AK Parti’de “Yerel Seçimler” Takvimi Belirlendi

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimler yaklaştıkça partilerde hazırlıklarını hızlandırıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi )AK Parti), bu kapsamda yerel seçim takvimini netleştirmeye başladı.

AK Parti’de yerel seçimler için oluşturulan strateji ekibi kampanya sürecinin belirlenmesi için çalışmalarına hız verdi. Büyükşehirlerde yaptırılan anketlerde Suriyeliler ve ekonomik durumun seçmenin en çok rahatsız olduğu konuların başında geldiği belirtiliyor.

Parti kurmayları, “Sadece bunların varlığı seçimi kaybettirmiyor, başka etkenler de var. Adayların etkisi önemli. Bu bir bütün. Muhalefetin adayı, sizin adayınız vs. Seçilme şekliniz, kampanyanız bunların hepsi bütünlük oluşturuyor. İstanbul’u almak için elimiz çok güçlü” değerlendirmesini yaptı.

Hürriyet’ten Ebru Karatosun’un haberine göre yerel seçimler için aday belirleme çalışmaları ağustos ayından itibaren başlayacak. 3 dönem veya daha fazla belediye başkanlığı yapan isimlerin yeniden aday gösterilip gösterilmeyeceği ile ilgili süreç ise ağustos ayında yapılacak MYK toplantısında belirlenecek.

MYK toplantısında, söz konusu belediye başkan adaylarının yeniden aday gösterilip gösterilmeyeceği ve nasıl bir yol izleneceği ile ilgili konuya Cumhurbaşkanı Erdoğan karar verecek.

Parti kurmayları, milletvekili ve kabinede büyük değişimler yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aynı şekilde belediye başkanlarında da vatandaşın değişim beklentisine karşılık vereceğini ifade ediyor.

AK Parti’de yerel seçimler için oluşturulan strateji ekibi kampanya sürecinin belirlenmesi için çalışmalarına başladı. Büyükşehirlerde yaptırılan anketlerde Suriyeliler ve ekonomik durumun seçmenin en çok rahatsız olduğu konuların başında geldiği belirtiliyor.

Parti kurmayları, “Sadece bunların varlığı seçimi kaybettirmiyor, başka etkenler de var. Adayların etkisi önemli. Bu bir bütün. Muhalefetin adayı, sizin adayınız vs. Seçilme şekliniz, kampanyanız bunların hepsi bütünlük oluşturuyor. İstanbul’u almak için elimiz çok güçlü” değerlendirmesini yaptı.

Paylaşın

CHP Ve İYİ Parti Yeni İttifak İçin Nabız Yokluyor

31 Mart 2024 tarihinde yapılması beklenen yerel seçimler yaklaştıkça Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve İYİ Parti arasında yapılabilecek yeni ittifak için taraflar nabız yokluyor.

İYİ Parti kurmayları, Adana, Mersin, Manisa gibi büyükşehirlerin de aralarında bulunduğu bazı illerde kendi adaylarının desteklenmesini istiyor. CHP’de ise “Adana ve Mersin gibi şehirleri verebiliriz” görüşü dile getiriliyor.

İki parti arasında yerel seçimlere yönelik ilk temas, CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın ve İYİ Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Burak Akburak arasında oldu. Kılıçdaroğlu da yerel seçimlerden sonra Akşener ile ilk kez geçen günlerde bir araya geldi. Görüşmede ise gündemin “yerel seçimler” olduğu belirtildi.

İktidar, 2024’teki yerel seçimler için 1994’teki seçimlerde yaşanan bölünmeyi anımsatsa da muhalefet, ittifakı “olası” görüyor. CHP ve İYİ Parti’de “İttifak muhtemelen olacak” görüşü, iki partinin de kulislerinde konuşuluyor. İYİ Parti, daha çok sayıda büyükşehirde İYİ Parti’nin adayıyla seçime gidilmesini isterken yaşanan tartışmaların “İYİ Parti’nin elini güçlendireceği” yorumu yapılıyor. CHP’de ise “Adana ve Mersin gibi şehirleri verebiliriz” görüşü dile getiriliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kurban Bayramı’nda yaptığı açıklamayla 2024’te gerçekleştirilecek yerel seçimler için 1994’teki yerel seçimlere işaret etti ve “1994 gibi milat olacağını” söyledi. Erdoğan’ın bu açıklaması üzerinden “muhalefetin çok parçalı yapısından faydalanacağı” yorumları yapıldı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in olağan kurultaydaki açıklamasında CHP’ye yönelik eleştirilerde bulunması ve “İnsafınız kurusun. Neymiş? İstanbul, HDP sayesinde kazanılmış. Haydi o zaman bundan sonra size hayatta başarılar diliyorum” ifadelerini kullanması, “ittifakın bittiği” şeklinde değerlendirildi.

Cumhuriyet’ten Sefa Uyar’ın haberine göre; Bu açıklamadan sonra iki parti arasında yerel seçimlere yönelik ilk temas, CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın ve İYİ Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Burak Akburak arasında oldu. Kılıçdaroğlu da yerel seçimlerden sonra Akşener ile ilk kez geçen günlerde bir araya geldi. Görüşmede ise gündemin “yerel seçimler” olduğu belirtildi.

