli ve sisli geçen yerlerde çil hastalığı oluşturduğu, verimli topraklarda genellikle 6-8 arası pH derecesini tercih ettiği, tınlı veya tınlı-kireçli toprakları sevdiği, taban suyu çok yüksek seviyede olan toprakları tercih etmediği, soğuk havanın oturduğu çukur bölgelerden ziyade güneye bakan eğimli yamaçları sevdiği ve ilkbaharın geç donlarından büyük ölçüde etkilendiği görülmektedir.

Paylaşın

Kesme Çorbası, Malzemeler, Yapılışı

Kesme Çorbası; Kars’ı ziyaret eden herkesin mutlaka tadılması gereken yöresel bir lezzettir… Evde de hazırlayabilirsiniz…

Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir…

Malzemeler;

  • 1 Su Bardağı Yeşil Mercimek
  • 4 Çorba Kaşığı Yoğurt
  • 2 Çorba Kaşığı Un
  • 1 Çorba Kaşığı Tereyağı
  • Yarım Limon
  • 1 Tutam Taze Nane
  • Tuz

Su hamuru için;

  • 1 Su Bardağı Söke Un
  • 1 Yumurta
  • 1 Çay Kaşığı Tuz

Yapılışı;

Yumurta, tuz ve su ile hamur yoğurun. Elde ettiğiniz hamuru 1 cm. kalınlığında açın. Hamur kesme ruletiyle ya da bıçakla önce ince şeritler kesin, sonra diğer taraftan da keserek küçük küpler elde edin.

Haşlanmış mercimeği sıcak suya koyun ve hamurları ilave edip kaynatın. Terbiyesi için yoğurdu, unu ve yarım limon suyunu karıştırın. Önce soğuk su sonra sıcak su verin.

Hazırladığınız terbiyeyi çorbanın içine karıştırarak ilave edin. Kaynayınca altını kapatın ve servis kasesine alın.

Paylaşın

Katmer, Malzemeler, Yapılışı

Katmer; Kars’ı ziyaret eden herkesin mutlaka tadılması gereken yöresel bir lezzettir… Evde de hazırlayabilirsiniz…

Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir…

Normal hamur mayalanır ve bir süre bekletilir. Yöresel değimle hamurun ekşimesi beklenir. Daha sonra hamur yufka şeklinde açılır ve yufkalar 5 erli olarak aralarına yağ sürülmek kaydıyla rulo yapılır ve tepsinin ortasından başlanmak kaydıyla kıvrımlı olarak sarılır.

Tepsi düzeltilir. Üzerine yumurta sarısı sürülerek fırına verilir. Köylerde ise ocak (Şömine) 4 adet demir çubuk konur. Bunun üzerine tepsi konulduktan sonra tepsinin üzerine saç ters çevrilerek kapatılır. Ters çevrilmiş dış bükey saçın üzerine ise demir hare kapatılarak içine tezek konur.

Paylaşın

Kuymak, Malzemeler, Yapılışı

Kuymak; Kars’ı ziyaret eden herkesin mutlaka tadılması gereken yöresel bir lezzettir… Evde de hazırlayabilirsiniz…

Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir…

Malzemeler;

  • 1 su bardagi un
  • 2 su bardagi su (süt de olabilir ya da süt-su karisimi)
  • Tuz
  • 1,5 yemek kasigi tereyagi
  • 2 yemek kasigi toz seker+ 1 cay kasigi tarcin

Yapılışı;

Bir kabin icerisinde una tuz ekleyin. Suyu azar azar bir yandan karistirarak ekleyin. Karisimin akiskan bir kivami olmali.

Teflon tavanizi orta ateste isitin. Sicak tavada tereyagini eritin. Karisimi yaga dökün. Karisim yavas yavas piserken tahta kasik yardimiyla hamuru parcalara bölün.

Altlari pismeye hafifce kizarmaya yüz tutan parcalari ters cevirip diger yüzlerinin de yanmadan hafifce kizarmasini saglayin. Hamur kendini toplamaya baslayinca ezmeden cevire cevire pisirin ve servis tabagina aktarin.

Üzerine tarcin eklenmis sekeri serperek hemen servis edin. Alman usulü Kaiser Schmarn tatlisi yapmak isterseniz baslangictaki unlu karisima 3 yumurta ekleyip ayni islemleri uygulayin.

