AK Parti Seçmeninin Yüzde 13’ü CHP’ye Oy Verdi

31 Mart’ta yapılan ve büyük sürprizlerin yaşandığı yerel seçimlerde, AK Parti seçmeninin yüzde 13.3’ü, İYİ Parti seçmeninin yüzde 42.6’sı, MHP seçmeninin yüzde 20.4’ü, CHP’ye oy verdi.

AK Parti, MHP ve İYİ Parti’den oy geçişlerinin en fazla olduğu bir diğer partide Yeniden Refah Partisi (YRP) oldu.

IPSOS Araştırma Şirketi, 31 Mart seçim sonuçlarından sonra yaptığı araştırmanın sonucunu paylaştı.

Seçimlerden hemen sonra 1-2 Nisan tarihlerinde yapılan araştırmada toplamda 2 bin 29 kişiyle görüşüldü. Görüşmecilerin 1521’i seçime katılanlar (yüzde 78,5 seçime katılım oranı, 431 kişi de oy kullanmayanlardan (seçimde nüfusun yüzde 21,5’i oy kullanmadı) seçildi. Yüzde 95 güven aralığında olan araştırmanın hata payı ise; +-2,2 aralığında.

Oy geçişlerinin ölçüldüğü araştırmada, en yüksek geçiş MHP’de oldu. MHP seçmeninin sadece yüzde 17’si MHP’ye oy kullandığını, yüzde 17,8’i oy kullanmadığını, yüzde 1,4’ü de geçersiz oy kullandığını belirtti. Yüzde 26,5’i AK Parti’ye, yüzde 20,4’ü CHP’ye yüzde, 0,5’i DEM Parti’ye, 3,2’si İYİ Parti’ye, 9,5’i Yeniden Refah Partisi’ne oy verdi.

AK Parti’de en yüksek geçiş CHP’ye oldu. AK Parti seçmeninin yüzde 13’ü CHP’ye, 3,7’si MHP’ye, 1,4’ü DEM Parti’ye, 1,9’u İYİ Parti’ye, 5,9’u ise Yeniden Refah Partisine oy verdi. AK Parti seçmeninin yüzde 16,3’ü oy kullanmadığını söyledi. Geçersiz oy kullandığını söyleyenlerin oranı ise 0,4 oldu.

Araştırmaya göre; diğer partilere geçişin en az olduğu parti CHP. CHP’lilerin yüzde 76,7’si kendi partisine oy verdi. Yüzde 10,3’ü ise sandığa gitmedi. 31 Mart seçimlerinde üçüncü olan Yeniden Refah Partisi’ne geçişin en az olduğu parti de CHP oldu. CHP’lilerin sadece 0,5’i Yeniden Refah Partisi’ne oy verdi.

Seçimlerde büyük bir ivme kaybeden İYİ Parti’den geçişler ise oldukça fazla oldu. İYİ Partililerin yüzde 42,6’sı CHP’ye oy verdi. İYİ Parti seçmeninin sadece yüzde 29,5’i kendi partisine oy kullandığını söyledi. Araştırmaya göre; İYİ Parti’den AK Parti’ye geçiş ise hiç olmadı.

MHP’ye oy verenlerin oranı 3,4, Yeniden Refah Partisi’ne oy verenlerin oranı 2,5, DEM Parti’ye oy verenlerin oranı yüzde 1 oldu.  İYİ Parti’de oy kullanmayanların oranı ise yüzde 11, 2.

Paylaşın

31 Mart Yerel Seçimleri: Oy Verme İşlemi Sona Erdi

Yaklaşık 61 milyon seçmenin oy kullanabileceği seçimlerde sandıklar doğuda yer alan 32 ilde saat 16.00’da batıda yer alan 49 ilde ise saat 17.00’de kapandı. Sandıkların kapanmasının ardından oy sayımına geçildi.

Haber Merkezi / Aynı dakikalarda Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Oy kullanma süreci bazı münferit olaylar haricinde sorunsuz olarak tamamlanmıştır” diyerek bu olaylarda yaralananlar ve hayatını kaybedenler olduğunu aktardı.

YSK Başkanı Yener, sayım işlemi tamamlanan sandık sonuçlarının sisteme girildiğini ve sonuçların partilerle paylaşıldığını belirtti.

Yerel seçimde 61 milyonu aşkın kayıtlı seçmen bulunuyordu. 34 siyasi partinin katıldığı seçimde 208 bin sandıkta oy kullanıldı. Türkiye genelinde 81 il, 922 ilçe, 390 belde, 18 bin 257 köyde seçmenler sandık başına gitti. İl ve ilçe bazında 1003 belediye başkanı seçilecek. Seçimlerde 653’ü bağımsız 12 bin 725 aday yarıştı. Seçilen yerel yöneticiler, beş yıl boyunca görev yapacak.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için 22’si partili 27’si bağımsız toplam 49 aday yarışıyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için ise 24 aday var.

Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Ordu, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon ve Van’daki seçmenler, “büyükşehir belediye başkanı”, “belediye başkanı”, “belediye meclis üyeliği” ile “muhtarlık ve ihtiyar heyeti” için oy kullandı.

Büyükşehir olmayan illerde ise “il genel meclisi üyeliği”, “belediye başkanı”, “belediye meclisi üyeliği” ve “muhtarlık ve ihtiyar heyeti” için oy verdi. Köylerde ise “il genel meclisi üyeliği” ile “muhtarlık ve ihtiyar meclisi” için oy kullanıldı.

Erdoğan ve Özel’den seçmenlere teşekkür

Yerel seçimde oy kullanma işlemlerinin tamamlanmasıyla beraber Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel sosyal medya hesaplarında yaptıkları paylaşımlarla seçmenlere teşekkür etti.

Partililere seslenen Erdoğan, “Oy verme işlemi sona erdi. Şimdi sandıklara, oylara sahip çıkma vakti” dedi ve parti üyelerinden “görevli oldukları sandıkların başından ayrılmamalarını, milletin iradesine sonuna kadar sahip çıkmalarını” istedi.

Yaptığı paylaşımda, “Bugün sandığa giderek demokrasiye oylarıyla katkı sunan tüm yurttaşlarımıza teşekkür ediyorum” diyen Özel şöyle devam etti: “Tüm tercihler, başımızın tacıdır. Kullanılan tüm oylara sahip çıkmakta olan sandık görevlilerimize, müşahitlerimize, gönüllülerimize kolaylıklar diliyorum.”

31 Mart yerel seçiminin önemi ne?

31 Mart yerel seçimlerinin sonuçları, 14 ve 28 Mayıs’taki cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde muhalefetin umduğu sonucu alamaması ve Millet İttifakı’nın dağılmasının ardından iç siyaset açısından önemli bir test ve eşik olarak görülüyor.

2019 yerel seçimine birbirine destek olarak giden muhalefet partileri sayesinde CHP çok uzun bir aradan sonra Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirleri kazanmıştı. Bu seçimde CHP’nin amacı ittifak dağılmış olsa da elindeki belediyeleri korumak ve sayılarını artırarak iktidarın önümüzdeki dönemde getireceği anayasa değişikliği ve önemli kararlar karşısında moral üstünlüğü sağlamak.

İktidar için ise bu yerel seçimin en önemli hedefi Ankara’nın yanı sıra özellikle İstanbul’u yeniden kazanmak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasette adını duyurduğu ve yükseldiği makam olması açısından kendisi için sembolik önem taşıyor, ayrıca çok büyük finans kaynakları ile de iktidara yakın vakıf, cemaat ve kuruluşlara kaynak aktarmak açısından da kritik.

