Esad’dan Erdoğan’la Görüşme İçin Suriye’den Askerlerin Çekilmesi Şartı

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme için ‘Suriye’den askerlerin çekilmesi’ şartını yineledi. Erdoğan ile görüşmeye hazır olduğunu ancak bunun için Türkiye’nin askerlerini Suriye’nin kuzeyinden çekmesini şart koşan Esad, Ankara’nın ‘terörizme verdiği tüm desteği kesmesi’ gerektiğini de söyledi. 

“Erdoğan’la bir görüşmenin gerçekleşebileceği tek senaryo bu” diyen Suriye Devlet Başkanı, “Suriye’deki savaşın nihai olarak sona ermesine yol açmayacaksa, böyle bir toplantının ne yararı olabilir?” ifadelerini kullandı.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, resmi ziyarette bulunduğu Moskova’da, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi. Şam-Ankara ilişkilerinin de masaya yatırıldığı görüşmenin ardından Rusya basınına açıklamalarda bulunan Esad, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme olasılığına ilişkin konuştu.

Esad, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olası bir görüşme için ‘Suriye’den askerlerin çekilmesi’ şartını yineledi. Erdoğan ile görüşmeye hazır olduğunu ancak bunun için Türkiye’nin askerlerini Suriye’nin kuzeyinden çekmesini şart koşan Esad, Ankara’nın ‘terörizme verdiği tüm desteği kesmesi’ gerektiğini de söyledi.

“Erdoğan’la bir görüşmenin gerçekleşebileceği tek senaryo bu” diyen Suriye Devlet Başkanı, “Suriye’deki savaşın nihai olarak sona ermesine yol açmayacaksa, böyle bir toplantının ne yararı olabilir?” ifadelerini kullandı.

Öte yandan, Ukrayna savaşında Rusya’ya desteğini de yineleyen Esad, ‘Suriyelilerin çoğunun Rusya’nın Ukrayna operasyonunu desteklediğini’ dile getirdi.

Reuters’ın RIA Novosti’den aktardığına göre, “Suriye’deki Rus varlığını genişletmenin iyi bir şey olduğunu düşünüyoruz” diyen Esad, Rus ordusunun Suriye’deki varlığının ‘geçici ya da sadece terörle mücadeleye odaklı olmaması gerektiğini’ söyledi.

Suriye Devlet Başkanı, “Terörle mücadele günümüzün meselesi ama geçici bir mesele. Rus ordusunun herhangi bir ülkedeki varlığı geçici olmamalı” dedi.

Putin – Esad arasında gerçekleşen görüşmeye dair Kremlin’den yapılan yazılı açıklamada iki liderin ifadelerine yer verildi.

Putin, iki ülkenin sürekli iletişim halinde olduğunu ve iki ülke arasındaki ilişkilerin ilerlediğini belirterek şöyle dedi: “Ortak çabalarımız sosyoekonomik ve iç siyasi durumun istikrara kavuşmasını mümkün kılıyor. Ancak Suriye halkı yıkıcı bir deprem gibi çok ciddi bir sorunla daha karşı karşıya kaldı. Tabii ki, bu durumu ağırlaştırıyor. Gerçek dostların yaptığı gibi biz de size destek olmaya çalışıyoruz.

Bildiğiniz gibi hem Acil Durumlar Bakanlığı’ndan hem de Suriye’de bulunan Silahlı Kuvvetlerden temsilcilerimiz de deprem yardım çalışmalarına katkı sağlıyor. Ancak her şeye rağmen ilişkilerimiz ilerliyor, ekonomi de dahil. Geçen yıl ticarette yüzde 7’lik bir artış kaydettik. Önümüzdeki yıl ülkelerimiz arasındaki diplomatik ilişkilerin 80’inci yılını kutlayacağız.”

Daha sık görüşmeliyiz

Esad da Moskova’da olmaktan mutlu olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “Her iki taraftan farklı yetkililer sürekli görüşmeye devam ediyor. Ancak uluslararası arenada devam eden çeşitli değişiklikler nedeniyle, nasıl ilerleyeceğimizi anlamak için muhtemelen daha sık görüşmeliyiz. Öncelikle size ve Acil Durumlar Bakanlığı aracılığıyla faaliyet gösteren ve depremin ardından bize yardımcı olan Rusya Federasyonu’nun tüm bakanlıklarına teşekkür etmek istiyorum.

Farklı bakanlıklarımız arasında son üç gün içinde gerçekleştirilen görüşmelerin sonuçlarından çok memnunum. Bunların son birkaç yılın en iyi toplantıları olduğuna inanıyorum. Bu sefer elde ettiğimiz sonuçların, finansal ve ekonomik bağlarımızı pratikte daha da geliştirmemize yardımcı olacağını düşünüyorum.”

Suriye Devlet Başkanlığı ofisinden yapılan açıklamada ise görüşmede iki liderin siyasi ve ekonomik gelişmelerin yanı sıra ikili ilişkileri, ortak iş birliğini, bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ele aldığı belirtildi. Ayrıca, iki liderin Ukrayna’daki “Rus askeri operasyonunu” da ele aldığı ve Esad’ın, Rusya-Ukrayna savaşında Moskova yönetimine desteklerini yinelediği ifade edildi.

Öte yandan ziyaret kapsamında Esad rejiminin Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas ile Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ayrı görüşmeler gerçekleştirdi.

Paylaşın

Zelenski’nin Rüyası: Putin’in Yakın Çevresi Tarafından Öldürülmesi

Rusya’nın bölgesel bir operasyon olarak tanımladığı Ukrayna’nın ise Batı’nın desteğiyle devam ettirdiği savaşta bir yıl geride kalırken Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’den dikkat çeken bir iddia geldi.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i bir gün kendi yakın çevresinin öldüreceğini öne sürrek, “Yırtıcı hayvanlar yırtıcı hayvanları yutacak” dedi.

