Biden’dan Ukrayna’daki ABD Vatandaşlarına: Ülkeyi Terk Edin

ABD Başkanı Joe Biden, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi durumunda ABD birliklerinin tahliye operasyonu düzenlemesinin mümkün olamayacağına dikkat çekerek Ukrayna’da bulunan ABD vatandaşlarına ülkeyi “şimdi” terk etmeleri çağrısında bulundu.

ABD Başkanı Joe Biden, NBC News televizyonundan Lester Holt’un sorularını yanıtladı. Röportajda Biden, Ukrayna’daki ABD vatandaşlarından ülkeyi derhal terk etmesini istedi. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi durumunda buradaki Amerikalılar’ı tahliye etmek için asker göndermeyeceğini ekledi.

Biden, söz konusu olanın bir terör örgütü değil, dünyanın en büyük ordularından biri olduğunu da belirterek işlerin hızla çığrından çıkabileceğini söyledi. Holt’un ABD’nin hangi senaryoda Ukrayna’dan kaçan Amerikalılar’ı kurtarmak için asker göndereceği sorusuna Biden, ‘‘Hiçbir senaryoda’’ yanıtını verdi.

‘‘Amerikalılar’la Ruslar birbirine ateş açarsa bu dünya savaşına yol açar’’ dedi. Biden, ‘‘Şu an dünya her zamankinden çok farklı bir noktada’’ diye konuştu.

Dışişleri de benzer bir çağrı yaptı

ABD Dışişleri Bakanlığı da yayınladığı bir uyarıda Rusya’nın Ukrayna’ya karşı askeri müdahale riskinin artması nedeniyle Ukrayna’daki Amerikalılar’a derhal ülkeden ayrılmaları çağrısı yaptı.

Açıklamada ‘‘Artan Rus askeri harekatı riski nedeniyle Ukrayna’ya seyahat etmeyin. Ukrayna’da bulunanlar derhal ticari ya da özel araçlarla ülkeyi terk etmeli’’ denildi.

Olası bir saldırı durumunda konsolosluğun ABD vatandaşlarının ülkeden çıkışına yardım etmek gibi faaliyetlerinin de etkilenebileceği belirtildi. Ukrayna sınırına 100 binden fazla asker konuşlandıran ve Belarus’la ortak tatbikat yapan Rusya, saldırı iddialarını reddediyor.

ABD askerleri Polonya ve Romanya’da

ABD ordusu, askerlerini Ukrayna’nın komşuları Polonya ve Romanya’ya konuşlandırmıştı. ABD Savunma Bakanlığı sözcüsü John Kirby, Çarşamba günü yaptığı açıklamada ihtiyaç halinde Polonya’daki ABD askerlerinin muhtemel tahliye operasyonlarına yardım edebileceğini ifade etti.

Şu anda ordunun Amerikalıları Ukrayna dışına çıkarmak için bir girişimi bulunmadığını kaydeden Kirby, “Ukrayna’dan ayrılmak için çok sayıda olanak var” dedi.

Rus ve Ukraynalı temsilciler Berlin’de bir araya geldi

Krizi yatıştırmak için diplomatik temaslar da devam ediyor. Ukraynalı ve Rus temsilciler, dün “Normandiya Formatı” çerçevesinde Berlin’de bir araya geldi. Almanya ve Fransa’nın arabuluculuğunda gerçekleşen buluşmanın yaklaşık 10 saat sürdüğü, ancak kayda değer bir ilerleme sağlanamadan sona erdiği açıklandı.

Tarafların Mart ayında tekrar bir araya gelmek üzere anlaştığı belirtildi. Berlin’deki buluşmaya Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in dış politika danışmanları katıldı.

Batılı kaynaklara göre Rusya, Ukrayna sınırına 100 binden fazla asker konuşlandırmış durumda. Rusya, gerginliğin azaltılması için güvenlik garantisi olarak NATO’nun doğuya doğru genişleme planından vazgeçerek Ukrayna’yı ittifak üyesi olarak kabul etmemesini istiyor.

Paylaşın

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg: Rusya’nın İki Seçeneği Var

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Brüksel’deki NATO karargahında yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Stoltenberg, Rusya’nın Ukrayna sınırında 100 binden fazla asker ve ağır silah sistemleri bulundurmasını ayrıca Belarus’taki askeri mevcudiyetini yakından takip ettiklerini belirtti, “Bunlar Avrupa’nın güvenliği için tehlikeli zamanlar. Rus kuvvetlerinin sayısı artıyor, olası bir saldırı için uyarı süresi ise azalıyor” dedi.

NATO’nun Rusya’ya tehdit olmadığını ama anlaşmazlıklara siyasi çözüm bulunması isteklerinin yanında en kötüsüne de hazırlıklı olmaları gerektiğini ifade etti.

“NATO, ana ilkelerden taviz vermeyecek”

Stoltenberg, Rusya’nın gerginliği düşürmesi için diplomasiyi çalıştırdıklarını dile getirerek şöyle devam etti:

“Bu sabah Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’a mektup göndererek sorunlara diplomatik yol bulunması amacıyla NATO-Rusya Konseyinde bir dizi toplantıyla diyaloğumuzu devam ettirmek üzere Rusya’ya davetimi yineledim. Rusya’nın endişelerini dinlemeye hazırız. Aynı zamanda hepimizin altına imza attığı Avrupa güvenliğinin temel ilkelerini koruma ve güçlendirme yollarını tartışmaya da hazırız.”

