Putin, Uzun Bir Savaşa Hazırlanıyor

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’da uzun bir savaşa hazırlandığına ve Rusya’nın Donbas’ta olası bir zaferinin savaşı sona erdirmeyeceğine inandıklarını söyledi.

Savunma İstihbarat Dairesi Direktörü Korgeneral Scott Berrier de savaşı şu anda ne Ruslar’ın ne de Ukraynalılar’ın kazandığını belirterek, yaşanan durumu “çıkmaz” olarak niteledi.

Haines ve Berrier, Senato İstihbarat Komisyonu’nda ABD’ye karşı dünya genelindeki tehditler konulu oturumda ifade verdi ve senatörlerin sorularını yanıtladı.

2 saati aşkın süren oturumda her iki istihbarat lideri de Ukrayna’daki savaşın kısa sürede sonlanmasını beklemedikleri şeklinde açıklamalar yaptı. Halka açık oturumun ardından bir de kapalı oturum düzenlendi.

“Önümüzdeki aylarda çatışmalar tırmanabilir”

Haines, Rusya’nın askeri operasyonlarını yeniden canlandırma çabası içine girecek olmasından dolayı gelecek bir iki ayda Ukrayna’da önemli boyutta çatışmaların yaşanacağı öngörüsünde bulundu.

Rusya Donbas’ı ele geçirse bile bunun savaşı bitirmeyeceğini ve Kiev’deki başarısız hamleden sonra Donbas’a odaklanmanın sadece “geçici bir değişim” olduğunu ifade eden Haines, “Cumhurbaşkanı Putin’in Ukrayna’da uzun bir savaşa hazırlandığı ve bu savaşta Donbas’ın ötesine geçen hedeflere ulaşma niyetinde olduğu değerlendirmesindeyiz” diye konuştu.

“Rusya güneyde kara köprüsü oluşturmak istiyor”

Haines, Putin’in Kırım ile Donbas bölgesi arasında bir kara köprüsü oluşturmak ve bu bağlantıyı Moldova’nın Transdinyester bölgesine de gelişmek istediği yönünde işaretler bulunduğunu dile getirdi. Bununla birlikte Haines, Rusya’nın daha fazla sayıda askeri seferber etmeden, bunu yapabilecek güçte olmadığını ifade etti.

Haines, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin jeopolitik düzende şok etkisi yarattığını, bununla birlikte Ukraynalılar’ın Moskova’nın beklediğinden daha büyük bir direniş sergilediğini ve Rusya’ya beklediği gibi hızlı bir zafer şansı tanımadığını söyledi.

“Putin daha sert yöntemlere başvurabilir”

Putin’in ABD ve Avrupa Birliği’nin Ukrayna’ya destek konusundaki kararlılığının zaman içinde zayıflayacağı inancında olduğunu belirten Haines, savaş uzadıkça gelişmelerin önümüzdeki aylarda nasıl bir seyir göstereceği konusunda kaygılar bulunduğunu belirtti.

Haines, “Putin’in amaçlarıyla Rusya’nın sahip olduğu konvansiyonel askeri kabiliyetleri arasında uyumsuzluk olduğu gerçekliğiyle yüz yüze kaldığını da düşündüğümüzde, bu demek oluyor ki önümüzdeki birkaç ayda daha öngörülmesi zor ve potansiyel bakımdan gerilimin daha tırmanabileceği bir yola doğru ilerliyor olabiliriz” dedi.

Haines, “Şu anki gidişat, Cumhurbaşkanı Putin’in sıkıyönetim uygulama, sanayi üretimini yeniden düzenleme ve hedeflerini başarmak için gereken kaynakları yaratmak için gerilimi tırmandırıcı askeri seçeneklere başvurmak dahil daha sert yöntemlere yönelmesi ihtimalini arttırıyor” ifadesini kullandı.

Rusya nükleer silah kullanır mı?

Haines bir soru üzerine Putin’in sadece, Rusya’ya karşı varoluşsal bir tehdit sezmesi durumunda nükleer silaha başvurabileceğini kaydetti. Her iki istihbarat lideri de yakın zamanda taktiksel nükleer silah kullanmasını öngörmediklerini söylerken, Putin’in nükleer güç kullanmadan önce gerilimi tırmandırmak için başvurabileceği diğer yöntemler olduğuna dikkat çekti.

Savunma İstihbarat Dairesi Başkanı Korgeneral Berrier de Ukrayna’daki savaşın bir çıkmazda olduğunu söyledi.

“Savaşı şu anda Ruslar da Ukraynalılar da kazanmıyor”

Berrier, “Ruslar kazanmıyor, Ukraynalılar da kazanmıyor, dolayısıyla ortada bir miktar çıkmaz var” ifadesini kullandı.

Scott Berrier bir soruyu yanıtlarken, şimdiye kadar 8 ila 10 Rus generalin savaşta öldürüldüğü bilgisini verdi.

Bununla birlikte, Moskova’nın “resmen savaş ilan etmesi ve genel bir askeri seferberlik ilan etmesi” durumunda bu durumun değişebileceğini belirten Berrier, Rusya’nın bunu yaptığı takdirde binlerce askerin daha savaşa katılacağını, bu askerlerin eğitim ve kabiliyet bakımından eksikleri bulunsa da insan gücü ve çok daha büyük miktarda mühimmat sağlayacaklarını kaydetti.

Berrier, motivasyon bakımından şu anda Ukraynalılar’ın Rus güçlerine göre daha güçlü bir durumda olduğunu belirtti.

“Çin Ukrayna’da olanları dikkatle izliyor”

Oturumda Çin’in Tayvan konusunda atabileceği olası adımlar da gündeme geldi. Çin’in Ukrayna’daki savaşta olup bitenleri dikkatle izlediğini belirten Amerikalı istihbarat liderleri, Rusya-Ukrayna savaşının şu an itibariyle Çin’in Tayvan konusundaki planlarını hızlandıracağını tahmin etmediklerini söyledi.

Haines, Çin’in, ABD ve Avrupa’nın Ukrayna’ya destekte nasıl biraraya geldiğini görmekten şaşırdığını ve bunun Pekin’in Tayvan üzerinde olası askeri operasyon konusundaki hesaplarını etkileyebileceğini kaydetti.

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines, Çin’in Tayvan’ı askeri bir eyleme başvurmadan almayı tercih edeceğini; ancak olası bir ABD müdahalesinde bile ordusunun üstün gelebilecek kabiliyette olmasını sağlamak için yoğun bir çaba sergilediğini söyledi.

Berrier de Pekin’in, Tayvan’a ilişkin hedeflerini başarmak için orduyu kullanmayı ilk seçenek olarak düşünmediğini kaydederek, “Çin Halk Cumhuriyeti’nin bunu güç yoluyla yapmayı tercih etmeyeceğine inanıyorum. Bence zaman içerisinde bunun barışçı bir şekilde olmasını tercih edeceklerdir” ifadesini kullandı.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Ukrayna’dan Kaçanların Sayısı 6 Milyona Yaklaştı

Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Göç Örgütü’ne göre Ukrayna’da Rus işgalinin başladığı 24 Şubat’tan bu yana 8 milyondan fazla kişi ülke içinde yerlerinden oldu. Birleşmiş Milletler’e göre, ülkeden kaçan Ukraynalılar’ın sayısıysa 6 milyona yaklaşıyor.

Araştırma yerlerinden olanların yüzde 44’ünün, yani yarısına yakınının, ülkedeki insani kriz nedeniyle yeniden yer değiştirmeyi düşündüklerini ortaya koydu.

Ukrayna ordusu karşı saldırıda

Ukrayna bugün ülkenin kuzeydoğusunda büyük bir karşı saldırı ile birçok köyü Rus askerlerinden geri aldığını açıkladı. Bu durumun savaşa yeni bir ivme kazandırabileceği ve Rusya’nın temel ilerlemesini tehlikeye sokabileceği belirtiliyor.

Ülkenin ikinci büyük kenti Harkiv yakınlarındaki ana askeri birliğin basın sözcüsü Tetiana Apaçenko, Ukrayna birliklerinin son günlerde Harkiv’un kuzeyindeki Çerkaski Tişki, Ruski Tişki, Borşçova, Slobojanske yerleşimlerini geri aldığını doğruladı.

Ukrayna Savunma Bakanı Oleksiy Reznikov’un danışmanlarından Yuriy Saks, kazanımların Rus topçu atışına Harkiv’in birçok bölgesinde mevzi kaybettirdiğini belirtti. Harkiv savaşın ilk günlerinden beri Rusya’nın yoğun topçu atışına maruz kalmıştı.

Saks, Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada Ukrayna ordusunun Harkiv civarında özellikle kuzey ve kuzeydoğudaki operasyonlarının bir ‘‘başarı öyküsü’’ olduğunu söyledi. Saks, Ruslar’ın topçu atışının hedefe erişemeyeceği noktaya kadar geri çekilmek zorunda kaldığını kaydetti.

Ukrayna güçleri böylece savaşın ilk günlerinden beri Harkiv’in civarını işgal eden Rus güçlerini geri püskürterek, arka ikmal hatlarına önemli ölçüde yaklaşıyor.

Londra’daki RUSI düşünce kuruluşu uzmanlarından Neil Melvin, Ukrayna güçlerinin Rusya’nın ikmal hatlarıyla bağlantısını kesmek için çalıştığını, bunun Ruslar’ın en büyük zaafiyeti olduğunu söyledi.

Melvin, ‘‘Ukraynalılar Rus sınırına yaklaşıyor. Ruslar’ın son günlerde ülkenin kuzeydoğusunda elde ettiği bütün kazanımlar gittikçe azalıyor’’ diye konuştu.

Batı başkentleri, Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna işaret eden 9 Mayıs gününde büyük bir zafer ilan edeceğini sanıyordu. Ancak Ruslar’ın Harkiv yakınlarındaki gerilemesi Moskova’nın savaş planlarına darbe vurmuş görünüyor.

Rusya, Mart ayı sonunda direnişle karşılaştığı başkent Kiev’den geri çekilmiş ve Rusya yanlısı ayrılıkçıların bulunduğu Donbas’a yönelmişti. Ukrayna kuvvetleri burada üç yönden gelen yoğun saldırılara karşı direniyor.

Ukrayna, Harkiv’in kuzeyine doğru saldırılarını arttırarak durumu tersine çevirmeye çalışabilir ve Moskova’yı, Rusya sınırından Harkiv’in güneyindeki İzyum şehrine uzanan tedarik hatlarını savunmaya geçmeye zorlayabilir.