‘İyi Parti’ye verebiliriz’

İki partide de yerel seçimler yönelik “olumlu hava” esiyor. Parti kurmayları da bu yönde mesajlar veriyor. İYİ Parti’nin 2019’daki ittifakın aksine bir ittifakın kurulması için daha fazla büyükşehirin İYİ Parti’ye bırakılmasını istediği biliniyor. 2019’da bu yönde tabandan eleştiri aldığını belirten partililer, Akşener’in çıkışıyla bu yönde “elini kuvvetlendirmek istediğini, ittifak teklifinin bu kez CHP’den gelmesi gerektiğini” belirtiyor. Aralarında Adana, Mersin, Manisa gibi büyükşehirlerin de bulunduğu illerde İYİ Parti’nin adayının desteklenmesi isteniyor. İYİ Parti kurmayları ise ittifakı “muhtemel” görüyor.

CHP kulislerinde de benzer düşünce hâkim durumda. Parti kurmayları, “İttifak muhtemelen olacak” değerlendirmesini yapıyor. Bazı büyükşehirlerin bu kez İYİ Parti’ye bırakılabileceği kaydedilirken “Adana ve Mersin gibi büyükşehirleri İYİ Parti’ye verebiliriz” görüşü dile getiriliyor.

Paylaşın

Yerel Seçimler: CHP’de 48 İl Yönetimi İçin 31 Denetçi

14 ve 28 Mayıs seçimleri sonrası “değişim” tartışmalarının yaşandığı Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) yerel seçimler öncesinde parti örgütlerini dinleme, eksiklikleri belirleme ve güçlendirme çalışmalarına bir yenisi eklendi.

CHP yönetimi Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Orta Anadolu’daki 48 il yönetimi için 31 denetçi görevlendirdi. Edinilen bilgiye göre eski ve yeni milletvekilleri ile Parti Meclisi üyelerinden oluşan denetçiler 48 il ve bu illerin ilçelerinde denetimler gerçekleştirecek.

Karadeniz’de yaşanan sel ve heyelan felaketi nedeniyle eksik toplanan CHP Merkez Yürütme Kurulu’nun (MYK) bu haftaki toplantısı 5 saat sürdü.

Gazete Duvar’dan Serkan Alan’ın haberine göre CHP’de geçtiğimiz hafta toplanan MYK’nin gündem maddelerinden biri bazı il başkanlarının görevden alınmasıydı. Yaklaşık bir saat süren tartışmanın ardından Kayseri, Ağrı, Muş, Mardin, Van ve Hakkâri il başkanları ve yönetimleri görevden alındı.

Edinilen bilgiye göre il başkanlarının görevden alınmasının görüşüldüğü MYK toplantısında bazı üyeler “Yanlış anlaşılacağı” gerekçesiyle görevden almalara karşı çıktı. Kurultay takvimi işlerken görevden almanın seçimlere müdahale anlamına geleceği ifade edildi. Ancak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu kararda ısrarcı oldu.

Toplantı sırasında 6 il yönetiminin 14 Mayıs seçimlerinde başarısız olduğu tespiti dile getirilirken 28 Mayıs seçimlerine gidilirken bu kararın alınmak istendiği, seçim arasında olumsuz etkisi olacağı gerekçesiyle bu kararın ertelendiği ifade edildi.

Bazı genel başkan yardımcıları görevden alma kararlarının kurultay ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilişkilendirilebileceğini bildirerek tekrar düşünülmesini talep etti. Buna yanıt veren Kılıçdaroğlu’nun, “Bu il başkanlarını 14 Mayıs’tan sonra görevden alacaktık. Seçimlerde yeterince çalışmadığı tespit edilen bu kişileri iki seçim arasında görevden alma düşüncemiz, o dönem de olumsuz sonuç doğurabileceği için ertelenmişti. Görevden alınma kararlarının başka bir nedeni yok” dediği ve kararın bu sözlerin ardından resmiyet kazandığı öğrenildi.

Öte yandan CHP’de görevden alınacak il başkanlarına yönelik sayının artacağı iddia edilmişti. Bu hafta yapılan MYK toplantısının gündemine ise yeni görevden alma kararları gelmedi. Bazı MYK üyeleri görevden alma gibi teşkilatla ilgili kararların konuşulduğu MYK’lerin tartışmalı geçtiğini aktarırken, bu haftaki MYK’de konunun gündeme gelmemesi nedeniyle toplantının diğer toplantılara göre daha kısa sürdüğünü ifade etti. Bir MYK üyesi, toplantı için “Görevden almalar olmayınca MYK toplantıları daha erken bitiyor” diye konuştu.

48 il yönetimi için 31 denetçi görevlendirildi

CHP’nin yerel seçimler öncesinde parti örgütlerini dinleme, eksiklikleri belirleme ve güçlendirme çalışmalarına bir yenisi eklendi. CHP yönetimi Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Orta Anadolu’daki 48 il yönetimi için 31 denetçi görevlendirdi. Edinilen bilgiye göre eski ve yeni milletvekilleri ile Parti Meclisi üyelerinden oluşan denetçiler 48 il ve bu illerin ilçelerinde denetimler gerçekleştirecek.