Siyasi analistlere göre bu seçimler İstanbul’u ve diğer bazı büyükşehirleri yeniden kazanması durumunda Erdoğan iktidarının başkanlık sistemini konsolide etmesi ve otoriter yönetimini daha da pekiştirmesi anlamına gelebilir. Muhalefet partileri de büyükşehir belediyelerinin iktidarın politikaları karşısında bir “denge unsuru” olduğuna sıklıkla vurgu yapıyor.

Bu yerel seçim Ankara’da Mansur Yavaş, İstanbul’da da Ekrem İmamoğlu’nun siyasi gelecekleri açısından da büyük önem taşıyor. Yavaş’ın rakibi Turgut Altınok karşısında anketlere göre daha rahat olduğu belirtiliyor. İmamoğlu ise geçen seçimde destek aldığı muhalefet partilerinin bu kez olmadığı, aksine Erdoğan başta olma üzere tüm kabine üyelerinin ve bazı muhalefet partilerinin ona karşı sahaya indiği bir ortamda seçime giriyor.

Paylaşın

CHP’den İttifaksız Yerel Seçimler Planı

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimler yaklaşırken, seçime girecek partilerinde ittifak görüşmeleri sona yaklaşıyor. Şu ana kadar herhangi bir partiyle işbirliği oluşturmayan CHP, seçimlere ittifaksız girme planı yapıyor.

CHP’li bir yönetici, “İş birliği görüşmeleri nasıl sonuçlanır bilmiyoruz ama seçmen nezdinde iş birliği, ittifak arayışına engel bir durum yok. Taban ittifakına güveniyoruz” ifadelerini kullandı.

Yerel seçimler yaklaşırken ittifak görüşmelerinde de sona geliniyor. AK Parti-MHP ittifakı tamamlanırken AK Parti ayrıca HÜDA-PAR, BBP ve DSP ile de görüşmeler yaptı. Yeniden Refah Partisi ile görüşmelerin önümüzdeki günlerde sonuçlanması bekleniyor.

Muhalefet cephesinde de CHP ile İYİ Parti, Memleket Partisi, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti ile bir iş birliği olmayacağı ortaya çıktı. CHP’nin DEM Parti ile görüşmelerinin nasıl sonuçlanacağı ise gelecek hafta belli olacak.

DEM Parti İstanbul kararını henüz vermedi ama her iki partiden birçok yönetici aday çıkarılmasının büyük sürpriz olmayacağını konuşuyor. Eğer tablo böyle olursa İstanbul’da mevcut belediye başkanı Ekrem İmamoğlu sadece partisinin desteği ile seçime girecek.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; Peki ittifaksız seçimi kazanmak mümkün olur mu? CHP’li bir yönetici bu soruyu şöyle yanıtlıyor:

“Her partinin kendi adayını çıkarma hakkı var. Biz bir yerde aday çıkarırken İYİ Parti’ye, DEM Parti’ye güvenerek çıkarmıyoruz. İstanbul zaten bizim yönettiğimiz bir belediye. İmamoğlu şu anda Türkiye’nin en güçlü siyasi figürlerinden biri.

Diğer muhalefet partileri aday çıkarırsa tüm seçmenleri o adaylara mı oy verir yoksa başka tercihler mi yaparlar, bunu bilemeyiz. İş birliği görüşmeleri nasıl sonuçlanır bilmiyoruz ama seçmen nezdinde iş birliği, ittifak arayışına engel bir durum yok. Taban ittifakına güveniyoruz.”

Paylaşın

AK Parti’de İstanbul İçin Öne Çıkan İsim “Murat Kurum”

31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler yaklaştıkça, partilerinde çalışmaları hız kazandı. AK Parti’de anketler ve temayül yoklamaları sonrası yapılan değerlendirmelerle İstanbul için aday sayısı ikiye indirildi. Son gelen kulis bilgilerinde Murat Kurum’un adaylığı daha fazla dillendirilmeye başlandı.

İstanbul Büyükşehir adaylığı için bugüne kadar Ali Yerlikaya ve Murat Kurum’un yanı sıra Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, eski Bakan Adil Karaismailoğlu, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ve Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan’ın isimleri de anıldı.

Adaylara ilişkin tüm bu görüşleri ve ihtimalleri dinleyen AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son olarak İstanbul İl Teşkilatı ile de değerlendirme yaptıktan sonra kararını vereceği ve adayı açıklanacağı kaydediliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) başkan adayını pazar günü İstanbul’da açıklaması bekleniyor. Erdoğan’ın eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ya da İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’yı aday olarak açıklaması bekleniyor. Kulislerde yapılan son değerlendirmelerde öne çıkan isim ise Murat Kurum.

AK Parti, 7 Ocak’ta düzenleyeceği toplantıda İstanbul Büyükşehir’in yanı sıra İstanbul’un bazı ilçeleri ve Marmara Bölgesi ağırlıklı olmak üzere yaklaşık 30 belediye başkanı adayını açıklaması bekleniyor. AKP’nin 15 Ocak’ta gerçekleştireceği ikinci toplantıda ise kalan diğer adaylar ve AK Parti’nin yerel seçimler beyannamesi açıklanacak. AK Parti, yerel seçim adaylarını ortağı MHP ile görüşerek belirledi.

İstanbul Büyükşehir adaylığı için bugüne kadar Ali Yerlikaya ve Murat Kurum’un yanı sıra Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, eski Bakan Adil Karaismailoğlu, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ve Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan’ın isimleri de anıldı. Ancak anketler, temayül yoklamaları ve Aday Tespit Komisyonu’nda yapılan değerlendirmeler sonrası aday sayısı ikiye indirildi. Son gelen kulis bilgilerinde Kurum’un adaylığı daha fazla dillendirilmeye başlandı.

Peki İstanbul adayının belirlenmesi sürecinde AK Parti içinde nasıl bir değerlendirme süreci yaşandı? Ve gelinen son aşamada nasıl bir tablo ortaya çıktı?

DW Türkçe’den Kıvanç El’in haberine göre; AK Parti içinde hem teşkilat hem parti yönetimi hem de kanaat önderi olarak kabul edilen isimlerden görüş alındığı toplantılarda Murat Kurum’un daha önce TOKİ’de görev alması, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı olması, İstanbul’un deprem gündemiyle bir seçim kampanyası yürütülebilecek olması, Kurum’a artı puan kazandıran özellikler olarak sıralandı.

Kurum’un AK Parti İstanbul İl Teşkilatı ile uyumu da pozitif yönlerinden biri olarak görüldü.

Anketlerde Yerlikaya’nın arkasında kalsa da Kurum’un da seçmende ciddi bir karşılığı olduğuna inanılıyor. AK Parti kurmayları, seçim kampanyası sürecinde anketlerdeki farkın giderileceğini savunuyor. Kurum’un kampanyada siyasi söylemle değil İstanbul’a dair yeni projelerle öne geçebileceği üzerinde duruluyor.

AK Parti’de özellikle kampanyayı yönetecek ekibin ise bu noktada Kurum’a dair bazı endişeleri var. Kurum’un CHP’nin adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile kıyaslandığında “siyasi söylem gücünün daha geride” olduğu düşünülüyor. Ancak bu farkın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kapatılabileceği tahmin ediliyor. Erdoğan’ın bu nedenle İstanbul kampanyasının önemli bir parçası olacağı beklentisi hakim.

