Rusya’dan Avrupa Ülkelerine Uyarı

Kremlin, Rus petrolüne yönelik olası bir ambargonun Avrupa’ya pahalıya mal olacağı uyarısında bulundu. Baltık ülkeleri dâhil bazı Avrupa devletleri, Ukrayna işgali nedeniyle Moskova’ya uygulanan yaptırımlar kapsamında Rus petrolüne ambargo koyulmasında ısrarcı.

Almanya ise Rusya’dan enerji ithalatının tamamen durdurulmasına karşı çıkıyor. Avrupa Birliği dışişleri bakanları bugün Rusya’ya yönelik yeni yaptırımları ele almak için bir araya geliyor. Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov ise gazetecilere yaptığı açıklamada petrol ambargosunun “herkesi vuracak bir karar olduğunu” söyledi.

“Böyle bir ambargonun dünya enerji piyasasında çok ciddi bir etkisi olur. Avrupa’nın enerji dengesinde çok çiddi anlamda olumsuz etkisi olur” ifadesini kullanan Rus sözcü, çok karışık bir konu olarak tanımladığı olası bir petrol ambargosunun ABD’yi Avrupa’ya kıyasla çok daha az etkileyeceğini vurguladı.

ABD Başkanı Joe Biden, Perşembe günü Brüksel’de Ukrayna konusunda yapılacak bir AB zirvesine katılacak. Zirvede enerji fiyatları ve tedarik güvenliği ele alınacak. ABD geçtiğimiz haftalarda Rus petrol ve gazına yasak getirmişti. İngiltere de Rusya’dan petrol ithalatına bu yıl içinde aşamalı olarak son verecek.

“Görüşmelerde kayda değer ilerleme yok”

Kremlin sözcüsü Peskov, Rusya ile Ukrayna arasındaki barış görüşmeleriyle ilgili de açıklamada bulundu. Şu ana kadarki buluşmalarda henüz Rusya lideri Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasında görüşme yapılmasını sağlayacak düzeyde bir ilerleme kaydedilemediğini belirten Peskov, “İki başkan arasındaki bir görüşmeden bahsedebilmemiz için önce ev ödevinin yapılması lazım. Görüşmeler yapılmalı ve sonuçları üzerinde anlaşılmalı” dedi. Peskov, “Şu ana dek kayda değer bir ilerleme yok” diye ekledi.

Peskov ayrıca görüşmelerde anlaşmaya varılması için Rusya’nın Ukrayna tarafından daha fazla gönüllülük gösterdiği yönündeki iddialarını yineledi. Kremlin sözcüsü, “Kiev üzerinde nüfuz sahibi olan” ülkelerden Ukrayna’yı “daha yapıcı” davranmaya teşvik etmelerini istedi.

Paylaşın

Rusya Ordusu Nerede Hata Yapıyor?

Rusya, dünyadaki en büyük ve en güçlü ordulardan birine sahip, buna rağmen Ukrayna’da bugüne kadar istediği ilerlemeyi sağlayamadı. Batılı birçok askeri uzman, Rusya’nın sahadaki performansı karşısında yaşadığı şaşkınlığı gizlemiyor.

Sahadaki ilerleyişin yavaşlığı, bazı askeri uzmanların “Rusya kayıplarının üstesinden gelebilecek mi?” sorusunu sormasına yol açtı. Bu hafta BBC’ye konuşan üst düzey bir NATO askeri görevlisi, “Rusya açıkçası hedeflerine ulaşamadı, muhtemelen nihayetinde de ulaşamayacak.” dedi. Peki yanlış giden neydi? Batılı üst düzey ordu ve istihbarat yetkilileri, Rusya’nın hataları hakkında ne düşünüyor?

Yanlış varsayımlar

Rusya’nın ilk hatası Ukrayna’nın çok daha küçük olan ordusunun savunma kapasitesini hafife almak oldu. Rusya, yıllık savunma bütçesine 60 milyar dolar ayırırken Ukrayna 4 milyar dolar ayırıyor. Bu da Rusya’nın karşısındaki gücü hafife almasına yol açtı.

Rusya, tıpkı diğer birçok güçlü orduya sahip ülke gibi, kendi askeri gücünü de gözünde fazla büyütmüş olabilir. Devlet Başkanı Vladimir Putin uzunca bir süredir Rusya ordusunun modernizasyon programı için hırsla çalışıyor ve bu çalışmaların karşılığında ordusunun gerçekte olduğundan çok daha fazla güçlendiğini düşünmüş olabilir.

İngiltere ordusundan üst düzey bir yetkilinin verdiği bilgiye göre Rusya’nın savunma yatırımlarının büyük bir kısmı nükleer kapasitesini geliştirmek ve bu konuda deneyler yapmak için kullanılıyor. Buna hipersonik füzeler gibi yeni silahlar üretmek de dahil.

Rusya’nın Kızıl Meydan’da düzenlenen Zafer Günü Geçit Törenleri’nde sergilenen ve dünyanın en gelişmiş tankı olarak tanıtılan T-14 Armata’yı da bu savaşta henüz kullanılırken görmedik. Rusya’nın sahaya çıkardığı tankların çoğu daha eski T-72 tankları, zırhlı personel taşıyıcılar, top ve füze fırlatıcıları…

İşgalin başlangıcında Rusya’nın havada çok belirgin bir avantajı vardı, sınıra gönderilen savaş uçaklarının sayısı Ukrayna’nın savaş uçaklarının üç katı kadardı. Bu sebeple birçok askeri uzman Rusya’nın havada hızlı bir üstünlük kazanacağını düşünmüştü; ancak öyle olmadı. Ukrayna’nın savaş uçaklarına karşı yürüttüğü savunma, bugüne kadar Rusya’nın manevra alanını kısıtlamaya yetecek kadar etkili olabildi. Moskova, özel kuvvetlerinin çok hızlı ve belirleyici bir rol oynayabileceğini de öngörmüş olabilir.