Rusya’ya tatbikatlar ve nükleer politikalarla ilgili karşılıklı brifingler, askeri faaliyetlerde şeffaflığı artırma, riskleri düşürme yollarını, özellikle nükleer varlıklar ve füzeler dahil silahların kontrolü konusunda ciddi bir diyalog önerdiklerini hatırlatan Stoltenberg, “Ancak NATO, ana ilkelerden taviz vermeyecektir. Bu da her ülkenin kendi yolunu seçme, NATO’nun müttefikleri koruma ve savunma kabiliyetidir” diye konuştu.

Avrupa’nın doğusuna ek birlikler

Stoltenberg ayrıca NATO savunma bakanlarının gelecek hafta Brüksel’de yapacakları toplantıda ittifakın güneydoğu kanadında ilave muharip birlikler konuşlandırılması ihtimalini değerlendireceklerini söyledi.

Stoltenberg, “Rusya’nın artan saldırganlığı NATO’nun daha az değil, daha fazla mevcudiyetine sebep olacaktır” ifadesini kullandı.

Rusya’nın saldırgan tavır sergilemesi halinde ağır bedel ödeyeceğini yineleyen Stoltenberg, “Rusya’nın iki seçeneği var. Ya diplomatik çözümü seçecekler, ki biz oturup konuşmaya hazırız ya da çatışmayı seçmeleri halinde ağır bir bedel ödeyecekler” dedi.

Stoltenberg, Rusya’ya ekonomik yaptırımlar uygulanacağını, Avrupa’nın doğusunda NATO mevcudiyetinin artırılacağını vurguladı.

Johnson: Çok tehlikeli bir durum

AA’nın aktardığına göre İngiltere Başbakanı Boris Johnson da “Bugün Genel Sekreter ile NATO’yu kuzeyden güneye savunmak için birlikler, uçaklar ve gemiler göndererek ortak güvenliğimizi daha da güçlendirmek için bir destek paketi üzerinde anlaştım” diye konuştu.

Johnson, “Rusya’nın Avrupa’nın güvenliğine yönelttiği tehdide karşı güçlü caydırıcılık ve sabırlı diplomasinin birleştirilmesi halinde çıkış yolu bulunabileceğini ancak çok tehlikeli bir durumdan geçildiğini” belirtti.

Bir soru üzerine “Dürüst olmak gerekirse, (Rusya’da) henüz bir karar alındığını düşünmüyorum. Ancak bu, çok yakında feci bir şeyin gerçekleşmesinin imkansız olduğu anlamına da gelmez” yorumunu yaptı.

Boris Johnson, Almanya’yı Kuzey Akım konusunda daha katı bir tavır takındığı için tebrik ettiğini söyledi ve Avrupa’nın on yıllardır karşılaştığı en büyük güvenlik krizinin çözülmesi gerektiğini ifade etti.

İngiltere Başbakanı, olası insani krizle mücadele için hazırlık yaptıklarını ve NATO’nun doğu kanadını güçlendirdiklerini belirterek “Hazırlanıyoruz. Askeri hazırlıklar yapıyoruz. Ekonomik yaptırımlara hazırlanıyoruz ama aynı zamanda konuşmaya da hazırız” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Ukrayna-Rusya Gerilimi Gıda Fiyatlarını Olumsuz Etkileyecek

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Ukrayna-Rusya gerilimi başta ekmek olmak üzere gıda fiyatlarını olumsuz etkileyeceğini söyledi.

Bayraktar, Ukrayna ile Rusya arasındaki gerilimin ithalatta sorunlara neden olması sebebiyle başta ekmek olmak üzere Türkiye’deki gıda fiyatlarını olumsuz etkileyeceği konusunda uyarıda bulundu.

Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Bayraktar, “Bu yıl tarımsal üretimdeki sorunlar giderilemezse çok daha yüksek gıda fiyatlarıyla karşı karşıya kalabiliriz” ifadesini kullandı.

Bayraktar’ın açıklamasından satır başları şöyle:

Mazot fiyatı son bir yılda yüzde 111 oranında arttı. Üreticilerimize verilen mazot desteği bu artış karşısında yetersiz kaldı. Tarımsal sulamada kullanılan elektrik tarifesine yüzde 94,8’lik zam çiftçilerimizin artan maliyetlerini daha da artırdı.

Bu buhran, özellikle stratejik ürünlerde ithalata bağımlı olmanın ülkemize verdiği zararları göstermesi bakımından önemlidir. Özellikle yerli üreticimiz bu bağımlılıktan en fazla olumsuz etkilenen kesim olmaktadır.

TZOB olarak sürekli ithalata dayanan tedarik politikasına her zaman karşı olduk, yerli üretimi artırmanın önemini ıslarla vurguladık. Dünyada gıda ile ilgili yaşanan gelişmeler ne kadar haklı olduğumuzu gösterdi. İhtiyacımız olan buğday ve arpayı rahatlıkla verilecek desteklerle ülkemizde üretebiliriz.

Paylaşın

ABD: Rusya Ukrayna’yı Her An İşgal Edebilir

ABD’den Ukrayna krizine dair kritik bir açıklama geldi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Rusya’nın Ukrayna’yı her an ya da haftalar içinde işgal edebileceğini ama diplomatik yolun hala bir seçenek olduğunu söyledi.

Sullivan, işgalin her an olabileceğine vurgu yaparken birkaç hafta içinde olabileceğine de dikkat çekti. Jake Sullivan, “Ya da Rusya diplomatik yolu seçebilir” ifadesini kullandı. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı bu açıklamasını Fox News Sunday programında yaptı.

Sullivan, ABC televizyonuna yaptığı açıklamada da Putin’in Ukrayna’ya saldırma emri vereceğine dair çok belirgin ihtimal olduğuna inandıklarını söyledi. Bunun farklı şekillerde olabileceğini belirten Sullivan, işgalin yarın ya da birkaç hafta içinde olabileceğini kaydetti.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in askeri konuşlandırmalarla Ukrayna’ya karşı her an saldırı başlatabileceğini vurguladı.

Amerika’nın Birleşmiş Milletler Temsilcisi Linda Thomas-Greenfiled’e de CNN televizyonunda katıldığı bir programda Rusya’nın işgal ihtimali soruldu. Greenfield soruya “Rusları yanlış karar vermekten caydırmaya çalışıyoruz” yanıtını verdi.

Bu arada Ukrayna konusunda hem İngiltere hem de Almanya’dan açıklamalar var. İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, ülkesi ve müttefiklerin Moskova’nın Ukrayna’ya karşı harekete geçmesi durumunda bunun maliyetini Rusya’ya yükseltme konusunda kararlı olduklarını belirtti. Truss, Rusya’nın hareketlerinin işgal niyeti olmadığı düşüncesini yanlış çıkardığını da kaydetti.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz da NATO’nun doğu kanadının güçlendirilmesi için Litvanya’ya asker konuşlandırma fikrine açık olduğunu belirtti. Scholz bununla birlikte bir kez daha Ukrayna’ya doğrudan askeri yardıma karşı çıktı.

Paylaşın

Rusya, Ukrayna Sınırına 110 Bin Asker Gönderdi

ABD istihbarat birimleri Rusya’nın Ukrayna’yı olası işgali için gerekli birliklerin yüzde 70’ini sınırda konuşlandırdığını açıkladı. ABD istihbarat teşkilatlarının açıklamasına göre Rusya 110 bin askeri Ukrayna sınırına gönderdi.

Amerikalı yetkililer Rusya-Ukrayna sınırında asker konuşlandırmanın bu hızla gitmesi halinde Şubat ortasına kadar 150 bin Rus askerinin işgal için hazır edilebileceğini kaydediyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bütün seçenekleri açık bırakmak istediğini belirten yetkililere göre Ukrayna’nın doğusundaki Rusya yanlısı ayrılıkçıların bulunduğu Donbas bölgesiyle sınırlı kısmi bir işgal olabileceği gibi Rusya’nın ülkeyi kapsamlı bir biçimde işgal etmesi de mümkün.

Bunun yanı sıra olası bir işgalde Rusya’nın 48 saat içinde Ukrayna’nın başkenti Kiev’i ele geçirebileceği ve Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’i devirebileceği tahmin ediliyor.

“50 bin kişi ölebilir”

Amerikan medyasında yer alan haberlere göre ABD yönetimi olası bir işgalde Ukrayna’da onbinlerce sivilin öleceğini tahmin ediyor.

New York Times gazetesine konuşan üst düzey Amerikan hükümet temsilcileri Rusya’nın işgale girişmesi halinde Ukrayna’da 25-50 bin sivilin öleceğini açıkladı. Ukrayna ordusundan 25 bine yakın askerin Rus ordusundan ise 10 bin askerin ölebileceği tahmini yapıldı.

Amerikalı yetkililere göre Rusya’nın olası işgali Ukrayna’dan bir sığınmacı akınına da yol açabilir ve beş milyon insan başta Polonya olmak üzere başka ülkelere sığınma girişiminde bulunabilir.

 

Paylaşın

FT’den Dikkat Çeken Erdoğan’ın Ukrayna Ziyareti Analizi

Batı ve Rusya arasında Ukrayna üzerinden gerilim sürerken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün (3 Şubat 2022) Kiev’e gidiyor. Financial Times’da yer alan analiz, Ankara’nın Kiev’e desteğini gösteren bu ziyaretin Rusya’yla ilişkilerde olası etkisini değerlendirdi.

Erdoğan’ın ziyaretinin, Türkiye-Rusya ilişkileri için bir test olacağı belirtildi. Financial Times gazetesinde yer alan Laura Pitel imzalı, “Erdoğan’ın Ukrayna’ya ziyareti, Putin’le karmaşık bağları test ediyor” başlıklı analiz, Ukrayna-Rusya gerilimi gölgesinde Moskova-Türkiye ilişkilerini inceledi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bugün (3 Şubat 2022) Ukrayna’ya ziyaretinin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le karışık ilişkisini ve Moskova’nın Ankara üzerindeki ağırlığını maskeleyen bir destek göstergesi olduğu aktarılan analizde, şu ifadeler yer aldı:

Türkiye için büyük riskler teşkil ediyor

“Analistlere göre, Türkiye’nin Ukrayna’ya desteği Ankara’nın NATO müttefiklerini memnun etti ancak ülkenin Rusya’ya ekonomik bağlılığı ve Putin’in doğalgaz, turizm, ticaret ve Suriye’deki durumu Erdoğan’a karşı siyasi silah olarak kullanma ihtimali düşünüldüğünde, Türkiye için büyük riskler teşkil ediyor.”

