Her 5 Üniversite Öğrenciden 4’ü Gelecekten Ümitsiz

Üniversite öğrencileri yüzde 73’ü gelecekte iş bulamayacağından korktuğunu ifade ederken, yüzde 81’i ise geleceğinden endişe ettiğini belirtti. Öğrencilerin yüzde 46’sı üniversiteden beklediğini bulamadığını söyledi.

Eğitim Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi üniversite öğrencilerinin durumuna ilişkin bir araştırma gerçekleştirdi. Araştırmada farklı üniversitelerden toplam 279 üniversite öğrencisi ile görüşüldü.

BirGün’ün aktardığına göre; Çalışmada en öne çıkan veri ise öğrencilerin yaşadığı gelecek kaygısı oldu. Öğrencilerin yüzde 73’ü gelecekte iş bulamayacağından korkarken yüzde 81’i ise geleceğinden endişe ettiğini belirtti. Çalışmadan öne çıkan sonuçlar şöyle:

Sadece ailelerinin olanakları ile geçimini sağlayan öğrencilerin oranı yüzde 48,6. Öğrencilerin yüzde 14,7’si ise çalışarak geçimini sağlıyor.

Öğrencilerin yaklaşık üçte biri devlet yurdunda kalabiliyor. Bununla birlikte öğrencilerin dörtte üçü devlet yurtlarında odaların çok kalabalık olduğunu belirtiyor. Özel yurtta kalan öğrencilerin yaklaşık yüzde 66’sı yurt ücretini ödemekte zorlanıyor.

Öğrenciler yaşadıkları en önemli ekonomik sorunları şöyle sıralıyor: Yeterli burs olanağının olmaması, aylık gelirin masrafları karşılamaması. Öğrenciler ayrıca ekonomik nedenlerle sağlıklı beslenememe ve sinema/tiyatro gibi faaliyetlere katılamadıklarını belirtiyor.

Üniversitelerin bütçeleri öğrencilere göre yetersiz.

Öğrencilerin neredeyse üçte ikisi aylık geliri ile yeterli ve dengeli beslenemiyor. Ayrıca yüzde 70’i en azından bir ana öğünü atlıyor. Yüzde 56’sı bazen yemek yemediği günler olduğunu belirtiyor.

Öğrencilerin yüzde 73’ü gelecekte iş bulamamaktan korkuyor. Yüzde 40,2’si şehirlerarası bilet ücretleri pahalı olduğu için istediği zaman memleketine gidememekten şikâyetçi.

Öğrencilere araştırmada yaşadıkları psiko-sosyal sorunlar da sorunlar da soruldu. En öne çıkan cevap burada da gelecek endişesi oldu. Öğrencilerin yüzde 81,2’si geleceğinden endişe ettiğini, yüzde 46’sı üniversiteden beklediğini bulamadığını, yüzde 42’si kendini yalnız hissettiğini, yüzde 35’i ise ruh sağlığının iyi olmadığını belirtiyor.

Verilere ilişkin yapılan değerlendirmede “Dolayısıyla üniversite içerisinde öğrencilere psikolojik destek veren birimlerin artırılması, öğrencilerin bu birimlere erişiminin kolaylaştırılması gerekmektedir” denildi.

Paylaşın

200 Binden Fazla Öğrenci Üniversiteye Kayıt Yaptırmadı

ÖSYM’nin verilerine göre, ilk tercihler sonucunda 5 bin 545 olan önlisanstaki boş kontenjan sayısı 138 bin 359’a, 29 bin 53 olan lisanstaki boş kontenjan sayısı ise 63 bin 899’a yükseldi. Böylece toplam boş kontenjan sayısı ise 34 bin 598’den 202 bin 258’e yükseldi.

Tablonun yerleştirme sistemi açısından tam bir fiyasko olduğunu söyleyen rehberlik uzmanı Salim Ünsal, “Barajın kalkmasının ardından üniversiteyi kazanmak kolaylaştı ama bu tablo ortaya çıktı. Öğrenciler tercih ettikleri, yazdıkları bölüme kayıt yaptırmıyorlar. 2 yıllıklarda çok ciddi açık var. Bunun sebebi de kent merkezlerine uzak yerlere açılan yüksekokulları. Vakıf üniversitelerindeki açıkların sebebi de elbette ekonomik” dedi.

