Muğla: İlyas Bey Camii

İlyas Bey Camii; Muğla’nın Yatağan İlçesi, Turgut Beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır.

Belde merkezindeki camii, yürüme mesafesindedir.

Banisi bilinmemektedir. Yapılan onarımlar sonucu cami orijinalliğinden uzaklaşmış olup, mimari yönden herhangi bir özellik taşımamaktadır.

Cami 1311 yılında yaptırılmıştır.  Moloz taş ve tuğladan dikdörtgen planlı olan caminin üzeri çatı ile örtülüdür.

Paylaşın

Muğla: Lagina Hekate Kutsal Alanı

Lagina Hekate Kutsal Alanı; Muğla’nın Yatağan İlçesi’ne bağlı Turgut Beldesi sınırları içerisinde yer alır. Yatağan- Milas karayolu üzerindeki Termik santralin yanından sağa ayrılan asfalt yoldan 9 km. gidilerek Lagina harabelerine varılır.

Karialıların önemli kült merkezi olan Lagina kutsal alanının ünü zamanımıza kadar gelmiş olup bu yöre halen Leyne ismi ile de tanınır. Son yapılan araştırmalar, yörenin eski Tunç Çağından (İ.Ö. 3000) günümüze kadar kesintisiz bir iskâna sahip olduğunu göstermektedir. Seleukos kralları büyük imar çalışmaları ile Lagina kutsal alanını dini merkez ve buraya 11 km. uzaklıktaki Stratonikeia kentini de bölgenin siyasi merkezi yapmışlardır.

Lagina’da ve Stratonikeia bouleuterionu duvarlarında halen mevcut olan yazıtlardan öğrendiğimize göre, bu iki kent birbirlerine kutsal bir yol ile bağlanmıştır. Lagina kutsal alanında propylon (anıtsal giriş kapısı), kutsal yol, altar (kurban ve sunak yeri), peribolos (kutsal alanı çevreleyen duvar), Dorik Stoalar ve Hekate tapınağı bulunmaktadır. Kutsal alan, aynı zamanda Stoaların arka duvarını oluşturan iki metre yüksekliğe kadar ayakta kalmış duvarlarla çevrilidir.

Üç girişli olan ve batı ucunda dört adet İon sütunu ile taşınan apsisi bulunan anıtsal giriş yapısı Stoaya da bir kapı ile bağlanmıştır. Anıtsal giriş kapısından altar’a giden taş döşeli yola bağlanan 10 adet merdiven sırası vardır. Beş merdiven sırası ile çevrili olan ve üzerinde Attik İon kaideli, Korinth başlıklı tek sıra sütun bulunan bir platform üzerine oturan tapınak, kutsal alanın tam ortasındadır.

Tapınak pseudo dipteros planlı, 8×11 sütunlu, Korinth düzeninde inşa edilmiştir. Pronaos kısmında iki adet İon sütunu yer alır. Lagina kutsal alanında yapılan arkeolojik kazılar, Türk bilim adamları tarafından yürütülen ilk kazılar olması açısından önem taşımaktadır. Bu kazıları Osman Hamdi Bey ve Halit Ethem Bey yürütmüştür.

1993 yılında arkeolojik kazı ve restorasyon çalışmaları Muğla Müzesi Müdürlüğü başkanlığında, Mimar Arkeolog Ahmet Tırpan’ın bilimsel danışmanlığında tekrar başlatılmıştır. Tapınağın frizleri Osman Hamdi Bey tarafından İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne götürülmüştür ve şimdi aynı müzede sergilenmektedir. Frizlerde dört ayrı konu işlenmiştir. (Doğuda; Zeus’un yaşamı ile ilgili sahneler; batıda tanrılar ile gigantların savaşı; güneyde Karia tanrılar toplantısı; kuzeyde Amazonların savaşı.)

Paylaşın

Muğla: Hyllarima Antik Kenti

Hyllarima Antik Kenti; Muğla’nın Yatağan İlçesinin Kavaklıdere Bucağına bağlı Derebağ köyünün bitişiğindedir. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Hyllarıma ismi Luwi kökenli olup Hitit yazıtlarında adı geçen Wallarima’dan geldiği sanılmaktadır. Kentin ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu kesinlik kazanamamıştır. Günümüze ulaşan kalıntıları Roma çağından kalmıştır. Ayrıca Roma döneminde sikke basmış kentlerdendir.

