Iğdır: Armutlu Kaplıcaları

Armutlu Kaplıcaları; Iğdır’ın Armutlu İlçe sınırları içerisinde yer almaktadır. İlçe Merkezi’ne 4 km. mesafedeki kaplıcalara, şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.

Türkiye’nin 1. derece önemli ve öncelikli kaplıcalarından olan Armutlu Kaplıcası, çevresi ağaç ve makilerle kaplı bir vadide, dere yatağı boyuna sıralanmış çok sayıda kaynaktan oluşmaktadır. Termal Kaplıcalarından sonra keşfedilmiş olmakla birlikte Bizans dönem ’in den beri varlığı bilinmekte ve sularından yararlanılmaktadır. Termal Kaplıcalarına nazaran denize daha yakındır. Bu yakınlık deniz ve kaplıca keyiflerinin bir arada yaşanmasına imkân tanımaktadır, içerisinde doğduğu ormanların gürlüğü ve manzarasının güzelliği Armutlu kaplıcalarının dinlendiriciliğini artırır.

Armutlu kaplıcalarının suyu ülkemizdeki radyoaktivitesi en yüksek olan kaplıca suyudur. Sıcaklığı 57 santigrat de­rece ile 73 santigrat derece arasında değişir. Kaplıcalar­dan banyo, içme ve solunum gibi farklı yollarla yararlanı­labilir. Bölgedeki birçok kaynağın en önemlileri Küpeli ve Hamam’dır.

Çevresinde kurulan turistik tesis ve otel gibi işletmeler sayesinde Armutlu Kaplıcaları geniş bir insan kitlesine hizmet sunmaktadır. Son yıllarda bu tesislere devre mülkler de eklenmiştir. Çok sayıda devre mülk inşa edilmiş, kaplıcaların suyu evlerin içerisine taşınmıştır. Denizin, kaplıcaların ve çeşitli bitki örtüsünün uyumu Armutlunun giderek daha çok insan tarafından ziyaret edilmesine se­bep olmaktadır.

Kaplıcalarının tedavi (endikasyon) özellikleri: Boyun, bel , kalça ve diz kireçlenmeleri, boyun ve bel fıtıkları, mekanik tipte kronik bel ağrıları, sportif yaralanmalar, tendinitler, kronik artritler (Romatoid artrit, Ankilozan spondilit), kas romatizması (Fibromiyalji), felç rehabilitasyonu, diabetik nevraljiler, dolaşım bozuklukları, diz, kalça protez ameliyat sonrası, ortopedik sekeller, sportif yaralanmalar, osteoporoz, kronik idrar yolu iltihapları ve taşları, sindirim sistemi hastalıkları (içme olarak da kullanılır), genel yorgunluk, buhar soluma ile bazı solunum sistemi hastalıkları, vücutta eser miktarda bulunan minerallerin eksikliği, çeşitli cilt hastalıklarından bazıları.

Kısaca; Kaplıca suyunun romatizmal hastalıklar, dolaşım hastalıkları, kırık sekelleri, cilt hastalıkları, siyatik ve her türlü nevralji, çeşitli felçler, adale hastalıkları ve atrofilleri, kadın hastalıkları, hastalık ve ameliyat sonrası rahatsızlıklar ve metabolizma bozukluklarına iyi geldiği görülmektedir.

Paylaşın

Yalova: Fıstıklı Kaplıcaları

Fıstıklı Kaplıcaları; Yalova’nın Armutlu İlçesi, Fıstıklı Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Yalova İl Merkezi’ne 63 km. Armutlu İlçe Merkezi’ne 8 km. mesafededir.

Armutlu İlçe Merkezi’nden Fıstıklı Köyü’ne günün belirli saatlerinde toplu ulaşım araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.

Kaplıca suyunun romatizmal hastalıklar, kırık sekelleri, cilt hastalıkları, siyatik ve her türlü nevralji, çeşitli felçler, dolaşım hastalıkları, adale hastalıkları ve atrofilleri, kadın hastalıkları, hastalık ve ameliyat sonrası rahatsızlıklar ve metabolizma bozukluklarının tedavisinde kullanılabilir niteliktedir.

57-73 ºC derece olan kaplıca suyu renksiz ve berrak termal sudur. Kaplıca suyu, sülfat, bikarbonat, klorür, kalsiyum, sodyum, karbondioksitli bir bileşime sahiptir.

Paylaşın

Yalova: Kent Müzesi

Kent Müzesi; Yalova’nın Süleyman Bey Mahallesi, Cumhuriyet Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanmaktadır.

