Bakırhan’dan AK Parti’ye Uyarı: Kayyımınızı Çekin

Yüksekova’da açıklamalarda bulunan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Hakkari Belediyesi’ne kayyım atanmasına ilişkin, “AKP’yi uyarıyoruz: Kayyımınızı çekin, kayyımcı anlayışınızı bitirin” dedi ve ekledi:

“Eğer bu ülkede gerçekten sorunları çözmek istiyorsanız, Kürt halkının iradesi orta yerde duruyor ve konuşmaya da tartışmaya da hazırdır. Ama kayyımda ısrar ederseniz de direniriz, kayyıma izin vermeyiz. Çünkü kayyım haksız hukuksuz bir girişimdir. Seçimde yenileceksiniz, bu annelerimizin oylarıyla yerel yönetimlerde kaybedeceksiniz, sonra diyeceksiniz ki ben bu annenin iradesine kayyım atıyorum.

Kusura bakmayın, bunu kabul etmeyiz. Hakkari de de söyledik burada da söylüyoruz: Siz kayyım atarsanız biz direniriz, karşı dururuz, onu yok sayarız. Bir sonraki seçimde de sadece tabela partisi olmazsınız, aynı zamanda Kürt halkının ve Türkiye halklarının oylarıyla iktidardan tepetaklak gidersiniz.”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve beraberindeki heyet, Yüksekova Belediyesi ziyareti sonrası esnaf ziyareti gerçekleştirdi. Esnaf ziyareti sonrası halk buluşmasında konuşan Bakırhan, Hakkari’ye atanan kayyımı halkın kabul etmediğini vurguladı ve şunları söyledi:

“Gelê me yê Geverê hun hemû bixêr hatin. Ez we hemuyan slav dikim. Çok değerli Yüksekova halkı, sağ olun, bizi bugün coşkulu bir şekilde karşıladınız. Dün Colemêrg’deydik. Colemêrg halkının iradesine kayyım atandı, halkın iradesi gasp edildi. Genel Merkezimiz, milletvekilli arkadaşlarımız ve yöneticilerimizle 4 gündür Hakkari’deyiz, halkımızla birlikteyiz. İradesine sahip çıkan Colemêrg halkına selam ve sevgilerimizi gönderiyoruz.

Colemêrg bir kez daha gösterdi ki artık Kürt halkı kayyım istemiyor, kayyım anlayışına karşıdır. Kayyım bu topraklara iki dönemdir hükümet tarafından atandı ve halkımız kayyımın ne olduğunu gördü. Bunu en iyi Yüksekova halkı bilir. Yüksekova’da kayyım zihniyetinin nasıl yerel yönetimleri tahrip ettiğine, belediyeyi borç batağına nasıl batırdığına herkes şahit oldu.

Sandıkta bütün hilelere, kaçak seçmenlere rağmen yenilen AKP-MHP iktidarı Hakkari’ye yine kayyım atadı. Biz bunu kabul etmeyeceğiz, Kürtler bunu kabul etmeyecek; Türkiye’nin emekçileri, yoksulları, halkları bunu kabul etmeyecek. Etmediler de. Türkler, Kürtler, Araplar, Çerkesler, kadınlar, gençler ilk defa Hakkari’deki kayyım meselesinde, Edirne’den Hakkari’ye kadar ses yükseltti.

Partilimiz olmayanlar, siyasi partiler, kitle örgütleri, dost kurum ve kuruluşlar kayyıma karşı ses yükseltti. Hükümetin de Türkiye’de ve Hakkari’de ortaya çıkan kayyım karşıtı direnişi görmesini istiyoruz. Kayyım çare değil, kayyım çözüm değil. Kayyım; bu ülkede barış için az da olsa var olan o anlayışı, o iradeyi ortadan kaldırıp silecek bir düşman hukukudur.

AKP’yi uyarıyoruz: Kayyımınızı çekin, kayyımcı anlayışınızı bitirin. Eğer bu ülkede gerçekten sorunları çözmek istiyorsanız, Kürt halkının iradesi orta yerde duruyor ve konuşmaya da tartışmaya da hazırdır. Ama kayyımda ısrar ederseniz de direniriz, kayyıma izin vermeyiz. Çünkü kayyım haksız hukuksuz bir girişimdir.