Üst düzey Batılı bir askeri yetkilinin BBC’ye verdiği bilgiye göre Rusya, Ukrayna’nın hava savunmasının ‘güçsüzlüğüne’ güvendiği için Spetsnatz ve VDV gibi paraşütçüler göndermenin yeterli olacağını ve bunun Ukrayna savunmasını saf dışı bırakacağını düşündü. Ancak ilk günlerde Kiev yakınlarındaki Hostomel Havalimanı’nda yapmayı planladıkları helikopterlerin yok edilmesi saldırısı geri tepti, Ukrayna savunması saldırıyı püskürttü. Bu da Rusya’nın asker, mühimmat ve destek göndermek için kullanacağı bir havalimanını ele geçirmesini önlemiş oldu.

Hostomel Havalimanı saldırısı püskürtülünce Rusya, tüm destekleri karayoluyla göndermeye başladı. Bu da belli bir trafikte ilerleyen araçların ve konvoyların Ukrayna tarafından daha kolay şekilde hedef alınmasına yol açtı. Bazı ağır silahlar bunun önüne geçmek için yoldan çıkınca çamura saplandı ve ilerleyemedi.

Bu sırada Rusya’nın kuzeyde uydular tarafından görüntülenen uzun zırhlı araç kuyruğu henüz Kiev kuşatmasına katılmadı. En önemli ilerlemeler güneyden geldi; burada hem mühimmat hem asker sevkiyatı için tren yolları kullanılıyor. Tüm bu gelişmeler üzerine BBC’ye konuşan İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, “Putin’in güçlerinin momentumu kaybettiğini” söylüyor: Takılıp kaldılar ve yavaş da olsa çok önemli kayıplar veriyorlar.

Kayıplar ve düşük moral

Rusya, Ukrayna’nın işgali için sınıra 190 bin asker yığdı ve bunların önemli bir kısmı da çatışma hattına gitti, yani aktif olarak savaşa katıldı. Ancak Batı’nın istihbaratına göre bu sayının yüzde 10’unu sahada kaybettiler. Rusya veya Ukrayna’nın kayıpları için güvenilir ve teyit edilmiş net bir bilgi yok ancak Ukrayna 14 bin Rus askerinin hayatını kaybettiğini iddia ediyor. ABD istihbaratı ise bu sayının yarısının doğru olabileceğini düşünüyor.

Batılı yetkililer de Rusya ordusundaki askerlerin morallerinin “çok, çok düşük olduğuna dair” işaretler olduğunu savunuyor. Bir yetkili, haftalardır Belarus’ta bekleyen askerler için “Üşüyorlar, yorgunlar ve açlar” dedi.

Rusya, kayıplarını karşılayabilmek için şimdiden ülkenin doğusundan ve Ermenistan’dan Ukrayna sınırına yeni asker takviyesi yapmaya başladı bile. Batılı yetkililer, Suriye’den de savaşçı taşındığı ve bunların da yakında savaşa katılacağı haberleri için “büyük olasılıkla doğru” ifadelerini kullanıyor.

Tedarik ve lojistik sıkıntısı

Rusya aslında çok temel alanlarda zorluklar yaşıyor. Eski bir askeri söylem vardır; “Amatörler taktik konuşurken profesyoneller lojistik çalışır.” Rusya’nın bu savaşta lojistik üzerine yeterince düşünmediğine dair kanıtlar var. Zırhlı ve silahlı araç konvoyları benzin, gıda ve mühimmat eksiği yaşıyor. Bozulan araçlar terk ediliyor ve Ukrayna traktörleri tarafından çekiliyor.

Batılı yetkililer Rusya’nın bazı mühimmat eksiklerinin de olabileceğini söylüyor. Şimdiye kadar uzun menzilde 850-900 hedefe kilitli mühimmat, mesela güdümlü füzeler kullanıldı. Bunların yerini de yönlendirilmeyen silahlarla doldurmak mümkün değil.

ABD’li yetkililer, Rusya’nın bu konudaki eksiklerini gidermek için Çin’den yardım isteyebileceği uyarısında bulunuyor. Tüm bunlara karşın Ukrayna’ya Batı ülkelerinden düzenli bir silah ve askeri mühimmat akışı var. Bu aynı zamanda morallerin de yükselmesine yol açıyor. ABD çok kısa bir süre önce 800 milyon dolarlık daha savunma desteği vereceğini açıkladı.

Daha fazla tanksavar ve uçaksavar füzesinin yanı sıra ABD’nin Switchblade isimli insansız hava aracı da vereceği biliniyor. Bu insansız hava aracına patlayıcı yüklenebiliyor ve hedefe ulaştığı noktada patlatılabiliyor. Batılı yetkililer hâlâ Putin’in Ukrayna şehirlerini uzunca bir süre daha bombalamaya yetecek askeri gücü olduğu konusunda da uyarıda bulunuyor.

Bir istihbarat yetkilisi de, bugüne kadarki kısmî hayal kırıklığına rağmen Putin’in vazgeçmeyeceğini ve büyük olasılıkla saldırılarını artıracağını söylüyor. “Putin Rusya’nın askeri anlamda Ukrayna’yı yenebileceğini hâlâ inanıyor.” diyor.