Birgün’den Mustafa Kömüş‘ün haberine göre; Üniversiteyi kazanan öğrencilerin önemli bir kısmı kazandıkları bölüme kayıt yaptırmadı. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) paylaştığı verilere göre toplam boş kontenjan 200 bini aştı. 160 bini aşkın öğrenci yerleşme hakkı olmasına rağmen kayıt yaptırmadı.

ÖSYM ek tercihlere ilişkin duyuru yaptı. Buna göre ek tercihler bugün itibarıyla başlayacak ve 11 Eylül’e kadar sürecek. Bununla beraber ek yerleştirme kılavuzu da yayımlayan ÖSYM’nin verilerine göre tam bir skandal yaşandı.

Buna göre ilk tercihler sonucunda 5 bin 545 olan önlisanstaki boş kontenjan sayısı 138 bin 359’a, 29 bin 53 olan lisanstaki boş kontenjan sayısı ise 63 bin 899’a yükseldi. Böylece toplam boş kontenjan sayısı ise 34 bin 598’den 202 bin 258’e yükseldi. Özellikle vakıf üniversitelerindeki boşluklar dikkat çekti. Böylece toplam 1 milyon 21 bin 986 kişilik kontenjanın yaklaşık 5’te 1’i baraj olmamasına rağmen dolmadı.

“Tam bir fiyasko”

Rehberlik Uzmanı Salim Ünsal tablonun yerleştirme sistemi açısından tam bir fiyasko olduğunu söyledi. Ünsal şunları ifade etti: “Barajın kalkmasının ardından üniversiteyi kazanmak kolaylaştı ama bu tablo ortaya çıktı. Öğrenciler tercih ettikleri, yazdıkları bölüme kayıt yaptırmıyorlar. 2 yıllıklarda çok ciddi açık var. Bunun sebebi de kent merkezlerine uzak yerlere açılan yüksekokulları. Vakıf üniversitelerindeki açıkların sebebi de elbette ekonomik.”

200 bin kontenjanın 20 sene önce üniversiteye giren toplam öğrenci sayısına denk geldiğini ifade eden Ünsal şöyle konuştu: “Bu kontenjanın doldurulması zor. En fazla 80 bini dolabilir. Kontenjanlar mutlaka azaltılmalı. Kent merkezlerine uzak bölgelere yüksekokul açılmasından vazgeçilmeli. Sistem artık alarm veriyor”

Paylaşın

Son Üç Yılda 878 Bin Öğrenci Üniversiteyi Bıraktı

Geçen yıl üniversiteyi terk eden öğrenci sayısı tam 149 bin 909 oldu. 2021’de 338 bin 926, 2022’de 389 bin 564 öğrenci üniversiteyi bırakmıştı. Üç yıl birlikte değerlendirildiğinde toplam sayı 878 bin 909 oldu.

Üniversite yerleştirme sonuçlarının geçen günlerde açıklanmasının ardından 900 bini aşkın öğrenci yükseköğretim kurumlarına kayıt hakkı kazandı. Bu hakkı kazanan öğrencilerin yaklaşık yüzde 20’si daha önce en az bir kere üniversiteye kayıt yaptıranlardan oluştu. Bununla birlikte son üç yılda üniversite terk eden öğrenci sayısı ise bu sene kayıt hakkı kazanan öğrencilerin sayısına yakın.

Her ile üniversite açan AK Parti, yükseköğretimi gençler için kolayca ulaşılabilen kurumlara dönüştürdü. İşsizliği ötelemek için gençlere hayal satan AK Parti’nin planı bir nebze de olsa tuttu. Ancak son yıllarda üniversiteyi terk eden gençlerin sayısı oldukça fazla. Ekonomik kriz, hayat pahalılığı, gelecek kaygısı gibi nedenlerle sadece 2021-2023 arasında üniversiteyi terk eden öğrenci sayısı 900 bine yaklaştı.

Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖK) 2023 yılına ilişkin üniversiteyi terk eden sayılarını açıkladı. Buna göre geçen yıl üniversiteyi terk eden öğrenci sayısı tam 149 bin 909 oldu. 2021’de 338 bin 926, 2022’de 389 bin 564 öğrenci üniversiteyi bırakmıştı. Üç yıl birlikte değerlendirildiğinde toplam sayı 878 bin 909 oldu. Bu sayı toplam 55 ilin nüfusundan fazla. Yine Lüksemburg, Karadağ gibi Avrupa ülkelerinin nüfusları da bu sayıdan az.

