Fatih Erbakan, “Erken Seçim” İçin Tarih Verdi

Katıldığı bir programda “erken seçim” çağrılarını değerlendiren YRP Lideri Fatih Erbakan, “2025 sonu ya da 2026 yılı içerisinde erken seçim yapılması lazım” dedi ve ekledi:

“Çünkü millet perişan edilmiş, suyu çekilmiş. Enflasyon sıfır olsa bile bugün oluşan fiyatlarla halk nefes alamıyor. Enflasyonun eksilere düşmesi lazım. Mehmet Şimşek geldikten sonra işler daha da kötüye gitti. Başka bir ülkede bunlar yaşansa erken seçim kararı çoktan alınırdı.”

Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, NOW TV’de katıldığı bir programda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Erbakan şunları söyledi:

“Erdoğan emekli olmalı: Seçim zamanında yapılırsa 25-26 seneyi devirmiş olacak. Bu bir rekor tabii. Ancak yorulmuşluk, yıpranmışlık var. Ülkemizde de yetişmiş gençler ve siyasi partilerin Cumhurbaşkanı adayları var. Sayın Erdoğan’ın artık emekli olma zamanı geldi.

40+1’i almaları bile çok zor. AK Parti ve MHP’de düzenli olarak bir erime var. Sayın Erdoğan’ın bir kez daha aday olmaması hem kendisi hem de ülke için daha iyi olur. Seçim zamanında yapılırsa 25-26 seneyi devirmiş olacak. Bu bir rekor tabii. Ancak yorulmuşluk, yıpranmışlık var. Ülkemizde de yetişmiş gençler ve siyasi partilerin Cumhurbaşkanı adayları var. Sayın Erdoğan’ın artık emekli olma zamanı geldi.

İttifak yapmak saflık olur: Bize hep soruyorlar ‘tekrardan bir araya gelmeniz mümkün mü?’ diye. Bu mümkün olmaz çünkü bir kere denenmiş bir daha denmez. Maalesef bu sözlerinde durmadılar. Bundan sonrası bir kere iyi niyetle bunu yaptınız onlara da güvendiğiniz karşınızda bir cumhurbaşkanı var iktidar mensupları var ve böylece de bir mutabakat yapıldı. Buna uyulmamış, buna uymayı bırakın hani bir kısmını yaptık üçte birini yaptık dörtte birini yaptık da tam tersi yapılmış ve ülke bu hale gelmiş. Artık yeniden ittifak yapmak saflık olur ve kandırılmak olur..

Yeniden Refah Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı Fatih Erbakan mıdır? Bunu da söyleyebiliriz aslında çünkü teşkilatlarımız bütün geneli ile birlikte her kademeden teşkilatımız insanımız üyelerimiz sevenlerimiz bunu istiyorlar, bu yönde bir talepleri var. Bir de bizim de tabi böyle bir isteğimiz var millete faydalı olmak hizmet etmek isteriz. Bir de her siyasi parti Genel başkanı aslında potansiyel cumhurbaşkanı adayıdır ve böyle bir iddiayı ortaya koyması da son derece doğaldır gereklidir.

Saadet Partisi ile ittifak kapısı elbette kapılı değil. Partilerin kendi logolarıyla dahil olduğu bir ittifak elbette mümkün olabilir. Farklı ittifaklar kurmak mümkün fakat Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda Yeniden Refah kendi adayını belirler.”

Limanlarımızda İsrail gemileri cirit atıyor: İktidar, İsrail ile ticaretin durduğunu söylüyor, ancak limanlarımızdaki gemilere bakıldığında bu iddianın doğru olmadığı açıkça görülüyor. Filistin’e gönderiyoruz dedikleri ürünlerin ticareti, bir yıl içinde 13 kat artmış görünüyor. Bu mümkün mü? İktidar, ticari ilişkilerdeki gerçekleri açıklayamıyor. Konuyla ilgili yapılan açıklamaları samimiyetten uzak buluyorum. Kendi limanlarımızda İsrail gemileri cirit atıyor. Bunu da izah edemediler. Bir taraftan da Azerbaycan petrolü bizim boru hatlarından İsrail’e akmaya devam ediyor.

Erken seçim: 2025 sonu ya da 2026 yılı içerisinde erken seçim yapılması lazım. Çünkü millet perişan edilmiş, suyu çekilmiş. Enflasyon sıfır olsa bile bugün oluşan fiyatlarla halk nefes alamıyor. Enflasyonun eksilere düşmesi lazım. Mehmet Şimşek geldikten sonra işler daha da kötüye gitti. Başka bir ülkede bunlar yaşansa erken seçim kararı çoktan alınırdı.”

Paylaşın

Erbakan, AK Parti İle İttifaka Kapıları Kapattı

14 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinde AK Parti ile ittifak yapan Yeniden Refah Partisinin lideri Fatih Erbakan, “Bundan sonra Cumhur İttifakı ile AK Parti ile herhangi bir ittifakımız, birlikteliğimizin olması söz konusu değil” dedi.

Erbakan, MHP lideri Bahçeli’nin Öcalan-DEM görüşmesi çağrısına dair, Öcalan’ın çağrısıyla silah bırakılacağını düşünmenin sığ bir yaklaşım olduğunu söyledi. Erdoğan, “Anadil, belediyelerin yetkilerinin artırılması gibi, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne halel getirmeyecek şekilde müzakereler yürütülebilir” dedi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin 6. yıldönümü dolayısıyla medya buluşması düzenledi. Gazete Duvar’ın aktardığına göre; Yeni yaşı “İman, azim ve aşkla” sloganıyla kutladıklarını anlatan Erbakan partisinin son seçimlerdeki oy oranı ve hedeflerini içeren bir sunum yaptı.

Erbakan’ın verdiği bilgiye göre Yeniden Refah Partisi’nin üye sayısı 6 yılda 600 bine ulaştı. Bir ittifakın parçası olmadan girilen 14 Mayıs seçimlerinde yüzde 2.5, 31 Mart yerel seçimlerinde ise yaklaşık yüzde 7 oy alındı. Yeniden Refah Partisi’nin yerel seçim sonuçlarına bakıldığında Türkiye’nin üçüncü büyük partisi olduğunu ifade eden Erbakan, bunun hazine yardımı, medya desteği olmadan gerçekleştiğini söyledi, teşkilatlara, millete teşekkür etti.

AK Parti’nin politikalarını eleştiren Erbakan, “Nepotizmde zirve yaptılar”, “Eskiden askeri vesayet vardı, AK Parti iktidarı bunu kaldırdı, ama bu sefer de Beştepe vesayeti ortaya konuldu. Bir vesayetten kurtulduk bir başka vesayete duçar olduk”, “Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasakları ortadan kaldıracağız dediler, 20 milyon insan sosyal yardım alıyor, siyasi muhaliflere göz açtırılmıyor” değerlendirmelerinde bulundu.