Rusya, işgalin başından bu yana kuşatma ve yoğun bombardıman altındanki Mariupol kentinde Ukrayna güçlerinin son kalesi olan Azovstal çelik fabrikasına saldırılarını sürdürüyor.

Mariupol Belediye Başkanı Petro Andriuşçenko’nun yardımcısı tesiste hala en az 100 sivilin kaldığını söyledi. Geçtiğimiz günlerde sivillerin tesisten tahliyesi başlamıştı.

Azovstal’da direnen Ukrayna’nın Azak Taburu tarafından Telegram’dan yapılan açıklamada, tesisin Rus donanmasının, tankların, topçu ateşinin ve roketlerin ateşi altında kaldığı belirtildi.

Reuters haber ajansı tesisteki durumu doğrulayamadı. Rusya da konuyla ilgili yorum yapmadı. Rusya işgalde sivilleri hedef aldığı iddialarını reddediyor. Cephe yakınındaki ağır çarpışmaların dışında Rusya Ukrayna’nın içlerindeki hedefleri vurmak için ise füzeler kullanıyor.

Karadeniz kıyısındaki liman kenti Odesa’ya Rus füzeleri isabet etti. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri tarafından Facebook’tan yapılan açıklamada Rus füzelerinin bir alışveriş merkeziyle depoyu vurdukları, olayda bir kişinin öldüğü, beş kişinin de yaralandığı belirtildi.

‘Ukrayna’daki büyük siber saldırının arkasında Rusya var’’

Öte yandan İngiltere, Kanada ve Avrupa Birliği, savaşın başında binlerce modemin çevrimdışı kalmasına neden olan Ukrayna’daki uydu internet ağına düzenlenen büyük siber saldırının arkasında Rusya’nın olduğunu bildirdi.

AB Konseyi açıklamasında, Viasat şirketinin VSAT.O KA-SAT ağına düzenlenen dijital saldırının, Rusya’nın Ukrayna’ya girmesiyle birlikte başladığını ve Putin’in işgalini kolaylaştırmaya yardımcı olduğunu kaydetti.

Açıklamada, saldırının Ukrayna’daki çeşitli kamu yetkililerini, işletmeleri ve kullanıcıları ayrım gözetmeden hedef alarak iletişim kesintilerine neden olduğu ve bazı Avrupa Birliği ülkelerini de etkilediği bildirildi.

İngiltere Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamadaysa, Dışişleri Bakanı Liz Truss’un siber saldırının ‘‘Rusya’nın Ukrayna’ya karşı kasıtlı ve kötü niyetli bir saldırısı’’ olduğu sözlerine yer verildi.

İngiltere’nin Ulusal Siber Güvenlik Merkezi’ne (NCSC) atıfta bulunulan açıklamada, Rusya’nın saldırıdaki öncelikli hedefinin Ukrayna ordusu olduğu, ancak saldırının Orta Avrupa’daki rüzgar çiftliklerini ve internet kullanıcılarını da etkilediği belirtildi.

Ukrayna’ya düzenlenen bu siber saldırı, Rus işgali öncesinde ve savaş sırasında ülkeyi etkileyen en ciddi saldırılardan biri olarak değerlendiriliyor. Rusya, siber saldırı iddialarını düzenli olarak reddediyor. Kremlin, Reuters haber ajansının konuyla ilgili yorum talebine henüz yanıt vermedi.

Paylaşın

Neo-Nazi Azov Taburu’ndan Zelenskiy’ye Tepki

Ukrayna’da neo-Nazi Azov Taburu’nun Mariupol kentinde kuşatma altında olan üyeleri, Zoom üzerinden basın toplantısı düzenledi. Rusya’ya teslim olmayacaklarını söyleyen iki komutanın Ukrayna hükümetini eleştirmesi dikkat çekti.

Rusya’nın Ukayna’daki işgalinin ana sebeplerinden biri olan neo-Nazi Azov Taburu’nun Mariupol kentinde kuşatma altında olan üyeleri, Kiev yönetimine sert eleştiriler yöneltti.

Mariupol’daki Avozstal Çelik Fabrikası’ndan tüm sivillerin tahliye edilmesi sonrasında Zoom üzerinden açıklama yapan iki üst düzey Azov Taburu üyesi, kendileri için teslim olmanın bir seçenek olmadığını belirtti.

Teğmen Illya Samoilenko ile komutan yardımcısı Svyatoslav Palamar’ın, Ukrayna hükümetine tepki göstermesi dikkat çekti.

Fabrikada şu an 700’ü yaralı olmak üzere yaklaşık 2 bin Ukrayna askerinin bulunduğu düşünülürken, iki Azov Taburu üyesi de ‘teslim olmaları halinde Rusya ordusunun kendilerini öldüreceğini’ savundu; tahliye için müzakereler yürütülmesini istedi.

Samoilenko ve Palamar, kenti ‘Ukrayna ve tüm dünya için’ savunduklarını söyleyip, deniz ya da kara yoluyla çıkışlarının sağlanması için üçüncü bir tarafın müzakerelere dahil olması çağrısında bulundu.

Samoilenko, Ukrayna hükümetinin Mariupol’un savunmasında başarısız olduğunu söyleyerek, ‘yetkililerin son sekiz yıldır Ukrayna’nın savunmasını sabote ettiğini’ savundu. Samoilenko, teslim olmanın kendileri için bir seçenek olmadığını söyledi.