Değerlendirmede bulunan Avrupa Dış İlişkiler Konseyi kıdemli üyesi gazeteci Aslı Aydıntaşbaş “Türkiye ince bir çizgi üzerinde yürümeye çalışacak ve Ukrayna’ya destek olurken Rusya’yı aleyhine çevirmemeye çalışacak.” dedi.

Analizde, Erdoğan’ın ikili ilişkilerin 30’uncu yılında Ukrayna’ya yapacağı ziyaretin Kiev tarafından olumlu karşılandığı belirtilirken Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasly Bodnar “Türkiye, Ukrayna’ya destek olarak görüneceğini bildiği kararı aldı. Buna oldukça değer veriyoruz” dedi.

Türkiye’nin 2014 yılında Moskova’nın Kırım’ı ilhak etmesine karşı duruşu hatırlatılan analizde, Erdoğan-Putin ilişkisinin ise bu tarihten itibaren giderek daha yakınlaştığı aktarıldı. Türkiye’nin NATO’dan uzaklaşarak, ABD’nin F-35 programından çıkarılma pahasına Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi satın aldığı hatırlatıldı.

Analizde, Erdoğan ve Putin arasındaki yakın ilişkiye rağmen, iki liderin dış politika alanında çok sayıda noktada zıt noktalarda durduğu belirtildi. Türk yetkililerin sık sık Suriye, Libya ve Kafkasya’da Rusya’nın karşısındaki grupların desteklendiğini vurguladığı belirtildi.

Türkiye ve Ukrayna arasındaki savunma işbirliği

Analizde, Moskova’nın Türkiye ve Ukrayna arasındaki büyüyen savunma işbirliğinden rahatsız olduğu aktarıldı. Bu hafta Türkiye’yle serbest ticaret anlaşması imzalaması beklenen Ukrayna’nın Türkiye’den çeşitli savunma araçları satın aldığı hatırlatıldı.

Bir ABD’li yetkili “Türkiye’nin Ukrayna’ya malzeme desteği önemli oldu. Washington, Ankara bunu daha fazla yapmaya devam ederse memnun olur.” dedi.

Analiz şöyle devam etti: “Almanya gibi Ankara da, Putin’in kırmızı çizginin aşıldığını fark ettiği durumda yapacağı baskı noktalarının farkında”

Ekonomik ilişkiler ve Suriye

Analizde, Rusya’nın Türkiye’ye doğalgaz, turizm, tarım, ticaret gibi alanlarda baskı yapabileceğini geçmiş örneklerle aktarılırken Ankara’yı en fazla endişelendiren noktanın Suriye’de İdlib olduğu belirtildi. Analiz şöyle devam etti:

“Erdoğan, 3.6 milyon Suriyeli sığınmacının bulunduğu ülke içinde zaten siyasi baskı altında. Ankara, Rus jetlerinin bölgedeki sivilleri hedef alan hava saldırılarının bir Türkiye’ye ve Avrupa’ya bir uyarı olduğunu düşünüyor.”

Batılı yetkililerin, bu baskı unsurları nedeniyle Ukrayna’nın işgali durumunda Rusya’ya yeni yaptırımları Türkiye’nin imzalamayacağını düşündüğü belirtildi.

Analizde Ankara için gerçek zorluğun, NATO’nın Türkiye’ye daha fazla askeri destek için talepte bulunması olacağı belirtildi. Bir Batı ülkesinden savunma yetkilisi “NATO, Türkiye askeri tesislerinin deniz ya da hava yollarına destek sağlamasını istere ne olur? Bu, onları oldukça zor bir duruma sokar” dedi.

(Kaynak: T24 )

Paylaşın

NATO, Doğu Avrupa’ya Askeri Yığınak Yapıyor!

Rusya’nın Ukrayna sınırına 100 binden fazla asker yığmasının ardından olası bir operasyona karşı NATO ülkeleri de önlemler alıyor. Müttefik ülkeler, Doğu Avrupa’ya asker, savaş uçakları ve savaş gemileri gönderiyor.

Son olarak Danimarka Hava Kuvvetleri’ne ait 4 savaş uçağı, NATO’nun Baltık bölgesindeki savunma gücünü arttırmak üzere geçtiğimiz hafta Litvanya’ya gitti. NATO, 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesinden bu yana Estonya, Litvanya, Letonya ve Polonya’ya 4 ila 5 bin civarında asker gönderdi.

ABD askerleri

ABD de 8 bin 500 askeri bölgeye göndermek üzere hazır hale getirdi. ABD Başkanı Joe Biden, “ABD askerlerini Doğu Avrupa ve NATO ülkelerine yakın zamanda göndereceğim” dedi.

