İddianame Tamamlandı: Ümit Özdağ Hakkında 7 Yıl 10 Ay Hapis Talebi

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında “Zincirleme Biçimde Basın ve Yayın Yoluyla Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik Etme” suçundan 7 yıl 10 ay 15 güne kadar hapis cezası istendi.

Antalya’da 19 Ocak’ta yaptığı bir konuşma nedeniyle, bir gün sonra “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan Ankara’da gözaltına alınan Ümit Özdağ, savcılık ifadesinin ardından “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlamasıyla Nöbetçi Sulh Hukuk Hakimliği’ne sevk edilmiş, 22 Ocak’ta da hakkında tutuklama kararı verilmişti.

Yaklaşık 3 ay sonra Ümit Özdağ hakkında hazırlanan iddianamede “zincirleme şekilde basın yoluyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan 1 yıl 10 ay 15 günden yıldan 7 yıl 10 ay 15 güne kadar hapis cezası istendi.

İddianame, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulurken, mahkemenin kabul etmesi durumunda Özdağ, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan yargılanacak.

Ümit Özdağ, “Ümit Özdağ 30 Haziran 2024’te Kayseri’de çıkan ve aradan geçen 6,5 ay içinde Kayseri Emniyet Müdürlüğü ve Kayseri Başsavcılığının hakkında en ufak bir suçlamada bulunmamasına rağmen İstanbul Başsavcılığı tarafından 21 Ocak 2025’te tutuklandı. Bugün tutukluluğunun 77. günü. Henüz iddianamesi hazır değil! Buna Adalet mi diyorsunuz? Adalet mülkün temeli olmalıdır!” ifadelerini kullanmıştı.

Paylaşın

Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ Hakkında 4 Yıl 8 Aya Kadar Hapis Talebi

Ümit Özdağ hakkında “Cumhurbaşkanı’na alenen hakaret” suçundan 4 yıl 8 aya kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. İddianamede, Erdoğan “müşteki”, Ümit Özdağ ise “şüpheli” olarak yer aldı.

İddianamede, Özdağ’ın gerçekleştirdiği söz ve beyanları ile Cumhurbaşkanına Hakaret suçunu işlediği, Cumhurbaşkanına yönelik söylediği kabul edilen ifadelerin Cumhurbaşkanının onur, şeref ve saygınlığını zedeleyici söz ve beyanlar olduğu belirtildi.

“Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçlamasıyla Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında Antalya konuşması nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla 4 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle iddianame düzenlendi.

Özdağ’ın söylediği ifadelerin TCK 299/1-2 maddesinde belirtilen “Cumhurbaşkanına hakaret” kapsamına girdiğini savunan savcılık, 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle iddianame düzenleyip Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. İddianamede ayrıca siyasi yasak da talep edildi.

Ne olmuştu?

Özdağ, Antalya İl Başkanları İstişare Toplantısı’nda yaptığı konuşmada “Emin olun ki son 1.000 yılda gerçekleşen hiçbir Haçlı Seferi, Erdoğan’ın ve AKP’nin Türk milletine ve Türk devletine verdiği zararı vermemiştir. Hiçbir Haçlı Seferi, Türk Devleti’ne casusları sokamamıştır” demişti.

Erdoğan döneminde Türk milletinin geniş kesimlerinin “Allah’la aldatanlardan dolayı dinlerinden soğumaya başladığını” belirten Özdağ, Erdoğan döneminde “deist, ateist oranının yüzde 16’yı aştığını” öne sürmüştü.

Özdağ ayrıca, “Erdoğan, Türk milletinin devletini tarikat ve cemaatler arasında dağıtarak, şirk koşanları devlete ortak ederek, Türk milletinin inancına zarar vermektedir, milyonlarca sığınmacı ve kaçağı Anadolu’ya sokarak, Türk milletinin kültürünü tahrip etmektedir. Yaşanan şey aslında bir AKP faşizmidir” ifadelerini kullanmıştı.

Bu konuşmasından bir gün sonra Ankara’da gözaltına alınan ve İstanbul’a getirilen Özdağ ertesi gece yarısı “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçlamasıyla tutuklanıp Silivri’deki Marmara Cezaevi’ne konmuştu.

Özdağ’ın tutuklanmasına gerekçe suçlamayla ilgili soruşturma devam ederken bu konuşması nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame düzenlenmişti.

Paylaşın

Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ Tutuklandı

“Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlaması yöneltilen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklandı. Özdağ, “Cumhurbaşkanına hakaret” sulamasından ise serbest bırakıldı.

Haber Merkezi / “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla Ankara’da gözaltına alınan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla mahkemeye sevk edildi.

“Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasından serbest bırakılan Ümit Özdağ, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasından ise tutuklandı.

Ümit Özdağ hakkında “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla Pazartesi günü soruşturma başlatılmıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, söz konusu soruşturmanın Özdağ’ın iki gün önce yaptığı bir konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında dile getirdiği ifadeler nedeniyle başlatıldığı bildirilmişti.

Başsavcılık açıklamasında ayrıca, Özdağ’ın sözlerinin hakaret ve tehdit içerdiğini belirtilmişti.

Ümit Özdağ, sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada, “Erdoğan’a hakaret iddiası ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılan konuşmamı Antalya’da Zafer Partisi 4. il Başkanları Çalıştayı’nda yaptım” demişti.

Konuşma yerinin Antalya olduğunu fakat Antalya Başsavcılığı veya Ankara Başsavcılığı yerine soruşturmanın İstanbul Başsavcılığı tarafından açıldığına dikkat çeken Özdağ, “Bu konuşmayı 1000 defa daha yapmaya hazırım. İster hapse atın, ister kurşuna dizin. Atatürk’ten ve kurduğu Cumhuriyet’ten taviz vermeyeceğiz. Atatürk’e ve Cumhuriyete saldırılara cevap vereceğiz” ifadelerini kullanmıştı.

Ümit Özdağ ne demişti?

Özdağ, Antalya’da Erdoğan ile ilgili şu ifadeleri kullanmıştı: “Hiçbir Haçlı Seferi Türk milletini Deist, Ateist, Hristiyan yapamamıştır. Erdoğan döneminde Türk milletinin geniş kesimleri Allah’la aldatanlardan dolayı dinlerinden soğumaya başladılar ve Erdoğan döneminde deist, ateist oranı yüzde 16’yı aştı.

Erdoğan, Türk milletinin devletini tarikat ve cemaatler arasında dağıtarak, şirk koşanları devlete ortak ederek, Türk milletinin inancına zarar vermektedir, milyonlarca sığınmacı ve kaçağı Anadolu’ya sokarak, Türk milletinin kültürünü tahrip etmektedir. Yaşanan şey aslında bir AKP faşizmidir.”

“Bu davanın savcısı Erdoğan’dır”

Özdağ’a destek için adliyeye giden siyasetçiler arasında ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Özgür Özel ve İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu da yer aldı.

Adliye önünde açıklama yapan Özgür Özel, “Millet Erdoğan’a rakiplerini hapse atsın diye yetki vermedi. Millet Erdoğan’a siyasi parti genel başkanlarını yemek yerken gözaltına aldırsın, polis eşliğinde getirsin, nezaretlerde tuttursun, savcılara sorgulatsın diye yetki vermedi” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Siyasi parti genel başkanlarının hukuku, birbirlerine emanettir. Bu siyasetin olmazsa olmaz erdemidir, hakim olması gereken duygu budur. Ama bugün bir siyasi partinin genel başkanı, diğer siyasi partilerin genel başkanlarıyla siyasi rekabet etmek yerine, kötü niyetle tasarlanmış bir siyasi operasyonu hukukçular eliyle işletmektir… Bunun demokrasilerde kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Bu korkaklıktır, bu tükenmişliktir, bu acziyettir.”

Müsavat Dervişoğlu, soruşturmaya konu olan konuşmanın Antalya’da yapılmış olmasına ve Özdağ’ın Ankara’da ikamet etmesine rağmen hukuki sürecin İstanbul’da yürütülmesine işaret ederek, “Bu bize sıkıyönetim dönemlerini hatırlatıyor. Acaba İstanbul’a özel bir sıkıyönetim karakolu mu kuruldu ya da sıkıyönetim savcılığı mı oluşturuldu?” diye sordu.

Dervişoğlu, “Herkes iyi bilsin ki; milliyetçiler, Atatürkçüler, demokratlar, vatanseverler artık yarışmayacak. Herkes şahit olsun ki birleşeceklerdir” ifadelerini kullandı. Dervişoğlu, “Bu davanın savcısı Erdoğan’dır” dedi.

Paylaşın

Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ Gözaltına Alındı

Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ’ın gözaltına alındığı bildirildi. Özdağ’ın Ankara’da yemek yediği sırada gözaltına alındığı ve ifade işlemleri için İstanbul’a getirileceği öğrenildi.

Ümit Özdağ hakkında cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla soruşturma başlatılmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, söz konusu soruşturmanın Özdağ’ın bir önceki gün yaptığı bir konuşmada AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında dile getirdiği ifadeler nedeniyle başlatıldığı bildirildi.

Başsavcılık açıklamasında ayrıca, Özdağ’ın sözlerinin hakaret ve tehdit içerdiğini belirtti. Özdağ ise, konuyla ilgili sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada, Erdoğan’a hakaret iddiası ile başlatılan konuşmasını Antalya’da Zafer Partisi 4. il Başkanları Çalıştayı’nda yaptığını belirterek şunları ifade etti:

“Konuşma yeri Antalya. Antalya Başsavcılığı soruşturma açmıyor. Erdoğan ve ben Ankara’dayız. Ankara Başsavcılığı da soruşturma açmıyor. İstanbul Başsavcılığı açıyor. Bu konuşmayı 1000 defa daha yapmaya hazırım. İster hapse atın, ister kurşuna dizin. Atatürk’ten ve kurduğu Cumhuriyet’ten taviz vermeyeceğiz.”

Zafer Partisi’nin 19 Ocak Pazar günü Antalya’da gerçekleştirdiği İl Başkanları İstişare Toplantısı’nda konuşan Özdağ, “Emin olun ki son 1.000 yılda gerçekleşen hiçbir Haçlı Seferi, Erdoğan’ın ve AKP’nin Türk milletine ve Türk devletine verdiği zararı vermemiştir. Hiçbir Haçlı Seferi, Türk Devleti’ne casusları sokamamıştır,” demişti.

Erdoğan döneminde Türk milletinin geniş kesimlerinin “Allah’la aldatanlardan dolayı dinlerinden soğumaya başladığını” belirten Özdağ, Erdoğan döneminde “deist, ateist oranının yüzde 16’yı aştığını” öne sürdü.

Özdağ ayrıca, “Erdoğan, Türk milletinin devletini tarikat ve cemaatler arasında dağıtarak, şirk koşanları devlete ortak ederek, Türk milletinin inancına zarar vermektedir, milyonlarca sığınmacı ve kaçağı Anadolu’ya sokarak, Türk milletinin kültürünü tahrip etmektedir. Yaşanan şey aslında bir AKP faşizmidir,” ifadelerini kullanmıştı.

Özdağ’ın gözaltına alınmasının ardından sosyal medyadan tepki gösteren ilk isimler CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ve Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan oldu. Siyasilerin paylaşımları şöyle:

Özgür Özel: Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ı ifadeye çağırmak yerine yemek yediği restoranda apar topar gözaltına almak muhalif siyasetçileri itibarsızlaştırma girişimlerinin devamıdır… Bunu kabul etmek, buna sessiz kalmak, bunu sineye çekmek mümkün değildir. Aralarındaki çelişki ne olursa olsun bir siyasi partinin genel başkanının itibarı diğer siyasi partilerin genel başkanlarına emanettir. Bu erdemden nasibini almayanların attıkları her adım siyasi tarihimize kara leke olarak geçmektedir.

Yaşananlar önceki dönem milletvekili olması nedeniyle Meclis Başkanı Numan Kurtulmus’a da sorumluluk yüklemektedir. Tayyip Erdoğan’a bir kez daha sesleniyorum: Siyasi rakipleriyle mücadelede taşeronlarını aradan çeksin ve bir an önce milletin önüne sandığı getirsin. İstanbul’a getirildiğini öğrendiğimiz Sn. Genel Başkanı ziyaret etmek ve sürece eşlik etmek üzere Grup Başkanvekilimiz Ali Mahir Başarır ve Genel Başkan Yardımcımız Özgür Karabat tarafımdan görevlendirilmiştir.

Ekrem İmamoğlu: Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ’ın yaptığı konuşma sebebiyle soruşturma açılması ve hızla gözaltına alınması kabul edilebilir değildir. Siyaset konuşmak, eleştirmek için vardır ve demokrasilerde siyasi hesaplaşma sandıkta olur. Yargı, siyasetin aparatı olamaz.

Mansur Yavaş: Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın gözaltına alınması, ifade özgürlüğü ve demokratik değerler açısından derin bir endişe kaynağıdır. Bu acele nedir? Apar topar gözaltı işlemi uyguluyorsunuz. Bırakın süreç kendi seyrinde işlesin. Bu tür uygulamaların sürekli hale gelmesi yargıya olan güveni zedeliyor. Siyaset, konuşmak ve eleştirmek içindir. Yargının siyasetin aracı olduğu algısını güçlendirecek tüm uygulamalardan vazgeçilmelidir.

Müsavat Dervişoğlu: Yargı cambazlıklarını, siyaset düzenbazlıklarını, medya hokkabazlıklarını; Fitneni, fesadını, tuzaklarını ve bütün bu alçaklıklarını suratına çarpacağız! Sayılmayız parmak ile, tükenmeyiz kırmak ile… Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet! Kahrolsun düzen, yaşasın Büyük Türk Milleti!

Mahmut Arıkan: İktidar seçimlere kadar ekonomiyi düzeltemeyeceğini anlayınca, muhalefet dizaynına başladı. Çünkü muhalefeti pasifize edip, olası rakiplerinin içini boşaltmak ekonomiyi düzeltmekten daha kolay! Milleti kendine mahkûm et, demokrasiyi de partine! Hazır Trump da sırtınızı sıvazlarken, bakın keyfinize!

Kemal Kılıçdaroğlu: Türkiye’de siyasetçilerin gözaltına alınmasını asla normalleştirmeyeceğiz. Laik, demokratik bir hukuk devleti olmaktan vazgeçmeyeceğiz. Bu tür uygulamalar, ülkemizin demokrasisi adına son derece endişe verici ve tehlikelidir. Sayın Ümit Özdağ’a desteklerimi iletiyorum. Tüm siyasi partiler, bu hukuksuzluklara karşı dayanışma içinde mücadele etmelidir.

Paylaşın

Zafer Partisi Lideri Özdağ’dan “Erken Seçim” Mesajı

Partisinin 3. kuruluş yıl dönümünde konuşan Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, “Boş tencere bütün iktidarları götürür ve bugün tencere boştur. Boş tencereye rağmen baskı politikalarıyla iktidarda kalamazsınız, yapsanız yapsanız, tencereyi patlatırsınız” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Onun için biz iktidara buradan büyük bir sakinlik içerisinde, büyük bir soğukkanlılık içerisinde ülke ve kendileri için doğru olanı yapmalarını öneriyoruz. Bu israf ekonomisinden derhal vazgeçip bunu halka gösterecekler, sarayın ışıkları sönecek, sarayın uçakları satılacak ve yandaşlardan vergi alınacak. Esnaf rahat bırakılacak. Ancak böyle bir ortamda gidilecek bir erken genel seçim Türkiye’nin bu sokakları alev alev yakan öfkesini yatıştıracak ve vatandaşa umut verecektir.”

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, partisinin 3. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla genel merkezde partililere hitap etti. Ümit Özdağ’ın konuşması şöyle: “26 Ağustos 2021’de Zafer Partisi’ni sizlerle birlikte kurarak yola çıktık ve bugün üçüncü yılımızı doldurduk. Bu üç yıl içerisinde zor bir mücadele verdik ve bu mücadelenin üçüncü yılda önemli bir aşamaya ulaşmış olduğunu görüyoruz.

Üç yıl önce örtülü istila konusunda kimse konuşmazken mevcut sistem partileri iktidarıyla muhalefetiyle bu örtülü istilayı bu yeni kavimler göçünü kabullenmiş, Türk halkının bu işgale karşı direnmesini engellemek için değişik masallar anlatırken Zafer Partisi tek başına Türk milletine ve Türk devletine karşı kurulan bu işgal ve işgalin peşinden getirilmesi hedeflenen Türkiye’nin iç çatışmaya sürüklenme komplosuna karşı çıktı.

Bütün ambargolara bütün Zafer Partisi’ni etkisizleştirme, kuşatma, tutuklama tehdidi, tutuklama girişimlerine rağmen yılmadan doğru olanları Türk milletine güçlü bir sesle ve kararlılıkla anlattı. Geldiğimiz noktada Zafer Partisi’nin haklılığını bütün Türk milletinin gördüğünü memnuniyetle müşahede ediyoruz.

