Kars: Karadağ Tabyası

Kars, Anadolu’nun Kafkasya’ya açılan kapısı konumundadır. Bundan dolayı Anadolu’ya Kafkasya’dan gelen saldırıların ilk olarak karşılandığı yer Kars ve çevresi olmuştur. Bu saldırılara karşı koymak içinde Kars bölgesinde Tabyalar inşaa edilmiştir.

Kars’ta 23 tabya bulunmakta olup, bunlardan 14’ü büyük ölçüde tahrip olmuş ve 10 tanesi de iyi bir durumda günümüze ulaşmıştır.

Kars Tabyalarının belli başlıları; İnönü Tabyası, Karadağ Tabyası, Hafız Paşa Tabyası, Arap Tabyası, Gaziler Tabyası, Kerim Paşa Tabyası, Kanlı Tabya, Cenup Tabyası, Çukur Tabya, Fevzi Paşa Tabyası, Hüseyin Paşa Tabyası, Kerim Paşa Tabyası, Thomson Tabyası, Dik Tabya, Veli Paşa Tabyası, Şimendifer Tabyası, Çakmak Tabyası, Çifte Gögüs Tabyası, Muhlis Paşa Tabyası, Churcil Tabyası, Süvari Tabyası ve bugün üzerinde Veteriner Fakültesi’nin bulunduğu Çim Tabya’dır.

Tabya kelimesi Arapça Ta’biye kelimesinden türemiştir. Askeri bir terim olarak “hazırlık, donatma, yığma” anlamında, yerli yerine koyup tertip etme şeklinde tarif edilebilir.

Tabya; içerisinde değişik sayıda askeri kuvvetleri barındırmak için etrafı savunma mevzileri ile çevrilmiş, içerisinde kışla, cephanelik, eğitim ve toplanma yerleri ile hazır kıta mahalleri, depo ve camii binalarından oluşan taş, kagir, beton veya demirli betondan inşa edilmiş kapalı mevzilere verilen isimdir.

Eski çağın sonları ile Ortaçağ döneminde büyük kalelerin yakınlarında küçük savunma kule ve mevzilerinin yapılması ile başlayan tabyaların asıl gelişimi Yeniçağda olmuştur. Ateşli silahların vurma gücü artarken, kuşatma yapan orduların kuşatma süresini uzatmak için silah, cephane ve erzak ihtiyaçlarını kısa sürede tamamlayabilmeleri savunma yapılan şehirlerde daha büyük oranda tahkimat yapma ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle özellikle sınırlarda bulunan yerlere, ülkemizde ise ( Kars, Edirne, Erzurum, Çanakkale gibi ) şehirlerde Tabyalar yapılmaya başlanmış ve savunma savaşlarında bu tabyalar askeri zaferlerin kazanılmasında önemli rol oynamışlardır.

Kars Tabyaları’nın Tarihi

Osmanlı Padişahı III. Murad’ın emriyle Kars’a 100 bin kişilik ordusuyla gelen Lala Mustafa Paşa 1579 tarihinde şehre yapılan İran saldırılarını durdurarak eyalet merkezi haline getirilen Kars’ta yeni bir imar çalışması başlatmıştır. Bu imar çalışmaları sırasında yıkılan Kars kalesi yeniden yapılmış, kale ile birlikte 9 cami, 1 taş köprü, Beylerbeyi sarayı ile birlikte Kars kalesinin batısında şimdiki Sukapı mahallesi ile Çakmak kışlanın birleştiği yerde Temur Paşa tabyasını yaptırmıştır. Kars’ın ilk tabyası olarak bilinen kule ve savunma mevzilerinden oluşan bu tabya şehri güneyden ve batıdan gelebilecek İran saldırılarına karşı 17. yüzyıl sonuna kadar savunmuştur.

Osmanlı İmparatorluğunun 1699 tarihinde imzaladığı Karlofça Antlaşmasından sonra devletin doğu sınırlarında yeni savunma sistemleri oluşturmak amacıyla 1734 tarihinden başlayarak şehri doğudan Ruslara karşı, güneyden İran’a karşı savunacak tahkimatlar ( Tabyalar ) oluşturulmaya başlanmış ve 19. yüzyıl sonuna kadar bu çalışmalar devam etmiştir. 1734-1878 tarihleri arasında 154 yıl boyunca Kars şehrini düşman saldırılarından korumak amacıyla toplam 46 adet tabya yaptırılmış, bu tabyalar özellikle Rus saldırılarına karşı devletin doğu sınırlarının korunmasını sağlamıştır.