Paylaşın

Kete, Malzemeler, Yapılışı

Kete; Kars’ı ziyaret eden herkesin mutlaka tadılması gereken yöresel bir lezzettir… Evde de hazırlayabilirsiniz…

Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir…

Malzemeler;

  • 2 kilo süt
  • 2 yumurta
  • 4 kaşık yağ
  • 1 yemek kaşığı tuz
  • 1 bal kaşığı şeker tuzu
  • 1 yemek kaşığı pakmaya

Hazırlanışı;

Ilık sütü ve tüm malzemeyi iyice yoğurarak çok yumuşak bir hamur yapılır ve hamur ekşimeye bırakılır. Hamur ekşirken bir yandan da ketenin içi hazırlanır. Kete için erimiş tereyağı, tuz ve un bir kabın içine koyulur ve iyice ovulur (isteğe göre içe şeker tozu da koyulur.) iyice mayalanan hamurdan yuvarlak bezeler alınır.

Onlar büyük yufka şeklinde açılır. Sonradan açılan yufkalar yağlanarak katlanır. 4 kat olunca da içine yapılan içten koyularak katlanır. Parmaklarla iyice bastırılarak büyütülür. Sonra üzerine süt ile yumurta karışımını sürerek fırına sürülür servise hazır hale getirilir.

Paylaşın

Nezik, Malzemeler, Yapılışı

Nezik; Kars’ı ziyaret eden herkesin mutlaka tadılması gereken yöresel bir lezzettir… Evde de hazırlayabilirsiniz…

Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir…

Malzemeler;

  • 2 su bardağı un
  • 1 su bardağı sütlü
  • Kaymak
  • Tuz

Hazırlanışı;

2 su bardağı un, kaymak ve tuzdan kulak memesi kıvamında bir hamur elde edin ve limon büyüklüğünde bezeler yapıp15-20 dakika dinlendirin.

Çok ince olmamak şartıyla yufkaları açıp teflon tavada veya sacda pişirin, tereyağı sürerek servis edin.

Paylaşın

Kuzu Etli Pilav, Malzemeler, Yapılışı

Kuzu Etli Pilav; Kars’ı ziyaret eden herkesin mutlaka tadılması gereken yöresel bir lezzettir… Evde de hazırlayabilirsiniz…

Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir…

Malzemeler;

  • 1 kase pirinç
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı veya sıvı yağ
  • 100 gr tereyağı
  • Yeteri kadar Ayva
  • Yeteri kadar Soğan
  • Yeteri kadar Salça
  • 250 gram kuşbaşı kuzu eti
  • 1 buçuk kase kaynar su
  • Tuz

Hazırlanışı;

Kuzu eti 3 su bardağı tuzlu suda haşlanarak didiklenir. Etin suyu ayrılır. Etler bir tavaya alınıp kendi yağıyla 5-10 dakika kavrulur. Pirinç bol suyla yıkanıp süzülür. İki bucuk su bardağı et suyu yavan bir tencereye alınır. Pirinç ve ilave edilerek karıştırılır.

Kapağı kapalı olarak suyunu çekinceye kadar 15 dakika pişirilir. 100 gr. Tereyağı küçük parçalar halinde pilava ilave edilir. Tahta kaşıkla harmanlanıp kapağı kapalı olarak 5 dakika dinlendirilir. Ayva soyulup küp şeklinde doğranır. Bir toprak güveçte pilav, et ve ayva harmanlanır.

Önceden ısıtılmış 180 derece ayarlı fırında 20 dakika pişirilir. Soğan soyulup, küp şeklinde doğranır. Kalan tereyağı küçük bir tavada kızdırılıp, soğan kavrulur. Salçayı ekleyip ezerek içine karıştırılır. Pilav servis tabaklarına paylaştırılarak üzerine bir iki kaşık salçalı sos eklenir. Sıcak olarak servis yapılır.

Paylaşın

Piti, Malzemeler, Yapılışı

Piti; Kars’ı ziyaret eden herkesin mutlaka tadılması gereken yöresel bir lezzettir… Evde de hazırlayabilirsiniz…

Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir…

Malzemeler;

  • 500 gr kuzu gerdan
  • 500 gr kuzu incik
  • 200 gr kuyruk yağı
  • 500 gr nohut
  • 2 adet domates
  • 2 adet yeşil biber
  • 3 tatlı kaşığı zerdeçal (sarıkök)

Yapılışı;

Kuzu gerdan, kuzu incik ne kuyruk yağı düdüklüde üzerini geçecek kadar suyla birlikte haşlanır. Haşlanan etlere 3 tatlı kaşığı zerdeçal ve haşlanmış nohut eklenip bir iki taşım daha kaynatılır.

Domatesler kabuklarıyla birlikte halka halka ve biberler de iri iri doğranır. Kaplara (güveç de olabilir) önce birer adet et yerleştirilir. Etin nohutlu suyundan da ilave edilir. Domatesler ve biberler de yerleştirilip fırınlanır. Piti servise hazırdır.

Paylaşın