The Times’a göre bu yorumlar Ukrayna yapımı Year (Yıl) adlı bir belgeselde yer alıyor.

Bu ifadeler, Rus lider Putin’in halkına, Ukrayna’nın savaşı kazanması halinde bir ulus olarak hayatta kalamayacakları uyarısında bulunmasıyla aynı zamanda geldi.

Zelenski belgeselde, “Putin rejiminin kırılganlığının [Rus] devleti içinde hissedildiği bir an kesinlikle gelecek” dedi.

Ve o zaman yırtıcı hayvanlar yırtıcı hayvanları yutacak. Bir katili öldürmek için bir neden bulacaklar.

Ancak analistler, Putin’in yakın çevresindeki sertlik yanlılarının, konumlarını Putin’e borçlu oldukları için ona karşı hareket etmelerinin pek muhtemel görünmediğini söylüyor.

Putin yakın zamanda NATO’nun nükleer kapasitesini dikkate almaktan başka çaresi olmadığını iddia etmiş ve ABD liderliğindeki askeri ittifakı “eski Sovyetler Birliği ve Rusya’yı dağıtmayı” istemekle suçlamıştı.

Zelenski pazar günü yaptığı açıklamada, savaşın sona ermesinin bir adımının Kırım Yarımadası’nın Ukrayna’nın kontrolüne geçmesi olacağına inandığını ifade etti.

Ukraynalı lider Twitter’da şöyle yazdı:

Burası bizim toprağımız. Bizim halkımız. Bizim tarihimiz. Ukrayna bayrağını Ukrayna’nın her köşesine geri getireceğiz.

CIA Başkanı ise Putin’in, ordusunun Ukrayna’yı dize getirme kabiliyetine “fazla güvendiğini” söyledi. William Burns, Putin’in “zamanı kendi lehine kullanabileceğine, Ukraynalıları ezebileceğine, Avrupalı müttefiklerini yıpratabileceğine ve önünde sonunda siyasi yorgunluğun bastıracağına” inandığını ifade etti.

CBS’in Face the Nation programında konuşan Burns, “Putin bir noktada, Rusya’nın bazı en yoksul bölgelerine gelen tabutlarla birlikte, artan bedellerle de yüzleşmek zorunda kalacak” diye ekledi.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Vladimir Putin’den Bir Kez Daha Nükleer Güç Vurgusu

Ukrayna savaşının birinci yıl dönüme bir gün kala Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bir kez daha nükleer güç vurgusu yaptı ve ülkesinin nükleer güçlerini arttırmak konusundaki ilgisinin süreceğini söyledi.

Haber Merkezi / Kara, deniz ve havadan nükleer başlıklı füze atabilme kabiliyetlerini geliştirme konusunda daha önceden de olduğu gibi çalışmalara önem vermeye devam edeceklerini ifade eden Vladimir Putin, bu kapsamda birden fazla nükleer başlık taşıyabilen kıtalararası Sarmat füzelerini bu yıl konuşlandırmaya başlayacaklarını da ilk kez açıkladı.

Kremlin Sarayı tarafından paylaşılan Putin’in ulusal bayram mesajında “Havadan atılan hipersonik Kinzhal füzeleri seri üretimine ve denizden fırlatılan Zircon hiperonik füzelerinin de toplu şekilde tedariğini sağlamaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Biden: Putin’in nükleer silah kullanacağını sanmıyorum

Öte taraftan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Yeni START nükleer silah anlaşmasına katılımını askıya alma kararını değerlendiren ABD Başkanı Joe Biden, ABC News televizyonuna verdiği röportajda, “Bu büyük bir hata olur. Hiç sorumlu bir davranış olmaz. Ancak bunu onun nükleer silah kullanmayı değerlendirdiği şeklinde okumuyorum” dedi.

Rusya’nın anlaşmayı durdurmasının dünyayı daha az güvenli bir yer yapıp yapmayacağı sorusuna Biden, “Bakın, her iki tarafın çıkarına ve dünyanın çıkarına olan silah kontrol anlaşmalarından çekildiğimizde bence daha güvensiz durumda oluyoruz” şeklinde cevap verdi.

Ancak Biden, bunun Rusya’nın nükleer pozisyonunda bir değişiklik olduğuna dair delile işaret etmediğini de ekledi. Biden, “Bunun nükleer silah kullanmayı düşündükleri ya da kıtalar arası balistik füze kullanmayı düşündükleri anlamına geldiği fikrini destekleyen delil yok” diye konuştu.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Rusya’nın açıklamasının çok “talihsiz ve sorumsuz” olduğunu söylemiş, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise Putin’e konuyu yeniden değerlendirmesi çağrısı yaparak kararının dünyayı daha tehlikeli bir yer haline getirdiğini söylemişti.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres de yaptığı açıklamada bir kez daha Rusya’nın nükleer silah tehditlerini kınadı. Guterres “Nükleer silah kullanma konusunda üstü kapalı tehditler duyduk. Nükleer silahların sözüm ona taktiksel kullanımı asla ama asla kabul edilemez. BU noktadan dönme zamanıdır” ifadelerini kullandı.

Putin bu hafta 2010’da varılan Rusya ve ABD’nin nükleer savaş başlığı sayısını kısıtlayan Yeni START silah kontrol anlaşmasını askıya alma kararı aldığını açıklamış ve Moskova’nın nükleer denemelere başlayabileceğini söylemişti.

Ancak Rusya, nükleer füzeler konusunda üzerinde anlaşılan sınırlara uyacağını ve anlaşmayı askıya almasına rağmen ABD’yi yapacağı konuşlandırmalar konusunda bilgilendireceğini belirtmişti.

Rusya’nın ABD ile Rusya arasında 2010 yılında imzalanan anlaşma, iki ülkenin konuşlandırabileceği uzun menzilli nükleer başlık ve nükleer silah taşıyabilecek füze sayısının sınırlandırılmasını öngörüyor. Anlaşmanın süresi 2021 yılında beş yıllığına uzatılmıştı.