Yalova’nın 1900 yılında kaza(ilçe) olması nedeniyle, idari olarak oluşturulan yeni büroların da içinde bulunduğu bir kaymakamlık binasının yapımına ihtiyaç duyulmuştur. 1900 yılında ihtiyaç nedeniyle yapılması istenen Yalova Hükümet Konağı, 1908 yılında hizmete açılsa da tam anlamıyla 1913 yılında kullanılmaya başlanmıştır.

Hükümet Konağı’nın yapım işi Müteahhit Hacı Artin Kalfa tarafından gerçekleştirilmiştir. Eski Yalova İskelesi karşısında yapılan Yalova Hükümet Konağı’nda ilk yıllarda Yalova Belediyesi dahil çok sayıda resmi kuruma ait bürolar oluşturulmuş ve kamu hizmetleri burada yürütülmüştür.

Arşiv bilgilerine göre 1913 yılından sonra, yer yokluğu nedeniyle Yalova Hükümet Konağı’nı kullanan Belediye büroları tahliye edilmiştir. Hükümet Konağı, Yalova’nın işgali sırasında ise Yüzbaşı Dimitri tarafından karargah olarak kullanılmıştır. Yalova halkının belleklerinde çok önemli yere sahip olan ve zamanın en önemli yapılarından biri olan Yalova Hükümet Konağı 1968 yılında yıkılmıştır.

Kent Konseyi’nin koordinasyonunda Yalova Valiliği ve Yalova Belediyesinin katılımıyla 09 Ocak 2010 tarihinde ilk “İstişare Toplantısı” gerçekleştirilmiştir. İstişare Toplantısı’nda Kent Müzesi’nin oluşumuyla ilgili oluşumuyla ilgili görüş ve öneriler alınarak; yapılacak çalışmalara kamu, özel ve sivil toplum temsilcilerinin katılımı sağlanmıştır. Yalova Kent Müzesi olarak işlev kazandırmak amacıyla girişimlerde bulunularak; yapının Restitüsyon ve Rekonstrüksiyon Projeleri 20 Nisan 2010 tarihinde, 1417 sayılı Kocaeli Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararı ile onaylanmıştır.

Yalova tarihinin ve kentsel hafızasının geleceğe taşınması amacıyla, Hükümet Konağı’nın Kent Müzesi olarak kullanımına ilişkin proje Yalova Valiliği ve Yalova Belediyesi’nin ortak kararıyla hazırlanmış ve Yalova Belediyesi’nin koordinasyonunda uygulamaya geçilmiştir. Yapılan tüm çalışmalar sonucunda Yalova Kent Müzesi 15 Mayıs 2013 tarihinde hizmete açılmıştır.

Paylaşın

Yalova: Atatürk ve Çocuk Müzesi

Atatürk ve Çocuk Müzesi; Yalova’nın Merkez İlçesi, Bahçelievler Mahallesi, Gazi Paşa Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.

Mustafa Kemal Atatürk tarafından kullanılmış evlerden olması sebebiyle Kocaeli Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 20.11.2007 tarih 193 sayılı kararı ile tescil edilen Tigem Atatürk Köşkü  Baltacı Çiftliği köşkü olarak da bilinmektedir. Yürüyen Köşkü yaptırmadan önce kullandığı bir yapıdır. Restorasyonu 2013 yılı Şubat ayında başlamış olup, 2014 yılı Temmuz ayında tamamlanmıştır.

Atatürk ve Çocuk Müzesi  30 Ağustos  2014 tarihinde ziyarete açılmış olup,  müzenin tefrişatı  klasik Atatürk Müzelerinin dışında modern müzecilik anlayışına uygun olarak  ilköğretim çocuklarına hitap eden ve çocukların  ilgisini canlı tutan tasarımlardan oluşmaktadır.

Müze binası iki katlı olup, giriş bölümünde zeminin bir kısmı Yalova’daki tarihi yerlerin işaretlendiği bir harita kaplanmıştır. Yine bu bölümde yer alan bilgi panolarında Atatürk’ün Yalova’ya gelişi ve Yalova’da kurmuş olduğu çiftlikler, kullanmış olduğu köşkler ve tarihçelerine yer verilmiştir. Girişin sağında yer alan salon üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Atatürk’ün Yalova’lı Çoban Mustafa’yla karşılaşması canlandırılmış olup, hikayesine yazılı olarak yer verilmiştir. Söz konusu alanda bulunan Kiosk’ta Çoban Mustafa’yla yapılan röpörtajı izlenilebilmektedir.