ABD’nin hali hazırda Avrupa’da konuşlandırdığı on binlerce askeri bulunuyor. Bu birlikler çoğunlukla Almanya ve İngiltere’deki üslerde bulunuyor. Buradaki askerlerin de gerekli olması halinde Doğu Avrupa ülkelerine gönderilebileceği belirtiliyor.

NATO müttefikleri

Fransa, Romanya’ya yüzlerce asker gönderme planını açıkladı. Fransa Savunma Bakanı Florence Parly, yaptığı açıklamada, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un belirttiği üzere Fransa’nın Doğu Avrupalı müttefiklere destek vermeye devam edeceğini söyledi.

İspanya, Hollanda ve Almanya da Doğu Avrupa’ya asker, savaş uçakları ve savaş gemileri göndermeyi değerlendirdiklerini açıkladı.

Tanksavar mermileri

İngiltere, Ukrayna’ya şu ana kadar 2 bin civarında tanksavar mermisi gönderdi. İngiltere’nin bu hafta da NATO görevi çerçevesinde bölgeye askeri yığınağını arttırması bekleniyor. İngiltere’nin bölgeye gönderme taahhüdünde bulunduğu bin 150 askerinin sayısını da iki katına çıkarması bekleniyor. Bu hafta ayrıca İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın da Ukrayna’ya gitmesi planlanıyor. Johnson ayrıca Rusya lideri Vladimir Putin’le de bir telefon görüşmesi gerçekleştirecek.

İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, son olarak yaptığı açıklamada, İngiltere’nin bölgeye asker göndermesinin Moskova’ya bir mesaj niteliği taşığını söyledi

Caydırıcılık

Tüm bu hazırlıklara karşın NATO, Ukrayna’ya doğrudan asker göndermeyi planlamıyor. Uzmanlar, söz konusu yığınakların, Rusya’yı olası bir Ukrayna operasyonundan vazgeçirmek üzere yapılan bir hazırlık olduğu değerlendirmesini yapıyor.

Belarus tehdidi

Rusya, bu hafta Belarus’la birlikte yapacağı askeri tatbikat gerekçesiyle bu ülkeye de binlerce asker gönderdi. Yetkililer, buradaki askerler ve mühimmatın olası bir Ukrayna operasyonunda devreye girmek üzere hazırlandığını belirtiyor.

Rusya’ysa bu hazırlıklarına karşın Ukrayna’ya yönelik askeri bir operasyona girişeceği iddialarını ısrarla reddediyor. Rusya, ABD ve Batılı ülkelerden yazılı olarak ilettiği güvenlik kaygılarına karşılık verilmesi ve gerekli adımların atılmasını istiyor.

Rusya, Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’ya üye olmasına ve NATO güçlerinin sınırlarına kadar yaklaşmasına şiddetle karşı çıkıyor.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

BMGK’da ABD İle Rusya Arasında Sert Ukrayna Tartışması

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK), Rus ve Amerikalı temsilciler arasında sert tartışmalar yaşandı. ABD’li temsilci askeri hareketliliğin onlarca yıldır Avrupa’da görülen en büyük yığınak olduğunu söyledi. Rus temsilci ise ABD’yi histeriyi körüklemek ve Rusya’nın iç işlerine kabul edilemez bir müdahalede bulunmakla suçladı.

Dünya gündeminin ilk sıralarında yer alan Ukrayna krizi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde görüşüldü. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) konuyla ilgili çağrısına karşı çıkan ve toplantının yapılmasını engellemek isteyen Rusya’nın bu yöndeki çabalarına rağmen, BMGK’nin daimi ve geçici 15 üyesinden 10’unun kabul etmesi üzerine açık oturuma geçildi.

Oturumda konuşan Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vasili Nebenzia, söz konusu toplantının yapılması için başvuruda bulunan ABD’yi “histeriyi körüklemekle” suçladı ve bu ülkenin, “asılsız suçlamalarla uluslararası toplumu yanıltmak” istediğini öne sürdü.

Nebenzia’nın ardından söz alan ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield ise, Rusya‘nın bu ithamlarına karşı çıkarak, Moskova’nın Ukrayna sınırına 100 binden fazla asker yığmasının, “Uluslararası güvenlik için bir tehlike olduğunu” dile getirdi. Thomas-Greenfiled ayrıca, Rusya’nın Belarus’ta, Ukrayna sınırına yakın bölgelerdeki asker sayısını artırmayı planladığını öne sürdü. Bölgede halihazırda 5 bin Rus askeri bulunduğunu ifade eden Thomas-Greenfield, “Elimizde, Rusya’nın bu varlığı Şubat ayı sonuna kadar 30 bin askere çıkarmayı planladığına dair kanıtlar var” dedi.

“Askerler tatbikat için naklediliyor”

ABD’nin bu iddiasına yanıt veren Vasili Nebenzia ve Belarus’un BM Daimi Temsilcisi Valentin Rybakov ise, Rusya ile Belarus’un düzenli bir biçimde ortak tatbikat yaptığını ve söz konusu birlik naklinin de Şubat ayı içinde yapılması planlanan tatbikatla ilgili olduğunu dile getirdi.

Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vasili Nebenzia diğer yandan, Batılı ülkelerin, Rusya’nın Ukrayna sınırına 100 binden fazla asker yığdığı iddiasına da karşı çıkarak, bu iddianın dayanağının ne olduğunu sordu. Nebenzia, ABD’nin 2003 yılında Irak’ı işgal etmek için, bu ülkede kitle imha silahları bulunduğuna dair sözde deliller sunduğunu ancak bunların daha sonra yalan olduğunun görüldüğünü belirtti.

Ukrayna’nın BM Daimi Temsilcisi Sergey Kislitsa ise konuşmasında, Ukrayna krizinin çözümü için öncelikle, ülkenin doğusundaki Donbas bölgesinde ateşkes sağlanması gerektiğini ifade etti. Rusya‘nın, BMGK’nın beş daimi üyesinden biri olması sıfatıyla, Birleşmiş Milletler’de alınan ve Konsey’e gelen tüm kararlar üzerinde veto hakkı bulunuyor.

Biden’dan Rusya’ya bir uyarı daha

ABD Başkanı Joe Biden ise Rusya’ya bir kez daha krizi diplomatik yollardan çözme tavsiyesinde bulunarak, Moskova’nın “Diplomasiden ayrılıp Ukrayna’ya saldırması durumunda bunun sorumluluğunu yükleneceğini ve sonuçlarını da hesaba katması gerektiğini” dile getirdi.

Batılı devletler, 2014 yılında Kırım’ı ilhak eden Rusya’nın şimdi de Ukrayna’nın doğu bölgelerine girme hazırlığı içinde olduğunu savunuyor. Rusya ise böyle bir saldırı planının olmadığını ancak kendini NATO tehdidi altında gördüğünü belirtiyor.

İngiltere’nin yaptırım tehdidi

İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss ise Pazartesi günü yaptığı açıklamada, İngiltere hükümetinin, Rusya’nın Ukrayna’ya girmesi durumunda bu ülkeye uygulanan yaptırımları sertleştirmeyi planladığını duyurdu. Hükümetin konuyla ilgili, geniş bir yelpazede yaptırım hedefleri olan bir yasa hazırlığı içinde olduğunu belirten Truss, “Bunlar, Rusya’ya karşı bugüne dek uygulanan en ağır yaptırımlar olacak” söyleminde bulundu.

Bu arada Danimarka ve Polonya Ukrayna’ya askeri malzeme yardımında bulunmaya hazır olduğunu bildirdi. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, “Ukrayna’ya asker göndermelerinin söz konu olmadığını, ancak bu ülkeyi askeri teçhizat ile desteklemeye hazır olduklarını” ifade etti. Polonya ise  komşusu Ukrayna’ya mühimmat desteğinde bulunabileceğini açıkladı. Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki Salı günü resmi temaslarda bulunmak üzere Ukrayna’nın başkenti Kiev’e gidecek.

ABD’den vatandaşlarına “Belarus’tan çıkın” talimatı

ABD Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna krizi nedeniyle Belarus’ta yaşayan ABD kamu görevlilerinin ailelerine “ülkeyi terk edin” çağrısında bulundu. Bakanlık ayrıca tüm vatandaşlarına, “Belarus’un Ukrayna sınırındaki olağan dışı ve rahatsız edici askeri varlığı ve tutuklanma riski sebebiyle bu ülkeye seyahat etmeme” tavsiyesinde bulunarak, bölgede durumun “öngörülemez” ve “gerginliğin yüksek” olduğunu ifade etti.

Washington kısa süre önce de, Kiev’deki ABD diplomatlarına, aileleri ile birlikte ülkeyi terk etme talimatı vermiş ve bunu “Süregelen Rus askeri operasyonu tehdidi” ile gerekçelendirmişti.

Paylaşın

Ukrayna’da Silahlı Çatışma, Yıkıcı Olur

Ukrayna topraklarında yeni milislerin yaratılması ihtimalinden özellikle endişe duyan Uluslararası Af Örgütü, Ukrayna’da silahlı çatışmanın ve gerilimin yeniden tırmanmasının bölgedeki insan hakları için yıkıcı sonuçları olacağı konusunda uyardı.

Af Örgütü, Rusya’nın bölgede askeri güç kullanma tehdidi söz konusu iken, olası bir çatışmanın sivil yaşamları, geçim kaynaklarını ve altyapı varlıklarını tehdit ettiğini, şiddetli gıda kıtlığına yol açabileceği ve muhtemel bir kitlesel göçe sebebiyet verebileceğini hatırlattı.

Ekonomik ve sosyal hakların halihazırda olumsuz etkilendiği bu konjonktürde tıbbi malzemeler de dahil olmak üzere temel gıda ve ürünlerde artan fiyatlar, Ukrayna’da insanların sağlık hizmeti alma ve yeterli bir yaşam standardına sahip olma hakkını olumsuz etkiliyor. Bu özellikle yaşlılar, çocuklar ve düşük gelir gruplarını daha çok etkiliyor.

Son iki haftadır güvenlik endişeleri nedeniyle okulların aralıklı olarak kapanmasıyla eğitim hakkı da etkilendi. Rusya’da rublenin değeri düştü ve fiyatlar yükseliyor.