Bu konuda 2023 yılında zirvede ise Erzurum’da bulunan Atatürk Üniversitesi yer aldı. Atatürk Üniversitesi’nden geçen yıl tam 12 bin 276 öğrenci ayrıldı. Önceki iki yılda olduğu gibi geçen yıl da büyükşehirlerde okuyup üniversiteyi bırakan öğrencilerin sayısı da hiç az değil.

Birgün’den Mustafa Kömüş’ün haberine göre; Bazı üniversitelerden geçen yıl ayrılan öğrencilerin sayıları şöyle:

Ege Üniversitesi: 1432
Dokuz Eylül: 1981
Adıyaman Üniversitesi: 4040
Akdeniz Üniversitesi: 4022
Ankara Üniversitesi: 1569

Atatürk Üniversitesi: 12276
Uludağ Üniversitesi: 4918
Erciyes Üniversitesi: 2388
Gazi Üniversitesi: 2194
İstanbul Üniversitesi: 3261
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi: 2429

Paylaşın

Beş Yılda 1 Milyon 957 Bin Üniversiteli Okulu Bıraktı

2015 – 2022 arasında 2,3 milyon öğrenci üniversiteden ayrılırken bunun yaklaşık 2 milyonu son beş senede gerçekleşti. 2015 yılında 98 bin öğrenci üniversiteyi bırakırken bu sayı 2022 yılında 390 bine yükseldi.

Öte yandan Eurostat verilerine göre Avrupa’da nüfusa göre en çok üniversite öğrencisi Türkiye’de yer alıyor. 2019 verilerine göre Türkiye’de bin kişiye düşen üniversite öğrenci sayısı 95’di. İkinci sıradaki Yunanistan’da bu sayı 74 iken AB ortalaması 38 olmuştu.

Türkiye kişi başına düşen üniversite öğrenci sayısında açık ara Avrupa’nın zirvesinde yer alıyor. Mezun sayısının artmasıyla “üniversiteli işsizler” kitlesi de genişliyor.

Üniversiteyi bırakan öğrencilerin sayısı da hızla artıyor. 2018-2022 yılları arasındaki beş yılda 1 milyon 957 bin üniversite öğrencisi okulu bıraktı. 2015 yılında 98 bin öğrenci üniversiteyi bırakırken bu sayı 2022 yılında 390 bine yükseldi.

Bu kurumlar binlerce gencin kazanma hayalini kurduğu Türkiye’nin önde gelen köklü üniversiteleri. Yüksek Öğretim Kalite Kurulu’nun açıkladığı Gösterge Değerleri Raporu’na göre mezun olmadan üniversiteden ayrılan öğrenci sayısı oldukça yüksek.

2015’te 98 bin öğrenci üniversiteden ayrılırken bu sayı 2017’de 150 bine yükseldi. 2018 yılından bu yana ise 300 binin üzerinde seyrediyor.

2019 yılında ise üniversiteden ayrılanların sayısı 538 bine kadar çıktı. Son olarak 2022’de bu sayı 390 bin oldu. 2015-2022 arasında 2,3 milyon öğrenci üniversiteden ayrılırken bunun neredeyse 2 milyonu son beş senede gerçekleşti.

En çok hangi üniversitelerin öğrencileri ayrıldı?

2015-2022 yılları arasında okuldan ayrılanların üniversitelerine bakıldığında ilk sırada Anadolu Üniversitesi (78 bin) geliyor. Çok sayıda gencin rüyası olan İstanbul Üniversitesi’nden de 68 bin öğrenci bu sürede ayrıldı. Gazi Üniversitesi’nden ise 66 bin öğrenci üniversiteyi terk etti.

Ayrılma sayısı olarak ilk 25 üniversiteye bakıldığında bunlar arasında Akdeniz Üniversitesi, Dokuz Eylük Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Marmara Üniversite ve Ege Üniversitesi gibi köklü kurumlar da yer alıyor.