Orta salonda etkileşimli kutu modüller tasarlanarak çocukların ilgisi canlı tutulmaya çalışılmıştır. Modüllerde Atatürk’ün 7 manevi evladından bahsedilerek Ata’nın himayesine aldığı bu çocukların eğitimi konularında bilgi verilmiştir. Burada yer alan kioskta manevi evlatlarla yapılan röpörtajlar seyredilmektedir.

Giriş katın son bölümünde ise Atatürk’ün eğitim anlayışına değinilmiştir. Ayaklı vitrinlerde Atatürk kitapları sergilenmektedir. Üst kata giriş bölümünde Atatürk Kronoloji fotoğraflarla eşleştirilmek üzere hazırlanmıştır. Üst kattaki salona orta bölümden girilir. Bu bölümde etkileşimli renkli kutu modüllerde devrimlere yer verilmiştir. Aynı salonda Atatürk’ün  yurt gezilerinden fotoğrafları  ve video gösterimi bulunmaktadır.

23 Nisan salonunda ise 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının ilan edilmesinde Çocuk Esirgeme Kurumunun öneminden bahsedilerek Atatürk’le fotoğraf çektirme köşesi oluşturulmuştur. Ayrıca bu salonda Yalova’ya ait eski 23 Nisan fotoğrafları dijital ekranda sürekli gösterilmektedir. Ayaklı vitrinlerde Çocuk Esirgeme Kurumuna ait 1945 yılının pulları sergilenmektedir.

Çocuk Faaliyet Alanında ise bir duvar puzzle yer almakta olup, öğrenci grup ziyaretlerinde bu alan aktif olarak kullanılacak şekilde düzenlenmiştir. Bahçede düzenlenen oyun alanı ise  uygun mevsimlerde kullanılmak üzere, müze ziyareti sonrası çocuklara müze içerisindeki bilgilerden oluşan sorulardan sorulup, kostümler giydirerek oynatılmak üzere tasarlanmış bilgi oyunudur.

Paylaşın

Yalova: İbrahim Müteferrika Kağıt Müzesi

İbrahim Müteferrika Kağıt Müzesi; Yalova’nın Bahçelievler Mahallesi, Şehit Ömer Faydalı Bulvarı üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu’nun resmi belgelerle varlığı kanıtlanabilen ilk kağıthanesi İlimiz Yalova’ya bağlı Elmalık Köyü’nde kurulmuştur. İlk Matbaacımız olan İbrahim Müteferrika tarafından çalıştırılmış olan bu kağıthane o dönem tamamen ithal bir ürün olan kağıdın yerli üretimini gerçekleştirmiş olması bakımından önemlidir.

Medeniyet Elçisi olarak adlandırılan kağıdın binlerce yıllık tarihini Kağıthane-i Yalakabad adına gözler önüne seren Yalova Belediyesi İbrahim Müteferrika Kağıt Müzesi, ülkemizin de ilk kağıt müzesi olması açısından oldukça önemli bir yere sahiptir.

Bu müzede Kağıdın Tarihi, Üretimi, Korunması, Kağıt Sanatları, Türkler ve Kağıt, Kağıt Sanayii, Kitabın ve Kütüphaneciliğin Tarihi gibi konularda oluşturulan bilgi panolarının yanısıra oluşturulan üretim atölyesinde ziyaretçiler kendi kağıdını üretebilecekler.

El yapımı doğal kağıt ile yepyeni bir ürün sunan Kağıt Müzesi dünya Kağıt Müzeleri yetkililerince de desteklenmektedir. Yüzlerce bilim insanı tarafından gönüllü danışmanlık yapılan müze, Kağıtçılık Tarihi konusunda bir ihtisas merkezi olma yolunda çalışmalar yürütmekte olup, oldukça zengin bir belge kütüphanesine sahiptir.

Paylaşın

Iğdır: Hacı İbrahim Kümbeti

Hacı İbrahim Kümbeti; Iğdır’ın Aralık İlçesi, Gödekli Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. İl Merkezi’nden Gödekli Köyü’ne günün belirli saatlerinde toplu ulaşım araçları ile ulaşım sağlanmaktadır.

M.Ö. 4000 bin yıldan beri yerleşim yeri olarak kullanıldığı ve tarih boyunca birçok kavimlerin medeniyet ve kültürlerine ev sahipliği yaptığı bilinen Iğdır’da bir çok tarihi yapı bulunmaktadır. Hacı İbrahim Kümbeti de Iğdır’da bulanan önemli tarihi yapılardandır.