Partisinin Türk tipi başkanlık yerine Meclis’in daha da güçlendirildiği demokratikleştirilmiş başkanlık sisteminden yana olduğunu anlatan Erbakan gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Erbakan MHP lideri Bahçeli’nin Öcalan-DEM görüşmesi çağrısına dair, Öcalan’ın çağrısıyla silah bırakılacağını düşünmenin sığ bir yaklaşım olduğunu söyledi.

TUSAŞ saldırısını hatırlatan, Suriye’deki silahlı yapılanmaya dikkat çeken Erbakan, “Bölgedeki insanımızın temel talepleriyle ilgili bölgenin siyasi partileriyle, kanaat önderleri, aşiret reisleri ile müzakere edilmesi lazım. PKK, Öcalan’ın muhatap alınıp müzakere edilmesi uygun değil. Anadil, belediyelerin yetkilerinin artırılması gibi, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne halel getirmeyecek şekilde müzakereler yürütülebilir” dedi.

“Samimi olmadıklarını gördük”

AK Parti iktidarına yönelik çok sayıda eleştiri getiren Erbakan’a 14 Mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verdiği desteği bugün nasıl değerlendirdiği soruldu. Yapılan iş birliği kapsamında imzalanan mutabakatın gereğinin yerine getirilmediğini söyleyen Erbakan, şu ifadeleri kullandı: “Maalesef bunun seçimi kazanmaya dönük bir hamle olduğunu, bunu imzalarken samimi olmadıklarını gördük. Bırakın mutabakat metninin gereklerini, tersi icraatlarla devam ettiler.

Ülke için son bir şans olarak uzattığımız dalı maalesef geri çevirdiler. Biz burada bir vebalden kurtulduk. En azından denemiş olduk. Samimi olmadıklarını gördük. Bundan sonra Cumhur İttifakı ile AK Parti ile herhangi bir ittifakımız, birlikteliğimizin olması söz konusu değil. Bundan sonraki seçimlerde Yeniden Refah Partisi olarak kendi adayımızla, müstakil olarak seçimlere gireceğimizi ifade ettik.”

Erbakan Saadet Partisi’nin yönetiminin değişmesinin ardından yeni bir iş birliği olasılığını da değerlendirdi, “Saadet Partisi ile birçok temel konuda benzer görüşlere sahibiz. Türkiye’nin, milletin menfaati, bahsettiğimiz sorunlardan kurtulmak için, TBMM çalışmalarına daha aktif katılabilmek için iş birliği, birliktelik söz konusu olabilir. Bizim açımızdan rezerv olmadığını daha önce de ifade etti. Yeni bir dönem” dedi.

Paylaşın

Hatimoğulları: Kayyım Bir Siyasi Darbedir

Kayyım atamasına dair tepkisini sürdüren DEM Parti Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları, “Kayyım anti demokratiktir, kayyım yurttaşın seçme ve seçilme hakkını elinden almak demektir, kayyım seçimde yenemediğinizi seçilmişin yerine atanmışı getirerek demokrasiyi katletmektir, seçimleri fiilen ortadan kaldırmak demektir” dedi ve ekledi:

“Kayyım bir siyasi darbedir. Darbe sadece postalla, tankla, topla yapılmaz. Aynı şekilde bizler kayyım atamasını yargı ve polis eliyle bir siyasi darbe olarak niteliyor ve bunu asla kabul etmiyoruz. Bu konuyla ilgili parlamentoda iktidar ve ortağı dışındaki bütün siyasi partilerin anlaşmış olduğu kayyıma karşı bir kanun teklifi söz konusu. Biz buradan parlamentodaki 600 milletvekiline seslenmek istiyoruz; Bu kanun teklifine hangi partinin mensubu olursanız olun demokrasiyi yaşatmak için bu kanun teklifine destek verilmesini talep ediyoruz.”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan; Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan ile bir araya geldi. Görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenlendi.

İlk olarak söz alan Tülay Hatimoğulları, görüşmede Türkiye ve bölgedeki gelişmelerin gündeme geldiğini paylaştı. Tülay Hatimoğulları ayrıca kayyım atamasına dair de görüş alışverişinde bulduklarını söyledi. Tülay Hatimoğulları, “Kayyım meselesinde elbette Türkiye’deki birçok siyasi parti gibi bugünkü görüşmemizde de oldukça pozitif mesajlar ortaya çıktı. Daha önce yine sayın başkanın verdiği demeçlerde olduğu gibi bugün de kayyımın Türkiye demokrasisine verdiği büyük zararları değerlendirdik. Kayyım bir rejim olmaya doğru hızla gidiyor. Belediyelere atanan kayyımların sadece belediyelerle sınırlı olmadığını Türkiye’de mevcut iktidara biat etmeyen bütün her kesime ve yapıya doğru olduğunu görüyoruz” dedi.

Kayyım atamasına dair tepkisini sürdüren Tülay Hatimoğulları, “Kayyım anti demokratiktir, kayyım yurttaşın seçme ve seçilme hakkını elinden almak demektir, kayyım seçimde yenemediğinizi seçilmişin yerine atanmışı getirerek demokrasiyi katletmektir, seçimleri fiilen ortadan kaldırmak demektir. Kayyım bir siyasi darbedir. Darbe sadece postalla, tankla, topla yapılmaz. Aynı şekilde bizler kayyım atamasını yargı ve polis eliyle bir siyasi darbe olarak niteliyor ve bunu asla kabul etmiyoruz. Bu konuyla ilgili parlamentoda iktidar ve ortağı dışındaki bütün siyasi partilerin anlaşmış olduğu kayyıma karşı bir kanun teklifi söz konusu. Biz buradan parlamentodaki 600 milletvekiline seslenmek istiyoruz; Bu kanun teklifine hangi partinin mensubu olursanız olun demokrasiyi yaşatmak için bu kanun teklifine destek verilmesini talep ediyoruz” diye konuştu.

Kürt sorununa dair tartışmaların da toplantıda gündeme geldiğini söyleyen Tülay Hatimoğulları, “Atılabilecek adımları istişare ettik. Evet, bugün Türkiye’de özellikle 1 Ekim’den bu yana bu konu çeşitli vesilelerle Türkiye’nin gündemine oturdu. Bizler Türkiye’de Kürt sorununun barışçıl demokratik yöntemlerle çözülmesi için Türkiye barışına, Ortadoğu barışına sağlayacağı katkıları her daim ifade ettik. Bugün bu yeni tartışmalar ümit ediyoruz ki bir toplumsal barışa doğru hep birlikte evriltmeyi başarabiliriz” diye belirtti.

Söz alan Erbakan da, kayyım atamasına tepki gösterdi ve DEM Parti ile bu konuda hem fikir olduklarını söyledi. Kürt sorununa dair tartışmalara da değinen Erbakan, “Kürt kardeşlerimizin o bölgede hangi bölgede hangi ırka mensup olursa olsun vatandaşlarımızın yaşamış olduğu problemlerle ilgili görüş alışverişinde bulunuldu. Ve çözüme ilişkin ne gibi adımlar atılabileceği değerlendirildi. Biz de Yeniden Refah Partisi olarak her zaman ifade ettiğimiz gibi Güneydoğu ve Doğu Anadolu’daki Kürt kardeşlerimizin haklarının teslim edilmesi, taleplerinin yerine getirilmesi ile ilgili her zaman hazır olduğumuzu ifade ettik” dedi.

