TİP Lideri Erkan Baş: Doğru Olan ‘Ortak Aday’
TİP Lideri Erkan Baş, katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamada, “Biz doğru olanın ortak aday olduğunu düşünüyoruz. Neden böyle düşündüğümüzü de defalarca açıkladım. Çok basit bakıyorum. Siyaset bazen böyle çok karmaşıktır ama biz parti olarak da siyaseti sadeleştirmeye çalışıyoruz. Sorum şu bütün yurttaşlara ve kendi adımıza da bir beyan… İkinci turda oy verebileceğimiz bir adaya ilk turda niye oy vermeyelim? Dolayısıyla hiçbir tartışma yok. Doğru olan, ilk turda bütün muhalefetin oyunu alabilecek, toplumun en geniş kesimlerinin oyunu alabilecek bir ortak adayın belirlenmesidir. Biz bunun doğru olduğunu düşünüyoruz” dedi ve ekledi:
“Diyoruz ki, Tayyip Erdoğan karşısına muhalefet çok aday çıkarttığında otomatikman muhalefet şunu kabul etmiş oluyor. Diyor ki ikinci tura kaldığında en çok kim alırsa biz ona vereceğiz.’ Herkes bunu söylüyor. Fakat seçim dönemi boyunca şunu yaşıyoruz, iktidarla mücadele bir kenara bırakılıyor. Muhalefet kendi içinde ikinci tura kim kalacak yarışına giriyor. Bu pratik bir problem. Dolayısıyla bu enerji kaybına neden oluyor. İnsanların umudunu kıran bir süreç yaşıyoruz ve denedik zaten bunu; başarısız oldu. Buradan yola çıkarak da biz TİP olarak uyarıda bulunuyoruz muhalefete diyoruz ki ikinci turda oy vereceğimiz birisine birinci turda da oy verebiliriz. Yeter ki bunu öncesinde örelim, bunu konuşalım, tartışalım.”
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Halk TV ekranlarında yayınlanan “İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah” programına konuk oldu. Programda gazeteci Küçükkaya’nın sorularına yanıt veren Baş, Türkiye gündemine ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Programın başında, 24 Eylül Cumartesi günü Emek ve Özgürlük İttifakı’nın İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlediği halk buluşmasında yaptığı konuşmada “hayal edelim” çağrısında bulunmasına ilişkin konuşan Erkan Baş, “Üniversiteden atılmadan önce öğrencilerimle sık sık sohbet ederdim. Öğrencilerime ilk olarak ‘hayaliniz ne’ diye sorardım. Çünkü ancak hayal edersek geleceği inşa edebiliriz. Umutlarımızın gerçekleştiğini hayal edelim” dedi.
Baş şöyle devam etti:
“Üniversite 4’üncü sınıf öğrencilerine ‘hayaliniz ne?’ diye sorduğumda şu cevabı alıyordum: İş, eş, araba… ‘Böyle hayal mi olur çocuklar?’ diyordum. Ben ilkokuldayken Gagarin olmayı, uzaya gitmeyi hayal ediyordum. Hayal dediğiniz şey böyledir. Bu iktidarın yarattığı en büyük yıkım; insanlarımızın hayal kurma gücünü ellerinden aldı. O kadar gündelik koşturmacayla uğraşıyoruz ki… Aslında biz belki de yaşamıyoruz, hayat bu değil. Yaşam nefes alıp vermekten ibaret değil. Ev kirası, doğal gaz, elektrik faturası ödeyeceksin, günde 12 saat çalışacaksın, kazandığın parayla da çocuğunu okutmaya çalışacaksın… Biz çalışmak için yaşıyoruz. Birileri bizim üzerimizden kâr elde etsin diye yaşıyoruz.”