Parti örgütlerinin seçim sürecinde nasıl çalışmalar yaptığını, yerel seçimlere ne kadar hazırlanıldığını kayda geçirecek olan denetçiler eleştiri ve özeleştirileri dinleyerek raporlaştıracak. Kongre sürecinde her mahallede delege seçimleri için sandık kurmayı hedefleyen CHP’nin denetçileri deprem bölgesinde bu fiziki şartların olup olmadığını da yerinde gözleyecek. CHP’nin gelecek hafta oluşturacağı yeni denetçiler kalan 33 il yönetimini denetlemesinin ardından hazırlanacak raporu MYK’ye sunacak.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun geçtiğimiz hafta yaptığı “değişim” çağrısının yankıları CHP Genel Merkezi’nde bu hafta da sürdü. Edilen bilgiye göre geride kalan iki haftada 100’ün üzerinde CHP’li belediye başkanı CHP Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Burada görüşmeler gerçekleştiren belediye başkanlarının Kılıçdaroğlu’nun yerel seçimlere kadar partinin başında kalması yönünde destek verdiği öğrenildi.

CHP’de “değişim” çağrısıyla Bolu’dan Ankara’ya yürüyen Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın yürüyüşü 12 Temmuz Çarşamba günü saat 17.00’de CHP Genel Merkezi’nde bir açıklamayla son bulacak. Edinilen bilgiye göre Özcan’ı CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın karşılayacak. Akın’ın Özcan’ı genel merkeze davet ederek taleplerini dinlemesi ve ardından bunları Kılıçdaroğlu’na aktarması planlanıyor.

CHP’de bir diğer gündem ise hem Genel Kurul’da hem de Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülecek maaşlara ek zam ve ek bütçe paketi oldu. Kurmaylarından tekliflerle ilgili bilgi alan CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, Meclis’te etkin muhalefet talep ettiği ve milletvekillerinin teklifleri engelleyici adımlar atmasını istediği öğrenildi

Paylaşın

Altaylı’dan Dikkat Çeken “İstanbul” Yazısı: Erdoğan, Kürt Oyları Olmadan…

2024 ‘te yapılacak olan yerel seçimler yaklaşırken gazeteci Fatih Altaylı da konuya ilişkin dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Altaylı, yazısında “Erdoğan, HDP oyları olmadan, Kürt oyları olmadan İstanbul‘u kazanamayacağını çok iyi biliyor” ifadesini kullandı.

‘Böl ve kazan’ başlıklı yazısında iktidarın 2024 yerel seçimlerindeki olası stratejilerini masaya yatıran Altaylı, “Erdoğan da biliyor ki, tüm engellemelere, tüm karalamalara karşın İmamoğlu aslında başarısız değil. İmamoğlu kötü belediyecilik üzerinden devrilmez. Ancak siyasi dengeler değiştirilerek devrilir” dedi.

Fatih Altaylı’nın kendi kişisel blogunda yayımladığı yazısından bir bölüm şöyle:

Birkaç gün önce CHP’nin İzmir’i de kaybedebileceğini yazdım. 1994 İstanbul seçimleri örneğini vererek.

Merkezin bölünmesinden faydalanarak, nispeten marjinal sayılabilecek Refah’ın adayı Erdoğan’ın yüzde 25 ile seçimi kazandığını hatırlattım.

Birkaç gün sonra AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, 1994’ü hatırlatarak, önümüzdeki yerel seçimleri aynı ruhla kazanacaklarını söyledi.

Siyaseti çok iyi bilen biri olarak doğruyu söylüyor. İstanbul’u ancak öyle kazanabilir AK Parti adayı.

Altılı Masa denilen muhalif blok, blok olmaktan çıkacak ve çoklu aday çıkaracak. HDP destek vermeyecek. AK Parti kazanacak.

Cumhurbaşkanlığı kabinesi kurulduğu zaman şunu okumuştunuz bu sayfada, “Bu kabine yerel seçim kabinesidir.”

Süleyman Soylu’nun olmadığı ve Doğu ve Güneydoğulu bu kadar çok ismin olduğu bir kabine, İstanbul seçimi içindir.

Erdoğan, HDP oyları olmadan, Kürt oyları olmadan İstanbul‘u kazanamayacağını çok iyi biliyor.

Bunu son yerel seçimde deneyimledi.

AK Parti’nin adayı Binali Yıldırım, o günlerde Süleyman Soylu’nun aşırı milliyetçi söylemlerinden çok yakınıyordu. “Biz iğne ile oy topluyoruz. Süleyman Bey bir cümlesi ile kaşık kaşık oy kaçırıyor.” diyordu çevresine.

Süleyman Soylu’nun olmadığı ve Doğu ve Güneydoğulu bu kadar çok ismin olduğu bir kabine, İstanbul seçimi içindir.

Erdoğan, HDP oyları olmadan, Kürt oyları olmadan İstanbul‘u kazanamayacağını çok iyi biliyor.

Bunu son yerel seçimde deneyimledi.