Rusya’nın anlaşmadan henüz tamamen çekilmediğini vurgulayan Putin, ABD’nin nükleer silah denemelerini yeniden başlatması durumunda Rusya’nın da aynısını yapabilecek durumda olması gerektiğini kaydetti.

Rusya, tahmini verilere göre 6 bine yakın nükleer savaş başlığıyla dünyanın en büyük nükleer silah envanterine sahip. Rusya ve ABD, dünyadaki nükleer savaş başlıklarının yüzde 90’ını elinde bulunduruyor.

Paylaşın

ABD Başkanı Biden: Putin’in Nükleer Silah Kullanacağını Sanmıyorum

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Yeni START nükleer silah anlaşmasına katılımını askıya alma kararını değerlendiren ABD Başkanı Joe Biden, ABC News televizyonuna verdiği röportajda, “Bu büyük bir hata olur. Hiç sorumlu bir davranış olmaz. Ancak bunu onun nükleer silah kullanmayı değerlendirdiği şeklinde okumuyorum” dedi.

Rusya’nın anlaşmayı durdurmasının dünyayı daha az güvenli bir yer yapıp yapmayacağı sorusuna Biden, “Bakın, her iki tarafın çıkarına ve dünyanın çıkarına olan silah kontrol anlaşmalarından çekildiğimizde bence daha güvensiz durumda oluyoruz” şeklinde cevap verdi.

Ancak Biden, bunun Rusya’nın nükleer pozisyonunda bir değişiklik olduğuna dair delile işaret etmediğini de ekledi. Biden, “Bunun nükleer silah kullanmayı düşündükleri ya da kıtalar arası balistik füze kullanmayı düşündükleri anlamına geldiği fikrini destekleyen delil yok” diye konuştu.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, dün Rusya’nın açıklamasının çok “talihsiz ve sorumsuz” olduğunu söylemiş, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise Putin’e konuyu yeniden değerlendirmesi çağrısı yaparak kararının dünyayı daha tehlikeli bir yer haline getirdiğini söylemişti.

Putin bu hafta 2010’da varılan Rusya ve ABD’nin nükleer savaş başlığı sayısını kısıtlayan Yeni START silah kontrol anlaşmasını askıya alma kararı aldığını açıklamış ve Moskova’nın nükleer denemelere başlayabileceğini söylemişti.

Ancak Rusya, nükleer füzeler konusunda üzerinde anlaşılan sınırlara uyacağını ve anlaşmayı askıya almasına rağmen ABD’yi yapacağı konuşlandırmalar konusunda bilgilendireceğini belirtmişti.

Rusya’nın ABD ile Rusya arasında 2010 yılında imzalanan anlaşma, iki ülkenin konuşlandırabileceği uzun menzilli nükleer başlık ve nükleer silah taşıyabilecek füze sayısının sınırlandırılmasını öngörüyor. Anlaşmanın süresi 2021 yılında beş yıllığına uzatılmıştı.

Rusya’nın anlaşmadan henüz tamamen çekilmediğini vurgulayan Putin, ABD’nin nükleer silah denemelerini yeniden başlatması durumunda Rusya’nın da aynısını yapabilecek durumda olması gerektiğini kaydetti.

Rusya, tahmini verilere göre 6 bine yakın nükleer savaş başlığıyla dünyanın en büyük nükleer silah envanterine sahip. Rusya ve ABD, dünyadaki nükleer savaş başlıklarının yüzde 90’ını elinde bulunduruyor.

Rusya’da nükleer silah kullanma talimatını kim veriyor?

Rusya’nın nükleer doktrinine göre ülkedeki hem stratejik hem de stratejik olmayan nükleer silahlarının kullanımı konusunda son sözü Rusya Devlet Başkanı söylüyor.

Adını Kafkas Dağları’ndaki Cheget tepesinden alan ve Rusya’nın nükleer kodlarını içeren çanta, her an Rusya Cumhurbaşkanı’nın yanında bulunuyor. Rusya Savunma Bakanı (şu anda Sergey Şoygu) ve Genelkurmay Başkanı’nın (şu anda Valeri Gerasimov) da benzer çantalar taşıdığı düşünülüyor.

Cheget adlı çanta, Rusya Cumhurbaşkanı’nın askeri komuta zincirinin en üst rütbeli subaylarıyla iletişim kurmasını sağlıyor. Bu iletişim, Kazbek adı verilen, yüksek gizliliğe sahip elektronik komuta ve kontrol ağıyla sağlanıyor. Kazbek sistemi, Kavkaz olarak bilinen bir başka sistemi destekliyor.

Rus Zvezda televizyon kanalının 2019 yılında yayınladığı görüntüler, nükleer kodların bulunduğu çantalardan birinin içindeki düğmeleri göstermişti. Çantanın içindeki komuta bölümünde iki düğmenin bulunduğu, beyaz düğmenin “fırlatma” kırmızı düğmeninse “iptal” konutlarını gösterdiği görülmüştü. Zvezda’ya göre çantanın aktivasyonu, özel bir bilgi kartıyla sağlanıyor.

Rusya’nın stratejik nükleer saldırıyla karşı karşıya olduğunu düşünmesi durumunda Cumhurbaşkanı, nükleer çantalar aracılığıyla, Genelkurmay Başkanlığı’na ve nükleer kodlara sahip yedek komuta birimlerine doğrudan fırlatma talimatı gönderiyor. Bu talimatlar farklı iletişim sistemlerinden stratejik roket güçlerine basamak basamak aktarılıyor ve Amerika ya da Avrupa’ya nükleer silah atılmış oluyor.