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard bir açıklama yaparak, “Rusya’nın askeri güç kullanma tehdidi, Ukrayna ve ötesindeki milyonlarca insanın insan haklarını şimdiden etkiliyor” dedi.

“Sonuçların yıkıcı olması muhtemel”

Callamard ek olarak bölgedeki sürece de değindi, “Gerçek askeri gücün sonuçlarının yıkıcı olması muhtemeldir.”

Ukrayna’nın yakın tarihine, Donbas’taki Rusya birliklerinin karıştığı çatışmalar ve Kırım’ın yasadışı ilhakı damga vurdu. Askeri güçler sivillerin haklarına saygı göstermeyip cezasız kaldığı için, bu olaylar toplulukları ve yaşamları adeta parçaladı, ancak bu kısır döngüyü kırmanın zamanı geldi.”

Açıklamada sivillerin haklarına dikkat çekildi, “Askeri çatışmalarda siviller korunmalı ve suistimal eden herkes hesap vermelidir. Uluslararası Af Örgütü, tüm taraflarca uluslararası insancıl hukuk (savaş hukuku) ve uluslararası insan hakları hukuku ihlallerini ortaya çıkarmak için durumu yakından izleyecektir.

2014-2015’te, Ukrayna’nın doğusundaki Donbas’taki silahlı çatışmalar tırmandığında, taraflar, uluslararası insancıl hukuku ihlal ederek bir milyondan fazla insanın yerinden edilmesine yol açtı. 13 binden fazla insan bu süreçte hayatını kaybetti.”

Rusya ordusu – Tekrarlanan ihlaller

Uluslararası Af Örgütü, son yıllarda cezasız kalan diğer konuları da göz önünde bulundurarak, Rus birliklerinin uluslararası hukuka saygı göstermediğini hatırlattı, tarihin tekerrür etme olasılığı endişelerini paylaştı.

Örneğin Rusya, 2015 Eylül ve Kasım aylarında Suriye’de Humus, İdlib ve Halep’teki yerleşim bölgelerine bir dizi hava saldırısı düzenledi ve en az 200 sivili öldürdü. Uluslararası Af Örgütü, 2020’de Rusya uçaklarının Suriye’deki okulları ve hastaneleri hedef aldığını bildirdi, bu noktaların bir kısmı BM’nin herhangi bir saldırıda hedef alınmaması gereken, sivil bölgeler olarak işaret ettiği yerlerdi.

Ukrayna’nın doğusunda devam eden çatışmada, Rusya destekli ayrılıkçı güçler, Ukrayna güçlerinin yaptığı gibi, sivil yerleşimlerde patlayıcı silahlar kullanarak uluslararası insancıl hukuku ihlal etti. Ayrıca bu silahları evlere ve sivil altyapıya konuşlandırdılar ve buralardan ateşlediler.

Agnès Callamard, “Rusya -ister Ukrayna’da ister Suriye’de, isterse kendi ülkesindeki Çeçenya askeri harekâtında olsun- askeri müdahaleler tarihi boyunca uluslararası insancıl hukuku bariz bir şekilde hiçe saydı. Rusya ordusu, sivilleri koruyamayarak ve hatta onlara doğrudan saldırarak savaş hukukunu defalarca çiğnedi.

Rusya kuvvetleri ayrım gözetmeksizin saldırılar düzenledi, yasaklı silahlar kullandı ve bazen sivilleri ve sivil yerleşimleri kasıtlı olarak hedef aldı; tüm bunlar savaş suçudur” sözlerini kullandı.

Uluslararası Af Örgütü, Ukrayna topraklarında yeni milislerin yaratılması ihtimalinden özellikle endişe duyuyor. Donbas’taki bu tür Rusya destekli silahlı gruplar, uluslararası insancıl hukuk kurallarını hiçe saymaları ve Ukrayna hükümet yanlısı milis güçleri gibi hesap vermemeleri ile bilinmektedir.

Muhtemel mülteci krizi

2014-2015 yıllarındaki Doğu Ukrayna çatışması, bugüne kadar şiddetli bir şekilde hissedilmeye devam eden tam bir insan hakları krizine neden oldu.

Milyonlarca insan evlerini terk etmek zorunda kaldı ve bölge ekonomisi harap oldu, geri dönen veya çatışma bölgesinde kalanlar yaşamlarını güçlükle sürdürebildi. Ayrılıkçı güçler ve hükümet güçleri yüzlerce kişiye karşı yargısız infazlar ve hukuka aykırı öldürmeler, işkence, kaçırma, zorla kaybetme ve keyfi gözaltılara başvurdu.

Ukrayna Sosyal Politikalar Bakanlığı’na göre, Donbas’taki çatışmalardan ve işgal altındaki Kırım’dan kaçtıktan sonra yaklaşık 1 milyon 450 bin kişi hâlâ ülke içinde yerinden edilmiş durumda.

Agnès Callamard bu duruma ilişkin şu sözleri kullandı, “Ukrayna’daki çatışmaların artması durumunda mülteci krizinin ne boyutlara ulaşabileceğini düşünmek korkutucu.

