Yeni Çözüm Süreci Tartışmaları: Kulislerde Hangi Seçenekler Konuşuluyor?
“Yeni Çözüm Süreci” tartışmaları gündemdeki yerini korurken, Cumhur İttifakı ortaklarının pratikte nasıl adım atacakları ve nasıl bir yöntem izleyecekleri henüz bilinmiyor.
AK Parti ve MHP’de geçmişte başarısızlıkla sonuçlanan “çözüm süreci” ifadesi kullanılmıyor ve denenmiş yöntemlerle çözüm arayışı olmadığı ısrarla vurgulanıyor. Geçmişteki süreçle en önemli farklardan birinin Orta Doğu’da yaşananlar nedeniyle sürecin “hızla sonuçlandırılması” olacağı ifade ediliyor:
“Her ne olacaksa, yani olumlu olumsuz çok uzun bir süreç olmayacak. Kartların hızlı açılması lazım. Anayasal birtakım haklar özel çalışmalarla uzun sürece yayılacak, şu anda Türkiye’nin kaldırabileceği bir durum değil.”
Türkiye günlerdir, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yaptığı “Terörü lağvet, Meclis’te DEM Parti grubunda konuş” çağrısını tartışıyor.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bahçeli’nin çıkışını, “tarihi fırsat penceresi” olarak nitelendirdi ve Kürtlere “uzatılan samimi eli tutmaları” çağrısı yaptı.
Bahçeli’nin açıklamalarının ardından ilk somut adım, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a 43 ay sonra “aile görüşü” kapsamında yeğeni DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan’la görüşmesine izni verilmesi olmuştu. Ancak yeni süreçle ilgili ittifak ortaklarının pratikte nasıl adım atacakları ve nasıl bir yöntem izleyecekleri henüz bilinmiyor.
BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre; Gerek AK Parti, gerekse MHP’de geçmişte başarısızlıkla sonuçlanan “çözüm süreci” ifadesi kullanılmıyor ve denenmiş yöntemlerle çözüm arayışı olmadığı ısrarla vurgulanıyor.
Geçmişteki süreçle en önemli farklardan birinin Orta Doğu’da yaşananlar nedeniyle sürecin “hızla sonuçlandırılması” olacağı ifade ediliyor: “Her ne olacaksa, yani olumlu olumsuz çok uzun bir süreç olmayacak. Kartların hızlı açılması lazım. Anayasal birtakım haklar özel çalışmalarla uzun sürece yayılacak, şu anda Türkiye’nin kaldırabileceği bir durum değil.”
Erdoğan’ın 30 Ekim’deki konuşmalarının ardından meclis kulisleri oldukça hareketliydi. Gerek muhalefet, gerekse Cumhur İttifakı ortağı MHP’de Erdoğan’ın açıklamaları dikkatle izlendi. Erdoğan’ın, Bahçeli’ye yönelik övgü dolu sözleri ve sürece destek vermesi MHP’de memnuniyetle karşılandı.
MHP kulislerinde, Erdoğan’ın açıklamaları ve yeni sürece ilişkin öne çıkan görüşleri şöyle özetlemek mümkün: “Öcalan bu konuda geçmiş tecrübesiyle etkili olabilir mi, katkı sağlayabilir mi, silah bıraktırabilir mi, bunu da göreceğiz. En azından Öcalan’ın aktör olması halinde sorunun çözüleceğini savunanların bu konuyu istismar meselesi yapmasının önüne geçilecek.
DEM Parti bir eşikte. Bundan sonra Türkiyeliliği tartışılacaktır. Kandil ve Suriye’deki yapıların talimatları ile hareket eden bir yapı olup olmadığı bu süreçte netleşecek. Bahçeli ve Erdoğan, siyaset ezberini bozdu. Erdoğan, Bahçeli’nin uzattığı ele benzer bir el uzatmış oldu. Bu satranç oyunu değil. Kürtler ABD, İran, İsrail tezgahına düşmeden bir karar verecek ve ‘Türkiye’ derlerse olumlu gelişmeler olacak.