Rusya’ya yönelik herhangi bir nükleer saldırı olduğunun doğrulanması durumunda Cumhurbaşkanı Putin, son adım olarak “Ölü El” olarak bilinen “Perimetr” sistemini harekete geçirebilir. Bu sistem, bilgisayarların kıyamet gününün ne zaman olacağını belirlemesi anlamına geliyor ve bir kontrol roketi, Rusya’nın geniş kapsamlı cephaneliklerinden nükleer saldırı talimatı veriyor.

Paylaşın

Rusya’nın Nükleer Kapasitesi Ne Kadar, Kullanma Talimatını Kim Veriyor?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile nükleer silahların yayılımını önlemek amacıyla imzaladıkları Yeni Stratejik Silahların Azaltılması (New START) anlaşmasını askıya aldıklarını açıkladı.

Rusya’nın ABD ile Rusya arasında 2010 yılında imzalanan anlaşma, iki ülkenin konuşlandırabileceği uzun menzilli nükleer başlık ve nükleer silah taşıyabilecek füze sayısının sınırlandırılmasını öngörüyor. Anlaşmanın süresi 2021 yılında beş yıllığına uzatılmıştı.

Rusya’nın anlaşmadan henüz tamamen çekilmediğini vurgulayan Putin, ABD’nin nükleer silah denemelerini yeniden başlatması durumunda Rusya’nın da aynısını yapabilecek durumda olması gerektiğini kaydetti.

Rusya, tahmini verilere göre 6 bine yakın nükleer savaş başlığıyla dünyanın en büyük nükleer silah envanterine sahip. Rusya ve ABD, dünyadaki nükleer savaş başlıklarının yüzde 90’ını elinde bulunduruyor.

Peki Rusya’nın sahip olduğu nükleer kapasitenin boyutu nedir? Rusya’nın nükleer silahları kimin komutasında?

Nükleer süpergüç

Sovyetler Birliği’nin nükleer silahlarını devralan Rusya, dünyanın en fazla nükleer savaş başlığına sahip olan ülkesi.

Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, 2022 yılı itibarıyla yaklaşık 5 bin 977 nükleer başlığı kontrolu altında bulunduruyor. Düşünce kuruluşu Amerikan Bilimadamları Federasyonu’na göre ABD Başkanı Joe Biden’ın kontrolunda bulunan nükleer başlık sayısı 5 bin 528.

Bu savaş başlıklarının 1500 kadarı büyük olasılıkla halen bütünlüğünü korusa da rafa kaldırılmış durumda. 2 bin 889 nükleer savaş başlığının yedek, 1588’ininse konuşlandırılmış stratejik savaş başlığı olduğu düşünülüyor.

Atom Bilimcileri Bülteni’ne göre yaklaşık 812 savaş başlığı karadaki balistik füzelerde, 576’sı denizaltılardaki balistik füzelerde, 200 kadarıysa ağır bombardıman üslerinde konuşlu bulunuyor.

Amerikan Bilimadamları Federasyonu’na göre Amerika’nın yaklaşık bin 644 adet konuşlandırılmış stratejik nükleer savaş başlığı bulunuyor. Çin 350, Fransa 290, İngiltere ise 225 adet konuşlandırılmış stratejik nükleer savaş başlığına sahip.

Bu rakamlar, hem Moskova hem de Washington’un dünyada defalarca kez tahribata yol açabileceğini gösteriyor.

Sovyetler Birliği, Soğuk Savaş sırasında en fazla yaklaşık 40 bin nükleer savaş başlığına sahipti. Amerika’nın sahip olduğu azami nükleer savaş başlığı sayısıysa 30 bin civarındaydı.

Ancak kilit mesele, nükleer savaş başlıklarının füze, denizaltı ve bombardıman uçaklarıyla nasıl atılacağıyla ilgili.

Rusya’nın 400 civarında nükleer donanımlı kıtalararası balistik füzesi olduğu düşünülüyor. Atom Bilimcileri Bülteni’nin tahminine göre bu füzeler 1185 savaş başlığı taşıyabilecek kapasiteye sahip.

Rusya ayrıca azami 800 savaş başlığı taşıyabilecek 10 nükleer silah donanımlı ve nükleer enerjiyle işleyen denizaltıya ve 60 ila 70 nükleer bombardıman uçağına sahip.

Yeni nükleer silahlar

Amerika’nın nükleer kapasitesi, gücü ve politikalarını değerlendiren Nuclear Posture Review’un 2022 yılında yayınladığı rapora göre Rusya ve Çin, nükleer güçlerinin kapsamını genişletiyor ve nükleer kapasitelerini modernleştiriyor. Raporda Washington’un yüksek maliyetli silahlanma yarışının önünü kesmek için silah kontroluna dayalı bir yaklaşım benimseyeceği kaydediliyor.

Putin ise Amerika’nın yeni tür nükleer silah geliştirdiğine ilişkin bilgi sahibi olduğunu söyledi.

Öte yandan Rusya, nükleer silahlarını modernleştiriyor.

Silah kontrolu politikalarını teşvik etmek amacıyla kurulan partilerüstü Arms Control Association’a göre Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında çöküşünden bu yana az sayıda ülke nükleer silah denemesinde bulundu. Amerika en son 1992’de, Çin ve Fransa 1996’da, Hindistan ve Pakistan 1998’de, Kuzey Kore de 2017’de nükleer silah denemeleri yaptı.

Sovyetler Birliği ise son olarak 1990 yılında nükleer deneme yapmıştı.

Rusya’da nükleer silah kullanma talimatını kim veriyor?

Rusya’nın nükleer doktrinine göre ülkedeki hem stratejik hem de stratejik olmayan nükleer silahlarının kullanımı konusunda son sözü Rusya Cumhurbaşkanı söylüyor.

