Türkiye’nin BRICS Üyelik Başvurusu: Rusya’dan Ukrayna Şartı

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Türkiye’nin BRICS üyelik başvurusuyla ilgili koşulları sıralarken Ukrayna vurgusu yaptı. Türkiye’nin üyeliğinin 22 – 24 Ekim’de Rusya’nın Kazan şehrinde yapılacak zirvede ele alınacağı belirtiliyor.

BRICS, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika ekonomilerini kastetmek için kullanılır. 2011 yılında Güney Afrika Cumhuriyeti’nin birliğe katılmasına kadar orijinal dört üye BRIC (ya da İngilizce “the BRICs”) olarak adlandırılmıştı.

Aynı yıl Çin’in Sanya kentinde düzenlenen zirveye Güney Afrika Cumhurbaşkanı Jacob Zuma’nın da katılımı ile BRIC grubu adını BRICS olarak değiştirdi. BRICS ülkeleri, bulundukları bölgelerin bölgesel ilişkileri üzerindeki önemli nüfuz potansiyeliyle tanınırlar ve beş ülkenin hepsi G20 üyesidir.

BRICS, 2001’de dönemin Goldman Sachs’ın baş ekonomisti Jim O’Neill tarafından kaleme alınan ve Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in büyüme potansiyellerini değerlendiren bir araştırma makalesinden ilham alarak kuruldu.

İlk etapta Güney Afrika’nın üye olmadığı grup, 2009’da Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Batılı müttefiklerin dünya düzeni hegemonyasına karşı bir platform oluşturmak amacıyla, Rusya’nın girişimiyle kuruldu.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Türkiye’nin BRICS üyelik başvurusuyla ilgili koşulları sıralarken Ukrayna vurgusu yaptı. Lavrov 9’uncu Doğu Ekonomik Forumu’na katılmak üzere geldiği Rusya’nın Vladivostok şehrinde Rus medya grubu RBC’ye mülakat verdi.

Türkiye’nin NATO üyeliği ve uzun süredir askıda bulunan Avrupa Birliği (AB) adaylık süreine işaret eden Lavrov, bunun katılım önünde engel olmadığı mesajını verdi, “BRICS’te belirli örgütlere üye olanlarla ilişki kurulmasını yasaklayan bir kural yok” dedi.

Ancak Rus Bakan üyelik için “Avrupa Birliğinin Ukrayna’da öne sürdüğü değerleri değil, üyelerin ortak değerlerini paylaşmanın temel olduğunu” ifade etti.

“AB, Ukrayna’nın Avrupa değerlerini savunduğunu ve bu nedenle söz konusu ‘Avrupa değerleri’nin arkasında durmakla yükümlü olduklarını söylüyor” diyen Lavrov, Ukrayna’nın ise ifade özgürlüğü, ulusal diller, kültür ve gelenekleri yasaklayarak, yerel kiliseleri kapatarak “Nazi uygulamalarına başvurduğunu” öne sürdü.

BRICS üyelerinin AB’nin bu tutumu yerine Birleşmiş Milletler Antlaşmasının hükümlerini benimsemesi gerektiğini kaydeden Lavrov, antlaşmanın başka ülkelerin egemenliği ve toprak bütünlüğüne saygı göstermeyi şart koştuğunu hatırlattı. Ancak Lavrov, Kiev rejiminin meşru olmadığını ve topraklarındaki halkların tümünü temsil etmediğini de iddia etti.

NATO üyesi Türkiye, Rusya ile yakın ilişkileri olsa da Ukrayna işgali karşısında Kiev’e açık destek vermişti. BM Genel Kurulunda yapılan oylamalarda Rusya’nın işgalini kınayan Türkiye, Kiev ordusuna insansız hava araçları temin etti. Türkiye savaşa rağmen Ukrayna donanması için gemi inşaatını da sürdürdü.

Lavrov, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da katılması beklenen 22-24 Ekim tarihlerinde Rusya’nın Kazan şehrinde yapılacak zirvede Türkiye ile üyelik imzasının atılıp atılmayacağı sorusuna, bunun için diğer “tüm üyelerin konsensüsunun gerektiği” yanıtını verdi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in danışmanlarından Yuri Uşakov hafta ortasında yaptığı açıklamada “Türkiye tam üyelik başvurusunda bulundu, değerlendireceğiz” demişti. Hafta içinde AKP Sözcüsü Ömer Çelik’den de “Üye olmak istediğimizi Sayın Cumhurbaşkanımız çeşitli defalar ifade etti. Bu konudaki talebi açıktır. Süreç işlemektedir. Ancak somut bir gelişme yoktur” açıklaması gelmişti.

Üyeleri arasında ekonomik işbirliğini güçlendirmeyi önceleyen BRICS bir gümrük birliği anlaşmasına veya ortak paraya sahip değil. Bu yıl başında dört ülkenin katılımıyla genişleyen örgütün Çin, Rusya ve Hindistan’ın güdümünde olduğuna dikkat çeken ekonomistler, üye ekonomiler arasındaki eşitsizliklerin gümrük birliği ve ortak para adımlarını zorlaştırdığını söylüyor.

BRICS ile G20 rekabet iddiaları ve kıyaslamalara konu olsa da Hindistan, Rusya, Güney Afrika ve Çin halihazırda her iki topluluğa üyeler. Örgüt mevcut haliyle üyelerine somut hedefler doğrultusunda hukuki bağlayıcılığı bulunan ödevler vermiyor, daha çok istişare ve diyalog ortamı sunuyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir