Şah Sultan Hatun Türbesi; Yozgat’ın Çandır İlçesi, Yeni Meydan Mahallesi, Alperenler Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.
Dulkadir Hükümdarı Alaüddevle Bey’in oğlu Şahruh Bey’in karısı ve Şehsuvar Bey’in kızı Şah Sultan Hatun’a aittir. Türbe içerisindeki lahitte yazılı H.905 tarihli kitabeden türbenin 1499–1500 yılları arasında yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Türbe içersinde yer alan lahidin sağ yanında “Eşhedü en la ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Resulullah,” lahdin sol yanında: “Hazihi meşhe-i merhumete ve mağfirete Şah Sultan binti Şahsuvar Beg,” lahdin ayakucunda: “Senete hamse ve tis’a mie (905/1499-1500)” ifadelerine göre türbe, Dulkadırlı Beyi Alâuddevle oğlu, Şahruh’un karısı Şah Sultan’a aittir. Türbeyi de kocası Şahruh Bey yaptırmıştır.
Şahruh Bey, 1485-1490 tarihlerindeki Osmanlı-Memlûk Savaşı sırasında, Osmanlı tarafını tutan amcası Şah Budak’ın, 1489 Mart ayında yaptığı bir baskında esir edilerek gözlerine mil çektirilen Bey’dir. Mil çekilmesi görmesine engel olmamıştır. Daha sonra Kırşehir beyi olan Şahruh, yörede birçok sanat eseri yaptırmıştır. Bu kümbet de karısı Şah Sultan’ın ölümünden sekiz-dokuz yıl sonra yaptırılmıştır. F. Sümer’in verdiği bilgiye dayanarak 1492 tarihli bir hüccette ölü olarak bildirilen Şah Sultan’ın türbesinin bir süre sonra yaptırılmış olabileceği belirtilmektedir. Türbelerin, ölümden önce veya sonra yapılması, Türk sanatında sık görülen özelliklerdir.
Şah Sultan Hatun Türbesi, Anadolu’daki eyvanlı türbeler içinde, en önemli örneği teşkil eder. Çandır Şah Sultan Hatun Kümbeti altında kriptası olan, düzgün kesme taştan örülmüş sekizgen gövdeli ve içten kubbe, dıştan pramidal çatıyla örülü asıl bölümüyle buraya doğrudan eklenmiş, beşik tonozlu derin eyvana açılan iki kapısı düzgün profillerle çerçevelidirler. Kriptaya, üç basamaklı bir merdivenle inilmektedir. Gövde kısmına giriş kapısı kripta kısmının kapısının tam üstüne rastlamaktadır. Mermer profilli kapı çerçevesi, dıştan geniş silmelerle teşkilatlanmış, üstü kaş kemerli profillerle sivri şekilde sonuçlanmaktadır.
Duvar yüzeyinden hafif taşkın profillerle, baskı kemerli asıl girişin üzerindeki alan, fazla derin olmayan beş sıralı mukarnasla değerlendirilmiştir. Bu mukarnas sıralarının altındaki boşlukta, içi katmerli çiçek motifleri vardır. Eyvanın sivri kemer şeklindeki beşik tonozun üst kısmı, türbe girişinin profili sivri kemeri ile birleşmektedir. İçeride kubbeye geçişte, içleri istiridye kabuğu şeklinde bezemelerle doldurulmuş, üçgen pandantifler kullanılmıştır. Kubbenin ortasında armut veya damla şeklinde sarkıtılmış kilit taşı bulunmaktadır. Kripta kısmı hafif basık aynalı tonozla örtülü ve kare planlıdır. Burası, güney ve kuzeyden iki mazgal pencere ile doğudaki giriş kapısından aydınlanmaktadır. Gövde kısmı, düzgün kesme taştan yapılmış, üzeri piramidal külahla temiz bir işçiliğe sahiptir.
Gerek türbede, gerekse eyvan kısmında kullanılan açık kahve ve gri renkteki taşlarla alternatif örgü sistemi, türbenin estetik değerini artırmakta, güneyden ve kuzeyden açılmış birer büyük pencereyle, üst kısımlarda da küçük mazgal pencerelerle içerisi aydınlatılmıştır. Piramidal çatıya geçişte iki kaval silmenin altında, yapının sekiz yüzeyini de dolaşan mermer levhalar üzerine, kabartma harflerle Farsça beyitler yazılmıştır. Güney ve kuzeydeki bu mermer kitabelerin altında, üzerleri ışınvari şekilde dilimlenmiş, mazgal pencerelerin, süslü çerçeveleri bulunmaktadır.
Eyvan kısmı, türbenin 2/3 yüksekliğinde ve derin beşik tonozlarla örtülüdür. Lambalı bir köşe taşıyla başlayan eyvan sivri kemerinde iki renkli taş kullanılmış olup içeride iki yanda türbe kapısına kadar uzanan 75 cm, yükseklikte şekiller bulunmaktadır. Türbenin çevresinde eski tarihli birçok mezar taşı görülmektedir. Küçük bir alanın etrafı duvarla çevrilmek suretiyle, türbe fazla zarar görmeden günümüze gelebilmiştir. Genel görünüşü bakımından oldukça yeni ve düzgün bir yapı özelliği arz eden türbenin içerisinde, Şah Sultan’ın sembolik lahdi bulunmaktadır.