Adını Kafkas Dağları’ndaki Cheget tepesinden alan ve Rusya’nın nükleer kodlarını içeren çanta, her an Rusya Cumhurbaşkanı’nın yanında bulunuyor. Rusya Savunma Bakanı (şu anda Sergey Şoygu) ve Genelkurmay Başkanı’nın (şu anda Valeri Gerasimov) da benzer çantalar taşıdığı düşünülüyor.

Cheget adlı çanta, Rusya Cumhurbaşkanı’nın askeri komuta zincirinin en üst rütbeli subaylarıyla iletişim kurmasını sağlıyor. Bu iletişim, Kazbek adı verilen, yüksek gizliliğe sahip elektronik komuta ve kontrol ağıyla sağlanıyor. Kazbek sistemi, Kavkaz olarak bilinen bir başka sistemi destekliyor.

Rus Zvezda televizyon kanalının 2019 yılında yayınladığı görüntüler, nükleer kodların bulunduğu çantalardan birinin içindeki düğmeleri göstermişti. Çantanın içindeki komuta bölümünde iki düğmenin bulunduğu, beyaz düğmenin “fırlatma” kırmızı düğmeninse “iptal” konutlarını gösterdiği görülmüştü. Zvezda’ya göre çantanın aktivasyonu, özel bir bilgi kartıyla sağlanıyor.

Rusya’nın stratejik nükleer saldırıyla karşı karşıya olduğunu düşünmesi durumunda Cumhurbaşkanı, nükleer çantalar aracılığıyla, Genelkurmay Başkanlığı’na ve nükleer kodlara sahip yedek komuta birimlerine doğrudan fırlatma talimatı gönderiyor. Bu talimatlar farklı iletişim sistemlerinden stratejik roket güçlerine basamak basamak aktarılıyor ve Amerika ya da Avrupa’ya nükleer silah atılmış oluyor.

Rusya’ya yönelik herhangi bir nükleer saldırı olduğunun doğrulanması durumunda Cumhurbaşkanı Putin, son adım olarak “Ölü El” olarak bilinen “Perimetr” sistemini harekete geçirebilir. Bu sistem, bilgisayarların kıyamet gününün ne zaman olacağını belirlemesi anlamına geliyor ve bir kontrol roketi, Rusya’nın geniş kapsamlı cephaneliklerinden nükleer saldırı talimatı veriyor.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

ABD Başkanı Biden: Rusya Ukrayna’da Asla Zafer Elde Edemeyecek

Polonya’nın başkenti Varşova’da konuşan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, Ukrayna’nın “güçlü durduğunu” ve Moskova’nın asla Kiev’i yenilgiye uğratamayacağını söyledi.

ABD Başkanı Biden, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in ise Ukrayna’yı hafife aldığını belirtti.

Biden, ABD ve ortaklarının Moskova’nın yaklaşık bir yıl önce başlayan Ukrayna işgali nedeniyle bu hafta Rusya’ya karşı yeni yaptırım açıklayacağını söyledi.

Başkan Biden, ABD ve müttefiklerinin Ukrayna’ya verdiği desteğe atıfta bulunarak, “Evet, egemenlik için ayağa kalkardık ve öyle de yaptık, evet, demokrasi için ayağa kalkardık ve öyle de yaptık” diye konuştu.

“Putin NATO’nun parçalanacağını düşünüyordu ama NATO her zamankinden daha birlik halinde” ifadesini kullanan Biden, bugün Rusya Cumhurbaşkanı Putin’in daha güçlü demokrasilerle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Joe Biden konuşmasında, “Ukrayna’ya destekten feragat edilmeyecek, NATO bölünmeyecek” dedi. Biden, “Otokratların ihtiyaçlarına karşı taviz verilemez, mutlaka karşı durulmalı” diye de ekledi.

“ABD gelecek yıl NATO zirvesine evsahipliği yapacak”

“Rusya Ukrayna’da asla bir zafer elde edemeyecek, asla” diyen Biden, Rusya’nın Ukrayna halkına karşı zulüm işlediğini, bunun da nefret uyandırdığını söyledi.

Batı’nın Rusya’ya karşı saldırı planlamadığını kaydeden Başkan Joe Biden, Rus işgali başladığından bu yana Polonya’nın Ukrayna’ya desteğini övdü.

ABD’nin gelecek yıl, askeri ittifak 75’nci yılına girerken, NATO zirvesine evsahipliği yapacağını açıklayan Biden, “NATO topraklarının her karışını savunacağız, NATO kaya gibi sağlamdır” değerlendirmesinde bulundu.

Biden, “ABD’nin NATO ittifakımıza ve 5. Madde’ye olan taahhüdünün çok sağlam olduğuna şüphe olmasın” dedi.

NATO’nun bir üyesine saldırının tüm üyelere saldırı olduğu şeklindeki ilkesine atıfta bulunan Başkan Biden, “NATO’nun her üyesi bunu biliyor. Rusya da biliyor ki birine yapılan saldırı, herkese yapılmış demektir” diye konuştu.

Paylaşın

Putin, Batı’ya Meydan Okudu: Rusya’yı Yenilgiye Uğratmak Mümkün Değil

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna savaşına ağırlık verdiği Ulusa Sesleniş konuşmasında Batı’ya meydan okuyarak “Rusya’yı yenilgiye uğratmak mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Batı’yı Ukrayna’daki savaşı başlatmak ve sürdürmekle suçlayan Putin, “Savaşı başlatan onlar. Biz ise sona erdirmek için güç kullanıyoruz” iddiasında bulundu.

Putin, Batı’nın “Rusya’yı savaş meydanında yenilgiye uğratmanın mümkün olmadığını bildiğini, bu nedenle saldırgan bir enformasyon harekâtıyla Rus kültürünü, dinini ve değerlerini hedef aldığını” ileri sürdü.