Hyllarıma’nın surları Leleg yapılarındaki taş işçiliği ile yakın benzerlikler göstermektedir. Bu bakımdan kentin tarihini Dor göçünden önceki yıllara indirmemiz olasıdır. Ancak yörede bilimsel kazılar yapıldıktan sonra bu durum aydınlığa kavuşabilecektir. Surlar kaba işlenmiş dikdörtgen bloklardan meydana gelmiştir.

Kalınlıkları 2 m. yi bulmaktadır. Kente girişi sağlayan ve oldukça iyi korunmuş batı kapısı M.Ö. 400’ün ilk yarısında, Mausolleus döneminde yapılmıştır. Roma döneminden kalan tiyatronun skenesi yıkılmışsa da yamaca dayalı oturma kademeleri oldukça iyi durumda günümüze ulaşmıştır. Kentin diğer yapılarının taşları yeni yapılanmalarda kullanılmak üzere sökülmüş nekropol alanına ise defineciler büyük zarar vermişlerdir.

Paylaşın

Muğla: Panamara Antik Kenti

Panamara Antik Kenti; Muğla’nın Yatağan İlçesine 14 km. uzaklıktaki Bağyaka Köyü sınırları içinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Bir Anadolu adı olan Panamaros, sonraları Panameros ya da Panamerois biçiminde Yunancalaştırıldı. Panameros çok nazik, Panamerios ise tüm gün ışığı anlamına gelmektedir.

Köyün güneyinde etrafı surlarla çevrili, büyük bir tepenin üzerinde antik bir şehir görünümdedir. Burada Karia’nın antik şehirlerinden Panamara’nın kurulduğunu kayalara tipik şekilde oyulmuş Karia mezarları doğrulamaktadır. Buranın Eskihsar’daki antik şehir Stratonikeia’nın mülkiyetinde olduğu sanılmaktadır. Ayrıca Stratonikeia ile Panamara arasında bir yol bulunduğu kalıntılardan anlaşılmaktadır.

Stratonikeia’ya bağlı Hekate ve Zeus Panmaros kutsal yerleri önem açısından birbirlerine denktiler. Kutsal yeri çevreleyen surun içinde kalan 45,7 m2lik alanda, ağaç ve çalılıkların içine gizlenmiş çok sayıda blok parçası vardır. Burası yığma bir surla çevrilen 91,4 m2lik büyük alanın bir parçasıydı. Surun batıdaki dik açılı dönüşünden 73,2 m’lik bir uzantısı korunabilmiştir. Çevrili alanın bir köşesinde, uzunluğu 18,3m’yi aşan bir yapının kalıntıları göze çarpmaktadır.

Dış çevirme, güney batısındaki döşeli yol ile Stratonikeia’ya bağlanmıştır. Yerleşim alanın kuzey doğusundan, aşağıdaki Stratonikeia’ya bağlanan yolun izleri görülebilir. Alanda, yapımla ilgili bilgiler taşıyan çok sayıda yazıt bulunmuştur. Zeus Panamaros ile eşi Hera’ya ait iki tapınak kutsal yerdeki görkemli yapıların başında geliyor. Ancak bu yapıların yerleri henüz tamamlanamadı. Panamara’da ayrıca, Artemis ve Serpis’e tapılırdı. Lagina’da olduğu gibi bu alan üzerinde de çok sayıda yazıt ve gömüt vardır.

Yazıtlarda, bekleme odası, küçük yemek salonu ve birde depodan söz edilir. Panamara, en eski Anadolu adlarından biridir. Zeus Panamaros yapımında Helenistik dönemden çok daha önce kurduğu düşünülüyor. Buna karşın, yapımla ilgili bulunabilinen en eski belge, Stratonikeia’nın kuruluşunu izleyen dönemden kalmasıdır. Bilindiği kadarıyla Panamara’da yalnızca üç şenlik düzenleniyordu. Bunların en görkemlisi her yıl on gün süreyle, Stratonikeia’da kutlanan Panamara Şenliğiydi.