Kurum’un Erdoğan’ın ailesi ve yakın çevresi ile olan iyi ilişkileri de AK Parti içerisinde dikkat çekilen bir nokta.

Ali Yerlikaya’nın artıları, eksileri neler?

AK Parti’de yapılan anketlerde memnuniyeti en yüksek çıkan isim İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya. Başta adaylığa soğuk olan Yerlikaya’nın da son günlerde adaylığa sıcak baktığı kulislere yansımıştı. Ancak yarattığı memnuniyet yüksek olsa da bunun oya dönüşüp dönüşmeyeceğine ilişkin kuşkular var. “Başarılı bir Bakan” olarak görülen Yerlikaya’nın bakanlığı bırakmasıyla vatandaşlardaki bu eğilimin yok olabileceği göz önünde bulunduruluyor.

Ayrıca “fazla ön plana çıkmasının” seçim sürecinde özellikle AK Parti teşkilatı ile sorun yaşamasına yol açabileceği ifade ediliyor.

Yerlikaya’nın sadece AK Parti tabanı değil merkez sağdaki seçmene daha rahat ulaşacağı düşünülüyordu. Ancak Yerlikaya’nın adaylığına karşı çıkanlar, teşkilatla sorun yaşama ihtimalinin yanı sıra “başarılı bir bakanın yerinde devam etmesinin daha doğru olacağını” savunuyor.

AK Parti’de parti yöneticileri ile yapılan toplantıda 2019’daki Binali Yıldırım’ın adaylığına dair süreç de gündeme geldi. Yıldırım’ın da o dönem Meclis Başkanı olarak popüler bir aday olduğuna, ancak teşkilatla yaşadığı uyumsuzluk sebebiyle seçimin kaybedildiğine işaret edildi.

Adaylara ilişkin tüm bu görüşleri ve ihtimalleri dinleyen Erdoğan’ın son olarak İstanbul İl Teşkilatı ile de değerlendirme yaptıktan sonra kararını vereceği ve adayı açıklanacağı kaydediliyor. Bir AK Partili kurmay, “Son olarak teşkilatın fikrini alacağını dikkate alırsak adayın Murat Kurum olma olasılığı daha yüksek demektir” yorumunu yapıyor. Erdoğan’ın başlangıçta Ergün Turan’ı istediğine işaret eden kurmay, “Cumhurbaşkanı istişareye önem verir” diyerek fikrinin değiştiğini söyledi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de katıldığı bir TV programında İstanbul adayına ilişkin “Bizim siyasi hareketimizin bir önceki aşamasında Türkiye’ye örnek olmuş halen de kendi alanında rakibi olmayan Recep Tayyip Erdoğan belediyeciliğidir. Her şehrin kendine göre kimliği var. İstanbul’un çok özel kimliği var. Bizim teşkilatlarımız müthiş bir organik yapıya sahiptir. Tüm teşkilatlar genel başkanımıza bakar. Genel başkanımız bütün teşkilatları dinler, kararını verir. Her zaman temayül yaparız. İllere arkadaşlarımız gider, anket yaparız. Cumhurbaşkanımız ‘daha çok dinlemeliyiz’ diyerekten tek tek genel merkezde, bütün büyükşehirlerle görüştü” diye konuştu.

Paylaşın

Yerel Seçimler: AK Parti Adaylarını 7 Ve 15 Ocak’ta Açıklayacak

31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimler yaklaştıkça, partilerde çalışmalarına hız verdi. Erdoğan, partisinin İstanbul adaylarını 7 Ocak Pazar, Ankara adaylarını 15 Ocak Pazartesi günü açıklayacaklarını söyledi.

Haber Merkezi / Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde aday belirleme komisyonu toplantısı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayını pazar günü duyacaksınız. Bizim yapacağımız açıklamalarda A’dan Z’ye hepsi sürprizdir ve yerel yönetim seçimlerindeki partimizin kazanma azminin simgesi olacak” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayının 15 Ocak’ta Ankara’da düzenlenecek toplantıda açıklanacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ankara adayını Ankara’da açıklayacağız. Seçim beyannamesini burada açıklayacağız. Strateji belgemizi açıklayacağız. Yarıya yakınını açıklarız” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik dün yaptığı açıklamada, hem belediyecilik geleneğinin ana esaslarını hem de bugünün şartlarına, ihtiyaçlarına hitap eden söylemleri, projeleri içeren bir beyanname ile seçmenin karşısına çıkacaklarını söylemişti.

Çelik, yerel seçimler için diğer partilerle işbirliği çalışmalarındaki son durumun sorulması üzerine, şu an görüşmelerin sürdüğünü, sonuçlandığında gerekli açıklamaların yapılacağını belirtmişti.

Paylaşın

Yerel Seçimler: DEM Parti’de Gündem Büyükşehirler

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimler yaklaştıkça, partilerinde seçim çalışmaları hız kazandı. DEM Parti’nin büyükşehirlerde aday gösterip göstermeyeceği ise henüz netleşmiş değil.

Parti yetkilileri, Adana, Mersin, Bursa, İzmir, Ankara, Aydın ve İstanbul gibi büyükşehirlerin masada tartışıldığını, buralarda aday çıkarıp çıkarmama adımı henüz karar altına alınmasa da önemli bir aşamaya gelindiğini paylaştı.

Parti yetkilileri, büyükşehirlerde aday çıkartılması kararı alınması halinde kimlerin aday gösterileceğinin de tartışıldığını ifade etti. Ön seçimlerin yapılmayacağı batı kentlerde halkın talepleri doğrultusunda hareket edileceğini belirten parti yetkilileri, bu şehirler için halk toplantılarında ortaya çıkan raporları, araştırma ile önerileri tekrardan önlerine koyduklarını dile getirdi.

Yerel seçimde Türkiye’nin batısındaki 27 ilçede aday çıkaracağını duyuran DEM Parti’nin büyükşehirlerde aday gösterip göstermeyeceği ise henüz netleşmiş değil. DEM Parti’nin, büyükşehirlerde aday çıkartıp çıkartmayacağına dair tartışmalar sürerken, Mezopotamya Ajansı‘nın görüştüğü parti kaynakları büyük şehirlerde aday çıkarıp çıkarmamanın henüz karar altına alınmadığını ancak önemli bir aşamaya geldiğini aktardı.

Parti yetkilileri, ayrıca büyükşehir belediyeleri için ismi geçenler arasında siyasetçi Ahmet Türk’ün olduğunu da ekledi.

Mayıs ayında yapılan genel seçimlerin ardından halk toplantıları düzenleyen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), buradan çıkan eleştiriler ve öneriler doğrultusunda yeni dönem politika ve mücadele hattını belirledi.

Birinci ve ikinci olarak çıkılan tüm illerde 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde gösterilecek adaylarını ön seçim ile belirleme kararı alan partinin, hem büyükşehirlerde hem diğer il ve ilçelerde gösterilecek adaylarını Kent Uzlaşısı olarak adlandırılan model kapsamında halk belirleyecek.

DEM Parti’nin 4 Aralık’ta toplanan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında batı kentlerinde de aday çıkarma eğilimi ortaya çıktı. Bu eğilim, 16 Aralık’ta bir araya gelen Parti Meclisi (PM) toplantısında da destek gördü. Parti Meclisi, bu konudaki nihai kararın MYK ve Eş Genel Başkanlar tarafından verilmesini uygun gördü.