Ukrayna’nın, “ülkeyi işgal eden Kiev rejiminin ve Batılı efendilerinin elinde bir rehin haline geldiğini” savunan Putin, “Batılı elitler hedeflerini gizlemeye çalışmıyorlar. Hedefleri Rusya’yı stratejik yenilgiye uğratmak. Niyetleri, yerel bir çatışmayı küresel bir çatışmaya dönüştürmek” ifadelerini kullandı. Putin, Rusya’nın varlığının hedef alındığını ve buna yanıt vermeye hazır olduklarını söyledi.

Resmi olarak “savaş” kelimesini kullanmaktan kaçınan Rusya, 24 Şubat’ta “özel askeri operasyon” ilan ederek Ukrayna topraklarına girmişti. Rusya 2014’te de halen uluslararası hukukta Ukrayna toprağı olarak kabul edilen Kırım’ı ilhak etmişti.

Batılı gazetecilerin katılımına izin verilmedi

Putin’in 2022 sonunda yapması planlanan Ulusa Sesleniş konuşması gerekçe gösterilmeden ertelenmiş, Rus liderin Ukrayna savaşıyla ilgili gazetecilerin eleştirel sorularıyla karşı karşıya kalmaktan kaçındığı yorumları yapılmıştı. Rus Anayasası, Devlet Başkanının yılda bir Ulusa Sesleniş konuşması gerçekleştirmesini öngörüyor.

Bugünkü Ulusa Sesleniş konuşmasına “dost olmayan ülkeler” listesindeki, aralarında ABD, İngiltere ve AB ülkelerinin de bulunduğu ülkelerden medya mensuplarının bizzat katılması yasaklandı. Kremlin, bu ülkelerden medya mensuplarının yayını izleyerek haber yapabileceklerini bildirdi.

Nükleer anlaşma askıya alındı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD ile nükleer silahların yayılımını önlemek amacıyla imzaladıkları Yeni Stratejik Silahların Azaltılması (New START) anlaşmasını askıya aldıklarını açıkladı.

Rusya’nın ABD ile Rusya arasında 2010 yılında imzalanan anlaşma, iki ülkenin konuşlandırabileceği uzun menzilli nükleer başlık ve nükleer silah taşıyabilecek füze sayısının sınırlandırılmasını öngörüyor. Anlaşmanın süresi 2021 yılında beş yıllığına uzatılmıştı.

Rusya’nın anlaşmadan henüz tamamen çekilmediğini vurgulayan Putin, ABD’nin nükleer silah denemelerini yeniden başlatması durumunda Rusya’nın da aynısını yapabilecek durumda olması gerektiğini kaydetti.

Rusya, tahmini verilere göre 6 bine yakın nükleer savaş başlığıyla dünyanın en büyük nükleer silah envanterine sahip. Rusya ve ABD, dünyadaki nükleer savaş başlıklarının yüzde 90’ını elinde bulunduruyor.

Paylaşın

Rusya, Ukrayna Cephesi Komutanını Üç Ay İçinde İkinci Kez Değiştirdi

Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov, Ukrayna cephesi komutanı olarak atandı. Rusya Savunma Bakanlığı’ndan görev değişikliğine ilişkin yapılan açıklamada, General Gerasimov atamasının “silahlı kuvvetler içindeki farklı unsurların daha organize ve etkili şekilde hareket etmesi için” yapıldığı kaydedildi.

Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov, Putin’in “özel askeri operasyon” olarak adlandırdığı savaşa liderlik edecek. General Gerasimov, Sergey Surovikin’in yerini aldı. General Surovikin’in göreve gelmesi sonrasındaki üç ayda Ukrayna’nın enerji altyapısına yönelik saldırılar yoğunlaşmıştı.

Bazı uzmanlar görev değişikliğini, Surovikin’in fazla güç kazanmış olabileceğinin işareti olarak değerlendiriyor…

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov’u Ukrayna’daki harekatı yönetmesi için atadı. Hem Gerasimov hem Şoygu, Ukrayna’da savaş alanında atılan bir dizi geri adım nedeniyle Rusya’daki şahinlerin eleştirilerine hedef olmuştu.

Şoygu açıklamasında Gerasimov’un Ukrayna’daki özel askeri operasyonda yer alan birleşik güçlerin komutanı olarak atandığını bildirdi.

Rusya Ekim ayında Ukrayna’nın bir dizi karşı atakla savaşın seyrini değiştirmesinin ardından “Komutan Armageddon” lakaplı Sergey Surovikin’i Rusya’nın Ukrayna’daki askeri harekatına liderlik etmesi için atamıştı.

Savunma Bakanlığı Surovikin’in Gerasimov’un yardımcısı olarak görevine devam edeceğini belirtti. Açıklamada bu değişikliklerle Ukrayna’daki askeri operasyonların etkisinin arttırılmasının tasarlandığı belirtildi.

Ukrayna’da maden kasabası Soledar için yoğun mücadele

Soledar, Moskova’nın Donbas’ın tamamını ele geçirme mücadelesinde önemli bir mihenk taşı konumunda.

Paralı asker grubu Wagner dün başlayan saldırıya liderlik etti ve küçük tuz madeni kasabasında kontrolun ele geçirildiğini iddia etti ancak merkezde bazı yerlerde Ukrayna’nın direnişinin sürdüğünü belirtti.

Rusya Savunma Bakanlığı ise hava birimlerinin Soledar’ı kuzey, doğu ve güneyden kopardığını bildirdi.

Ancak Ukrayna ordusu Soledar’ın düştüğünü reddetti ve savunma hattının aşılmadığını açıkladı. Ukrayna’nın doğu bölüğü komutanı Serhiy Çerevatyi Ukrayna televizyonuna yaptığı açıklamada çatışmaların şiddetini İkinci Dünya Savaşı’na benzetti.

Kremlin de henüz Soledar’da zafer ilan etmedi ve ağır kayıplar verdiğini doğruladı.

Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, sahadaki durum hakkında “Acele etmeyelim, resmi açıklamaları bekleyelim. Pozitif dinamikler sürüyor” diye konuştu.

Reuters haber ajansı da Soledar’daki durumu bağımsız olarak doğrulayamadı. Ajansın muhabiri çok sayıda kasaba sakininin dondurucu soğukta yollara dökülerek kasabayı terk ettiğini bildirdi, kasabanın üstünden yükselen dumanların görüldüğünü ve topçu atışının durmadan sürdüğünü kaydetti.

Rus ordusu Bahmut’u hedefliyor

Rus komutanlar Soledar’ı, Ukrayna’nın doğudaki tedarik zincirlerinin merkezi konumundaki Bahmut kentine saldırmak için bir basamak olarak kullanmayı hedefliyor.

Reuters’ın foto muhabiri Soledar ve Bahmut arasındaki yolda ambulansların yaralıları toplamak için beklediğini ve saha hastanelerinde kaosun hakim olduğunu kaydetti.

Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov da sahadaki başarının askerlerin hayatına mal olduğunu doğruladı.

Peskov, Putin’in savaş yerine diplomasiyi tercih ettiğini ancak ufukta Ukrayna ve Batı’yla barış görüşmelerinin olmadığını ekledi. Ukrayna ve Batılı ülkeler, Rusya’nın barış görüşmesi açıklamalarının propaganda olduğu görüşünde.

RIA haber ajansı Wagner grubunun Soledar’ın tuz madenlerini ele geçirdiğini bildirdi. Grubun lideri ve Putin’in müttefiki Yevgeni Prigozhin, Telegram hesabından bir madenin içinde Wagner savaşçılarıyla fotoğraflarını paylaştı.

Soledar, Rusya’nın 2022’nin ikinci yarısındaki geri adımlarının ardından Ağustos ayından bu yana elde ettiği en önemli kazanım olacak.

Donetsk’in Rus lideri Denis Pushilin, Soledar’ın ele geçirilmesinin Bahmut ve Siversk kasabalarının alınma ihtimalini iki katına çıkaracağını, bunun Kramatorsk ve Sloviansk kentlerine köprü oluşturacağını söyledi ve bu durumun da Donetsk’in tamamen ele geçirilmesi için beklenen fırsatı yaratacağını ekledi.

Diğer tarafta Ukrayna’nın güneyindeki Herson’un askeri yönetiminin başkanı Rus kuvvetlerinin Kasım ayında boşalttıkları eyalet başkentini bombalamaya devam ettiklerini bildirdi.

Açıklamada son 24 saatte yaklaşık 40 altyapı tesisi ve çok sayıda evin yok edildiği, çocuk hastanesinin de ateş altında kaldığı belirtildi.

Öte yandan Lviv bölgesini ziyaret eden Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, Belarus sınırındaki duruma dikkat çekerek, henüz burada güçlü bir yapılanma görülmese de sınırda ve sınıra yakın bölgelerde teyakkuzda olunması gerektiğini kaydetti.

Paylaşın

Vladimir Putin: Ortaklarımız Geçmişte Rusya’ya İhanet Etti

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, ülkesinin gelecekte Ukrayna’yla ilgili anlaşmalara varabileceğini, ancak Minsk anlaşmalarının bozulmasının Rusya’nın ihanete uğradığını hissetmesine yol açtığını söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Putin, Ukrayna ve Ukrayna’nın doğusundaki Rusya destekli ayrılıkçılar arasında 2014 ve 2015 yıllarında, Belarus’un başkenti Minsk’te ateşkes anlaşmalarına varılması için aracılık eden Almanya ve Fransa’nın, Rusya’yı ihanete uğrattığını ve şimdi Ukrayna’ya silah verdiklerini söyledi.

Almanya eski Başbakanı Angela Merkel, Çarşamba günü Alman Zeit gazetesinde yayımlanan röportajında, Minsk anlaşmalarının “Ukraynalılar’a savunmalarını inşa etmek için zaman kazandırma” girişimi olduğunu dile getirdi.

Vladimir Putin, Merkel’in ifadelerinin kendisini “hayal kırıklığına uğrattığını” söyledi.

“Batı’nın ‘aptalca’ tavan fiyat uygulaması nedeniyle petrol üretimini azaltabiliriz”

Rusya Cumhurbaşkanı Putin, dünyanın en büyük enerji ihracatçısı olan ülkesinin, Batı’nın Rus petrolüne yönelik “aptalca” tavan fiyat uygulaması nedeniyle, petrol üretimini azaltabileceklerini söyledi. Putin, bu uygulamayı benimseyen ülkelere de petrol satmayı reddedeceklerini kaydetti.

G7 ülkeleri, Avrupa Birliği ve Avustralya, geçen hafta, Rus ham petrolüne varil başına 60 dolar tavan fiyat uygulama konusunda anlaşmıştı.

Putin, “Böyle kararlar veren ülkelere petrol satmayacağımızı zaten daha önce söylemiştim. Eğer gerekirse belki üretimi azaltmayı da düşüneceğiz” dedi.

Rusya Devlet Başkanı Putin, “Bu konuyu düşünüyoruz, henüz bir çözüm yok. Rusya önümüzdeki birkaç gün içinde somut adımların yer alacağı bildiriyi açıklayacak” dedi.

İkinci Dünya Savaşı’nı izleyen on yıllarda, Sovyet jeologların Sibirya’nın bataklıklarında petrol ve doğalgaz bulmasıyla birlikte Avrupa’ya enerji ihracatı, Rusya’nın döviz kazancının başlıca kaynağı haline gelmişti.

Batı’nın Rusya’nın mali durumunu zora sokma girişimlerini önemsemeyen Putin, varil başına 60 dolarlık tavan fiyatın, Rusya’nın petrolünü sattığı seviyeye denk düştüğünü söyledi.

Reuters verilerine göre, Ural petrolünün fiyatı bugün varil başına 53 dolardı.

Putin, Batı’nın tavan fiyat dayatmasının petrol sektörünün küresel çaplı çöküşüne ve fiyatlarda felaket boyutlarında artışa sebep olacağı uyarısı yaptı.

“Bu durum, sektörün çöküşüne yol açacak çünkü tüketici her zaman düşük fiyat talep edecek. Sektör zaten yeterli yatırıma, fona sahip değil. Eğer sadece tüketicileri dinlersek o zaman yatırım sıfıra inecek. Bu da bir aşamada fiyatların felaket seviyede yükselmesine ve küresel enerji sektörünün çöküşüne neden olacak. Bu aptalca, kötü planlanmış bir öneri” şeklinde konuştu.

“Rusya’ya nükleer saldırı yapacak ülkeyi yerle bir ederiz”

Bişkek’teki basın toplantısında başka konulara da değinen Putin, Rusya’ya nükleer saldırı düzenleme cüretinde bulunmaya kalkacak her ülkenin dünya üzerinden silineceğini söyledi. Amerika’nın aksine Rusya’nın önleyici bir nükleer saldırı düzenlemek gibi bir niyeti olmadığını dile getiren Putin, ellerindeki gelişmiş hipersonik silahların, herhangi bir saldırıya uğrama durumunda şiddetle yanıt vermelerini sağlayacağını belirtti.

Rusya lideri, Moskova’nın son aylarda Ukrayna’da savaşmak için seferber ettiği ve silah altına aldığı 300 bin askere, kıyafet ve askeri teçhizat tedarik etmede sorunlar çıktığını kabul etti, ancak durumun iyileşmeye başladığını söyledi. Putin ayrıca Ukrayna’daki Rus asker sayısını arttırmak için yeni bir seferberliğe ihtiyaç olmadığının altını çizdi.

Rusya’nın tarım ürünleri ihracatının önünde hala bazı sorunlar olduğunu kaydeden Putin, Rus gübresinin Avrupa’daki limanlarda beklemeye devam ettiğini belirtti.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Nükleer Savaş Olasılığı: Vladimir Putin: Aklımızı Kaybetmedik

Kremlin insan hakları konseyi toplantısında nükleer çatışma olasılıklarını yorumlayan Rusya Devlet Başkanı Putin, “Onları ilk kullanan değilseniz, bu ikinci kullanan da olamayacağınız anlamına gelir,” dedi.

Putin, Rusya’nın nükleer doktrininin saldırı nereden gelirse gelsin kesin yanıt vermeye dayandığını söyledi. Putin, ayrıca, “Aklımızı kaybetmedik, nükleer silahların ne olduğunu anlıyoruz” dedi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kremlin insan hakları konseyi toplantısında nükleer çatışma olasılıklarını yorumladı. ABD ve müttefiklerini nükleer tehditlerde bulunmakla suçladı.

Putin konuşmanın seyri içinde Rusya’nın nükleer cephaneliğinden söz ederken “Bu doğal olarak caydırıcı bir etmendir, çatışmaların genişlemesini provoke etmez, caydırıcı bir faktördür ve umarım herkes bunu anlar.” dedi.

Rusya Devlet Başkanı nükleer silahlarının “tıraş bıçağı gibi dünyanın dört bir yanında reklamını yap[mayacaklarını]” söyledi. “Ama elbette elimizin altında oldukları gerçeğinden hareket ediyoruz” dedi.

Putin bununla birlikte insan hakları konseyi üyelerinden birinin Rusya’nın silahları asla ilk kullanan olmayacağını açıkça ilan etmesi çağrısını ise desteklemedi: “Onları ilk kullanan değilseniz, bu ikinci kullanan da olamayacağınız anlamına gelir,” dedi. Devlet Başkanı Rusya’nın nükleer doktrininin saldırı nereden gelirse gelsin kesin yanıt vermeye dayandığını belirtti.

Putin, “Aklımızı kaybetmedik, nükleer silahların ne olduğunu anlıyoruz” dedi.

Rusya “insan hakları konseyi” 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yakınlarda Sivil Toplum ve İnsan Hakları Konseyi’nin bileşimini değiştiren bir kararname yayınlamış ve Ukrayna’da süregiden savaşa karşı barışı savunanları Konseyden çıkarırken, yerlerine savaşa onay veren yandaşlarını atamıştı.

Konsey’den çıkarılanlar

Kararnameyle Konsey’den çıkarılan 10 kişi arasında İşkenceyle Savaşanlar’ın kurucusu Igor Kalyapin, St. Petersburg İnsan Hakları Konseyi Genel Sekreteri Natalya Evdokimova; Sova Bilgi ve Analiz Merkezi müdürü Aleksander Verhovskiy ve gazeteciler Nikolay Svanije, Ivan Zasurskiy ve Yekaterina Vinokurova da var.

Savaşa evet diyenler

Konseyden çıkarılanların yerine de Tüm Rusya Halk Cephesi yürütme komitesi başkanı Yuliya Belehova; Rusya’nın Ukrayna’dan ilhak ettiği “Donetsk Halk Cumhuriyeti” milletvekili Yelena Şişkina ve sansasyon gazetesi Komsomolskaya Pravda’nın savaş muhabiri Aleksander Kots’un da aralarında olduğu yeni dönem politikasıyla barışık kişiler atandı.

Avrupa’nın tepkisi

Bloomberg’in haberine göre, Avrupa Komisyonu Genel Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis, Putin’in açıklamalarına yönelik yorumunda bloğun “Rusya’nın şantaj ve manipülasyonuna boyun eğmediğini” söyledi.

Dombrovskis “Sağlam kalmamız, rotada kalmamız, saldırgan ülke Rusya’ya baskı yapmaya devam etmemiz gerekiyor . AB halen dokuzuncu yaptırım paketinin hazırlığında ve Ukrayna’ya da tüm gerekli desteği sağlamayı sürdürmemiz gerekiyor” dedi.

Paylaşın