AK Parti’nin adayı Binali Yıldırım, o günlerde Süleyman Soylu’nun aşırı milliyetçi söylemlerinden çok yakınıyordu. “Biz iğne ile oy topluyoruz. Süleyman Bey bir cümlesi ile kaşık kaşık oy kaçırıyor.” diyordu çevresine.

İstanbul’da Cumhurbaşkanlığı seçiminde de CHP adayı önde idi.

51,8 Kılıçdaroğlu, 48,2 Erdoğan.

Bu şartlar, hamleler değişmeden yerel seçimin de ne olacağının göstergesi.

Çünkü Erdoğan da biliyor ki, tüm engellemelere, tüm karalamalara karşın İmamoğlu aslında başarısız değil. İmamoğlu kötü belediyecilik üzerinden devrilmez. Ancak siyasi dengeler değiştirilerek devrilir.

Bunun için de İstanbul’da bir yandan muhalif bloğu bölmeye çalışacak, bir yandan da onlarsız kazanamayacağını bildiği HDP’ye yakın Kürt oylarını yeniden kazanmaya çalışacak.

1994 ruhu dediği budur Erdoğan’ın. Böl ve kazandır.

Süleyman Soylu’nun ve milliyetçi kanadın ise vitrinden çekilmesi de bu nedenledir.

Bu vitrin Anadolu’da kaybettirmez, İstanbul’da ise kazandırabilir.

Şu anda en önemli hedef İstanbul’dur.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Yerel Seçimler: Zafer Partisi’nden CHP’ye Yeşil Işık

31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlerde nasıl şekilleneceği siyaset kulislerinde konuşulmaya başlandı. 28 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu’nu destekleyen Zafer Partisi, yerel seçimlerde de ‘CHP ile işbirliğine’ yeşil ışık yaktı.

Zafer Partili yetkililer, yerel seçimler sürecinde salt CHP ile değil diğer partiler ile olası bir işbirliği için partinin taviz vermeyeceği ilkeleri şöyle sıralıyor:

“Her şey olabilir ancak burada önemli olan şey, ilkeleri korumak ve o ilkelerden taviz vermemek. Biz, bazı ilkelerden asla taviz vermeyiz. Atatürk’ten taviz vermeyiz. Atatürk çizgisindeki milliyetçilikten taviz vermeyiz. Vatanın bölünmez bütünlüğünden taviz vermeyiz.

Tarikat ve cemaatlere karşı olduğumuzu zaten defalarca kamuoyu ile de paylaştık. Anayasanın ilk 4 maddesini kesinlikle tartışmaya açtırmayız. Bu ilkeler çerçevesinde, bu ilkelerden taviz vermeden bizimle işbirliği içinde olmak istenirse, tabii ki olabilir. Şu an bunları söylemek için erken ama ilkeler ön koşulumuz.”

Zafer Partisi, 14 Mayıs’taki Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde ATA İttifakı’nın ortak cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’ı destekleme kararı almıştı. Ancak seçimlerin ikinci tura kalmasının ardından ittifakın ortak adayı Oğan, 28 Mayıs’taki seçimlerde ise Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısında Cumhur İttifakı’nın ortak adayı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğini açıklamıştı. Zafer Partisi ise ikinci turda Kılıçdaroğlu’na destek vereceklerini duyurmuştu.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turundan itibaren CHP ile Zafer Partisi arasında gelişen diyaloğun, 31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlerde nasıl şekilleneceği siyaset kulislerinde konuşulmaya başlandı.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun haberine göre, HDP’nin de her ilde kendi adayı ile yerel seçimlere katılacağını açıklamasının ardından Zafer Partisi’nin “CHP ile bir işbirliği yapıp yapmayacağı” tartışılmaya başlandı.

Zafer Partisi yetkilileri, Cumhurbaşkanlığı seçimleri döneminde gelişen sürecin “CHP ile yerel seçimlerde olası bir işbirliğine dönüşme evresine yeşil ışık yaktı.” Ancak Zafer Partisi, CHP ile olası bir işbirliği için kırmızı çizgilere işaret ediyor.

‘Cemaatlere karşıyız’

Zafer Partili yetkililer, yerel seçimler sürecinde salt CHP ile değil diğer partiler ile olası bir işbirliği için partinin taviz vermeyeceği ilkeleri şöyle sıralıyor:

“Her şey olabilir ancak burada önemli olan şey, ilkeleri korumak ve o ilkelerden taviz vermemek. Biz, bazı ilkelerden asla taviz vermeyiz. Atatürk’ten taviz vermeyiz. Atatürk çizgisindeki milliyetçilikten taviz vermeyiz. Vatanın bölünmez bütünlüğünden taviz vermeyiz.

Tarikat ve cemaatlere karşı olduğumuzu zaten defalarca kamuoyu ile de paylaştık. Anayasanın ilk 4 maddesini kesinlikle tartışmaya açtırmayız. Bu ilkeler çerçevesinde, bu ilkelerden taviz vermeden bizimle işbirliği içinde olmak istenirse, tabii ki olabilir. Şu an bunları söylemek için erken ama ilkeler ön koşulumuz.”