Erbakan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk ve Kürt öz kardeştir. Türkü Kürt’ten ayırırsanız ortada ne Türk kalır, ne Kürt kalır. Ama Türk ve Kürt bir olursa, beraber olursa onların karşısında Amerika da duramaz İsrail de duramaz, dünya da bir araya gelse onları yıkamaz sözlerini her zaman ifade etmiş, Türk Kürt kardeşliğine her zaman vurgu yapmış.”

Gazetecilerin “Yol haritası var mı?” şeklindeki sorularına yanıt veren Hatimoğulları, “Siz de ifade ettiniz sorunuzda bu konuda bir yol haritası açıklanmış değil. Sayın Bahçeli’nin sürdürdüğü bir süreç var” dedi. Hatimoğulları, kendilerinde bu konuda bir bilginin olmadığını söyledi. Hatimoğulları, “Bizler bu sürecin bütün Türkiye kamuoyunun yeterince bilgilendirilmesini ve sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğine ilişkin vurgumuzu yinelemek isteriz. Bu açıklamaların arkasını getirecekler mi? Elbette Türkiye’de aydınların, yazarların akademisyenlerin barış yanlısı herkesin bu konuda oynayacağı bir rol var. Bu çorbada herkesin tuzu olmalı. Ben buradan bu sorunuz vesilesiyle Türkiye’de bütün siyasi partiler dışında bütün demokrasi güçlerini STÖ’leri, akademi dünyası aydın yazar sanatçıların her kesimin katkı sunabileceğine inanıyorum. Buradan çağrımızı yenilemek isterim” dedi.

Abdullah Öcalan’a görüşme yasağı

PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ve avukatlarına dair getirilen yasağa ilişkin de soruyu yanıtlayan Hatimoğulları, “Tecride dair yasak kalkmadı sadece süresi uzatılıyor. Bu uygulama da o sürenin uzatılmasının bir parçası. Bununla ilgili bütün hukuki süreci işletiyoruz. Bizim bu alandaki hukuki mücadelemiz kesintiye uğramadı. Son verilen 6 aylık görüşme cezasına dair de hukuki ve siyasi çözümlerin aranması ve zorlanması için adımlarımızı devam ettireceğiz” diye kaydetti.

Tartışmalara dair soruyu yanıtlayan Erbakan ise, “Sayın başkanın ifade ettiği gibi YRP olarak sürecin şeffaf olarak yürütülmesi gerektiğini, herhangi bir adım atılacaksa, herhangi bir çözüme ulaşılacaksa meşru sivil toplum partilerinin sivil toplum kuruluşlarının bölgedeki kanaat önderlerinin muhatap alınması gerektiğini ifade etti. Çözüm için de Türkiye’nin milletiyle devletiyle bölünmez bütünlüğüne hiçbir şekilde halel getirmeyecek şekilde adımların atılması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.

Paylaşın

Fatih Erbakan, Anayasa’daki Laiklik Maddesini Hedef Aldı

YRP Lideri Fatih Erbakan, “Anayasa’da laiklik kavramına açıklık getirilmesi gerekeceğini düşünüyoruz. İnanç özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik, zaman zaman din düşmanlığı olarak ifade edilen bir silah haline getirilmeye kalkışılıyor. Laikliğin anlamını açıkça yazalım. Bunu hukukçular, akademisyenler konunun uzmanları tanım haline getirecektir” dedi ve ekledi:

“Laikliğin devlet tarafından uygulanması demek, her inanca sahip insanın, inancını yaşamasına devlet müsaade eder, engel olmaz, kısıtlamaz. Bütün inanç sahibi olan vatandaşlara eşit mesafedir, ayrıcalık yapmaz, şeklinde tanım yapılabilir. 28 Şubat’ta hafızalarımızda acı hatıralarımız var. Tekrar değişik görüşe sahip bir siyasi hareket iktidara geldiği zaman o dönemdeki şekliyle uygulamaya kalkabilir, bu her zaman risktir. Biz bunu güvenceye alalım.

Bütün inanç sahiplerine eşit mesafede olması devletin ve inanç sahipleri inancının yerine getirmesine engel olmayacak şekilde yerine getirilmesi. Bu olduktan sonra 3 madde ile sorun olmaz. Yeni sistemde yetkiler son derece yüksek, bu yetkilerle değişik görüşe sahip kimsenin Cumhurbaşkanı olması halinde tekrardan sıkıntı yaşanmaması adına, yoğurdu üfleyerek yemekte fayda var.”

Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, Habertürk TV‘de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Erbakan’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:

“Türkiye’nin şu anda en acil konusu anayasa değişikliği görüşüne katılmıyoruz. İktidardan ayrışıyoruz. Ekonomik sıkıntıların en önemli gündem maddesi olduğunu görüyoruz. Beyin göçü, işsizlik, sokaklarda işlenen şiddet, cinayetler, mültecilerle ilgili sorunlar, 15-30 yaş arası gençlerimizin üçte birinin ne okuyan ne çalışan durumda olması. Kamuda yapılan israf konusu, paylaşımda adaletsizlik meselesi.

Bunları çözmek için anayasayı değiştirmeye gerek yok. “Bunlarda anayasa bizim elimizi bağlıyor” denecek durum yok. Anayasa iktidar tarafından Türkiye’nin öncelikli meselesi olarak gündeme getiriliyor. Değişecek ise bizim söyleyeceğimiz kuvvetler ayrılığının tesis edildiği sisteminin gelmesi, TBMM’nin güçlendirilmesi. Daha demokratikleştirilmiş veya iyileştirilmiş başkanlık sistemi diyoruz.

Meclis’te güvenoyu ve gensoru mekanizmalarının verilmesi. Kabineyi oluşturacak bakanların seçilmiş kişilerden oluşturulması, yasama noktasında meclisin gücünün devam etmesi. Kuvvetler ayrılığı, HSK, Yargıtay, AYM gibi üyelerin belirlenmesinde daha demokratik hale getirilmesi. Anayasa’da laiklik kavramına açıklık getirilmesi gerekeceğini düşünüyoruz. İnanç özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik, zaman zaman din düşmanlığı olarak ifade edilen bir silah haline getirilmeye kalkışılıyor. Laikliğin anlamını açıkça yazalım. Bunu hukukçular, akademisyenler konunun uzmanları tanım haline getirecektir.

Laikliğin devlet tarafından uygulanması demek, her inanca sahip insanın, inancını yaşamasına devlet müsaade eder, engel olmaz, kısıtlamaz. Bütün inanç sahibi olan vatandaşlara eşit mesafedir, ayrıcalık yapmaz, şeklinde tanım yapılabilir. 28 Şubat’ta hafızalarımızda acı hatıralarımız var. Tekrar değişik görüşe sahip bir siyasi hareket iktidara geldiği zaman o dönemdeki şekliyle uygulamaya kalkabilir, bu her zaman risktir.