İsmail Küçükkaya’nın “Erkan Baş’ın bugünkü hayali nedir?” sorusuna yanıt veren Baş, devamında şu ifadeleri kullandı:
“Ben gerçekten bireysel kurtuluşa inanmıyorum. Toplum olarak kurtulacağız. Güzel bir ülkemiz olacak. Güzel bir dünyamız olacak. Ben o güzel dünyaya katkı yapmış olmanın iç huzuruyla olacağım. Ben bugün roman yazmayı hayal ediyorum. Memleket şu felaketi atlatsın…
Ben Tayyip Erdoğan Belediye Başkanı olduğu dönemde lisedeydim. AKP iktidara geldiğinde üniversite öğrencisiydim ve bütün hayatımı mahvettiler. Bütün hayatım zorbalıkla mücadeleyle geçti. Şimdi diyorum ki: Kızım benim yaşadıklarımı yaşamasın. Geleceğe umutla baksın.”
“Karşı karşıya kaldığımız şey bir seçim değil”
Programın devamında yaklaşan seçimlere ilişkin konuşan Baş, “Karşı karşıya kaldığımız bir seçim değil sadece. Biz Türkiye’nin önümüzdeki süreçte nasıl şekilleneceğini yeniden tartışıyoruz” dedi.
Sağcı iktidarların yıllardır Türkiye’yi felakete sürüklediğine dikkat çeken Baş, şu ifadeleri kullandı:
“Esas olarak başta gençler, kadınlar, Kürtler, Aleviler ama en genel kimlik olarak Türkiye halkları bu iktidardan bir an önce kurtulmak istiyorlar ama ülkede hâkim bir siyaset düzeni var. Tek adam rejimi eleştirisi yapmak kolay, herkes bunun kötü olduğunu biliyor ama siyasi partilerde de tek adam rejimi var. Bunu tüm siyasi partiler için söylüyorum. Bu düzen bozuk bir düzen. Örneğin bir kişinin iki dudağından çıkan her şeyin kanun olmasına itiraz ediyoruz ama bu 6 kişi veya 16 kişi olunca yeterli olacak mı? Amacımız milyonlarca insanın siyasette söz sahibi olacağı bir siyasi anlayış yaratmak.
Karşı karşıya kaldığımız bir seçim değil sadece. Biz Türkiye’nin önümüzdeki süreçte nasıl şekilleneceğini yeniden tartışıyoruz. Evet son 20 yıldır Türkiye tarihin en karanlık dönemlerini yaşıyor ama Türkiye niye buraya geldi? Nasıl oldu da 1920’lerden 2000’lere gelirken Türkiye’de tarihin en karanlık dönemi doğdu? 1920’lerden bu yana memlekette halkın gerçek temsilcilerinin siyasette yer bulamadıklarını ve egemenler tarafından dışarıya itildiğini görüyoruz. Bizim ülkemizde egemenler halkın siyasete katılımını engelleyerek tarikatlar eliyle, cemaatler eliyle, özellikle ABD emperyalizminin yönlendirmesiyle Türkiye’de sağcı iktidarları var ettiler. Ve geldiğimiz yer felaket!”
“Erdoğan yalan söylüyor”
Türkiye’de 7 milyona yakın gencin ilk defa oy kullanacağına dikkat çeken Baş, “Erdoğan bu arkadaşlarımızın oyunu almak istiyor. Onlara yönelik sosyal medya kampanyası düzenlemişler, Tayyip Erdoğan videoda ‘Bizden önce seçme yaşı 30’du, biz onu 25’e indirdik, sonra 18’ indirdik’ falan diyor. İnanamadım ben buna. Ben 1979 doğumluyum, Tayyip Erdoğan gelmeden önce oy kullanmıştım. Çok basit… Gençlere sesleniyor ama onlara bir hayal bile sunamıyor. Bariz bir şekilde yalan söylüyorlar. Söylediklerinin hiçbiri doğru değil. Düzen siyasetçilerinin yaptığı en büyük hata gençlere şirin gözükmeye çalışıyorlar ve dalga konusu oluyorlar. Bu memleketin gençleri kandırılacak çocuklar değiller. Olgun, memleketin geleceğine dair kaygı duyan, siyasette kendilerine bir yer arayan konumları var. Böyle ucuz numaralarla gençleri kandıramazsınız” dedi.