Sonrasında yeniden toplanan parti MYK’si, Mersin, Adana, Aydın, Antalya, Konya, Kocaeli, Manisa, Çanakkale, Tekirdağ, İzmir ve İstanbul’da olmak üzere 27 ayrı ilçede aday çıkarmayı kararlaştırdı. Batıdaki diğer iller ve ilçeler için nasıl bir yol izleneceği sorusunun yanıtı ise henüz netleşmiş değil.

Parti kaynakları, Adana, Mersin, Bursa, İzmir, Ankara, Aydın ve İstanbul gibi büyükşehirlerin masada tartışıldığını, buralarda aday çıkarıp çıkarmama adımı henüz karar altına alınmasa da önemli bir aşamaya gelindiğini paylaştı.

İsimler üzerinde tartışmalar yürütüldü

Parti yetkilileri, büyükşehirlerde aday çıkartılması kararı alınması halinde kimlerin aday gösterileceğinin de tartışıldığını ifade etti. Ön seçimlerin yapılmayacağı batı kentlerde halkın talepleri doğrultusunda hareket edileceğini belirten parti yetkilileri, bu şehirler için halk toplantılarında ortaya çıkan raporları, araştırma ile önerileri tekrardan önlerine koyduklarını dile getirdi. Bu doğrultuda ise aday gösterilebilecek bazı isimler üzerinde tartışmalar yürütüldü.

Öyle ki batıdaki büyükşehirlerde gösterilebilecekler adaylar konusundaki bu tartışmalarda Ahmet Türk, Filiz Kerestecioğlu, Züleyha Gülüm, Rıdvan Turan’ın yanı sıra hali hazırda milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder, Sırrı Sakık, Meral Danış Beştaş, Saruhan Oluç ve Ali Bozan’ın isimleri öne çıktı.

Parti yetkilileri, söz konusu isimler üzerinde tartışma yürütülse de aday çıkarıp çıkarmama konusundaki nihai kararın parti tarafından kamuoyu ile paylaşılacağını belirtti.

Paylaşın

“AK Parti’nin İstanbul Anketinden Ekrem İmamoğlu Çıktı” İddiası

Yerel seçimler yaklaştıkça, siyasi partiler de seçim çalışmalarına hız verdi. Bu kapsamda Cumhur İttifakı’nın İstanbul için yaptırdığı anketten mevcut başkan Ekrem İmamoğlu’nun adının ilk sırada çıktığı iddia edildi.

31 Mart 2024 Pazar günü yapılması planlanan yerel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) İstanbul adayının Ekrem İmamoğlu olması neredeyse kesinleşirken AK Parti ve MHP’nin ana omurgasını oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın adayı henüz belli değil.

AK Partinin İstanbul için yaptırdığı anket sonuçlarına ulaşan Odatv’nin haberine göre, “İstanbul Başkanı Kim Olsun” sorusuna katılanların yüzde 34,8’i Ekrem İmamoğlu dedi. Yüzde 30’u “Fikrim yok” derken yüzde 11.7 de “Adaya göre” ifadesini tercih etti.

Ankette aday yoklaması yapan AK Parti’de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ve İBB Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Tevfik Göksu’nun adı öne çıktı.

İstanbul geneli aday potansiyeli ölçümlerinde yüzde 40 “oy veririm” çıkan Bakan Koca’nın önde olduğu anlaşıldı. Ankette Koca’yı yüzde 29 “oy veririm” ile Murat Kurum takip ederken, yüzde 20 de Tevfik Göksu aldı.

Gençler arasında aday potansiyelinde öne çıkan isim Murat Kurum gözükürken, Kurum’u Fahrettin Koca takip etti. Ancak Murat Kurum adına “tanımıyorum” cevabını verenlerin oranı yüzde 27 iken bu oranın Fahrettin Koca’da yüzde 13 olduğu görüldü.

Paylaşın

Yerel Seçimler: AK Parti, MHP, CHP Ve HEDEP Nasıl Bir Strateji İzleyecek?

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimler yaklaştıkça, tüm siyasi partiler seçim çalışmalarına hız verdi. AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı, 2019 Yerel Seçimleri’nde CHP’ye geçen başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok belediyeyi yeniden kazanmak istiyor.

CHP, iş birliğini ve mevcudu korumanın dışında Manisa, Bursa, Denizli ve Balıkesir’i hedeflerken, 5 yıl önceki yerel seçim sonuçlarında kritik rol oynayan HDP, yeni adıyla HEDEP’in de önümüzdeki seçime dair farklı stratejik planları var.

“Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de çok çalışacağız”

Gazete Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın haberine göre; 21 yıldır Türkiye’yi yöneten AK Parti belediyelerde de en güçlü partiydi. Ancak 2019 Yerel Seçimleri’nde MHP ile iş birliğine karşın İstanbul ve Ankara belediyeleri kaybedildi. Şu an 15 büyükşehir, 24 il, 535 ilçe belediyesinin yönetimi AK Parti’de. İlk hedef de bu belediyelerin korunması, ayrıca 2019 Yerel Seçimleri’nde kaybedilen İstanbul ve Ankara başta olmak üzere muhalefete geçen bazı kentleri geri almak.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son grup toplantısında “Yeniden İstanbul” diyerek ana hedefi ortaya koydu. AK Partili yetkililerin aktarımına göre seçim stratejisi ile ilgili çalışma tamamlanma aşamasına geldi. Hizmet odaklı, projeler öneren bir kampanya planlanıyor. Ancak partililer de biliyor ki önümüzdeki yerel seçim de genel seçim havasında geçecek. Partide “Seçmen ‘ülkeyi dolaşacak Cumhurbaşkanı adayı değil İstanbul’a hizmet edecek birini arıyoruz dese rahat kazanırız” denilirken, “Ne yazık ki icraat seçimi değil yine varlık seçimi olacak. Siyaseten sen mi varsın ben mi varım seçimi olacak” değerlendirmesi yapılıyor. Parti yöneticileri başta İstanbul olmak üzere seçim süreciyle ilgili şu noktaların altını çiziyor:

Mucizevi aday yok. Şu olsa kesin kazanır diyemeyiz. O nedenle her seçimde olduğu gibi bu seçimde de çok çalışacağız.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi için kamuoyuna yansıyan isimlerin dışında sürpriz bir isim çıkmaz. Temayül yapıldı, anketler sürüyor. Saha izlenimleri de paylaşılarak bir adaya karar verilecek. Ama adayı belirlemek için daha çok veriye ihtiyaç var. Aday belirleme süreci ocak ayı ortasına kadar sürebilir.

İstanbul’un tümü üzerinden bir değerlendirme yapılmalı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni geri almak için toplam oyu, dolayısıyla kazanılan ilçe sayısını arttırmak gerekiyor. Bu nedenle adayı değil adayları, bunları da bir bütün olarak düşünmeliyiz. Mevcut belediyeler açısından da sadece o ilçeyi yeniden kazanmak yetmez, oy arttıracak adayla seçime girmek lazım.

İstanbul’u alan Türkiye’yi alır deniliyor. İstanbul özelinde bakarsak Esenyurt’u alan da İstanbul’u alır diyebiliriz. Esenyurt hayati önemde.