Şenliğin başlangıcından Stratonikeia’ya götürülen Zeus yontusu, düzenlenen gösteri ve oyunların sona erişine dek kentte kalırdı. Hera adına iki yılda bir Panmara’da kutlanan Heraia şenliği, en azında başlangıçta, yalnız kadınlara açıktı. Bir gün süren şenliğin kapsamında gizli dinsel törenlerde yer alıyordu. Son olarak, Zeus adına her dört yılda bir, iki gün süreyle kutlanan Komyria şenliğinden söz edebiliriz. Panamara’daki Komyria kutsal yerinde düzenlenen ve yalnızca erkeklere açık olan bu şenlikte tıpkı Heraia şenliği gibi gizli dinsel törenlerle kutlanırdı.

Paylaşın

Muğla: Stratonikeia Antik Kenti

Stratonikeia Antik Kenti; Muğla’nın Yatağan İlçesi’nin 6-7 km. batısındaki Eskihisar Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.

Kent, İ.Ö. 3. yüzyılda kurulmuştur. Suriye Kralı I. Seleukos eşi Stratonike’yi oğlu Antiokhos’a verdi. Antiokhos da önce üvey annesi sonra eşi olan Stratonike adına kent kurdu. Gezgin ve yazar Strabon’a göre kent, çok güzel yapılarla donatılmıştı. Yapılan kazılarda ele geçirilen sikkelerden, Stratonikeia sikkelerinin Rhodos’tan bağımsızlığını kazandığı İ.Ö. 167’den itibaren basılmaya başlandığı ve Gallienus (İ.S.253-268) zamanına kadar devam ettiği anlaşılıyor.

Kentin akropolü güneydeki dağın tepesindedir. Bu tepenin çevresi bir surla çevrilmiştir. Kuzeyinde, yamaç üzerindeki bir teras üzerinde şimdiki karayolunun hemen altındaki, bir yazıtta imparator için yapılmış küçük bir tapınağın kalıntıları göze çarpar. Bunun aşağısında da büyük bir tiyatro vardır. Burada cavea, merdivenlerle 9 cuneusa bölünmüştür ve tek diazoma vardır. Sahne binasının kalıntıları, yapılan kazılarda büyük ölçüde ortaya çıkarılmıştır. Antik kent üzerinde günümüzde terkedilmiş Eskihisar Köyü bulunmaktadır.

Kent surlarla çevrilmiş olup, bugün kent surlarının yalnızca önemsiz uzantıları görülmektedir. Yerleşim alanının kuzeydoğu köşesinde, büyük kesme taşlar ile kireç harçtan örülmüş güçlü bir kalenin yıkıntıları vardır. Yapı, büyük kesme taşlar ile kireçli harçtan örülmüştür. Yapının onarım gördüğü diğer yapılardan alınma yazıtlı taşlar ve sütun gövdelerinden anlaşılmaktadır. Kentin kuzey kenarındaki ana giriş kapısı büyük bloklardan oluşmaktadır. Geniş ve ince taş duvarcılığı ile örülmüştür.

Bu kapının üzerinde kemer olduğu kalıntılardan anlaşılmaktadır. Kapı iki girişlidir. İki kapı girişi arasında bir nymphaion vardır. Kapıdan sonra sütunlu bir alanın ve yolun varlığı görülmektedir. Kentin tam ortasında, en çok göze çarpan yapısı, kent meclisinin toplandığı bouleuterion bulunmaktadır. Bouleuterion tiyatro benzeri küçük bir yapıdır. Bu yapının hemen batısındaki tek başına duran kapı bu alanın giriş kapısıdır. Bunun Serapis Tapınağı olduğu ileri sürülmüştür; ancak kazılarda bulunan yazıtlar bu görüşün yanlış olduğunu göstermiştir.

Bouleuterionun kuzeye bakan dış duvarında Diocletianus’un fiyat listesi ve bunun uygulanmasına ilişkin giriş kısmı Latince yazılmıştır. Bu yapının alttaki oturma sıraları korunmuştur. Kentin batısında, Antik Yunan ve Roma’da gençlerin düşünsel ve bedensel yönden eğitildikleri, öğrenim gördükleri, spor etkinliklerinde bulundukları gymnasion denilen yapı bulunmaktadır. Kente giriş kapısının önündeki kutsal yolun kenarında oda mezarlar yer almaktadır. Giriş kapısından başlayan kutsal yol nekropolden geçmekte ve Lagina’daki Hekate kutsal alanına ulaşmaktadır. Söz konusu nekropol sahası günümüzde kömür ocakları havzası altında kalarak yok olmuştur.

Paylaşın