Yozgat: Salih Paşa Camii

Salih Paşa Camii; Yozgat’ın Sorgun İlçesi, Hanbaşı Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Sorgun Çayı kenarında bulunan cami, 1813 yılında Salih Paşa tarafından yaptırılmıştır. Cami, 1955 yılında, batı duvarı dışında orijinal biçimine uygun olarak tamamen yenilenmiştir.

Bugünkü cami kesme taştan kare planlı, kubbeli ve iki minareli olarak yapılmıştır. Kare planlı olan caminin duvarları altlı üstlü pencerelerle aydınlatılmıştır.

Merkezi kubbe büyük yuvarlak kemerler üzerine pandantiflerin yardımı ile betonarme olarak oturtulmuştur. Cami son onarım sırasında yenilendiğinden, mihrap ve minberi ile birlikte içerisinde dikkati çeken herhangi bir bezeme bulunmamaktadır.

Paylaşın

Yozgat: Şah Sultan Hatun Türbesi

Şah Sultan Hatun Türbesi; Yozgat’ın Çandır İlçesi, Yeni Meydan Mahallesi, Alperenler Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Dulkadir Hükümdarı Alaüddevle Bey’in oğlu Şahruh Bey’in karısı ve Şehsuvar Bey’in kızı Şah Sultan Hatun’a aittir. Türbe içerisindeki lahitte yazılı H.905 tarihli kitabeden türbenin 1499–1500 yılları arasında yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Türbe içersinde yer alan lahidin sağ yanında “Eşhedü en la ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Resulullah,” lahdin sol yanında: “Hazihi meşhe-i merhumete ve mağfirete Şah Sultan binti Şahsuvar Beg,” lahdin ayakucunda: “Senete hamse ve tis’a mie (905/1499-1500)” ifadelerine göre türbe, Dulkadırlı Beyi Alâuddevle oğlu, Şahruh’un karısı Şah Sultan’a aittir. Türbeyi de kocası Şahruh Bey yaptırmıştır.

Şahruh Bey, 1485-1490 tarihlerindeki Osmanlı-Memlûk Savaşı sırasında, Osmanlı tarafını tutan amcası Şah Budak’ın, 1489 Mart ayında yaptığı bir baskında esir edilerek gözlerine mil çektirilen Bey’dir. Mil çekilmesi görmesine engel olmamıştır. Daha sonra Kırşehir beyi olan Şahruh, yörede birçok sanat eseri yaptırmıştır. Bu kümbet de karısı Şah Sultan’ın ölümünden sekiz-dokuz yıl sonra yaptırılmıştır. F. Sümer’in verdiği bilgiye dayanarak 1492 tarihli bir hüccette ölü olarak bildirilen Şah Sultan’ın türbesinin bir süre sonra yaptırılmış olabileceği belirtilmektedir. Türbelerin, ölümden önce veya sonra yapılması, Türk sanatında sık görülen özelliklerdir.

Şah Sultan Hatun Türbesi, Anadolu’daki eyvanlı türbeler içinde, en önemli örneği teşkil eder. Çandır Şah Sultan Hatun Kümbeti altında kriptası olan, düzgün kesme taştan örülmüş sekizgen gövdeli ve içten kubbe, dıştan pramidal çatıyla örülü asıl bölümüyle buraya doğrudan eklenmiş, beşik tonozlu derin eyvana açılan iki kapısı düzgün profillerle çerçevelidirler. Kriptaya, üç basamaklı bir merdivenle inilmektedir. Gövde kısmına giriş kapısı kripta kısmının kapısının tam üstüne rastlamaktadır. Mermer profilli kapı çerçevesi, dıştan geniş silmelerle teşkilatlanmış, üstü kaş kemerli profillerle sivri şekilde sonuçlanmaktadır.