İstanbul seçiminin anahtarı yine Kürtler olacak. Örneğin Esenyurt gibi bazı ilçelerde Kürt aday çıkarmak gerek. Yine Belediye Meclis üyeliklerinde Kürt temsiline özen gösterilmeli. Kayyım atamalarının İstanbul’daki Kürt seçmen üzerinde etkisi yüksek. Seçim stratejisinde bunun da düşünülmesi lazım.

HEDEP ile arka kapı diplomasisi olmaz. AK Parti’nin duruşunda değişiklik yok. Biz Kürt seçmenden oy alan bir partiyiz. O nedenle Kürt seçmen için de elbette bir şey söylemek lazım. Ama asıl aday tercihi önemli olacak, mesajı aday verecek.

“Radikal değişiklik beklemeyin ama…”

MHP’nin Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin yanı sıra 10 il ve 145 ilçe belediye başkanı var. MHP de stratejisini 2019 yerel seçim iş birliğini sürdürerek mevcut belediyeleri korumak ve “CHP ve HDP başta olmak üzere muhalefet partilerinin yönetimi altında inim inim inleyen belediyeleri kurtarmak” olarak açıkladı.

2019 yerel seçim iş birliğinin yeniden kurulması için AK Parti ile MHP arasındaki temaslar 26 Ekim’de başladı. Yaklaşık 1 ayda yapılan 8 toplantıda elde edilen sonuçlar aynı gün liderlere sunuldu. Ancak üzerinde anlaşılamayan bazı konular liderlerin yüz yüze görüşmesine bırakıldı. İki lider de dün bir araya gelerek bu konularda son değerlendirmelerini yaptı. Şimdi heyetlerin yeniden bir araya gelmesi, liderlerin verdiği kararlar doğrultusunda çalışmaya son şeklini verip yapılan iş birliğinin kamuoyuna açıklanması bekleniyor.

Partililer, 2019 Yerel Seçimleri’nde 30’u büyükşehir 51 ilde yapılan ittifakın büyük ölçüde korunacağını söylüyor. Söz konusu iş birliğinde MHP, Adana, Mersin ve Manisa büyükşehir belediyelerinde aday göstermiş, 27 büyükşehirde ise AK Parti aday çıkarmıştı. Şimdi Adana ve Mersin için değişiklik olabileceği konuşuluyor. Partililer, “Radikal değişiklik beklemeyin ama daha önce yapılan hatalar varsa onların üzerine değerlendirmeler yapılır. 1-2 sürpriz olabilir” diyor.

“Manisa, Bursa, Denizli ve Balıkesir”

CHP ile İYİ Parti 2019 Yerel Seçimleri’nde yaklaşık 50 ilde iş birliği yapmıştı. CHP bu iş birliğinin sonunda İstanbul, Ankara, Antalya, Adana’nın aralarında bulunduğu 11 büyükşehir belediyesini, ayrıca 10 il, 191 ilçede belediye başkanlıklarını kazandı. Ancak bu seçimlerde benzer bir iş birliği mümkün görünmüyor. İYİ Parti 81 ilde aday çıkarma kararını kamuoyu ile paylaştı. Özgür Özel genel başkanlığındaki yeni CHP yönetimi ise bu kararın gözden geçirilmesini en azından kritik birkaç ilde İYİ Parti’nin aday çıkarmamasını istiyor. Bu kapsamda İYİ Parti ile ilk temas bugün kurulacak. CHP Genel Başkanı Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e bir nezaket ziyareti yapacak. Bu ziyaretin sınırlı da olsa bir iş birliği zemini için kapı açması bekleniyor.

Kurultayda ortaya çıkan genel başkan ve parti yönetimi değişiminin CHP’yi seçimde olumlu etkileyeceği değerlendirmeleri yapılıyor. Bu olumlu havayı yerel seçime taşıma hedefiyle çalışan yeni parti yönetimi bir dizi toplantı yapacak. 1-3 Aralık’ta yapılacak milletvekili kampının ana gündemi yerel seçim olacak. Kampın ardından gelecek hafta Parti Meclisi toplanarak yerel seçim stratejisini ele alacak, tüm il ve ilçelerde aday belirleme yöntemleri netleşecek.

İş birliklerini yeni yol ve yöntemlerle devam ettirmek isteyen CHP yönetimi bu sayede mevcut belediyeleri korumanın yanı sıra yeni belediyeler de kazanmayı hedefliyor. “Kazandığımız değil asıl kazanacağımız illerle ilgiliyiz” diyen partililer bu illeri “Manisa, Bursa, Denizli ve Balıkesir” olarak sıralıyor. Doğru aday tercihi ve iş birlikleri ile bu kentlerin kazanılabileceği hesabı yapılıyor. Ayrıca 2019 yerel seçimlerinde çok az oyla kaybedilmiş birçok ilçenin de bu seçimde alınabileceği değerlendirmeleri yapılıyor.

“Bizim olanı tescil edeceğiz”

2019 Yerel Seçimleri’nde 3 büyükşehir belediyesi, 5 il belediyesi ve 50 ilçe belediyesi kazanan ama neredeyse tüm belediyelerine kayyım atanan HDP, yeni adıyla HEDEP de yaklaşan seçim için yoğun bir çalışma başlattı. Daha önce kazandıkları belediyeleri yeniden kazanmayı “Bizim olanı tescil edeceğiz” sözleriyle anlatan partililer batıda da belediye kazanma hedefinde. Yetkililere göre HEDEP son seçim sonuçlarına göre 140 civarında il, ilçe ve beldede birinci; 60 civarında il, ilçe ve beldede de ikinci parti durumunda. Bu sonuçlara bakıldığında HEDEP’in 1. ve 2. olduğu tüm seçim bölgelerinde kendi adaylarıyla yarışa gireceği kaydediliyor.

Partililere göre başta İstanbul olmak üzere Batı illerinde ise 2019 seçimlerinde olduğu gibi toptan merkezi bir aday çıkarmama kararı alınmayacak. Kentin dinamikleri izlenecek, diğer partilerin yaklaşımları ölçülecek, temaslar değerlendirilecek ve her ilin özelinde kararlar alınacak. İstanbul’da büyükşehir ve ilçelerde ayrı ayrı nabız tutacaklarını anlatan bir partili, “Bizim İstanbul’da çok önemli bir gücümüz var. Bu hassasiyetle bakacağız. Bir destekleme kararı alırsak bu kararda adayın bize bakışı, bizim için kurduğu söz, hassasiyetlerimizle ilgili değerlendirmeleri önemli olacak” diyor.

HEDEP’in adaylarını belirlemek için bu seçimlerde uygulayacağı önseçim de ayrıca önem taşıyor. “Kent uzlaşısı” yöntemiyle gerçekleştirilecek önseçimin aralık ayının ikinci haftasında yapılması, adayların ise önseçim sonuçları esas olmak üzere ocak ayından itibaren ilan edilmesi bekleniyor.

Paylaşın

Yerel Seçimler: Özdağ’dan Akşener’e İttifak Teklifi

Yerel seçimlerde İYİ Parti’ye ittifak çağrısında bulunan Zafer Partisi Lideri Özdağ, “AK Parti ve CHP merkezli siyaset yapılanmasını, Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine sarsılmaz bir inanç temelinde kurulacak Zafer Partisi-İYİ Parti ittifakı etrafında oluşacak büyük bir vatansever, Atatürkçü, Türk milliyetçisi seçmen gücünün yaratacağı sinerji ile dağıtarak mevcut ikili kutuplaşmayı kıralım” dedi.