Paylaşın

HDP’de “Yerel seçimler” İçin Kritik Tarih Ekim

Meclis çalışmalarını Yeşil Sol Parti (YSP) atında yapan Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 2024’te yapılacak yerel seçimlere ilişkin alacağı karar, siyasetin önemli gündem başlıkları arasındaki yerini koruyor.

HDP Eş Genel Başkan Pervin Buldan, yerel seçimlerde, “büyükşehirler başta olmak üzere bütün illerde aday çıkaracaklarını” açıklaması da, siyaset kulisleri hareketlendirmiş durumda.

Partide, yerel seçimlere yönelik özel gündemli görüşmelerin yapılmadığı, “her ilde aday çıkarılması yönünde bir parti kararı bulunmadığı” öğrenilirken, 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçim sürecinin noktalanmasının ardından hedefine ulaşamadığını açıklayan, ardından özeleştiri sürecine giren HDP’de kongre takvimi işletiliyor.

Başta eş genel başkanlar olmak üzere parti yönetiminin büyük oranda değişeceği HDP’de daha sonra yerel seçimler için aday belirleme çalışmaları hız kazanacak.

Birgün’de yer alan habere göre; Partinin kongreden sonra 81 ildeki adaylarını belirleyeceği ancak bazı büyükşehirler için son kararın kongre sonrası verebileceği iddia edildi. Ancak parti yönetimi, bu durumu düşük bir ihtimal olarak değerlendiriyor.

Seçimlerdeki başarısızlığı kabul eden isimler arasında yer alan ve tabanın sesinin yeterince dinlenmediğini kaydeden HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, yerel seçimler hakkında yaptığı açıklamada, “İktidar bir kez daha devletin bütün imkanlarını kullanmaya çalışacak.

Biz de, bütün illerimizde büyükşehirler başta olmak üzere her yerde adaylarımızı çıkararak bu mücadelenin içerisinde varlığımızı ve mücadelemizi bir kez daha ispat etmek üzere, bu seçimlerde iyi bir çalışma temposuyla büyük bir başarı elde etmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.

Pervin Buldan’ın bu açıklaması, özellikle Millet İttifakı tarafından yönetilen belediyelerin iktidar tarafından kazanılabileceği yorumlarına neden oldu.

Büyük kongre için çalışmalarını yürüten HDP ise “tabanın sesine kulak verecek.” Edinilen bilgiye göre özellikle cumhurbaşkanı adayı belirlemeyen ve bu nedenle oy kaybına uğradığı öne sürülen partide, bu kez adaylar kesin olarak belirlenecek. Bu kararda özellikle son yerel seçimden sonra HDP’li belediyelere atanan kayyumlara sessiz kalan Millet İttifakı’nın rolü olduğu da bildirildi.

Kapatma davası

HDP’nin bir diğer önemli gündem maddesi, yeni parti. Seçimlere Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi çatısı altında giren parti yönetimi, kongre sürecine kadar HDP ile mi yola devam edeceklerini yoksa ismini değiştirerek Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’ne mi geçiş yapacaklarını belirleyecek. Kapatma davası nedeniyle HDP’nin geri planda kalabileceği ifade edildi.

Paylaşın

Buldan’ın “Yerel Seçimler” Açıklaması Siyaset Kulislerini Hareketlendirdi

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Pervin Buldan, 2024’te yapılacak yerel seçimlerde, “büyükşehirler başta olmak üzere bütün illerde aday çıkaracaklarını” açıklamasının ardından, siyaset kulisleri hareketlendi.

Partide, yerel seçimlere yönelik özel gündemli görüşmelerin yapılmadığı, “her ilde aday çıkarılması yönünde bir parti kararı bulunmadığı” öğrenilirken, parti kaynakları, tutumun kurultayın tamamlanmasının ardından netleşeceğini, partinin birinci gündeminin yerel seçimler olmadığını kaydediyor.

2019’daki durumun ise istisna olduğunu kaydeden parti yöneticileri, “Yerel yönetimlerde AKP’nin kaybetmesi ve kayyum siyasetine son verilmesi gibi ikili bir politika izledik. Bazı büyükşehirlerde aday göstermedik” yorumunu yaparken parti yönetimi ve örgütleriyle yapılan toplantılarda bir eğilimin oluştuğu ancak tartışma sürecinin henüz bitmediği aktarılıyor.

Meclis çalışmalarını Yeşil Sol’da yapacak HDP’den yerel seçimlere ilişkin gelen açıklamalar siyaset kulislerini hareketlendirdi.

Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş’ın, özellikle 2019’da aday çıkarılmayan büyükşehirlerde aday çıkarılabileceği yönündeki açıklamasının ardından kurultayda görevi bırakacak olan Eş Genel Başkan Pervin Buldan, “büyükşehirler başta olmak üzere bütün illerde aday çıkaracaklarını” duyurdu. 2019’daki seçimlerde muhalefetin kazanmasında kritik rol oynayan partilerden olan HDP’den gelen bu açıklamalar da tartışma yarattı.

