CHP’den DEM Parti’ye Yanıt: Çözümün Adresi TBMM’dir

DEM Parti’nin “CHP olmadan olmaz” sözlerine yanıt veren CHP Milletvekili Veli Ağbaba, “2013’te yapılan ve büyük şovla açıklanan çözüm sürecinde sonra Türkiye’nin neler yaşadığını hep beraber gördük. O zaman da söyledik bu zamanda da söylüyoruz; bu çözümün adresi Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir” dedi.

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, önceki gün yaşanan depremin ardından Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde yurttaşlarla buluştu. Bianet’in aktardığına göre; Halkın sorunlarını dinleyen Ağbaba, daha sonra ‘yeni süreç’ tartışmalarına ilişkin konuştu.

Ağbaba, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan’ın dün akşam gazetecilerle yaptığı toplantıda “CHP olmadan olmaz” sözlerine yanıt verdi. “Meselenin çözüm adresi Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir” diyen Ağbaba, şunları söyledi:

“Devlet Bahçeli’nin DEM partisi milletvekillerinin ellerini sıkmasından biz rahatsız değiliz. Doğru olan da budur, siyasi meşru seçilmiş insanların birbiriyle el sıkışması doğrudur. Geçmişteki Devlet Bahçeli’nin söylediği; ‘DEM kapatılmalıdır, DEM’e para verilmemelidir, bunlar Meclis’ten atılmalıdır’ diyen Sayın Bahçeli çok keskin bir dönüşle DEM’lilerle el sıkıştı.

Tabi bu çözüm süreciyle ilgili şunu söylemek lazım; Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz ne Devlet Bahçeli’nin hapsettiği yerde ne de Bakırhan’ın işaret ettiği yerde değiliz. Biz kendi siyasetimizi, kendi inandığımız siyaseti savunmaya devam edeceğiz.

Başkanımız da ifade etti; anaların gözyaşları dinlemelidir, şehit haberlerini artık almamalıyız. Bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi ne inisiyatif alması gerekirse alacaktır ancak her zaman söylediğimiz gibi her meselenin çözüm adresi Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. 2013’te yapılan ve büyük şovla açıklanan çözüm sürecinde sonra Türkiye’nin neler yaşadığını hep beraber gördük. O zaman da söyledik bu zamanda da söylüyoruz; bu çözümün adresi Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.”

Çözüm süreci: Çözüm süreci, 2013-2015 yılları arasında PKK ile devlet arasında başlayan müzakereleri ifade ediyor. Bu süreç, Kürt sorununu barışçıl yollarla çözmek amacıyla başlatılmıştı. Sürecin temel unsurları arasında, silah bırakma, demokratik reformlar ve Kürt kimliğine yönelik hakların genişletilmesi yer almaktaydı. PKK lideri Abdullah Öcalan, bu müzakerelerde kilit bir figür olarak rol almıştı. Ancak 2015’te çatışmaların yeniden başlamasıyla çözüm süreci fiilen sona ermişti. Bu dönem, Türkiye’deki siyasi dinamiklerde önemli değişimlere neden olmuştu.

28 Kasım 1978’de Diyarbakır’ın Lice ilçesinde kurulan PKK, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere, Fransa, Türkiye ve pek çok başka devlet tarafından terör örgütü kabul ediliyor. PKK lideri Öcalan, terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldığı 1999 yılından beri, Marmara Denizi’ndeki İmralı Cezaevi’nde bulunuyor.

Paylaşın

Son 22 Yılda Mahkum Sayısı Yüzde 500 Arttı

AK Partinin iktidara geldiği dönemin başlarında yani 31 Aralık 2002 tarihi itibarıyla hapishanelerde yaklaşık 60 bin mahkum bulunurken aradan geçen 22 yılda, mahkum sayısında yüzde 500 artış yaşandı. 2024 Ekim tarihi itibarıyla hapishanelerde olan mahkum sayısı 362 bin 422’ye ulaştı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, son dönemde tırmanışa geçen kadına şiddet, çocuk istismarı, uyuşturucu, yaralama başta olmak üzere suç oranlarındaki artışı gözler önüne seren bir rapor yayımladı. Rapor, güvenlik politikalarının ve sosyal önleyici tedbirlerin yetersizliğini gözler önüne serdi.

BirGün’ün aktardığı rapora göre; AKP’nin iktidara geldiği dönemin başlarında yani 31 Aralık 2002 tarihi itibarıyla hapishanelerde yaklaşık 60 bin mahkum bulunurken aradan geçen 22 yılda, mahkum sayısında yüzde 500 artış yaşandı. 2024 Ekim tarihi itibarıyla hapishanelerde olan mahkum sayısı 362 bin 422’ye ulaştı.

31 Aralık 2023 tarihinde hapishanelerde bulunan mahkum sayısı 291 bin 911 iken 1 Ekim 2024 tarihinde ise 362 bin 422’ye yükseldi. Yani 9 ayda tahliye olanlar hesaba dahil edilmeden 70 bin 511 kişi daha hapse girdi. Bu veriler üzerinden bakıldığında ayda 7 bin 835, haftada ise bin 958 kişinin mahkum olduğu görüldü.