Haber Merkezi / Ümit Özdağ, 31 Mart 2024’te yapılması planlanan seçimlere ittifaksız girme kararı lan İYİ Parti’ye yaptığı ittifak çağrısının devamında, “CHP’nin ziyareti ve size yönelik belirli grupların baskısını bildiğimiz için bu ziyaret öncesinde öyle kapalı kapılar ardında değil bütün Türk Milleti’nin önünde Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliği ittifakı öneriyoruz” ifadelerini kullandı.

Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener‘e hitaben bir açıklamada bulunarak yerel seçimler için ittifak kurma çağrısında bulundu. Özdağ, açıklamasında şunları söyledi:

“Sayın Akşener, yarın sizi Atatürk çizgisinde Türk milliyetçisi Zafer Partisi’nin ortaya koyduğu, Atatürk’ün belirlediği devletin kuruluş felsefesini savunan protokolü değil, Öcalan’ın belirlediği eşit yurttaşlık adı altında federasyon ve bölünmeyi savunan HDP’nin yaklaşımını desteklediğini açıklayan Yeni CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel ziyaret edecekmiş.

Özgür bey sizi ziyaret etmeden önce bir el öpme ziyareti yaptı ve sonra Ergenekon’da FETÖ ile işbirliği yaparak Türk ordusuna kurulan kumpasa destek olan, bulduğu her fırsatta Türk devleti ve milletine saldıran TTB başkanı olan zatın ziyaretini kabul etti.

Sayın Özel, terörle mücadele çerçevesinde kayyum atanan belediye başkanlıkları konusunu “Kürt seçmenin” seçme hakkının elinden alınması olarak ortaya koyarak çok tehlikeli sulara girdi. Sayın Özel yarın sizi HDP ile yaptığı yeni ittifaka davet edecek. Ve Sizden muhtemelen seçim işbirliği çerçevesinde bazı illerde CHP’nin İYİ Parti’yi desteklemesi karşılığında Ankara ve İstanbul için destek isteyecek.

Sayın Akşener, sizi 2019 yerel seçimlerinden önce Cumhur ittifakının da dağıldığı bir ortamda CHP ile ittifak yapmama konusunda yazılı ve sözlü olarak uyarmıştım. Bu ittifakın İYİ Parti’yi HDP ile ittifak suçlaması ile karşı karşıya getireceğini ifade etmiştim. O zaman dinlemediniz. CHP ile İttifak yaptınız ve Cumhur ittifakının da kurulmasına vesile oldunuz.

2019 seçimleri sürecinde Kars konusunda Sizi 3 kez rica ederek, İYİ Parti adayını geri çekme konusunda uyardım, adayımızı çekmezsek HDP kazanacak dedim. Ve HDP Kars’ta seçimleri kazandı. Siz de seçim sonrasında ‘İYİ Parti yerel seçimlerden çırak çıkmıştır’ dediniz.

Sayın Akşener, 2023 seçimlerine giderken Zafer Partisi Nisan 2022’de Mansur Yavaş’ı Cumhurbaşkanı adaylığı için ‘kazanacak aday’ olarak açıkladı. Siz aynı açıklamayı yapmak için 9 ay beklediniz. CHP, Yavaş’ın adaylığına karşı çıkınca size çağrıda bulunarak Mansur Yavaş’ı Zafer Partisi ve İYİ Parti’nin ortak adayı olarak göstermeyi önerdim. Duymamazlıktan geldiniz. Oysa dinlese idiniz Türk siyasetinde yeni bir ufuk açılabilirdi.

“Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliği ittifakı öneriyoruz”

Sayın Akşener, şimdi gelmiş olduğumuz noktada bir daha İYİ Parti’ye gönül vermiş samimi Türk milliyetçilerini, Atatürkçüleri, vatanseverleri HDP ile ittifak içerisine sürüklemeyin. Ancak onları Cumhur İttifakı karşısında da çaresizliğe de sürüklemeyin. Cumhur ittifakının yeniden kurulmasına neden olduğunuz için Size bu konuda büyük sorumluluk düşüyor. Gelin, bazı önemli noktalardaki anlaşmazlıklarımızı sonra çözülmek veya çözülmemek üzere erteleyelim.

AK Parti ve CHP merkezli siyaset yapılanmasını Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine sarsılmaz bir inanç temelinde kurulacak Zafer Partisi-İYİ Parti ittifakı etrafında oluşacak büyük bir vatansever, Atatürkçü, Türk milliyetçisi seçmen gücünün yaratacağı sinerji ile dağıtarak mevcut ikili kutuplaşmayı kıralım. Zafer-İYİ ittifakı etrafında bir çok parti, grup ve etkin siyasetçi bir araya gelecektir.

Bu konuyu bir süredir değerlendiriyoruz. Zafer Partisi’nin son GİK toplantısında tekrar ele aldık, tartıştık. Sonra daha küçük gruplar ile de tartışmalarımızı sürdürdük. Size bu teklifi İYİ Parti’nin parti içi tartışmalarının yatışmasından sonra uygun bir ortamda iletmeyi düşünüyorduk. Ancak CHP’nin ziyareti ve size yönelik belirli grupların baskısını bildiğimiz için bu ziyaret öncesinde öyle kapalı kapılar ardında değil bütün Türk Milleti’nin önünde Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliği ittifakı öneriyoruz”

Paylaşın

İmamoğlu’ndan Yerel Seçimler Açıklaması: Kazanmak Zorundayız

CHP İl Başkanları İstanbul Buluşması’nda konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yerel seçimlere ilişkin, “Önümüzdeki yerel seçimi 2019’un çok daha ilerisinde bir başarıyla kazanmak zorunda olduğumuz ve kazanmak için de her şeye sahip olduğumuz bir seçim olduğunun altını çizelim” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Siyasetin yol ve yöntemleri değişiyor. 21. yüzyılın siyaset anlayışında farklı görüşlerin, farklı bakışları içine çeken, kendi içine kapanan değil; kutusunun dışına çıkan, çerçevesinin dışına çıkan bir siyaset anlayışının başarılı olacağını asla unutmayalım.”

İmamoğlu, konuşmasının devamında, “Kazanmak için çok çalışıp yepyeni ve çok kuvvetli siyaset tasarımını ortaya koymalıyız” diyen İmamoğlu, şunları kaydetti: “İlk hedefimizin yerel seçimler ve başta İstanbul olduğunu biliyoruz. Üzerimize düşen vazifenin sorumluluğunun da farkındayız.

İkincisi de elbette Türkiye’nin de içinde olduğu, birçok ülkede yükselmeye ve yerleşmeye çalışan otoriter popülizme karşı tam aksine dayanışmayı, halkçı mücadeleyi var eden bir süreci genel başkanımızın liderliğinde ortaya koyan politikaları geliştirmek zorunda olduğumuz biliyoruz” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İl Başkanları İstanbul Buluşması’na katıldı. Ekrem İmamoğlu, toplantıda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:

“Bir neferi olduğumuz Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Türkiye’nin en önemli yapı taşı olduğunu kabul ediyoruz. CHP’nin varlığı, dünya ölçeğinde siyaset anlamında çok önemli bir noktadadır. 100 yıllık bir tarihe sahip, ülkemiz ve Cumhuriyet’imizin 100 yıllık bir partisi vardır, bu çok kıymetlidir. Biz herhangi bir siyaseti partiye benzemedik, benzemeyeceğiz. Bir iktidarla var olan ya da iktidardan düştüğü zaman kaybolan bir siyasi parti değiliz.

“Bizleri cezayla, baskıyla yıldırmaya çalışanlar olacaktır, buna asla boyun eğmeyeceğiz. Yalan, iftira, kara propaganda gibi hususlar ne bizi birbirimizden uzaklaştırabilir, ne de ayrıştırabilir. O bakımdan aramıza duvar örmek, birtakım yalan yanlış ifadelerle bize zarar vermek isteyenlere karşı açıklıkla, şeffaflıkla, samimiyetle düşüncelerimizi birbirimizin yüzüne ifade ederek aşmanın yol ve yöntemlerini hep birlikte bulacağız.

Önümüzdeki yerel seçimi 2019’un çok daha ilerisinde bir başarıyla kazanmak zorunda olduğumuz ve kazanmak için de her şeye sahip olduğumuz bir seçim olduğunun altını çizelim. Siyasetin yol ve yöntemleri değişiyor. 21. yüzyılın siyaset anlayışında farklı görüşlerin, farklı bakışları içine çeken, kendi içine kapanan değil; kutusunun dışına çıkan, çerçevesinin dışına çıkan bir siyaset anlayışının başarılı olacağını asla unutmayalım.

Kazanmak için çok çalışıp yepyeni ve çok kuvvetli siyaset tasarımını ortaya koymalıyız. İlk hedefimizin yerel seçimler ve başta İstanbul olduğunu biliyoruz. Üzerimize düşen vazifenin sorumluluğunun da farkındayız. İkincisi de elbette Türkiye’nin de içinde olduğu, birçok ülkede yükselmeye ve yerleşmeye çalışan otoriter popülizme karşı tam aksine dayanışmayı, halkçı mücadeleyi var eden bir süreci genel başkanımızın liderliğinde ortaya koyan politikaları geliştirmek zorunda olduğumuz biliyoruz.”

“Yerel seçimlerde başarılı olmak için ne gerekiyorsa onu yapacağım”

CHP Lideri Özgür Özel ise, toplantıda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Bosna’dan buraya geldim. İlk ziyareti büyükelçimizle gerçekleştirdik. Bosna Hersek Federasyonu Başbakanı ile bir araya geldik. Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesiyle bir araya geldik. Dün gün boyunca hem çok duygulandığımız hem de hatırlamamız ve hatırlatmamız gereken ziyaretler zincirini gerçekleştirdik.1600 bebeğin mezarının olduğu anıta, şehitliklere, Aliya İzzetbegovic’in ebedi istirahatgahını ziyaret ettik.

Orada şu cümleyi hatırlatma gereği duyduk: Unutulan katliamlar tekrarlanır. 1992-1995 arası Bosna Hersek’te Cumhuriyet Halk Partisi doğru yerde duruyordu, Türkiye Cumhuriyeti doğru yerde duruyordu ama gelişmiş dünya, uluslararası örgütler durmaları gereken yerde durmuyordu.

Onlar sonradan yas tutarken yanımızdaydı, ama katliam olmasın, bu iş soykırıma dönüşmesin diye seslenirken, dünya ağırdan alıyordu. Bugünlerde de Filistin’de yaşananlar var. Bosna’dan seslendik, 1992-95 arası Bosna’nın sesini duymayanlara, Türkiye’nin sesini duymayanlara bir kez daha sesleniyoruz. Sonradan bunu insanlık suçu ilan etmek, soykırım kabul etmek, gidip oralarda nutuklar atmak değil, katliama engel olmak için bütün dünyanın başta Avrupa’nın derhal harekete geçmesi, BM’nin çok daha net pozisyon alması ve bu mezalime dur denmesi gerekiyor.

CHP Genel Başkanı olarak 120 siyasi akrabamıza bir mektup yolladım. Bunlardan 12 tanesi hükümet başkanı, bakanlar var, anamuhalefet liderleri var. Onları Filistin’in sesini duymaya davet ettik. Solculara, sosyal demokratlara, sosyalistlere savaşa, kana, gözyaşına susmak değil engel olmak yaraşır. CHP olarak başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırlarında Filistin devletine sahip çıkmaya, akan kanı durdurmaya, İsrail’in ortaya koyduğu sivillere karşı ayrım gözetmeksiniz şiddete dur denmesine davet ediyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Filistin halkıyla dayanışma duygularımızı buradan da ifade ediyoruz.

Aslında enflasyon, emekli maaşlarını kuşa çevirdi. Bizim bütün kanun tekliflerimize, mücadelemize rağmen, en düşük emekli maaşı 7.500 TL gibi komik bir noktada. Emeklileri, açlıkla sınayan bir noktada. Bunun en az asgari ücret seviyesine çıkarılması gerekiyor. Seçim döneminde en düşük emekli maaşında iyileştirme yapacağını söyleyenler, seçimden sonra bu işi bir kereye mahsus bir ikramiyeye çevirdiler. Hiçbir yaraya merhem olmayacak bir düzenleme yaptılar. Bunda da çalışan emeklileri dışarıda bıraktılar. Oysa, bir emekli niye çalışır diye oturup düşünmediler.

İtiraz ettik, ses yükselttik, biz konuştuk, siz konuştunuz. Nihayet bu yanlıştan dönüldü. Dönülen iş, 5 bin TL’lik ikramiyeyi bütün emeklilere vermek. Oysa bunun derhal maaşlara yansıtılması, en düşük emekli maaşının asgari ücret düzeyinde olması. Asgari ücretin de insanca yaşanacak sınırlarda olması gerekiyor. Bu konuda bir kez daha hükümetin dikkatini çekiyoruz. Emeklilerin, memurların en önemli sorunu artan kiralar, kiralardaki fahiş artışlar. Cumhurbaşkanı, Cuma günü kira artışlarına şaşırmış ve kızmış. Şaşırdıkları şey, kendi çıkardıkları, bizim bu çözüm olmayacak dediğimiz bir kanun. Kanuna uyan yok. Devletin elini taşın altına koymadan ve iki tarafı düşünmeden yapılacak hiçbir düzenleme doğru değildir.

Burada yapılan iş, evsahibi ve kiracıyı karşı karşıya getirmektir. Biz bu kira artışlarının altında ezilen insanlara mutlaka sosyal devletin doğru yerden bir müdahale, destekte bulunması gerektiğini düşünüyoruz. Cumhurbaşkanına şunu hatırlatıyoruz: Kanuna uymayanlara şaşırmak ve kızmak için önce senin anayasaya uyman lazım. Anayasaya uymayan birisinin kanuna vatandaşın uymasına şaşırmaması, burayı anayasal devlet olmaktan çıkarmanın en basit sonuçlarına bile katlanmanın bu kadar zor olduğu bir yerde, ortaya çıkacak vahim sonuçların göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade ediyorum.

Yeniden değerleme oranında yüzde 58,5’lık artışla, bütün vatandaşları yoksul diye, işsiz diye ayırmadan etkileyecek bir artışla karşı karşıyayız. Burada Cumhurbaşkanının bir yetkisi var. Bunu yüzde 50 oranında artırmaya, yüzde 50 oranında azaltmaya yetkili kendisi. 2024 enflasyon hedefi yüzde 36. Yani siz koyduğunuz bu enflasyon hedefine inanıyorsanız, herkesin enflasyon hedefi doğrultusunda doğru fiyatlamalar yapmasını istiyorsanız, önce samimiyeti kendiniz göstereceksiniz.