Adaylık tartışmaları
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun parti üyelerine yönelik yaptığı “Benimle misiniz?” çağrısını da değerlendiren Erkan Baş, “Partisinin içine dönük söylediği sözlerle ilgili benim yorum yapmam doğru olmaz. Biz 6’lı Masa’nın iç tartışmalarına dair söz söylemeyi doğru bulmuyoruz. Ama mesele memleket meselesine geldiği takdirde tavrımız açık. Başından bu yana aynı şeyi söylüyoruz; Türkiye bu rejimden kurtulmalı. Bizim bir numaralı görevimiz ve sorumluluğumuz bu. Bu konuda üzerimize düşen her şeyi yaptık ve bundan sonra da yapmaya hazırız” dedi.
Baş, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı tartışmalarına ilişkin şunları söyledi:
“Biz bu konuda şu anda bekleme halindeyiz. İki temel mesele var: Biri esas biri usul. Esas açısından baktığımızda siz nasıl bir ülke vadediyorsunuz, hedefleriniz ne? Önümüze Millet İttifakı’nın ya da 6’lı Masa’nın vaatleri gelecek ve bakacağız. Açıklarlarsa biz tartışmak isteriz.
Türkiye İşçi Partisi adına söylüyorum; biz doğru olanın ortak aday olması gerektiğini düşünüyoruz. İkinci turda oy verebileceğimiz adaya ilk turda neden oy vermeyelim. Doğru olan ilk turda bütün muhalefetin oyunu alabilecek, toplumun en geniş kesimlerinin oyunu alabilecek bir ismin belirlenmesidir.
“Erdoğan hayatının en büyük yenilgisini yaşayabilir”
Geçen seçimden bir deneyimimiz var bizim. Tayyip Erdoğan’ın karşısına muhalefet çok fazla aday çıkardığında şunu kabul etmiş oluyoruz: İkinci tura kalındığında Tayyip Erdoğan’ın karşısında olan ismi destekleyeceğiz ama seçim sürecinde iktidarla mücadele bir kenara bırakılıyor, muhalefet kendi içinde ikinci tura kim kalacak yarışı yapıyor. Bu denendi ve başarısız olundu. İkinci turda oy verebileceğimiz kişiye birinci turda da oy verebiliriz.
Usul açısından da uyarıda bulunmak istiyorum. Biz tek adamın belirlenmesine karşıyız. Ama Millet İttifakı da sürekli ‘6 genel başkan belirleyecek’ diyor. Bu doğru bir tutum değil. Bugünden sendikalara, demokratik kitle örgütlerine gidin, kendiniz dışında bütün siyasi partilerle görüşün. Görüşmekten ne kaybederler? Herkesin içine sinen bir adayda ortaklaşılmasıyla Tayyip Erdoğan hayatının en büyük yenilgisini yaşayabilir.”
“AKP gençlerin hayatını çürüttü”
Programın son bölümünde gençlerin sorunlarına ve AKP iktidarının politikalarına dair açıklamalarda bulunan Erkan Baş, iktidarın bilinçli politikalar uygulayarak gençlerin hayatını ‘çürüttüğünü’ söyledi.
Baş, şunları kaydetti:
“Yoksul mahallelerinde gençler uyuşturucuya sürükleniyor. Yanlış ama bilinçli devlet politikalarıyla gençlerin hayatları çürütülüyor. Çocuklar tarikatlara, cemaatlere mecbur bırakılıyor. Enes Kara diye bir kardeşimiz Elazığ’da hayatına kıydı… Bana Türkiye’nin her yerinden ‘üniversiteyi kazandık, yurt yok. Ne yapacağız?’ mesajları geliyor. Bunların hepsi bilinçli iktidar politikası.
15 Temmuz’dan sonra FETÖ’nün okullarına ve yurtlarına el konuldu. Bunların önemli bir bölümü de kendilerine yakın vakıflara devredildi. Madem el konuldu bunlara devlet işletsin. Okulların büyük bir bölümü imam hatiplere dönüştürüldü. Veliler çocuklarını imam hatiplere göndermek istemiyor ama o yöne iteleniyorlar.
Gençlerimizi spora yönlendirsek hem kötü alışkanlıklardan uzak kalırlar hem sağlıklı olurlar hem de sağlıklı nesiller yetiştiririz.”