Rusya – Ukrayna Savaşı: Putin, Barış Şartlarını Açıkladı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’nın Herson, Zaporijya, Donetsk ve Luhansk bölgelerden çekilmesi ve NATO üyeliği hedefinden vazgeçmesi halinde çatışmaların derhal durabileceğini ve müzakerelere başlayabileceklerini söyledi.

Vladimir Putin, yaptığı teklifinin savaşa tam bir son vermeyi hedeflediğini, çatışmaları dondurmak anlamına gelmediğini de vurguladı. Batılı bankalarının bloke koyduğu Rusya varlıklarını kullanılarak Ukrayna’ya kredi sağlanmasına da tepki gösteren Putin, Batılı liderlerin yaptığının “hırsızlık” olduğunu söyledi.

DW Türkçe’de yer alan habere göre; Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Batılı bankalarının bloke koyduğu Rus varlıkları kullanılarak Ukrayna’ya kredi sağlanmasına tepki gösterdi. Batılı liderlerin yaptığının “hırsızlık” olduğunu söyleyen Putin, “Cezasız kalmayacak” tehdidinde bulundu.

G7 ülkeleri ve Avrupa Birliği, işgal sonrası Rusya merkez bankasına ait 300 milyar doları dondurmuştu. İtalya’da yapılan G7 zirvesinde taraflar, bu parayı teminat göstererek Kiev’e savaş ve yeniden inşa çabalarında kullanılmak üzere 50 milyar dolar kredi sağlamakta uzlaştı. Kredi tutarının büyük bölümü Washington’dan gelecek. Plana göre, Rus parasına işleyen faiz ise kredinin geri ödemesinde kullanılacak.

Putin, “Yasal zemin arayışları ve kendilerini haklı çıkarmak için buldukları tüm hilelere rağmen bu hırsızlıktır ve cezasız kalmayacak” dedi. Rus lider ayrıca, Batı ve Moskova arasındaki açmazın “geri dönülemez noktaya çok yakın” olduğunu söyledi, ülkesinin en büyük nükleer cephaneliğe sahip olmasıyla övündü. Putin, daha önce de çok kez nükleer silah kullanma tehdidinde bulunmuştu.

Batı ittifakının en zengin yedi devleti toplantılarını İtalya’nın güneyindeki Puglia’da sürdürürken konuşan Putin, Ukrayna’daki savaşı bitirmek için daha önce açıkladığı şartlarını da yineledi. Putin, Ukrayna’nın Herson, Zaporijya, Donetsk ve Luhansk bölgelerden çekilmesi ve NATO üyeliği hedefinden vazgeçmesi halinde çatışmaların derhal durabileceğini ve müzakerelere başlayabileceklerini söyledi.

Putin; Kırım’ın yanı sıra Herson, Zaporijya, Donetsk ve Luhansk bölgelerini Rus toprağı olarak görüyor. Ukrayna ise ne bir kısmı 2014’ten beri Rus işgali altındaki bu topraklardan vazgeçmeyi ne de NATO üyeliği hedefinden geri adım atmayı kabul ediyor.

Rusya lideri açıklamasında, yaptığı teklifinin savaşa tam bir son vermeyi hedeflediğini, çatışmaları dondurmak anlamına gelmediğini de vurguladı. Rusya ayrıca, Ukrayna güçlerinin sınırlandırılması ve Ukrayna içinde yaşayan Rusça konuşan halkın korunması gibi taleplerde de bulunuyor.

Kiev ve NATO Putin’in ‘acil ateşkes’ teklifini reddetti

NATO ve Kiev hükümeti Putin’in teklifini reddederek, Rus liderin açıklamalarını kınadı. Ukrayna hükümet danışmanı Mykhailo Podolyak, sosyal medya hesabından öneriyi sert bir şekilde eleştirerek, “Rusya’dan yeni bir ‘barış teklifi’ olmadığını” söylerken, talepleri “tamamen uydurma” olarak nitelendirdi.

Mykhailo Podolyak, “İçeriği … uluslararası hukuka karşı son derece saldırgandır ve Moskova’nın gerçekleri değerlendirme konusundaki yetersizliğini kesinlikle ifade etmektedir” dedi.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de Brüksel’de düzenlediği basın toplantısında Putin’in teklifini reddetti ve bu teklifin “iyi niyetle” yapılmadığını belirtti. Cuma günü yaptığı açıklamada, “Ukrayna topraklarından güçlerini çekmek Ukrayna’nın işi değil. Güçlerini işgal altındaki Ukrayna topraklarından çekmek Rusya’nın görevidir” dedi.

Paylaşın

Putin’den Batı’ya “Nükleer” Tehdit

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Batı’nın Rusya’nın asla nükleer silah kullanmayacağını varsaymasının yanlış olduğunu söyledi ve ekledi: Kremlin’in nükleer doktrini hafife alınmamalı.

Rusya’nın 2020 yılında yayınlanan nükleer doktrini hangi durumlarda nükleer silah kullanılmasının değerlendirileceğini belirliyor. Bu doktrinde koşullar, “nükleer ya da diğer kitle imha silahlarıyla yapılan bir saldırıya karşılık verileceği durumda ya da devletin varlığını tehdit edecek şekilde konvansiyonel silahların kullanılması durumunda“ ifadeleriyle sıralanıyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu (SPIEF) kapsamında basın toplantısı düzenledi. Türkiye ile Rusya arasındaki ekonomik ilişkilere değinen Putin, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) Türkiye ekonomisi ve enerji sektörü için yeni bir alan açtığını söyledi.