Öte yandan Eurostat verilerine göre Avrupa’da nüfusa göre en çok üniversite öğrencisi Türkiye’de yer alıyor. 2019 verilerine göre Türkiye’de bin kişiye düşen üniversite öğrenci sayısı 95’di. İkinci sıradaki Yunanistan’da bu sayı 74 iken AB ortalaması 38 olmuştu.

2022-2023 eğitim öğretim yılında toplam 6 milyon 950 bin öğrenci üniversitelere kayıtlıydı. Bu sayı 2019 yılında 7 milyonun üzerindeydi. Rapor, öğrencilerin üniversiteyi neden bıraktığına dair bilgiler içermiyor. Türkiye’de sık sık liyakat tartışmaları gündeme geliyor.

“Boşuna mı okuyorum?” hissini paylaşan çok sayıda öğrenci var. Ayrıca son yıllarda enflasyonun rekor kırmasıyla geçim sıkıntısı da had safhada. Hükümetin kira artış oranlarını yüzde 25 ile sınırlandırması ve rafa kalkan “yeni ekonomi” döneminde kira fiyatları da oldukça yükseldi.

Ortalama maaşta eğitim farkı da giderek düşüyor. TÜİK verilerine göre 2006-2022 arasında ilköğretim mezunlarının ortalama ücreti/maaşı yüzde 987 artarken üniversite mezunlarının aldığı ücret/maaş yüzde 622 artış gösterdi.

(Kaynak: Eurnews Türkçe)

Paylaşın

2023 Yılında 157 Bin 576 Öğrenci Üniversiteye Kayıt Yaptırmadı

CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, “Her geçen gün eğitimden uzaklaşan öğrencilerimizin durumunu artık Milli Eğitim Bakanlığı bile gizleyemiyor” dedi ve ekledi:

“Ailelerin temel ihtiyaçlarından feragat ederek okutmaya çalıştığı evlatlarının üniversite okuma hayallerini elinden alan, AKP iktidarının uyguladığı ekonomi ve eğitim politikalarıdır. Her ile üniversite açmayla övünen iktidar, o üniversitelerde öğrencilerin eğitim görebilmesini sağlayacak imkanları öğrencilerin ellerinden alıyor.”

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen’in üniversiteyi kazanmış olmasına rağmen kayıt yaptıramamış öğrenciler ve kayıtlarını donduran öğrencilere ilişkin verdiği soru önergesine yanıt verdi.

Sol Haber’in aktardığına göre; Bakan Tekin, 2023 yılında 157 bin 576 öğrencinin üniversite eğitimi almaya hak kazanmış olmasına rağmen kayıt yaptıramadığını, son 5 yılda ise eğitimini donduran öğrenci sayısının 268 bin 714 olduğunu açıkladı.

CHP’li Başevirgen, “Ailelerin temel ihtiyaçlarından feragat ederek okutmaya çalıştığı evlatlarının üniversite okuma hayallerini elinden alan, AKP iktidarının uyguladığı ekonomi ve eğitim politikalarıdır. Her ile üniversite açmayla övünen iktidar, o üniversitelerde öğrencilerin eğitim görebilmesini sağlayacak imkanları öğrencilerin ellerinden alıyor” dedi.

CHP’li Başevirgen, “Her geçen gün eğitimden uzaklaşan öğrencilerimizin durumunu artık Milli Eğitim Bakanlığı bile gizleyemiyor” dedi ve ekledi:

“Ailelerin temel ihtiyaçlarından feragat ederek okutmaya çalıştığı evlatlarının üniversite okuma hayallerini elinden alan, AKP iktidarının uyguladığı ekonomi ve eğitim politikalarıdır. Her ile üniversite açmayla övünen iktidar, o üniversitelerde öğrencilerin eğitim görebilmesini sağlayacak imkanları öğrencilerin ellerinden alıyor.”

Paylaşın

İki Yılda 728 Bin 490 Öğrenci Üniversiteyi Bıraktı

2021 yılında 338 bin 926, 2022 yılında 389 bin 564 öğrenci üniversiteyi bıraktı. Üniversiteyi bırakan öğrencilerin büyük şehirlerde yoğunlaşması ise dikkat çekti. 2022’de en çok üniversiteyi bırakma olayı Ege Üniversitesi’nde yaşandı.

Ege Üniversitesi’ni sırasıyla Uludağ Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Karabük Üniversitesi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Dumlupınar Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi takip etti.

Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından yayımlanan Gösterge Değerleri Raporu’nda yer alan “Mezunlar Hariç Üniversiteden Ayrılan Öğrenci Sayısı” verisine göre; 2021’de 338 bin 926, 2022’de 389 bin 564 öğrenci üniversiteleri terk etti.

BirGün’den Mustafa Kömüş’ün haberine göre; raporda en dikkat çekici bölümlerden birisi üniversite terkinin en çok büyük şehirlerde yoğunlaşması oldu. Sadece İstanbul Üniversitesi’ni bırakan öğrenci sayısı son iki yılda 23 bine yaklaştı. Geçen yıl en çok üniversite terki ise 12 bin 121 öğrenci terki ile Ege Üniversitesi’nde yaşandı.

Rapora göre 2022’de öğrenci terki alanında ilk 10 sırada bulunan üniversiteler ve öğrenci sayıları şöyle:

Ege Üniversitesi: 12 bin 121
Uludağ Üniversitesi: 11 bin 556
Kocaeli Üniversitesi: 10 bin 902
İstanbul Üniversitesi: 10 bin 573
Ankara Üniversitesi: 10 bin 175
Karabük Üniversitesi: 10 bin 120
Süleyman Demirel Üniversitesi: 8 bin 464
Dumlupınar Üniversitesi: 8 bin 379
Akdeniz Üniversitesi: 7 bin 870
Dokuz Eylül Üniversitesi: 7 bin 62

Bu üniversiteler dışında da Marmara Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde de üniversite terk eden öğrenci sayısı 5 bini aştı.

Büyük şehirler bu yılki YKS’de de tercih edilmemişti. Rehberlik Uzmanı Salim Ünsal’ın YÖK Atlas’tan derlediği bilgilere göre, üç büyük şehirdeki üniversite tercihlerinde büyük düşüş yaşanmıştı. Tercih sayısı İstanbul’da 798 bin, Ankara’da 320 bin, İzmir’de ise 213 bin 741 gerilemişti. Üç büyük şehir dışında Eskişehir, Bursa, Antalya, Mersin, Sakarya, Samsun gibi kentleri tercih eden öğrenci sayısı ise 1 milyon 122 bin azalmıştı.

Paylaşın

Eğitimde Çöküş: İlk 500’e Türkiye’den Hiçbir Üniversite Giremedi

Bu yıl dünyanın en iyi 3 bin üniversitesi arasında ilk 500’e Türkiye’den hiçbir üniversitenin giremediği duyuruldu. Hacettepe Üniversitesi 554’üncü sırayla en iyi derece yapan üniversite oldu.

İstanbul Teknik Üniversitesi 783’üncü, İstanbul Üniversitesi 799’uncu, Ankara Üniversitesi 800’üncü, ODTÜ ise 868’inci sırada yer aldı. ODTÜ’den sonra ise sırayla Koç Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Gazi Üniversitesi, Ege Üniversitesi ve Yakın Doğu Üniversitesi geldi.

ABD’deki Harvard Üniversitesi birinci sırada yer alırken, Harvard’ı Kanada’daki Toronto Üniversitesi ve İngiltere’deki University College London (UCL) takip etti.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Enformatik Enstitüsü bünyesinde bulunan URAP (akademik performansa göre üniversite sıralaması) Araştırma Laboratuvarı bu yılki sıralamayı yayınladı.

VOA Türkçe’nin aktardığına göre; Türkiye’deki üniversitelerin performanslarını dünyanın önde gelen üniversiteleriyle karşılaştırmaya yardımcı olmayı hedefleyen araştırma laboratuvarı, bu yıl dünyanın en iyi 3 bin üniversitesi arasında ilk 500’e Türkiye’den hiçbir üniversitenin giremediğini duyurdu.

Bilimsel üretkenlik ve akademik ürünlerin kalitesini temel alarak hazırlanan sıralamada Türkiye’den 119 üniversite yer alırken, Hacettepe Üniversitesi 554’üncü sırayla en iyi derece yapan okul oldu.

Üniversitelerin akademik performansı, akademisyenlerin yayın sayısı, atıf sayısı, uluslararası işbirliği gibi kriterlerle belirlenen listede, İstanbul Teknik Üniversitesi 783’üncü, İstanbul Üniversitesi 799’uncu, Ankara Üniversitesi 800’üncü, ODTÜ ise 868’inci sırada yer aldı.