Seçimde yenileceksiniz, bu annelerimizin oylarıyla yerel yönetimlerde kaybedeceksiniz, sonra diyeceksiniz ki ben bu annenin iradesine kayyım atıyorum. Kusura bakmayın, bunu kabul etmeyiz. Hakkari de de söyledik burada da söylüyoruz: Siz kayyım atarsanız biz direniriz, karşı dururuz, onu yok sayarız. Bir sonraki seçimde de sadece tabela partisi olmazsınız, aynı zamanda Kürt halkının ve Türkiye halklarının oylarıyla iktidardan tepetaklak gidersiniz.

“Bu toprakların evlatlarını kayyımla, zorla, cezaeviyle yıldıramazsınız”

İnsanlar size 31 Mart’ta bir mesaj verdi, diyalogla ve müzakereyle sorunların çözülmesini istediklerini söyledi. Buna rağmen baskıyı, zoru, kolluğu Kürt halkının başına bela etmeye kalkarsanız da sandıkta cevabınızı alırsınız. Yüksekova’dayız. Biraz önce belediyemizi ziyaret ettik. Yüksekova Belediye Eş Başkanlarımız ve meclis üyelerimizle sohbet ettik. Burada da bir enkaz bırakılmış.

Biraz vicdanı ve onuru olan hiçbir insan kayyım anlayışının yarattığı bu tahribatı kabul etmez. Yüksekova Belediyesi rekor oyuyla Türkiye’de örnek ve model olmuş bir kenttir. Ama kayyım onu başka bir şekilde Türkiye’de tekrar model yapmaya çalıştı. Büyük borç batağıyla. Yüksekova Belediyesinin borcu büyükşehir belediye borçlarıyla neredeyse aynıdır. Nüfusa kıyaslarsan daha büyük bir borç batağına batmış bir kent. Bu enkazı görmeyenler, bu yolsuzluğu ve usulsüzlüğü görmeyenler Kürt’e “biz size kayyım atayacağız” diyor.

Ayıptır, günahtır, biraz vicdanlı olun. Bu toprakların evlatlarını baskıyla, zorla, zindanla, kayyımla yıldıramazsınız. Kürtler onurluca eşit yaşamak istiyor. Kimsenin malında ve toprağında gözleri yok, insanca yaşamak istiyorlar. Bu talebi görmek yerine kayyımı dayatmak bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür. Biz bu kötülüğün karşısında durmaya devam edeceğiz.

Yüksekova halkıyla, Colemêrg halkıyla dayanışma içinde olacağız. Genel Merkezimizle, bütün dost kurumlarla, bütün ittifak ve bileşen partilerimizle, vicdanlı onurlu Türkiye halklarıyla birlikte bu gaspı kabul etmeyeceğiz. Gever’de AKP’ye oy vermiş yurttaşlarımız da olabilir. Onlara da biraz vicdan diyoruz. Hangi din ve vicdan üç dönemdir bir halkın iradesine atanan bu kayyımı kabul eder.

Bugünden sonra vicdanı olan, onuru olan hiçbir Kürt değil AKP’ye oy vermek ve üye olmak, AKP binasının önünden bile geçmemelidir. Size hakaret ediyorlar, dilinizi yok sayıyorlar, iradenize kayyım atıyorlar. 7’den 70’e Kürtleri zindana atıyorlar. Bir de utanmadan AKP’li olunuyor. Kürt halkı onurludur. Şex Saidlerin, Seyid Rızaların torunlarıdır. Bu vahşete izin vermemelidir. Bizim yanımıza gelmeyenler AKP’ye de oyunu vermesin.

AKP Hakkari ve Gever il ve ilçe örgütleri de kendi genel merkezlerine protesto faksları göndermelidir, bu gaspa dur demelidir. Bu kayyım sadece DEM Parti’ye atanmış değildir, Kürtlere ve onurlu Türkiye halklarına da atanmıştır. Bu kayyım belasını hep birlikte defedeceğiz. Sizin bu onurlu duruşunuzun, direnişinizin, rekor oyla defalardır partimizi Gever’de en yüksek oyla seçmenizin karşısında biz onur duyuyoruz. Asla iradenizin gasp edilmesine izin vermeyeceğiz. Bunu herkes böyle bilsin.