Hapishanelerde hırsızlık, konut dokunulmazlığı ihlali, kasten yaralama, uyuşturucu satmak / kullanmak, dolandırıcılık gibi suç türlerinin mahkum sayısının yarısına denk geldiğine dikkat çeken Ağbaba, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bu da Türkiye’nin ceza adaleti sistemi ve toplumsal yapısı üzerinde derin etkiler yaratan bir sorun haline gelmiştir. Son yıllarda, çeşitli suç tiplerinde yaşanan artış ve yargı süreçlerindeki yoğunluk, cezaevi nüfusunun hızla büyümesine yol açmıştır. Bu durum, ceza infaz kurumlarındaki kapasite sorunlarını daha da belirgin hale getirirken, mahkumların rehabilitasyonu ve topluma kazandırılması konularında da önemli zorluklar doğurmaktadır. Bu artışın nedenleri ve sonuçları, hem hukuki hem de toplumsal açıdan detaylı bir inceleme gerektirmektedir.”

Türkiye’de suç işleme yaşının düşmesinin toplum için ciddi bir alarm niteliği taşıdığını kaydeden Ağbaba, “Gençlerin suça yönelmesi, aile, eğitim ve sosyal yapıda derin sorunların varlığına işaret eder. Son günlerde toplum olarak herkesin üzerinde durduğu gençlerin suça sürüklenmesi konusu hapishanelerdeki çocuk mahkum sayılarına da belirgin olarak yansımaktadır” dedi.

2024 Nisan ayında çocuk mahkum sayısının 2 bin 912 iken 1 Ekim 2024 tarihinde 3 bin 532’ye yükseldiğini kaydeden Ağbaba, “6 ayda 620 çocuk suç işlediği için hapse girmiş” ifadelerini kullandı.

Suça bulaşan çocukların sayısındaki artışın, Türkiye’de toplumsal ve ailevi yapıların karşı karşıya olduğu önemli bir sorun olarak öne çıktığı ifade edilen raporda, özellikle ekonomik sıkıntılar, eğitim eksikliği, aile içi şiddet ve sosyal çevrenin olumsuz etkilerinin çocukları suça yönelten temel faktörler arasında yer aldığı ifade edildi.

Genç yaşta suça karışan bireylerin sayısındaki artışın sadece güvenlik açısından değil, aynı zamanda gelecekteki toplumsal refah ve uyum için de ciddi tehditler oluşturduğuna dikkat çekildi.

Raporda, şu ifadeler yer aldı: “2023 yılında 178 bin 834 çocuk suça sürüklenme sebebiyle güvenlik birimlerine gelmiş veya getirilmiş. Güvenlik birimine getirilen çocuklar, %39,8’ine yaralama, %20,8’ine hırsızlık, %7,7’sine pasaport kanununa muhalefet, %4,9’una uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak, %4,0’ına ise tehdit suçları nedeniyle işlem yapılmıştır.

Ülkemizin aydınlık geleceği çocuklarımızın çok küçük yaşta suça sürüklendiği ve ailerin tedirgin olduğu bir dönemden geçiyoruz. Siyaset üstü olan bu konuda çocuklarımız ve geleceğimiz için atılacak adımları bütün siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri ile detaylı şekilde araştırmak ve çözüm yollarını bulmak gerekiyor.

Suç oranının her geçen gün arttığı ülkemizde diğer üzücü bir durum ise suç işleme yaşının da düşmesidir. 2023 yılı içinde 11 yaş altı 9 bin 935 çocuk suça sürüklendiği için güvenlik birimlerine getirilmiştir. Oyun çağında ve eğitimle geleceğini örmesi gereken bu çağdaki çocuklarımızın suça bulaşması çok ama çok dikkate alınması gereken bir konudur.”

Bir yıl içinde 190 bin çocuğun suça sürüklenmesinin çok vahim bir durum olduğu kaydedilen raporda, “Bu durum, çocuklara yönelik koruyucu ve önleyici politikaların güçlendirilmesi gerekliliğini daha da acil hale getirmektedir. Çocukların erken yaşta suça bulaşması karşısında alınan önlemlerin yetersiz kalması, toplumsal sorumluluğumuz açısından büyük bir eksikliktir. Suçun önlenmesi, sadece cezai yaptırımlarla değil, çocukların güvenli ve sağlıklı ortamlarda büyümelerini sağlayacak bütüncül politikalarla mümkündür. Eğitimde, aile yapısında ve sosyal destek sistemlerinde eksiklikler varken, çocukların suça sürüklenmesini sadece bireysel hatalar olarak görmek yanıltıcıdır” denildi.

Raporda son olarak, “Erken yaşta suç eğilimi gösteren çocuklar ve gençler için koruyucu önlemler alınmalı ve topluma kazandırılmaları sağlanmalıdır” çağrısı yapıldı.

Paylaşın

CHP’den “Asgari Ücret” Çağrısı: En Az 21 Bin 422 Lira Olmalı

Enflasyonun sebebinin asgari ücretli olmadığını belirten CHP Milletvekili Veli Ağbaba, TÜİK’in 6 aylık resmi enflasyonuna göre hesaplandığında dahi, Temmuz ayı net asgari ücretinin “en az” 21 bin 422 TL olması gerektiğini belirtti.