Komşu Avrupa ülkelerinde sığınma talep eden milyonlarca mülteci ile kıta çapında bir insani felaket olacak. Ukrayna şu anda Rusya, Belarus ve Orta Asya ülkelerinden kaçarken koruma arayanların hedefi. Rusya, Ukrayna’ya karşı askeri güç kullanırsa, bu durum da etkilenecek ve insanlar başka ülkelere sığınmak zorunda kalacaklar.”

Durumun bölge ve ötesindeki etkileri

Çatışmalar, Ukrayna’da gerilla savaşının uzaması ihtimali nedeniyle bölgedeki insan haklarını daha da zayıflatacaktır. Yasadışı silah çıkışları, hesap verebilir olmayan özel askeri taşeronların toplu halde gelişi ve şiddet ve cezasızlıkta genel bir artış durumu ağırlaştırabilir.

Ekonomik yıkım ve bunun bölge üzerindeki yansımaları, Ukrayna topraklarından geçen Rusya gazına bel bağlayan Avrupa kıtası da dahil olmak üzere çok daha geniş alanda ve çok büyük olabilir.

Agnès Callamard krizin etkilerine ilişkin şunları belirtti, “Avrupa’nın tam merkezinde bir nükleer gücü barındıran ve potansiyel olarak diğer ülkeleri de içine çeken bir başka silahlı çatışma, küresel olarak insan hakları üzerinde öngörülemeyen etkileri olan tüm jeopolitik kontrol ve denge sistemini bozma tehdidinde bulunuyor.”

“Batı ve Rusya daha sert bir çatışmaya girerse, bu potansiyel olarak tarafların dünya çapındaki bölgesel çatışmalara daha aktif müdahalesine, enerji politikasının silah haline getirilmesine ve dış politikalarının bir parçası olarak güç kullanmaya hazır olan daha fazla ülkenin de krize ortak olmasına yol açabilir.”

(Kaynak: bianet)

Paylaşın

Fransa ve Almanya’dan Rusya’ya Ukrayna Uyarısı: Bedeli Çok Ağır Olur

Berlin’de bir araya gelen Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması hâlinde bunun bedelinin “çok ağır” olacağı uyarısında bulunurken Kiev’e desteklerini yineledi.

Olaf Scholz, selefi Angela Merkel’den görevi devraldıktan 24 saat sonra ilk yurtdışı ziyaretini Paris’e gerçekleştirmiş, Emmanuel Macron’u en kısa zamanda olmak üzere Berlin’e davet ettiğini söylemişti. Macron’un iade-i ziyaretinde Fransa’nın AB ve Almanya’nın G7 dönem başkanlıklarının ana madde olacağı açıklanmıştı. Ancak Ukrayna krizi, bugünkü görüşmenin ana gündem maddesi oldu.

“Tek çözüm yolu diyalog”

İki lider kapalı kapıların ardındaki görüşmeye girmeden önce basınla biraraya geldi. Başbakan Scholz, krizin giderek büyüdüğünü belirterek, gerilimi azaltabilmek için gerekli her türlü girişimi sürdürdüklerini ve diyaloğun devam etmesine şu an için alternatif olmadığını belirtti. Bununla birlikte, her fırsatta Moskova’ya askeri bir operasyonun çok ağır sonuçları olacağını hatırlattıklarını belirten Scholz, Ukrayna’ya saldırı durumunda Rusya’ya ağır yaptırımların uygulanacağını belirtti.

Almanya’nın Ukrayna’ya neden silah yardımında bulunmadığı şeklinde bir soru üzerine, Almanya’nın tarihsel nedenlerle başka yöntemlerle Ukrayna’ya yardım ettiğini söyleyen Scholz, “Ukrayna’nın, ülkedeki demokrasinin ve hukuk devletinin sürekliliği için Almanya yıllardır en büyük yardımı yapan ülkelerden biri. Ayrıca Ukrayna’nın bir gaz transit ülkesi olması konusunda Almanya’nın garantör olduğunu da hatırlatmak istiyorum” dedi. Scholz, Avrupa’daki barışın sadece ülkelerin bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve egemenliğinin dokunulmazlığının tanınmasıyla korunabileceğini de belirtti.

“Almanya ile hemfikiriz”

Fransız Cumhurbaşkanı Macron, ülkesinin ve Almanya’nın Ukrayna’daki kriz ve Rusya’ya karşı tavır konusunda tümüyle hemfikir olduğunu ifade ederken, Rusya ve Ukrayna arasındaki sınırda yaşanan gelişmeleri son derece ciddiye aldıklarını ve yakından takip ettikleri açıkladı. Macron, Scholz gibi sorunun çözümü için diyalog çağrısı yaparken, tarafların biraraya gelebileceği ve arabuluculuk için ‘Normandiya Dörtlüsü’ gibi çok sayıda daimi format olduğunu hatırlattı.

Ülkesinin Ukrayna ile dayanışma içinde olduğunu söyleyen Macron, Rusya’nın olası saldırısının ağır bedeli olacağını açıkladı. Macron, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile görüşeceğini de açıkladı. Görüşmenin Cuma sabahı telefonla yapılacağını söyleyen Macron, Putin’e konuyla ilgili gerilimin azaltılması için bir somut plan sunacağını, aynı zamanda Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik olası bir askeri operasyonun çok ciddi sonuçlar doğuracağını hatırlatacağını ifade etti.

Paylaşın