Bugün burada ortaya koyduğunuz coşkuyu çok anlamlı görüyoruz. Lütfen Colemerg halkıyla daha fazla dayanışma içinde olun. Bu kayyımcı anlayışa karşı belediyenizi ve il-ilçe örgütünüzü daha fazla sahiplenin. Bir arada olursak hiçbir zulüm, hiçbir kayyımcı anlayış karşımızda duramaz.

Sizleri gece gündüz her dakika yerel yönetimleri sahiplenmek için uyanık olmaya davet ediyorum. Bir daha asla bu topraklarda kayyımcı, rantçı anlayışın yer bulmaması için lütfen belediyenize ve partinize sahip çıkın. Emin olun ki sizden büyük yoktur. Sizin direnişiniz onların topundan da tankından da dipçiğinde de daha büyüktür.

Yıllarca bu asimilasyoncu, bu inkarcı anlayışa karşı diz çökmediniz, boyun eğmediniz. Bugünden sonra da direnişinizle, duruşunuzla bir daha bu topraklarda kayyımcı anlayışın olmaması için elinizden gelen çabayı ortaya koyacağınıza inanıyor, tekrar hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Ji me hemûyan re serkeftin serkeftin.”

Paylaşın

Pervin Buldan: Gücünüz HDP’yi Bitirmeye Yetmez

Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde vatandaşlara seslenen HDP Eş Genel Başkanı Buldan, konuşmasında, “Ülke krizlerle, beşli çetelere verilen ihaleler ile yönetiliyor. Yoksulun, işçinin cebinden alıp zengine dağıtan, beşli çeteye, yandaşlarına dağıtan, kendi koltuğu dışında bir şey düşünmeyen bu iktidarın gitme zamanı gelmiştir. Onlar da bu durumu görüyor ve biliyorlar” dedi.

Haber Merkezi / Buldan, konuşmasının devamında, “Bunun için de halkın yüzüne bakacak yüzleri yok. Onlar bizim gibi sokak sokak, meydan meydan dolaşmıyorlar. Onlar bizimle kumpas davaları, ellerinde tuttukları medya ve yargı sopası ile kirlimize etmeye çalışıyorlar. Size buradan sesleniyoruz; sizin gücünüz HDP’yi bitirmeye yetmez, işte HDP burada. HDP gittiği her yerde aynı sempati ve ilgiyle karşılanıyor. Çünkü HDP’nin Türkiye toplumunun yanında ayrı bir yeri var” ifadelerini kullandı.

Pervin Buldan, konuşmasını, “Şuan siyaset yaptığımız her alana saldırı yapılıyor. Mecliste dokunulmazlık fezlekeleri hazırlanıyor. Daha geçen gün Çakıcı’nın avukatı mecliste milletvekilimiz Garo Paylan’a yönelik bir kaos planına devreye sokacağını anlattı. Hatta Meclis içerisinde yapacağını anlattı. Bunu söylemesine rağmen Meclis başkanından, Adalet Bakanı’ndan ses yok. Çünkü bu ülkeyi karanlık odaklara, çetelere teslim ettiler. Halkımız bu suikastlar asla izin vermeyecektir” cümleleriyle sürdürdü.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde  esnafla buluştu. Ziyaretin ardından Buldan, Özgürlük Meydanı’nda vatandaşlara seslendi.  Yolsuzluk, kriz ve sefaletle ilgili değerlendirmeler yapan Buldan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

“Bugün HDP’yi HDP yapan siz değerli halkımızsınız. İyi ki varsınız. Bugün Hakkari’de olmaktan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Çünkü ben Hakkari’nin topraklarında doğdum ve büyüdüm. Ben sizin evladınızım. Ben Hakkariliyim ve Hakkarili olmaktan gurur duyuyorum.

Türkiye’nin her bir tarafını halkımızla buluşmak üzere karış karış geziyoruz. Kongremizden sonra teşekkür ziyaretleri için her yeri dolaşıyoruz. Dün Ege Manisa’daydık, bugün Hakkari Serhat’tayız. Yarın Kars’ta olacağız, öbür gün Şırnak’ta. Ve daha sonra Türkiye’nin her tarafını gezmeye devam edeceğiz. Çünkü biz biliyoruz ki bu ülkenin umudu HDP’dir. Sizler Ankara’ya gelerek ve kongremize katılarak bizlere büyük güç ve moral verdiniz. Şimdi de biz sizlere teşekkür etmek için yanınızdayız.