Veli Ağbaba, açıklamasının devamında, “Türkiye, hem yüksek enflasyonda hem de gıda enflasyonunda tüm Avrupa ülkeleri arasında birinciliği kimseye kaptırmazken, hükümet sanki enflasyonun sebebini ücretlerdeki artış yaratıyormuş gibi bir algı yaratmaya çalışmaktadır. Asgari ücrete Temmuz ayında artış yapılmamasına gerekçe de bunu göstermektedirler” dedi ve ekledi:

“Oysaki Dünya ülkelerine baktığımızda asgari ücretleri bizden çok yüksek olmasına rağmen, enflasyonları bizle kıyaslanmayacak kadar düşüktür. Öyle ki neredeyse tüm Dünya’da ülkelerin yıllık enflasyonları bizim aylık enflasyonumuzdan daha düşük çıkmaktadır.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Türkiye’deki asgari ücreti Dünya ülkeleriyle kıyaslayarak, hem Avrupa hem Dünya’da asgari ücretlinin alım gücünü karşılaştırdı.

Birgün’ün aktardığına göre; Asgari ücrete Temmuz ayında zam yapılmayacağının duyurulması üzerine, TÜİK’in 6 aylık resmi enflasyonuna göre hesaplandığında dahi, Temmuz ayı net asgari ücretinin  “en az” 21 bin 422 TL olması gerektiğini belirten Ağbaba’nın açıklaması şu şekilde:

“Bakan Vedat Işıkhan Temmuz’da zam yapmayacağız dedi. Asgari ücret 1998 yılında 3 kez, 2000 yılında 3 kez, 2008 yılında 2 kez, 2011 yılında 2 kez, 2013 yılında 2 kez, 2015 yılında 2 kez, 2022 yılında 2 kez ve 2023 yılında 2 kez asgari ücret belirlenirken, 2024’te hele de böyle enflasyonist bir ortamda 1 kez asgari ücret açıklamak vicdansızlıktır. Avrupa’nın 1.  Dünyanın en yüksek 3. enflasyonuna sahip bir ülkede asgari ücreti 1 kez değerlendirmek milyonlarca emekçiye ‘ölün’ demektir.

Eğer AKP bu inadından vazgeçmezse, CHP olarak çok net tepki vereceğiz. Hem insanları açlığa mahrum et, hem enflasyon altında ezilmesini izle hem de haklı taleplerine kulaklarını tıka. Kusura bakmasınlar, ara zam yoksa sokak var.”

Ocak-Mayıs döneminde TÜİK tarafından açıklanan 5 aylık resmi enflasyon artışı yüzde 22,72 olarak açıklanmıştır. Haziran enflasyonunun yine yüzde 3 civarında açıklanacağı beklenmektedir. Ocak-Haziran 2024 döneminde 6 aylık enflasyon yüzde 26 seviyelerinde gerçekleşecektir.

Asgari ücrete sadece 6 aylık resmi enflasyon kaybı eklendiğinde, net asgari ücretin en az 21.422 TL olması gerekmektedir.

ENAG’ın açıkladığı Ocak- Mayıs enflasyon verilerine göre ise yüzde 27,59 enflasyon gerçekleşmiştir. Haziran sonunda ise yüzde 5’lik bir artışla yılın ilk 6 aylık enflasyonun en az yüzde 33 civarında olacağı düşünülmektedir.

ENAG verilerine göre yüzde 33 artış hesaplandığında ise net asgari ücretin en az 22.612 TL olması gerekmektedir.

AB ülkelerinde ortalama enflasyon oranı yüzde 2,6 oldu.

Türkiye yüzde 75,45’lik enflasyonla Avrupa’nın en yükseği!

Dünyada birçok ülkede enflasyon düşerken, en yüksek enflasyona sahip ülkelerin başında Arjantin ve Türkiye gelmektedir. Arjantin’de enflasyon oranı Nisan 2024’te yüzde 289,40 iken, Türkiye’de Mayıs 2024 verilerine göre yüzde 75,45 oldu. Arjantin ve Suriye’den sonra yüksek enflasyonda Dünya 3’üncüsüyüz!

OECD ülkelerinin ortalamasında ise yıllık enflasyon Mayıs 2024’te yüzde 5,74 seviyesinde genel olarak sabit kalırken, Türkiye OECD ülkeleri içinde de en yüksek enflasyona sahip ülke!

“Enflasyonun sebebi asgari ücret değil”

Türkiye, hem yüksek enflasyonda hem de gıda enflasyonunda tüm Avrupa ülkeleri arasında birinciliği kimseye kaptırmazken, hükümet sanki enflasyonun sebebini ücretlerdeki artış yaratıyormuş gibi bir algı yaratmaya çalışmaktadır.

Asgari ücrete Temmuz ayında artış yapılmamasına gerekçe de bunu göstermektedirler.

Oysaki Dünya ülkelerine baktığımızda asgari ücretleri bizden çok yüksek olmasına rağmen, enflasyonları bizle kıyaslanmayacak kadar düşüktür. Öyle ki neredeyse tüm Dünya’da ülkelerin yıllık enflasyonları bizim aylık enflasyonumuzdan daha düşük çıkmaktadır.

Türkiye’de bir işçi asgari ücreti ile sadece 24 kg et alabiliyor! Fransa’daki bir asgari ücretli 147 kg. Bizden %600 daha fazla!