Türkiye’de kurulması planlanan doğal gaz merkezinin, başta Avrupa’ya yönelik olmak üzere gaz ticareti için elektronik bir platform olmasının planlandığını belirtti:

“Türkiye, Ukrayna ile bazı alanlarda işbirliği yaparken, Ukrayna, Türkiye’ye gaz taşıyan boru hatlarını vurmaya çalışıyor. Bu bir şaka veya herhangi bir şekilde abartma değil. Rus ordusunun elektronik harp sistemleri tarafından iki insansız hava aracı düşürüldü ve Karadeniz sahilindeki gaz pompalama istasyonunun yanına düştü. Lütfen dostumuz Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bu konu hakkındaki gerçeklerle ilgili bilgi verin. Karadeniz altındaki sevkiyat sistemini koruyan gemilere yönelik de sürekli insansız deniz araçlarıyla saldırı yapılıyor.”

Putin, Türkiye ile ticari ilişkilerin ve iki ülke ticaret hacminin geliştiğine işaret ederek, “Bana öyle geliyor ki Türkiye’de hükümetin ekonomik bloğu son zamanlarda kredi almaya, yatırım yapmaya, Batılı finans kuruluşlarından hibe almaya ağırlık veriyor. Bu muhtemelen kötü bir şey değil ama eğer Rusya ile ticari ve ekonomik ilişkilerin kısıtlanmasıyla bağlantılı olursa, o zaman Türk ekonomisinin kazancından çok kaybı olur. Bana göre böyle bir tehdit var” değerlendirmesinde bulundu.

“Nükleer tehdit”

Putin, Batılı ülkelerin Rusya’yı sürekli nükleer tehditler kullanmakla suçladığını belirterek, bunu yanlış bulduğunu ve ABD’nin 2. Dünya Savaşı’nda Japonya’da nükleer bomba kullanan ülke olduğunu vurguladı.

Ukrayna savaşının nükleer savaş riski yaratacak bir duruma evrilmemesi gerektiğinin altını çizen Putin, “Nedense Batılı ülkeler, Rusya’nın bunu (nükleer silah) asla kullanmayacağına inanıyor. Bizim nükleer doktrinimiz var. Birisinin eylemi egemenliğimizi ve toprak bütünlüğümüzü tehdit ediyorsa, elimizdeki tüm imkanları kullanmamızın mümkün olduğunu düşünüyoruz. Bu hafife alınmamalıdır” dedi.

ABD ve Avrupa’dan bazı ülkelerin, Ukrayna’ya verdikleri silahları Rusya topraklarında kullanmasına izin vermesini şöyle değerlendirdi: “Burada Ukrayna ordusunun rolü nedir? Hedefleri belirliyorlar. Ancak bu hedeflerin vurulup vurulmayacağının kararını onlar vermiyor. Bunu ATACMS’lar için Pentagon, Storm Shadow’lar için de İngilizler yapıyor.”

Putin, Rusya’nın NATO’ya saldıracağına yönelik söylemleri “aptallık” şeklinde niteleyerek, “Hepiniz aklınızı mı kaçırdınız? Kim uydurdu bunu? Bu tam bir saçmalık, anlıyor musunuz?” diye konuştu.

Filistin ve Gazze Şeridi

Putin, Gazze’de yaşananlarla ilgili soruya, “Şu anda Gazze’de olanlar savaşa benzemiyor, bu sivil nüfusun tümden yok edilmesine benziyor” yanıtını verdi. ABD’yi suçlayan Putin, “Bunun ABD’nin politikasının bir sonucu olduğuna inanıyoruz. Çözüm sürecini tekeline aldı. Bu son derece zorlu sorunu çözmeye yönelik toplu girişimlere yönelik önceden oluşturulmuş tüm araçları bir kenara ittiler” dedi.

Putin, ABD yönetiminin Gazze konusunda “daha az görüş, daha hızlı çözüm” şeklinde bir yaklaşım sergilemiş olabileceğine işaret ederek, “Ancak uygulamada durumun böyle olmadığı görüldü. Bazı maddi sadakaların yardımıyla sorunu çözmek de mümkün değil. İşin aslını, siyasi meseleleri çözmek lazım. Bu, Birleşmiş Milletler’in bu topraklarda iki devlet kurma kararında öngörüldüğü gibi iki devletin yaratılmasıdır. Bir Filistin devleti ve bir Yahudi devleti” şeklinde konuştu.

Bu temel sorunlara değinmeden, durumu çözüme kavuşturmanın mümkün olmadığını vurgulayan Putin, “Filistin devletini Sovyetler Birliği döneminden beri uzun zamandır tanımış durumdayız. Bu bağlamda yaklaşımımız değişmedi” dedi.

Paylaşın

Putin’den Batı’ya Ukrayna Uyarısı: Ateşle Oynuyorsunuz

Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te gazetecilere açıklamalarda bulunan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Batı’nın Ukrayna’ya silah sağlayarak ateşle oynadığını ve bunun küresel bir çatışmayı tetikleyebileceğini söyledi.

Vladimir Putin, “Sürekli tırmanan gerginlik ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu ciddi sonuçlar Avrupa’da ortaya çıkarsa, stratejik silahlar alanındaki eşitliğimiz göz önünde bulundurulduğunda, ABD nasıl davranacak? Küresel bir çatışma mı isteniyor?” dedi.

Vladimir Putin, Ukrayna’nın Rusya’ya uzun menzilli silahlarla saldırması halinde Batı’nın uydu, istihbarat ve askeri yardımına ihtiyaç duyacağını, dolayısıyla Batı’nın doğrudan müdahil olacağını söyledi. Rus lider ayrıca, Fransız birliklerinin Ukrayna’ya gönderilmesinin küresel çatışmaya doğru atılmış bir adım olacağını kaydetti.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO ülkelerinin Ukrayna’ya sağladıkları silahlarla Rusya’daki askeri hedefleri vurmalarına izin vermeleri gerektiğini söylemiş, silah kısıtlamalarının gözden geçirilmesi gerektiğini dile getirmişti. Bu görüş bazı NATO üyeleri tarafından desteklenirken, ABD tarafından desteklenmiyor.

Ukrayna savaşı, on binlerce Ukraynalı sivilin ölümüne, milyonlarcasının yurt dışına kaçmasına, mahallelerin ve şehirlerin harabeye dönmesine neden oldu.

Ukrayna’nın şu anda yüzde 18’ini kontrol eden Rusya’nın ilerleyişi ve Harkov bölgesinde yeni bir cephe açması, Batı’da Kiev’e yüz milyarlarca dolar yardım, silah ve istihbarat verdikten sonra başka neler yapabileceği konusunda bir tartışmayı tetikledi.

Ukrayna, savaşta başarı elde etmek için Rus hatlarının gerisini vurabilmesi gerektiğini söylüyor. Ancak Rus yetkililer, Ukrayna’nın Rus şehirlerine, petrol rafinerilerine ve hatta son günlerde nükleer erken uyarı sisteminin unsurlarına yönelik tekrarlanan saldırılarının ardından Moskova’nın sabrının tükenmekte olduğunu dile getiriyor.

Rus devlet televizyonu tarafından Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’nin meşruiyetinin sorulması üzerine Putin, Ukrayna’da şu anda tek meşru otoritenin parlamento olduğunu ve parlamento başkanına yetki verilmesi gerektiğini söylemişti.

Zelenski’nin görev süresi dolmasına rağmen ülkede devam eden savaşın ardından uygulanan sıkıyönetim nedeniyle seçime gidilmedi.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Putin, Ukrayna Savaşını ‘Dondurmaya’ Hazır

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters’a konuşan bir kaynak, Putin ne kadar sürerse sürsün savaşabilir, ancak Putin aynı zamanda savaşı dondurmak için ateşkese de hazır” dedi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky, Putin’in şartlarıyla barışın sağlanamayacağını söylemişti. Rusya’nın 2014’te ilhak ettiği Kırım da dahil olmak üzere kaybedilen toprakları geri alma sözü vermişti.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky, 2022 yılında Putin’le herhangi bir görüşmenin resmen “imkansız” olduğunu ilan eden bir kararname imzalamıştı.

Reuters haber ajansı dört Rus kaynağa dayandırarak, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in “Ukrayna’daki savaşı, mevcut savaş hatlarını tanıyan müzakere edilmiş bir ateşkesle durdurmaya hazır olduğunu” söylediğini bildirdi.

Putin’in, Kiev ve Batı’nın buna onay vermemesi halinde ise ülkesinin savaşmaya devam edeceğini söylediği de aktarıldı.

Rus liderin çevresindeki tartışmalara aşina olan kaynaklardan üçü, müzakereleri engelleme girişimleri ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’nin görüşmeleri reddetme kararı konusunda Putin’in hayal kırıklığı yaşadığını da dile getirdiğini söyledi.

Putin’le birlikte çalışmış ve Kremlin’deki üst düzey görüşmeler hakkında bilgi sahibi olan üst düzey bir Rus kaynak, “Putin gerektiği kadar savaşabilir ama savaşı dondurmak için ateşkese de hazır” dedi.

Reuters haber için Putin’le çalışan ya da daha önce çalışmış, siyaset ve iş dünyasında üst düzey görevlerde bulunan toplam beş kişiyle görüştü. Beşinci kaynak savaşın mevcut cephelerde dondurulması konusunda ise yorum yapmadı.

Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov, yorum talebine cevaben, Putin’in Rusya’nın hedeflerine ulaşmak için diyaloğa açık olduğunu defalarca açıkladığını ve ülkenin “ebedi bir savaş” istemediğini söylediğini belirtti. Ukrayna dışişleri ve savunma bakanlıkları ise sorulara yanıt vermedi.

Reuters’a konuşan kaynaklar, altı yıllık görev süresine yeni başlayan Putin’in bu dönemi savaşı geride bırakmak için tercih edebileceğini ve şimdiye kadar elde edinilen kazanımların Putin’in “Rus halkına zafer satmak için yeterli olduğu” görüşünü paylaştı.

İsviçre’de gelecek ay Ukrayna’nın inisiyatifiyle uluslararası bir toplantı yapılacak. Rusya’nın davetli olmadığı toplantıda, savaşın nasıl sona erebileceğinin masaya yatırılması bekleniyor, ancak Moskova bu toplantının Rusya’nın katılımı olmadan bir anlamı olmadığını söylüyor.

Bu arada, Rusya Cumhurbaşkanı Putin Belarus’ta temaslarda bulunuyor. Putin dün, Belaruslu mevkidaşı Aleksander Lukaşenko ile biraraya geldi.

Seyahatinden önce Moskova’daki kabine toplantısında Belarus’la işbirliği konularını ele alan Putin, “Bugün ve yarın, büyük önem verdiğimiz güvenlik konuları da dahil olmak üzere tüm konuları tartışacağız. Konuşacak çok şey var” demişti.

Belarus, Ukrayna savaşında Rusya’ya lojistik destek sağladı. Rus kuvvetleri, Şubat 2022’de Kiev’e yönelik ilk saldırıları sırasında Belarus topraklarından Ukrayna’ya girmişti. 1994’ten beri iktidarda olan Lukaşenko, Putin’in uzun süredir müttefiki.

Paylaşın

Rusya Devlet Başkanı Putin’den “Küresel Çatışma” Uyarısı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Rusya, küresel bir çarpışmayı önlemek için her şeyi yapacaktır” dedi ve ekledi: Stratejik güçlerimiz her zaman savaşa hazırdır.

Zafer Günü’nde konuşan Vladimir Putin, dünyanın en büyük nükleer gücünü kimsenin tehdit etmesine izin verilmeyeceklerini söyledi.

Sovyetler Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya’ya karşı kazandığı zaferin anıldığı Zafer Günü’nde konuşan Rusya Cumhurbaşkanı Başkanı Vladimir Putin, “kimsenin dünyanın en büyük nükleer gücünü tehdit etmesine izin verilmeyeceğini” söyledi ve Batı’yı küresel çatışma riski almakla suçladı.

Rus birlikleri, Batı’nın desteklediği Ukrayna güçleriyle karşı savaşırken Putin, “kibirli” olarak nitelediği Batılı elitleri, Nazi Almanyasının uğradığı yenilgide Sovyetler Birliği’nin oynadığı belirleyici rolü unutmakla ve dünya genelinde çatışmaları körüklemekle eleştirdi.

Zafer Günü kutlamaları, mayıs ayında nadiren görülen bir kar fırtınası altında, Moskova Kızıl Meydan’da gerçekleşti. Savaşın zorluklarını gösteren görece sade geçit töreninde sadece bir T-34 tankı sergilendi. Savaş uçakları Rus bayrağını dalgalandırarak geçti. Geçit töreninde, bir TV spikerinin “dünyanın herhangi bir noktasındaki bir hedefi vurabileceğini” söylediği Rusya’nın kıtalararası stratejik füzesi Yars da yer aldı.

Hiçbir Batı liderinin katılmadığı törende Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan, Küba, Laos ve Gine-Bissau liderleri hazır bulundu.

Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun meydanda sıralanan askeri birlikleri denetlemesinin ardından, Putin şunları söyledi: “Bu tür hırsların nelere yol açtığını biliyoruz. Rusya küresel bir çatışmayı önlemek için her şeyi yapacaktır. Ama aynı zamanda kimsenin bizi tehdit etmesine de izin vermeyeceğiz. Stratejik güçlerimiz her zaman savaşa hazır durumdadır.”

Ordusunu 2022’de Ukrayna’ya gönderen Putin, savaşı, 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra Moskova’nın etki alanı olarak gördüğü bölgeye tecavüz ederek Rusya’yı küçük düşürdüğünü söylediği Batı ile mücadelenin bir parçası olarak görüyor.

Putin’in “bir imparatorluk gibi toprak gasp ettiğini” söyleyen Batı ülkeleri ve Ukrayna bu nedenle Rusya’yı yenme sözü verdi. Rusya ise bir zamanlar Rus imparatorluğunun bir parçası olan bu toprakların yeniden Rusya’nın bir parçası olduğunu savunuyor. Rusya halihazırda, Kırım da dahil olmak üzere Ukrayna’nın yaklaşık yüzde 18’inde ve Ukrayna’nın doğusundaki dört bölgenin bir kısmını kontrol ediyor.

“Batı, İkinci Dünya Savaşı’nın derslerini unutmak istiyor” diyen Putin, Rusya’nın Nazi Almanyasının yenilgiye uğratılmasında rol oynayan tüm müttefiklerini onurlandırdığını sözlerine ekledi. Çin halkının Japon militarizmine karşı verdiği mücadeleden bahsetti.

Rus lider, “Ancak insanlığın kaderinin Moskova ve Leningrad, Rjev, Stalingrad, Kursk ve Harkov yakınlarındaki büyük savaşlarda, Minsk, Smolensk ve Kiev yakınlarında, Murmansk’tan Kafkasya ve Kırım’a kadar uzanan ağır ve kanlı savaşlarda belirlendiğini hatırlıyoruz” dedi.

Rus yetkililer, Ukrayna savaşının bugüne kadarki en tehlikeli aşamaya girdiği uyarısında bulunuyor. Putin, dünyanın en büyük nükleer güçlerini kapsayan çok daha geniş bir savaş riski konusunda defalarca uyarıda bulunmuştu.

Kriz son haftalarda daha da derinleşti. ABD Başkanı Joe Biden Ukrayna’ya 61 milyar dolar yardım yapılmasını onayladı, İngiltere Ukrayna’nın İngiliz silahlarıyla Rusya’yı vurma hakkı olduğunu söyledi ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Rus güçleriyle savaşmak üzere Fransız birliklerini göndermeyi reddetti.

Rusya 6 Mayıs’ta, Moskova’nın Fransa, İngiltere ve ABD’den gelen tehditler olduğunu söylediği askeri tatbikatın bir parçası olarak taktik nükleer silahların konuşlandırılacağını duyurarak karşılık verdi.

Zafer Günü kutlamaları

Sovyetler Birliği, İkinci Dünya Savaşı’nda Ukrayna’daki nüfusu dahil 27 milyon insanını kaybetti ama sonunda Nazi güçlerini, Hitler’in intihar ettiği ve 1945’te Reichstag’ın üzerinde kırmızı Sovyet Zafer Bayrağı’nın yükseldiği Berlin’e kadar geri püskürttü.

Nazi Almanyasının 1945’te kayıtsız şartsız teslim olduğu 8 Mayıs Fransa, İngiltere ve ABD tarafından “Avrupa’da Zafer Günü” olarak kutlanıyor. Rusya ise saat farkından dolayı kendi “Zafer Günü” kutlamasını 9 Mayıs’ta yapıyor. Ayrıca Ruslar, 1941-45 arasındaki bu savaşı “Büyük Vatanseverlik Savaşı” olarak adlandırıyor.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Putin’den F-16 Açıklaması: Meşru Hedef, Yok Edeceğiz

Batı’nın Ukrayna’ya temin etme sözü verdiği F-16 savaş uçaklarıyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Şu an tankları, zırhlı araçları ve çoklu roketatar dâhil diğer ekipmanları imha ettiğimiz gibi, bu uçakları da imha edeceğiz” dedi.

Vladimir Putin ayrıca, ABD’nin savunma harcamalarının Rusya’dan daha fazla olduğuna dikkat çekerek, Rusya’nın NATO ile savaşmayı planladığı iddialarının saçma olduğunu söyledi: “2022’de ABD (askeriyeye) 811 milyar dolar harcadı. Rusya Federasyonu ise 72 milyar dolar. Bu oranda NATO ile savaşa mı gireceğiz? Bu tamamen saçmalık.”

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Tver bölgesinde Rusya Savunma Bakanlığı’nın ordu havacılık eğitim merkezini ziyaret etti. Burada, Rus hava kuvvetlerinde görev yapan pilotlara hitaben konuşan Putin, ABD öncülüğündeki bu ittifakın Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılmasından bu yana Rusya’ya doğru genişlediğini, ancak Moskova’nın herhangi bir NATO ülkesine saldırma planı bulunmadığını belirtti.

“Bu devletlere yönelik saldırgan niyetlerimiz yok” ifadesini kullanan ve Rusya’nın hiçbir NATO ülkesinde gözü olmadığını söyleyen Putin, “Polonya ve Baltık ülkeleri gibi başka bazı ülkelere de saldıracağımız düşüncesi, ki Çekler de korkutuluyor, tamamen saçmalık” dedi.

Batı’nın Ukrayna’ya temin etme sözü verdiği F-16 savaş uçaklarıyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Rusya lideri, böylesi bir adımın Ukrayna’daki durumu değiştirmeye yetmeyeceğini savundu.

Putin, “F-16 savaş uçakları sağlarlarsa, ki öyle konuşuyorlar ve görünüşe göre pilotları da eğitiyorlar, bu savaş alanındaki durumu değiştirmeyecektir” açıklamasında bulundu. Rus lider “Ve şu an tankları, zırhlı araçları ve çoklu roketatar dâhil diğer ekipmanları imha ettiğimiz gibi, bu uçakları da imha edeceğiz” diye ekledi.

“Üçüncü ülkelerdeki hava sahalarında kullanılacaklarsa, elbette nerede tespit edilirse edilsin bizim için meşru hedef hâline geleceklerdir” diyen Putin, F-16’ların nükleer silah da taşıyabildiğini belirtti.

Putin, ABD’nin savunma harcamalarının Rusya’dan daha fazla olduğuna dikkat çekerek, Rusya’nın NATO ile savaşmayı planladığı iddialarının saçma olduğunu söyledi: “2022’de ABD (askeriyeye) 811 milyar dolar harcadı. Rusya Federasyonu ise 72 milyar dolar. Bu oranda NATO ile savaşa mı gireceğiz? Bu tamamen saçmalık.”

Paylaşın

Vladimir Putin: Moskova’daki Saldırının Sorumlusu ‘Radikal İslamcılar’

Moskova yakınlarında düzenlenen terör saldırısına ilişkin konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, saldırının sorumlusunun, “Radikal İslamcılar” olduğunu dile getirdi.

DW Türkçe’nin aktardığına göre; Televizyonda yayınlanan konuşmasında Vladimir Putin, “Bu suçun, İslam Dünyası’nın da ideolojisiyle asırlardır çatıştığı radikal İslamcılar tarafından işlendiğini biliyoruz” ifadelerini kullandı.

“Rusya’ya ve onun halkına karşı bu suçu işleyen ellerin kime ait olduğunu artık biliyoruz, şimdi bunun emrini verenin kim olduğunu bilmek istiyoruz” diyen Putin, böylece daha önce doğrudan Ukrayna’yı suçladığı söyleminden uzaklaşmış oldu. Bununla birlikte saldırganların, olayın ardından Ukrayna’ya kaçmaya çalıştıklarını öne süren Putin, bunun neden böyle olduğu sorunun gündeme geldiğini belirterek, “Onları orada kim bekliyordu” dedi.

Vladimir Putin, hafta sonunda yaptığı açıklamada, şüphelilerin Ukrayna sınırı yakınlarında ele geçirildiğini duyurmuş ve söz konusu zanlıların Ukrayna’ya geçişi için bir zaman diliminin belirlendiğini dile getirmişti. Ukrayna ise Moskova’dan gelen bu yöndeki tüm suçlamaları reddediyor.

Vladimir Putin, konuşmasının devamında, “Kendilerini inançlı birer Müslüman olarak gören radikal İslamcılar, nasıl tüm Müslümanlar için kutsal olan Ramazan ayında böyle vahşice bir suç işleyebiliyor?” sorusunu dile getirdi. Putin ayrıca, “Radikal ve terörist İslamcı örgütlerin, çatışmaların patladığı Ortadoğu’da adil bir çözümden yana tavır alan Rusya ile gerçekten çatışmaya girmek isteyip istemediğini bekleyip göreceklerini” ifade etti.