Sandıklarda öyle bir fark atacağız ki!

Bugün bu ülkenin sorunlarının, krizlerinin nedeni bu ülkeyi yöneten AKP-MHP ittifakıdır. Seçimlere az kaldı. Biz onları sandıkta göndereceğiz. Biz alnımızın akı, halkımızın gücü ve kararlılığıyla sandıklarda öyle bir fark atacağız ki onlar bile gördüklerine şaşıracaklar. Kazanacağız, çünkü bu ülkeyi artık bu şekilde yönetmelerine izin vermeyeceğiz. Her gün bu ülkeyi yoksulluk, açlık ve krizlerle terbiye etmeye çalışan iktidara ders verme zamanı gelmiştir. Bu ülkedeki bütün sorunların kaynağında AKP’nin yönetim anlayışı var. AKP’nin bu ülkeyi yönetemediğini herkes biliyor.

İktidarın gitme zamanı gelmiştir 

Bu ülke 5’li çetelere verilen ihaleler ile yönetiliyor. İşçinin, yoksulun, esnafın cebinden alıp zengine ve yandaşına dağıtan, kendi iktidarı dışında ülkeyi ve halkları düşünmeyen, bu açlığı ve sefaleti görmeyen iktidarın gitme zamanı gelmiştir. Onlar da bunun farkındalar. Artık gitmelerinin zamanının geldiğini görüyorlar. Halkın yüzüne bakacak yüzleri yok. Meydanlara çıkamıyor, il il dolaşamıyorlar. Halk buluşmaları gerçekleştiremiyorlar. Onlar sadece ellerinde tuttukları medyayla, yargıyla, bunun gücüyle bizi yıpratmaya çalışıyorlar. Her gün yargı sopasını bizim üzerimizde tutarak HDP’yi siyaset arenasının dışına itmeye çalışıyorlar. Kolay mı, var mı gücünüz? İşte, gelin görün. HDP gittiği her yerde aynı teveccühle, ilgiyle, sempatiyle karşılanıyor.

Suikast planı ortaya çıktı, yargıdan ses yok

HDP’nin artık Türkiye halklarının gözünde ayrı bir yeri var. Herkes HDP’yi bitmeye ve yok etmeye çalıştıklarını görüyor. Cezaevleri HDP’lilerle dolu. Cezaevleri hasta tutuklularla dolu. Bugün partimizin siyaset yaptığı her yere bir saldırı düzenleniyor. Meclis’te milletvekillerimiz hakkında fezleke hazırlanıyor. Meclis’te Çakıcı’nın avukatı bir kaos planını devreye soktuklarını ilan etti. Bizim milletvekilimize, Garo Paylan’a bir suikast planladığını ve son anda gerçekleşmediğini, Meclis içinde bunu yapacaklarını itiraf etti. Ama yargıdan, AKP’den ses yok. Meclis Başkanından ses yok. Bu ülkeyi karanlık odaklara teslim ettiler, bu ülkeyi çetelere teslim ettiler. Artık yönetemediklerini hepimiz biliyoruz. Bu krizlerin, kaosların, suikastların gerçekleşmesine halkımız izin vermeyecektir.

Sandıklar NATO koridorlarına kurulmayacak

AKP seçimi kazanabilmek için NATO koridorlarında, Şam’da, Tahran’da kendine yandaş arıyor. Sanıyor ki sandıklar NATO koridorunda, Şam’da, Tahran’da kurulacak. Hayır, sandıklar Türkiye’de kurulacak.

Bu Kürt düşmanlığı, kadın düşmanlığı, HDP düşmanlığı size mutlaka kaybettirecektir. Kürtler başta olmak üzere Türkiye halklarının gelecekte söz sahibi olmasının önüne hiçbir güç geçemeyecektir. Artık HDP söz sahibi olacak, yönetimde mutlaka yer alacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. HDP sorunların anahtarıdır. Bu anahtar halkımızın elindedir.

HDP olmadan hiçbir sorun çözülemez

HDP olmadan bu ülkede kimse bir denklem kuramayacaktır. Hiçbir sorun çözülemeyecektir. Kimsenin kuşkusu olmasın; bu ülkeye adaleti, barışı, demokrasiyi ve insan haklarını mutlaka getireceğiz. AKP bu ülkede barışın da demokrasinin de adaletin de hukukun da kırıntısını bile bırakmadı. Ancak halkımız en büyük dersi seçimlerde verecektir.”