Türkiye’de bir işçi, asgari ücreti ile sadece 24 kg et alabiliyor. Buna karşılık, Fransa’da bir asgari ücretli en az 147 kg, Almanya’da bir asgari ücretli en az 82,5 kg, Belçika’da bir asgari ücretli en az 129 kg et alabiliyor. Bize benzer ekonomik yapıya sahip Yunanistan’da bir asgari ücretli en az 68 kg ve Arjantin’de ise 60 kg et alabiliyor.

Yağdaki alım gücü farkımız ise daha da çarpıcıdır. Fransa’da bir asgari ücretli, Türkiye’deki asgari ücrete göre 589 litre, Almanya’da 513 litre, Hollanda’da ise 1218 litre daha fazla yağ alabiliyor. Türkiye’de ise bir asgari ücretli sadece 234 litre yağ alabiliyor. Bu durum, Türkiye’deki yüksek gıda enflasyonunun vatandaşların yağ gibi temel gıda maddelerine erişimini nasıl kısıtladığını göstermektedir.

Yumurtada, Sütte, Şekerde ve Yağda fark yedik.

Almanya’da 2054 Euro asgari ücretle 8500 adet yumurta, 822 kg pirinç ve 1834 kg patates alınabilirken, Türkiye’de asgari ücretle sadece 2843 adet yumurta, 350 kg pirinç ve 1080 kg patates alınabiliyor. Bu, Türkiye’deki asgari ücretlinin temel gıda maddelerine erişiminin Almanya’ya kıyasla ne kadar sınırlı olduğunu göstermektedir.

Et, süt, şeker ve yağ gibi temel gıda ürünlerinde de benzer bir tablo görülmektedir. Fransa’da bir asgari ücretli 1329 litre daha fazla süt alabilirken, komşu Yunanistan’da bir asgari ücretli 511 litre daha fazla süt alabiliyor.Enflasyonun en yüksek olduğu ülke olan Arjantin’de bile asgari ücret ile 947 litre süt alınabilirken, Türkiye’de sadece 377 litre süt alınabiliyor.

Bu veriler, Türkiye’deki gıda enflasyonunun vatandaşların temel gıda ihtiyaçlarını karşılamasını nasıl zorlaştırdığını açıkça göstermektedir.”

Paylaşın

İşsizlik Sigortası Fonu Patronlara Hizmet Ediyor!

Krize rağmen işsizlik sigortası fonunun işsiz kalan emekçileri değil, patronları ayakta tutmaya devam ettiğini söyleyen CHP’li Ağbaba, Fon 2016 yılından beri işsiz kalan emekçilere değil, işverenlere kaynak aktarmanın bir aracı haline geldi” dedi ve ekledi:

“2016 yılında yüz lira olarak başlayan teşvik uygulaması bugün 500 liraya kadar çıktı. İşsiz kalanlar işsizlik maaşından en fazla 10 ay boyunca yararlanabiliyor, ama patronlara fondan verilen teşvikler yıllardır artarak devam ediyor. Adı İşsizlik Sigortası Fonu ama patronlara hizmet ediyor. Ya bu fonun adını değiştirin, ya da kaynaklarını zorda kalan işçilere aktarın.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Veli Ağbaba, krize rağmen işsizlik sigortası fonunun işsiz kalan emekçileri değil, patronları ayakta tutmaya devam ettiğini söyledi.

İşsizlik Sigortası Fonu Bülteni’nin Haziran 2023 rakamlarını değerlendiren Ağbaba, “İlk altı ayda işini kaybedenlere aktarılan her bir liraya karşılık, patronlara iki lira aktarıldı. İlk altı ayda fondan işçilere 9,6 milyar lira ödenirken, işverenlere 19,7 milyar lira ödendi. Patronlara ilk altı ayda ödenen teşvik geçen yıla göre yüzde 73 arttı. Kriz dönemlerinde işçilere nefes aldırması gereken milyarlarca lira, patronlara can suyu yapılıyor. İşçinin kara gün akçesine patronlar hortum bağladı” diye konuştu.

Sol Haber’in aktardığına göre Ağbaba şöyle konuştu: “Patronlara yılın ilk yarısında işsizlik fonundan verilen teşvik miktarı 20 milyar liraya dayandı. Geçen yıl aynı dönem verilen 11 milyar 373 milyon lira destek, bu yıl yüzde 73 artarak 19 milyar 765 milyon lira oldu. Bu rakamlara henüz parlamentoda kabul edilen yeni teşvik rakamı dahil değil. İlk altı ay işçi başına 400 lira olarak ödenen destek yılsonuna kadar 500 lira olarak ödenecek.

Yılın sonuna kadar fondan en az 19 milyar lira daha kaynağın patronlara aktarılması öngörülüyor. Aktarılan kaynak 2023 yılının tamamında 40 milyar lirayı aşacak. 2016 yılında işverene verilen teşvik miktarı 910 milyon liraydı, yılsonu bu rakam en az 43 kat artmış olacak. Böyle bir kaynak transferi dünyada görülmüş şey değil. İşçi için toplanan paraların patronlara aktarılması şeytanın aklına gelmez.