Moskova’nın kuzeybatısında yer alan Krasnogorsk’taki Crocus City Hall adlı konser salonuna giren eli silahlı saldırganlar, Rus makamlarının bildirdiğine göre en az 137 kişiyi öldürdü. Olaydan kısa süre sonra IŞİD saldırının sorumluluğunu üstlendiğini duyurdu. Saldırıda yaralanan 180’den fazla kişiden 50’sinin evlerinde tedavi edilmek üzere hastanelerden taburcu edildiği belirtiliyor.

IŞİD-H nasıl kuruldu, kimlerden oluşuyor?

Peki saldırıyı üstlenen IŞİD’in Afganistan merkezli Horasan kolu kim, hakkında neler biliniyor? Horasan, IŞİD’in en kanlı kolu olarak görülüyor. Horasan, Antik Çağ’da İran, Türkmenistan ve Afganistan’ın bazı bölgelerini de içeren bölgeye verilen addı. Faaliyetleri bu bölge dışına da yayılan IŞİD-H, 2015’ten bu yana Afganistan ve Pakistan’da binlerce kişinin ölümüne yol açtı.

2014 yılında Taliban ve El Kaide üyeleri tarafından Pakistan ve Afganistan’da kurulan örgüt, 2015 yılında kendini resmi olarak IŞİD’in Horasan kolu ilan etti. IŞİD gibi IŞİD-H da sınırlar ötesi bir halifelik kurma hedefi güdüyor.

Analistler, IŞİD-H üyeleriyle diğer radikal İslamcı örgütler arasında yakın temas bulunduğunu ve El Kaide, Taliban gibi örgütlerin savaşçılarından sık sık IŞİD-H’ya geçişler olduğunu belirtiyor. Taliban’ın Afganistan’da iktidarı 2021 yılı Ağustos ayında yeniden ele geçirmesi öncesinde ülkede bulunan ABD askerleri ve Afgan hükümet güçleri, IŞİD-H’nın çok sayıda üst ve orta düzeyde yetkilisine operasyon düzenleyerek öldürmüştü.

ABD askerlerinin ülkeden çekilmesiyle güvenlik alanında oluşan boşluğun örgüte yeni bir ivme kazandırdığı düşünülüyor. Örgüt Afganistan’da yeni eğitim kampları açarken uluslararası ağlarla bağlarını da geliştirdi.

Afganistan’da iktidardaki Taliban, IŞİD-H’nın ülkedeki faaliyetlerini engellemeye çalıştığını belirtiyor ve iktidara gelişinden bu yana örgütün binlerce üyesini yakalayıp hapse attığını iddia ediyor. Ancak örgütün ülkedeki etnik ve dini azınlıklara yönelik saldırılarındaki artış, Taliban’ın imkanlarının, örgütü zayıflatmak için yeterli ve etkili olmadığını gösteriyor.

Birleşmiş Milletler de El Kaide ve IŞİD-H gibi örgütlerin, Taliban üyeleriyle olan bağlantıları yoluyla ülkede kalan gelişmiş NATO silahlarına erişebilecekleri endişesini defalarca dile getirmişti.

IŞİD-H, 3 Ocak 2024’te İran’ın Kirman kentinde 95 kişinin öldüğü bombalı saldırıyı üstlenmişti. İran’ın Devrim Muhafızları ordusunun eski komutanı General Kasım Süleymani’nin 2020’de bir Amerikan operasyonuyla öldürülmesinin yıldönümünde, kabrinde toplanan kalabalığın yakınlarında iki bomba patlamıştı.

Haber ajanslarına yansıyan bilgilere göre ABD istihbaratı, Tahran yönetimini saldırı planları konusunda uyarmıştı. ABD’nin Moskova Büyükelçiliği, 7 Mart’taki duyurusunda, aşırılıkçıların Moskova’da saldırı hazırlığı içinde bulunduğu uyarısı yaparak ABD vatandaşlarına kalabalık gruplardan uzak durmaları çağrısında bulunmuştu.

Rusya iç istihbarat teşkilatı FSB de 7 Mart’ta Moskova yakınlarındaki Kaluga bölgesinde bir sinagoga silahlı saldırı planlarını engellediğini duyurmuştu.

Paylaşın

Rusya Seçimleri: Putin, Beşinci Kez Devlet Başkanı Seçildi

4 yılı başbakan olmak üzere, 24 yıldır Rusya’yı yöneten Vladimir Putin, beşinci kez aday olduğu devlet başkanlığı seçimini resmi olmayan sonuçlara göre kazandı. Putin, “Ukrayna’da ön cephede savaşanlar” başta olmak üzere Rusya halkına teşekkür etti.

Haber Merkezi / Rusya Merkez Seçim Komisyonu’na dayandırılan haberlere göre, kullanılan oyların yüzde 50’sinin sayılmasının ardından Putin’in oy oranı yüzde 87.34 olarak kaydedildi. Bu sonuca göre 71 yaşındaki Vladimir Putin, yüzde 76,7 oy aldığı 2018 seçimlerine kıyasla bu seçimi yaklaşık on puan artışla kazanmış oldu.

Rusya Merkez Seçim Komisyonu, üç gün süren seçime katılım oranının ise rekor düzey olan yüzde 74’ü aştığını bildirdi. Rusya’nın toplam seçmen sayısı 114 milyon.

