Yeni Eğitim Müfredatına Bir Tepki De TÜSİAD’dan
Yeni eğitim müfredatına ilişkin yazılı bir açıklama yapan TÜSİAD, açıklamasında, “Eğitim müfredatının, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yakışır çağdaş bir eğitimin gerekliliklerini ne kadar karşıladığı kapsamlı şekilde tartışılmalıdır” ifadelerine yer verdi.
Haber Merkezi / TÜSİAD, açıklamasının devamında, “Bilimi esas alan, farklılıklara duyarlı, çocukların ve gençlerin potansiyellerini özgürce gerçekleştirmesini ve dünya çapında üst düzey bilgi, beceri, yetkinliklere sahip olmasını sağlayan bir müfredat hedeflenmelidir.
Farklı görüşlerden eğitim paydaşlarının müfredatın hazırlık sürecine dahil olması için bilimsel ve mutlaka daha fazla zamana yayılan bir geri bildirim süreci işletilmesi gereklidir. Bu süre zarfında ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ başlıklı müfredat değişikliğinin askıda kalmaya devam etmesi, eğitim paydaşlarının eleştiri ve önerileri ışığında yeniden ele alınması katılımcılığı ve uzlaşıyı artıracaktır” ifadelerini kullandı.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), kamuoyunda tepkilere neden olan yeni eğitim müfredatına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Eğitim müfredatının çağın gerektirdiği bilgi, beceri ve yetkinlikler kazandırması açısından kritik önemde olduğu belirtilen yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Eğitim hepimizin en öncelikli ve ortak meselesidir. Müfredatın çağın gerektirdiği bilgi, beceri ve yetkinlikleri kazandırması kritik önemdedir. Çocuklarımıza ve gençlerimize Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yakışır çağdaş bir eğitim sunulmalıdır. Yeni nesillerin ve ülkemizin geleceğinde belirleyici önemdeki müfredat çalışmasının hem yöntem hem içerik olarak bilimsel temelde, şeffaflık ve katılımcılık ile yürütülmesi esas olmalıdır.
Dünyada eğitim sistemleri yarış halindeyken ve yüksek katma değerli ekonomi olma hedefimiz varken, ülkemizin en kıymetli varlığı çocuklarımız ve gençlerimizin vasat bir eğitime mahkum edilmeyeceğinden emin olmalıyız. Çağdaş uygarlık seviyesini aşmanın yolu; Cumhuriyet değerlerini ve demokrasi ilkelerini özümsemiş, bilim-teknolojide yetkinleşmiş, sosyo-duygusal becerileri gelişmiş, özgür düşünceli nesiller yetiştirmektir.
Bu çerçevede, geçtiğimiz Cuma günü açıklanan “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” başlıklı eğitim müfredatının, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yakışır çağdaş bir eğitimin gerekliliklerini ne kadar karşıladığı kapsamlı şekilde tartışılmalıdır. Ülkemiz; eğitim STK’ları, öğretmenleri, öğrencileri, velileri, akademisyen ve uzmanları, eğitim-iş dünyası etkileşimi ile çok geniş bir “eğitim paydaş ekosistemi”ne sahiptir.
Oysa müfredat hazırlık sürecinde yer alan kişi ve kurumlar açıklanmamış, farklı görüşlerden eğitim uzmanı ve STK’lar sürece yeterince dahil edilmemiş, yeni müfredata ilişkin görüşlerin iletilmesi için sadece bir hafta süre verilmiş, yeni müfredatın hemen önümüzdeki öğretim yılında belirli sınıflarda uygulamaya geçeceği kaydedilmiştir.
“Oldu bittiye getirilmemeli”
Gerçek beka meselesi olan eğitimde müfredat değişikliği oldu bittiye getirilmemelidir. Müfredat çalışmasında yer almış kişi ve kurumlar, yapılan ihtiyaç analizleri, çalıştay sonuçları gibi bilgi ve belgelerin kamuoyuna açıklanması faydalı olacaktır. Farklı görüşlerden eğitim paydaşlarının müfredatın hazırlık sürecine dahil olması için bilimsel ve mutlaka daha fazla zamana yayılan bir geri bildirim süreci işletilmesi gereklidir.
Bu süre zarfında ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ başlıklı müfredat değişikliğinin askıda kalmaya devam etmesi, eğitim paydaşlarının eleştiri ve önerileri ışığında yeniden ele alınması katılımcılığı ve uzlaşıyı artıracaktır. Alınan geri bildirimlerin neler olduğu ve müfredat revizyonunda nasıl dikkate alındığının açıklanması sürecin şeffaflığına katkı sağlayacaktır.
Bilimi esas alan, farklılıklara duyarlı, çocukların ve gençlerin potansiyellerini özgürce gerçekleştirmesini ve dünya çapında üst düzey bilgi, beceri, yetkinliklere sahip olmasını sağlayan bir müfredat ülkemizin çağdaş uygarlık seviyesini aşma hedefine hizmet edecektir.”