‘İşsiz kalana 10 ay, patrona süresiz’

Fon 2016 yılından beri işsiz kalan emekçilere değil, işverenlere kaynak aktarmanın bir aracı haline geldi. 2016 yılında yüz lira olarak başlayan teşvik uygulaması bugün 500 liraya kadar çıktı. İşsiz kalanlar işsizlik maaşından en fazla 10 ay boyunca yararlanabiliyor, ama patronlara fondan verilen teşvikler yıllardır artarak devam ediyor. Adı İşsizlik Sigortası Fonu ama patronlara hizmet ediyor. Ya bu fonun adını değiştirin, ya da kaynaklarını zorda kalan işçilere aktarın.”

Paylaşın

Emekli İkramiyesiyle Bir Günlük “Bayram Sofrası” Kurulamıyor

CHP’li Ağbaba, geçtiğimiz yıl bin 100 TL olan bayram ikramiyesinin yüzde 81’lik zamla 2 bin TL’ye yükseltildiğini hatırlatarak, “Geçtiğimiz Kurban Bayramı’ndan bu yıla sadece dana etinin fiyatı en az yüzde 271 oranında arttı. Bayramda emekli ikramiyesi ile değil kurban kesmek, sofrasına koyacağı bir kap et yemeğinin maliyeti yüzde 271 oranında arttı” dedi ve ekledi:

“Emekli ikramiyesi ile bu yıl geçen yıla göre eksi 5,2 kilo daha az et alabiliyor. Emekli ikramiyesi geçen yıla göre yüzde 81 oranında artmasına rağmen tavuk etinde ise geçtiğimiz yıla göre yüzde 203’lük bir artış yaşandı. Et yerine tavuk yemek isteyen emekli geçtiğimiz yıla göre sofrasına 10 kilo daha az tavuk eti koyabiliyor.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Veli Ağbaba geçtiğimiz yıl Kurban Bayramı ile bu yılki bayramda emekli ikramiyelerinin alım gücünü kıyasladı.

CHP’li Ağbaba, “2 bin TL’lik emekli ikramiyesi ile bir günlük bayram sofrası dahi kurulamıyor” dedi.

Geçtiğimiz yıl bin 100 TL olan bayram ikramiyesinin yüzde 81’lik zamla 2 bin TL’ye yükseltiğini hatırlatan Ağbaba, “Geçtiğimiz Kurban Bayramı’ndan bu yıla sadece dana etinin fiyatı en az yüzde 271 oranında arttı. Bayramda emekli ikramiyesi ile değil kurban kesmek, sofrasına koyacağı bir kap et yemeğinin maliyeti yüzde 271 oranında arttı. Emekli ikramiyesi ile bu yıl geçen yıla göre eksi 5,2 kilo daha az et alabiliyor. Emekli ikramiyesi geçen yıla göre yüzde 81 oranında artmasına rağmen tavuk etinde ise geçtiğimiz yıla göre yüzde 203’lük bir artış yaşandı. Et yerine tavuk yemek isteyen emekli geçtiğimiz yıla göre sofrasına 10 kilo daha az tavuk eti koyabiliyor” dedi.

Türk kahvesinin fiyatının geçtiğimiz bayrama göre yüzde 154, bir kilo baklavanın fiyatının ise yüzde 190 artığına dikkat çeken CHP’li Ağbaba “Bir emekli ikramiyesi ile geçen yıla göre 4 kilo daha az baklava alabilirken, yine geçtiğimiz yıla göre 250 gramlık Türk kahvesinde ise 9 paket daha az Türk kahvesi alabiliyor. Kuru bakliyat ve sebze ürünleri geçen yıla göre daha az alınabiliyor. Bin 100 TL’lik emekli ikramiyesi karşısında bu yıl pirinçteki kayıp 20 kilo olurken kayıplar kuru fasulyede 19 kilo, nohutta ise 12 kilo oldu. Yine geçtiğimiz yıla göre 2 bin TL’lik emekli ikramiyesinin bin 100 TL’lik emekli ikramiyesi karşısındaki kaybı dolmalık biberde 12 kilo, domateste 11 kilo, salatalıkta ise 9 kilo oldu” ifadelerini kullandı.

İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) araştırmasına göre, bayram alışverişinin maliyeti geçtiğimiz yıla göre en az yüzde 53 oranında arttı. Araştırmaya göre en yüksek artış yüzde 165 ile çocuk gömleğinde olurken ikinci sırayı ise yüzde 138,1 ile kurbanlık fiyatları aldı.

Gömlek (Çocuk): Yüzde 165,2
Pantolun (Çocuk): Yüzde 123
Elbise (Çocuk): Yüzde 103,6
Ayakkabı (Çocuk): Yüzde 53,7
Otobüs Bileti: Yüzde 72,5
Kolonya: Yüzde 57,8
Kurbanlık bedeli: Yüzde 138,1

Paylaşın

CHP’den Dikkat Çeken Kanun Teklifi: Emeklilerin Bayram İkramiyeleri 15 Bin TL Olsun

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Kurban Bayramı’nda emekli ikramiyelerinin 15 bin TL olarak ödenmesi için kanun teklifi verdi. Ağbaba, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun seçim sürecinde emekli ikramiyelerine yönelik vaadini de hatırlattı.

