Ukrayna’da Siviller İçin Yeni İnsani Koridorlar Planlanıyor

Kiev yönetimi, Cumartesi günü çatışmaların olduğu şehirlerden sivillerin tahliyesi için bir dizi yeni insani koridor açılacağını kaydetti. Ukrayna Devlet Başkanı’nın Danışmanı Mikhailo Podolyak da sivillerin tahliyesi için 79 otobüs ve iki kamyondan oluşan konvoyun Sumi’ye gönderildiğini söyledi.

Başbakan Yardımcısı Irina Vereşçuk, Zaporijya’dan yardım malzemeleri taşıyan bir konvoyun kuşatma altındaki Mariupol’a doğru yola çıktığını belirtti. Bu, siviller için Azak Denizi kıyısındaki kente ulaşma yönündeki beşinci girişim. Daha önce üzerinde anlaşılan insani koridorların uygulamaya konulamamasından taraflar birbirini sorumlu tutmuştu.

Öte yandan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği 24 Şubat tarihinde başlayan Ukrayna savaşında şimdiye kadar 549 sivil ölüm kaydettiklerini açıkladı. 957 sivilin de çatışmalarda yaralandığını açıklayan kuruluş “insani acıların” artarak sürdüğünü ifade etti.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de savaşta şimdiye kadar sağlık kuruluşu, sağlık çalışanı ve ambulanslara yönelik 29 saldırı kaydettiklerini açıkladı. Bu saldırılar arasında Rus güçlerinin Mariupol’deki çocuk ve doğum hastanesi binasına Çarşamba günü düzenlediği saldırı da sayıldı. DSÖ Sözcüsü Margaret Harris saldırıda 12 kişinin hayatını kaybettiğini ve 34 kişinin yaralandığını aktardı.

Ukrayna’dan kaçanların sayısı 2,5 milyonu geçti

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) açıklamasına göre 24 Şubat tarihinde başlayan Rusya işgalinde Ukrayna’dan kaçanların sayısı 2,5 milyonu geçti. UNHCR Başkanı Filippo Grandi “Yaklaşık 2 milyon kişinin de Ukrayna içinde yerini değiştirdiğini tahmin ediyoruz. Milyonlar bu anlamsız savaş nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalıyor” dedi. BM’ye bağlı Uluslararası Göç Örgütü de Ukrayna’yı terk edenler arasında 116 bin başka ülke vatandaşı bulunduğu bilgisini paylaştı. Ukrayna’nın nüfusu savaştan önce yaklaşık 37 milyondu.

BM: Rusya’nın misket bombası kullandığına dair raporlar var

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Ukrayna’daki yerleşim yerlerinde Rus birliklerinin birçok kez misket bombası kullandığına dair güvenilir raporlar bulunduğunu  bildirdi. İnsan Hakları Yüksek Komiserliği sözcüsü, “Siviller, ve sivillere ait yerler ile kent ve köylerin bombalanmasının ve gelişigüzel saldırıların uluslararası hukuka göre yasak olduğunu Rus yetkililere hatırlatırız” şeklinde konuştu. Sözcü, bunun savaş suçu teşkil edeceğini kaydetti.

BM: Ukrayna’da hiçbir biyolojik silah programı bilinmiyor

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, Rusya’nın talebi üzerinde Ukrayna’nın “biyolojik silah” ürettiği iddialarını görüşmek üzere olağanüstü toplandı. BM Silahsızlanma Yüksek Temsilcisi Izumi Nakamitsu, “Biyolojik silah programı iddialarına ilişkin medyada yer alan haberler hakkında bilgim var. BM tarafından hiçbir biyolojik silah programı bilinmiyor” şeklinde konuştu.

ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield “Ukrayna’nın biyolojik silah programı yok. Ukrayna’da ABD tarafından desteklenen biyolojik silah laboratuvarı yok” dedi. Thomas-Greenfield, “Rusya’nın Ukrayna halkına karşı kimyasal veya biyolojik unsurlar kullanmayı planladığından derin endişe duyuyoruz” şeklinde konuştu. İngiltere’nin BM Daimi Temsilcisi Barbara Woodward Rusya’nın iddialarına tepki göstererek, Rusya’yı “dezenformasyon ve yalanlarını yaymak” için BM Güvenlik Konseyi’ni kullanmakla suçladı.

Ukrayna’nın BM Daimi Temsilcisi Sergey Kislitsa da “biyolojik silah programı” iddialarını reddederek, Ukrayna’nın uluslararası yükümlülüklerini yerine getirdiği ve ilgili uluslararası kuruluşlarla iş birliği yaptığı bir sağlık sistemi olduğunu belirtti. Çin BM Daimi Temsilcisi Zhang Jun ise Moskova’nın verdiği “ilgili bilgileri” not ettiklerini belirterek, bu iddiaların “uluslararası toplumda büyük dikkat toplaması ve incelenmesi” gerektiğini ifade etti.

 

Paylaşın

Rusya Ordusu, Kiev Kent Merkezine İlerliyor

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı üçüncü haftaya girdi. Uluslararası kuruluşların yayınladığı uydu görüntülerine göre; Rusya ordusu Kiev kent merkezine ilerliyor. Ayrıca başkent yakınlarındaki yerleşim yerlerine topçu atışları yapılıyor.

Ülkenin güneydoğusundaki liman kenti Mariupol’da ise şiddetli çatışmalar sürüyor. Çatışmalar insani koridorlardan tahliyeleri ve yardım paketlerinin ulaştırılmasını engellerken kentte binlerce sivilin kısıtlı yiyecek ve su gibi temel ihtiyaçlarla mahsur kaldığı belirtiliyor.