Biz bunu güvenceye alalım. Bütün inanç sahiplerine eşit mesafede olması devletin ve inanç sahipleri inancının yerine getirmesine engel olmayacak şekilde yerine getirilmesi. Bu olduktan sonra 3 madde ile sorun olmaz. Yeni sistemde yetkiler son derece yüksek, bu yetkilerle değişik görüşe sahip kimsenin Cumhurbaşkanı olması halinde tekrardan sıkıntı yaşanmaması adına, yoğurdu üfleyerek yemekte fayda var.

Bir an önce paylaşımda adalet sağlansın, yargıda adalet sağlansın diyoruz. Anayasa değişebilir ama bu kadar öncelikli ve elzem halde gündemi meşgul etmesi, şu an için uygun bir davranış değil. Anayasa çok değişikliğe uğradı, yamalı bohçaya döndü. Ama bu anayasa konusu iktidar tarafından gündemi domine etmeye yönelik olarak kullanıldığını seziyorum. Bu nedenle bunları söylüyorum.

“Çözüm süreci mi, farklı bir süreç mi?”

Sayın Cumhurbaşkanı çok tecrübeli bir siyasetçi. Daha önceki siyasi hayatındaki hamlelerinde, attığı adımlarında siyasi bir taktiğin olduğunu da gördüğümüz için burada da siyasi görüşü barındırdığını düşünüyorum. Birliğimizin, beraberliğimizin güçlendirilmesi, iç ve dış tehditlere karşı siyasi partilerin birlikte olması son derece güzel. Diyalog ortamı, istişare, müzakere güzel.

Biz Yeniden Refah olarak siyasete nezaket getireceğiz diye dile getirdik. Bunun olmasından rahatsız olmuyoruz. Böyle bir iklim olması. Sayın Bahçeli’nin DEM Partili milletvekili ile tokalaşması. Sayın Cumhurbaşkanının yumuşama mesajları güzel. Burada bir siyasi düşünce olabileceğini düşünüyorum. Cumhur İttifakı’nın kaybettiği Kürt seçmeni oyların tekrardan alınmasına yönelik bir hamle olduğunu tekrarlıyorum.

Bir adım atıldı. Bunun arkasından da diğer adımların gelmesi muhtemel. İktidar burada nasıl tavır takınacak. Çözüm süreci mi, farklı bir süreç mi? Sadece DEM Parti ile anayasa değişikliği için birliktelik mi? Ne kast edildi? Şu an için bilemiyoruz.

Bunu rahmetli Erbakan hocamız 50 sene anlattı. O zamanlar çok yakınlarından bile yadırgayanlar oldu. ‘Erbakan hoca İsrail’i takıntı haline getirmiş diyenler oldu’ ama şu anda haklı çıktı. Arz-ı mevud haritası bizi de doğrudan ilgilendiriyor. Biz de bu Erbakan hocamızın uyarılarıyla, eğitim, fikirleriyle büyümüş insanlar olarak böyle bir tehdit olduğunu görüyor ve inanıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı bu noktada haklı. Gerekli tedbirlerin alınması lazım. Geç kalınan noktaları oldu. Sayın Cumhurbaşkanının dediği gibi Lübnan’a geldiğinde arada 200-300 km. kalıyor. Kudüs’ün merkez olduğu tek dünya devletini gerçekleştirip dünya hakimiyetine ulaştırmak hedefi.

Bu meselelerin bu noktaya gelmesinde AK Parti iktidarın maalesef bu tehlikeyi artıracak adımları oldu. Irak’ın işgalinde Türkiye’nin ABD’nin yanında yer alması. İncirlik üssünün kullandırılması. Esad’ın elinin zayıflatılması, Suriye’nin bu hale gelmesi yanlış politikaların sonucu. Kaddafi’nin devrilmesinde operasyona destek olundu. Bu noktada bütün yanlışlardan dönülsün diye kendileri ile bir araya gelirken dış politika ile ilgili birtakım maddeler koyduk. D-8 organizasyonunun canlandırılması ve asıl hedef olan D-60 hedefi.

Son Gazze’deki katliamlar karşısında ısrarla, inatla Türkiye’nin ticareti devam ettirmesi seçimden önceki dönemde. Mayıs ayında durdurulduğunun açıklanması. Bu gibi bir ayrışma oldu. Yeniden Refah Partisi’ne oylar şunun için geldi; milletimiz değişim arzusuna girdi. Ekonomi alanda sıkıntılar oldu. Erbakan Hoca’nın 54. hükümetti icraatlarını milletimiz hatırlıyor. Belediyelerde yapıan icraatlar hatırlanıyor. Milli görüşe gitmemiz için Yeniden Refah Partisi’ne gitmek gerekir dedi halkımız.

“Filistin’in bu kadar çeliğe ihtiyacı olabilir mi?”

11 ay katliam devam ediyor. ‘Biz oradaki Filistinli kardeşlerimize gönderiyoruz, ticareti kestik’ diyorsunuz. Filistinli kardeşlerimize göndermeye devam edilseydi. Aylarca yalanlıyorsunuz, arkasından doğrudan doğruya devletin kurumların da bu ticaretin içinde olduğu ortaya çıkıyor. Şu anki pozisyon Filistin’e gönderiliyormuş gibi yapılarak İsrail’e gönderilmesi. Bu konuda somut, delile dayalı açıklama bekliyoruz. Filistin’e çelik ihracatımız artıyor. Çelik ihracatımız artmış. Filistin’in durumunu göz önünde bulundurduğumuzda çelik ithalatına ihtiyacı olabilir mi? Çimento ihracatımız artmış. Şu anda devam ettiğinden ciddi şüphe duyuyoruz. Açıklama bekliyoruz ama o açıklama gelmiyor.

Filistin’e gitmek konusunda önümüzdeki günlerde bir adım atılır. 7 Ekim yaşanan katliamdan sonra Avrupa Müslüman Forumu ve Yeniden Refah şemsiyesi altında sempozyumlar yapıldı. Bir farkındalık oluşturulmasına yönelik. Şanlıurfa ve Konya’da Gazze’yle ilgili mitinglerimiz gerçekleşti. Gençlik kollarımızın ortaklaşa düzenlediği miting ve yürüyüşler yapıdı. Burada asıl mesele yaptırım ortaya konması. Bunu sağlayacak olan iktidardır.

En son Cumhur İttifakı’nın üyelerinden HÜDAPAR Genel Başkanı sayın Yapıcıoğlu çok önemli bir noktaya parmak bastı. Azerbaycan petrolünün Türkiye üzerinden İsrail’e gitmesi. Böyle bir insanlık dışı katliamın olduğu noktada bizim üzerimizden petrolün gitmesi kabul edilecek bir şey değil.