Emeklilere bayramlarda ikramiye ödenmesinin ilk kez 2015 yılında Kılıçdaroğlu tarafından gündeme getirildiğini belirten Ağbaba, “Emeklilere ve hak sahiplerine Ramazan ve Kurban bayramlarında bin lira ödenmeye başlanmıştı. Yıllar içinde yapılan cüzi artışlarla da emeklilerimize ödenen emekli ikramiyeleri adeta sembolik bir rakama dönüşmüş, ikramiyeler enflasyon karşısında eriyip pula dönüşmüştür.

Eğer iktidar samimiyse seçim öncesi Genel Başkanımızın vaadi olan, emekli ikramiyelerin bu Kurban Bayramı’nda 15 bin TL ödenmesine ve bundan sonra da ikramiyelerin asgari ücret düzeyine yükseltilmesi teklifimize destek verir” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya Milletvekili Veli Ağbaba; Kurban Bayramı’nda emeklilere 15 bin TL ikramiye verilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na kanun teklifi verdi. ANKA‘nın aktardığına göre, Veli Ağbaba, teklifini şu açıklama ile değerlendirdi:

Genel Başkanımızın seçim öncesi vaadi olan emekli ikramiyelerinin asgari ücret seviyesine yükseltilmesi ve bir önceki bayramda eksik verilen ikramiyenin de verilmesi ile bu bayramda emekli ikramiyelerinin 15 bin TL olarak ödenmesi için kanun teklifimizi Meclis’e sunduk

. AKP Genel Başkanı Erdoğan seçim öncesinde emekli ikramiyelerinin 2 bin TL’ye yükseltildiğini açıklamıştı. Genel Başkanımızın vaadi ise emekli ikramiyelerinin her bayramda asgari ücret kadar ödenmesiydi. Bu bağlamda bir önceki bayramda eksik ödenen 6500 TL bayram ikramiyesine ek olarak Kurban Bayramı’nda da 8506 TL asgari ücret eklenmeli ve bu bayramda emeklilere 15 Bin TL emekli ikramiyesi verilmelidir.

Emeklilerimize bayramlarda ikramiye ödenmesi ilk kez 2015 yılında Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu tarafından gündeme getirilmiş, emeklilere ve hak sahiplerine Ramazan ve Kurban bayramlarında bin lira ödenmeye başlanmıştı.

Yıllar içinde yapılan cüzi artışlarla da emeklilerimize ödenen emekli ikramiyeleri adeta sembolik bir rakama dönüşmüş, ikramiyeler enflasyon karşısında eriyip pula dönüşmüştür. Eğer iktidar samimiyse seçim öncesi Genel Başkanımızın vaadi olan, emekli ikramiyelerin bu Kurban Bayramı’nda 15 bin TL ödenmesine ve bundan sonra da ikramiyelerin asgari ücret düzeyine yükseltilmesi teklifimize destek verir.”

Paylaşın

CHP MYK Üyelerinin Tamamı İstifa Etti

CHP MYK üyeleri, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun elini rahatlatmak ve yeni yönetimini belirlemesi için istifalarını sundu. MYK’da yeni görevlendirmeler yapılması bekleniyor.

Haber Merkezi / Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kaybedilmesinin ardından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısı, Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında Genel Merkez binasında gerçekleştirildi.

Basına kapalı gerçekleştirilen toplantı yaklaşık 4 buçuk saat sürdü. Toplantının ardından henüz açıklama yapılmazken MYK üyelerinin tamamı istifa etti. Kemal Kılıçdaroğlu istifaları onayladı. MYK’da yeni görevlendirmeler yapılması bekleniyor.

Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri

Ahmet Akın, Ali Öztunç, Bülent Kuşoğlu, Bülent Tezcan, Devrim Barış Çelik, Faik Öztrak, Fethi Açıkel, Gamze Akkuş İlgezdi, Gökçe Gökçen, Gülizar Biçer Karaca, Lale Karabıyık, Muharrem Erkek, Oğuz Kaan Salıcı, Selin Sayek Böke, Seyit Torun, Veli Ağbaba, Yüksel Taşkın.

CHP Genel Başkan Yardımcılarından Feti Açıkel toplantıda seçimlerin siyasi sonuçlarına dair sunum yaparken Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Devrim Barış Çelik de seçimlerin teknik sonuçlarına dair MYK’ya bilgi verdi.

CHP Parti Meclisi (PM) de Cumartesi günü toplanarak, hem seçim sonuçlarını değerlendirecek, hem de bundan sonraki sürece ilişkin yol haritasını belirleyecek.

CHP’nin yeni MYK’sının da PM toplantısından sonra ve büyük olasılıkla Pazar günü açıklanacağı dile getiriliyor.

CHP’nin Cumartesi günü basına kapalı olarak gerçekleştirilecek Meclis grup toplantısında da yeni grup başkanvekilleri ve TBMM Başkanlık Divanı’nda görev alacak isimler belirlenecek.

CHP MYK ve PM toplantılarında, kongre süreçlerinin de başlatılması bekleniyor. CHP kulislerinde, il ilçe kongrelerinin yaz aylarında tamamlanıp, Eylül-Ekim gibi de 38. Olağan Büyük Kurultay’ın yapılabileceği belirtiliyor.

Öte yandan Kılıçdaroğlu kritik MYK toplantısı öncesinde CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile bir görüşme gerçekleştirdi. CHP Genel Merkezi’ndeki görüşme bir saate yakın sürdü.