Anketlerde de Zafer Partisi’nin sığınmacı ve kaçaklara yönelik uygulamayı önerdiği politikaların nasıl büyük bir destek aldığını tespit ediyoruz. Üç sene önce Devletler hukukuna aykırı bu insanları geri yollayamayız diyen siyasi partilerin şimdi biz de gönüllü olanları yollayacağız noktasına geldiklerini tespit ediyoruz.

Tabi biliyoruz ki kimse gönüllü gitmez. Gönüllü yollayacağız diyenler aslında yollamayacağız diyenler. Ama bunu Türk milletine Zafer Partisi’nden korktukları için söyleyemiyorlar artık ve biz bu sahte tavrı bundan sonra deşifre etmeye, kararlılıkla deşifre etmeye devam edeceğiz.

Ancak, Zafer Partisi sadece 13 milyon sığınmacıyı, kaçağı vatanlarına geri yollayacak parti değildir. Zafer Partisi aynı zamanda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti’ni milli üniter ve laik bir devlet olarak 21. yüzyılda çağdaş uygarlık seviyesine ulaştırmayı hedefleyen partidir.

Zafer Partisi Atatürk’ten taviz vermeyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçek partisidir. Biz, Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz mirasını reddedip sonra biz “Atatürk’ün partisiyiz” diye seçim dönemlerinde ortaya çıkanlar gibi Atatürk’ün düşmanlarını bağırlarına basıp biz onlara “vatan haini diyemeyiz” diyenler gibi davranmıyor. Biz, Cumhuriyet’in düşmanlarına Mustafa Kemal Atatürk’ten aldığımız feyzle Mustafa Kemal Atatürk nasıl davrandıysa öyle davranıyoruz, öyle davranmaya da devam edeceğiz.

Zafer Partisi, FETÖ terör örgütü ile net, açık bir mücadele içerisinde olan, bünyesinde FETÖ’cü barındırmayan, tahammül etmeyen tek partidir aynı zamanda.

Zafer Partisi üçüncü yıla çalışmalarında girerken güçlü kadrosuyla her geçen gün daha etkili bir şekilde Türkiye’nin yaşamış olduğu ekonomik krizi neoliberal paradigma dışında nasıl aşacağını devlet planlama teşkilatını nasıl kuracağını, planlı kalkınma sürecini nasıl başlatacağını, Türkiye’yi tarım ve hayvancılıktan başlayan yeni bir ekonomik atılım süreci içerisine nasıl sokacağını, imalat sanayinin nasıl yeniden yapılandırılacağını anlatan, ortaya kalkınma projesi koyan, ekonomiyi sadece döviz, borsa, kur endeksi dışında konuşan ve kalkınma programı olan tek partidir.

Partimiz şimdi Kasım ayında yapmayı hedeflediğimiz kongreye doğru hazırlıklarını sürdürmekte. İlçe kongrelerimiz devam ediyor. Çok yakında il kongrelerimiz başlayacak ve bu kongrelerden aldığımız güç ve hızla büyük kurultayımızı gerçekleştireceğiz. Partimize bu kurultayda çok önemli, ciddi, Türkiye’yi şaşırtacak, sistem partilerini şaşırtacak katılımlar olacak. Hemen kongre sonrasında Erken seçim için çalışmalarımızı daha hızlı bir şekilde sahaya taşıyacağız.

Değerli arkadaşlar, değerli Zafer Partililer, seçimlerin 2028 yılında yapılmayacağı çok daha önce gerçekleşeceği artık net bir şekilde gözüküyor. Son aylarda Anadolu’da, tarlalarda, pazarlarda, atölyelerde, esnafla iç içe çok zaman getirdik. Korkunç bir toplumsal muhalefet ve tepki var.

Buradan iktidarı uyarıyoruz. Tarlalar yanıyor. Geçen sene 4 liraya, bu sene 5 liraya domatesi satmak zorunda kalan ama sattığı domatesin 25 liraya 30 liraya büyükşehirlerde, süpermarketlerde satıldığını gören çiftçi kızgın, öfkeli. 17 bin liralık asgari maaşla, ücretle geçinmeye çalışan milyonlar büyük bir öfkeyi temsil ediyorlar. 12 bin 500 lira maaşla geçinmesi değil, hayata tutunmaya zorlanan 16 milyon emekli, dul ve yetim büyük bir öfke içerisinde.

Bu ekonomik kriz, iktidarın bu adaletsiz israfa dayanan ve dolaylı vergilerle sabit gelirli ve dar gelirlilerin sırtına daha fazla binen politikalarıyla aşılamaz. Bir tarafta Ferrari alıp vergi ödemeyenler, öbür taraftan devletten milyarlarca dolarlık ihale alıp vergi ödemeyenler, öbür tarafta asgari ücretle geçinmek zorunda olup bebeğine süt alıp vergi ödeyen anneler.

“Bu sosyal patlamayı engellemenin yolu…”

Türkiye’nin önüne, Türk halkının önüne koyduğu Mehmet Şimşek modeli çökmeye mahkumdur ama bu çöküş aynı zamanda yeni bir sosyal patlamanın da habercisidir. Çünkü vatandaş artık bu krizin sonunda tünelin ucunda bir ışık beklemiyor görmüyor. Bu sosyal patlamayı engellemenin yolu erken seçim sürecini başlatmaktır.

Vatandaş öfkesini sokağa değil, sandığa yönlendirmelidir. Yoksa bu öfke iktidar öfkesi, muhalefet öfkesi değil, bu öfke tencerenin ortaya çıkardığı öfkedir. Rahmetli Süleyman Demirel’in şu sözünü unutmayalım.