Cumhuriyet’ten Sefa Uyar’ın aktardığına göre, partide, yerel seçimlere yönelik özel gündemli görüşmelerin yapılmadığı, “her ilde aday çıkarılması yönünde bir parti kararı bulunmadığı” öğrenildi. Parti kaynakları, tutumun kurultayın tamamlanmasının ardından netleşeceğini, partinin birinci gündeminin yerel seçimler olmadığını kaydediyor. Bu konuda halihazırda yorum yapmanın “erken olacağı” belirtiliyor.

Buldan’ın açıklamasına yönelik de “Her siyasi partinin aday göstermesi, olağan olanıdır, beklenenidir. Genel başkanın da söylediği şey bu. Alınan karar, bir görüşme yok. Bunun değişmesi istisnai durum, değişmemesi olağandır. Şu an için gündemimizde başka bir seçenek yok” değerlendirmesi yapılıyor.

“Tartışma süreci henüz bitmedi”

2019’daki durumun ise istisna olduğunu kaydeden parti yöneticileri, “Yerel yönetimlerde AKP’nin kaybetmesi ve kayyum siyasetine son verilmesi gibi ikili bir politika izledik. Bazı büyükşehirlerde aday göstermedik” yorumunu yaparken parti yönetimi ve örgütleriyle yapılan toplantılarda bir eğilimin oluştuğu ancak tartışma sürecinin henüz bitmediği aktarılıyor. Partinin görüşünün konferanslar ve büyük kurultayda şekillenmesi, kurultay sürecinin ardından yeni politikalarının ve kadrolarının şekillenmesiyle birlikte önceliğin yerel seçimlere verilmesi bekleniyor.

Paylaşın

Saadet, Gelecek ve DEVA Partisi’nden Erdoğan’ın “Yerel Seçimler” Planına Karşı Hamle

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti, 2024’te yapılacak olan yerel seçimlerde, başta Ankara, İstanbul, Adana, Mersin gibi büyükşehirlerde “muhalefetin bölünmüş yapısından faydalanmayı” hedefliyor.

Erdoğan’ın yerel seçimlerin “1994 yılındaki yerel seçimler gibi milat olacağını” söylemi AK Partinin büyükşehirleri geri almak için “muhalefeti bölme” stratejisi olarak yorumlanırken, DEVA Partisi, Gelecek ve Saadet Partisi, Erdoğan’ın yerel seçimler planına yanıt verdi.

1994 yerel seçimlerinde hem merkez sağ blok hem de sol partiler ayrı adaylarla seçime gitmişti. Anavatan Partisi’nin İlhan Kesici’yi, SHP Zülfü Livaneli’yi, DYP’nin Bedrettin Dalan’ı, DSP’nin Necdet Özkan’ı, MHP’nin Ahmet Vefik Alp’i ve CHP’nin Ertuğrul Günay’ı aday gösterdiği seçimlerde, Refah Partisi’nin adayı olan Erdoğan, “aradan sıyrılarak” İBB’nin başkanı seçilmişti. RP, 1994’teki seçimlerde yüzde 25.19, ANAP yüzde 22.14, SHP ise yüzde 20.3 oy almıştı.

Üç parti de yerel seçimlerde 14 ve 28 Mayıs genel seçimlerinde olduğu gibi “bir ittifakın oluşmayabileceğini” belirtirken büyükşehirler, iller, ilçeler ve beldeler özelinde muhalefet cephesinin “işbirliği ve dirsek teması modelinin devreye girebileceğini” vurguluyor. Aksi takdirde, Erdoğan’ın söz ettiği 1994 seçimlerinin bir benzerinin 2024’teki seçimlerde de yaşanabileceğine dikkat çekiliyor.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu; DEVA, Gelecek ve SP temsilcilerine “partilerinin yerel seçimlere ilişkin yaklaşımlarını” sordu. Açıklamalar şöyle:

Gelecek Partisi Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanı Selçuk Özdağ: Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 6 siyasi parti, yüzde 50+1 koşulu olduğu için bir araya geldi. Yerel seçimlerde ise en çok oyu alan kişi, belediye başkanı seçilecek. Bazı il, ilçe ve beldelerde partiler, bazılarında şahıslar, bazılarında ise hem parti hem de şahıslar güçlüdür. Muhalefet, ilçe ilçe, il il, belde belde şimdiden hazırlığını yapmalı. Bloklar doğru kurulmalı. Erdoğan, şunu söylüyor; ‘Muhalefet parçalansın, yerel seçimlerde blokları doğru kurmasın.

Ben buradan çıkarım; bunların iç kavgalarından yararlanırım.’ Muhalefet partileri özeleştirilerini hızlıca yapmalı, hesaplaşmasını ise seçim sonrasına bırakmalı. ‘Erdoğan’ın oyununa’ gelinmemeli. Biz bölünmeyeceğiz, kavga etmeyeceğiz. Gelecek Partisi olarak muhalefetin işbirliğinden yanayız. Muhalefet eğer 2019’da kazandığı belediyelere yenilerini ekleyemezse Türkiye’de bir daha muhalefet diye bir şey kalmaz. Konya, Balıkesir, Amasya, Samsun, Zonguldak gibi illeri de almalıyız.