Paylaşın

Türkiye’de 2,6 Milyon Çocuk Ucuz İş Gücü Olarak Sömürülüyor

CHP’li Veli Ağbaba, “Türkiye’ de milyonlarca çocuk işçi bu 23 Nisan’da da ucuz iş gücü olarak sömürülmeye devam ediyor. Yaşıtları gibi okul sıralarında olması gereken çocuklarımız ne yazık ki torna tezgâhlarında, inşaatlarda, farklı sektörlerde ailesine destek olabilmek için çalışmak zorunda kalıyor. Devletin iki resmi kurumunda çocuk işçilik verileri bu durumu acı bir şekilde ortaya koyuyor” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “TÜİK verilerine göre, 15 – 17 yaş arası Türkiye’de çocuk işçi sayısı 619 bin. Türkiye’ de 2019 yılından sonra çocuk işçi sayısı artmaya devam ediyor. Üstelik bu rakamlara 15 yaş altı çocuk işçi sayısı dahil değil.”

Ağbaba, “İkinci ise çocuk yaşta mesleki eğitim adı altında ucuz iş gücü olarak çıraklık ve stajyerliğin yaygınlaşması. SGK 2022 verilerine göre Türkiye’de ucuz iş gücü olarak kullanılan çırak ve stajyer sayısı ise 2 milyon. Bu durumda Türkiye’ de en az 2,6 milyon çocuğumuz ucuz iş gücü olarak kullanılmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla yaptığı açıklamada Türkiye’deki çocuk işçiliğine dikkat çekti.

ANKA’nın aktardığına göre Veli Ağbaba’nın açıklaması şöyle:

“Türkiye’ de milyonlarca çocuk işçi bu 23 Nisan’da da ucuz iş gücü olarak sömürülmeye devam ediyor. Yaşıtları gibi okul sıralarında olması gereken çocuklarımız ne yazık ki torna tezgâhlarında, inşaatlarda, farklı sektörlerde ailesine destek olabilmek için çalışmak zorunda kalıyor. Devletin iki resmi kurumunda çocuk işçilik verileri bu durumu acı bir şekilde ortaya koyuyor.

TÜİK verilerine göre, 15-17 yaş arası Türkiye’de çocuk işçi sayısı 619 bin. Türkiye’de 2019 yılından sonra çocuk işçi sayısı artmaya devam ediyor. Üstelik bu rakamlara 15 yaş altı çocuk işçi sayısı dahil değil.

İkinci ise çocuk yaşta mesleki eğitim adı altında ucuz iş gücü olarak çıraklık ve stajyerliğin yaygınlaşması. SGK 2022 verilerine göre Türkiye’de ucuz iş gücü olarak kullanılan çırak ve stajyer sayısı ise 2 milyon. Bu durumda Türkiye’ de en az 2,6 milyon çocuğumuz ucuz iş gücü olarak kullanılmaktadır.

İSİG verilerine göre 2018-2022 yılları arasında iş cinayetlerine kurban giden 14-17 yaş arası çocuk sayısı ise en az 330. Türkiye’de ne yazık ki çocuk işçiliği arttıkça, iş yerlerinde çocuk işçi cinayetleri de artarak devam ediyor.

Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz bir ailede sadece anne ve babaların çalışmasını zorunlu kılmıyor artık bir ailede geçinebilmek için çocuklar da iş gücüne katılmak zorunda kalıyor. Türkiye’de çocuk yoksulluğuna ve çocuk iş gücüne işte tam da bu boyutta bakmamız gerekiyor. Hem çocuk iş gücünde hem hanelerde çocuk yoksulluğu bu durumdayken, Türkiye’ de iktidarın iddia ettiği gibi büyüyen ekonomiden, kıskanılan bir ekonomi modelinden bahsetmek imkansızdır.

Tüm bu resmi verilere baktığımızda; haneleri ve hanelerde yaşayan çocukları yoksullaştıran ve onları ucuz iş gücü olarak gören, çarpık bir ekonomi anlayışından bahsedilebilir. AKP iktidarının 21 yıllık acı özeti de budur; açlığın pençesinde hayatta kalmaya çalışan, çalışırken yaşamını yitiren işçi çocuklardır.”

Paylaşın

5 Yılda 583 Bin 314 Esnaf İflas Etti

Esnaf iflaslarına ilişkin yazılı basın açıklaması yapan CHP’li Ağbaba, “Başkanlık sistemi ile dünyanın en büyük 3 ekonomisi arasına gireceğimiz iddia edilmişti. 5 yıllık toplam iflas nüfusu 583 binin altında alan 44 ilin nüfusundan daha fazladır” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Lakin Türkiye son 5 yılda tarihinin en büyük ekonomik krizin yaşarken, küçük esnafımızda bu krizden payını almış oldu. Öve öve bitirilemeyen başkanlık sisteminde aradan geçen 5 yıldan bugüne tam 583 bin 314 esnaf iflas ederek ekmek teknesini kaybetmiş oldu.”

Ağbaba, açıklamasının devamında, “14 Mayıs seçimlerinden hemen sonra esnaflarımız nefes alabilmesi için, ekmek teknelerini kaybetmemeleri için yapacağımız ilk iş bankalara ve kredi kefalet kooperatiflerine olan borçlarının faizleri silinecek. Ayrıca işyeri kira ödemelerinde stopaj oranını sıfırlayacağız.