Duvar yüzeyinden hafif taşkın profillerle, baskı kemerli asıl girişin üzerindeki alan, fazla derin olmayan beş sıralı mukarnasla değerlendirilmiştir. Bu mukarnas sıralarının altındaki boşlukta, içi katmerli çiçek motifleri vardır. Eyvanın sivri kemer şeklindeki beşik tonozun üst kısmı, türbe girişinin profili sivri kemeri ile birleşmektedir. İçeride kubbeye geçişte, içleri istiridye kabuğu şeklinde bezemelerle doldurulmuş, üçgen pandantifler kullanılmıştır. Kubbenin ortasında armut veya damla şeklinde sarkıtılmış kilit taşı bulunmaktadır. Kripta kısmı hafif basık aynalı tonozla örtülü ve kare planlıdır. Burası, güney ve kuzeyden iki mazgal pencere ile doğudaki giriş kapısından aydınlanmaktadır. Gövde kısmı, düzgün kesme taştan yapılmış, üzeri piramidal külahla temiz bir işçiliğe sahiptir.

Gerek türbede, gerekse eyvan kısmında kullanılan açık kahve ve gri renkteki taşlarla alternatif örgü sistemi, türbenin estetik değerini artırmakta, güneyden ve kuzeyden açılmış birer büyük pencereyle, üst kısımlarda da küçük mazgal pencerelerle içerisi aydınlatılmıştır. Piramidal çatıya geçişte iki kaval silmenin altında, yapının sekiz yüzeyini de dolaşan mermer levhalar üzerine, kabartma harflerle Farsça beyitler yazılmıştır. Güney ve kuzeydeki bu mermer kitabelerin altında, üzerleri ışınvari şekilde dilimlenmiş, mazgal pencerelerin, süslü çerçeveleri bulunmaktadır.

Eyvan kısmı, türbenin 2/3 yüksekliğinde ve derin beşik tonozlarla örtülüdür. Lambalı bir köşe taşıyla başlayan eyvan sivri kemerinde iki renkli taş kullanılmış olup içeride iki yanda türbe kapısına kadar uzanan 75 cm, yükseklikte şekiller bulunmaktadır. Türbenin çevresinde eski tarihli birçok mezar taşı görülmektedir. Küçük bir alanın etrafı duvarla çevrilmek suretiyle, türbe fazla zarar görmeden günümüze gelebilmiştir. Genel görünüşü bakımından oldukça yeni ve düzgün bir yapı özelliği arz eden türbenin içerisinde, Şah Sultan’ın sembolik lahdi bulunmaktadır.

Paylaşın

Yozgat: Garipler Kilisesi

Garipler Kilisesi; Yozgat’ın Sorgun İlçesi, Garipler Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Kilise 17 x 12,3 mtre ölçülerindedir. Apsis uzunluğu 3,4 metredir. Çatısı kısmen yıkık durumdadır. Güneybatı köşesinin üst kısmı dışında bütün duvarları sağlam vaziyettedir.

Köşelerde, pencerelerde, kemer ve kapılarda kesme taş, diğer kısımlarda moloz taş kullanılmıştır. Narteks kısmı batıdadır. Kilise bir dönem cami ve sonra okul olarak kullanılmıştır.

Kilise Dikdörtgen planlı, doğu-batı doğrultusunda uzanan, narteksli ve üç nefli düzgün kesme taş ve moloz taşla inşa edilmiş bir yapıdır.

Paylaşın

Yozgat: Başçavuş Camii

Başçavuş Camii; Yozgat’ın Merkez İlçesi, İstanbulluoğlu Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Camii, harime giriş kısmındaki kitabesine göre adlandırılmaktadır. Kitabesine göre camii, H.1215 / M.1800 – 1801 yılında Çapanoğlu Süleyman Bey’ in Başçavuşu Halil Ağa tarafından camii, mektep (yıkılmış), çifte hamam ve çeşmeden oluşan külliye şeklinde yaptırılmıştır. Mektep camiinin kuzeydoğu köşesinde avlu içinde yer almaktayken, artık yerinde yoktur. Tamamen yıkılmıştır.

Hamam ise caminin çok uzağında eski belediye başkanı Salim Korkmaz Evi yanında yer almaktadır. Yangın geçirmiş olup bugün kullanılmamaktadır. Camii, düz tavanlı kırma çatılı, taş ve tuğla karışımı kagir bir yapıdır. Yapının kuzeybatısına yapışık üstten de çıkılabilen yuvarlak gövdeli bir minaresi ile büyük bir avlusu vardır. Avluya kuzey ve güneydeki ufak kapıdan girilir. Batı tarafı hazire kısmı olarak kullanılmıştır.

