Yangınlar Büyüyor, Mücadele Bütçesi Küçülüyor
Muğla’nın Marmaris ilçesi Bördübet mevkisindeki ormanlık alanda Salı günü saat 20.00 civarında başlayan yangın kısa sürede geniş bir alana yayıldı. Gece boyuncu karadan müdahalenin yapıldığı yangına sabah saatlerinden itibaren de 20 helikopter ve 14 uçakla yangına müdahale edildi.
Marmaris’teki yangının öğle saatlerinde kontrol altına alındığı belirtilirken, Fethiye ve Datça’da da sabah saatlerinde yangın çıktı ve kısa sürede söndürüldü. Üç ayrı noktada çıkan orman yangınları, gözlerin bir kez daha alınan ve alınacak olan önlemlere çevrilmesine neden oldu. Geçtiğimiz yıl Ege ve Akdeniz bölgelerinde 500’den fazla noktada çıkan yangınlarda 139 bin hektarlık alan yanmıştı. Bu miktar, Türkiye’nin son 10 yıl içerisinde yaşanan yangınlarda kaybettiği ormanlık alanın yüzde 61.5’ini oluşturdu.
Kurumun bütçedeki payı azalıyor
Peki, Türkiye bu yıl orman yangınlarına hazırlıklı mı? DW Türkçe’den Eray Görgülü Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Orman Genel Müdürlüğünün (OGM) faaliyet ve performans raporlarından derlediği bilgilere göre, yangınla mücadeleye yönelik ayrılan kaynağın merkezi bütçedeki payına olan oranının azaldığı göze çarpıyor. 2015 yılında OGM bütçesi için 2 milyar 567 milyon 630 bin TL ayrılmıştı. Bu kaynak, merkezi bütçenin yüzde 0.54’ünü oluşturmuştu. Ancak OGM’ye ayrılan payın merkezi bütçedeki oranı 2015’ten itibaren azalmaya başladı.
2021 yılında OGM bütçesi için 4 milyar 205 milyon 954 bin TL’lik kaynak ayrıldı ancak bu kaynağın merkezi bütçedeki oranı yüzde 0.31’de kaldı. 2022 yılı için OGM’nin bütçesinde yaklaşık yüzde 50’lik artış öngörülse de genel müdürlüğün merkezi bütçe içerisindeki payı yalnızca yüzde 0.35’te kaldı. Böylece aradan geçen yedi yıl içerisinde OGM’nin payı yaklaşık yüzde 35 oranında azalmış oldu. Diğer yandan OGM’nin yangınla mücadele bütçesindeki rakamlar da dikkat çekti. OGM, geçtiğimiz yıl yangınla mücadele için 8.1 milyar TL’lik kaynak harcamıştı. Ancak, bu yıl söz konusu harcama için yalnızca 5.4 milyar TL’lik kaynak ayrıldı.
Özkara: Bıraktığımız yerde olduğumuzu gördük
Uzmanlara göre sahada da eksiklikler bulunuyor. Marmaris’teki yangını değerlendiren Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Hüsrev Özkara, “Marmaris’teki yangın yine geçmişteki yaşanan mega yangınlardaki sıkıntının devam ettiğini gösteriyor. Maalesef geldiğimiz nokta itibarıyla bıraktığımız yerde olduğumuzu gördük” ifadesini kullandı. Özkara, yangına karadan müdahale konusundaki eksikliğe de dikkat çekti.
Genel Müdürlüğün, büyük çoğunluğu orman yangınlarıyla mücadelede kullanılmak üzere 5 bin işçi alımı için harekete geçtiğini hatırlatan Özkara, halen bu işçilerin eğitimden geçirilip de sahada çalışabilir hale gelemediğine dikkat çekti. Özel sektörle yürütülen taşeron işçi programının da yetersiz kaldığını savunan Özkara, “Yangınla mücadele edecek işçinin tecrübeli olması çok önemli. Bu kişilerin çoğunluğunun da orman köyünde yaşayan insanlardan olması gerekiyor. Bu arkadaşlar, bu duygu ve düşüncelerin içerisinde değilse o tecrübesi yoksa yangında bırakın katkı sağlamalarını, gerçekten olumsuz sonuçları da ortaya çıkabilir” dedi.
“Amfibik uçaklar kullanılamıyor”
Öte yandan havadan müdahale ile ilgili yangın söndürme uçakları bu yıl da tartışma konusu olmaya devam ediyor. Bekir Pakdemirli’nin bakanlığı döneminde Tarım ve Orman Bakanlığı ile Türk Hava Kurumu (THK) karşı karşıya gelmiş, “uçabilir durumda olmadığı” gerekçesiyle 2019’dan bu yana THK’nın uçakları yangın söndürme faaliyetlerinde kullanılmamıştı. THK Kayyum Heyeti Başkanı Abdullah Kaya, Pazartesi günü yaptığı açıklamada envanterdeki uçaklardan üçünün bakımının tamamlandığını ve Temmuz ayından itibaren kullanılacağını açıkladı.
THK’nın amfibik uçaklarının göl, deniz ve barajlardan su alarak kısa süre içerisinde yangın bölgesine ulaştırabildiğine dikkat çeken Özkara, şu anda yangın bölgesinde amfibik uçak kullanılamamasını eleştirdi. Özkara, bakan ve üst düzey bürokratların bölgeye gitmelerinin de yangın söndürme faaliyetlerini olumsuz etkilediğini öne sürdü. Özkara, “Geçen sene de uyarmıştık. Çok yanlış bir tutum. Oradaki çalışmanın bütünlüğünü bozar. İdari düzenin etkilenmesine, çalışmanın etkilenmesine neden olur” diye konuştu.