Azov Taburu’nun Mariupol’deki komutan yardımcısı Svyatoslav Palamar ise “Bize tahliye edilmemiz için düzgün bir fırsat tanınmalı. Acı veren bir başka şey de, siyasetçilerin ‘biz sivilleri tahliye ederken siz savaşmaya devam edin’ demesi. Biz sivilleri korumak için buradayız” dedi.

2014 yılında gönüllülük esasıyla kurulan, Rusya yanlısı sivillerin öldürülmesi dahil bir dizi suçtan sorumlu tutulan ve 2015’ten sonra Ukrayna ordusuna dahil edilen neo-Nazi Azov Taburu, Rusya’nın Ukrayna’daki işgalinin ana dayanaklarından birini oluşturuyor.

Gruba üye olanların büyük çoğunluğunun faşist eğilimli oldukları bilinirken, Rusya da Azov Taburu’nun ‘Ukrayna’nın Nazileştirilmesinden sorumlu olduğunu’ savunuyor.

(Kaynak: Kısa Dalga)

Paylaşın

Vladimir Putin’den ‘Küresel Savaş’ Uyarısı

Sovyetler Birliği’nin Nazi Almanya’sına karşı 2. Dünya Savaşı’ndaki zaferinin kutlandığı “9 Mayıs Zafer Günü” dolayısıyla Moskova’daki Kızıl Meydan’da her yıl olduğu gibi bu yıl da askeri geçit töreni düzenlendi.

Devlet Başkanı Putin, tören alanında gazilerle tek tek tokalaştı. Konuşması sırasında hayatını kaybedenler anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

Törende konuşan Putin, “Rusya Ukrayna’da ‘kabul edilemez bir tehdit’ ile karşı karşıyaydı. Orada ana vatanımızın güvenliğini savunuyoruz.” dedi.

NATO’nun Rusya’ya komşu topraklarda konuşlanmaya başladığını belirten Putin, uzlaşma arayışlarına rağmen NATO ülkelerinin Moskova’nın çağrılarına kulak asmadığını söyledi.

Putin, “Kırım’a bir saldırı için hazırlıklar yapıldı, her şey neo-Nazilerle bir çatışmanın olacağını gösteriyordu. Bu kaçınılmazdı.” diye konuştu. Putin ayrıca, “küresel bir savaşın önüne geçilmesi için her şey yapılmalı” dedi.

Bu arada hava koşulları nedeniyle savaş uçaklarının yapacağı bazı gösterilerin iptal edildiği belirtildi.

Zelenskiy: Tek bir toprak parçasından dahi vazgeçmeyeceğiz

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy de İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi Almanya’sının yenildiği 9 Mayıs’ın yıl dönümüne bir mesaj yayımladı ve Rusya’ya karşı verdikleri savaşı kazanacaklarını söyledi.

Yazılı açıklamada Zelenskiy, “Nazizme Karşı Zafer Günü’nde yeni bir zafer için savaşıyoruz. Yol çok zorlu ama ama kazanacağımızdan şüphemiz yok” dedi.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, halkının tarihte birçok kez kendi topraklarını savunmak için savaştığını ve kendi yollarını çizen ‘özgür insanlar’ olduğunu vurguladı.

Stoltenberg: Avrupa’daki barış paramparça oldu

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise sosyal medya hesabından Zafer Günü dolayısıyla yayınladığı mesajda, “Rusya’nın Ukrayna’daki yasadışı savaşı Avrupa’daki barışı paramparça ederken, NATO’daki transatlantik bağımızı, değerlerimizi korumak ve insanlarımızı güvende tutmak her zamankinden daha önemli” diye yazdı.

Paylaşın

Rusya’nın Bombaladığı Okulda 60 Kişi Hayatını Kaybetti

Ukrayna’nın doğusunda yetkililer Rusya’nın bombaladığı okulda 60 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti. Saldırı anında 90 kişinin okulu barınak olarak kullandığı kaydediliyor. Olay, Donbas bölgesinde Bilohorivka kasabasında gerçekleşti.

Bölgenin bağlı olduğu Luhansk valisi bombalamanın ardından okulda yangın çıktığını ve ekiplerin 30 kişiyi kurtardığını kaydetti.

Vali Serhiv Haidai enkaz altında olduğu tahmin edilen 60 kişinin büyük ihtimalle hayatını kaybettiğini belirtti. Vali ayrıca Rus bombalaması sonucu Pryvillia kasabasında yaşları 11 ile 14 olan iki çocuğunu yaşamını yitirdiğini söyledi.

Ukrayna’nın başkenti Kiev’i ele geçiremeyen Rusya ülkenin doğusunda Donbas’ta saldırılarını arttırmış durumda. Donbas’ın bir bölümü 2014 yılından bu yana Rusya yanlısı ayrılıkçıların kontrolünde.

Bu arada Azovstal çelik fabrikasındaki yaralı askerlerin tahliyesi için diplomatik çabalar devam ediyor. Ukrayna, fabrikadan bütün kadın, çocuk ve yaşlıların Cumartesi günü tahliye edildiğini açıklamıştı. Rusya askerlerin teslim olmasını istiyor.

Ukrayna’nın Harkiv kenti yakınlarında karşı saldırılarına devam ettiği ve 5 kasabayı Rusya’dan geri aldığı yönünde bölgeden haberler geliyor. Rusya, Cumartesi günü Ukrayna’nın kıyı kenti Odesa’ya füze saldırılarında bulunmuştu.