ODTÜ’den sonra ise sırayla Koç Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Gazi Üniversitesi, Ege Üniversitesi ve Yakın Doğu Üniversitesi geldi.

URAP araştırma laboratuvarı sonuçla ilgili, “İlk binde sadece 9 üniversitemiz yer almaktadır. Bu durum, etki değeri yüksek dergilerdeki yayın sayılarımızın yeterince artırılamadığını göstermektedir” ifadelerine yer verdi.

URAP listesine göre ABD’deki Harvard Üniversitesi birinci sırada yer alırken, Harvard’ı Kanada’daki Toronto Üniversitesi ve İngiltere’deki University College London (UCL) takip etti.

Araştırmanın sonuçlarının duyurulduğu metinde, “URAP Laboratuvarı’nın Türkiye ve dünya üniversite sıralamalarının temel amacı, üniversitelerimizin ülke içindeki ve dünyadaki yerlerini görerek, geliştirmeleri gereken alanları belirlemelerine yardımcı olmaktır” denildi.

Paylaşın

Afganistan’da Üniversiteler Kadınlar İçin Hazır: Taliban İzin Verirse

Afganistan’da üniversitelerin yöneticileri, Taliban liderinin onay vermesi halinde kız öğrencilere kapılarını açmaya hazır olduklarını duyurdu. Taliban’ın iktidara gelmesinden kısa bir süre sonra kızların altıncı sınıftan sonra okula gitmesi yasaklanmıştı.

Afganistan, dünyada kadınların eğitimine yasak getiren tek ülke. Eğitim Bakanlığı danışmanı Molvi Abdulcabbar, kız öğrencilerin eğitime başlaması konusunda şu anda bir tarih veremeyeceğini belirtti.

Taliban öncesi Afganistan’da 24 şehirde 140 özel üniversitede 200 bin civarında öğrenci eğitim görürken, bu öğrencilerden 60 ila 70 binini kadınlar oluşturuyordu.

Afganistan’da üniversitelerin yöneticileri, Taliban liderinin onay vermesi halinde kız öğrencilere kapılarını açmaya hazır olduklarını duyurdu.

Euronews Türkçe‘nin aktardığına göre; Eğitim Bakanlığı danışmanı Molvi Abdulcabbar, Taliban lideri Heybetullah Ahunzade’nin yasağın kaldırılması yolunda talimat vermesi halinde, üniversitelerin kızın öğrencileri tekrar kabul etmek için hazır olduğunu bildirdi. Abdulcabbar, kız öğrencilerin eğitime başlaması konusunda şu anda bir tarih veremeyeceğini belirtti.

The Associated Press’in sorularını yanıtlayan Abdulcabbar, “Ahunzade, üniversitelerin kız öğrencilere kapatılmasını emretti, bu yüzden yasak geldi. Kız öğrencilere izin verdiğini söylediğinde aynı gün okullar onlara kapılarını açacak. Bütün liderlerimiz (kız çocuklarının yeniden eğitime başlamasından) yana, hatta bakanlarımız bile bundan yana.” dedi.

Eğitim Bakanlığı danışmanı, gerek orta dereceli eğitim kurumlarında gerek yüksek eğitimde sabahları erkek, öğlenden sonra kız  öğrencilere eğitim verilebileceğini veya bunun tersinin yapılabileceğini belirterek bu konuda tüm hazırlıkları yaptıklarını sözlerine ekledi.

AP, Abdulcabbar’ın bu yönde konuşmasını Afganistan’da Taliban yönetimi içindeki görüş ayrılıklarının yeni bir göstergesi olarak yorumladı.

Taliban’ın Afganistan’da iktidarı devraldıktan sonra orta dereceli ve yüksek eğitimde kız öğrencilerin okula gitmesini yasaklaması dünya genelinde büyük tepki yaratmıştı.

Afganistan dünyada kız öğrencilere okulu yasaklayan tek ülke. Taliban öncesi Afganistan’da 24 şehirde 140 özel üniversitede 200 bin civarında öğrenci eğitim görürken, bu öğrencilerden 60 ila 70 binini kadınlar oluşturuyordu.