Rusya ordusunun dün hava saldırısı başlattığı Dnipro kentine dönük saldırılar bu sabah da devam ediyor. Dnipro Belediye Başkanı Boriys Filatov, Ukrayna’nın hava savunma sistemlerinin söz konusu saldırıları “püskürttüğünü” açıkladı.

Çin Ukrayna’ya ilk kez insani yardım ulaştırdığını açıkladı. Çin’in Ukrayna’ya gönderdiği ilk yardım paketinin Ukrayna’nın batısındaki Çernivtsi kentine ulaştığı ve Kızılhaç görevlilerine teslim edildiği duyuruldu. İkinci yardım paketinin de 14 Mart’ta Ukrayna’ya varması bekleniyor.

“16 bin Ukrayna’ya karşı savaşacak”

Ayrıca Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e rapor sunan Savunma Bakanı Sergey Şoygu çoğunluğu Ortadoğu’dan, 16 bin “gönüllünün” Ukrayna ordusuna karşı savaşmak için başvurduğunu belirtti.

Şoygu, “Bu talepler para için değil, kişilerin arzuları olduğu için buna olumlu cevap vermeyi doğru buluyoruz. Birçoğunu biliyoruz, son on yılda en zor zamanda IŞİD’e karşı mücadelede yardımcı oldular” dedi.

“Kiev rejiminin Batılı sponsorları, uluslararası hukuku göz ardı ederek Ukrayna’ya açıkça paralı asker gönderiyor” diyen Putin de, dünyanın her yerinden paralı savaşçıların Ukrayna’ya geldiğini, Ukrayna’nın bunu saklamadığını söyleyerek Ortadoğu’dan gelecek ve Rusya tarafında yer alacak “gönüllü savaşçıların” çatışma bölgelerine ulaştırılması talimatı verdi.

Putin, “Bu nedenle, özellikle para için değil de gönüllü olarak gelip Donbass’ta yaşayan insanlara yardım etmek isteyen insanlar görürseniz, onları karşılamak ve çatışma bölgesine gitmelerine yardımcı olmak gerekir” diye konuştu.

Paylaşın

‘Ukrayna Savaşı’nda Sivil Can Kaybı 549’a Yükseldi

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği 24 Şubat tarihinde başlayan Ukrayna savaşında şimdiye kadar 549 sivil ölüm kaydettiklerini açıkladı. 957 sivilin de çatışmalarda yaralandığını açıklayan kuruluş “insani acıların” artarak sürdüğünü ifade etti.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de savaşta şimdiye kadar sağlık kuruluşu, sağlık çalışanı ve ambulanslara yönelik 29 saldırı kaydettiklerini açıkladı. Bu saldırılar arasında Rus güçlerinin Mariupol’deki çocuk ve doğum hastanesi binasına Çarşamba günü düzenlediği saldırı da sayıldı. DSÖ Sözcüsü Margaret Harris saldırıda 12 kişinin hayatını kaybettiğini ve 34 kişinin yaralandığını aktardı.

Ukrayna’dan kaçanların sayısı 2,5 milyonu geçti

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) açıklamasına göre 24 Şubat tarihinde başlayan Rusya işgalinde Ukrayna’dan kaçanların sayısı 2,5 milyonu geçti. UNHCR Başkanı Filippo Grandi “Yaklaşık 2 milyon kişinin de Ukrayna içinde yerini değiştirdiğini tahmin ediyoruz. Milyonlar bu anlamsız savaş nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalıyor” dedi. BM’ye bağlı Uluslararası Göç Örgütü de Ukrayna’yı terk edenler arasında 116 bin başka ülke vatandaşı bulunduğu bilgisini paylaştı. Ukrayna’nın nüfusu savaştan önce yaklaşık 37 milyondu.

Savaşın Ukrayna’ya şu anki maliyeti 119 milyar dolar

Ukrayna Ekonomi Bakan Yardımcısı Denis Kudin 24 Şubat tarihinde başlayan savaşın Ukrayna’ya şimdiye kadar olan maliyetini 119 milyar dolar olarak açıkladı. Ukrayna resmi haber ajansı Ukrinform’un haberine göre Kudin, maliyetin savaşın sürdüğü her gün daha da arttığını belirtti. Çatışma bölgelerinin bölgelerinde firmaların yüzde 75’inin ekonomik faaliyetlerini sonlandırdığını belirten Kudin hesaplamalarında doğrudan zararların yanı sıra ekonominin gerilemesiyle kaydedilen dolaylı kayıpları da dikkate aldıklarını söyledi.

BM: Rusya’nın misket bombası kullandığına dair raporlar var

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Ukrayna’daki yerleşim yerlerinde Rus birliklerinin birçok kez misket bombası kullandığına dair güvenilir raporlar bulunduğunu  bildirdi. İnsan Hakları Yüksek Komiserliği sözcüsü, “Siviller, ve sivillere ait yerler ile kent ve köylerin bombalanmasının ve gelişigüzel saldırıların uluslararası hukuka göre yasak olduğunu Rus yetkililere hatırlatırız” şeklinde konuştu. Sözcü, bunun savaş suçu teşkil edeceğini kaydetti.

BM: Ukrayna’da hiçbir biyolojik silah programı bilinmiyor

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, Rusya’nın talebi üzerinde Ukrayna’nın “biyolojik silah” ürettiği iddialarını görüşmek üzere olağanüstü toplandı. BM Silahsızlanma Yüksek Temsilcisi Izumi Nakamitsu, “Biyolojik silah programı iddialarına ilişkin medyada yer alan haberler hakkında bilgim var. BM tarafından hiçbir biyolojik silah programı bilinmiyor” şeklinde konuştu.

ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield “Ukrayna’nın biyolojik silah programı yok. Ukrayna’da ABD tarafından desteklenen biyolojik silah laboratuvarı yok” dedi. Thomas-Greenfield, “Rusya’nın Ukrayna halkına karşı kimyasal veya biyolojik unsurlar kullanmayı planladığından derin endişe duyuyoruz” şeklinde konuştu. İngiltere’nin BM Daimi Temsilcisi Barbara Woodward Rusya’nın iddialarına tepki göstererek, Rusya’yı “dezenformasyon ve yalanlarını yaymak” için BM Güvenlik Konseyi’ni kullanmakla suçladı.

Ukrayna’nın BM Daimi Temsilcisi Sergey Kislitsa da “biyolojik silah programı” iddialarını reddederek, Ukrayna’nın uluslararası yükümlülüklerini yerine getirdiği ve ilgili uluslararası kuruluşlarla iş birliği yaptığı bir sağlık sistemi olduğunu belirtti. Çin BM Daimi Temsilcisi Zhang Jun ise Moskova’nın verdiği “ilgili bilgileri” not ettiklerini belirterek, bu iddiaların “uluslararası toplumda büyük dikkat toplaması ve incelenmesi” gerektiğini ifade etti.

Paylaşın

‘Gıda Fiyatlarında Yüzde 20’ye Kadar Artış Olabilir’ Uyarısı

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Ukrayna’daki çatışmalar nedeniyle uluslararası gıda ve yem fiyatlarının yüzde 8 ila yüzde 20 arasında artabileceği uyarısında bulundu. FAO, ayrıca Ukrayna’da savaşın uzaması durumunda mahsullerin hasadı ve Rusya’nın gıda ihracatına yönelik belirsizlik olduğunu belirtti.

FAO, fiyatlardaki artışın yetersiz beslenme ile karşı karşıya kalan insanların sayısını da artırabileceğini kaydetti. FAO Genel Direktörü Qu Dongyu, “Temel gıda ürünleri ihracatında bu iki önemli ülkenin tarımsal faaliyetlerinde oluşabilecek aksaklıklar, dünya genelinde gıda güvensizliğini ciddi olarak artıracak” şeklinde konuştu.

FAO’nun verdiği bilgilere göre, dünyada buğday ihraç eden ülkeler arasında Rusya ilk, Ukrayna ise beşinci sırada yer alıyor. Dünyada arpa arzının yüzde 19’u Ukrayna ve Rusya tarafından karşılanıyor. Dünyadaki buğday arzının yüzde 14’ünü karşılayan bu iki ülke, mısır arzının ise yüzde 4’ünü tedarik ediyor. Dünyadaki toplam tahıl ihracatının üçte birinden fazlası bu iki ülke tarafından yapılıyor.

Zelenskiy’den çiftçilere çağrı

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Cuma günü yaptığı açıklamada, Ukraynalı çiftçilere Rus işgaline rağmen mümkün olduğunda çok tahıl ekme çağrısında bulundu. Zelenskiy, “Bu ilkbaharda da, her ilkbaharda olduğu gibi, kapsamlı bir tohum ekme kampanyası yürütmeliyiz” diye konuştu.

Ukrayna’da tarlaları ekme faaliyetleri geleneksel olarak Şubat sonu veya Mart ayının başında başlıyor. Çiftçiler de, mümkün olan en kısa süre içinde güvenli bölgelerde tarlaların ekilmesine başlayacaklarını duyurdu. Ancak Tarım Bakan Yardımcısı Taras Vysotskiy, çiftçilerin yeterli tohumunun olduğunu ancak savaş nedeniyle yaşanan yakıt sıkıntısının çiftçiler için büyük bir sorun olduğuna dikkat çekti.

Afrika ülkeleri olumsuz etkilenebilir

Buğday ithal eden ülkelerin başında ise Kuzey Afrika ülkeleri ile Türkiye ve bazı Asya ülkeleri yer alıyor. Almanya’nın Kiel kentinde bulunan Dünya Ekonomisi Enstitüsü’nün (IfW) yaptığı bir araştırma ise Ukrayna’daki savaş nedeniyle ortaya çıkacak arz açığının özellikle Afrika ülkelerinin durumunu kötüleştireceğini ortaya koydu.

IfW’nin ticaret araştırmaları uzmanı Hendrik Mahlkow, Ukrayna’daki durumu “Savaşın bir sonucu olarak Ukrayna’nın dünya ekonomisi ile bağlantısı kesilebilir- ticaret yolları kapatılabilir, alt yapı hasar görüyor ve geriye kalan bütün üretim güçleri savaş ekonomisine yönelebilir” sözleriyle değerlendirdi.

Mahlkow, bu durumun Afrika ülkeleri için muhtemel sonuçlarını ise şu sözlerle aktardı: “Ülke özellikle de Afrika kıtası için dünyanın en önemli tahıl ihracatçılarından biri olması nedeniyle, buradaki arz durumu oldukça kötüleşecek.” Enstitü’nün tahminlerine göre, Ukrayna’dan buğday ihracatının durması halinde Tunus’un ithal ettiği buğday uzun vadede yüzde 15 azalacak. IfW, Mısır’ın buğday ithalatının yüzde 17, diğer tahıl ürünlerinin ithalatının ise yüzde 19 azalacağını tahmin ediyor.