24 Şubat’ta başlayan Rus işgali, BM’nin verilerine göre en az 2345 sivilin ölümüne ve 2919 sivilin yaralanmasına yol açtı. Her iki tarafın güçlerinden de binlerce kişinin öldüğüne ve yaralandığına inanılıyor.

Çatışmanın başlamasından bu yana 12 milyondan fazla kişi evlerinden olurken, 5,7 milyon kişi ülke dışına kaçtı. Donetsk ile birlikte Donbas bölgesinin bir kısmını oluşturan Luhansk’ın büyük kızmı son sekiz yıldır ayrılıkçı güçlerin elinde.

Paylaşın

Dünya Sağlık Örgütü, Ukrayna’da Savaş Suçu Kanıtı Arıyor

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Rusya’nın Ukrayna’daki sağlık tesislerine saldırılarını belgelediğini ve olası bir savaş suçları soruşturması için kanıt topladığını açıkladı. Rusya, savaş suçlarıyla ilgili suçlamaları bugüne kadar reddetti. 

WHO Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus ve Acil Durum Programı Direktörü Mike Ryan, Kiev’e önceden duyurulmayan bir ziyaret gerçekleştirdi.

Mike Ryan Kiev’de düzenlenen basın toplantısında, sağlık tesislerine saldırmaktan kaçınmanın savaşan tarafların açık sorumluluğu olduğunu, ancak WHO’nun ülkedeki hastanelere ve kliniklere yapılan 200 saldırıyı belgelediğini söyledi.

Mike Ryan, “Sağlık tesislerine kasıtlı saldırılar, uluslararası insancıl hukukun ihlalidir ve bu nedenle, her durumda savaş suçlarını temsil eder” dedi.

Ryan, “Bu saldırılara tanık olmayı ve onları belgelemeyi sürdürüyoruz. Birlemiş Milletler sisteminin, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin ve diğer kurumların bu saldırıların ardındaki suç niyetini değerlendirmek için gerekli soruşturmaları yapacağına güveniyoruz” diye konuştu.

Ryan, 200 vakanın Ukrayna sağlık tesislerine yönelik saldırıların tamamı olmadığını, yalnızca WHO’nun doğrulayabildiği saldırılar olduğuna dikkat çekti. Kiev, Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’yı işgale başlamasından bu yana bu tür yaklaşık 400 saldırı olduğunu savunuyor.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, 5 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, Rus birliklerinin Ukrayna’da yaklaşık 400 sağlık kurumunu yıkıma uğrattığını veya zarar verdiğini söyledi.

Rusya, Ukrayna ve Batılı ulusların olası savaş suçlarıyla ilgili suçlamalarını bugüne kadar reddetti ve savaşta sivilleri hedef almadığını savundu.

WHO Başkanı Tedros da Kiev’deki basın toplantısında, “Tüm Ukrayna halkına mesajım şudur; DSÖ yanınızda. Rusya Federasyonu’na bu savaşı durdurması için çağrıda bulunmayı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.

Reuters haber ajansının 5 Mayıs’ta ele geçirdiği bir belgeye göre, WHO üye ülkeleri, 10 Mayıs’ta Moskova’daki büyük bir bölge ofisinin olası kapatılmasını içeren Rusya karşıtı bir kararı değerlendirecek.

Üç diplomatik ve siyasi kaynak, karar taslağının Rusya’nın Birleşmiş Milletler’e bağlı WHO’nun yönetim kurulu üyeliğini askıya alma ve oy haklarının geçici olarak dondurulması gibi daha sert yaptırımları ise içermediğini söyledi.

Büyük ölçüde AB diplomatlarınca hazırlanan ve bu hafta WHO’nun Avrupa bölge ofisine sunulan taslak, Ukrayna’nın Türkiye, Fransa ve Almanya dahil en az 38 üye tarafından imzalanan talebinin peşinden geldi.

Paylaşın

AB’den Ukrayna’ya 6 Milyar Dolarlık ‘Marshall’ Yardımı

Avrupa Birliği (AB), savaş nedeniyle büyük hasara uğrayan Ukrayna’nın yeniden inşa edilebilmesi için düzenlediği bağış konferansında, 6 milyar dolardan fazla yardım sözü verdi. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ukrayna’nın ihtiyaçlarının hem kısa hem de uzun vadede çok büyük olduğunu dile getirerek “Ukrayna’nın yeniden inşası için yüz milyarlarca Euro gerekecek” dedi.

Ukrayna krizinde en ön planda rol üstlenen Polonya ve İsveç’in girişimiyle Perşembe günü Varşova’da düzenlenen bağış konferansında, savaşla yerle bir olan Ukrayna’nın ayağa kaldırılması için yapılacak yardımlar konuşuldu. Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, “Bu para Ukrayna’yı ve ona yardım eden herkesi desteklemek için kullanılacak” dedi.

Konferansta, AB yönetimi ve üye ülkeler tek tek yapacakları yardımları açıkladı. ABD yönetiminin Kongre’den istediği 30 milyar dolarlık yardımın gölgesinde yapılan toplantıda Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Brüksel tarafından bugüne kadar yapılan 4 milyar Euro’luk ekonomik ve insani yardıma ek olarak 200 milyon Euro daha vereceklerini açıkladı. Fransa, 300 milyon dolar daha yardımda bulunarak savaşın başlamasından bu yana Ukrayna’ya yaptıkları mali, ekonomik ve insani yardımı 2 milyar dolara çıkardı.