Kuzey güney istikametinde kare planlı olarak inşa edilen ve giriş kapısının üzerindeki Osmanlıca kitabede yazılı bulunan Hicri 1322 (Miladi 1907) tarihinde Hacı İbrahim arlına yapılan kümbetin giriş kapısı güney istikamette olup siyah kesme bazalt taşından inşa edilmiştir.

Kümbetin temeli iki sıra taşla esas binanın duvarlarından dışarı doğru çıkıntı yapmaktadır. İki metre yüksekliğinde ve 5,50 x 5,50 metre çapındaki binanın üstü yarım kubbeli olup, kubbe ile çatının birleştiği yer dışarıya çıkıntı teşkil etmektedir. Güney doğu ve kuzey doğuda birer küçük penceresi bulunan kümbetin içerisi çamurdan basit olarak sıvanmıştır.

İç mekanda bulunan üç mezar ve bu mezarlara ait Osmanlıca yazılı üç mermer kitabe bulunmaktadır. Zaman zaman bu mezarlar define arama maksadı ile tahrip edilmişlerdir. Kümbetin özellikle dış cephesi oldukça sağlam bir şekilde ayakta durmaktadır.

Paylaşın

Iğdır: Kolikent Kümbeti

Kolikent Kümbeti; Iğdır’ın Aralık İlçesi, Kolikent Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. İlçe Merkezi’nden Kolikent Köyü’ne günün belirli saatlerinde toplu ulaşım araçları ile ulaşım sağlanmaktadır.

M.Ö. 4000 bin yıldan beri yerleşim yeri olarak kullanıldığı ve tarih boyunca birçok kavimlerin medeniyet ve kültürlerine ev sahipliği yaptığı bilinen Iğdır’da bir çok tarihi yapı bulunmaktadır. Kolikent Kümbeti de Iğdır’da bulanan önemli tarihi yapılardandır.

Kolikent Köyü mezarlık alanında yer alan kümbet düzgün sekizgen planlı ve her kenarı yaklaşık 2 m genişliğindedir. Duvarlar düzgün kesme taşlarla örülmüş ve yaklaşık 50 cm kalınlığında, 1.60 m yüksekliğindedir. Kümbetin kubbesi yukarı doğru sivrilen formda ve yaklaşık 1.40 m yüksekliğindedir.

Kubbe ve duvar arasındaki bağlantıyı, 30 cm kalınlığındaki kasnak sağlamaktadır. Üstünde ve çevresinde herhangi bir kitabeye rastlanılmamış, Kümbetin duvarlarında ve özellikle çatısında yoğun tahribat gözlemlenmiştir.

Paylaşın

Iğdır: Kul Yusuf Kümbeti

Kul Yusuf Kümbeti; Iğdır’ın Merkez İlçesi, Çakırtaş Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. İl Merkezi’nden Çakırtaş Köyü’ne günün belirli saatlerinde toplu ulaşım araçları ile ulaşım sağlanmaktadır.

M.Ö. 4000 bin yıldan beri yerleşim yeri olarak kullanıldığı ve tarih boyunca birçok kavimlerin medeniyet ve kültürlerine ev sahipliği yaptığı bilinen Iğdır’da bir çok tarihi yapı bulunmaktadır. Kul Yusuf Kümbeti de Iğdır’da bulanan önemli tarihi yapılardandır.

14. y.y. sonlarında yapılan ve bölgedeki Selçuklu devri eserlerinden günümüze kadar ulaşan kümbetin konik çatısı üzerinde bulunan taş kaplamalar ile gövdenin bazı bölümlerindeki kaplamalar tahrip edilmiştir. Arka yüzünde bir delik açılmıştır. Kapı üzerinde kitabesi bulunan yapıtın, kitabesi okunamamıştır.

İç kısımda altta mumyalık bulunmakta ve mumyalığın kapısı yakınında bulunan Aras Nehri’nin alüv¬yonları ile kapanarak bir dolgu tabakası içinde kalmıştır İçte mum¬yalığın moloz tavanı defineciler tarafından tahrip edilmiştir. Kümbetin yapısal özellikleri ve kitabesindeki tarih nedeni ile Selçuklu devri sonlarında yapılan ve Iğdır Kervansarayından sonra ayakta kalan ender Selçuklu devri eserlerindendir.

Paylaşın

Iğdır: Ejder (Iğdır) Kervansarayı

Ejder (Iğdır) Kervansarayı; Iğdır’ın Merkez İlçesi, Harmandöven Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. İl Merkezi’nden Harmandöven Köyü’ne günün belirli saatlerinde toplu ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

M.Ö. 4000 bin yıldan beri yerleşim yeri olarak kullanıldığı ve tarih boyunca birçok kavimlerin medeniyet ve kültürlerine ev sahipliği yaptığı bilinen Iğdır’da bir çok tarihi yapı bulunmaktadır. Ejder (Iğdır) Kervansarayı da Iğdır’da bulanan önemli tarihi yapılardandır.