Esnafımızın emekli olabilmesi için en son 2000-2008 arası için uygulanan geriye doğru borçlanma hakkını, ticari sicil kayıtlarına ve esnaf odalarına bağlı kalınan süreleri göz önünde bulundurarak tanıyacak, 9 bin gün prim eşitsizliğine de son vereceğiz.” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, toplu esnaf iflaslarına ilişkin yazılı basın açıklaması yaptı. Ağbaba’nın açıklaması şöyle:

“Bu yılın ilk üç ayında meslekten ve sicilden terkinini yaparak iflas eden esnaf sayısı en az 35 bin 774 olarak kayıtlara geçti. Yılın ilk üç ayında meslekten terkinini yapan esnaf sayısı 7 bin 67 olurken, sicilden terkinini yapan esnaf sayısı ise 28 bin 707 oldu. Bu yılın ilk üç ayında 35 bin 774 esnaf iflası, 2019’dan bu yana en yüksek üç aylık esnaf iflası oldu.

AKP Genel Başkanı Erdoğan 2018 seçimlerin öncesinde ‘Siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz’ demişti. Başkanlık sistemi ile dünyanın en büyük 3 ekonomisi arasına gireceğimiz iddia edilmişti. 5 yıllık toplam iflas nüfusu 583 binin altında alan 44 ilin nüfusundan daha fazladır.

Lakin Türkiye son 5 yılda tarihinin en büyük ekonomik krizin yaşarken, küçük esnafımızda bu krizden payını almış oldu. Öve öve bitirilemeyen başkanlık sisteminde aradan geçen 5 yıldan bugüne tam 583 bin 314 esnaf iflas ederek ekmek teknesini kaybetmiş oldu.

14 Mayıs seçimlerinden hemen sonra esnaflarımız nefes alabilmesi için, ekmek teknelerini kaybetmemeleri için yapacağımız ilk iş bankalara ve kredi kefalet kooperatiflerine olan borçlarının faizleri silinecek. Ayrıca işyeri kira ödemelerinde stopaj oranını sıfırlayacağız.

Esnafımızın emekli olabilmesi için en son 2000-2008 arası için uygulanan geriye doğru borçlanma hakkını, ticari sicil kayıtlarına ve esnaf odalarına bağlı kalınan süreleri göz önünde bulundurarak tanıyacak, 9 bin gün prim eşitsizliğine de son vereceğiz.”

Paylaşın

İki Ayda En Az 23 Bin 592 Esnaf İflas Etti

İktidar ekonomide pembe tablolar çizmeye çalışsa da ekonomik gelişmeler iktidarı yalanlıyor. 2023 yılının ilk iki ayında iflas eden esnaf sayısı en az 23 bin 592 olarak kayıtlara geçti.

Haber Merkezi / Yılın ilk iki ayındaki 23 bin 592 esnaf iflası, 2019’dan bugüne yılın ilk iki ayındaki iflaslardan daha fazla oldu.

Bu yılın ilk iki ayında deprem bölgelerindeki toplam iflas sayısı ise en az 2014 olarak kayıtlara geçti. Bu durumda bu yılın ilk iki ayında gerçekleşen iflasların yüzde 11’i deprem bölgesinde gerçekleşmiş olduğunu gösteriyor.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, yılın ilk 2 ayında gerçekleşen esnaf iflaslarını değerlendirdi. Ağbaba’nın tespit ve değerlendirmeleri şöyle:

“Ocak ve Şubat ayları arasında Türkiye genelinde meslekten ve sicilden terkinini gerçekleştirerek iflas eden esnaf sayısı 23 bin 592 oldu. Bu durumda yılın ilk ayında her gün 393 esnafımız iflas ederek ekmek teknesini kaybetmiş oldu.

Yılın ilk iki ayındaki 23 bin 592 esnaf iflası, 2019’dan bugüne yılın ilk iki ayındaki iflaslardan daha fazla oldu.

Deprem bölgesinde ilk iki ayda 2041 esnaf iflas etti.

Bu yılın ilk iki ayında deprem bölgelerindeki toplam iflas sayısı ise en az 2014 olarak kayıtlara geçti. Bu durumda bu yılın ilk iki ayında gerçekleşen iflasların yüzde 11’i deprem bölgesinde gerçekleşmiş oldu.

Adana’da 455, Adıyaman’da 149, Diyarbakır’da 188, Gaziantep’te 235, Hatay’da 257, Kahramanmaraş’ta 227, Kilis’te 24,Malatya’da 181, Osmaniye’de 97 ve Şanlıurfa’da 228 esnaf bu yılın ilk iki ayında iflas etmiş oldu.

6 aylık borç erteleme ne yazık ki iş yerini, evini, ailesini kaybeden esnaflarımızın hiçbir derdine derman olmayacaktır. Esnaflarımızın tüm borçları silinmeli, iş yerlerine tekrar dönene kadar esnaflarımıza işsizlik maaşı bağlanmalı, esnaflarımızın tüm fatura ve sigorta primleri bu süreçte hazine tarafından karşılanmalıdır.

Aksi takdirde Mart ayı itibariyle oda kayıtlarında tescili bulunan esnaflarımız toplu halde meslekten ve sicilden terkin işlemini gerçekleştirecektir.”

Paylaşın