Yine sandık çıkış anketlerine göre, pusulada yer alan diğer üç adaydan komünist Nikolai Kharitonov’un yaklaşık yüzde 4,6, Rusya’da parlamentonun alt kanadı olan Duma’nın Başkan Yardımcısı Vladislav Davankov’un yüzde 3,6, milliyetçi Leonid Slutsky’nin de yüzde 2,5 oy aldığı tahmin ediliyor.

Vladimir Putin, devlet başkanlığı görevi 2030’a kadar sürdürecek. Yapılan anayasa değişiklikleri sonucu Putin, altıncı dönem de devlet başkanlığına aday olabilecek.

Putin yaptığı konuşmada Rusya’da demokrasinin Batılı birçok ülkeden daha şeffaf olduğunu söyledi ve ülkede elektronik oy vermeye dikkat çekerek Rusya’da seçim kampanyasının ABD’den daha gelişmiş olduğunu belirtti.

Ukrayna’dan tepki

Rusya saldırılarına karşı uzun süredir direnen Ukrayna ise Putin’in seçim meşruiyetini tanımadığını açıkladı. Uluslararası hukuka aykırı olarak düzenlenen oylamanın yasadışı ve geçersiz olduğunu savunan Ukrayna Dışişleri Bakanlığı uluslararası topluma sonuçları tanımama çağrısında bulundu.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy Putin’in “hiç bir meşruiyeti” olmadığını savundu. Zelenskiy akşam saatlerinde yayınlanan video konuşmasında “Bu seçim sahtekarlığının hiçbir meşruiyeti yoktur ve olamaz” dedi. Ukranya lideri, “Bu şahıs (Putin) Lahey’de sanık sandalyesine oturmalıdır, dünyada yaşama ve dürüstlüğe değer veren herkes bunu görmelidir” diye konuştu.

Ukrayna’da savaş suçu işlediği iddiasıyla Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından Putin hakkında tutuklama emri çıkarılmıştı.

Liderlerden tebrik ve tepkiler

Seçim sürecinin meşruiyetine ilişkin yoğun suçlamalara rağmen, Kremlin lideri Putin yurt dışından ilk tebrikleri de kabul ediyor. Rusya devlet haber ajansı Tass’ın Pazartesi sabahı bildirdiğine göre Nikaragua, Tacikistan ve Venezuela devlet başkanları tebrik mesajları iletti.

Venezeella Devlet Başkanı Nicolás Maduro, “Putin (oyların) yüzde 87’sinden fazlasını alarak kolektif Batı imparatorluğuna karşı savaşı tamamen kazandı” ifadelerini kullandı.

Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega da Putin’in seçimi yeniden kazanmasını, “istikrara ve insanlık için daha iyi bir geleceğe katkıda bulunacak bir zafer” olarak tanımladı. Ortega seçimlerin örnek teşkil ettiğini ve sakin geçtiğini söyledi.

Tacikistan Devlet Başkanı İmamali Rahman ise Putin’in kazanmasını “ikna edici bir zafer” olarak niteledi.

Vladimir Putin’in Rusya’da yeniden devlet başkanı seçilmesine Batılı ülkelerden tepki geldi.

Almanya Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Cerstin Gammelin, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in Putin’i kutlamayacağını söyledi. Tagesspiegel gazetesine yaptığı açıklamada Gammelin, “Putin’e kutlama mesajı gönderilmeyecek” dedi.

2018 yılında Rusya’da yapılan bir önceki başkanlık seçiminde Cumhurbaşkanı Steinmeier, Vladimir Putin’i tebrik etmişti.

Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada da “Rusya’daki sözde seçimler ne özgür ne de adildir, sonuçlar kimseyi şaşırtmıyor” denildi.

Polonya hükümeti de seçimleri “yasal olmadığı” gerekçesiyle eleştirdi. Açıklamada seçimlerin “ağır baskı altında” ve Ukrayna’nın işgal altındaki bölgelerinde uluslararası hukukun ihlal edilerek gerçekleştirildiği savunulundu.

İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron da seçimin özgür ve adil bir ortamda düzenlenmediğini bildirdi. Oylamanın Ukrayna’nın işgal altındaki topraklarında yasadışı bir şekilde yapıldığının altını çizen Cameron, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’ndan (AGİT) uluslararası gözlemcilerin seçimi izlememesini ise eleştirdi.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü, Putin’in siyasi rakiplerini cezaevine attırdığını ve diğerlerinin de kendisine karşı seçimde yarışmasını engellediğini söyleyerek seçimlerin özgür ve adil olmadığını belirtti.

Paylaşın

ABD’den Putin’e ‘Nükleer’ Yanıtı: Sorumsuz Ve Düşüncesiz

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Adrienne Watson, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ülkesinin güvenliğinin tehlikeye girmesi halinde nükleer savaşa hazır olduğu yönündeki sözlerine ilişkin açıklamada bulundu.

VOA Türkçe’nin aktardığına göre; ABD’nin nükleer duruşunda bir değişiklik yapmadığını belirten Adrienne Watson, Rusya’nın Ukrayna savaşı boyunca kullandığı nükleer söyleminin “sorumsuz ve düşüncesiz” olduğunu söyledi.

Biden yönetiminden üst düzey bir yetkili de, anladıkları kadarıyla Putin’in bu sözleriyle Rusya’nın egemenliğinin tehdit altında olması halinde nükleer silah kullanacağına ilişkin nükleer doktrine atıfta bulunduğunu ve bunun yeni bir yaklaşım olmadığını söyledi.