Hazire içinde banisi Halil Ağa’ nın da, sarı taştan yapılmış mezarı vardır. Caminin güneybatı köşesinde, camiye yaklaşık 2 metre uzaklıktadır. (Öl. 1231 / M. 1815 – 1816) Ayrıca avludan camiye girişin batısında 225 x 165 cm. boyutlarında tek yüzeyli, ortasında 70 x 75 cm. ebatlarında kitabesi, iki yanında sabunlukları önünde de oluğu bulunan bir çeşme yer alır. Harim, dikdörtgen planlı, düz tavanlıdır. İç mekânı, doğu ve batı duvarda üçer, güney ve kuzeyde ikişer tane, dıştan içe doğru genişleyen dikdörtgen alt ve bunların üzerindeki üst pencereler aydınlatır.

Mihrap güney duvarı ekseninde yarım yuvarlak silindirik gövdelidir. Minber mihrabın batsında, ahşap olarak yapılmıştır. Harimin kuzeyinde, son cemaat yerinin üzerine doğru uzanan çift katlı bir son cemaat yeri vardır. Son cemaat yeri iç ve dıştan iki büyük ahşap direkle desteklenir. Mahfilin yan kanatları güneye doğru (kıbleye dikey) uzanan bir galeri oluşturur. Bu galeri ince uzun 7 tane sütunçeye oturur ve birbirlerine bağdadi kemerlerle bağlanmaktadır.

Mahfilin orta kısmı balkon gibi güneye doğru çıkıntı yapar. Mahfile son cemaat yerinin güneybatı ve kuzeybatıdaki merdivenlerle çıkılır. Minare harim ile son cemaat yerinin birleştiği kuzeybatı köşede bulunur. Harimin kuzeyindeki son cemaat yerine mihrap eksenindeki bir kapıdan girilir. Son cemaat yerinin yanları harim duvarlarının uzantıları ile önü sonradan camekânla kapatılmıştır. Son cemaat yerine yamuk şeklinde 4 basamaklı bir merdivenle çıkılır. Ön kısmı iki kare kesitli ağaç direkle dışarı açılan son cemaat yerinin üzeri, doğu ve batı anten duvarları ve bu ağaç direklere oturan mahfil uzantısı ile düz tavan şeklinde örülmüştür.

Yapı dışında herhangi bir süsleme yer almamaktadır. Harim de yoğun olarak kalem işi süslemeler yer almaktadır. Yarım yuvarlak niş şeklindeki mihrap, içi ince çubuklar üzerinde taşınan kubbeyi andıran bir bezeme ile bezenmiştir. Yanları burmalı ince sütunludur. Alınlığı ise, alçıdan yapılmış ince volütlerle, “C” ve “S” kıvrımlarla ve bir vitray pencere ile taçlandırılmıştır. Harim alt tavanı, alt ve üst duvarları, harim pencere üzerleri ve araları tamamen kalem işi nakışlarla süslüdür. Duvarların alt kısımları mermer taklidi panolarla, üzeri kıvrım dal motiflerinin oluşturduğu baklava dilimleri içinde ufak çiçek motifleri yer almaktadır. Harimin en güzel süsleme unsuru, ince uzun üst galerilerin alt kısmındaki “S” kıvrımlı bağdadi korniş yüzeyindeki şerit manzaralardır.

Doğu ve batı korniş yüzeylerinde, ince kartuşlu üçer şerit bulunur. Pano içlerinde birbirlerine çok benzeyen manzaralar vardır. Figür hiç göze çarpmaz. Sadece doğa manzaraları yer alır. Kır yapıları, köşkler, çadırlar, köprüler, yel değirmenleri, dereler, çeşmeler, küçük camiler ve kepenklerini açmış dükkânlar yer almaktadır. Bu manzara kartuşu içinde, manzara resimlerinin bitirilme tarihi olduğu tahmin edilen “sene 1230” yazısı ilgi çekicidir. Yapıt; taşıdığı mimari özellikleri itibariyle günümüze kadar ibadet mekânı olarak kullanılan ildeki sayılı mekânlardandır.