Boş tencere bütün iktidarları götürür ve bugün tencere boştur. Boş tencereye rağmen baskı politikalarıyla iktidarda kalamazsınız, yapsanız yapsanız, tencereyi patlatırsınız. Onun için biz iktidara buradan büyük bir sakinlik içerisinde, büyük bir soğukkanlılık içerisinde ülke ve kendileri için doğru olanı yapmalarını öneriyoruz. Bu israf ekonomisinden derhal vazgeçip bunu halka gösterecekler, sarayın ışıkları sönecek, sarayın uçakları satılacak ve yandaşlardan vergi alınacak. Esnaf rahat bırakılacak. Ancak böyle bir ortamda gidilecek bir erken genel seçim Türkiye’nin bu sokakları alev alev yakan öfkesini yatıştıracak ve vatandaşa umut verecektir.

Biz de değerli arkadaşlar, değerli Zafer Partililer önümüzdeki sonbahardan itibaren yani birkaç gün sonradan itibaren Bütün ilçe teşkilatlarımız, il teşkilatlarımız ile birlikte, genel merkez organlarımızla birlikte sahada olacağız, pazarda olacağız, tarlada olacağız, AVM’lerde olacağız, çarşılarda olacağız, sendikaları ziyaret edeceğiz.

Yani dar gelirli, sabit gelirli, Yurttaşlarımızla, üreticimizle, köylümüzle, işçimizle birlikte olacağız. Ve Zafer Partisi’nin ekonomi projelerini onlara anlatacağız. Türkiye büyük bir ekonomik kalkınma hamlesini gerçekleştirebilir. Türkiye zengin bir ülkedir. Ama Türk halkı soyulan bir halktır. Bu soygunu nasıl durduracağımızı anlatacağız. Ve nasıl tekrar üretime geçeceğimizi anlatacağız. Çiftçiye, ziraatteki, hayvancılıktaki lobilerin nasıl Türk tarımını baltaladıklarını anlatacağız. Türk köylüsüne aktarılması gereken kaynakların nasıl yabancı çiftçilere ve aracılara aktarıldığını anlatacağız.

Türkiye’de kimlerin vergi vermediğini anlatacağız. Bunları resmi evraklarla yapacağız. Kur korumalı mevduat hesabından nasıl 1 trilyon 235 milyar TL faiz geliri elde edenlerin 1 kuruş vergi ödemediğini Türk halkına anlatacağız. 3 seneden bu yana Türk halkının nasıl bir işgale maruz kaldığını anlattık ve anlatmakta çok büyük bir başarı sağladık. Şimdi, daha kısa sürede Türk halkına nasıl bir soygun yaşandığını ve bu soyguna nasıl son verildiğini hep birlikte anlatacağız. Bu mücadeleyi birlikte verdik. Yeni katılımlarla birlikte vermeye ve ilerlemeye devam edeceğiz. Zafer, inşallah büyük Türk Milletinin olacak.”

Paylaşın

Ümit Özdağ’dan Meral Akşener’e: İsmi Mahkemede Söylerim

Merak Akşener’in kendisi hakkında dava açacağına ilişkin sözlerine yanıt veren Ümit Özdağ, “Dava açılırsa ben de gerekeni mahkemede söylerim. Nasıl kamuoyu önünde söylediysem” dedi.

Meral Akşener, kendisini “ihanet” etmekle suçlayan Kemal Kılıçdaroğlu ve “Erdoğan’ı seçtiren kişi” olmakla itham eden Ümit Özdağ’ı mahkemeye vereceğini söylemişti.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, YouTube’da Bu Kanal isimli kanalda gazeteci Mine Özbek’in konuğu olmuş ve şu iddialarda bulunmuştu:

“Meral Hanım aday oldu, Muharrem İnce aday oldu. Partisinden az oy aldı. Akşener’in çalışmalarını yapan bir şirket vardı. Ben partiden ayrıldıktan sonra bana geldi. ‘Hocam Meral Hanım ile konuştum beni dinlemedi. Ankara’da buluştuk beni dinlenilmeyen odaya götürdü. ‘Bana nedeni sorma adamı Cumhurbaşkanı seçiyoruz. Eğer adımı verirseniz inkar ederim’ dedi.”

Bu cümleler üzerine Meral Akşener, kendisini “ihanet” etmekle suçlayan Kemal Kılıçdaroğlu ve “Erdoğan’ı seçtiren kişi” olmakla itham eden Ümit Özdağ’ı mahkemeye vereceğini söyledi:

“Ümit Özdağ’ı da veriyorum. Ona da bugüne kadar çok hoşgörülü davrandım. Bir parti kurdu, bizden ayrıldı. Mümkün olduğunca dikkat ettim. Ama bugün itibarıyla onu da veriyorum ki yalanlamamıştım onun kurduğu cümleleri. Mahkemede yalanlayacağım Özdağ’ı da. Hep beraber göreceğiz. Bana iftira atan elinde belge bilgi olduğunu iddia eden herkesi mahkemeye vereceğim. ‘Getir bakalım belgeni’ diye. Herkes kaçıyor.”

Sözcü yazarı Aytunç Erkin’e konuşan Ümit Özdağ, “Meral Akşener dava açma konusunda serbest. Ama bu bir hukuki mesele değil siyasi mesele. Mahkemenin bu konuda ne söyleyeceğini ben de çok merak ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak hukuki hakkını kullanacaktır. Dava açılırsa ben de gerekeni mahkemede söylerim. Nasıl kamuoyu önünde söylediysem” diye konuştu.