Bu harçların yüzde 58,5 değil, yetkiniz oranında düşürülerek, bundan sonraki süreçte vatandaşı ödeyeceği verginin, harcın yüzde 60 sınırında olmamasını sağlamanız gerekiyor. Bunu dikkatle takip ediyoruz. 2024 yılında enflasyon yüzde 36 olacak diyenler samimiyse, sizin ödeyeceğiniz harcı, ödeyeceğiniz vergiyi yüzde 50 oranında azaltmak durumundadır. Bunu talep ediyoruz ve takip edeceğiz.

Türkiye’nin bir anayasa sorunu vardır, sivil bir anayasa sorunu vardır. Yoksulu gören, kadını gören, dezavantajlıyı gören, çevreyi gören, bütün bunlar için çok doğru yerden, bütün toplumun desteğini alacak bir anayasa sorunu vardır. Ama Türkiye’nin bir anayasa yapma iradesi sorunu da vardır. Anayasalar aşkın zamanlı metinler olabilmesi için, her gelene uygun metinler olabilmesi için, kuşaktan kuşağa güçlenerek aktarılması için her doğan için yapılması gerekir.

Erdoğan için yapılan bir anayasanın birkaç yıl içinde nasıl Erdoğan için yetersiz, Erdoğan’ın kendi gözü dönmüş yetki taleplerine, niyetlerine yetersiz kaldığı ortadadır. Birinin üzerine dikilen kıyafetin, herkese uymadığı gibi bir süre sonra kendisine de uymayacağı görülmüştür. Bütün toplumu kapsayan, herkesi kucaklayan, Türkiye’deki herkesi eşit yurttaşlıkla kucaklayan, temel hak ve özgürlükleri genişleten, Türkiye’yi bir hukuk devleti haline getiren, kadını, engelliyi, yoksulu, güvencesizi, çevreyi koruyan evrensel ölçütlerde özgürlükçü bir anayasa için biz her zaman var olduk, var olmaya devam edeceğiz.

Ancak Erdoğan’ın yeni yetki taleplerini, Anayasayı hiçe sayan, Türkiye’yi anayasasızlaştıran, Cumhur İttifakının mutfağında hazırlanmış milletin burnuna dayatılan bir çabanın içinde hiçbir zaman olmadık, bundan sonra da olmayacağız. Kadınları, gençleri endişelendiren, hukuk devletini askıya almaya niyet edinmiş bir değişiklikte Cumhuriyet Halk Partisi hiçbir zaman olmadı, bundan sonra da olmayacak.

3 hafta önce hepimiz Kurultayda bir görev aldık. CHP’nin kurultayları görev alan değil görev veren kurultaylardır. Partimizin ilk kurultayı Sivas Kongresi’ydi. Oradan önce kurtuluş, sonra kuruluş görevi alınmıştı, görev layığıyla yerine getirildi. 5. Olağanüstü Kurultayımız, dünyayı doğru okuma ve partiyi doğru konumlandırma sorumluluğu veren kurultaydı, o kurultaydan sonra sosyal demokrasi doğru tariflendi, 1970’lerde yapılan ikisi yerel ikisi genel 4 seçimden 1’inci parti çıkıldı.

Partimizin 38’inci Olağanüstü Kurultayı, hepimize yeniden Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidar yapma görevi yaptı. O görevi hep beraber kurultayımızdan aldık. O günden sonra da kurultayda verdiğimiz bütün sözleri tutarak, var gücümüzle çalışmaya, durmadan, yorulmadan birlik ve beraberlik içinde, kardeşlik hukukumuzu koruyarak, ortaya koyduğumuz kapsayıcı, birleştirici, kucaklayıcı anlayışla partimizi iktidar yapmaya kararlıyız.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin 81 il başkanından sadece 3 il başkanının kadın olması, bizim buradaki en önemli eksikliklerimizden bir tanesi. 78 erkek il başkanımızdan talebimdir, lütfen örgütünüzdeki güçlü kadınlara yanınızda mutlaka görev verin. Onları yanınızda sizin en baş yardımcınız olarak çalıştırın. Gelecekte bu görevi yapmaya hazır, aday kadınlara resmi ve gayriresmi olarak mentörlük yapın, onların emeklerinden, enerjilerinden, deneyimlerinden yararlanın. Bu eksiği de bundan sonraki süreçte fiilen giderene kadar, hep birlikte bu şekilde halletmemiz gerekiyor.

Ben kurultayımızı kaybedenin olmadığı bir kurultay olarak nitelendiriyorum. Kurultayın kaybedeni yok ama kazananı, önce bu parti, ama esas kazananı Türkiye olacak. Ben de il başkanlarımdan iki hususta gayret göstermelerini istiyorum. Bunlardan bir tanesi önümüzdeki hafta başlatacağımız üye kampanyası. Şu anda bizim kurultayımızdan sonra bütün illerde büyük bir heyecan, büyük bir umut var. Geçtiğimiz hafta çok sayıda üye kaydı oldu, sevindik.

Ama esas sevindiğimiz şudur: Yeni gelen üyelerin yüzde 73’ü 30 yaş altı kadın ve erkekler. Bu enerjiyi görmek lazım. 100’üncü yılımızda üye kampanyası başlatıyoruz. Genel merkezden hedefler belirlemeyeceğiz. Gerçekçi hedefler belirleyin ama kendinizi zorlayın. Gönlünde Atatürk olan, gönlünde güçlü bir Türkiye olanların gözündeki ışıkları görün, onları baba evine getirin, Atatürk’ün partisine kaydedin. Sizden bunu istiyorum. Bütün vatandaşlarımız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kapıları ardına kadar açıktır. O evin içinde yeriniz baş köşedir.

Sizlerden ikinci beklentim, yerel yönetimler seçimlerine yönelik. Bu süreci, barış içinde, dostluk içinde, hiç kırgın yaratmadan, yerel seçim başarısına hedeflenerek, doğru adayların belirlenmesi, doğru yöntemlerin belirlenmesi, sürecin kırgını, küskünü olmadan, geride kimseyi bırakmadan, 2019’daki başarıyı aşan bir noktadan hep birlikte başarmaya mecbur olduğumuz bir süreci yöneteceğiz.

Önceki genel başkanımızın ilan ettiği 3 büyükşehir dışında kimseye verilmiş bir sözümüz yok. Verilmiş bir tek sözüm var, yerel seçimlerde başarılı olmak için ne gerekiyorsa onu yapacağım. Bu sürece hep birlikte katkı vereceğiz. Bu süreçte memnuniyet anketlerimiz Pazartesi gününden itibaren başlatıyoruz. 7 farklı yapı, anket yapacak. Ürettikleri sonuçlar hem yapay zeka marifetiyle, hem istatistik biliminin en ileri teknikleriyle denetlenerek en doğru biçimde memnuniyet anketleri yapacağız.

Vatandaşın gönlünde olan, seçildiğinden ileride olan bütün belediye başkanlarımız bizim de gönlümüzde. O ölçme değerlendirmeyi örgütümüzle paylaşacağız. Kararı örgütümüzle birlikte vereceğim. Örgüt gözetiminde ön seçimden bir adım geri atmadık, atmayacağız, bunu buradan ifade ediyorum” ifadesini kullandı.

Paylaşın