Paylaşın

Yozgat: Nizamoğlu Konağı

Nizamoğlu Konağı; Yozgat’ın Merkez İlçesi, İstanbulluoğlu Mahallesi, Müze Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Nizamoğlu Konağı, 1871’den önce yapılmış olmalıdır. Bugün müze olarak kullanılan yapı kırma çatılı, iki katlı, meyilli bir zemine oturan, doğu yüzü sokağa bakan, etrafı ufak bir bahçeyle çevrili bir konuttur. Zemin kat “U” planlı sofa etrafında sıralanan depo ve servis odalarından oluşur. “U”nun yatay kolu kareye yakın dikdörtgen şeklindedir. Kuzeyde eksende bahçeye çıkış kapısı ile doğu ve batıda; güney-kuzey doğrultusunda dikdörtgen planlı düz tavanlı odalar yer alır.girişin tam karşısında ise yine aynı doğrultuda bir kiler bulunmaktadır.

“U”nun dikey kolları üzerinde ise ikişer oda bulunmaktadır. Bu odaların arasında dikdörtgen koridorlar görülür. Bu koridorların batı kanattakine üst kata çıkış merdiveni yerleştirilmiştir. Merdivenin kuzeyindeki oda fırını olan mutfak şeklinde kullanılmaktadır. Üst kat alt katın tekrarı gibidir. Farklı yanı odalar daha büyük ve süslü, sofanın geniş ve eyvanlı olmasıdır. Bir sofa etrafına “U” şeklinde odalar sıralanmıştır. Sofanın güneyinde önü balkonlu bir eyvan bulunmaktadır.

Odaların ön kısmını, sofa zemininden 1m. kadar yüksek bir galeri çevreler. Galerilerin ön kısmı birbirlerine bağdadi kemerlerle bağlanmış 10 ince ağaç sütun ve araları parmaklarla örülmüştür. Sofaya kuzey cephe ekseninde yer alan yuvarlak kemerli bir kapıdan girilmektedir. Eyvanın iki yanındaki güneydoğu ve güneybatı köşe odaları özenle süslenmiştir. Bunlar gerek ahşap işçiliğinin, gerekse geç devir duvar resimlerinin çok değişik birer örneğini sunar. Bu odaların tavanları oyma, çakma, kafes oyma ve aplike tekniği ile yapılmış süslemelerle kaplıdır.

Göbek kompozisyonu ortasında baş aşağıya sarkan çeşitli kıvrım ve çiçeklerden oluşan ajurlu bir sarkıt süsleme vardır. Bu sarkıtın dışa doğru güneş ışını gibi, kıvrımlı dal ve çiçeklerden oluşan uzantılar çıkar. Motifler aplike tekniği ile yapılmıştır. Giriş kapısının yanında yüklükler bulunur. Tavanın iç bükey kuşağında figürlü manzaralar gözükür. Kuru fresko tekniği ile yapılan bu resimler çok renkli bir anlayışla ele alınmıştır. Konu zenginliği göze çarpar.

Paylaşın

Yozgat: İstanbulluoğlu (Kilise) Camii

İstanbulluoğlu (Kilise) Camii; Yozgat’ın Akdağmadeni İlçesi, İstanbulluoğlu Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Avlu içerisindeki cami dikdörtgen planlıdır. Kesme taştan inşa edilmiştir. Girişte yuvarlak kemerli narteks sonradan kapatılarak sağlı sollu birer oda yapılmıştır. Narteks üç kemerlidir.

Köşelerdeki sütunlar köşeli, ortadakiler yuvarlaktır. Güneydeki çan kulesi üzerine sonradan minare yapılmıştır. Minare girişi dışarıdan sağlanmaktadır. Çatı kenarları hafif dışa taşkın üzeri beşik çatılı ve kiremitle kaplıdır.

İçerisi üç nefli ve tavanı tonozludur. Arka cephe üç bölümlü apsisi vardır. Yapı eskiden kilise olarak kullanılan ve günümüzde ise restore edilmiş ve şimdi cami olarak kullanılmaktadır.

Paylaşın

Yozgat: Cehirlik Yaylası

Cehirlik Yaylası; Yozgat’ın Merkez İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Cehirlik Yaylası Yozgat-Boğazkale (Hattuşa) yolu üzerinde, Yozgat’a 2 km. uzaklıktadır. “Gelin Kayası” ve “Yabani Lale”leriyle ünlüdür. İlkbaharda açmaya başlayan laleler yaz boyunca Cehirlik’e apayrı bir güzellik katar. Halk arasında “Laleler Ülkesi” olarak bilinen Hollanda’ya buradan lale tohumları götürüldüğü söylenmektedir.

Ayrıca burayla ilgili bir efsane şöyle anlatılmaktadır. Gelin Kayası Efsanesi: Yozgat’taki Nohutlu Tepesi’nin arkasında bulunan Cehrilik yakınlarında deveye binmiş geline benzeyen kayalar bulunmaktadır. Bu kayalara “Gelin Kayası “denir. Efsaneye göre köyün birinden gelin alayı gelmektedir. Eşkıyalar gelin alayını çevirirler. Niyetleri kervandaki gelini alıp esir pazarında satmaktır.

Gelin alayının er kekleri eşkıyalarla vuruşurlar ve hayatlarını kaybederler. Eşkıyalar, gelini ve damadı yakalamak üzeredirler. Yakalanacaklarını anlayan gelin ve damat Allah’a dua ederler. “Allah’ım bizi bu eşkıyaların eline düşürme, bizi ya taş et, ya kuş et” Duaları kabul olunur.

Güzel gelinle birlikte eşkıyalar, develer ve atlar oracıkta taş olurlar. Damat ise kuş olup gökyüzüne uçuverir. Güzel gelinin ağlarken gözünden döktüğü yaşlar sel olur ve orada kırmızı lalecikler bitmeye başlar. Zamanla bu laleler tüm tepeyi kaplar. Eğrice’de (Mayısın ikinci haftasında) cehrilik laleleri kırmızı kırmızı açar ve beyaz güvercinler gökyüzünde süzülürler.

Paylaşın

Yozgat: Tokmak Hasan Paşa Camii

Tokmak Hasan Paşa Camii; Yozgat’ın Şefaatli İlçesi, Paşaköy Kasabası Hasanpaşa Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Tokmak Hasan Paşa Camii H.1187 (M.1773) tarihinde inşa edilmiştir. Cami tek katlı ve kırma çatılıdır. Duvarları yığma taş örgü sistemiyle yapılmıştır. Kuzey – güney doğrultusunda ve dikdörtgen planlıdır. Altta ve üstte pencere sıraları mevcuttur. Duvarlar sıva üzerine badanalıdır.

Yapının minaresi spiralli ve tek şerefeli olarak sonradan yapılmıştır. Cami 1895 yılında tamir edilmiştir. Edinilen bilgilere göre cami 1965 yılında da ufak çaplı restorasyon yapıldığı söylenmektedir. Cami içerisindeki kimi süslemeler bu döneme aittir. Giriş kapısı basık kemerli ve profillidir.

Caminin harim kısmı mihraba gidildikçe kalınlaşan ve her biri devşirme olan taş kaideler üzerine oturan 8 adet serbest, 4 adet yalancı ayak üzerine dikine atılmış ahşap kirişler üzerine ahşap kaplama tavanlıdır. Ahşap ayakların üstleri yine antik gelenekteki sütun başlığını andırır şekilde oymalıdır.

Duvar cephesinden dışa doğru taşın dikdörtgen bir pano içerisinde yer alan mihrap, duvar içine gömülen bir niş şeklindedir. Paşaköy Kasabası Tokmak Hasan Paşa Cami, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca 2005 yılında tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

Paylaşın

Yozgat: Osmanpaşa (Emirci Sultan) Türbesi

Osmanpaşa (Emirci Sultan) Türbesi; Yozgat’ın Merkez İlçesi, Osmanpaşa Beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Osmanpaşa Camisi’ne bitişik olan bu türbenin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Osmanpaşa, Şeyh Hoca Ahmet Yesevi’nin halifelerindendir. Lakabı Şerifüddün, Babasının adı Muhammed’dir.

Emirci Sultan olarak bilinmektedir. Doğum tarihi bilinmemektedir. Ölüm tarihi 1240’tır. Türbe içerisindeki sandukalardan biri 1239 – 1240 tarihli Emir Sultan Şerefüddin İsmail Bin Muhammed’e aittir.

Buna dayanılarak türbenin 1239 veya 1240 yıllarında yapıldığı anlaşılmaktadır. Türbesi Yozgat’ın Osmanpaşa Kasabası’ndadır. Asıl adı Osman’dır.

Paylaşın

Yozgat: Yusuf Karslıoğlu Konağı

Yusuf Karslıoğlu Konağı; Yozgat’ın Merkez İlçesi, İstanbulluoğlu Mahallesi, Sungurlu Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

1883 yılında yapıldığı bilinen konak 1929 ve 1936 yılları arasında Yozgat Belediye Başkanlığı yapan Yusuf Karslıoğlu tarafından satın alınarak uzun süre kullanıldığı için “Karslıoğlu Konağı” olarak adlandırılmıştır. Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmak üzere 1977 yılında Kültür Bakanlığınca istimlak edilen konakta ilk restorasyon çalışmaları 1990 yılında tamamlanmıştır.

Atatürk’ün Yozgat’a ilk gelişlerinde (3 Şubat 1934) yılında burada kaldığı ve daha sonrada uzun bir süre Vali Konağı olarak kullanıldığı bilinmektedir. Konak şu anda İl Özel İdaresine tahsis edilmiştir. Konak bodrum kat hariç iki katlı olan, alt katta köfeki taşına benzeyen işlenmesi kolay sarı renkli kesme taşlar üzerinde yükselen ince ahşap işçiliği tavan dekorasyonu ve süslemeleri ile dönemin ve günümüzün en güzel örneklerinden biri durumundadır.

Eski Yozgat-Sungurlu yolu (şimdiki Hattuşaş yolu) üzerinde C. Ali Efendi Camii’nin yakınında yer alan birinci katı sarı renkli kesme taş (Nevşehir Taşı), ikinci kat kagir olan bu konak kırma çatılıdır. İkinci kat güney-kuzey yönünde çıkıntı yapar. Bu kısmın altı “S” konsollarla desteklenmiştir. Balkon tabanı sonradan betonlanmıştır. İkinci kat balkon pencereleri yuvarlak kemerli olup ahşap çerçevelidir.

Binaya giriş, güneydeki taş çerçeveli yuvarlak kemerli bir sundurmadan sağlanmıştır. Bugün üst kata (birinci kata) beş basamaklı taş merdivenle doğudaki dikdörtgen küçük kapıdan çıkılmaktadır. Birinci kat girişi, yuvarlak kemerli ve dört revnaklıdır. Kemerler arasında sarı renkli taştan yapılmış, iyonik başlıklı sütunlar mevcuttur. Revak üzeri oymalı tonozlu sonradan betonlanmıştır. Sekizgen sofanın her köşesinde bir oda yer alır. Güney- batı köşesinde, önemli konukların ikameti için ayrılmış özel bir oda yer alır.

Bu odanın tavanı diğer odalarınkilerden daha güzel işlenmiştir. Salonun güney kısmı eyvanı hatırlatır. Bu eyvanın önünde bir balkon bulunmaktadır. Oda kapıları üzerinde görülen sonradan kazınılmış haç şekillerinden ve güneydeki sundurma üzerinde yer alan balkonun üçgen alınlığındaki Rumca yazılardan bu yapının eskiden Rumlara ait olduğu anlaşılmaktadır. Bu üçgen alınlığın ortasındaki Rumca üç satırlık yazı ve 1883 rakamı bu yapının tarihini vermektedir.

Paylaşın