FAO’nun verdiği bilgilere göre, aralarında az gelişmiş ülkelerin de bulunduğu 50 ülke, buğday sevkiyatının en az yüzde 30’unun karşılanmasında Rusya ve Ukrayna’ya bağımlı durumda. FAO, raporunda “2022-2033 döneminde dünya genelinde yetersiz beslenenlerin sayısı 8 milyondan 13 milyona çıkabilir” denildi. Raporda, bu durumdan özellikle Asya-Pasifik bölgesinin, Sahra Altı Afrika ülkelerinin, Ortadoğu’nun ve Kuzey Afrika’nın etkilenebileceği kaydedildi.

Paylaşın

“Ukrayna’daki Savaş Rusya İle NATO Arasındaki Bir Savaşa Dönüşmemeli”

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Antalya Diplomasi Forumu’nda yaptığı konuşmada Ukrayna üzerinde uçuşa yasak bölge ilan etmenin bölgedeki savaşı NATO ile Rusya arasında bir savaşa dönüştüreceğini söyledi. 

Haber Merkezi / NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, “Bu çatışmanın Ukrayna sınırlarını aşarak Rusya ile NATO arasında tam teşekküllü bir savaşa dönüşmesini engellemek sorumluluklarımızdan biri” diye konuştu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in nükleer silahlarla ilgili sözlerinin “tehlikeli” ve “sorumsuzca” olduğunu belirten Stoltenberg, NATO’nun Ukrayna’ya askeri birlik ya da savaş jeti göndermeyeceğini de bir kez daha ifade etti.

Çatışmaların yaşandığı kentlerden sivillerin tahliyesi için insani koridorlar oluşturulmasının “en asgari” şart olduğunu belirten Stoltenberg, “Siyasi, diplomatik çözüm için sıkı bir biçimde çalışmanın önemli olduğuna inanmayı sürdürüyorum” diyerek, “En asgari olan, insanların çıkabileceği ve insani yardımın girebileceği insani koridorlar oluşturmaktır” söyleminde bulundu.

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 füze savunma sistemlerine ilişkin de Ukrayna işgalinin NATO müttefiklerinin Rus askeri teçhizatına bağımlı olmamasının önemini gösterdiğini dile getirdi.

AB’den Ukrayna’ya 500 milyon euro ek askeri yardım hazırlığı

Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB’nin Ukrayna’ya 500 milyon euro ek askeri yardım teklifi hazırladığını açıkladı. Borrell Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin liderlerinin Fransa’nın Versailles kentindeki zirvesinde teklifin kabul edileceğinden “emin” olduğunu söyledi.

Putin’den Ukrayna güçlerine karşı savaşmak isteyen gönüllülere izin 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Güvenlik Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada Ukrayna güçlerine karşı savaşmak isteyen gönüllüleri memnuniyetle karşıladıklarını ve savaş bölgelerine ulaşmalarına yardımcı olacaklarını söyledi. Putin ayrıca Ukrayna’ya Batı ülkelerinden gönderilen ve kendilerinin ele geçirdikleri roketatarları Rusya yanlısı ayrılıkçılara vereceklerini belirtti.

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Amerikan yapımı Javelin ve Stinger gibi anti-tank sistemlerinin Luhansk ve Donetsk’teki ayrılıkçılara verilmesini teklif etmişti. Şoygu ayrıca, Ortadoğu’da Rusya yanlısı ayrılıkçı güçlerle birlikte savaşmaya istekli 16 bin gönüllü olduğu bilgisini verdi.

Paylaşın

Ukrayna’dan Kaçanların Sayısı 2,5 Milyonu Geçti

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) açıklamasına göre 24 Şubat tarihinde başlayan Rusya işgalinde Ukrayna’dan kaçanların sayısı 2,5 milyonu geçti. Öte yandan son iki günde 100 bin kişi kentlerden tahliye edildi.

UNHCR Başkanı Filippo Grandi “Yaklaşık 2 milyon kişinin de Ukrayna içinde yerini değiştirdiğini tahmin ediyoruz. Milyonlar bu anlamsız savaş nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalıyor” dedi. BM’ye bağlı Uluslararası Göç Örgütü de Ukrayna’yı terk edenler arasında 116 bin başka ülke vatandaşı bulunduğu bilgisini paylaştı. Ukrayna’nın nüfusu savaştan önce yaklaşık 37 milyondu.

Şimdiye kadar 549 sivil ölüm kaydedildi

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği 24 Şubat tarihinde başlayan Ukrayna savaşında şimdiye kadar 549 sivil ölüm kaydettiklerini açıkladı. 957 sivilin de çatışmalarda yaralandığını açıklayan kuruluş “insani acıların” artarak sürdüğünü ifade etti.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de savaşta şimdiye kadar sağlık kuruluşu, sağlık çalışanı ve ambulanslara yönelik 29 saldırı kaydettiklerini açıkladı. Bu saldırılar arasında Rus güçlerinin Mariupol’deki çocuk ve doğum hastanesi binasına Çarşamba günü düzenlediği saldırı da sayıldı. DSÖ Sözcüsü Margaret Harris saldırıda 12 kişinin hayatını kaybettiğini ve 34 kişinin yaralandığını aktardı.

Savaşın Ukrayna’ya şu anki maliyeti 119 milyar dolar

Ukrayna Ekonomi Bakan Yardımcısı Denis Kudin 24 Şubat tarihinde başlayan savaşın Ukrayna’ya şimdiye kadar olan maliyetini 119 milyar dolar olarak açıkladı. Ukrayna resmi haber ajansı Ukrinform’un haberine göre Kudin, maliyetin savaşın sürdüğü her gün daha da arttığını belirtti. Çatışma bölgelerinin bölgelerinde firmaların yüzde 75’inin ekonomik faaliyetlerini sonlandırdığını belirten Kudin hesaplamalarında doğrudan zararların yanı sıra ekonominin gerilemesiyle kaydedilen dolaylı kayıpları da dikkate aldıklarını söyledi.