Özdağ, Akşener’in Cumhur İttifakı’na katılacağına ilişkin kulislerde konuşulan söylentilerle ilgili olarak da, “Meral Akşener benim için siyasi bir figür değil bir yere konumlandırmıyorum. Ama siyasete devam edeceğini ve siyasete devam ediş ekseninin de Cumhur İttifakı olacağını düşünüyorum” görüşünü ifade etti. Özdağ, “Aytunç Bey, ben 2023 seçimlerinden altı ay önce Kayseri Kent Tv’de Meral Akşener’in masadan kalkacağını söyledim. Masaya döndükten sonra da eğer seçimi Erdoğan kazanırsa Akşener seçim sonrasında Cumhur İttifakı’na yaklaşacak dedim” diye ekledi.

CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, KısaDalga’ya haftasonu verdiği röportajda, Meral Akşener’in haziran ayında sürpriz bir kararla Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gidip Erdoğan’la görüşmesine ilişkin şunları söylemişti:

6 lider Türkiye’yi nasıl yöneteceğimiz konusunda bir ortak mutabakat metni üzerinde anlaşmışsak (ki bu metin bizim demokrasi tarihimiz açısından çok değerlidir), Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçişte yapılacak Anayasa değişiklikleri konusunda anlaşmışsak masadan kalkma ve tekrar masaya dönme süreci yaşamamalıydık. Sayın Akşener’i daha sonraki süreçte Saray’da görünce doğrusunu isterseniz şaşırmadım… Yaşadığımız bu topraklarda maalesef ihaneti de görebiliyoruz.

Gazeteci Fatih Altaylı, Ümit Özdağ’ın, “Çok meşhur bir şirket. İsmi de sahibinin soyadı” dediği anket şirketi ve sahibinin Gezici Araştırma-Murat Gezici olduğunu söyledi.

Fatih Altaylı’nın Youtube kanalındaki programında aktardığına göre Ümit Özdağ bazı kişilerin Akşener’in bu cümleyi kendisine kurduğunu sandığını ve yanlış anlaşılmayı düzeltmek istediğini söyledi. Altaylı’yı telefonla arayan Özdağ, Meral Akşener’in “Adamı cumhurbaşkanı seçiyoruz” sözünü Murat Gezici’ye söylediğini aktardı.

Paylaşın

Özdağ’dan Akşener’e Dava Yanıtı: Memnun Olurum

Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ, eski İYİ Parti Lideri Merak Akşener’in kendisi hakkında dava açacağına ilişkin sözlerine, “Dava açacakmış, dava açmasından memnun oldum. Konuşalım bunu” şeklinde yanıt verdi.

Eski İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a dava açacağını duyurmuştu.

Ümit Özdağ, Cüneyt Özdemir’in yayınında gündem olan sözleri için, “O konuşma Ümit Özdağ ve Meral Akşener arasında olmadı. Ümit Özdağ söyleseydi zaten Türkiye o gün öğrenirdi hem de en yüksek tonda. Zafer Partisi’nin kuruluş çalışmalarında geldi anlattı. Ben sonra bunu değişik zeminlerde paylaştı.Sözcü TV’den İpek Özbey’in programında da paylaştım. Dün yapılan açıklama Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarıyla peş peşe olunca kamuoyunun dikkati çekti. Akşener de dava açacakmış, dava açmasından memnun oldum. Konuşalım bunu” açıklamasını yaptı.

Ne olmuştu?

Sözcü Gazetesi’nden Aytunç Erkin’e konuşan Akşener; Kılıçdaroğlu’nun “Sayın Akşener’i daha sonraki süreçte Saray’da görünce doğrusunu isterseniz şaşırmadım… Yaşadığımız bu topraklarda maalesef ihaneti de görebiliyoruz” sözlerini yargıya taşıyacağını belirtmişti. Akşener ayrıca Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında da şikayetçi olacağını belirterek şunları söylemişti:

“Ona da bugüne kadar çok hoşgörülü davrandım. Bir parti kurdu, bizden ayrıldı. Mümkün olduğunca dikkat ettim. Ama bugün itibarıyla onu da veriyorum ki yalanlamamıştım onun kurduğu cümleleri. Mahkemede yalanlayacağım Özdağ’ı da. Okuyunca göreceksiniz. Sabrın çok berbat bir duygu olduğuna kanaat getirdim.”

Akşener’in dava girişimleriyle ilgili açıklamaları şu sözlerle devam etmişti: “Avukatımla birlikte hem Kemal Kılıçdaroğlu’nu hem de Ümit Özdağ’ı mahkemeye vereceğim. Çünkü ‘ihanet’ ve ‘ahlaksızlık’ çok ağır iki söz. Çok ağır söz ve benim bunları kaldırmam mümkün değil.

Bundan sonra madem böyle işte böyle. Dilekçe çalışıyorum şu anda daha vermedim ama mahkemeye vereceğim. Dolayısıyla annemin amcası Yemen şehidi, babamın amcası İstiklal madalyalı Atatürk’ün arkadaşı bunu benim ailemin kaldırması mümkün değil. Dolayısıyla dün de ‘ahlaksızlık’ dedi Kılıçdaroğlu ve mahkemede hesaplaşacağız kendisiyle. Her şeyin nasıl olduğunu çok açık, net ve kendi içimde tuttuğum her şey dahil dilekçede olacak.”

Kılıçdaroğlu, KısaDalga’ya haftasonu verdiği röportajda, Meral Akşener’in haziran ayında sürpriz bir kararla Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gidip Erdoğan’la görüşmesine ilişkin şunları söylemişti:

6 lider Türkiye’yi nasıl yöneteceğimiz konusunda bir ortak mutabakat metni üzerinde anlaşmışsak (ki bu metin bizim demokrasi tarihimiz açısından çok değerlidir), Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçişte yapılacak Anayasa değişiklikleri konusunda anlaşmışsak masadan kalkma ve tekrar masaya dönme süreci yaşamamalıydık. Sayın Akşener’i daha sonraki süreçte Saray’da görünce doğrusunu isterseniz şaşırmadım… Yaşadığımız bu topraklarda maalesef ihaneti de görebiliyoruz.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ise bir Youtube kanalında 2018 genel seçimleri sürecini anlatırken, seçimden bir ay önce Meral Akşener’in danışmanlarından olan bir anket şirketi sahibinin kendisini ‘dinlenilemeyen’ bir odaya götürüp “Bana nedenini sorma, adamı cumhurbaşkanı seçiyoruz” dediğini öne sürmüştü.