Toplantı sonunda Polonya Başbakanı Morawiecki, Ukrayna’ya bağış taahhütlerinin 6 milyar doları aştığını duyurdu. Morawiecki, “Bu para Ukrayna ve Ukrayna’ya yardım eden herkes için kullanılacak” dedi. Geçtiğimiz ay AB Komisyonu ve Kanada’nın ortak düzenlediği bağış konferansında da 9,1 milyar Euro toplanmıştı.

Yolsuzluklar vurgusu

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ukrayna’nın ihtiyaçlarının hem kısa hem de uzun vadede çok büyük olduğunu dile getirerek “Ukrayna’nın yeniden inşası için yüz milyarlarca Euro gerekecek” dedi.

Von der Leyen, AB’nin Ukrayna’ya yardım koşullarını, “Ukrayna, ekonomisindeki mevcut zayıflıkları ele almalı ve uzun vadeli sürdürülebilir büyümenin temellerini atmalı” sözleriyle açıkladı. Von der Leyen, savaş öncesi ülkeyi kemiren yolsuzluklara atıfta bulunarak “Avrupa fonlarının gerçekten Ukrayna halkının yararına ve AB kurallarına uygun olarak harcanacağını garanti edebilecek kilometre taşları ve hedefler sistemi oluşturulmalıdır” diye konuştu.

Toplantıya video mesajıyla katılan AB Dönem Başkanı ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Nüfusun ihtiyaçları ve ülkenin ekonomik durumu, uluslararası toplumun sivil altyapının yıkımına yanıt olarak yeni bir çaba göstermesini gerektiriyor. Maalesef devam etmesi muhtemel olan ve henüz tüm dramatik sonuçlarını görmediğimiz bir çatışma bağlamında, bu çabayı uzun vadede üstlenmeye hazır olmalıyız” diye konuştu.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski de Perşembe günü yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın Rusya’yla gelecek için anlaşma yapmasına yardımcı olacak küresel bir kitle fonlaması platformunun başlatıldığını duyurdu, “Sadece birlikte savaşı durdurma ve Rusya’nın yıktığını yeniden inşa etme potansiyeline sahibiz” dedi.

“Rus varlıkları Ukrayna’ya tahsis edilsin”

Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel de “Avrupa Marshall Planı’nın” oluşturulması gerektiğini belirterek “Dayanışma çabalarının insani yardım, kısa vadeli likidite ihtiyaçları ve Ukrayna’nın yeniden inşası olmak üzere üç kilit alana odaklanacağını” söyledi. Michel, yaptırımlar çerçevesinde AB’nin el koyduğu Rus malvarlıklarının, Ukrayna’nın yeniden canlandırılması için kullanılması gerektiğini de sözlerine ekledi. ABD ve Kanada’nın da talepte bulunduğu bu konuda Konsey’in hukuk departmanının çalışma yürüttüğünü dile getirdi.

Zelenski’den yeniden AB’ye üyelik çağrısı

Polonya ve İsveç’in Avrupa Birliği’nin katılımıyla düzenlediği konferansa video bağlantısı aracılığıyla hitap eden Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, “Ukrayna’ya derhal AB adaylık statüsü verilmesi” çağrısında bulundu. Zelenski, “Ukrayna’nın AB üyeliği sadece bir vaat veya bir ihtimal değil, mutlak gerçeklik olmalıdır” dedi. AB’den “Modern bir Marshall planı” beklediklerini de kaydeden Zelenski, “Medeni ortaklarımızı, ülkenin yeniden yapılanmasını desteklemek için bölgeleri, şehirleri ve endüstrileri himayeleri altına almaya çağırıyorum” dedi.

Zelenski, konferanstan hemen önce de Twitter hesabından “Ülkenin Rusya’ya karşı savaşı kazanmasına yardımcı olmak için tasarlanmış bir çevrimiçi kitle fonlaması platformu olan United 24’ün” duyurusunu yaptı. Twitter’dan İngilizce yayınladığı videoda Zelenski, “Tek bir tıkla, savunucularımıza yardım etmek, sivillerimizi kurtarmak ve Ukrayna’yı yeniden inşa etmek için fon bağışlayabilirsiniz. Bütün fonlar, Ukrayna Ulusal Bankası’na aktarılacak ve ilgili bakanlıklara tahsis edilecek” dedi. Fonların dağıtım detaylarının, şeffaflık için “24 saatte bir” yayınlanacağını da sözlerine ekledi.

(Kaynak: Amerika’nın Sesi)

Paylaşın

Rusya’ya Ait Savaş Gemisi ABD İstihbaratıyla Vuruldu

ABD medyasında çıkan haberlere göre, Ukrayna’nın Karadeniz’de Rus kruvazör gemisi Moskova’yı batırmasında Amerikan istihbaratının rolü oldu. İsmi verilmeyen Amerikalı yetkililer, Ukrayna’nın Odesa’nın güneyine doğru ilerleyen bir gemi hakkında kendilerinden bilgi istediğini söyledi.

Amerikalılar, geminin Moskova adlı kruvazör olduğunu ve konumunu teyit etti. Bunun ardından Ukrayna attığı iki füze ile Rus savaş gemisini batırmayı başardı. Pentagon’dan konuya ilişkin bir yorum gelmedi ancak bir sözcü, ABD’nin Ukrayna’ya savunma amaçlı istihbarat verdiğini belirtti.