Son iki günde 100 bin kişi kentlerden tahliye edildi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodomir Zelenskiy, son iki gün içinde 100 bin insanın çatışmaların olduğu kentlerden tahliye edildiğini açıkladı. Zelenskiy’nin verdiği bilgilere göre, Perşembe günü tahliye edilenlerin sayısı 40 bini geçti. Bunların çoğunun başkent Kiev’in etrafındaki yerleşim yerleri ile kuzeydoğudaki Sumi ve doğudaki İzyum’dan tahliye edildiği belirtiliyor.

Zelenskiy gece yarısı yayınladığı görüntülü mesajda Rusya’nın Mariupol ve Volnavaha’da ise tahliye koridorları oluşturulmasını engellediğini ifade etti. Rus ordusunun Mariupol’de bir kaçış koridoruna saldırı düzenlediğini belirten Zelenskiy, “Rus birlikleri ateşi kesmedi. Yine de Mariupol’e gıda, su ve ilaç taşıyan bir araç konvoyu gönderilmesi kararını verdim. Ancak işgalciler bu koridorun geçeceği yerde bir tank saldırısı başlattı” dedi.

Azov Denizi kıyısında yer alan ve stratejik önemi yüksek olan Mariupol’de insanlar 10 gündür abluka altında bulunuyor. Mariupol Belediye Başkanı Vadim Boyçenko Rus savaş uçaklarının perşembe günü kentteki yerleşim yerlerini “30 dakikada bir” bombardımana tuttuğunu ve “sivilleri, yaşlıları, kadın ve çocukları öldürdüğünü” söyledi.

Yardım kuruluşları kentte durumun dramatik bir hal aldığını ve yaklaşık 300 bin sivilin kentte su ve elektrik olmadan hayatlarını sürdürmeye çalıştıklarını belirtiyor. Geçen haftalarda da Mariupol’de tahliye girişimleri başarısız olmuş, Ukrayna ve Rusya durumdan birbirlerini suçlamıştı.

Bu arada Ukrayna’nın pek çok bölgesinde çatışmalar dün gece de devam etti. Ukrayna ordusundan yapılan açıklamaya göre Rus güçleri Kiev’i abluka altına almak için saldırılarını başkentin batı ve kuzeybatısında yoğunlaştırdı. Ayrıca Çernihiv ve Harkiv ile güneydoğudaki Severodonetsk’te de çatışmalar yoğunlaştı.

Paylaşın

IMF: Ukrayna Savaşı Küresel Büyümeyi Etkileyebilir, Revizyon Gerekiyor

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, Ukrayna’daki savaş ve Rusya’ya uygulanan yaptırımların küresel ekonomik büyüme tahmininde düşüşe neden olabileceğini bildirdi.

Euronews’ta yer alan habere göre; IMF Başkanı Georgieva, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Ukrayna’daki savaşın önemli bir ekonomik bedeli olduğuna dikkati çekti. Çatışmalar şimdi sona erecek olsa bile Ukrayna’yı kurtarma ve yeniden inşa maliyetlerinin halihazırda çok büyük olduğuna işaret eden Georgieva, IMF personelinin 24 Şubat’tan bu yana Ukraynalı yetkililerle sürekli temas halinde olduğunu aktardı.

IMF Başkanı Georgieva, IMF yönetim kurulunun 1,4 milyar dolarlık acil durum finansmanını dün onayladığını belirterek, bu paranın Ukrayna’nın özel çekme hakkı (SDR) hesabına yatırıldığını kaydetti. Benzeri görülmemiş yaptırımların ise Rus ekonomisinde ani bir daralmaya neden olduğunu aktaran Georgieva, ülkenin para birimindeki büyük değer kaybının enflasyonu yükselttiğini ifade etti.

Georgieva, bu durumun Rusya halkının büyük bir çoğunluğunun satın alma gücünü ve yaşam standardını ciddi şekilde düşürdüğünü vurguladı. Savaşın etkilerinin komşu ülkelere özellikle de Ukrayna ve Rusya ekonomileriyle entegre olan ülkelere yayılabileceğine dikkati çeken Georgieva, bu yayılmanın ticaret, işçi dövizlerindeki kesintiler ve mülteci akınıyla bağlantılı olduğunu anlattı.

Küresel finansal koşullar daha hızlı sıkılaşabilir

IMF Başkanı Georgieva, savaşın küresel ekonomi üzerindeki etkilerini 3 başlıkta toplayarak, bunlardan ilki ve en etkilisinin yüksek emtia fiyatları, ikincisinin enflasyon nedeniyle reel geliri düşürmesi ve bunun reel ekonomiye yansıması, üçüncüsünün ise finansal koşullar ile iş güveni üzerindeki etkisi olduğunu ifade etti.

Enerji ve diğer emtia fiyatlarının birçok ülkede halihazırda yüksek olan enflasyona katkıda bulunmasının dünyanın pek çok yerinde ciddi endişelere yol açtığını aktaran Georgieva, reel ekonomiye bakıldığında ticarette daralma görüldüğünü, aynı zamanda tüketici güveni ile satın alma gücü üzerinde de etkisi olduğunu kaydetti.

Georgieva, özellikle petrol ve gaz fiyatlarından gelen baskıyla birçok ülkede finansal koşulların sıkılaştığına işaret ederek, “Enflasyonda, bu sıkılaşma önlemlerinin daha hızlı ilerlediğini ve daha da ileri gittiğini görebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.