Paylaşın

Akşener, Kılıçdaroğlu Ve Özdağ’ın Sözlerini Yargıya Taşıyor

Eski İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın kendisi hakkındaki sözlerini yargıya taşıyor.

Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener hakkında, “Bu topraklarda ihaneti de görebiliyoruz”, Ümit Özdağ’ı ise “2018’de Erdoğan’ı bilerek cumhurbaşkanı seçtirdi” ifadelerini kullanmıştı.

Sözcü yazarı Aytunç Erkin, Meral Akşener’in Kemal Kılıçdaroğlu’ndan şikayetçi olacağını Ümit Özdağ’ı ise dava edeceğini yazdı. Akşener’le telefonda görüştüğünü belirten Erkin, Akşener’in “Avukatımla birlikte hem Kemal Kılıçdaroğlu’nu hem de Ümit Özdağ’ı mahkemeye vereceğim. Çünkü ‘ihanet’ ve ‘ahlaksızlık’ çok ağır iki söz. Çok ağır söz ve benim bunları kaldırmam mümkün değil” dediğini belirtti.

Akşener devamında, “Bundan sonra madem böyle işte böyle. Dilekçe çalışıyorum şu anda daha vermedim ama mahkemeye vereceğim. Dolayısıyla annemin amcası Yemen şehidi, babamın amcası İstiklal madalyalı Atatürk’ün arkadaşı bunu benim ailemin kaldırması mümkün değil. Dolayısıyla dün de ‘ahlaksızlık’ dedi Kılıçdaroğlu ve mahkemede hesaplaşacağız kendisiyle. Her şeyin nasıl olduğunu çok açık, net ve kendi içimde tuttuğum her şey dahil dilekçede olacak. Ümit Özdağ’ı da veriyorum. Ona da bugüne kadar çok hoşgörülü davrandım. Bir parti kurdu, bizden ayrıldı. Mümkün olduğunca dikkat ettim. Ama bugün itibarıyla onu da veriyorum ki yalanlamamıştım onun kurduğu cümleleri. Mahkemede yalanlayacağım Özdağ’ı da. Hep beraber göreceğiz. Bana iftira atan elinde belge bilgi olduğunu iddia eden herkesi mahkemeye vereceğim. ‘Getir bakalım belgeni’ diye. Herkes kaçıyor” dedi.

“Altılı Masa’da bilmediğimiz konuları mı açıklayacaksınız?” sorusuna ise Akşener, “Valla bilmiyorum okuyunca göreceksiniz. Kimseye söylemedim ilk kez sana söylüyorum. Bunları yazabilirsin. ‘İhaneti’ asla kaldıramayacağımı yazabilirsin. En son sözlerinden sonra Tayyip Erdoğan’ı nasıl seçtirdiğimi anlatıyor, bu kadar yalanı nasıl bir araya getiriyor, Ümit Bey bunu ispatlayacak. Anayasa yapmışım ben DEM’le! Ahmet Erozan, Nuri Okutan benden habersiz ne çalışmalar yapmışlar, mahkemede ortaya çıkacak, anlatacaklar. Sabrın çok berbat bir duygu olduğuna kanaat getirdim” dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu ve Ümit Özdağ ne demişti?

Önceki CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, KısaDalga’ya haftasonu verdiği röportajda, Meral Akşener’in haziran ayında sürpriz bir kararla Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gidip Erdoğan’la görüşmesine ilişkin şunları söylemişti:

“6 lider Türkiye’yi nasıl yöneteceğimiz konusunda bir ortak mutabakat metni üzerinde anlaşmışsak (ki bu metin bizim demokrasi tarihimiz açısından çok değerlidir), Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçişte yapılacak Anayasa değişiklikleri konusunda anlaşmışsak masadan kalkma ve tekrar masaya dönme süreci yaşamamalıydık. Sayın Akşener’i daha sonraki süreçte Saray’da görünce doğrusunu isterseniz şaşırmadım… Yaşadığımız bu topraklarda maalesef ihaneti de görebiliyoruz.”

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ise bir Youtube kanalında 2018 genel seçimleri sürecini anlatırken, seçimden bir ay önce Meral Akşener’in danışmanlarından olan bir anket şirketi sahibinin kendisini ‘dinlenilemeyen’ bir odaya götürüp “Bana nedenini sorma, adamı cumhurbaşkanı seçiyoruz” dediğini öne sürmüştü.

Paylaşın

Zafer Partisi Lideri Özdağ’dan “Bahçeli, Erdoğan’ı Tehdit Etti” İddiası

Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ, MHP’nin AK Parti üzerinde ciddi bir vesayeti olduğunu öne sürerek, “Bahçeli Erdoğan’ı tehdit etti, bir dosyayı elinde tutarak” dedi ve ekledi:

“Eski bir AKP’li bakan AKP’nin bütün karanlık diye nitelendirilen ilişkileriyle ilgili bir dosyayı Sayın Bahçeli’ye takdim etmiş. Bu çok açık bir mesajdı AKP’ye. Şimdi parlamenter demokrasiye dönünce bu ilişkiden de kurtulacak AKP. Özellikle Sinan Ateş cinayetinin mahkemeye intikal etmesinden sonra farklı bir süreç başladı.”