Paylaşın

Hakkari: Hızır Peygamber Camii

Hakkari, gezilecek yerleri ve tarihi yapılarıyla dikkat çekiyor. Hızır Peygamber Camii; Hakkari’nin Yüksekova İlçesi, Kazan köyüne bağlı Benekli (Sifsidan) mezrasında bulunmaktadır.

Yerleşim yeri doğu yamacında olup, cami de evlerin hemen altında yer almaktadır. Su kaynağı karşı yamaçtadır. Araç ulaşımı yoktur. Vadiden dereyi takiple, meşe ağaçları arasından patika bir yolla buraya ulaşılmaktadır. Yaya olarak 45 dakikalık bir yürüyüşle ulaşım sağlanabilmektedir.

Cami ve çevresi halk tarafından kutsal bilinmektedir. Cami Hızır Peygambere atfedilmiştir. Burası ile ilgili değişik söylenceler anlatılmaktadır. Bunlar arasında en ilginç olanı caminin içerisinde yerden birkaç karış yukarıda askıda duran bir direktir. Bunun terör olaylarının cereyan ettiği dönemlerde tahrip edildiği söylenmektedir.

Bugün meskûn olmayan ancak geçmişte 4-5 hanelik meskûn bir mahal içerisinde yer alan cami, bu yıkık evlerin kuzeybatısındadır. Kuzey tarafı mezarlık olup, etrafını yaşlı ağaçlar çevrelemiştir. Doğudan batıya eğimli bir arazi üzerine yapılmış olan cami iki katlıdır. Batısına bir giriş ünitesi ile kuzeybatısına üst kapısına ulaşmak amacıyla bir duvar eklenmiştir. Ayrıca giriş ünitesinin güney tarafa bakan ön kısmına ahşaptan bir sundurma yapılmıştır.

Cami doğu-batı yönünde dıştan düzgün olmayan bir dikdörtgene oturmaktadır. Dış ölçüleri değişken olup, doğusu 8.40, batısı 6.30, güneyi 11.25 m, kuzeyi ise 11.80 m uzunluğundadır. İki katlı caminin alt katı asıl ibadet mekânı, üst katı ise misafirhane işlevi görmektedir. Alt kata yani asıl camiye giriş, batıdaki ek mekâna açılan batı cephenin kuzey tarafındaki dikdörtgen kapıdan sağlanmaktadır.

İç harim mekânı 9.20×4.85 m ölçülerinde olup, dikdörtgen planlı ve doğu-batı yönünde sivri beşik tonozla örtülüdür. Batı duvarına içten sivri kemerli bir girinti oluşturan bir kapı dışında, üst orta kesimine içerisini aydınlatan bir pencere açılmıştır. Bu pencere de içten sivri kemerli bir girinti şeklindedir. Bunun da alt kesimine bir mazgal pencere ile bir niş yerleştirilmiştir.

Güney duvarının ortasına yakın bir yere mihrap ile bunun doğu ve batı taraflarına birer niş bırakılmıştır. Mihrap 0.60 m genişlikte, 1.60 m yükseklikte tutulmuş ve sivri kemerli bir niş şeklinde düzenlenmiştir. Doğu duvarının önüne tonoz başlangıç seviyesine kadar ek bir duvar yapılmıştır. Bu duvarın yarısı yıkılmıştır. Bu duvar 2.10 m yüksekliğinde ve 0.65 m genişliktedir. Kuzey duvarına açılmış iki niş dışında, kuzey ve güney duvarların tonoz başlangıç hizasında sıralanan altışar oyuk, ahşap hatıl yuvaları olmalıdır. Ayrıca duvarlarında sıva izleri mevcut olup çoğu dökülmüştür.

Üst kat tek bir mekân halinde düzenlenmiş dikdörtgen planlı olup, 10.25×6.80 m ölçülerinde tutulmuştur. Zemini toprak dolguyla gerçekleştirilmiştir. Üst örtü tamamıyla yıkılmış olup sadece 2.45 m yüksekliğindeki duvarları kalmıştır. Buraya batı cephenin ortasından bir kapıyla girilmektedir. Bu kapı eğimden dolayı doğrudan dışarıya açılmaktadır. Günümüzde kapının üst kısmı yıkılmıştır. Bir de güney cephenin batı tarafına kaydırılmış oldukça aşağıda kalan bir kapı açıklığı daha mevcuttur.