Taliban, ilk yasağı getirdiğinde ortaokul ve liseler için üniforma, servis gibi teknik sorunlar aşıldığında kız öğrencilerin tekrar okullara döneceğini vaat etmişti.

Afganistan’da Taliban yönetimi ocak ayında, kadınlara eğitim yasağını pekiştirecek bir adım atarak özel üniversitelere gönderdiği mesajda giriş sınavlarına kadınları almamaları talimatını vermişti.

Taliban ve Afganistan

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

Resmi Gazete’de Yayınlandı: YÖK’e 5 Üye 20 Üniversiteye Rektör Atandı

Resmi Gazete’nin yayımlanan karara göre Yükseköğretim Kurulu (YÖK) üyeliklerine Prof. Dr. Hasan Mandal, Prof. Dr. Halit Eyüp Özdemir, Prof. Dr. Mahmut Ak, Prof. Dr. İlker Hüseyin Çarıkçı ve Prof. Dr. Haluk Görgün seçildi.

Haber Merkezi / Eski Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Grup Başkanı Prof. Dr. Mehmet Naci Bostancı, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörlüğü’ne atandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) 5 üye, 20 üniversiteye de rektör ataması yaptı. Resmi Gazete’de yayımlanan atama kararlarına göre, atama listesi şöyle:

Adıyaman Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mehmet Kelleş,
Aksaray Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Alpay Arıbaş,
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan,
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mehmet Naci Bostancı,

Amasya Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi,
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Ali Cengiz Köseoğlu,
Giresun Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Yılmaz Can,
Hitit Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Ali Osman Öztürk,

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar,
Karabük Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Fatih Kırışık,
Kastamonu Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal,
Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mustafa Kasım Karahocagil,

Koç Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Metin Sitti,
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak,
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Rana Kibar,
Ordu Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Orhan Baş,

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Kemalettin Aydın,
Sinop Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Şakir Taşdemir,
Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mehmet Saltan,
Yozgat Bozok Üniversitesi Rektörlüğüne ise Prof. Dr. Evren Yaşar atandı.

Paylaşın

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 13 Üniversiteye Rektör Ataması

Cumhurbaşkanı Erdoğan 13 üniversiteye rektör atadı. Atamalar arasında Van Yüzüncüyıl Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi, Onsekiz Mart Üniversitesi gibi köklü üniversitelerde bulunuyor.

Haber Merkezi / Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 13 üniversiteye yaptığı rektör atamaları Resmi Gazete’de yayımlandı. Karara göre yapılan atamalar şöyle:

Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Mehmet Karataş,
Biruni Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Adnan Yüksel,
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Hüseyin Dalgar,
Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Feridun Yılmaz,
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Ramazan Cüneyt Erenoğlu,

Çankaya Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Hadi Hakan Maraş,
Galatasaray Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Abdurrahman Muhammed Uludağ,
İstanbul Beykent Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Volkan Öngel,
İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Ömer Torlak,

İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu,
Munzur Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Kenan Peker,
Muş Alparslan Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Mustafa Alican,
Van Yüzüncüyıl Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Hamdullah Şevli.

Öte yandan Cumhurbaşkanı rdoğan tarafından yapılan yeni atamalar da Resmi Gazete’de yayımlandı.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığı’na Akif Çağatay Kılıç atanırken kendisine Büyükelçilik unvanı verildi. Almanya doğumlu olan Kılıç, 2011 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi’nden Samsun milletvekili olara seçilmişti. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Türkiye-Almanya Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanlığı görevinde bulunan Kılıç, 2013-2017 yılları arasında Gençlik ve Spor Bakanlığı yapmıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca Savunma Sanayii Başkanlığı’na Aselsan Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Görgün’ü atadı. Ali Yerlikaya’nın İçişleri Bakanı olarak atanması sebebiyle boşalan İstanbul Valiliği’ne ise Gaziantep Valisi Davut Gül atandı.

Genelkurmay Başkanlığı’na Musa Avsever atandı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanlığı’na Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever’i atadı. İletişim Başkanlığı tarafından sosyal medya üzerinden yapılan açıklamaya göre, Avsever, “mevcut görevi uhdesinde kalmak suretiyle yerine bir isim atanıncaya kadar Genelkurmay Başkanı” olarak görev yapacak. Yaşar Güler, Milli Savunma Bakanı olarak atandığı için Genelkurmay Başkanlığı boşalmıştı.

Paylaşın