“Anlayış birliği sürüyor”

Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın: Bir bütün olmasa bile muhalefet çeşitli yerlerde, çeşitli büyükşehir, il, ilçe ya da beldelerde seçim işbirliği ve teması halinde seçime girecektir. Her ne kadar Millet İttifakı’nın ittifak hali 28 Mayıs itibarıyla bitmiş olsa da Türkiye’nin ortak sorunlarına ilişkin anlayış birliği devam etmektedir. Bu durumun yerel seçimlerde nereye evrileceğini söylemek şimdiden mümkün değil ama anlayış birliği devam ediyor.

“Ayrı hareket zarar”

DEVA Partisi Seçim İşleri Başkanı İdris Şahin: Erdoğan’ın 1994 seçimleri hususu doğru. Muhalefetteki dağınık görüntü devam eder ve her parti yerel seçimlerde, özellikle büyükşehirlerde ayrı ayrı seçimlere girmeye karar verirse büyük ihtimalle büyükşehirlerin, 2019’da CHP’nin kazandığı yerlerin çoğunluğunun kaybedilmesi tehlikesi ile karşı karşıya kalınır.

Her il, ilçe, büyükşehir, belde seçimleri ayrı ayrı değerlendirilmeli, ayrı birliktelikler kurulmalı. Birlik ve beraberlik olmaz ise Erdoğan’ın dediğinin çıkma ihtimali kuvvetle muhtemel. Biz, yerel seçimlerde yetkili kurullarımızdan çıkacak kararlar doğrultusunda hareket edeceğiz. Muhalefetin ayrı ayrı hareket etmesinin Türkiye demokrasisine son derece zarar verebileceğini düşünüyoruz.

Paylaşın

Yerel Seçimler: Erdoğan’ın Seçim Planı Belli Oldu

AK Parti, 2024’te yapılacak olan yerel seçimlerde, başta Ankara, İstanbul, Adana, Mersin gibi büyükşehirlerde “muhalefetin bölünmüş yapısından faydalanmayı” hedefliyor. Erdoğan’ın yerel seçimlerin “1994 yılındaki yerel seçimler gibi milat olacağını” söylemi AK Partinin büyükşehirleri geri almak için “muhalefeti bölme” stratejisi olarak yorumlandı.

1994 yerel seçimlerinde hem merkez sağ blok hem de sol partiler ayrı adaylarla seçime gitmişti. Anavatan Partisi’nin İlhan Kesici’yi, SHP Zülfü Livaneli’yi, DYP’nin Bedrettin Dalan’ı, DSP’nin Necdet Özkan’ı, MHP’nin Ahmet Vefik Alp’i ve CHP’nin Ertuğrul Günay’ı aday gösterdiği seçimlerde, Refah Partisi’nin adayı olan Erdoğan, “aradan sıyrılarak” İBB’nin başkanı seçilmişti. RP, 1994’teki seçimlerde yüzde 25.19, ANAP yüzde 22.14, SHP ise yüzde 20.3 oy almıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Partinin önceki günkü İstanbul il teşkilatının bayramlaşma törenine canlı yayınla katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimlerin “1994 yılındaki yerel seçimler gibi milat olacağını” söyledi. Erdoğan, “1994 ruhunu tekrar dirilterek şehirlerimizin üzerine karabasan misali çöken Fetret Devri’ne hep birlikte son vereceğiz. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, başta olmak üzere hizmetsizlik girdabında sürüklenen tüm şehirlerimizi gerçek belediyecilikle tanıştıracağız” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet’te yer alan habere göre, Erdoğan’ın bu sözleri 2024’teki yerel seçimlerde “Cumhur İttifakı’nın uygulayacağı” strateji olarak yorumlandı. Buna göre AK Parti Ankara, İstanbul, Adana, Mersin gibi büyükşehirlerde “muhalefetin bölünmüş yapısından faydalanmayı” hedefliyor. Cumhur İttifakı kanadı, 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri sonrasında başta CHP’deki “değişim” tartışmaları olmak üzere İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, partisinin olağan kurultayında CHP’ye yönelik söylemlerinin “yerel seçimler sürecinde muhalefetteki bölünmenin derinleşeceğinin sinyallerini verdiğini” düşünüyor.

Bu süreçte 6’lı masada yer alan muhalefetin “yerel seçimlere az bir süre kala genel seçimlerdeki gibi tam bir bütünlük halinde yeniden bir araya gelemeyeceği” kaydediliyor. 6’lı masayı oluşturan her bir partinin “yerel seçimlerde en az birkaç belediye başkanlığı alabilmek için kendi içlerinde kıyasıya bir yarışa gireceği” kaydediliyor.