HÜDAPAR dahi engelleyin diyor ama maalesef adım atılmıyor. BM’de yapılan konuşmalar güzel ama icraata baktığımızda gereken adımlar atılmıyor. Filistin’le ticaretin bu derecede patlamasının izahı lazım. Hayatın olağan akışına aykırı bu. Özellikle Kürecik üssünün kapatılmasını çok sık dile getirdik. Amerika bugün asker, diplomat, başkanı ve istihbaratı ile bu katliama destek olan ülke. Biz neden kendi topraklarımızla radar üssü ile İsrail’e katkı sağlayalım?

Üzülerek ifade ediyorum bir gerekçeye bağlayamıyoruz. Bir somut sebep, gerekçeyi kendisinin de ortaya koyabildiğini düşünmüyorum. ‘İlçe kongreleri yapılacaktı bize bilgi verilmedi’ dedi. İl başkanımızla veya teşkilatımızla sorun yaşansa bile doğrudan bize ulaşıp, ‘böyle bir sorun var sizin desteğinizi bekliyorum’ diyebilirdi. Bizim genel başkan yardımcılarımız, il başkanımız kendisiyle temas kurdu. Doğrudan bize ‘ayrılmak istiyorum’ demesi zor. En son ‘halka soracağız’ dedi. Halka sordu, halk da yüzde 79 oranında ‘hayır istifa etme’ dedi. Biz de bir miktar şaşkınız. Orada belediyede AK Parti’nin yönetiminin gitmesi ve yerine başka yönetimin gelmesi için bir konsensüs oluştu. Burada oylar ‘burada iktidar partili belediye başkanı olmasın’ diye verilmiş.

AK Parti seçimlerde ciddi bir oy geçişinin olduğunu gördü. Yeniden Refah Partisi’nin belediye seçimlerinde yüzde 7’ye ulaşması AK Parti yöneticilerini endişelendirdi. Havayı değiştirmek ve Yeniden Refah’a darbe vurmak için çok uğraştılar. Valiler, kaymakamlar dahil olmak üzere. Mobbing diye adlandırabileceğimiz uygulamalar. Bu arkadaşlarımız seçim döneminde bize gelmişti.

Önemli kısmı AK Parti’den aday olamadıkları için YRP’den aday olmuşlar. Bizim üyelerimiz günlük ortalama 1000 üye kaydıyla artmaya devam ediyor. 6 ayda 100 bin civarında yeni üye kazandık. Günde 1000 demek yılda 360 bin demek. 1 milyon üye hedefine ulaşmak için hummalı çalışmamız var. 1 milyon oy demek 6 milyon oy demek. Bu da yüzde 10’un üzerinde oy demek. 8-10 belediye başkanının gitmesi mesele değil dolayısıyla.

Sayın Davutoğlu ziyaret gerçekleştirdi, biz de iadei ziyaret gerçekleştirdik. Sayın Babacan da ziyaret gerçekleştirildi. Meclis çalışmalarına daha etkili katılmak bakımından görüşme oldu. Şu an için verilmiş bir karar henüz yok. Yetkili kurumlarımızla görüşüyoruz. Biz Meclis’te beraber grup oluşturma konusunda, partilerin birleştirilmesi sözkonusu değil. Birkaç hafta içinde netleşir. Bütün arkadaşlarımızın fikirlerine değer veriyoruz. Şu anda net bir noktada değiliz.”

Paylaşın

YRP Lideri Erbakan: Erdoğan’ın Yanında Değiliz

YRP Lideri Fatih Erbakan, seçimlerde aday olmayı düşündüğünü belirterek, “Büyüyoruz diyoruz, Türkiye’nin en hızlı büyülen partiyiz diyoruz. Yeniden Refah Partisi’nin adayı olarak çıkmamız gerek. 2026’da aday olmayı düşünürüm. Halkımız bunu istiyor” dedi.

Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, Halk TV yayınına katılarak gündemi değerlendirdi.

Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiktan sonra Yeniden Refah Partisi’nden istifa eden Kasım Gülpınar’a ilişkin değişik duyumlar aldıklarını söyleyen Erbakan, “Tutarsız bir yaklaşım ve dengeli olmayan bir tavır olarak görüyorum. 3-4 ayda böyle bir dönüşüm yaşanması mantıklı değil. Kendisinin bir büyükelçilik veya bir bakanlıkla ilgili düşüncesinin olduğu duyumlarını alıyoruz. Doğruluğunu tam bilemiyorum. Böyle olursa Belediye Başkanlığını da bırakacak ki, büyükelçi veya bakan olsun. Bu kendisi açısından olumlu olmaz” dedi.

Erbakan, “Belediye başkanlarımız siyasi şantaja maruz bırakıldı. Kamu kurumlarıyla, bakanlıkla, DSİ’yle işleri olduğunda sürüncemede bırakıyorlar. Hatta sözlü olarak ‘sen de buraya gelirsen rahat edersin. AK Parti’ye gelirsen işler daha kolay olur’ gibi bir takım teklifler oluyor” diye konuştu.

AK Parti’yle işbirliğine gitmeyeceklerini söyleyen Erbakan sözlerine şöyle devam etti: “Gençler ‘kesinlikle oy vermeyiz’ diyorlar. AK Parti’nin kalesi denilen yerlerden feryatlar yükseliyor. Ülkenin acil olarak erken seçime gitmesi gerekiyor. AK Parti ve Erdoğan’ın yanında değiliz. Vatandaşlar 3-5 sene önce AK Parti ile aranızı bozmayın, Tayyip beye destek olun diyorlardı. Artık bu talep yok. YRP, 6.98 oranına ulaştık. Yüzde 7 seviyesine geldik. 1 milyon üye olunca yüzde 10 aşacağımıza inanıyoruz.”

Meclisteki diğer partilerle grup kurma gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erbakan şunları söyledi: “Meclis’te bir grup kurulacaksa, bu grup Yeniden Refah Partisi çatısı altında olmalıdır. Yüzde 7 seviyesine geldi. 3 milyona yakın oy desteğiyle seçimlerden çıktık. Türkiye’nin 3 büyük partisi olduk. Olası bir birleşmenin Yeniden Refah partisi çatısı altında olması gerekir.”

Seçimlerde aday olmayı düşündüğünü belirten Erbakan, “Büyüyoruz diyoruz, Türkiye’nin en hızlı büyülen partiyiz diyoruz. Yeniden Refah Partisi’nin adayı olarak çıkmamız gerek. 2026’da aday olmayı düşünürüm. Halkımız bunu istiyor” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Fatih Erbakan: Sağda Yeni Bir İttifak Olabilir

YRP Lideri Fatih Erbakan, “Sağ partilerin bir ittifak içinde cumhurbaşkanı adayı göstermesi, daha çok AK Parti’den oy alacak bir seçenek yaratmaktır. Öylesi bir ittifakın adayı CHP’nin adayından daha çok AK Parti’nin adayından oy kaydırır” dedi ve ekledi:

“CHP’ye bir şekilde eli gitmeyen o nedenle de sandığa gitmeyen kitle sandığa gider. Bazısı da CHP’nin adayına vermek istemese de “Mecburuz çünkü alternatif yok” diye oy verdi AK Parti’ye. Biraz önce anlattım. Sağ partilerden oluşacak bir ittifak, AK Parti’ye gönülsüz oy verenler için ciddi bir alternatif haline gelir. O yüzden de üçüncü bir ittifakın AK Parti’ye yarayacağını düşünmüyoruz.”

Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, T24’ten Cansu Çamlıbel‘in sorularını yanıtladı. AK Parti’yle bir daha buluşmalarının mümkün olmadığını söyleyen Erbakan; “bundan sonrası için bir birliktelik olması ihtimalini görmüyoruz” dedi.

14 Mayıs seçimlerine dair “2023 seçimlerinde bizim çevre ‘CHP’ye iktidarı teslim etmeyin’ dedi; hem kendileri hem millet kurtulsun diye bir zeytin dalı uzattık” diyen Erbakan, bunun AK Parti tarafından değerlendirilmediğini ileri sürdü ve şöyle konuştu:

“14 Mayıs’a gittiğimiz günlerde görüşüne değer verdiğimiz insanlardan ve halkımızdan bize “Sizin kritik bir oyunuz var. Sizin desteğinizle CHP iktidarının gerçekleşmesi durumunda, sizin elinizle yıllar sonra yeniden CHP’li bir Cumhurbaşkanı Türkiye’de iş başına gelecek. Bu insanlar sizin babanızın öğrencileri. Birçoğu Milli Gençlik Vakfı’nda yetişmiş. Erbakan Hoca ile belki sizden çok anısı olan insanlar.

Sonuçta 15-20 sene öncesine kadar hep beraberdik. Siz eleştirdiğiniz konularda taleplerinizi ortaya koysanız, bir mutabakat sağlanması halinde AK Parti yöneticileri de yanlışlardan kurtulmuş olsa hem de milletin faydasına bir iş yapılmış olsa. CHP’ye iktidarı teslim etmek yerine, babanızın eski dava arkadaşlarının yanlışlardan dönmelerine vesile olun.

Sizin iktidara gelmeniz çok zaman alabilir” dediler. Biz de yaptığımız istişarelerin sonunda ekonomi, dış politika, sosyal politikalar alanındaki kırmızı çizgilerimizle ilgili hususları bu mutabakat metnine yazdık. Tabiri caizse onlara bir zeytin dalı uzattık. Hem kendileri kurtulsunlar hem millet kurtulsun yanlışlardan diye son bir çıkış yolu gösterdik.”

Erbakan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yorulduğunu ve artık siyaseti bırakması gerektiğini de ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Cumhurbaşkanı yaşlandı, yoruldu, yıprandı. Kadrosu yıprandı, yoruldu. Metal yorgunluğu konusunu yıllar önce söylemişti, şimdi artık metaller çok daha fazla yoruldu.

Artık aktörlerin değişmesi gerektiğine, iktidarın değişmesi gerektiğine inanıyoruz. Millete verebilecek herhangi bir şeyleri kalmadı. Son şanslarını da maalesef ellerinin tersiyle ittiler. Bizim yaptığımız fedakarlığı maalesef değerlendirmediler. Bundan sonra artık bir fedakârlık daha yapmamız, tekrardan aynı masada onlarla oturmamız bizden beklenmemelidir.

Perşembenin gelişi çarşambadan belli. Yaptıklarınız yapacaklarınızın teminatı. Dolayısıyla Türkiye’de artık mevcut iktidarla bir yere varılması mümkün değil. Bir değişim gerekiyor. Halk da artık aktörlerin de anlayışın da bu kadronun da değişmesi gerektiğini düşünüyor. 2028’e kadar ne milletin ne iktidarın dayanabileceğini düşünüyoruz.”

Erken seçim ihtimaline dair soruya ise Erbakan “2026 yılının ilkbaharında veya 2025’in sonbaharında bir erken seçim olabilir. Bir, bir buçuk sene içerisinde bir erken seçimde bir değişim olmasının Türkiye’nin faydasına olacaktır. Milletin de beklentisi bu yönde” diye yanıt verdi.

“Sağda yeni bir ittifak olabilir”

Önümüzdeki seçimlerde yeni bir sağ ittifaka da sıcak baktığını dile getiren Erbakan, böylesi bir ittifakın AK Parti’den oy alacağını belirterek şöyle konuştu: “Sağ partilerin bir ittifak içinde cumhurbaşkanı adayı göstermesi, daha çok AK Parti’den oy alacak bir seçenek yaratmaktır. Öylesi bir ittifakın adayı CHP’nin adayından daha çok AK Parti’nin adayından oy kaydırır.

CHP’ye bir şekilde eli gitmeyen o nedenle de sandığa gitmeyen kitle sandığa gider. Bazısı da CHP’nin adayına vermek istemese de “Mecburuz çünkü alternatif yok” diye oy verdi AK Parti’ye. Biraz önce anlattım. Sağ partilerden oluşacak bir ittifak, AK Parti’ye gönülsüz oy verenler için ciddi bir alternatif haline gelir. O yüzden de üçüncü bir ittifakın AK Parti’ye yarayacağını düşünmüyoruz.”

Fatih Erbakan, Narin Güran cinayetine dair de “Muhafazakâr yaşantıya sahip olduğu görülen bir ailede öyle bir şeyin yapılması ve bir cinayetin örtbas edilmeye çalışılması gerçekten de akıllara ziyan bir durum maalesef. Çok ibretlik bir olay” yorumunu yaparak, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Demek ki şekilden ibaret olarak bazı şeyleri almışız biz. “Başımızı örtersek, cuma namazına gidersek, muhafazakâr ve dindar oluruz” gibi bir düşünce. Ama kalbimize bu inmemiş. Kalbimize inmediğini de gösteren bu gibi olaylar maalesef. Onu kalplere indirecek şekilde bir eğitimin verilmesi, bir düzenin kurulması ve toplumun bu yönde dönüştürülmesi çok önemli.

Demek ki dindarlık dilimizde. Maalesef bugün iktidardaki kadrolar yolsuzluk ve rüşvet gibi birçok suiistimallerle, adaletsizlikle suçlanıyorlar. Oysa aynı insanlar senede üç kere umreye giden, nafile ibadetlerini bolca yapan, eşleri başörtülü, kendileri imam hatip mezunu kişiler. Demek ki orada olan şekilden ibaret bir İslam anlayışı, bir ahlak anlayışı. Bu olayda da maalesef bunu görüyoruz.”

Paylaşın

Erbakan’dan “Erken Seçim” Çağrısı

Ekonomik göstergelerin kötüyü gittiğini belirten YRP Lideri Fatih Erbakan, iktidara erken seçim çağrısı yaparak, “Bu şartlarda Türkiye’nin de milletin de 2028’e kadar dayanacak bir hali kalmamıştır” dedi ve ekledi:

“2025 sonu veya 2026 yılının ilkbaharında bir erken seçimin yapılması ve mutlaka milletin de artık açıkça dile getirdiği, 31 Mart’ta oylarıyla ortaya koyduğu bu değişimin mutlaka gerçekleşmesi gerekiyor.”