Dıştan belli olan bu kapı açıklığının içerisi toprakla dolmuş ve kapanmıştır. Çoğunlukla moloz taş örgülü 0.80 m kalınlığındaki duvarlara çok sayıda niş açılmıştır. Bunlar dışında batı duvarının güney köşesine kaydırılmış bir pencere açıklığı bulunmaktadır. Tamamın yakını dikdörtgen biçimindeki nişlerden 5’i doğu duvarına, 7’şer âdeti kuzey ve güney duvarlarına 4’ü de batı duvarına açılmıştır. Çoğu aynı hizada, bazıları da yukarıya ve aşağıya kaydırılmış olarak yerleştirilmişleridir. Bunlar içerisinde farklılık gösteren bir uygulama güney cephenin batısına doğru kümelenen nişlerin arasında görülmektedir. Bu da üste doğru sivri kemerli olarak sonlanan bir yapıda karşımıza çıkmaktadır. Buranın alttaki ibadet mekânının üzerinde, bir misafirhane ya da tehlike anında toplanma yeri olarak kullanılabileceği anlaşılmaktadır.

Bu iki mekân dışında yapının batı tarafına eklenen bir giriş ünitesi bulunmaktadır. Burası 4.20×2.55 m ölçülerinde kuzey-güney yönünde dikdörtgen planlı, üzeri ahşap hatılı düz toprak dam örtülüdür. Kuzey-güney köşesi içten hafif kavis yapmaktadır. Güney cephenin doğusuna kaydırılmış bir kapıdan girilmektedir. Dıştan düz lentolu, dikdörtgen açıklıklı kapı, içten sivri kemer girintilidir.

Bundan başka anayapının güneybatısında doğuya doğru 5.60 m uzanan 1.65 m genişliğe sahip duvar, doğudan batıya hafif rampalı bir yol oluşturmaktadır. Bu yol hem güney cephenin batısındaki üst kata çıkışı sağlayan kapıya ulaşımı sağlamakta, hem de batıdaki ek giriş ünitesinin üzerine buradan geçilmektedir.

Camiden bağımsız bunun güney tarafına dikdörtgen biçimde, 0.60 m kalınlığındaki kaba yontu taş duvarla çevrelenmiş bir mezar yapısı yapılmıştır. 3.30×2.60 m ölçülerinde, doğu-batı yönündedir. Üst kısmında üzeri ve önü düzlenmiş düzgün bir kaya bloğu yer almaktadır. İçerisindeki mezarlar belli değildir.

Burası vadinin yerleşmelerinden biridir. Bunun en büyük delili mevcut caminin taşıdığı tarihi değerdir. Yörede oldukça az olan cami sayısına bakarak bunun önemini anlamak mümkündür. Önce tescillenip, aslına uygun biçimde onarılıp, hem ibadete hem de inanç turizmine kazandırılması gereken bir yapıdır.

Hakkari’nin Kısa Tarihi

Hakkari ismi aslında doğuda Elbak, kuzeyde Westan-Miks, güneyde Amediye ve batıda da Hezil Çayı’yla sınırlı olan bölgenin adıdır. Colemerg de bölge merkezinin adıdır. Tarihi geçmişi ve kültürel mirasıyla farklı bir çehreye sahip olan Hakkari – Colemerg bu zengin yapısıyla bölgenin en eski illerindendir. Bu köklü ve kadim kent aynı zamanda tarihin evrelerinden günümüze kadar birçok ulus ve halk topluluklarının ilk yerleşim yeri olmuştur.

Tarih boyunca kendi iradesini hiçe sayan güçlere karşı dimdik ayakta kalarak mücadele eden, Makendonyalı İskender gibi dünyaya hükmeden otoritelere geçit vermeyen Colemerg, aynı zamanda bir insanlık mücadelesinin yürütüldüğü merkezlerden biri olmuştur. 1960´lı yıllarda yapılan araştırmalarda M.Ö 100.000´li yıllardan M.Ö. 7000´li yıllara kadar devam eden insan yaşamına dair kalıntılara rastlanmıştır.