Kuzey-batı güney-doğu yönünde uzanan dikdörtgen planlı bir oturum alanı üzerine inşa edilmiş yapının uzun kenarları boyunca belirli aralıklarla sıralanan ve yarı dairesel planlı beşer payanda bulunmaktadır; duvar yüzeylerinde graffiti olarak işlenmiş çeşitli taşçı işaretleri yer almaktadır.

Hanın güney-doğu cephesinin ortasındaki taçkapısı, cepheyle hemyüz olarak tasarlanmış ve kaş kemerli üç sıra profilli silmeyle kuşatılmıştır; kemerin üzengi seviyesinden başlayarak kilit taşına kadar yükselen alınlığının, üzerleri girift bitkisel bezemeli altı köşeli yıldız ve aralarında eşkenar dörtgenlerden oluşan kesme taş bloklarla örülmüş olduğu anlaşılmaktadır.

Taçkapıyla aynı formdaki bir kapı açıklığı vasıtasıyla, kare planlı ve nervürlü haç tonozla örtülü bir sofaya dahil olunmaktadır; tonoz sırtlarının birleştiği merkez noktasındaki kilit taşları, haçvari düzen oluşturan çift renkli düzgün kesme taşlarla kaplanmıştır ve ortasında kare formlu bir ışıklık yer alır.

Sofanın kuzey-doğu ve güney-batı kenarlarına bitişik ve birer kapı vasıtasıyla sofayla irtibatlandırılmış dikdörtgen planlı iki odadan kuzey-doğu yöndeki oda, beşik tonozla örtülü basit bir hacimdir. Buna karşılık, benzer plana sahip diğer oda, farklı ebat ve şekillerdeki düzgün kesme taşlarla örülmüş çift sıra nervürlü haç tonozlarla örtülüdür; tonoz sırtlarının birleştiği merkez noktasındaki kilit taşları, haçvari düzen oluşturan düzgün kesme taşlarla kaplanmıştır.

Sofanın kuzey-batı kenarındaki kaş kemerli bir kapı açıklığıyla, hanın, geçmişte ahır işlevi gören kapalı bölümüne geçilmektedir. Sözkonusu mekan, dikdörtgen planlı taş kaideler üzerine karşılıklı yerleştirilmiş kare planlı ve sivri kemerlerle birbirlerine ve duvarlara bağlanan sekizer ayakla derinlemesine doğrultuda ve beşik tonoz örtülü üç sahna taksim edilmiştir; orta sahın daha geniş ve yüksektir.

2006 yılında yapılan temizlik çalışmaları sırasında, ahır bölümünde taş sekiler ortaya çıkartılmıştır. Hanın kargir inşaatında farklı renklerde düzgün kesme küfeki taşları kullanılmıştır. Hanın kitabesi yoktur; 13. yüzyılın sonları ya da 14. yüzyılın başlarına tarihlendirilir.

Paylaşın

Iğdır: Aktaş Kaya Mezarı

Aktaş Kaya Mezarı; Iğdır’ın Tuzluca İlçesi, Aşağı Aktaş Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. İlçe Merkezi’nden Aşağı Aktaş Köyü’ne günün belirli saatlerinde toplu ulaşım araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.

M.Ö. 4000 bin yıldan beri yerleşim yeri olarak kullanıldığı ve tarih boyunca birçok kavimlerin medeniyet ve kültürlerine ev sahipliği yaptığı bilinen Iğdır’da bir çok tarihi kalıntı bulunmaktadır. Aktaş Kaya Mezarı da Iğdır’da bulanan önemli tarihi kalıntılardandır.

Kaya Mezarı, Aşağı Aktaş Köyü’nün doğusunda bulunana kayalıkların üzerindedir. Aktaş olarak bilinen kayalığın güneye bakan düzeltilmiş yüzeyinde tek odalı olduğu ifade edilen dikdörtgen girişi bulunan kaya mezarı bulunur.

Giriş kısmı ve çevresinde bezeme. Kabartmalı figür veya yazı izine rastlanmamıştır. Kayalığın batıya bakan kısmında geniş merdiven izleri görülmektedir. Merdivenlerin sonlandırıldığı yerde düzeltilmiş bir alan bulunmaktadır. Sağ altlığı veya sunu çukuru görünmemiştir. Alanda bol miktarda seramik olduğu gözlemlenmiştir.

Paylaşın