Adları açıklanmayan Amerikalı kaynaklar, Ukrayna’nın geminin konumunu öğrendikten sonra füzeyle saldıracağını bilmediklerini söylüyor. 510 denizci taşıyan Moskova gemisi, Rusya’nın Karadeniz donanmasının gözbebeğiydi. Batırılışı hem askeri hem de sembolik planda ciddi bir darbe olarak yorumlandı.

Rusya Savunma Bakanlığı yetkilileri, gemideki cephaneliğin nedeni bilinmeyen bir yangın sebebiyle patladığını ve kıyıya geri çekilirken Moskova’nın alabora olduğunu açıklamıştı. Amerikalı yetkililer gazetelere sızan son haberlerle ilgili henüz doğrudan bir yorum yapmadı.

Fakat Pentagon Sözcüsü John Kirby, üst düzey Rus komutanların konumlarına dair Ukrayna’ya saldırı amaçlı istihbarat verdikleri yönündeki haberleri daha önce yalanlamıştı. Kirby, “Üst düzey askeri komutanların konumlarına dair istihbarat vermiyor ve Ukrayna ordusunun hedef seçim kararlarında rol almıyoruz” diye konuşmuştu.

John Kirby, Ukrayna’nın Amerika ve diğer ülkelerden aldığı bilgiyi savaş alanından bizzat kendi topladığı istihbaratla birleştirdiğini söyledi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Adrienne Watson da “Rus komutanları öldürme amaçlı istihbarat vermiyoruz” dedi.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

“ABD, Ukrayna Güçlerine İstihbarat Sağlıyor” İddiası

ABD’nin, Rus ordusunun sahadaki mobil karargahlarının yerleriyle ilgili bilgileri paylaşarak, Ukrayna güçlerinin bu hedefleri vurmasına ve komutanlarını öldürmesine yardımcı olduğu iddia edildi.

New York Times gazetesinde dün yayınlanan habere göre bu istihbarat desteği sayesinde Ukrayna ordusu şu ana kadar 12 Rus komutanı savaş alanında öldürdü.

ABD Savunma Bakanlığı ve Beyaz Saray, Reuters haber ajansının konuyla ilgili yorum talebine henüz yanıt vermedi.

Kremlin’den haberle ilgili yapılan açıklamada ise ABD, İngiltere ve diğer NATO ülkelerinin Kiev’e istihbarat sağlamasının Rusya’nın Ukrayna’daki askeri hedeflerine ulaşmasını engellemeyeceği belirtildi.

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, ABD, İngiltere ve NATO’nun bir bütün olarak Ukrayna’ya sürekli istihbarat sağladığının farkında olduklarını belirtti. Batı’nın silah sağlamasının ‘operasyonun’ hızlı sonlanmasına katkı sağlamadığını kaydeden Peskov, tüm bunların Rusya’nın askeri hedeflerine varmasını da engellemeyeceğine dikkat çekti.

Gazetecilerin Rusya’nın ne gibi önlemler aldığı sorusuna ise Peskov, ‘‘Tabii ki Rus ordusu bu durum karşısında gerekli her şeyi yapmaktadır’’ yanıtını verdi.

‘‘Ukrayna sahada ilerleme sağladı’’

Ukrayna ordusu güneyde bazı bölgeleri geri aldığını ve doğudaki Rus saldırılarını püskürttüğünü bildirdi.

Moskova Kiev’de direnişle karşılaşmasının ardından ülkenin doğusunda sanayinin merkezi durumundaki Donbas’ta harekatını ilerletirken, Ukrayna ve Rus güçleri köy köy çarpışmaya devam ediyor.

Donbas’ın topçu atışına tutulmasının yanısıra Rus güçleri ülke genelinde demiryolu istasyonlarını ve diğer tedarik hatlarını hedef almaya devam etti. Rusya bu şekilde Batı’dan Ukrayna’ya silah sevkiyatını önlemeye çalışıyor.

Ukrayna güçleri güneydeki Herson ve Mikolayiv kentlerinin sınırında bazı kazanımlar elde ettiklerini ve Donbas’ı oluşturan Donetsk ve Luhansk’ta 11 Rus saldırısını püskürttüklerini bildirdi.

Ukraynalı yetkililer son 24 saatte Donbas’taki topçu atışında beş kişinin öldürüldüğünü en az 25 kişinin yaralandığını, saldırıların evlerle okullara zarar verdiğini kaydetti.

Kiev yakınındaki Çerkası ve Dnipro ile güneydeki Zaporijya’da Rus saldırıları olduğu belirtilirken dün gece boyunca ülke genelinde bombardıman sirenleri duyuldu.

Ülke genelinde tren istasyonlarına düzenlenen saldırılara bir yenisi eklendi. Dnipro’da yetkililer bir tren istasyonunun vurulduğunu bildirdi. Ülkenin batısındaki Lviv kentinde de sirenler duyuldu. Polonya sınırına yakın olan Lviv, Batı’nın yolladığı silahların ülkeye girdiği ve halkın doğudaki çatışmalardan kaçarak sığındığı, daha güvenli görülen yerlerden.

Rusya 9 Mayıs’ta zafer ilan edebilecek mi?