İsminin açıklanmaması koşuluyla konuşan yetkili, ABD’nin nükleer duruşunda yeni bir düzenleme yapmak için bir sebep görmediklerini ve Rusya’nın Ukrayna’da nükleer silah kullanmaya hazırlandığına ilişkin bir gösterge olmadığını kaydetti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ülkesinin tehlikeye girmesi halinde teknik olarak nükleer savaşa hazır olduğu konusunda Batı’yı uyarmıştı.

15-17 Mart’ta yapılacak ve kendisinin altı yıl daha iktidarda kalmasına imkan vermesi muhtemel seçimler öncesinde konuşan Putin, soru üzerine, askeri açıdan nükleer savaşa hazır olduklarını söylemiş; ancak şu anda bu aşamada olmadıklarını da belirtmişti.

“Ukrayna savaşı kontrolden çıkabilir”

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova’dan da ABD ve Batı ülkelerinin tepkisine yol açması muhtemel bir başka açıklama geldi. Zaharova, “NATO’da ve Avrupa Birliği’nde bir ya da iki üye devletin düşüncesiz ve provokatif eylemleri sebebiyle Ukrayna’daki savaşın kontrolden çıkabileceği ya da coğrafi olarak genişleyebileceği” uyarısında bulundu.

Maria Zaharova, bir ülke ismi vermedi ancak bu uyarı Ukrayna’nın komşusu olarak Moskova kaynaklı tehditten endişe duyan Polonya’nın Cumhurbaşkanı ve Başbakanı’nın Beyaz Saray ziyaretinin ardına rastladı. Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda ve Başbakanı Donald Tusk ABD’deki temaslarında NATO’nun doğu kanadının güçlendirilmesine yönelik taleplerini dile getirmişti.

Ukrayna savaşı Moskova’nın Batı ile ilişkilerinde 1962’deki Küba Füze Krizi’nden bu yana en derin krizi tetikledi. Putin daha önce de nükleer savaş riskine ilişkin uyarıda bulunmuş ancak Ukrayna’da nükleer silah kullanımına ihtiyacı hiç hissetmediğini belirtmişti.

Rusya’nın nükleer silah kullanımına ilişkin doktrini, Rus devletinin varoluşunun doğrudan tehdit altında olması ve Rusya’ya karşı nükleer ya da başka kitle imha silahlarının kullanıldığı bir saldırıya karşılık verilecek olması halinde nükleer silah kullanılmasını öngörüyor.

Paylaşın

Putin’den Batı’ya Uyarı: Rusya, Nükleer Savaşa Hazır

Devlet televizyonuna açıklamalarda bulunan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkesinin tam olarak nükleer savaşa hazır olduğunu söyledi. Vladimir Putin, her şeyin o yöne doğru gitmediğini belirtti.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleriyle ilgili de konuşan Putin, iki ülkenin NATO’ya üye olmasını “anlamsız adım” olarak niteledi. Finlandiya sınırında şu ana kadar askerleri olmadığı ama artık olacağını söyledi.

ABD seçimlerine de değinen Rusya Devlet Başkanı Putin, Rusya’nın herhangi bir seçime müdahale etmediğini ve Amerikan halkının seçeceği liderle çalışacağını belirtti.

15 – 17 Mart’ta Rusya yapılacak devlet başkanlığı seçimini kazanmasına kesin gözüyle bakılan Vladimir Putin, devlet televizyonuna Gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Putin, Moskova’nın nükleer savaş senaryosu konusunda “acele etmediğini” belirterek, ülkesinin Ukrayna’da nükleer silah kullanımına gerek görmediğini söyledi. Putin, “ülkenin nükleer bir savaşa gerçekten hazır olup olmadığı?” yolundaki bir soru üzerine “Askeri ve teknik açıdan bakıldığında elbette hazırız” dedi.

Putin, “Rusya’nın varlığı tehdit edilirse nükleer silah kullanmaya hazır olduklarını” açıkladı. “Silahlar onları kullanmak için var ve bizim ortaya koyduğumuz kendi prensiplerimiz var.” diyen Putin, “Nükleer savaşa gerek yok, ama olursa buna teknik olarak hazırız” dedi.

ABD’nin nükleer testleri yapması durumunda Rusya’nın da aynısını yapabileceğini ifade eden Putin, “Bu gerekli değil… hala bunun hakkında düşünmemiz gerekiyor ama aynısını yapabileceğimizi de göz ardı etmiyorum.” dedi.

Putin, Rusya’nın Şubat 2022’den bu yana çatışmaların sürdüğü Ukrayna’da hiçbir zaman nükleer silah kullanma ihtiyacıyla karşılaşmadığını söyledi. Putin, “Kitle imha silahlarını neden kullanmamız gerekiyor? Hiçbir zaman böyle bir ihtiyaç olmadı.” dedi.

Rusya dünyada en fazla nükleer silaha sahip ülke

Federation of American Scientists-Amerikan Bilimcileri Federasyonu verilerine göre Putin 5800 nükleer silahı kontol ediyor.

Bunların 1200’ünün kullanılmaz durumda olduğu düşünülse de 4380’inin uzun ve kısa menzilli taktikesel nükleer silahlar olarak kullanılmak için depolarda bulunduğu belirtiliyor.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleriyle ilgili de konuşan Putin, iki ülkenin NATO’ya üye olmasını “anlamsız adım” olarak niteledi. Finlandiya sınırında şu ana kadar askerleri olmadığı ama artık olacağını söyledi.

Amerikan seçimlerine de değinen Putin, Rusya’nın herhangi bir seçime müdahale etmediğini ve Amerikan halkının seçeceği liderle çalışacağını belirtti.

Paylaşın