Her ne olacaksa, yani olumlu olumsuz çok uzun bir süreç olmayacak. Kartların hızlı açılması lazım. Burada bulunduğumuz coğrafyanın yeniden şekillenmesinden bahsediyoruz. İki ay DEM Parti ne diyor, üç ay AK Parti, MHP ne diyor bekleyerek geçirilecek bir süre yok…
‘Acaba MHP bizi kandırıyor mu, oyun mu kuruyor’ gibi tereddütlü yaklaşımlardan vazgeçip hızla netleşilmeli. Bahçeli, MHP’nin 55 yıllık siyasi tarihini, kendi siyasi hayatını ortaya koydu. Kimse MHP’nin bu duruşuyla ilgili bize, ‘Bahçeli neyin peşinde’ tutumu sergilemesin. Bahçeli, siyasi geçmişini ve partisini ‘yoklama, oyun’ uğruna heba edecek bir lider değil.
İsrail’in bölgede yarattığı şiddet ve tehdit, bunun Türkiye’ye olası etkilerine karşı yapılan uyarılar ve en son Bahçeli ve Erdoğan’dan gelen çağrılar bir bütünün parçaları. Burada bir süreç yönetimi var. Suriye’dekilerden bir şey beklenmiyor ama Türkiye’deki Kürtlere ‘tarafınızı seçin’ deniliyor.”
“Her şey çok flu, el yordamıyla yol alma hali var”
Erdoğan’ın açıklamaları DEM Parti tarafında da dikkatle izleniyor. Gerek Bahçeli, gerekse Erdoğan’dan çözüme yönelik adımlar olumlu bulunsa da “pratikte atılacak somut adımlar” merak ediliyor.
Meclis kulisinde Erdoğan’ın açıklamalarına ilişkin görüşlerini sorduğumuz DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit de sürecin belirsizliğine dikkat çekti: “Her şey çok flu. İyi bir mutfak çalışmasının yapıldığı, bir yol haritasının, bir aklın ortaya çıktığı ve aşama aşama hayata geçirildiği bir planı göremiyoruz. Galiba biraz el yordamıyla yol alma hali var.”
Koçyiğit, yeni sürece ilişkin beklenti ve endişelerine ilişkin özetle şu değerlendirmeleri yaptı: “En nihayetinde çözüme dair bir fikri devamlılık, istikrar var. Oraya halel getirecek bir açıklama yapılmadı. Ama bu açıklamaları, değerlendirmeleri destekleyecek pratik ve politik bir adım görmüyoruz.
Velev ki Anayasa için, seçim için söyleniyor bu sözler. Şunu görmek gerek; biz güçlü bir partiyiz, çok güçlü bir tabana sahibiz. Arka planda böyle şeyler düşünülmüş olsa bile pratikte hiçbir şey değişmez. Çünkü biz günün sonunda üzüm yemek istiyoruz, bağcıyı dövmek istemiyoruz.
Bir kere gitmekle İmralı’nın kapıları açılmış olmuyor. Gerçekten avukatlar, gazeteciler giderse ve oradan sürece dair bir müdahale olursa bir yere evrilebilir. Bunun ihtiyaç olduğu net. Bunun için koşullar sağlanmalı. Öcalan’ın mesajı ortada. Bugün artık top hükümetin kalesinde.
Bahçeli bizzat İmralı’yı muhatap olarak tarif etti. Muhatap, başmüzakereci olarak Öcalan orada duruyor. Muhatabı konuşmadan nasıl ilerleyecek? Sürecin Bahçeli’nin açıklamalarıyla başlaması isabetli ve pozitif. Bir çözüm olacaksa en uçta duranların bu sürece katkı sunması gerekiyor. Başlatan tarafın MHP olması bazı eşikleri atlamak açısından önemli.”
Cumhur ittifakı ortakları Kürt sorununa ilişkin yeni bir süreç için çağrı yaparken Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanıp yerine kayyum atanması DEM Parti’ye göre “ortamı zehirleyecek nitelikte bir adım” oldu.
Koçyiğit, bu adımın süreçle ilgili tartışılan tüm başlıklara “halel getireceğini” belirterek şöyle konuştu: “Bir taraftan iç cephe diyerek bin yıllık kardeşlikten bahsedeceksiniz; sonra da Esenyurt Belediye Başkanını gözaltına alacaksınız. O da yetmezmiş gibi Kent Uzlaşısı ile seçilmiş Toroslar, Akdeniz belediye meclis üyelerini hedef göstereceksiniz. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Asla kabul edilemez.”
Mart 2024’teki yerel seçimlerde DEM Parti, “kent uzlaşısı” stratejisi doğrultusunda İstanbul’un bazı ilçelerinde aday çıkarmamış ve tabanını CHP’ye yönlendirmişti. Bu bağlamda Esenyurt’ta CHP’nin adayı Ahmet Özer, yüzde 49,07 oy ile seçilmişti.