Kahramanmaraş Dulkadiroğlu Belediye Başkanı Mehmet Akpınar’ı ziyaret eden Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, burada yaptığı açıklamada, iktidara erken seçim çağrısında bulundu.

Fatih Erbakan, ülke ekonomisinin çok kötü durumda olduğunu bu nedenle de iktidarın değişmesinin gerektiğini belirterek, “Bu şartlarda Türkiye’nin de milletin de 2028’e kadar dayanacak bir hali kalmamıştır. 2025 sonu veya 2026 yılının ilkbaharında bir erken seçimin yapılması ve mutlaka milletin de artık açıkça dile getirdiği, 31 Mart’ta oylarıyla ortaya koyduğu bu değişimin mutlaka gerçekleşmesi gerekiyor” dedi.

Fatih Erbakan, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nu ziyaret ettikten sonra yaptığı açıklamada ekonomik göstergelerin kötüyü gittiğini söyleyerek, erken seçim çağrısında bulunmuştu:

“Bizler 2025 yılı içinde bir erken seçim yapılmasını tartışabilmeliyiz, konuşabilmeliyiz. Çünkü 2025 Mayıs’ta yeni ekonomi yönetimi 2 yılını, AK Parti iktidarı ise 23 yılını doldurmuş olacak. Rahmetli Erbakan Hocamız, ‘Bir pehlivanın mindere çıkışından durumu belli olur’ derdi, ‘Bir ekonomi yönetiminin, bir iktidarın ilk 100 gününden ne yapıp yapamayacağı belli olur’ diye ifade ederdi.

Haziran 2023 yılı itibarıyla göreve başlamışlar ve 2025 Haziran’ında 2 senesini doldurmuş olacak. O zamana kadar da herhangi bir iyileşme olmazsa ki, göstergeler olmayacağını gösteriyor. Öyleyse 2025 yılı içinde, sonbaharda belki bir erken seçimin olup olmaması konusunun tartışılması gereklidir diye düşünüyorum.”

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç da yakın zamanda yaptığı bir açıklamada, “Bu şartlar altında Türkiye’nin uzun süre devam etmesi mümkün değil. Görünen köy kılavuz istemez. Türkiye’nin erken seçime doğru ilerlediğini görüyoruz” demiş ve eklemişti: “2025 yılının sonbaharı olabilir, 2026 yılının ilkbaharı olabilir. Bu erken seçim kapıya dayanacaktır. Teşkilatlarımızı bu erken seçime hazırlıklı olmak için çağırıyoruz.”

Suat Kılıç, açıklamasının devamında, “2025 yılında 23 Kasım Pazar günü erken seçim için makul bir tarih olacaktır. 24 Kasım pazar günü öğretmenler günü. Seçimde okullar kullanıldığı için ve öğretmenler de resmi görevli olduğu için bu şekilde bir seçim planlaması Türkiye’nin gündemine gelebilir” ifadelerini kullanmıştı.

“Seçim zamanında olacak”

Muhalefetin erken seçim çağrılarını değerlendiren AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ise şu açıklamalarda bulunmuştu: “Önümüzdeki 3,5 yıl milletimize hizmet noktasında etrafımızdaki istikrarsızlıkları çok dikkatli takip ederek, Türkiye’nin istikrarını koruyarak, hizmet ve eser siyasetinde daha ileri adımlar atarak devam edeceğiz. Erken seçim olmayacak. Seçim zamanında olacak.”

Paylaşın

Yeniden Refahlı Suat Kılıç, Erken Seçim İçin Tarih Verdi

Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, “Bu şartlar altında Türkiye’nin uzun süre devam etmesi mümkün değil. Görünen köy kılavuz istemez. Türkiye’nin erken seçime doğru ilerlediğini görüyoruz” dedi ve ekledi:

“2025 yılının sonbaharı olabilir, 2026 yılının ilkbaharı olabilir. Bu erken seçim kapıya dayanacaktır. Teşkilatlarımızı bu erken seçime hazırlıklı olmak için çağırıyoruz.”

Suat Kılıç, açıklamasının devamında, “2025 yılında 23 Kasım Pazar günü erken seçim için makul bir tarih olacaktır. 24 Kasım pazar günü öğretmenler günü. Seçimde okullar kullanıldığı için ve öğretmenler de resmi görevli olduğu için bu şekilde bir seçim planlaması Türkiye’nin gündemine gelebilir” ifadelerini kullandı.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) sonrası gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Birgün’ün aktardığına göre; Kılıç’ın açıklamasında öne çıkan başlıklar şöyle:

“Bir erken seçim olabilir Türkiye’de. Rakamları paylaştım sizinle. Bu şartlar altında Türkiye’nin uzun süre devam etmesi mümkün değil. Görünen köy kılavuz istemez. Türkiye’nin erken seçime doğru ilerlediğini görüyoruz.

2025 yılının sonbaharı olabilir, 2026 yılının ilkbaharı olabilir. Bu erken seçim kapıya dayanacaktır. Teşkilatlarımızı bu erken seçime hazırlıklı olmak için çağırıyoruz.

2025 yılında 23 Kasım Pazar günü erken seçim için makul bir tarih olacaktır. 24 Kasım pazar günü öğretmenler günü. Seçimde okullar kullanıldığı için ve öğretmenler de resmi görevli olduğu için bu şekilde bir seçim planlaması Türkiye’nin gündemine gelebilir.”

Şanlıurfa Belediye Başkanı Kasım Gülpınar’ın YRP’den istifa etmesine ilişkin konuşan Kılıç, “Para alamamak, projeyi onaylatamamak, Ankara’nın hibelerinden yararlanamamak, seçilmiş belediye başkanının yer değiştirmesi için haklı bir gerekçe olamaz” diyerek sert tepki gösterdi.

Kılıç, şunları söyledi: “Ayrılmasının haklı gerekçeleri olsaydı ayrıldığı gibi başka bir partiye geçebilirdi. Aldığı oyun 200 bini YRP’nin oylarıdır, belki de bir 50 bini kendisinin getirdiği oylardır. Genel Başkanımızla vedalaşmadan, gelirken selamla geldi, giderken selamsız gitti. Hiç kimse yeri doldurulamaz değil. Para alamamak, projeyi onaylatamamak, Ankara’nın hibelerinden yararlanamamak, seçilmiş belediye başkanının yer değiştirmesi için haklı bir gerekçe olamaz.”

Paylaşın

Yeniden Refah Partisi’nde İstifa Furyası

Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar’ın Yeniden Refah Partisi’nden istifa etmesinin ardından birçok belediye meclis üyesinin de YRP’den istifa ettiği öğrenildi.

Sözcü’den Evren Demirdaş’ın haberine göre; YRP’den istifa eden belediye meclis üyeleri şunlar: Ahmet Oruç, Sait Ağan, Cuma Demir, Osman Kaya, Mehmet Alak, Mehmet Şık, Celal Yeten, Ahmet Yıldız, Şavak Açar.