T24’ten Cansu Çamlıbel‘in sorularını yanıtlayan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, AK Parti ile MHP arasındaki ilişkiye dair değerlendirmelerde bulundu.

“MHP’nin şu anda AKP üzerinde ciddi bir vesayeti var” diyen Özdağ, “Bu hissiyat değil, somut gerçek. Bahçeli Erdoğan’ı tehdit etti, bir dosyayı elinde tutarak” ifadelerini kullandı. Özdağ, ‘dosya’ iddiasına ilişkin, “Benim bildiğim, eski bir AKP’li bakan AKP’nin bütün karanlık diye nitelendirilen ilişkileriyle ilgili bir dosyayı Sayın Bahçeli’ye takdim etmiş” ifadelerini kullandı.

Bahçeli’nin partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündem olan fotoğrafı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Özdağ “Evet o fotoğraf o dosyayla çekilmiş. Ya da sembolik olarak o ima edilerek çekilmiş. Ama bu çok açık bir mesajdı AKP’ye” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP’ye iadeiziyareti öncesi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin paylaşımı tartışma yaratmıştı. Bahçeli, partisinin 11 Haziran’daki TBMM Grup Toplantısı’nda taktığı yüzük dikkat çekmişti. Yüzükte “Allah bana yeter” ifadeleri yer almıştı. Ayrıca paylaşılan fotoğrafta bir dosya da yer almıştı.

Paylaşın

Özel Ve Özdağ’dan Ortak Açıklama: Sığınmacılar Vurgusu

Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ ile görüşen CHP Lideri Özgür Özel, Kayseri’de yaşanan gerilime ilişkin görüş alışverişinde bulunduklarını belirterek, “Bugün Türkiye’nin çözmesi gereken bir sığınmacı sorunu var” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, CHP Genel Merkezi’nde bir araya geldi.

Zafer Partisi heyetinde, Zafer Partisi Genel Sekreteri Cezmi Polat, Zafer Partisi Sağlık Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu, Zafer Partisi Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Av. Murat Yıldız, Zafer Partisi Kadın, Aile ve Çocuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan yer aldı.

CHP lideri Özel’e CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ile Genel Başkan Yardımcıları Gül Çiftci, Gamze Taşcıer ve Aylin Nazlıaka eşlik etti.

Özgür Özel ve Ümit Özdağ, görüşmenin ardından kameraların karşısına geçerek açıklama yaptı. Özel, sığınmacılarla ilgili şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye’nin düzensiz göç, kaçak göçmen sorunu vardır ve bu sorunun çözülmesi için CHP olarak en kuvvetli inisiyatifi alacağımızı bu seçim süreci bittikten sonra söyledik. Zamanında ‘Esad’la görüşün’ dediğimizde bize dediğini bırakmayanlar şimdi tekrar ‘tatil yapabiliriz’ noktasına geldiler. Ben Beşar Esad’la görüşmenin sağlanması, Suriye’nin istikrara kavuşması ve sığınmacıların her birisinin AB’nin de elini taşın altına sokarak gitmesini tüm muhataplarımızla görüşüyoruz.

Yarın Başbağlar’dan sonra Bükreş’e uçacağım. Bükreş’te Avrupa Sosyalist Partisi ve Sosyalist Enternasyonel’de birlikte çalıştığımız liderlerin her birisine daha önce büyükelçilerine söylediğim ve bir yemekte ifade ettiğim konuyu bu sefer Sosyalist Entarnasyonel marjında bir kez daha bu sorunun çözümüne ilişkin olarak siyasi irade ve kararlılığımızı ifade etmek durumundayım.

Bunun yanında sayın genel başkanımızın yasama faaliyetleri noktasında, maalesef biz çok isteriz biz tüm siyasi partilerin mecliste temsil ediliyor olmasını. Bununla ilgili de “Türkiye vekilliği” olmak üzere önerilerimiz var. Yüzde kaç alırsa oy en az o kadar milletvekiliyle, 100 milletvekilinin partilerin genel oyu üzerinden belirlenmesi ve seçim barajlarının temsiliyete engel olmaması yönünde. Zaten sıfır barajı savunan tüm partilerin eşit bir şekilde hazine yardımından istifade etmesi gerektiğini savunan bir siyasi partiyiz

Özdağ, Milli Takım futbolcusu Merih Demiral’in galibiyet sonrası yaptığı Bozkurt işaretine ilişkin olarak, “Bu Türk milletinin 2 bin yıldan beri işareti. Bozkurtla karşılaşanlar birbirlerine Türk olduklarını göstermek için Bozkurt yaparlar. Herhangi bir siyasi partiyle ilgisi yok. Bence Alman devletinin bozkurt yapanlarla değil, Hitler işareti yapanlarla uğraşması daha isabetli olur” dedi.

Özgür Özel de, “Gol sevincini yaşarken kullandığı bu işaretten dolayı böyle bir soruşturmayı doğru bulmadığımızı dün de ifade ettik. Ama bu tartışmayı köpürtmek, büyütmek ve bir siyasi çekişme noktasına getirmeye çalışmak başta Milli Takım’a zarar verir, herkesin bu konuda duyarlı davranması gerekiyor.

Bu işaret konusunda özgürlükçü olmak lazım sıkıntı yok ama bundan birkaç yıl önce bir genç futbolcumuz bu sefer zafer işareti yapınca bugün bu işaretin özgürlüğünü savunanlar tarafından linç edilmişlerdi. Onları kendi tutarlılıkları açısından kendilerini sorgulamaya davet etmek lazım. Yoksa futbolcumuzun yaptığı işaretten ziyade oynadığı güzel futbol hepimize yaşattığı gurur yönünden değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum. ifadelerini kullandı.

Paylaşın