Tuncer Bakırhan: Sürecin Çözüme Evirilmesini İstiyoruz

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısı sonrası gelişen sürece ilişkin konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Biz bu sürecin bir kandırmaca bir aldatma süreci olmasını istemiyoruz bu süreçten umutluyuz biz bu sürece umutla yaklaşıyoruz. Bu sürecin barışa ve çözüme evirilmesini istiyoruz.” dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan bugün Hatay’daydı. Sabah saatlerinde kanaat önderleriyle birlikte Samandağ’daki Hızır Türbesi önünde Suriye’deki Arap Alevilere yönelik saldırılara ilişkin yapılan basın açıklamasına katıldı. Tuncer Bakırhan, ardından DEM Parti Mersin İl Örgütü’nün düzenlediği dayanışma yemeğine katıldı.

Siyasi parti, sendika temsilcileri ve çok sayıda yurttaşın katıldığı programa DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli ve DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan da katıldı. Açılış konuşmasını yapan DEM Parti Mersin İl Eşbaşkanı Bedriye Kuş, tutuklanan DEM Parti İl Eşbaşkanı Reşat Aşan’ın etkinliğe gönderdiği mesajı okuyarak, mücadele vurgusu yaptı.

Ardından konuşan Bakırhan, tarihi bir dönemden geçtiklerini ve Ortadoğu’da ciddi gelişmeler yaşanıp, yeni ittifaklar belirlendiğini dile getirdi. “100 yıl önce çizilen sınırlar, halklar artık o sınırlara sığmıyor” diyen Bakırhan, Suriye’deki gelişmelere değinerek, “Bu yüzyılda da halkların kendi kimlikleri ve inançlarıyla özgürce yaşayabileceği bir şekilde dayanışma çok kıymetlidir. 100 yıl önce insanlara farklı bir dil, kimlik dayatıldı. Direnen halklar yok sayıldı, katledildi. Yüzyıl önce bir biçimiyle insanlara farklı bir dil, farklı bir kimlik dayatıldı. Kimliğine ve inancına sahip çıkan halklar ve toplumlar katledildi. Yok edilmeye çalışıldı. Sürgün edildi. Yok sayıldılar. Ama yüz yıllık politikalar sonuç vermedi” dedi.

Suriye’de başta Aleviler olmak üzere halklara dönük saldırılara dikkati çeken Bakırhan, Suriye’de rejimin değiştiğini ancak gelen rejiminin saldırılarına işaret ederek, “Şimdi bir rejim gitti, yerine kurulacak yeni rejim, bir öncekinin kötülüklerini, yapmış olduğu zulmü devam ettirecekse biz oraya zulümistan deriz. Ve zulümistana asla izin vermeyiz. Orada bir zulümistanın kurulmasını asla kabul etmeyiz. Suriye Arap’sız, Alevi’siz, Kürt’süz olmaz. O zaman Suriye olmaz. O zaman başka bir isim koymak gerekiyor” diye konuştu.

Suriye rejimi ve AKP’yi uyaran Bakırhan, yeni rejimi Alevi katliamlarına son vermeye çağırarak, “Gözümüz kulağımız Suriye’de olacak oradaki katliamlara izin vermeyeceğiz. Aleviler yalnız değil Kürtler yalnız değil gayrimüslimler yalnız değil kadınlar hiç yalnız değil. Suriye’deki bütün olumsuzluklara karşı buradaki demokratik tepkimizi en üst seviyeye ortaya koyacağız. Alevisiyle Kürdüyle emekçisiyle çalışanıyla siyasi partilerle birlikte karşı koymamız karşı durmamız gerekiyor. Suriye halklarıyla dayanışmamız gerekir. Hepimize büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Bu görev ve sorumlulukları yerine getirmenin arifesindeyiz. Hepinize güveniyorum ve inşallah bir gün orada da halkların ve inançlarını özgürce yaşadıkları bir demokratik zemin inşa edileceğine de hep birlikte şahitlik edeceğiz” diye belirtti.

İmralı görüşmelerine işaret eden Bakırhan, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmenin kıymetli olduğunu ve yıllardır İmralı’da ağırlaştırılmış tecridin sürdürüldüğünü kaydetti. Tecridin Kürt ve Türk halkları ile emekçilerinin buluşmasının engellendiğini ifade eden Bakırhan, “Bugün o tecridin kırıldığını ve Türkiye’de bir barış sürecinin tesis edilmesi konusunda umarım iktidar ikna oldu” dedi.

“Çözüm” konusunda iktidara; “Eğer samimiyseniz” diyen Bakırhan, halen iktidarın gözaltı, tutuklama, kayyım atama ve “zehirli bir dil” kullanmaya devam ettiğine değinerek, “Barış zehirli bir dilde kurulmaz eğer barış olacaksa en başta da iktidar dilini değiştirmek zorundadır. Bugün sayın cumhurbaşkanının dili barışı getiremez. Barışı zehirler. Hem barış yapalım diyeceksiniz. Barış zorla olmaz, barış zulümle olmaz… Barış muhatabını tanımakla, muhatabını kabul etmekle, barış diliyle oluşturulur. Onun için en başta hükümeti, iktidarı ve onun adına konuşanları bir an önce zehirli dili terk etmeye ve barış dili kullanmaya davet ediyorum” şeklinde konuştu.

“Bu sürecin barışa ve çözüme evirilmesini istiyoruz”

Rojava’ya dönük saldırılara dikkati çeken Bakırhan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Mersin’den iktidara çağrıda bulunmak istiyorum: Barış için önce dilinizi değiştirin, barış için önce inkar siyasetini, inkar politikalarını değiştirin. Bir taraftan Türkiye’de barışıyorlar diğer taraftan Rojava‘ya saldırılar yapıyorlar. Saldırıların önünü açıyorlar. Türkiye’de barış Rojava‘da savaş olmaz. Rojava‘da da Kürt halkının tanımasıdır.

Kürtlerin orada kanıyla canıyla sağlamış oldukları statü tanınmalıdır eğer Türkiye’de barış olacaksa Rojava‘ya barışçıl politikaların uygulanması gerekiyor. Rojava‘ya dönük barışçıl bir dilin kullanılması gerekiyor. Rojava‘da Suriye’de Türkiye’de barış politikaları uygulamak ve hayata geçirmek zorundadır. Biz bu sürecin bir kandırmaca bir aldatma süreci olmasını istemiyoruz bu süreçten umutluyuz biz bu sürece umutla yaklaşıyoruz. Bu sürecin barışa ve çözüme evirilmesini istiyoruz.”

Bakırhan, barış ve çözüm için tüm kesimlerin mücadele etmesi gerektiğini vurgulayarak, mücadeleyi yükseltme çağrısı yaptı.

(Kaynak: Mezopotamya Ajansı)

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir