Eski Rusya Başbakanı Kasyanov: Putin İçin Sonun Başlangıcı

Eski Rusya Başbakanı Mikhail Kasyanov, Wagner Grubu’nun lideri Yevgeni Prigojin’nin Vladimir Putin’in istikrarını yok ettiğini ve hayatının da soru işareti olacağını söyledi. Kasyanov, “Putin çok büyük bir problemin içinde ve bu sonun başlangıcı” ifadelerini de kullanıyor.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Wilson Center’dan Lucian Kim’e göre de yaşananlar Putin için sonun başlangıcı. Kim ABD yayın kuruluşu NPR’ın eski Moskova şefi.

Paralı silahlı grup Wagner’in başkent Moskova’ya bir direniş görmeden kolayca yaklaşabilmesinin Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’i oldukça zayıf gösterdiği yorumları yapılıyor.

Wagner Grubu şefi Yevgeni Prigojin Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko’nun arabulucuğunda varılan uzlaşmayla savaşçılarını Moskova yolundan geri çevirmiş ve Belarus’a gitmeyi kabul etmişti. Yevgeni Prigojin’in Belarus’a gittiğine dair henüz bir haber kamuoyuna yansımış değil.

2000-2004 yılları arasında Rusya Başbakanı olan Kasyanov bu açıklamasını BBC’ye yaptı. Kasyanov’a göre Prigojin Belarus’a gidecek ama oradan Afrika’ya, bir ormanlık bölgeye gidecek çünkü Putin onu affetmeyecek.

Kasyanov, Yevgeni Prigojin’in Putin’in istikrarını yok ettiğini ve hayatının da soru işareti olacağını belirtiyor. Mikhail Kasyanov, “Putin çok büyük bir problemin içinde ve bu sonun başlangıcı” ifadelerini de kullanıyor.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Wilson Center’dan Lucian Kim’e göre de yaşananlar Putin için sonun başlangıcı. Kim ABD yayın kuruluşu NPR’ın eski Moskova şefi.

Putin, Yevgeni Prigojin’le uzlaşıya varılmadan önce silahlı başkaldırının arkasında olanların cezalandırılacağını belirtmiş ve bunu vatan hainliği olarak nitelemişti.

Kremlin sözcüsü Peskov, Putin’in Yevgeni Prigojin ve güçlerinin serbest kalmasına onay vermesinin amacının kan dökülmesini ve iç çatışmayı önlemek olduğunu belirtti.

Uzmanlar bunun Putin’in zayıf görülmesine neden olabileceğini vurguluyor. Amerika’nın eski Ukrayna Büyükelçisi John Herbst CNN’e yaptığı açıklamada Putin’in bu olay nedeniyle küçük düştüğünü kaydetti.

Merkezi Washington’da bulunan The Institute for the Study of War adlı düşünce kuruluşu Prigojin’in isyanının Kremlin ve Savunma Bakanlığı’nda zayıflığı gözler önüne serdiğini belirtti.

Düşünce kuruluşuna göre Kremlin isyana uygun bir karşılık verme konusunda zorlandı ve bunun nedenlerinden biri de muhtemelen Ukrayna’daki ağır Rus kayıpları.

Düşünce kuruluşu, Yevgeni Prigojin’in emir vermesi halinde savaşçılarının muhtemelen Moskova’nın dış mahallelerine ulaşmış olacağını da kaydetti.

Moskova da buna hazırlanıyordu. Kentin güneyinde zırhlı araçlar ve askerler konuşlandırıldı. 3 bin Çeçen savaşçı Ukrayna’daki savaştan çekilerek Moskova’ya hızlıca gönderildi.

Wagner Grubu Moskova’ya 200 km kadar yaklaştı. Ama Lukaşenko’nun arabulucuğunda uzlaşıya varılması sonrası Yevgeni Prigojin Rus kanını önlemek için geri çekilmeye karar verdiğini açıkladı.

Yevgeni Prigojin’in uzlaşma sonrası Rus Rostov kentinden çekilirken halk tarafından gösterilen sevgi gösterisi de dikkat çekti.

Prigojin, Rus güçlerin savaşçılarına saldırdığını açıklamasının ardından güçlerine Moskova’ya gitme emri vermiş ve çatışmadan Rostov kentini ele geçirmişti.

Ukrayna’da Bakhmut kenti için yapılan çatışmalar sırasında Yevgeni Prigojin, Rus Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı’nı sert şekilde eleştiren açıklamalar yapıyordu.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Putin, Otoritesini Büyük Oranda Kaybetti

Dış politika uzmanı Norbert Röttgen, Yevgeni Prigojin liderliğindeki Wagner Grubu’nun Moskova’ya ilerlemesi ile ilgili olarak, “Bu bir buçuk gün Putin’in otoritesine ağır bir darbe indirdi” ifadesini kullandı.

Wagner Grubu lideri Prigojin’in, “Putin’in adamı” olduğunu belirten Röttgen, bu kişinin bir darbe teşebbüsünde bulunmuş olmasının, “Putin’in başarısızlığı” anlamına geldiğini savundu.

Röttgen, Wagner Grubu’nun Moskova’ya yürüyüşünü neden durdurmuş olabileceğine yönelik bir soruya da, “Yapılan anlaşmanın tüm detaylarını belki de bilmiyoruz. Ancak Prigojin’in, askeri ve siyasi anlamda kendi gücünü olduğundan fazla gördüğüne dair işaretler var” yanıtını verdi.

Almanya’nın ana muhalefet partisi CDU’nun (Hristiyan Demokrat Birlik) önde gelen isimlerinden, dış politika uzmanı Norbert Röttgen, Rusya’da yaşanan iktidar mücadelesinin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in otoritesinde büyük hasara yol açtığını dile getirdi.

Röttgen, Rheinische Post ve General Anzeiger gazetelerine verdiği röportajda, Yevgeni Prigojin liderliğindeki Wagner Grubu’nun Moskova’ya ilerlemesi ile ilgili olarak, “Bu bir buçuk gün Putin’in otoritesine ağır bir darbe indirdi” ifadesini kullandı. Wagner Grubu lideri Prigojin’in, “Putin’in adamı” olduğunu belirten Röttgen, bu kişinin bir darbe teşebbüsünde bulunmuş olmasının, “Putin’in başarısızlığı” anlamına geldiğini savundu.

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko’nun arabuluculuğu sayesinde krizin sona erdirilebildiğini vurgulayan Alman siyasetçi, “Putin darbecileri cezalandırmaktan kaçınmak zorunda kaldı, bir zayıflık emaresi daha” diyerek, Rusya Devlet Başkanı’nın bir daha eski gücüne kavuşamayacağını öne sürdü.

Röttgen, Wagner Grubu’nun Moskova’ya yürüyüşünü neden durdurmuş olabileceğine yönelik bir soruya da, “Yapılan anlaşmanın tüm detaylarını belki de bilmiyoruz. Ancak Prigojin’in, askeri ve siyasi anlamda kendi gücünü olduğundan fazla gördüğüne dair işaretler var” yanıtını verdi.

Rusya’da 24 saatte neler yaşandı?

Rusya’da uzun bir Haziran günü ve gecesi, paralı asker grubu lideri Yevgeni Prigojin isyana kalkışarak askeri konvoyunu Moskova yakınlarına kadar gönderdi. Bu kalkışma, Rusya’da Vladimir Putin’in iktidardaki gücü hakkında da soru işaretleri ortaya çıkardı.

Putin, eski müttefiki olan Prigojin’i ihanetle, silahlı isyan başlatmakla ve “ülkeyi sırtından bıçaklamakla” suçladı.

Cumartesi günü, Prigojin’in geri adım atmasıyla ve askerlerini geri çekerek isyanı durdurmasıyla son buldu. Prigojin, “24 saat içerisinde Moskova’nın 200 kilometre yakınına kadar ilerledik. Bu sürede askerlerimizin tek bir damla kanı bile akmadı” dedi.

Prigojin, bu hamlesini bir darbe girişimi değil, “adalet yürüyüşü” olarak tanımlamakta ısrarcı. Adı ne olursa olsun, bu girişimi hızlı bir şekilde sona erdi.

Ukrayna’da aylardır Rusya’nın operasyonunda kilit rol oynuyordu. Özellikle de Rus hapishanelerinden topladığı binlerce paralı askerle işgalin parçasıydı.

Aslında Moskova’daki askeri yetkililerle arasının bozuk olduğu uzun süredir biliniyordu. Ancak bu durum, Wagner güçlerinin 1 Temmuz’dan itibaren Rus ordusunun kontrolüne gireceğinin bildirilmesinden sonra açık bir isyana dönüştü.

Wagner savaşçıları, Ukrayna’nın işgal edilen doğu bölgelerinden sınırı geçerek Rusya’nın güneyindeki Rostov’a geldi. Buradan da M4 otoyolunu kullanarak Voronej üzerinden Moskova yolunu tuttu.

Bu durumun, Rusya’nın 16 aylık Ukrayna işgali serüveninde dönüm noktası olduğu hissediliyordu. Ancak Wagner’in askerleri kuzeye doğru ilerledikçe, Belarus lideri Lukaşenko’nun arabuluculuğunda bir anlaşma yapıldığının haberleri geldi.

Buna göre Prigojin Belarus’a gidecekti, Wagner askerleri ise Rus ordusuna entegre edilecekti. Hikayenin bu kadar basit sona ereceğine kimse inanmasa da bu tablo Prigojin’in hem savaşta hem de Rusya’da yolun sonuna gelmesi anlamına gelebilir.

Belarus’a doğru hareket eden Prigojin’in hakkındaki suçlamaların da düşürüleceği belirtildi. Tüm bunlar hiç kan akmadan mı gerçekleşti? Bu kısım biraz belirsiz çünkü en azından bir askeri helikopterin düşürüldüğü gibi bilgiler paylaşılmıştı.

Tüm bunların Putin’i nasıl bir duruma soktuğu da ayrı bir tartışma konusu olacak. Prigojin, Ukrayna’da savaşan askerlerine yeterli silah ve cephane desteğinin verilmediğini söyleyerek aylardır Savunma Bakanı Sergey Şoygu’yu ve Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov’u hedef alıyordu.

Putin Ukrayna’da savaşan tüm paralı askerlerin Rus ordusu ile sözleşme imzalamasına yönelik kararın arkasında durdu. Ancak Prigojin bunu reddetti.

23 Haziran’da Prigojin uzun bir konuşma yaparak, savaşın tüm meşruiyetinin bir yalan olduğunu söylemişti. Ona göre “küçük bir grup serseri”, kendi gelecekleri için Rus halkını ve başkanı kandırmak istiyordu.

Prigojin orduyu, Ukrayna’daki adamlarına yönelik ölümlü bir füze saldırısından sorumu tuttu ve ordu bu iddiayı reddetti. Cuma gece saatlerinde “adalet yürüyüşünün” başladığını söyledi. Sabah saatlerinde Prigojin’in askerleri Rostov’a ulaştı.

Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Prigojin hakkında hızla harekete geçti. Moskova bölgesi de “terörle mücadele” önlemleri altına alındı. M4 karayolu kapatıldı.

Cumartesi günü Putin de kameralar karşısına geçerek isyancıların yaptıklarını “sırtından bıçaklamak” diye tanımladı.Prigojin ise ülkeye ihanet ettiğini reddederek Putin’i ilk kez hedef aldı.

Prigojin, Ukrayna’daki Rus işgaline değil, bunun başındaki askeri yetkililere karşı olduğunu söylüyor. Moskova’ya askerlerini yöneltmiş olmasına rağmen, Putin’in iktidarına karşı olmadığını da vurguluyor.

Ancak hızla gelişen durum karşısında, Putin birkaç saatliğine kontrolü yitirmiş bir lider görüntüsü verdi.

Cumartesi akşamı ise Belarus liderinin girişimiyle bir anlaşmaya varıldı. Prigojin Belarus’a gidecekti ve hakkındaki suçlamalar düşürülecekti.

Sonraki saatlerde Rostov’da bir araçla kenti terk ederken görüntülendi. Wagner birlikleri de kenti terk etmek üzere harekete geçti. Kent sakinlerinden Wagner lehine sloganlar atıldığı duyuldu.

Putin ise manevra alanı kalmamış ve kaosun hüküm sürdüğü bir ülkenin başkanı olarak güçsüz bir görüntü çizdi.

Belarus liderinin günü kurtarması ise oldukça tuhaf bir durumdu. 2020’de Lukaşenko’yu ülkesindeki protestoculara karşı savunan yine Rusya’ydı. Kiev yönetimi, Moskova için bu durumun küçük düşürücü olduğunu söyledi.

Ancak madalyonun bir diğer yüzü daha var: Ruslar Putin liderliğinin alternatifi olarak birkaç saatlik anarşi görüntüsüyle karşı karşıya kaldı.

Ordu da bu işin sonunda, tehlikeli olabilecek 25 bin kişilik bir gücü kendi çatısı altına sokmanın yolunu bulmuş oldu. Ancak bundan sonra liderleri Yevgeni Prigojin muhtemelen tüm bu tablonun dışında kalacak.

(Kaynak: DW Türkçe, BBC Türkçe)

Paylaşın

Rusya Devlet Başkanı Putin: Sırtımızdan Bıçaklandık

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, özel askeri şirket Wagner’in lideri Yevgeniy Prigojin’in isyanına ilişkin yaptığı açıklamada Rusya’nın geleceğinin söz konusu olduğunu söyledi. Putin, isyancıların yaptıklarını “sırtından bıçaklamak” diye tanımladı.

Rusya Devlet Başkanı Putin, Yevgeniy Prigojin ve Wagner’in adını anmadığı açıklamasında, bazılarının “hırslarının ihanete yol açtığını” belirtti. Putin ayrıca, Rus toplumunu bölenlerin “kaçınılmaz bir cezaya” çarptırılacağı uyarısı yaparken, başkent Moskova ve bazı başka bölgelerde terörle mücadele önlemlerinin alındığını söyledi.

Putin, Wagner’in ele geçirdiğini iddia ettiği Rostov’da “durumu istikrara kavuşturmak için kararlı önlemlerin alınacağını” belirtti. Putin ayrıca, Ukrayna’da Rus birliklerinin yanında savaşan ve hayatını kaybeden Wagner üyelerini ise “kahramanlar” diye andı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, özel askeri şirket Wagner’in lideri Yevgeniy Prigojin’in isyanı ile bu sabah açıklama yaptı.

Sputnik’in haberine göre Putin, şunları söyledi:

“Gece tüm cephelerdeki ordu birliklerinin komutanlarıyla görüştüm, ordumuz kahramanca savaşıyor. Rusya vatandaşlarına, askerlerine, güvenlik güçlerine ve yalan ve tehditlerle silahlı isyan yoluna itilenlere sesleniyorum. Rusya, geleceği için ağır mücadele veriyor. Rusya’ya karşı Batı’nın tüm askeri ve enformasyon araçları kullanılıyor.

Şu anda, halkımızın geleceği belirleniyor ve tüm güçlerin birleşmesi gerekiyor. Her türlü kavgayı bir kenara atmak lazım. Toplumumuzu bölme girişimleri, sırtından bıçak saplamaktır, ülke idaresi Rusya’da bir kez daha bölünmeye izin vermeyecek, halkımızı koruyacağız. Tüm zorlukların üstesinden gelip daha güçlü olacağız.

Aşırı hırslar Rusya’ya ihanete yol açtı. Özel askeri harekat bölgesinde savaşan Wagner savaşçıları birer kahraman. İsyan başlatanlar onlara ihanet etmiş oldu. Her türlü fitne, ölümcül tehdittir. Eylemlerimiz çok sert olacak.

Rusya ordusu, silahlı isyan organize edenleri etkisiz hale getirmek için gereken emirleri aldı. İsyan girişiminden sorumlu olan herkes kaçınılmaz olarak cezasını çekecek, yasalar ve halk karşısında cevap verecek. Her türlü sınavın üstesinden geleceğiz ve daha da güçlü olacağız.

Rostov-on-Don şehrindeki durum karmaşık. Devlet kurumlarının faaliyeti engellenmiştir. Ama istikrar yönünde adımlar atılacak. Birliğimizi bölen eylemler aslında halkımıza, şu anda cephede savaşan silah arkadaşlarımıza karşı ihanettir. Bu, halkımızın sırtına bıçak saplamaktır.”

Kremlin Sözcüsü Peskov’dan açıklama

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Wagner özel askeri şirketi lideri Yevgeniy Prigojin’in isyanı ile ilgili bilgilendirmede bulundu. Peskov, “Devlet Başkanı Putin, Prigojin ile ilgili meydana gelen tüm olaylar hakkında bilgilendirilmiştir. Gerekli tedbirler alınıyor” dedi.

Rusya Savunma Bakanlığı da Rusya ordusunun Wagner’e ait kamplara hava saldırısı düzenlediğine sosyal medyada yer alan iddiaların doğru olmadığını açıkladı.

Rusya Savunma Bakanlığı, bu sabah Wagner savaşçılarına yönelik açıklama yaptı: “Wagner savaşçıları Prigojin’in suç içerikli macerasına ve silahlı bir isyana sürüklendi. Yoldaşlarınızın birçoğu, kalıcı konuşlanma yerlerine güvenli şekilde dönebilmek için yardım isteyerek hatalarını çoktan anladı. Böyle bir yardım, başvuran tüm savaşçı ve komutanlara sağlandı.”

Açıklamada, paralı savaşçıların ihtiyatlı olması ve mümkün olan en kısa sürede Rusya Savunma Bakanlığı veya kolluk kuvvetlerinin temsilcileriyle iletişime geçmesi istenerek herkesin güvenliğinin garanti edildiği duyuruldu.

Rusya Ulusal Terörle Mücadele Komitesi, Federal Güvenlik Servisi’nin (FSB) Prigojin’in ifadeleriyle ilgili olarak “silahlı ayaklanma çağrısı yapma” suçlaması üstünden ceza davası açtığını duyurdu.

Komiteden yapılan açıklamada, “Yevgeniy Prigojin tarafından yayılan iddiaların hiçbir dayanağı bulunmuyor. Bu yasadışı eylemlerin derhal son bulmasını talep ediyoruz” denildi.

Rusya Başsavcılığı da Prigojin hakkında yaptığı açıklamada, “Prigojin’in eylemlerinin hukuki değerlendirmesi, hakkında açılan dava kapsamında yapılacak” vurgusunu yaptı.

Prigojin hakkında, Rusya Ceza Kanunu’nun “silahlı ayaklanma organize etmekle” ilgili 279. maddesi üzerinden dava açılmıştı. Söz konusu maddeden suçlu bulunan biri hakkında 20 yıla kadar hapis cezası kararı alınabiliyor.

Rusya medyasındaki haberlere göre, Rusya güvenlik güçleri, Wagner’in St. Petersburg’da bulunan genel merkezinde arama yapıyor.

Karargahta kuşatma

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’ya meydan okuyan Wagner’in kurucusu Yevgeniy Prigojin’in idaresindeki paralı güvenlik şirketi Wagner grubu, Rostov-Na-Donu’daki Rusya Güney Askeri Bölge Karargah binasını kuşattı.

Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, Wagner savaşçılarının zırhlı araçlarla, tanklarla Güney Askeri Bölge Karargah binası çevresinde konuşlandığı görülüyor.

Wagner savaşçıları Rusya Savunma Bakanlığına bağlı binanın kapı ve pencerelerini gören yerlere ağır silahlar yerleştirdi.

Wagner’in Kurucusu Prigojin, “Bir kez daha söylüyorum. Biz Şoygu’yu ve Genelkurmay Başkanı’nı buraya istiyoruz. Onlar gelene kadar burada olacağız. Rostov’u bloke edeceğiz ve Moskova’ya gideceğiz” dedi.

Prigojin, Telegram kanalından paylaştığı görüntüde, “Karargahta bulunuyoruz. Rostov’da askeri havaalanı dahil askeri tesisler de kontrolümüzde bulunuyor. Karargah çalışıyor” diye yazdı.

Güvenlik tedbirleri

Rostov Bölge Valisi Vasiliy Golubev, bölgede hafta sonu için planlanan tüm kitlesel etkinliklerin iptal edilmesine karar verildiğini bildirdi. Golubev ayrıca, Rostov’dan Taganrog ve kuzey güzergahında geçici trafik kısıtlamalarının uygulandığını açıkladı.

Rusya’nın Lipetsk bölgesinin valisi İgor Artamonov da bölgede güvenlik tedbirlerinin artırıldığını belirterek vatandaşlara güney yönünde seyahat etmekten kaçınmalarını tavsiye etti.

Telegram kanalından açıklama yapan Artamonov, “Operasyonel karargâh toplantısının sonuçlarına göre, bölgedeki güvenlik tedbirlerinin güçlendirilmesine karar verildi. Kritik altyapı tesislerine özellikle dikkat edilecektir. Buna ek olarak, bölge sakinlerine güney yönüne, özellikle de Voronej bölgesine seyahat etmekten kaçınmaları tavsiye edilmektedir” dedi.

İsyan başlatan Wagner Grubu hakkında neler biliniyor?

Resmi adı PMC Wagner olan paralı asker grubu kendisini “özel askeri şirket” diye tanımlıyor. İlk olarak 2014’te, Ukrayna’nın doğusundaki Rusya yanlısı güçlere destek verirken tespit edildiler. Grup, o günden bu yana kayda değer bir şekilde büyüdü.

İngiltere Savunma Bakanlığı, Rusya’nın düzenli ordusuna asker bulmakta zorlanması üzerine Wagner’in 2022’de büyük miktarlarda adam alımı yaptı. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi, Wagner birliklerinin yüzde 80’inin hapishanelerden geldiğini açıklamıştı.

Ukrayna’da Wagner birlikleri, Bahmut kentinin Ukrayna güçlerinden alınması için yoğun ve kanlı bir savaş vermişti.

2022’nin son gününde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’da savaşmış subay ve askerlere ülkenin en yüksek madalyasını vermek için Rusya’nın güneyini ziyaret etti.

Putin’in madalya verdiği askerlerden biri, grubun geri kalanından farklı bir askeri üniforma giymişti. Üniforması Batı’nın yaptırım uyguladığı Rus iş insanı Yevgeny Prigozhin’in kurduğu paralı asker grubu Wagner’in üniformalarına benziyordu.

Gencin kimliği tespit edildi; Ekim 2019’da Moskova’daki bir kafede soyguna teşebbüsten tutuklanan ve birkaç ay sonra yedi yıl hapis cezasına çarptırılan dövüş sanatları tutkunu Aik Gasparyan’dı.

Ancak geçen Aralık ayında, Wagner Grubuyla ilişkili Telegram kanallarının birinde Gasparyan’ın hapishaneden çıktığını ve Ukrayna’da savaştığını gösteren bir video paylaşıldı. Gasparyan, ABD’nin Ukrayna’da konuşlandırıldığını tahmin ettiği 40 bin eski Rus mahkumdan biriydi.

Bunlara ek olarak Wagner’in Ukrayna’da 10 bin normal paralı askeri daha var. Washington Post gazetesi, bu tahminin, mahkumların savaşa katılımını izleyen “Parmaklıklar Ardında Rusya” grup tarafından toplanan verilerle doğrulanabildiğini söylüyor.

Wagner’in kurucusu Yevgeny Prigozjin, geçen yaz Rus ceza infaz kurumlarında yeni asker adaylarıyla ilgili görüşmeler yapmıştı. Prigozjin mahkumlara, Wagner ile savaşmaları halinde cezalarının bağışlanacağı sözünü vermişti.

Ukrayna ordusu, Wagner Grubu için savaşan hükümlülerin özellikle en riskli noktalarda kullanıldığını ve büyük çoğunluğunun öldüğünü açıkladı.

2014’te kurulan ve 2015-2016’da giderek daha aktif hale gelen paralı asker şirketi, Ukrayna’nın doğusundaki Rus destekli ayrılıkçılara yardım etmek için kuruldu.

Bugüne kadar Sudan, Suriye, Libya ve Afrika kıtasında tespit edilen Wagner paralı askerlerinin operasyonları hızla Doğu Avrupa’nın ötesine yayıldı. Grubu cazip hale getiren yüksek maaş ve macera vaadiydi.

Eski bir Wagner savaşçısının BBC’ye söylediği gibi, “İçlerinde romantizm taşıyanlar, Rusya’nın sınır ötesi çıkarlarını savunmak için bu örgüte katılmıştı.”

Ukrayna’daki savaştan önce Wagner’e katılanların çoğu, iyi maaşlı iş bulma şansının sınırlı olduğu küçük yerlerde yaşıyorlardı. Wagner çalışanlarına ayda yaklaşık 1500 dolar ödüyordu. Cepheye gittiklerinde bu ücret 2 bin dolara kadar çıkıyordu.

Wagner Grubu 2015 yılında, Suriye’de hükümet yanlısı güçlerle birlikte savaşmaya ve aynı zamanda petrol sahalarını korumaya başladı. 2016’dan bu yana ise Libya’da General Halife Hafter’e bağlı güçleri destekliyordu.

Ancak grup Rusya’da Ukrayna’yı işgalinden önce pek tanınmıyordu. Rusya, Wagner’in devletle bağlantısını daima reddetti. Rus yasaları, paralı askerlik karşılığında cezaların affedilmesine de izin vermiyor. İş insanı Yevgeny Prigozhin, Wagner ile bağlantılı olduğunu öne süren birçok gazeteciye dava açmıştı.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonra bu durum değişti. Yevgeny Prigozjin Wagner Grubu ile bağlantıları hakkında daha açıktı. Geçen Eylül’de 2014’te grubu kurduğunu nihayet kabul etti.

Uzmanlar, bir Wagner savaşçısının Başkan Putin’le tokalaşıp ondan ödül aldığı görüntülerin, sadece Wagner bünyesinde heyecan yaratmadığını, aynı zamanda da bu karanlık grubu normalleştirme girişimi olduğunu söylüyorlar.

Geçen Ağustos ayında, Rus devlet televizyonu “cepheye gitmek için yalvaran” ve sonunda Ukrayna’da öldürülen birisi hakkında bir haber yayımladı.

Haberde, kendisiyle birlikte üç Ukraynalı askeri patlayıcıyla öldüren bir kahraman anlatılıyor. Bu kişinin daha önce “otomobil hırsızlığı, soygun ve uyuşturucu” suçlarından mahkum edilen ve savaş başladığında hapiste bulunan 26 yaşındaki Konstantin Tulinov olduğu iddia ediliyor.

Habere göre, Tulinov askeri tecrübesi olmamasına rağmen cepheye gidip savaşmak için yalvardı. Rus insan hakları kuruluşu Gulagu.net, 2019’da Tulinov’un başka bir mahkumu taciz ederken görüldüğü bir hapishane videosunu yayımlamıştı.

Putin’in memleketi St Petersburg’dan bir iş insanı olan Yevgeny Prigozjin, geçen Eylül ayında Wagner Grubu’nu 2014’te kurduğunu kabul ettiğinde, bunu “Rusları savunmak” için yaptığını savunmuştu. Şirketine “Rusya’nın temel direği” adını vermişti.

Ekim ayı başlarında Kremlin, Prigozhin’i hakiki bir vatansever ve kalbi Rusya için sızlayan bir adam olarak tanımladı.

Bir ay sonra, St Petersburg’da bir Wagner Merkezi açıldı. Merkez, okul çağındaki çocuklar ve gençler için “Rusya’nın savaşma kapasitesini artırmayı amaçlayan bilişim, medya ve temel askeri eğitim alanlarında” eğitim ve öğretim etkinlikleri düzenleyen ileri bir ofis kompleksiydi.

Yakın geçmişe dek Wagner’den pek bahsetmeyen resmi Rus haber ajansları, günde birkaç kez gruba atıfta bulunuyorlar ve mahkumların askere alınmasını konu alan haberler yapıyorlar.

Rus devlet kanalı NTV, Wagner Grubu hakkında “dünyanın en deneyimli ordusu” olarak nitelendirdiği bir haber yayımladı.

Yevgeny Prigozjin geçen hafta, Rus Parlamentosu Başkanı Viyaçeslav Volodin’e “askere alınan mahkumlar hakkında yararsız bilgiler araştıran ve suçlu gibi gösteren” gazeteciler hakkında şikayette bulunan bir mektup yazdı.

Prigozjin, medyanın Wagner’e yeni katılanların sabıka kaydı hakkında haber yapmasının yasaklanmasını önerdi.

Volodin öneriyi kabul etti ve ilgili parlamento komitelerinden Rus ceza kanununda yapılacak olası değişiklikleri incelemelerini istedi.

Rusya Parlamentosu Başkanı, “Ülkemizi savunan herkes, ordu, gönüllüler, yeni askerler, Wagner üyeleri, hepsi birer kahramandır.” dedi.

(Kaynaklar: Bianet, BBC Türkçe)

Paylaşın

Rusya Devlet Başkanı Putin’den “Yeni Dünya Düzeni” Mesajı

St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu’nda konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Uluslararası ilişkilerin çirkin neokolonyalizmi sona erdi” dedi. Putin, “çok kutuplu küresel sistemin artık güç kazandığını” belirtti.

Rusya Devlet Başkanı Putin, konuşmasında, ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerin uluslararası siyasetteki baskın rolünü eleştirerek, söz konusu dönüşümün “kaçınılmaz” olduğunu savundu.

Putin’in geçen yıl 24 Şubat’ta verdiği askeri operasyon emriyle başlayan savaşın ardından birçok Batılı devlet, Kremlin’e karşı siyasi ve ekonomik yaptırımlar getirmişti.

70 yaşındaki lider, özellikle geçen yılın ikinci çeyreğinin çok zorlu geçtiğini kabul ederken, izledikleri stratejinin uzun vadede başarılı olduğunu savundu.

“Hem devletin hem de Rus iş insanlarının seçtiği strateji işe yaradı” diyen Putin, bu yıl ekonomide yüzde 1,5 ila 2 büyüme öngördüğünü söyledi.

Savaşın başlamasıyla birçok Batılı şirketin Rusya’dan ayrılmasına da değinen lider, “Yabancı üreticiler tekrar geri dönmek isterlerse, kapıları kimseye kapatmayacağız. Biz hiç kimseyi kendi pazarımızdan sürmedik” dedi.

Putin ayrıca çatışmaların ardından ülkeden ayrılan Rusların yaklaşık yarısının geri döndüğünü öne sürerek, “Bu süreç devam ediyor fakat başka yerde yaşamak isteyen varsa, bu onların bileceği iş” ifadelerini kullandı.

“Burada yanlış bir şey görmüyorum, bırakın isteyen uygun gördüğü yerde yaşasın” diyen Putin, ülkeden giden Rusların Birleşik Arap Emirlikleri, Ermenistan, Azerbaycan, Kazakistan ve Özbekistan gibi ülkelerde yaşadıklarını belirtti.

Rusya’dan ayrılan yurttaşların sayısı tam olarak bilinmiyor. Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı’nın mayısta paylaştığı bilgilere göre geçen yıl 1,3 milyon kişi ülkeyi terk etti. ABD merkezli iş dünyası dergisi Forbes ise kimliğini paylaşmayan Rus kaynaklardan edindiği bilgilere dayanarak, geçen yıl ülkeden giden kişi sayısının 600 bin ila 1 milyon olduğunu bildirmişti.

“Tanklar yanıyor, F-16’lar da yanacak”

Putin, Kiev yönetiminin başlattığı karşı saldırıyla çatışmaların yeniden yoğunlaştığına işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:

Yakında Ukrayna kendi ekipmanlarını kullanmayı tamamen bırakacak. Ellerinde pek bir şey kalmadı. Kullandıkları her şey dışarıdan getirtiliyor. Bu şekilde uzun süre savaşamazsınız. Batı’nın gönderdiği tanklar yanıyor. Leoparlar da dahil birçok tank imha edildi. F16’lar da yanacak, buna hiç şüphe yok.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, son dönemde hava üstünlüğünü kazanabilmek için Batılı ülkelerden F-16 talep ediyor. ABD, jetlerin gönderilmesine henüz onay vermedi. NATO ise Ukraynalı pilotların F-16’ları kullanmaları için eğitileceğini bu hafta açıklamıştı.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Putin’den Dikkat Çeken Sözler: Üçüncü Dünya Savaşı’nı İstemeyen Çok İnsan Var

Rusya Devlet Başkanı Putin, “ABD’de Üçüncü Dünya Savaşı’nı istemeyen çok insan var” dedi. “Eğer istiyorlarsa biz konuşmaya hazırız ama şimdilik istedikleri Rusya’nın yenilgisidir” ifadelerini kullanan Putin ayrıca Moskova’nın Ukrayna için “kendi barış planı” olduğunu açıkladı.

Ukrayna’nın karşı taaruzundaki kayıpları için “Felaket olarak nitelendirilebilecek bir düzeye yaklaşıyor” diyen Putin, “Benim hesaplamalarıma göre Ukrayna, yurt dışında tedarik edilen teknolojik desteğin yüzde 25 ila yüzde 30’unu kaybetti” dedi.

Rusya devlet başkanı, ülke sınırlarını savunmak ve güvenliğini güçlendirmek zorunda olduklarını, Kiev’in Rus topraklarına saldırılarının sürmesi halinde de Ukrayna topraklarında bir güvenli bölge inşa etmek durumunda kalabileceklerini kaydetti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, muhabirler ve blog yazarlarıyla yaptığı görüşmede Ukrayna savaşı hakkında dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu, Batı’ya kritik mesajlar verdi.

Barışçıl çözümü sağlayacak görüşmeleri reddetmediklerini, ancak sorunun çözüm anahtarının Batı’da olduğunu söyleyen Putin, “Bu ihtilafa son vermenin tek yolu Batı’nın Ukrayna’ya silah tedariğine son vermesidir” dedi.

“ABD’de Üçüncü Dünya Savaşı’nı istemeyen çok insan var” ifadeleri dikkat çeken Putin, “Eğer istiyorlarsa biz konuşmaya hazırız ama şimdilik istedikleri Rusya’nın yenilgisidir” sözlerini kaydetti. Vladimir Putin ayrıca Moskova’nın Ukrayna için “kendi barış planı” olduğunu açıkladı.

Batı’nın kendilerini tahıl anlaşması konusunda aldattığını, bu nedenle anlaşmadan çekilmeyi değerlendirmekte olduklarını anlatan Putin, Rusya’yı ziyaret edecek Afrika ülkeleriyle tahıl anlaşması hakkında görüşmeye hazırlandıklarını, dünyanın en yoksul ülkelerine tahılı bedavaya vermeye hazır olduklarını duyurdu.

Ukrayna’nın karşı taaruzundaki kayıpları için “Felaket olarak nitelendirilebilecek bir düzeye yaklaşıyor” diyen Putin, “Benim hesaplamalarıma göre Ukrayna, yurt dışında tedarik edilen teknolojik desteğin yüzde 25 ila yüzde 30’unu kaybetti” dedi.

Rusya Devlet Başkanı Putin, Ukrayna ordusunun taaruzunda “hiç bir başarı kaydettmediğini” iddia ederken, kayıplarının Rusya’dan “10 kat daha fazla” olduğunu söyledi. Ukrayna’nın taaruzu sırasında 160’tan fazla tank ve 360’tan fazla zırhlı araç kaybettiğini, Rus ordusunun ise 54 tankının hedef alındığını anlatan Vladimir Putin, bu tankların bir bölümünün yeniden tamir edilebilecek durumda olduğunu belirtti.

Moskova’nın “kırmızı çizgilerinin” ihlal edilmesi nedeniyle Rusya’nın Ukrayna’nın enerji altyapısını hedef aldığını kaydeden Putin, Ukrayna’ya silah desteği veren Batı’yı uluslararası sözleşmeleri ihlal etmekle suçladı, Polonyalı paralı askerlerin Ukrayna için savaştıklarını ve büyük kayıplar verdiklerini iddia etti.

Herson’daki Kahovka Barajı’nın Kiev’in saldırısı sonucunda yıkıldığını öne süren Rus lider, barajın ABD yapımı HIMARS roketatar füzeleriyle hedef alındığını söyledi.

Görüşmede Rusya topraklarına yönelik saldırılar da gündeme geldi. Vladimir Putin, “Prensipte düşmanın bunu yapacağı öngörülebilir ve daha iyi hazırlık yapılabilirdi” diye konuştu.

Rusya devlet başkanı, ülke sınırlarını savunmak ve güvenliğini güçlendirmek zorunda olduklarını, Kiev’in Rus topraklarına saldırılarının sürmesi halinde de Ukrayna topraklarında bir güvenli bölge inşa etmek durumunda kalabileceklerini kaydetti.

Bu arada Putin, özel askeri şirketlerin faaliyetlerinin yasalarla düzenlenmesine ilişkin hazırlıklar hakkında da bilgi verdi, Rus Savunma Bakanlığı’nın bu şirketlerin faaliyetlerini sözleşmelerle yasallaştırma girişimini desteklediğini açıkladı.

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg beklentiyi açıkladı

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise Washington’da yaptığı açıklamada, tarafların müzakere masasına oturması beklentisine vurgu yaptı.

Ukrayna’nın geniş çaplı karşı taaruzunun, Moskova’yı müzakere masasına oturmaya zorlamasını umut ettiğini söyleyen Stoltenberg, “Onlar (Ukraynalılar) ne kadar çok toprak kazanırsa, Devlet Başkan Putin’in müzakere masasına oturması gerektiğini anlama ihtimali de o kadar artacaktır” dedi.

Paylaşın

Joe Biden Ve Vladimir Putin, Erdoğan’ı Tebrik Etti

ABD Başkanı Joe Biden ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Cumhurbaşkanı Seçimini kazanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı telefonla arayarak tebrik etti.

Haber Merkezi / Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı telefonla arayarak, yeniden Cumhurbaşkanlığına seçilmesi dolayısıyla tebrik etti.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan konuya ilişkin yapılan açıklamada şöyle denildi:

“Amerika Birleşik Devletleri Başkanı (ABD) Joe Biden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı telefonla arayarak yeniden Cumhurbaşkanlığına seçilmesi dolayısıyla tebrik etti.

ABD Başkanı Biden, görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim başarısını kutlayarak, sonuçların Türk halkı için hayırlı olmasını diledi.

İki lider, bölgesel ve küresel meydan okumalar karşısında Türkiye-ABD ilişkilerinin daha da ehemmiyet taşıdığını belirterek, yeni dönemde iki ülke arasındaki tüm konularda iş birliğini ilerletme hususunda mutabık kaldı.”

Putin, seçim sonuçlarının Türk halkı için hayırlı olmasını diledi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı arayarak tebrik etti.

Konuya ilişkin Cumhurbaşkanlığı’nın sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı telefonla arayarak seçim başarısı dolayısıyla tebrik etti.

Rusya Devlet Başkanı Putin, görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanlığına seçilmesini kutlayarak, seçim sonuçlarının Türk halkı için hayırlı olmasını diledi.

İki lider yeni dönemde de Türkiye-Rusya ilişkilerinde ve bölgesel konularda iş birliğini daha da geliştirme konusunda mutabık kaldı.”

Paylaşın

Putin, Batı’yı Hedef Aldı: Vatanımıza Karşı Savaş Başlatıldı

İkinci Dünya Savaşı’nda Nazilerin yenilgiye uğratılmasının kutlandığı Zafer Günü’nde, Kızıl Meydan’da düzenlenen törende konuşan Vladimir Putin, Rusya’ya karşı “gerçek bir savaş” yürütüldüğünü söyledi.

Vladimir Putin, konuşmasının devamında, “Biz egemenliğimizi savunuyoruz. Bugün uygarlık bir dönüm noktasında. Vatanımızı koruyacağız” ifadelerini kullandı.

Sovyetler Birliği’nin Nazi Almanyası’na karşı elde ettiği zaferin 78’inci yıldönümü sebebiyle başkent Moskova’da geleneksel askeri geçit töreni düzenlendi. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı törene Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü savaş siyasi damgasını vurdu.

Kızıl Meydan’daki geçide 125 farklı birlikten 10 binden fazla Rus askeri katıldı. Ukrayna’daki savaşta yer alan bazı Rus askerleri de törene katılım gösterdi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin törende yaptığı konuşmada bir kez daha Ukrayna işgalinin meşruluğunu savundu. “Bugün, medeniyet bir kez daha tayin edici bir dönüm noktasında” diyen Putin “Vatanımıza karşı gerçek bir savaş başlatıldı” diye konuştu.

Putin “Ancak uluslararası terörizmi geri püskürttük, Donbas’ta yaşayanları koruyacağız ve güvenliğimizi güvence altına alacağız” dedi.

Putin, Ukrayna’daki savaşa katılan Rus askerlerine hitaben “Sizin savaşta gösterdiğiniz çabalardan daha önemli bir şey yok” diyerek “Ülkenin güvenliği bugün sizin sırtınızda, devlet olmamızın geleceği ve halkımız size bağlı” ifadelerini kullandı.

“Ülkemizde herkes kahramanlarımızı desteklemek için birleşti” diyen Putin “Ukrayna’daki askeri özel operasyona katılanlarla gurur duyuyoruz” diye konuştu.

“Batı’nın hedefi ülkemizin çöküşü”

Putin bir kez daha Ukrayna’nın Batı ülkelerinin elinde bir “rehineye” dönüştüğünü belirterek bu ülkelerin Rusya’yı yıkmak istediğini ileri sürdü; “Hedefleri ülkemizin çöküşü ve yıkımı” dedi.

Törene Belarus, Kazakistan, Tacikistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Ermenistan devlet ve hükümet başkanları katıldı.

Geçen hafta Kremlin’e giren iki drone’un havada düşürülmesi üzerine törenin ertelenebileceği yönünde spekülasyonlar yapılmıştı. Moskova saldırı girişiminden Kiev’i sorumlu tutmuş, Ukrayna ise olayın Rusya tarafından tertiplendiğini ileri sürmüştü.

Askeri geçit töreninde bu yıl İkinci Dünya Savaşı’nda kullanılan Sovyet tankları T-34’ler dışında tank yer almadı. Geçen yıllarda kötü hava şartları nedeniyle sık sık iptal edilen hava geçidi bu yıl da yapılmadı.

Rusya’da Zafer Günü, her yıl Rus ordusunun silah gücünü sergilediği büyük törenlerle kutlanıyor. Fakat geçen hafta Rusya’yı sarsan bir dizi patlama, İHA saldırısı ve sabotaj eyleminin ardından güvenlik kaygıları nedeniyle bu yılki kutlamaların kapsamı daraltıldı.

“Ölümsüz Alay Yürüyüşü” adıyla düzenlenen, ülkenin dört bir yanından insanların, İkinci Dünya Savaşı’nda kaybettikleri yakınlarının fotoğraflarıyla yürüdüğü etkinliğin bu yıl yapılmayacağı açıklandı.

Bu yılki törenlere Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Belarus lideri Aleksander Lukaşenko ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan da katıldı.

1939’da Almanya’nın Polonya’yı işgal etmesiyle başlayan İkinci Dünya Savaşı 1945’te sona ermişti. Savaşta on milyonlarca insan hayatını kaybetmiş, milyonlarca insan da evlerini terk etmek zorunda kalmıştı.

Sovyetler Birliği, savaşta Nazi Almanyasını yenilgiye uğratan ittifakın bir parçasıydı ve muhtemelen savaştan en çok etkilenen ülkeydi. Çünkü savaşın büyük bölümü Rusya topraklarında yaşandı.

Mayıs 1945’te Almanya İkinci Dünya Savaşı’nda koşulsuz teslim anlaşması imzalayarak Avrupa’da yenilgiyi kabul etti. Bu belge, kıtadaki savaşı durdurdu. Ama Asya’da Japonya’yla savaş aynı yılın Ağustos ayına kadar sürdü.

Mutlak teslimiyet anlaşması Berlin yakınlarında 8 Mayıs’ta imzalandı. Almanlar, yerel saatle 23.01’de tüm operasyonlarını durdurdu. Rusya’da saat gece yarısını geçmişti.

Bu nedenle Zafer Günü birçok Avrupa ülkesi ve ABD’de 8 Mayıs’ta; Rusya, Sırbistan ve Belarus’ta ise 9 Mayıs’ta kutlanıyor.

Paylaşın

Putin: Belarus’a “Taktik Nükleer Silahlar” Konuşlandıracağız

Rusya devlet televizyonuna açıklama yapan Devlet Başkanı Vladimir Putin, Belarus’a taktik nükleer silahlar konuşlandıracağını söyledi. Putin, Moskova’nın silahların kontrolünü Minsk yönetimine bırakmayacağını da sözlerine ekledi.

Haber Merkezi / Vladimir Putin, söz konusu hamlenin nükleer silahların yayılmasını önleme anlaşmalarını ihlal etmeyeceğini söylerken; ABD’nin de silahlarını Avrupa ülkelerinde konuşlandırdığını hatırlattı.

Putin, Belarus Devlet Başkanı Aleksander Lukaşenko’nun Belarus’ta taktik nükleer silah konuşlandırma meselesini uzun süredir gündeme getirdiğini söyledi.

“Burada da olağan dışı bir şey yok” diyen Putin şunları söyledi: ABD bunu onlarca yıldır yapıyor. Taktik nükleer silahlarını müttefik ülkelerinin topraklarında uzun süredir konuşlandırıyor.

Bu hareketle birlikte Moskova, 1990’ların ortasından bu yana ilk kez yurt dışında nükleer silaha sahip olacak.

Sovyetler Birliği’nin 1991’deki çöküşüyle beraber silahlar Rusya, Ukrayna, Belarus ve Kazakistan olmak üzere dört yeni bağımsız ülkeye nakledilmişti. Tüm savaş başlıklarının Rusya’ya transferi 1996’da tamamlandı.

Belarus hükümeti, Kremlin’in sıkı bir müttefiki ve aynı zamanda Ukrayna işgalini de destekliyor.

Rusya, gelecek hafta itibarıyla silahları kullanabilecek personelin eğitimine başlayacak. Putin, Belarus’ta taktik nükleer silahlar için kurulacak depolama tesisi inşaatının da 1 Temmuz’a kadar tamamlanacağını söyledi.

Putin, nükleer silahları kullanmak için kullanılabilecek İskender taktik füze sisteminin Belarus’a transfer edildiğini söyledi.

Silahların ne zaman gönderileceğini belirtmedi.

Ukrayna BM’yi acil toplantıya çağırdı

Ukrayna Rusya’nın Belarus’a taktik nükleer silah konuşlandırma planını kınayarak, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyini acil toplantıya çağırdı.

Ukrayna Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Rusya’nın hareketi “başka bir provakatif adım” olarak nitelendirilerek Moskova’nın “uluslararası güvenlik sistemini külliyen tehlikeye attığı” vurgulandı.

Açıklamada “Rusya bir kez daha, bir tehdit ve aşağılama aracı değil de caydırıcılık ve savaşı engelleme aracı olarak nükleer silahlara sorumlu şekilde hamilik yapmaya kronik kabiliyeti olmadığını gösterdi” denildi.

Ukrayna, Güvenlik Konseyi’nin toplanmasını talep ederek G7 ülkeleri ve Avrupa Birliği’nden (AB) Belarus’u Rus nükleer silahlarını kabul etmesi durumunda bunun sonuçları olacağı konusunda uyarmasını istedi.

NATO’dan Rusya’ya kınama

NATO, Putin’in açıklamasını kınadı. İttifaktan yapılan açıklamada Rusya’nın taktik nükleer silahları Belarus’a konuşlandırma planı “tehlikeli ve sorumsuz” olarak nitelendirildi.

NATO Sözcüsü Oana Lungescu, Batılı müttefiklerin “Rusya’nın nükleer duruşunda kendi duruşlarında değişikliğe gitmelerine neden olacak bir değişikliği henüz görmediklerini” söyledi.

Gerginlik tırmanıyor

Ukrayna Savaşı’nda gerginlik Batılı ülkelerin Kiev’e silah göndermesinden sonra tırmanıyor. Moskova da Ukrayna’nın askeri olarak silahsızlandırılması söyleminden komşu ülkede Batılı ülkeler ile topyekûn mücadele söylemine kaymaya başladı.

Taktik nükleer silahlar büyük şehirleri yok etmek için değil savaş alanında belirli taktik kazanımlar elde etmek için kullanılıyor. Rusya’nın sahip olduğu silah sayısı bilinmiyor.

Paylaşın

NATO: Putin Barış Değil Savaşı Uzatma Planı Yapıyor

“Putin barış değil savaşı uzatma planı yapıyor” diyen NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Kremlin’in askeri sanayi üretimini artırdığını ve İran’la Kuzey Kore gibi “otoriter rejimlerle” görüşerek daha fazla silah almaya çalıştığını söyledi.

Stoltenberg, bu nedenle Batılı ülkelerin sanayisinin de Ukrayna’yı uzun süreli bir savaşta desteklemeye hazır olması gerektiğini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:

“Bu ihtiyaç sürmeye devam edecek çünkü bu bir yıpratma savaşı. Bu, desteği sürdürmek için endüstriyel kapasiteyle ilgili.”

NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Birleşik Krallık’ın önde gelen gazetelerinden Guardian’a konuştu.

Stoltenberg, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’yla kısa vadede barış sağlanmasını istemediğini ve bir “yıpratma savaşı” sürdürdüğünü savundu.

Stoltenberg, Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta temmuzda düzenlenmesi planlanan NATO zirvesinde, ittifaktaki tüm ülkelerin gayri safi yurtiçi hasılalarının en az yüzde 2’sini savunma bütçesi olarak kullanmayı onaylaması gerektiğini belirtti.

“Putin barış değil savaşı uzatma planı yapıyor” diyen NATO lideri, Kremlin’in askeri sanayi üretimini artırdığını ve İran’la Kuzey Kore gibi “otoriter rejimlerle” görüşerek daha fazla silah almaya çalıştığını öne sürdü.

Stoltenberg, bu nedenle Batılı ülkelerin sanayisinin de Ukrayna’yı uzun süreli bir savaşta desteklemeye hazır olması gerektiğini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:

Bu ihtiyaç sürmeye devam edecek çünkü bu bir yıpratma savaşı. Bu, desteği sürdürmek için endüstriyel kapasiteyle ilgili.

NATO lideri, Ukrayna günde 4 bin ila 7 bin havan mermisi harcarken, bu sayının Rusya için 20 bine çıktığını da iddia etti. Batının silah sanayisindeki üretimin, Ukrayna ordusunun harcadığı mermi miktarına yetişemediğini de sözlerine ekledi.

Avrupa Birliği ülkeleri bu hafta Ukrayna’ya 12 ay içinde toplamda bir milyon top mermisi gönderilmesini kararlaştırmıştı.

Öte yandan Stoltenberg, ABD’nin Çin’in Rusya’ya silah satmayı planladığında dair iddialara da değindi. NATO lideri, Pekin yönetiminin böyle bir hamle yapmaktan caydırılması gerektiğini ifade etti.

Çin’in savaştaki arabuluculuk çalışmalarında Ukrayna’nın yaklaşımının anlaşılmasının yanı sıra ülkenin lideri Volodimir Zelenski’yle doğrudan görüşme sağlanmasının önemli olacağını da vurguladı.

Stoltenberg, Kiev yönetimine savaş jeti gönderilmesine dair henüz net bir karar verilmediğini de belirtti. ABD Başkanı Joe Biden, Ukrayna’ya F-16 gönderilmeyeceğini söylemişti. Öte yandan Polonya ve Slovakya, Ukrayna ordusuna MiG-29 savaş jetleri sevk edeceklerini duyurmuştu. Tam olarak kaç uçak gönderileceği henüz bilinmiyor.

NATO lideri, salı günkü açıklamasında da ittifaktaki ülkelerin savunma harcamalarını artırması gerektiğini belirtmişti. “Dünya daha tehlikeli halde, savunma yatırımlarımızı da artırmalıyız” diyen Stoltenberg, NATO ülkelerine silah üretimini hızlandırma çağrısı yapmıştı.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Hakkında Tutuklama Kararı

Merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında tutuklama kararı çıkardı. Mahkemenin hakkında tutuklama kararı çıkardığı bir diğer isim de Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanlığı Ofisi Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova-Belova.

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Rusya Devlet Başkanı Putin’e yönelttiği suçlamalar arasında, Ukrayna’daki bazı çocukların yasa dışı şekilde Rusya’ya götürülmesi de yer alıyor.

Rusya, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taraf olan ülkelerden biri değil. Bu nedenle mahkemeyi tanımıyor.

UCM’nin internet sitesinden yapılan açıklamada, soruşturmanın daha iyi şekilde yürütülmesi ve mağdurların korunması için Putin hakkındaki tutuklama kararının ve yakalama emrinin gizlice verilmesinin düşünüldüğü fakat bunun kamuoyuna açıklanması durumunda gelecekte benzer suçların önüne geçilmesi ihtimali nedeniyle kararın duyurulmasının istendiği belirtildi.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Khan, tutuklama kararına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, en az yüzlerce çocuğun yetimhanelerden alındığını ve bu çocukların çoğunun Rusya Federasyonu’nda evlatlık verildiğini tespit ettiklerini söyledi.

Bu amaçla Rusya’da Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yasanın değiştirildiğini ve çocukların Rus aileler tarafından evlat edinilmesini kolaylaştırmak için Rus vatandaşlığı verilmesinin hızlandırıldığını belirtti.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Khan, “İşlenen suçlardan sorumlu olanların hesap vermesini, çocukların ailelerine teslim edilmesini sağlamalıyız. Çocukların savaş ganimeti muamelesi görmesine izin veremeyiz” dedi.

Putin hakkında çıkarılan tutuklama kararının ilk somut adım olduğunu, diğer Ukrayna soruşturmalarının devam ettiğini belirten Başsavcı, “Ukrayna karmaşık ve geniş kapsamlı uluslararası suç iddialarını barındıran bir suç mahali. Deliller gerektiğinde başka yakalama kararı talebi iletmekte tereddüt etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Yakalama kararının bir önemi yok”

Moskova bir yılı aşkın süredir devam eden Ukrayna işgalinde savaş suçu işlendiği iddialarını reddetmişti.

Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova, “tutuklama kararının hiçbir öneminin olmadığını” savundu. Telegram kanalı üzerinden açıklama yapan Rus sözcü, “Rusya Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Roma Tüzüğü’ne taraf değil ve bu nedenle bir yükümlülüğü bulunmuyor” dedi.

Rusya’nın mahkemenin yetkisini tanımadığını belirten Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov, “Bu nedenle bu tür kararların Rusya Federasyonu için hukuki açıdan geçerliliği yoktur” ifadelerini kullandı.

Kremlin sözcüsü, Putin’in Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni tanıyan ülkelere seyahat etmekten endişe edip etmediği sorusuna, “Bu konuda ekleyecek bir şeyim yok. Söyleyeceklerim bu kadar” yanıtını verdi.

Rusya Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni kuran Roma Tüzüğü’nü 2000 yılında imzalamış ancak üyeliği onaylamamış ve 2016 yılında da imzasını çekmişti. Rusya o dönem Kırım’ı 2014 yılında tek taraflı ilhak etmesi sebebiyle uluslararası baskı altındaydı.

Paylaşın