Bu gelişmelerin dünya ekonomik görünümü üzerindeki muhtemel etkisini gördüklerini belirten Georgieva, “Gelecek ay büyüme tahminlerimizi aşağı yönlü revize edeceğiz.” ifadesini kullandı. IMF’nin yılda iki defa yayınladığı Dünya Ekonomik Görünüm raporunun ilkini önümüzdeki ay yayınlaması bekleniyor.

IMF Başkanı Georgieva, Kovid 19 salgınıyla benzeri olmayan bir krizin atlatıldığını ancak şimdi daha da şok edici bir durumda olunduğuna dikkati çekerek, düşünülmez olanının gerçekleştiğini ve artık Avrupa’da bir savaşın olduğunu kaydetti.

Paylaşın

Vladimir Putin’den Savaşmak İsteyen Gönüllülere İzin

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Güvenlik Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada Ukrayna güçlerine karşı savaşmak isteyen gönüllüleri memnuniyetle karşıladıklarını ve savaş bölgelerine ulaşmalarına yardımcı olacaklarını söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Putin ayrıca Ukrayna’ya Batı ülkelerinden gönderilen ve kendilerinin ele geçirdikleri roketatarları Rusya yanlısı ayrılıkçılara vereceklerini belirtti.

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Amerikan yapımı Javelin ve Stinger gibi anti-tank sistemlerinin Luhansk ve Donetsk’teki ayrılıkçılara verilmesini teklif etmişti. Şoygu ayrıca, Ortadoğu’da Rusya yanlısı ayrılıkçı güçlerle birlikte savaşmaya istekli 16 bin gönüllü olduğu bilgisini verdi.

Volnovaha Rusya yanlısı ayrılıkçıların eline geçti

Rus RIA haber ajansı, Rusya yanlısı ayrılıkçıların Ukrayna’nın Volnovaha kentini ele geçirdiğini duyurdu. Ajans haberini Rusya Savunma Bakanlığı’nın açıklamasına dayandırdı. Volnovaha Rus güçlerinin ablukası altındaki liman kenti Mariupol’ün kuzeye açılan kapısı olmak bakımından stratejik önem taşıyor.

Rusya ayrıca Lutsk ve Ivano-Frankivsk kentlerindeki havaalanlarına da saldırılar düzenledi. Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov’a göre 24 Şubat tarihinde başlayan “askeri operasyonda” Rusya, şimdiye kadar Ukrayna’nın 3 bin 213 askeri tesisini tahrip etti.

Son iki günde 100 bin kişi kentlerden tahliye edildi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodomir Zelenskiy, son iki gün içinde 100 bin insanın çatışmaların olduğu kentlerden tahliye edildiğini açıkladı. Zelenskiy’nin verdiği bilgilere göre, Perşembe günü tahliye edilenlerin sayısı 40 bini geçti. Bunların çoğunun başkent Kiev’in etrafındaki yerleşim yerleri ile kuzeydoğudaki Sumi ve doğudaki İzyum’dan tahliye edildiği belirtiliyor.

Zelenskiy gece yarısı yayınladığı görüntülü mesajda Rusya’nın Mariupol ve Volnavaha’da ise tahliye koridorları oluşturulmasını engellediğini ifade etti. Rus ordusunun Mariupol’de bir kaçış koridoruna saldırı düzenlediğini belirten Zelenskiy, “Rus birlikleri ateşi kesmedi. Yine de Mariupol’e gıda, su ve ilaç taşıyan bir araç konvoyu gönderilmesi kararını verdim. Ancak işgalciler bu koridorun geçeceği yerde bir tank saldırısı başlattı” dedi.

Azov Denizi kıyısında yer alan ve stratejik önemi yüksek olan Mariupol’de insanlar 10 gündür abluka altında bulunuyor. Mariupol Belediye Başkanı Vadim Boyçenko Rus savaş uçaklarının perşembe günü kentteki yerleşim yerlerini “30 dakikada bir” bombardımana tuttuğunu ve “sivilleri, yaşlıları, kadın ve çocukları öldürdüğünü” söyledi.

Yardım kuruluşları kentte durumun dramatik bir hal aldığını ve yaklaşık 300 bin sivilin kentte su ve elektrik olmadan hayatlarını sürdürmeye çalıştıklarını belirtiyor. Geçen haftalarda da Mariupol’de tahliye girişimleri başarısız olmuş, Ukrayna ve Rusya durumdan birbirlerini suçlamıştı.

Bu arada Ukrayna’nın pek çok bölgesinde çatışmalar dün gece de devam etti. Ukrayna ordusundan yapılan açıklamaya göre Rus güçleri Kiev’i abluka altına almak için saldırılarını başkentin batı ve kuzeybatısında yoğunlaştırdı. Ayrıca Çernihiv ve Harkiv ile güneydoğudaki Severodonetsk’te de çatışmalar yoğunlaştı.

Paylaşın

Ukrayna, Gerçekten Rusya İşgalini Engellemeyi Başardı Mı?

Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’ya yönelik saldırısının başlamasından on iki gün sonra, 2014 yılında Rusya tarafından ilhak edilen Kırım’dan ilerleme kaydedilen güney cephesi dışındaki tüm cephelerde büyük bir durgunluk söz konusu.

Ruslar ve müttefikleri, ayrılıkçı Luhansk ve Donetsk bölgelerindeki doğu cephesinde fazla ilerleme kaydedemediler. Kiev cephesinde ise, 40 mil uzunluğundaki devasa askeri konvoyun başkente doğru hareket etmeden günlerdir park halinde beklediği kuzeyde de Rusya’nın çok yavaş bir ilerleme kaydettiği görülüyor.

Cephelere dair bu tablo, Moskova’nın planının saat gibi işlediğine dair güvenceler vermesine rağmen aslında istenen sonuçlara ulaşılamadığını gösteriyor.

O halde Ukraynalılar gerçekten Rus işgalini engellemeyi başardılar mı? Başardılarsa nasıl başardılar? Rusya’nın savaş planları nerede başarısız oldu? Moskova’dan beklenen bir sonraki askeri adım ne?

Grey Hare Media Başkanı, güvenlik ve istihbarat konularında uzman, eski İngiliz askeri istihbarat üyesi Albay Philip Ingram bu soruları Londra’da yayınlanan Orta Doğu’ya odaklı Şarku’l Avsat için yanıtladı:

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgali gerçekten durduysa saldırı planlarının neresinde yanlış yapıldı?

Rusya’nın saldırı planlarında birçok hata vardı. Bunlardan birincisi, (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’in, ülkelerini savunan Ukraynalıların kararlılığını ve yeteneklerinin yanı sıra Batılı çok sayıda ülke tarafından Ukrayna’ya sunulan modern silah sistemleriyle desteklenen savunmalarını hafife aldı. Rus istihbaratı, Putin’e Ukraynalıların Rusya’nın ülkelerine müdahale etmesini istemediklerini bildirmedi.

İkinci olarak Ruslar askeri kabiliyetlerini yanlış değerlendirdiler. Teçhizatları olması gerektiği kadar güvenilir değildi. Karmaşık ekipmanların rutin bakım ve ayarlamalarının yanı sıra lojistik destek de yetersiz. Bunun yanında Rus güçlerinin komuta ve kontrol operasyonları her düzeyde zayıf görünüyor. Tüm askeri operasyonların karmaşık bir süreç olmalarının yanı sıra operasyonların komutanları da yeterince yetkin değiller.

Daha da kötüsü, adamlarının profesyonel bir orduda olması gerektiği gibi kararlılık ve motivasyon gibi unsurlara sahip olmamalarıdır. Öyle görünüyor ki (Rus askerleri) yürüttükleri operasyona inanmıyorlar. Ayrıca Putin, havada üstünlük sağlayamadı. Hava üstünlüğünün olmaması, saldıran tarafın serbestçe hareket etme yeteneğini sınırlarken Ukraynalıların engellenmesine de imkan tanımadı. Buna rağmen Rusya askerlerini sahaya sürdü. Bu başlı başına ve açıkça bir hatadır .

Üçüncüsü ise Putin, uluslararası toplumun kararlılığını ve tek ses halinde birlik olma yeteneğini küçümsedi ve ona siyasi, diplomatik ve ekonomik olarak zarar verdi. Uluslararası toplumun Ukraynalılara modern silahlar şeklinde ölümcül askeri destek sağlama konusundaki istekliliğini hafife aldı.

Putin, uluslararası toplumun kararlılığını ve tek ses halinde birlik olunmasını da küçümsedi. Bu tavrı, ona siyasi, diplomatik ve ekonomik olarak zarar verdi. Uluslararası toplumun Ukraynalılara modern silahlar göndermek gibi askeri destek sağlamadaki kararlılığını hafife aldı.

Ukrayna tarafından yanmış Rus tankları ve düşürülen uçaklara ait görüntüler yayınlanıyor. Ukraynalılar Rus ordusuna nasıl bu kadar zarar verdi? Özellikle ABD ve İngiltere’den temin edilen silahların Rusları püskürtmedeki rolü nedir?

Ukraynalılar, Rus güçlerine zarar vermek için çeşitli taktikler kullanıyorlar. Bu taktikler, geleneksel tanklara karşı geleneksel tankların kullanımından, tanksavar ve uçaksavar füzelerle donatılmış küçük çaplı askeri araç gruplarının kullanımına kadar uzanıyor. Avrupa Birliği (AB) üyesi çeşitli ülkelerin yanı sıra ABD ve İngiltere tarafından sağlanan silahların çok etkili olduğu da kanıtlandı.

İngiltere, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden önce Ukraynalılara binlerce (İngiliz-İsveç yapımı) NLAW model tanksavar füzesi tedarik etti ve Ukraynalıların bunları etkili bir şekilde kullanmaları için eğitmenler gönderdi. Ukraynalılar, bu füzelerle Rus zırhlılarını yok edebileceklerini defalarca kez kanıtladılar. Ayrıca karadan havaya füzelerle helikopterleri hedef alabiliyorlar.

Şimdiye kadar yapılan analizler sonucunda Rusya’nın saldırı planı, güneyde Kırım’dan başlayıp (Mariupol ve Donbass yönünde) doğuya doğru, (Odessa yönünde) batıya doğru, Donetsk ve Luhansk bölgelerinden batıya doğru genişleyen üç cepheye dayanıyor gibi görünüyor. Anlaşılan batıdan ve doğudan ilerleyerek Kiev kuşatılmaya çalışılıyor. Bu üç cephedeki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce Rusya’nın planındaki bir sonraki adım ne?

Rusların, bu üç cepheden Kiev’e odaklandığı açık. Putin ve (Rusya Dışişleri Bakanı) Sergey Lavrov, kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda, Kiev’deki mevcut hükümeti devirmek için harekete geçme niyetlerinden bahsettiler. Ancak cephede başarısız oldu. İkinci cephe ise Kırım’ı tartışmalı Donbas Bölgesi’ne bağlayan bir kara köprüsü haline getirmeye yönelikti ve Ruslar bu cephede ilerleme kaydetmiş görünüyor.

Ancak burada da yavaş ilerliyorlar. Sık sık durmak zorunda kalıyorlar. Donetsk ve Luhansk bölgelerinden batıya doğru kaydedilen son ilerleme, Kiev’e ve ülkenin batısına doğru yeni bir cephe açmadan önce Ukrayna’nın doğusunun tamamını kontrol etmeyi amaçlıyordu. Bu cephede herhangi bir hareket ve köprüler ve havalimanları gibi önemli noktaları kontrol etme girişimleri olmamasına şaşırdım.

Rusların, Suriye’de Halep ve Çeçenistan’da Grozni gibi müdahale ettikleri diğer bölgelerde yaptıklarına benzer şekilde, artık Ukrayna’nın şehirlerini de zorla ele geçirmek amacıyla bombardımana başvurmalarından korkuyor musunuz?

Rusya sahadaki üstünlüğünü kaybetti ve askeri anlamda durgunlaştı. Putin’in komutanlarının üstünlüğü yeniden ele geçirmesi gerekiyor. Bu, operasyon çerçevesinde şehirleri ve sivilleri hedef almak anlamına gelse bile, kendilerine karşı çıkan güçleri kuşatmak ve boyun eğmek zorunda kalana kadar bombalamaya devam etmek onların tarihsel taktiğidir. Bunun gerçekten olmaya başladığından korkuyorum.

Çeçen güçlerinin Kiev’e doğru ilerleyen güçlerin başında olduklarına dair bir takım görüntülere şahit olduk. Sizce Ukrayna başkent Kiev’in ele geçirilmesi savaşında Çeçenistan’ın rolü ne?

Ukrayna’da Çeçenistan’ın ve seçkin güçlerinin müthiş bir itibara sahip birimlerinin kullanılması, gerçek savaş çerçevesinde olduğu kadar bilgi savaşı çerçevesine de giriyor. Burada amaç, yerel savaşçıların ve halkın kalplerinde korku yaratmaktır.

Paylaşın

Rusya: Siviller İçin Her Sabah İnsani Koridor Açılacak

Rusya Savunma Bakanlığı Ukrayna’da sivillerin Rusya’ya tahliyesi için her gün sabah 10:00’dan itibaren tek taraflı olarak insani koridorlar açacaklarını duyurdu. Çatışma bölgelerinden 400 binden fazla sivilin tahliye edildiğini açıkladı.

Ukrayna’dan Rusya yönüne olan insani koridorların Kiev’le koordine edilmeden açılacağını söyleyen Savunma Yönetimi Ulusal Merkezi Başkanı Tümgeneral Mihail Mizintsev, diğer yönlere dönük koridorlar için Kiev’in mutabakatının alınacağını kaydetti.

BM, Ukrayna işgalinde 549 sivilin yaşamını yitirdiğini belgeledi

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Rusya’nın Ukrayna işgalinde şimdiye kadar 549 sivilin yaşamını yitirdiğini belgeledi. Cenevre’deki merkezden yapılan açıklamada bu sivillerin 41’inin çocuk olduğu kaydedildi. BM’nin elinde 957 kişinin yaralandığına ilişkin doğrulanmış bilgi bulunduğu aktarıldı.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet gerçek sayıların kesinlikle önemli ölçüde daha yüksek olduğunu söyledi. Bachelet çalışanların kurbanların sayısını doğrulamak için süreye ihtiyacı olduğunu kaydetti. Yüksek Komiserlik sadece bağımsız olarak doğrulayabildiği rakamları açıklıyor.

Antalya’daki dışişleri bakanları görüşmesinden sonuç alınamadı

Türkiye’nin arabuluculuğunda Rusya ile Ukrayna arasında Antalya’da düzenlenen dışişleri bakanları toplantısı sona erdi. Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba toplantı sonrasında yaptığı açıklamada ateşkes konusunda ilerleme sağlanamadığını, Rusya’nın şu anda bir ateşkese hazır olmadığını söyledi.

En sıkıntılı durumun Ukrayna’nın liman kenti Mariupol’de yaşandığını belirten Kuleba, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov’un insani koridorlar konusunda bir taahhütte bulunmadığını kaydetti. Kuleba, Rusya’nın Mariupol’de kaçış koridorlarına izin vereceğini ümit ettiğini söyledi.

Kuleba ayrıca aynı formatta Rusya ile tekrar görüşmeye hazır olduklarını belirtti. NATO’nun tam üyesi olma hedefini koruduklarını söyleyen Kuleba, “Ancak bunun yakında ya da yakın gelecek içinde olmayacağını anlıyoruz” diye konuştu.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ise Batı’nın Ukrayna’daki tutumunu “tehlikeli” olarak niteledi. Batı’nın Ukrayna’ya ölümcül silahlar temin ettiğini belirten Lavrov, verilen bu silahların kimlerin eline geçebileceğinin belirsiz olduğunu kaydetti. “Ukrayna’nın militarizasyonunu istemiyoruz” diyen Lavrov “Ukrayna’nın nötr olmasını istiyoruz” diye konuştu.

Sonuç alınamamasından dolayı Ukrayna tarafını da suçlayan Lavrov, Ukrayna hükümetinin “görüşmek için görüştüğünü” söyleyerek Ukrayna’dan önerilerine yanıt istediklerini söyledi.

Lavrov Mariupol’de vurulan hastaneye ilişkin de buranın radikal savaşçılardan oluşan Azov Tugayı tarafından kullanıldığını söyledi. Lavrov 7 Mart tarihinde Birleşmiş Milletler’i eski hastanede tıp personeli olmadığı konusunda bilgilendirdiklerini belirtti.

Paylaşın