Başbakanlık Osmanlı arşivleri Askeriyye 13221 no’lu belge 1739 tarihinde Kars Kalesinin savunulması amacıyla şehirde 3 tabyanın yaptırılması için 15 bin Kuruş tutarındaki tahsisatın Erzurum Beylerbeyliğine gönderilmesi, Kars tabyaların devlet eliyle yaptırıldığını gösterdiği gibi bu belge aynı zamanda şehirdeki tabyaların bu tarihten itibaren inşa edilmeye başlandığını da göstermektedir. 1734 yılında İran Şahı II. Tahmasb döneminde İran orduları tarafından Kars’a yapılan saldırılar 18. yüzyıl boyunca devam etmiş, daha sonra 1806-1828-1855 ve 1877 Rus saldırılarını karşılamak için Padişah III. Selim ve Sultan Abdülaziz dönemlerinde şehri savunmak için yoğun bir tabya yapımına girişilmiştir.

Yapılması ve savunma hatları Kars şehrinin coğrafi yapısına göre oluşturulan ve 1734-1878 tarihleri arasında yaptırılan 46 adet tabyadan 24 tanesi ya tamamen tahrip olmuş ya da sadece savunma mevzileri günümüze kadar ulaşabilmiştir. Diğer 12 tabya ise halen askeri denetim altında bulunmaktadır. Geriye kalan 10 adet tabyadan 5 tanesi önemli ölçüde zarar görmüş, 5 tabya ise günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşmıştır. Karadağ Tabya, Arap Tabya, Kanlı Tabya, Kerim Paşa Tabya ve Süvari Tabya isimleri ile bilinen bu tabyalar yapılacak onarım ve restorasyon çalışmalarından sonra turizme açılabilecek tabyalardır.

Karadağ Tabya

Karadağ Tabyanın savunma mevzileri 1828-1829 tarihlerinde toprak mevzi olarak yaptırılmıştır. Kafkasya’dan gelen Gümrü yolunu kapatmak amacıyla 1854 Kırım Harbi öncesinde Rus saldırılarına karşı tabya içerisinde kagir olarak bazı bölümler eklenmiş, asıl tabya binaları ve müştemilatı ise 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından önce şehri doğu ve kuzey istikametinden savunmak amacıyla inşa ettirilmiştir. Tabyanın biri Kars Çayı boğazı hattında biri de sağ cephede olmak üzere 2 cephanesi bulunmaktadır. Bu cephanelerden Kars Çayı boğazındaki tamamen yıkılmış, sağ cephede bulunan cephane binası ise günümüze sağlam olarak ulaşmıştır. Sultan Abdülmecit döneminde 1848-1853 tarihleri arasında yaptırılan tabya şehirdeki 46 tabyadan en büyük olanıdır.

Karadağ Tabyasının askeri kışla binası betonarme olarak tek katlı dikdörtgen planlı olarak yaptırılmıştır. Kışla binasından binanın arka cephesindeki tabya müştemilatına ulaşabilmek için toprak altına uzayan galeriler ile geçiş sağlanmıştır. Halk arasında 40 tüneller olarak bilinen labirent şeklindeki bu yer altı tünelleri gizemli bir korugan ( gizlenmiş yer ) görünümündedir.

Tabyadaki kışla binasının tonoz kemerli çatısında bulunan 100 cm çapındaki konik biçimli boru, geceleyin tabyaya sızma yapacak düşmanları dinlemek için döküm tekniğindeki yapılmış bir bölümdür. Bu dinleme sistemi Kars’taki 46 tabyadan yalnızca Karadağ tabyada bulunmaktadır. Bu da dönemine göre oldukça ileri bir dinleme tekniğinin kullanıldığını göstermektedir.

Karadağ tabyayı oluşturan savunma mevzileri ile kışla binası ve yer altı koruganları günümüze oldukça sağlam bir şekilde ulaşmıştır. Tabya 1990 yılına kadar 14. Mekanize Tugay Komutanlığı denetiminde kalmış, bu tarihten sonra tahsisi Hazineye devredilmiştir.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir