2021 Yılında 101 Bin 750 Esnaf İflas Etti

2021 genelinde 81 bin 159 esnafın sicilden terkinini, 20 bin 591 esnafın ise meslekten terkinini yaparak kepenk kapatmak zorunda kaldığını aktaran CHP’li Veli Ağbaba, “Birkaç yandaşı daha fazla zengin etmek için kuru bilinçli bir şekilde köpürten iktidar, 101 bin 750 esnafın iflasına sebep oldu” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Özellikle aralık ayının esnaf iflaslarının pik yaptığı ay olduğunu belirten Veli Ağbaba, “Dolar kurunun 18,40’ı gördüğü aralıkta sadece 13 bin 16 esnaf iflas etti. Yüksek döviz kuruna ve artan girdi maliyetleri nedeniyle ürün tedarikinde zorlanan esnaf, borç sarmalından kurtulmak için son çareyi ekmek teknesini elinden çıkarmakta buldu. Köpüğün maliyeti 2021 yılında esnafa açlık ve iflas olarak geri dönmüş oldu” dedi.

2021 yılında tescil edilen esnaf sayısının 2020 yılına göre yüzde 21 oranında azalarak 287 bin 550’ye gerilediği bilgisini veren Ağbaba, “Tescil sayısının azalması ve iflas sayılarında yaşanan artışlar, esnafın artık iktidarın ekonomi politikalarına güvenmediğinin de en büyük kanıtı oldu” ifadelerini kullandı.

2022’nin henüz ilk iki haftasını geride bırakmamıza rağmen zamların ardı arkasına kesilmediğine vurgu yapan Ağbaba, “A’dan Z’ye tüm girdi maliyetleri ikiye katlanmış durumda. Henüz kepenk kapatıp, iflasını ilan etmemiş esnaf ise; hem bankalara borçlu hem BAĞ-KUR primlerini yatıramaz haldeler” dedi.

En düşük Bağkur priminin 1726 TL’ye yükseldiğini, esnafın elektrik ve doğalgaza gelen zamlar nedeniyle dükkânında müşterisini karanlıkta karşılamak zorunda kaldığını aktaran Ağbaba’nın konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklama şöyle;

“Esnaf ve Sicil Gazetesi verilerine göre; 2021 yılının genelinde meslekten ve sicilden terkinini yaparak iflas eden esnaf sayısı en az 101 bin 750 olarak kayıtlara geçti. Birkaç yandaşı daha fazla zengin etmek için kuru bilinçli bir şekilde köpürten iktidar, 101 bin 750 esnafın iflasına sebep oldu.

2021 yılının genelinde 81 bin 159 esnaf sicilden terkinini, 20 bin 591 esnaf ise meslekten terkinini yaparak kepenk kapatmak zorunda kaldı. Toplamda 101 bin 751 esnafın iflas ettiği 2021 yılında Aralık ayı, esnaf iflaslarının pik yaptığı ay oldu. Dolar kurunun 18,40’ı gördüğü aralık ayında sadece 13 bin 16 esnaf iflas etti.

Yüksek döviz kuruna ve artan girdi maliyetleri nedeniyle ürün tedarikinde zorlanan esnaf, borç sarmalından kurtulmak için son çareyi ekmek teknesini elinden çıkarmakta buldu. ‘Köpüğün’ maliyeti 2021 yılında esnafa açlık ve iflas olarak geri dönmüş oldu.

Ekonomik krizin pik yapması ve piyasalarda yaşanan güvensizlik neticesinde 2021 yılında tescil edilen esnaf sayısında da azalmaya neden oldu. 2021 yılında tescil edilen esnaf sayısı 2020 yılına göre yüzde 21 oranında azalarak 287 bin 550’ye geriledi. Tescil sayısının azalması ve iflas sayılarında yaşanan artışlar, esnafın artık iktidarın ekonomi politikalarına güvenmediğinin de en büyük kanıtı oldu.

‘Esnaf köşeye sıkışmış durumda’

2022 yılının henüz ilk iki haftasını geride bırakmamıza rağmen zamların ardı arkasına kesilmedi. A’dan Z’ye tüm girdi maliyetleri ikiye katlanmış durumda. Henüz kepenk kapatıp, iflasını ilan etmemiş esnaflar ise hem bankalara borçlu hem BAĞ-KUR primlerini yatıramaz haldeler. En düşük bağ kur primi 1726 TL’ye yükselmiş durumda.

Esnaflar, elektrik ve doğalgaza gelen zamlar dükkânında müşterisini karanlıkta karşılamak zorunda kalıyor. Esnaf pandemi sürecinde çektiği kredilerin faizleri ve piyasaya olan borçları yüzünden adeta köşeye sıkışmış durumda. Esnaf, bugün sattığı ürünü yarın aynı fiyatla yerine koyamamaktan şikâyetçi.  Halen bir umut evine ekmek götürmek için bekleyen, ekmek teknesini terk etmeyen esnaf ise esasında yaşadığı sıkıntılar göz önüne alındığında fiilen iflas etmiş durumdadır.”

Paylaşın

MB’nin Faiz İndirimi Kararıyla Asgari Ücret 8 Dolar Kaybetti!

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indirim kararının yankıları devam ediyor. Konuya ilişkin değerlendirme yapan CHP’li Ağbaba, “Merkez Bankası’nın faizi 1 puan düşmesiyle asgari ücret, bugün itibariyle tam 8 dolar değer kaybetti. Ekonomideki bu kötü gidişattan, ‘ekonominin sorumlusu benim’ diyen Tayyip Erdoğan sorumludur. Merkez Bankası Erdoğan’dan talimat alarak faizi indirdi. Tek adam yönetiminin en büyük özelliği budur. Türkiye’nin bütün sorunlarının kaynağı da budur.” dedi.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Malatya İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında Türkiye gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Merkez Bankası’nın kararı, Erdoğan’ın zincir marketler ve Kürt sorununa ilişkin açıklamalarını değerlendiren Ağbaba’nın açıklamaları şöyle;

“Türkiye’nin en önemli gündemi ekonomi. Dünya’nın sayılı ekonomistlerinden Erdoğan faizin yüksekliğinden bahsediyor. Merkez Bankası faizi nasıl düşürürüz diye düşünüyordu. Sonra karışımıza çekirdek enflasyonu diye bir şey çıktı. Dün Merkez Bankası faizi 1 puan düşürüp yüzde 18 olarak açıkladı. Saniye geçmeden dolar 8,80 TL’ye yükseldi. Asgari ücret, bugün itibariyle tam 8 dolar değer kaybetti.

Ekonomideki bu kötü gidişattan, ‘ekonominin sorumlusu benim’ diyen Tayyip Erdoğan sorumludur. Merkez Bankası Erdoğan’dan talimat alarak faizi indirdi. Tek adam yönetiminin en büyük özelliği budur. Türkiye’nin bütün sorunlarının kaynağı da budur.

Bir yalan rüzgarına kapılmış durumdayız. Türkiye yalan ve manipülasyonla yönetiliyor. Bir tarafta yandaş kanallarda güllük gülistanlık bir Türkiye, diğer tarafta yoksulluğun pik yaptığı, çocukların yurt bulamadığı bir dönem yaşıyoruz. Malatya’da da çocuklar yurt bulamıyor. Bizi arayan herkes yurt ve burs için arıyor. ‘Ekonomimiz uçuyor’ dediler, sadece yalanlar uçuyor.

Açıkladıkları işsizlik, enflasyon, korona vaka sayıları yalan, her şey yalan. 200 TL’lik banknot, ilk çıktığı 2009 yılında 130 dolar ediyordu. Şimdi bugün 200 TL, 22 dolar ediyor. Türk parasının alım gücü tam 108 dolar düşmüş. Para pul olmuş, tarihinin en değersiz dönemini yaşıyor. Türkiye ekonomisinin gerçeği budur.”

Sorumlu zincir marketler değil, sorumlu sensin!

Erdoğan ne diyor: Beş zincir market piyasayı alt üst ediyor. Erdoğan her soruna bir günah keçisi buluyor. Ülkeyi yöneten kendisi ama bu pahalılığın sorumlusu zincir marketler. Faizin yüksek olmasının suçlusu faiz lobisi, dolar yükselince suçlu dolar lobisi. Eskiden patlıcan, domates, soğan lobisi vardı. Bir de üst akıl vardı, dış güçler vardı. Tek sorumlu olmayan ise kendisi. Bu zincir marketleri kuran sen değil misin? Bu marketleri kuran AKP’nin kurucusu değil mi? Aylardır bu marketlere bir sınırlama getirin dedik, dinlemediler. Şimdi her sokakta üçer beşer tane zincir market var.

Zincir marketlerin sorumlusu sensin. Bu fiyat zamlarının sorumluluğunu da zincir marketlere yüklüyor, akıl ve mantık dışı konuşuyor. Gerçek enflasyon yüzde 40’a dayanmış. Gıda enflasyonu yüzde 29. Ürünler niye pahalı: Gübre pahalı, ilaç pahalı, mazot pahalı. Dolar her gün artıyor, mazot artıyor, elektrik ve doğalgaza her ay istisnasız zam yapılıyor. Sorumlusu kim CeHaPe. Bir Cumhurbaşkanı raflardaki fiyat artışının sorumluluğunu nasıl marketlere yıkar. Dünyanın en pahalı mazotunu, elektriğini, gübresini kullandırırsan fiyatlar da artar.

Türkiye’deki krizin sebebi ne zincir marketlerdir, ne soğandır, ne patlıcandır. Sorumlu AKP’dir, tek adam sistemidir, Türkiye’yi 2018’de bu yönetime mahkûm edenlerdir. Biz zincir marketleri ‘üç harfliler’ olarak tanımlıyoruz. Buna bir düzenleme getirilsin diyoruz. Zincir marketler terör yaratıyor diyoruz. İndirim zincirlerine nüfus yoğunluğuna göre düzenleme getirilmeli ve 10 bin nüfusun altında zincir marketler açılmamalıdır.

Zincir marketler açılmadan şehirlerde ilgili esnaf oda ve birliklerine danışılmalıdır. Bu marketler her şeyi satıyor; fotoğraf makinesinden suyuna, perdesinden kırtasiyesine kadar her şeyi satıyor. Bu marketlerin mesken binalarda açılması yasaklanmalıdır. Marketlerin açılış ve kapanış saatleri düzenlenmeli. Haftanın en az bir günü kapalı kalmalıdır. Raporumuzda da yer alan bu tedbirleri alırsan bu sorun bir dakikada çözülür. Bu tedbirleri almazsan bu iş olmaz, bu kadar basit.

Erdoğan’a göre Kürt sorunu bir var, bir yok!

Kürt Sorununa ilişkin Genel Başkanımız ‘HDP ile Meclis’te çözülür’ dedi. Bizim 2013’te AKP’nin Kandil’de PKK yöneticileriyle konuşurken de görüşümüz buydu. İmralı’da Elebaşı Öcalan’la görüşürken de düşüncemiz buydu. Bu iş Meclis’te çözülür, muhatap meşru olmalıdır. Muhatap Kandil ve İmralı olmamalıdır. Erdoğan’ın ‘Kürt sorunu’ imtihanı mekâna ve duruma göre değişiyor. Erdoğan’ın tarihçesini sizlere hatırlatalım.

Tarih 2002, yer Moskova. Ne diyor: ‘Kürt sorunu var diye inanmayacaksın. Yok diye inanacaksın. Sorun var diye inanırsan sorun olur. Sorun yok dersen, sorun ortadan kalkar.’

Tarih 2005, yer Diyarbakır: ‘İlla her soruna bir ad koymak da gerekmez. Çünkü sorunlar hepimizindir. Ama illa ‘Ad koyalım’ diyorsanız Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur. Benim de sorunumdur.’

Tarih 2011, yer Muş: ‘Bu ülkede artık Kürt sorunu yoktur. Kabul etmiyorum. Bu ülkede Kürt kardeşimin sorunu var, ama Kürt sorunu artık yok.’

Tarih 2015, yer Balıkesir Ticaret Odası: ‘Şimdi varsa yoksa bakıyorsun Kürt sorunu. Kardeşim ne Kürt sorunu ya. Artık böyle bir şey yok. Neyin eksik senin? Başbakan çıkardın mı, bakan çıkardın mı, çıkardın.’

Tarih 2018, yer Diyarbakır: ‘Biz Kürt sorunu yoktur diyoruz. Herkes gibi sizlerin de özgürlüklerini biz güvence altına aldık. Her kim hangi Kürt kardeşimin hakkını gasp etmeye kalkarsa karşısında beni bulur. Var mı engel?’.

Tarih 2019: ‘Biz Kürtler için her şeyi yaptık. Kürt meselesi var demek bana, bize hakarettir. Türkiye meselesi vardır, Türkiye’yi bir bütün olarak ele almak gerekir. Ben Kürtleri ayırmadım.’

Tarih 2020, yer TBMM: ‘Kürt sorunu diyorlar, ne Kürt sorunu ya? 2005’te Diyarbakır’daki konuşmamda, ‘Bu ülkede Kürt sorunu yoktur, varsa da bunun sorumlusu benim ve biz çözeceğiz’ dedim. Bunları biz çözdük. Bu ülkede Kürt sorunu yoktur.’

Tarih 2021, yer Diyarbakır: ‘Biz Diyarbakır’da 2005 yılında size ne demişsek bugün de aynı yerdeyiz, yarın da aynı yerde olacağız. Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur. Benim de sorunumdur’

Tarih dün, yer ABD: ‘Yok Kürt sorununu çözmektir, yok şudur, yok budur…’ Türkiye’de böyle bir sorun yok. Eğer birliğe, beraberliğe, kardeşliğe inananlar varsa buyursunlar hep beraber yola devam edelim’

Erdoğan’a göre Kürt sorunu bir ‘var’, bir ‘yok’. Erdoğan’ın yarın ne söyleyeceğini de merakla bekliyoruz.”

Paylaşın

CHP’li Ağbaba: Yurttaşlar Ramazan sofrası kuramıyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, yaptığı yazılı basın açıklamasında, “Erdoğan’ın lebalep doldurduğu kongreler sayesinde, asgari ücretliler ve günlük 50 TL ile geçinmeye çalışan aileler bu yıl ramazanda açlığa terk edilmiş durumda.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, yeni tip koronavirüs (Kovid 19) salgını ile birlikte ortaya çıkan ekonomik krize ilişkin yazılı bir basın açıklaması yaptı. Yurttaşların Ramazan sofrası kuramadığı belirtilen açıklama şöyle;

“Pandemi krizi ile birlikte ortaya çıkan ekonomik kriz en çok dar gelirli yurttaşın sofrasını vurmaya devam ediyor. Ekonomik krizin etkisi şaibeli TÜİK verilerinde dahi gizlenemiyor. Artan gıda fiyatları bu yılda yurttaşın ramazan sofrasında ki lokmaları azaltmaya devam ediyor.

Türkiye yüzde 16,19’luk enflasyon oranında Avrupa Ülkeleri arasında 1. Sıradayken, G-20 ülkeleri arasında ise yüksek enflasyonda Arjantin’den sonra 2. Sırada yer alıyor. Dünya’da 30’dan fazla ülkede yıllık enflasyon sıfır ya da sıfırın altında; 50 ülkede yıllık enflasyon yüzde 1’in altında yer alıyor.

Yani bir başka deyişle dünya genelinde 89 ülke, Türkiye’de aylık olarak enflasyonda yaşanan artıştan daha düşük yıllık enflasyona sahip. Erdoğan’ı ramazanda milyonlarca emekçiye verdiği 2,30 TL’lik zam sadece 2 adet daha fazla yumurta almaya yetebiliyor.

Erdoğan ramazan ayında yeni kısıtlamaları açıklarken virüsün yayılma hızından sanki kendisi sorumlu değilmiş gibi faturayı yine çalışanlara kesmişti. Erdoğan’ın fedakârlık istediği yurttaşlar ise ramazan ayında açlığa terk edildi. Sadece geçtiğimiz Mart ayında bugüne;

Yumurtaya yüzde 63, Tavuğa yüzde 44, Ay çiçek yağına yüzde 59, Mercimeğe yüzde 44, domates ve ekmeğe ise en az yüzde 20 oranında zam geldi. Artan zamlar karşısında Erdoğan ise 2,30 Kuruşluk zam ile günlük 50 TL aylık 1500 TL ücretsiz izin desteğini ise müjde olarak sundu.

Asgari ücret 2021 yılında yüzde 21,56 artarak 2825 TL olması alım gücündeki azalışı engelleyemedi. Geçtiğimiz yıl 2324 TL ile asgari ücret ile 4 bin 742 adet yumurta alınabiliyorken, asgari ücretin 2825 TL’ye çıkmasına rağmen yumurtadaki alım gücü 1211 adet daha düştü.

Asgari ücretteki artışa rağmen alım gücü pirinçte 15 kg, unda 10 Kg, Mercimekte ise 47 kg azaldı. Erdoğan’ın lebalep doldurduğu kongreler sayesinde, asgari ücretliler ve günlük 50 TL ile geçinmeye çalışan aileler bu yıl ramazanda açlığa terk edilmiş durumda.”

Paylaşın

CHP’li Ağbaba: OHAL Bitti, Komisyonu Kaldı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Veli Ağbaba, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kamudan ihraçlardaki mağduriyetleri gidermek için kurulan ‘OHAL Komisyonu’ hakkında açıklamada bulundu.

Ağbaba, “OHAL bitti yıkıcı etkileri devam ediyor. 4 ay sonra görev süresi dolacak OHAL Komisyonun önünde 88 bin dosya bekliyor. Her 15 kişiden 14’ünün başvurusu reddediliyor. Bu şartlarda adalet beklemek saflık olur” dedi.

OHAL’in ilan edilmesinden yaklaşık 6 ay sonra 23 Ocak 2017 tarihinde kurulan OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu, 22 Mayıs 2017 tarihinde dosyaları incelemeye başladı. Komisyon KHK’lerde adı geçen ve başta ihraç edilenler olmak üzere kamu çalışanlarının başvurularını incelemeyi sürdürüyor. OHAL İnceleme Komisyonun son açıkladığı verilere göre 118 bin 660 başvurudan 30 bin dosyanın incelendiği, bin 900 kişinin göreve iade edildiği, 28 bin 100 dosyanın reddedildiği, 88 bin 660 müracaatın incelenmesine devam edildiği belirtilmişti.

“OHAL komisyonunun kendisi OHAL kadar mağduriyet yaratmaktadı”

Haksız hukuksuz yere kamudan ihraç edildiklerini söyleyen yüz bini aşkın insanın hayalleri ile oynamanın kimsenin hakkı olmadığını belirten Ağbaba, “OHAL komisyonunun kendisi OHAL kadar mağduriyet yaratmaktadır. AKP Hükümeti binlerce kişinin AİHM’e başvuru yapacağını bildiği için bu komisyonu mağdurların iç hukuk yollarını tüketmesini engellemek için kurduğu bir gerçektir. Süreç uzadıkça mağduriyetler de artmakta, geri dönüşü olmayan yeni sorunlar ortaya çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Bu şartlarda adalet beklemek saflık olur”

“OHAL bitti yıkıcı etkileri devam ediyor” diyen Ağbaba, 4 ay sonra görev süresi dolacak OHAL Komisyonun önünde 88 bin dosya bekliyor.Bu gidişle komisyonun görev süresi defalarca uzatılacak. 2 yılda her 4 dosyadan biri incelendi. Her 15 kişiden 14’ünün başvurusu reddedildi. Bu şartlarda adalet beklemek saflık olur.”dedi.

“Kağnı hızında ilerleyen bu süreç…”

Ağbaba, OHAL Komisyonunun ağzından kerpetenle laf alındığını belirterek, alınan kararlar sadece başvurulan kişilere gönderiliyor. Kabul veya ret kararlarının nasıl verildiğini, hangi kriterlere göre değerlendirildiğini ne mağdurlar ne de avukatları göremiyor. Uzmanlar başvurusu reddedilenlerin önünde idari yargı, istinaf, Danıştay, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gibi uzun bir yargı yolu olduğunu, en son ihraç edilen kişinin AİHM’ye kadar önünde en az 10 yıl olduğunu belirtiyor. Kağnı hızında ilerleyen bu süreç zaten hukuksuz olan binlerce ihraç mağdurları ve ailelerinin hukuka inançlarının yitirilmesine sebep oldu” ifadelerini kullandı.

Paylaşın