Özellikle Akşener’in kurultaydaki sözleri sonrasında “CHP ile ittifak yoluna gitse bile bu kez kendi partisinin belirleyeceği adayları CHP’ye dayatmak isteyeceği, CHP’nin de pek çok il için buna karşı çıkacağı” hesaplanıyor. Öte yandan genel seçimler sonrasında HDP’nin de 2024 seçimlerine “bu kez kendi adaylarıyla katılacağı” değerlendirmeleri yapılıyor. Bu durumdan kaynaklı olarak Erdoğan’ın “1994 yılındaki yerel seçimlere göndermede bulunduğuna” dikkat çekiliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İBB başkanı seçildiği 1994 yerel seçimlerinde hem merkez sağ blok hem de sol partiler ayrı adaylarla seçime gitmişti. Anavatan Partisi’nin İlhan Kesici’yi, SHP Zülfü Livaneli’yi, DYP’nin Bedrettin Dalan’ı, DSP’nin Necdet Özkan’ı, MHP’nin Ahmet Vefik Alp’i ve CHP’nin Ertuğrul Günay’ı aday gösterdiği seçimlerde, Refah Partisi’nin adayı olan Erdoğan, “aradan sıyrılarak” İBB’nin başkanı seçilmişti. RP, 1994’teki seçimlerde yüzde 25.19, ANAP yüzde 22.14, SHP ise yüzde 20.3 oy almıştı.

Paylaşın

CHP’de İYİ Parti İle İttifak Umudu: Olumlu Sonuçlar Verebilir

CHP’li kurmaylar, daha önce İYİ Parti ile yapılan ortaklıkların olumlu sonuçlar verdiğini hatırlatarak, “Yerel seçimlerde yapılacak iş birliği iktidarla oy farkının az olduğu yerlerde seçim kazanılmasını sağlayabilir” değerlendirmesini yapılıyorlar.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in çıkışının “köprüleri atmak” olarak yorumlanamayacağını söyleyen kurmaylar, “Belki İYİ Parti lehine fedakârlıklar isteyecektir” değerlendirmesinde bulunuyorlar.

İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in kurultayda Millet İttifakı’nı hedef alan konuşmasının ardından CHP’de birlik arayışları devam ediyor.

Cumhuriyet’te yer alan habere göre; Akşener’in ’15 milletvekili’ çıkışı “İttifak köprülerini attı” olarak yorumlandı. Buna karşın CHP kurmayları, hâlâ yerel seçimlerde bir ittifak olabileceğini belirtiyorlar.

Kurmaylar daha önce İYİ Parti ile yapılan ortaklıkların olumlu sonuçlar verdiğini hatırlatıyorlar. CHP ve İYİP, 2019 yerel seçimlerinde ittifak yaptığında 1994’ten sonra CHP ilk defa Ankara ve İstanbul’da büyükşehir belediyelerini kazanmıştı. Parti kurmayları bu gibi örnekleri göstererek “iki partinin ittifak yapmasının yeniden olumlu sonuçlar verebileceğini” söylüyorlar.

“Yapılacak iş birliği iktidarla oy farkının az olduğu yerlerde seçim kazanılmasını sağlayabilir” değerlendirmesini yapan CHP’li isimler “Belki İyi Parti lehine fedakârlıklar isteyecektir” diyorlar.

İYİ Parti kulisleri

Öte taraftan İYİ Parti kulislerinde, Akşener’in yerel seçimler öncesinde yeniden CHP ile olası bir ittifak halinde, bu kez 11 büyükşehir belediyesindeki adaylıklar için “sözü CHP’ye bırakmayacağı” değerlendiriliyor.

Bunun için de Adana, Mersin, Antalya, Manisa gibi iller örnek gösteriliyor. 2019 yerel seçimlerinde Cumhur İttifakı kapsamında AKP’nin, Adana, Mersin ve Manisa büyükşehir belediye başkanlıklarında “MHP’nin adayına destek verdiği” anımsatılırken “Bu iller milliyetçi – muhafazakâr seçmenin de yoğunlukta olduğu iller. Örneğin 14 Mayıs’taki milletvekili seçimlerinde Adana’da, İYİ Parti’nin milletvekili gösterdiği isimler, hem MHP tabanından hem de AKP tabanından oy aldılar.

Mersin’de Burhanettin Kocamaz, Adana’da Hüseyin Sözlü, uzun süre belediye başkanlığı yaptı. Antalya’da da İYİ Partili pek çok ilçe belediyesi var. Manisa da İYİ Parti’nin yüksek oy aldığı illerden biri. Bu kentlerde neden İYİ Partili aday olmasın? CHP, pekâlâ bu illerde İYİ Parti’nin adaylarını destekleyebilir. Burhanettin Kocamaz Mersin’de İYİ Parti’nin adayı olarak gösterilebilir” değerlendirmeleri yapılıyor.

“CHP’nin, Cumhur İttifakı kapsamında Ankara, İstanbul ve İzmir gibi illeri kaybetmek istemeyeceği, bu nedenle de İYİ Parti ile yeniden Millet İttifakı kapsamında yerel seçimlerde bir araya gelmekten yana tavır izleyeceği” kaydediliyor.

“Oyumuzun yüksek olduğu büyükşehirlerde masaya yumruğumuzu vuracağız. Bu kez 11 büyükşehir belediyesini salt CHP’ye bırakmayacağız. Büyükşehirlerde de söz söyleyen bir parti konumunda olacağız. CHP, İYİ Parti’nin koşullarını desteklemezse, Akşener kurultaydaki çıkışı ile çok net bir mesaj verdi, ‘eğer dediğimiz gibi bu kez kazanacak adaylar olmazsa biz yolumuzda yürürüz’ dedi” yorumları yapılıyor.

Paylaşın