M.Ö. 7000´li yıllardan itibaren de neolitik yaşamın başladığı ve kesintisiz olmasa da geçmiş dönemlere dair birçok kalıntı hala varlığını sürdürmektedir. Tarihi mirasıyla beraber kültürel miras yönüyle de çok derin ve detaylı bir geçmişe sahiptir. Kendine özgü bir giyim-kuşam ve sözlü edebiyata sahip olan Hakkari yazılı kürtçe edebiyatına önemli isimler de kazandırmıştır. Klasik Kürtçe edebiyatının temel direkleri olan Eli Heriri, Ehmede Xani, Melaye Bateyi ve Pertew Bege Hekari gibi önemli şahsiyetleri bağrından çıkardığı gibi Modern Kürtçe Edebiyatı´na da yeni isimlerle güç vermeye devam etmektedir. Colemerg doğası ve yüksek dağlarıyla Türkiye coğrafyasının en ünlü yerlerinden bir tanesidir.

Hakkari, Türkiye coğrafyasının illerinden olup bugünkü sınırları itibariyle kuzeyde Van, güneyde Musul, doğuda Urmiye, batıda Şırnak ile komşudur. Tarihi geçmişi en eski olan illerden biridir. Hakkari yöresi tarihin ilk dönemlerinden bu yana birçok medeniyete ve millete yerleşim yeri olmuştur. Bölgede prehistorik dönemlerde bazı yerleşmeler olduğu il sınırları içinde değişik yerlerde bulunan kaya resimlerinden anlaşılmaktadır. Kaya resimleri M.Ö. 7000´li yıllara aittir. Bu resimlerin önemli bir kısmı 2600m yükseklikteki Geverok vadisinde yer almaktadır.

Bunların çoğu yöredeki bir tür dağ keçisini belirtmektedir. İlkel ve simgesel olan av tuzakları ile hayvanlara sopalarla saldıran insan resimleri de vardır. Bir başka kaya resimleri kümesi de Şiye Hendeveda tepesinin eteklerinde ortaya çıkarılmıştır. Kayalar üzerindeki çok sayıdaki resim kompozisyonu yöre halkının yerleşik hayata geçtiğini, avcılığın yanı sıra hayvancılık ve tarımla uğraştığını ortaya koymaktadır. İÖ.7000´den bu yana sürekli bir yerleşme yeri olan Hakkari yöresinin adına ilişkin ilk bilgilere, X.yy Arap tarih ve coğrafya kaynaklarında rastlanmaktadır.

Ünlü Arap tarihçisi İbni Havsal, Hakkari isminin Akar – Akariden geldiğini söylemiştir. Araştırmacı Yazar İhsan Colemergi ise Hakkari isminin Her – Kariyan Hakkari yani Her-kariyan (Güçlü, savaşçı, edebilen) anlamına gelen ve o coğrafyada yaşayan boyların adıdır. Hakkari’yi de içine lan Kürtlerin yüksek yaylalarında yaşayan insan topluluklarına ait ilk yazılı bilgiler M.Ö. 13 yüzyıldan başlayarak Asur yazıtlarından elde edilmiştir.

Hakkari yöresinde günümüze kadar pek çok krallık hüküm sürdüğü görülmektedir. Hakkâri ilinin asıl ismi Colemerg’tir. Ermeniler buna İlmar, Süryaniler Gülarmak, Memluklar ise Colemerg adını vermişlerdir. Yörede Urartular, Medler, Akadlar, Asurlular, Persler, Makedonyalı İskender, İskender´in komutanlarından Selevkos´un yönetimindeki Selökidler, Sasaniler, Romalılar, Selçuklular, Osmanlılar, Safeviler belirli aralıklarla hüküm sürmüşlerdir.

Cumhuriyet tarihinde ilk başlarda il kategorisine bile alınmayan Hakkari, 1926´da il olur. Sonra 1932´de lağvedilir ve Van iline bağlanır. 1936´da bu karar değiştirilir ve Hakkari yine il olur. Başta Hakkari merkez olmak üzere hem şu anda Hakkari’ye bağlı olan ilçeler hem de Hakkari’ye bağlı olmayan ilçelerin Cumhuriyetin ilanı sonrasında isimleri değiştirilmiştir.

Paylaşın