Ukrayna ordusu bugüne kadar etkili bir savunma göstermiş olsa da, çok ciddi anlamda bir destek ve tedarik gelmediği sürece ellerindeki malzemenin hızla bitebileceği konusunda da uyarıda bulunuyor Batılı uzmanlar. Çünkü savaşın başındaki kadar olmasa da üstünlük hâlâ Rusya ordusunda.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Putin’in Aklından Neler Geçiyor?

Batılı istihbarat birimleri, Rusya lideri Vladimir Putin’in kendi yarattığı bir çember içinde kapana kısıldığı görüşündeler ve bu onları endişelendiriyor. İstihbaratçılar yıllarca Putin’in planlarını anlayabilmek için onun kafasından geçenlerin peşine düştü.

Rus güçleri Ukrayna’da tıkanmış bir görüntü verirken, bu düşünceleri öğrenebilmek, Putin’in baskı altında nasıl reaksiyon vereceğini anlamak adına her zamankinden önemli bir hal almış durumda. Onun ruh halini anlayabilmek, krizin daha tehlikeli bir hal almasını önlemek adına hayati bir önem taşıyor.

Rus liderin hasta olduğuna dair spekülasyonlar yapılıyordu. Ancak birçok uzman Putin’in oldukça izole bir durumda olduğunu ve çevresinde alternatif olabilecek fikirleri dile getirecek kimse olmadığını değerlendiriyor.

Bu izole hal, uzun masalarda yalnız bir şekilde baş köşede oturduğu fotoğraflara da yansıyor. Bir Batılı istihbarat yetkilisi, Putin’in işgal planının bir KGB ajanı tarafından oluşturulmuşa benzediğini söylüyor ve planının, gizliliğe büyük önem veren “komplocu dar bir grup” tarafından oluşturduğunu değerlendiriyor.

Ancak sonuç tam bir kaos oldu. Rus komutanlar hazır değildi ve hatta bazı askerler niçin sınırı geçtiklerini dahi bilmiyordu.

Bir karar verici

Kaynakları hakkında ipucu vermeyen Batılı ajanlar, işgal planı hakkında, Rusya liderliği içindeki birçok kişiden daha fazla şey biliyordu. Ama şimdi daha zor bir görevleri var; Rusya liderinin bir sonraki adımını öngörmek.

CIA’in Rusya operasyonlarını yönetmiş bir isim olan John Sipher, “Kremlin’in bir sonraki adımını anlamaktaki zorluğun arkasında, Putin’in tek karar verici olması yatıyor” diyor.

İngiltere’nin Gizli İstihbarat Servisi’nin (MI6) eski başkanı John Sawers da benzer bir görüşü dile getiriyor ve “en yakınındaki isimler bile bilmezken” Putin’in ne düşündüğünü öngörmenin güçlüğüne vurgu yapıyor.

Psikoloji profesörü olan Adrian Furnham, Putin’in kendi propagandasının kurbanı olduğunu, görüş aldığı kişilerin çok sınırlı olması nedeniyle de dünyaya bakışının garipleştiğini görüşünde.

İstihbaratçılar, Putin’in yakın çevresinde hiçbir zaman fazla kişi bulunmadığını ancak konu Ukrayna’yı işgale geldiğinde bu çemberin iyice daraldığını söylüyorlar.

Bu çemberde yer alanların da, Putin’e tamamen inanmış, ihtiraslarını ve amaçlarını sorgulamayan kişilerden oluştuğu belirtiliyor. Bu yakın çevrenin ne kadar dar olduğu, işgal öncesi Kremlin’deki güvenlik zirvesinde ortaya serilmişti.

Onu yakından gözlemleyenler, 1990’larda Rusya’nın yaşadığı, Sovyetler sonrası kargaşa dönemini unutturma arzusu ile hareket ettiği görüşündeler.

Ayrıca, iktidarının Batı tarafından elinden alınmaya çalışıldığı ve aynı Batı’nın Rusya’nın önünü kapama kararlılığında olduğuna dair bir inançla hareket ettiğini düşünüyorlar. Putin’le tanışmış bir kişi, Kaddafi’nin 2011’de devrildikten sonra öldürülürken görüntülerini izleme takıntısını hatırlatıyor.

IA Başkanı William Burns’ten Putin’in ruh sağlığını değerlendirmesi istendiğinde şu yanıtı vermişti: “O, yıllardır kindarlık ve ihtirasla yanıcı hal alan bir motorla hareket ediyor.” Burns, Putin’in görüşlerinin yıllar içinde sertleştiğini ve alternatif görüşlere de kapandığını anlatıyor.

Rusya lideri delirdi mi?

Bu soru birçok Batı’da birçok kişi tarafından dile getiriliyor. Ve fakat az bir grup uzman bu soruyu yararlı buluyor. Bir psikolog, Ukrayna işgali kararının neden verildiğini, eğer o kararı veren kişiyi peşin hükümle deli olarak değerlendirirsek, anlayamayız diyor.

CIA bünyesindeki bir ekip, yabancı liderler hakkında, sağlık, geçmiş ve ilişkiler üzerinden “liderlik analizleri” yapıyor. Kullandıkları bir başka araç da, farklı liderlerle yapılan temaslardan elde edilen bilgiler. Örneğin, 2014 yılında Angela Merkel dönemin ABD Başkanı Obama’ya, Putin hakkında “o farklı bir dünyada yaşıyor” demişti.

Fransa lideri Macron da Putin ile son görüşmesinde, Rus lideri önceki görüşmelere göre “daha katı ve izole” gördüğünü söyledi. Peki bu arada bir şeyler mi değişti? Bazıları, fazla kanıt ortaya koymadan, Putin’in sağlığının kötüleşmiş olabileceğini ya da ilaçlara tepki veriyor olabileceğini ortaya atıyor.

Psikolojik faktörleri öne çıkaranlar da var. Putin’in Rusya’yı korumanın kaderi olduğunu düşündüğü ve yeniden süper güç statüsünü ona kazandırmak için az zamanı kaldığı düşüncesi ile hareket ediyor olabileceği görüşü dile getiriliyor. Bir taraftan da Covid’de kendini çok fazla izole etmiş olmasının yaratabileceği olası ruhsal etkilere atıf yapılıyor.

ABD yönetiminde diplomat olarak görev yapmış ve şimdi bir düşünce kuruluşunda olan Ken Dekleva, Putin’in ruh sağlığının bozuk olmadığını düşündüğünü ancak acele ile hareket etmeye başladığı görüşünü dile getiriyor.

Putin’in çemberi içine, yararlı bilgilerin ulaşmıyor olduğu endişesi de hakim. Rus istihbarat servisleri, Ukrayna’da askerlerin nasıl karşılanacağı gibi duymak istemeyeceği bilgileri işgal öncesi ondan saklamış olabilir.

Bu hafta bir Batılı yetkili, Putin’in halen birliklerinin durumu konusunda, Batılı istihbarat servisleri kadar bilgisi olmayabileceğini söyledi. Bu olası bilgi eksikliği, krizin derinleşmesi durumunda verebileceği tepki konusunda endişeler doğuruyor.

Deli adam teorisi

Putin’in kendisi çocukken bir fareyi nasıl kovaladığına ilişkin bir hikaye paylaşmıştı. Köşeye sıkışan farenin, saldırı haline geçtiği ve genç Vladimir’i kaçmaya ittiğini anlatmıştı. Batılı devlet insanları, Putin’in kendisini köşeye sıkışmış hissedip hissetmediği sorusunu dile getiriyor.

Bir Batılı yetkili, “Soru, acımasızlığın seviyesini artıracak ve krizi, kullanmaya hazır olduğunu söylediği silah sistemleri noktasına taşıyacak mı?” diyor. Putin’in taktik bir nükleer silah kullanabileceği bir süredir ifade ediliyor.

Psikoloji profesörü olan Adrian Furnham, ani bir kararla “düğmeye basın” diyebileceği endişesinin olduğunu söylüyor. Putin’in deli adam teorisi olarak adlandırılan bir taktiğe oynuyor olabileceği de dile getiriliyor.

Buna göre Rus liderin, düşmanlarını geri çekilmeye zorlamak için, nükleer silah kullanımı dahil, her şeyi yapabilecek bir deli adam olarak göstermek isteyebileceği de değerlendiriliyor.

Batılı ajanlar ve siyaset yapıcılar için Putin’in niyetlerini anlamak her zamankinden daha önemli. Onu, tehlikeli bir tepki verecek hale getirmeden nereye kadar zorlayabileceklerini tahmin edebilmeleri büyük önem taşıyor.

“Putin’in kendine bakışında, hataya ve zayıflığa yer yok. Hatta bunlara karşı nefret besliyor.” diyen Ken Dekleva devam ediyor: “Köşeye sıkışmış bir Putin, daha tehlikeli bir Putin’dir. Bazen ayının kafes dışına çıkış ormana geri dönmesine izin vermek daha hayırlıdır”

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Zelensky: Putin İle Görüşmeye Hazırım

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ‘görüşmeye hazır’ olduğunu; ancak müzakerenin başarısız olması durumunda bunun ‘3. Dünya Savaşı’ anlamına gelebileceğini söyledi.

CNN’e konuşan Ukrayna Lideri Zelensky, “Onunla müzakereye hazırım. Son iki yıldır hazırdım. Bence müzakereler olmadan bu savaşı bitiremeyiz” dedi.

“Ukrayna bir NATO üyesi olsaydı, bir savaş başlamazdı” diyen Zelensky, “Ülkem için, halkım için güvenlik garantisi almak istiyorum. NATO üyeleri bizi ittifakta görmeye hazırsa, hemen yapın. Çünkü insanlar her gün ölüyor” ifadelerini kullandı.

“Buluşma ve konuşma zamanı”

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali dördüncü haftasına yaklaşırken daha fazla müzakere çağrısı yapan Zelensky, “Biz her zaman müzakerelerde ısrar ettik. Her zaman diyalog önerdik, barış için çözümler önerdik. Şimdi özellikle Moskova’dan herkesin beni duymasını istiyorum. Buluşma zamanı. Konuşma zamanı. Ukrayna için toprak bütünlüğünü ve adaleti geri getirme zamanı.” şeklinde konuştu.

Daha önceki mesajında “görüşmeler başlamazsa Rusya’nın kayıplarının büyük olacağı konusunda” uyaran Zelensky, “Putin’le görüşme imkanına sahip olmak için herhangi bir formatı, herhangi bir fırsatı kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. Ancak bu girişimler başarısız olursa, bu bir üçüncü Dünya Savaşı anlamına gelir” diye konuştu.

Ukrayna’nın öncelikleri

Zelensky, görüşmelerde önceliklerinin şu şekilde olacağını söyledi: “Savaşın sona ermesi, güvenlik garantileri, egemenlik, toprak bütünlüğünün restorasyonu, ülkemiz için gerçek garantiler, ülkemiz için gerçek koruma.”

“Bu savaşı durdurmak için sadece yüzde 1 bile şansımız varsa bence bu şansı kullanmamız gerekiyor.” ifadesini kullanan Zelenskiy, her gün sahada masum insanların hayatını kaybetmeye devam ettiğini vurguladı.

Paylaşın

Rusya, Ukrayna’da Yine Hipersonik Füze Kullandı

Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın Mikolayiv bölgesinde bulunan bir yakıt deposunun Kinjal (hançer) hipersonik füzesiyle vurulduğunu duyurdu. Bakanlık, dün ilk kez Ukrayna savaşında Kinjal tipi hipersonik füze kullanıldığını duyurmuştu.

Bakanlık, Kırım hava sahası kullanılarak ateşlenen Kinjal modeli hipersonik füzenin Ukrayna askeri güçlerine ait Mikolayiv bölgesindeki bir yakıt deposunu hedef aldığını bildirerek, söz konusu yakıt deposundan Ukrayna askeri güçlerinin ülkenin güneyindeki askeri araçlarının büyük bölümünün yakıt ihtiyacını karşıladığını iddia etti. Bakanlıktan yapılan açıklamada ayrıca, Hazar Denizi bölgesinde konuşlandırılan Kalibr seyir füzelerinin de Ukrayna’daki hedeflere karşı kullanıldığını haber verdi.

Rusya Savunma Bakanlığı, dün ilk kez Ukrayna savaşında Kinjal tipi hipersonik füze kullanıldığını duyurmuş ve bu saldırıda füzelerin Ukrayna güçlerinin bir yeraltı silah deposunu imha ettiğini iddia etmişti. Dünkü saldırıya hedef olan Delaytin, bir NATO ülkesi olan Romanya’ya 100 kilometre mesafede bulunuyor.

Kinjal’ı vurmak çok zor

Uluslararası askeri uzmanlar Rusya‘nın ilk kez bir çatışma bölgesinde hipersonik füze kullandığına dikkat çekiyor. Rusya, “hipersonik” diye adlandırılan bu hızlı füzeleri dünyada ilk geliştiren ülke oldu. Söz konusu füzelerin yüksek hızı ve yönünü değiştirebilme kabiliyeti, füzesavar sistemlerce etkisiz hale getirilmesini zorlaştırıyor.

Yine Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, düzenlenen füze saldırılarında Ukrayna güçlerinin Kiev’in batısındaki Jitomir kentinde bulunan bir askeri hazırlık bölgesini hedef aldığı, 100’den fazla Ukraynalı askerle yabancı savaşçının “tek vuruşta” öldürüldüğünü kaydetti. Ukrayna tarafı da Herson yakınlarında bir Rus generalin öldürüldüğünü duyurdu.

Rusya’nın belirttiğine göre Kinjal hipersonik füzesi, ses hızından on kat daha hızla ilerleyip hedefini vurma kapasitesine sahip. Teknik tanımlamada da hipersonik füze, ses hızından en az beş kat yüksek hıza ulaşan füzelere deniliyor.

İnsanlık dramı sürüyor

Öte yandan çatışmaların neredeyse kentin yüzde 90‘nını enkaza çevirdiği bildirilen Mariupol’den ve başkent Kiev’den 6 bin 600 sivilin çıkarılmasının başarıldığı bildiriliyor. Açılan insani koridorlar sayesinde de Mariupol’den 4 bin 128 kişinin, Kiev’den de bin 820 kişinin tahliye edildiği açıklandı.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de, Rusya’nın yoğun saldırıları ile enkaza dönen ve çevresi sarılan Mariupol kentinde yaşananların “insanlığa karşı işlenmiş suç” olduğunu dile getirerek, burada olanları “Önümüzdeki yüzyılda da insanların hatırlayacağı bir terör saldırısı” olarak nitelendirdi. Mariupol tiyatrosuna sığınan çok sayıda sivilin bulunduğu kent tiyatrosunun Rus güçleri tarafından bombalanması sonucunda enkaz altında kalanlara yönelik arama ve kurtarma çalışmalarının da sürdüğünü belirtti.

Zelenskiy, Rusya’nın saldırılarıyla sivil halka yönelik insani yardımları engellendiğini de ileri sürdü. Birleşmiş Milletler (BM) Gıda Programı Acil Durum Koordinatörü Jakob Kern de, AFP haber ajansına verdiği demeçte, etrafı Rus güçleri tarafından çevrilmiş çok sayıda kentte insanlara yardım yapılmasının engellendiğini belirtti.

Ukrayna hükümeti, bu sabah başkent Kiev ile yoğun saldırılara maruz kalan Harkiv ve Mariupol kentleri çevresine yedi insani koridor kurulduğunu, bölgeden çıkan sivillerin nakliyesi için otobüslerin beklediğini duyurdu.

Öte yandan Rusya, “Milliyetçi Kiev rejiminin” Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) veya Batılı ülkelerin diplomatik temsilciliklerine saldırılar düzenleyerek Rusya’nın saldırıdığı yönünde algı yaratacağını iddia etti. Moskova ayrıca, Sumi ve Mikolayiv’de Ukrayna’nın kendi halkına karşı kimyasal madde kullanacağını ileri sürdü.

Paylaşın

Ukrayna’da On Milyon Kişi Yerinden Edildi

Birleşmiş Milletler (BM), Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Ukrayna’daki savaş o kadar yıkıcı ki 10 milyon kişi ya ülke içinde yerinden edildi ya da ülke dışına mülteci olarak kaçtı.” ifadesini kullandı.

Grandi, dünyanın her yerinde savaş çıkaranlar yüzünden evlerini terk etmek zorunda kalan sivillerin acılar içinde yaşadığına vurgu yaptı. BM’den dün yapılan açıklamada, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının ardından 3 milyon 328 bin 692 mültecinin komşu ülkelere geçtiği bildirilmişti.

Ukrayna’da Rusya işgalinin başladığı 24 Şubat’tan bu yana komşu ülkelerden sadece Polonya’ya 2 milyonu aşkın mülteci geçmişti. Polonya’yı, 518 bin 269 mülteciyle Romanya ve 359 bin 56 mülteciyle Moldova takip ediyor.

Öte yandan Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski, Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi’nin, ülkedeki geniş çaplı savaşı göz önünde bulundurarak, sıkıyönetim dönemi boyunca bazı siyasi partilerin faaliyetlerini askıya almaya karar verdiğini belirtti.

Yayımladığı görüntülü mesajında Zelenski, Ukrayna’nın her zaman barışçıl bir çözüm aradığını söyledi. “Barıştan en çok biz yanayız” dedi.

Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi’nin, ülkedeki geniş çaplı savaşı göz önünde bulundurarak, sıkıyönetim dönemi boyunca bazı siyasi partilerin faaliyetlerini askıya alma kararı verdiğini vurgulayan Zelenski, bu çerçevede “Yaşam İçin Muhalefet Platformu”, “Şaria Partisi”, “Bizim”, “Muhalefet Bloku”, “Sol Muhalefet”, “Sol Güçler Birliği”, “Devlet”, “Ukrayna İlerici Sosyalist Partisi”, “Ukrayna Sosyalist Partisi”, “Sosyalistler” ve “Vladimir Saldo Bloku” partilerinin faaliyetlerinin durdurulduğunu aktardı.

Zelenski, ayrıca “Vladimir Saldo Bloku” partisinin Ukrayna’da bilinmediğini ve seçimler öncesi Herson’da kurulduğunu anımsatarak, bu partinin Rus ordusu yanlısı ve sözde Herson Halk Cumhuriyeti’nin yaratılmasına katıldığı iddia edilen Herson belediye meclisi üyesi Saldo ile bağlantılı olduğuna dikkati çekti.

Rusya’nın liman kenti Mariupol’a yönelik sürdürdüğü bombardımanın yüzyıllar boyunca hatırlanacağını söyleyen Zelenskiy, “Bu işgalcilerin bu barış şehrine yaptıkları, gelecek yüzyıllarda hatırlanacak türde bir terördür” dedi.

300 binden fazla kişinin halen bombardıman altında yaşadığı kentte, iki haftadan uzun bir süredir elektrik, gaz ve şebeke suyu verilemiyor. Şu ana kadar saldırılarda, sivillerin kaldığı sığınaklar, bir çocuk ve doğum hastanesi ve sivil yerleşim yerleri vuruldu.

Ukraynalı yetkililer, kentte 2400’den fazla kişinin öldürüldüğünü kaydediyor. New York Times gazetesine konuşan bir Ukraynalı yetkili, 4.500 kadar sivilin kentten Rusya topraklarına götürüldüğünü aktardı.

İddialara göre, Rusya bazı sivilleri zorla ülke topraklarına doğru tahliye ediyor. BBC’ye son durumla ilgili konuşan Belediye Başkanı Vadim Boyçenko, kent merkezinde zarar görmemiş tek bir yapının kalmadığını söyledi.

Boyçenko tüm şehirde sivillerin yaşadığı konutların yüzde 80’inin ya zarar gördüğünü ya da yıkıldığını aktarıyor. Kırım’ı, Donbas bölgesine bağlaması nedeniyle bu liman kenti Rusya için stratejik bir askeri hedef.

Paylaşın

Karadeniz’de Serseri Mayın Tehlikesi!

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali devam ederken Karadeniz’e komşu tüm ülkeleri etkileyecek bir gelişme yaşandı. Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) Ukrayna’nın denizden çıkarma yapılması korkusuyla Karadeniz kıyılarına döşediği mayınların büyük tehlike yarattığı uyarısında bulundu.

Rusya’nın Soçi Liman Müdürlüğü de Odesa Körfezi açıklarında Ukrayna tarafından döşenen mayınların kopup sürüklenmeye başladığını açıkladı. Açık denize taşınabileceğini uyarısı yapılan mayınlar için Rusya Karadeniz Filosuna “acil kodu”yla benzer bir uyarı geçti.

Mayınların Tuna Nehri’nin yarattığı akıntıyla İstanbul Boğazı’na hatta Akdeniz’e ulaşabileceği uyarısı var. Soçi Liman Müdürlüğü mayın sayısını tahmini 420 olarak açıklarken, Ukrayna da Odessa, Ochakov, Chernomorsk ve Yuzhny limanlarının çevresine yerleştirilen mayın bariyerleri için Rusya’yı suçladı.

Ukrayna merkezli “Karadeniz Stratejik Araştırmalar Enstitüsü” yöneticisi Andrey Klimenko, Rusya’nın Karadeniz sularında tüm ticareti bloke etmek için mayın tuzağı kurduğunu öne sürdü.

İki ülke de aynı mayınları kullanıyor

Mayınların “YM” ve “YRM” tipi olduğu belirtilirken bu mayınlar ilk kez II. Dünya Savaşı’nda SSCB tarafından üretildi. YM tipi mayınların genel hacmi 172 kg. Mayının içinde 20 kg TNT patlayıcı bulunuyor. Suya 1-2 metre derinliğe yerleştiriliyor.

YRM tipi mayınlarsa denizden çıkarmaları engelleme amaçlı kullanılıyor. 30 kg olan mayının içindeki patlayıcı miktarı 3 kg civarında. Temas prensibiyle çalışan mayınlar infilak ettiğinde gemilere parça tesiriyle zarar veriyor veya batırabiliyor. Her iki mayın tipinin de Rusya ve Ukrayna tarafından kullanıldığı biliniyor.

Paylaşın

Ukrayna’da Bazı Siyasi Partilerin Faaliyetleri Askıya Alındı

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski, Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi’nin, ülkedeki geniş çaplı savaşı göz önünde bulundurarak, sıkıyönetim dönemi boyunca bazı siyasi partilerin faaliyetlerini askıya almaya karar verdiğini belirtti.

Yayımladığı görüntülü mesajında Zelenski, Ukrayna’nın her zaman barışçıl bir çözüm aradığını söyledi. “Barıştan en çok biz yanayız” dedi.

Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi’nin, ülkedeki geniş çaplı savaşı göz önünde bulundurarak, sıkıyönetim dönemi boyunca bazı siyasi partilerin faaliyetlerini askıya alma kararı verdiğini vurgulayan Zelenski, bu çerçevede “Yaşam İçin Muhalefet Platformu”, “Şaria Partisi”, “Bizim”, “Muhalefet Bloku”, “Sol Muhalefet”, “Sol Güçler Birliği”, “Devlet”, “Ukrayna İlerici Sosyalist Partisi”, “Ukrayna Sosyalist Partisi”, “Sosyalistler” ve “Vladimir Saldo Bloku” partilerinin faaliyetlerinin durdurulduğunu aktardı.

Zelenski, ayrıca “Vladimir Saldo Bloku” partisinin Ukrayna’da bilinmediğini ve seçimler öncesi Herson’da kurulduğunu anımsatarak, bu partinin Rus ordusu yanlısı ve sözde Herson Halk Cumhuriyeti’nin yaratılmasına katıldığı iddia edilen Herson belediye meclisi üyesi Saldo ile bağlantılı olduğuna dikkati çekti.

Rusya’nın liman kenti Mariupol’a yönelik sürdürdüğü bombardımanın yüzyıllar boyunca hatırlanacağını söyleyen Zelenskiy, “Bu işgalcilerin bu barış şehrine yaptıkları, gelecek yüzyıllarda hatırlanacak türde bir terördür” dedi.

300 binden fazla kişinin halen bombardıman altında yaşadığı kentte, iki haftadan uzun bir süredir elektrik, gaz ve şebeke suyu verilemiyor. Şu ana kadar saldırılarda, sivillerin kaldığı sığınaklar, bir çocuk ve doğum hastanesi ve sivil yerleşim yerleri vuruldu.

Ukraynalı yetkililer, kentte 2400’den fazla kişinin öldürüldüğünü kaydediyor. New York Times gazetesine konuşan bir Ukraynalı yetkili, 4.500 kadar sivilin kentten Rusya topraklarına götürüldüğünü aktardı.

İddialara göre, Rusya bazı sivilleri zorla ülke topraklarına doğru tahliye ediyor. BBC’ye son durumla ilgili konuşan Belediye Başkanı Vadim Boyçenko, kent merkezinde zarar görmemiş tek bir yapının kalmadığını söyledi.

Boyçenko tüm şehirde sivillerin yaşadığı konutların yüzde 80’inin ya zarar gördüğünü ya da yıkıldığını aktarıyor. Kırım’ı, Donbas bölgesine bağlaması nedeniyle bu liman kenti Rusya için stratejik bir askeri hedef.

Paylaşın

ABD, Türkiye’den S-400’leri Ukrayna’ya Vermesini İstedi

ABD’den bazı yetkililer Türkiye’ye Rusya yapımı S-400 hava savunma sistemlerini Ukrayna’ya gönderme konusunu gündeme getirdi. İddianın sahibi Reuters. Ajansın aktardığına göre ABD’li yetkililer geçtiğimiz ay Türkiye’yle yapılan görüşmelerde bu öneriyi ortaya attı.

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman’ın geçen ay Türkiye’ye yaptığı ziyarette gündeme geldi. ABD’li yetkililer Türkiye’ye bu konuda resmi bir talepte bulunmazken Türkiye tarafı görüşmelerde konunun gündeme geldiğini ama pek muhtemel görünmediğini aktardı.

Türkiye S-400’lerin Ukrayna’ya gönderilmesinin hem teknik zorluklar açısından hem de Moskova’dan gelecek tepkiye bağlı siyasi sebeplerle mümkün olmadığını söyledi.

S-400’ün özellikleri

Sovyetler Birliği döneminde S-300 füzelerinin üretilmesinden sonra geliştirilmeye başlayan S-400 sistemi, 2007’den bu yana Rusya’nın silah envanterinde yer alıyor. S-400, önemli siyasi, ekonomik ve askeri hedefleri “yüksek etkili koruma” için tasarlanan bir sistem olarak tanımlanıyor.

Dünyadaki en iyi hava savunma sistemlerinden biri olarak nitelendirilen sistem, savaş uçakları, radar tespit ve kontrol uçakları, keşif uçakları, stratejik ve taktik uçaklar, taktik, operasyonel-taktik balistik füzeler, orta menzilli balistik füzeler, hipersonik hedefler ve diğer gelişmiş hava saldırısı araçlarını imha etmek üzere tasarlandı. S-400 taburu, en az bir mobil operasyon komuta merkezi, 8 fırlatıcı ve 32 füzeden oluşuyor.

Kısa, orta ve uzun menzillerde füzeleri aynı anda kullanabilen S-400, 600 kilometre uzaklıktaki hedefi algılama özelliğine sahip ve saniyede 4,8 kilometre hızla füze gönderilebiliyor. Sistem, hedefe 10 saniyeden daha az sürede tepki veriyor.

S-400, çok uzun menzilli 40N6 model füzeyle 400 kilometre, uzun menzilli 48N6 model füzeyle 250 kilometre, orta menzilli 9M96E2 model füzeyle 120 kilometre ve kısa menzilli 9M96E model füzeyle de 40 kilometredeki hedefleri vurabiliyor.

Sistemin hedefleri arasında B-2 ve F-117 hayalet uçaklar, B-1, F-111 ve B-52H stratejik bombardıman uçakları, EF-111A ve EA-6 elektronik harp uçakları, TR-1 keşif uçağı, E-3A ve E-2C erken uyarı radar (AWACS) uçakları, F-15, F-16, F-35 ve F-22 savaş uçakları, Tomahawk füzeleri ve balistik füzeler yer alıyor.

Rus basınına göre, Rusya’da Moskova bölgesi, Güney Askeri bölgesi, Pasifik ve Baltık filolarında olmak üzere toplam 5 S-400 alayı bulunuyor. Her alayda sekizer fırlatma sisteminin bulunduğu 2’şer tabur yer alıyor. Rusya’daki S-400 tabur sayısının 2020’ye kadar 56’ya çıkarılması öngörülüyor.

Rusya, S-400 hava savunma sisteminin satışıyla ilgili şu ana kadar Türkiye dışında sadece Çin ile anlaştı.

Paylaşın

ABD’nin Ukrayna’ya Vereceği ‘Kamikaze İHA’lar Savaşı Nasıl Etkileyecek?

Batılı ülkeler, Rusya’nın işgaline uğrayan Ukrayna’ya askeri yardımlar gönderiyor. Son olarak ABD, 800 milyon dolarlık yeni askeri destek paketinin parçası olarak Ukrayna’ya ‘kamikaze’ insansız hava araçları vereceğini duyurdu.

Kullanımı pratik olan “Switchblade”, çarpma anında patlayan küçük ‘intihar uçağı’ olarak adlandırılıyor. Bu ‘uçan silah’ hakkında ne biliyoruz? ‘Kamikazeler’, Ukrayna’daki savaşta ne gibi bir fark yaratabilir?

Switchblade, bir sırt çantasına sığacak kadar küçük; saatte yaklaşık 100 km hıza ulaşabiliyor. Tek kullanımlık drone üzerinde kameralar, rehberlik sistemleri ve patlayıcılar taşıyor.

Çoğu silahın aksine, Switchblade herhangi bir zamanda bir görevi devre dışı bırakabiliyor ve operatörün verdiği komuta bağlı olarak başka bir hedefe yeniden kilitlenebiliyor. Bu noktada sivillerin korunması amaçlanıyor.

‘Yeni nesil füze’

Switchblade 300 ve Switchblade 600 olmak üzere iki versiyonu bulunuyor. Üretici AeroVironment’e göre Switchblade 300, hedefini vurmadan önce 15 dakika boyunca 10 km mesafeye kadar uçabiliyor.

Şirket, kamikaze drone’nun gerçek zamanlı GPS koordinatlarını ve videoları kullandığını belirtiyor. Fırlatıcı ve taşıma çantasından oluşan kit dahil 2.5 kg ağırlığında. Bu drone, hava, deniz ve karadan fırlatılabiliyor.

Daha büyük Switchblade 600, tanklar gibi zırhlı hedefleri vurmak için tasarlandı. AeroVironment’e göre taşıdığı füzeyle 55 kg ağırlığa ulaşan drone 10 dakikadan daha kısa sürede konuşlandırılabiliyor. Yaklaşık 40 dakika havada kalabilen “yeni nesil füze”, 40 km menzile sahip.

Ukrayna başka hangi silahları kullanıyor?

Ukrayna, lazer güdümlü bombalar atan Bayraktar TB2 insansız hava araçları da kullanıyor. Londra merkezli Royal United Services Enstitüsü’nden Jack Watling’e göre, insansız hava araçları, Rusya işgalinin ilk aşamalarında beklenmedik şekilde başarılı oldu. ABD yönetimi şu ana kadar Ukrayna’ya 1.2 milyar doların üzerinde güvenlik yardım paketini onayladı.

Onlar arasında 600’den fazla Stinger uçaksavar füzesi, 2.600 Javelin zırhlı sistem, 200 el bombası fırlatıcısı ve mühimmat, 200 pompalı tüfek, 200 makineli tüfek, yaklaşık 40 milyon hafif silah mühimmatı ve 1 milyondan fazla el bombası, havan ve havan topu bulunuyor. Ayrıca helikopterler, devriye botları, uydu görüntüleri, zırhlar, kasklar da Ukrayna’ya gönderildi.

ABD’den yeni paket

ABD Başkanı Joe Biden “Ukrayna’ya savaşması ve önümüzdeki tüm zor günlerde kendilerini savunması için silah vereceğiz.” dedi. Yeni 800 milyon dolarlık yardım paketinde 800 Stinger uçaksavar sistemi, 2.000 Javelin, 1.000 hafif zırhlı silah ve 6.000 AT-4 taşınabilir tanksavar silahı bulunuyor.

(Kaynak: euronews)

Paylaşın