Gülpınar, gazetecilere yapmış olduğu açıklamada yeni bir partiye geçmeden bağımsız başkanlık görevini sürdüreceğini söyledi. Sözcü TV’de açıklamalarda bulunan Fatih Erbakan, Gülpınar’ın AK Parti’ye geçme ihtimaline ilişkin, “Kendisi için ‘sirk cambazı’ ve ‘Zübük’ ifadelerini kullanan bir yapıya giderse diyecek bir şey yok” ifadelerini kullandı.

Gülpınar’ın “Kararı YRP ile istişare ederek aldık” sözlerine yanıt veren Erbakan “Bir takım duyumlar geliyordu ama kesin bir bilgi yoktu. Biz açıklamasına şaşırdık. Herhangi bir istişare olmadı bizimle. Üzülerek söylüyorum bizimle bir istişare olmadı. İstişare kelimesi çok mantıklı değil. Bilgi olarak da söylüyorsa öyle bir şey de olmadı” dedi.

Erbakan Gülpınar istifa duyurusunu yaptığı meclis toplantısındaki konuşmasına da değinerek, “Bugün belediye meclis üyeleriyle yaptığı toplantıda da kendisi bizzat söylüyor ‘Ben anket yaptırdım halkın yüzde 79’u istifa etme diyor ama ben çalışamıyorum, baskılar oluyor, projelerim onaylanmıyor, taleplerim geri çevriliyor o nedenle istifa edeceğim diyor. Yüzde 79’a rağmen yapılan bir işten hayır geleceğini zannetmiyorum” ifadelerini kullandı.

Partisinden 14 belediye başkanının istifa edip AK Parti’ye geçtiğinin anımsatılması üzerine Erbakan şu yanıtı verdi: “AK Parti bugün Türkiye’nin en hızlı küçülen partisi. Adeta bir kar topu gibi eriyor. Her ay yüzbinlerce üye kaybı ve yapılan ciddi kamuoyu yoklamalarında da ayda yüzde 5 ila 6 oranından oy kaybediyor. Bugün kararsızlar dağıtılmadığında yüzde 20 civarında görünüyor. Karasızlarla beraber yüzde 25 civarında AKP”

Erbakan’ın bu açıklamalarını Kasım Gülpınar, Sözcü TV’ye değerlendirdi. Serap Belovacıklı’ya konuşan Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Kasım Gülpınar, “Ben halkla istişare ettim. Beni belediye başkanlığına yönlendiren de onlardı. Halkla istişare neticesinde halk da çoğunlukla benim AK Parti’ye geçmemi istemiyor. Benim bağımsız devam etmemi istiyorlar” dedi.

Şirk cambazı sözleriyle ilgili de Gülpınar, “Polemiğe girmeyeyim. Fatih bey naif ve saygın bir insan ama ben polemiğe girmek istemiyorum. Netice olarak ben bağımsız devam edeceğim”  dedi.

Paylaşın

YRP’li Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı, Partisinden İstifa Etti

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde Yeniden Refah Partisi’nden (YRP) Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Kasım Gülpınar, partisinden istifa etti. Kasım Gülpınar, seçimlerde, yüzde 38,87 oy almıştı.

Haber Merkezi / AK Parti’nin kuruluş yıldönümünde, yerel seçimlerde Yeniden Refah Partisi’nden (YRP) belediye başkanı seçilen 8 kişi AK Parti’ye geçmişti. Kasım Gülpınar ise kısa süre önce AK Parti’ye katılacağı iddiaları üzerine “Vatandaş bizi nerede görmek isterse orada oluruz” demişti.

Kasım Gülpınar istifa kararını sosyal medya hesabından videolu bir açıklamayla duyurdu. Kasım Gülpınar’ın açıklaması şöyle:

“Kıymetli Hemşerilerim, Sizlerin değerli talepleri neticesinde başlatmış olduğumuz adaylık sürecini, büyük teveccühünüzle 31 Mart gecesi zaferle taçlandırdık. Sizlerle çıktığımız bu yolda ortak düşünce ile hareket ettik. Sizlerin taleplerine ve çağrısına her daim öncelik gösterdim.

Bu geçen süre içerisinde hep şeffaf oldum ve siz değerli hemşerilerimle gelişen durumları paylaştım. Sizlerle olan gönül akdimize her daim sadık kaldım ve kalacağım. Bununla birlikte bugüne kadar bizlere kucak açan, sevgisini esirgemeyen halkımız için en doğru zeminde, hizmet ve çalışmalarımızı yapma gerekliliği hasıl olmuştur.

Siz kıymetli hemşerilerimizin kutsal emanetini taşıyıp; her zaman olduğu gibi yine sizlerin talebini aldık, alacağız ve her kararımızda uygulayacağız. Bu olgularla birlikte, gündemimizi meşgul eden durumlara son vermek, Şanlıurfa’ya daha iyi hizmetlere odaklanabilmek için; halkımızın ortak görüşü ile Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevime herhangi bir siyasi partiden “Bağımsız” olarak devam etme kararını aldık.

Şanlıurfa gündemini uzunca bir süredir meşgul eden siyasi kavgaları nihayete erdirmek, siyasi ayrılıklar ve kutuplaşmalar yerine hizmetlerin, yatırımların ve Urfa’nın geleceğinin konuşulmasına imkân sağlamak adına bağımsız ve birleştirici bir siyaset tarzının fayda sağlayacağı kanaatindeyim.

Aldığımız karar, en ince ayrıntısına kadar düşünülüp halkımızın görüşleriyle desteklenmiştir. Bu konuda bizlere destek veren ve büyük teveccüh gösteren kadim şehrimize teşekkür eder, hayırlı olmasını dilerim. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Mehmet Kasım Gülpınar kimdir?

Mehmet Kasım Gülpınar, 1969’da Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde doğdu. Lise eğitimini Ankara Özel Tevfik Fikret Lisesi’nde, lisans eğitimini ise Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde tamamladı.

Üniversiteyi bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Türkçe ve Yabancı Dil Uygulama ve Araştırma Merkezinde (TÖMER) Öğretmenlik yaptı. Öğretmenlik deneyiminin ardından Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Merkezin’de mütercim olarak görev yaptı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Devlet Bakanlığında Siyasi Danışmanlık ve Özel Kalem Müdürlüğü görevlerinde bulundu.

24, 25, 26 ve 27. dönemlerde AKP’de Şanlıurfa Milletvekili olarak görev yaptı. Milletvekilliği sürecinde Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyon Üyeliği, Akdeniz İçin Birlik Parlamenter Asamblesi (AİBPA) Türk Grubu Üyeliği, Türkiye-Fransa Parlamentolar arası Dostluk Grubu Başkanlığı, Avrupa Birliği (AB) Uyum Komisyonu Üyeliği, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu (KPK) üyeliği, Dışişleri Komisyonu Üyeliği ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) üyeliği görevlerinde bulundu.

Gülpınar, 31 Mart 2024’te Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.

Paylaşın