Saldırılar Rusya 9 Mayıs Zafer Günü’ne hazırlanırken geldi. Bu tarih Sovyetler Birliği’nin Nazi Almanyası’nı bozguna uğrattığı tarih olarak kutlanıyor. Bazı uzmanlar Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in bu tarihte bir zafer ilan etmeyi umduğunu söylüyor. Ancak Rus ordusunun ilerlemesi yavaş görünüyor. Bazıları ise Rusya’nın bu tarihte işgalin kapsamını genişletebileceği görüşünde.

Topyekün savaş ilanı Putin’in sıkıyönetim ilan etmesine ve asker kaybını telafi etmek için yedek subayları devreye sokmasına izin verecek.

Ukrayna ise Haziran ortasından önce Rus ordusuna karşı saldırı düzenlemesinin mümkün olmadığını belirtti. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’nin danışmanlarından Oleksiy Arestoviç, Ukrayna’nın Haziran ortasında Batı’dan daha fazla silah almayı umduğunu bildirdi. Siyasi danışman Arestoviç, Rusya’nın saldırısının da 9 Mayıs’a kadar önemli bir sonuç vermesini beklemediğini kaydetti.

Rusya çelik fabrikasına kara saldırılarını yalanladı

Ukrayna güçleri işgalin başladığı 24 Şubat’tan bu yana kuşatma altındaki Mariupol kentinde Azovstal çelik fabrikasının yeraltı mahsenleri ve tünellerinde kenti savunuyor. Burası Rus işgali altındaki kentte Ukrayna güçlerinin direnişinin sürdüğü tek nokta.

Ukraynalı yetkililer, Rus güçlerinin fabrikaya saldırılarının hem karadan hem de havadan devam ettiğini söylerken, Rusya fabrikaya kara harekatı düzenlendiği iddialarını reddetti.

Rusya Mariupol’u ele geçirirse, doğuda ayrılıkçıların kontrolundaki bölgelerle güneyde 2014’te işgal edilen Kırım arasında bir koridor oluşturacak. Azak Denizi kıyısındaki liman kenti, ele geçirilmesi durumunda Rusya’nın kontrol etmeyi başardığı ilk büyük Ukrayna kenti olacak.

Kuşatma altındaki kentte binlerce sivil gıda, içme suyu, ilaç ve barınak sıkıntısı çekiyor. Fabrikaya sığınan yüzlerce sivilin ise durumu daha zor.

Rusya hükümeti bugün ile Cumartesi günleri arasında fabrikadan çıkışa izin verecek bir insani koridor açılacağını bildirdi. Ancak tahliye ve yardımlardan sorumlu taraflar bunu henüz doğrulamadı. Kremlin, insani koridorlar konusunda verdiği sözleri daha önce birçok kez tutmamıştı.

Fabrikada kaç savaşçının olduğu tam olarak bilinmezken Rusya sayının 2 bin civarında olduğunu ve bunların yaklaşık 500’ünün yaralı olduğunu söylüyor.

Birleşmiş Milletler dün 300 kadar sivilin Mariupol ve çevresinden tahliye edildiğini bildirdi. Tahliye edilenler kuzeybatıdaki Zaporijya kentine götürüldü.

BM Ukrayna İnsani Yardım Koordinatörü Osnat Lubrani, ‘‘Birçoğu sadece üzerlerine giydikleri giysilerle buraya geldi. Bu zor zamanda onlara destek olacağız. Buna çok ihtiyaç duyulan psikolojik destek dahil’’ dedi.

Zelenski ‘‘Mariupol’da uzun bir ateşkese ihtiyaç var’’

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ise Mariupol’da ateşkese hazır olduğunu bildirdi.

Zelenski, ateşkesin uzun süreli olması gerekliliğine dikkat çekerek, ‘‘Sivilleri yeraltı sığınaklarından çıkarmak zaman alacak. Bu koşullar altında enkazı ağır makinelerle temizlemeye imkan yok. Hepsinin elle yapılması gerekiyor’’ dedi.

Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in Ukrayna işgalinin en önemli gerekçesi NATO’nun Ukrayna’nın katılımıyla genişlemesini önlemekti. Ancak savaş Avrupa ülkelerini biraraya getirdi. İsveç ve Finlandiya, Soğuk Savaş’tan bu yana NATO’dan uzak durmuştu ancak şimdi her iki ülke de NATO üyeliği için hazırlanıyor.

Rusya, Danimarka Büyükelçiliği çalışanlarını istenmeyen kişi ilan etti

Rusya son olarak Moskova’daki Danimarka Büyükelçiliği’nin yedi çalışanının istenmeyen kişi ilan edildiğini bildirdi. Rusya böylece Kopenhag’ın geçen ay 15 Rus diplomatın sınırdışı edilmesine misilleme yapmış oldu. Batılı ülkeler Kiev yakınındaki Buça kentinde, Ruslar’ın çekilmesinin ardından toplu mezarların bulunmasına tepki olarak Rus diplomatları sınırdışı etme kararı almıştı.

(Kaynak: Amerika’nın Sesi)

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den ‘Gıda Krizi’ Uyarısı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Nijerya’da katıldığı bir toplantıda yaptığı değerlendirmede Rusya-Ukrayna savaşından kaynaklanan gıda krizi uyarısında bulundu.

Antonio Guterres, küresel gıda güvenliği sorununun, Rusya ve Ukrayna’nın tarım üretimleri konusundaki sorunlar halledilmeden çözülemeyeceğini söyledi.

BM Genel Sekreteri, küresel gıda sorununun çözümü için Rusya ve Ukrayna’nın tarımsal faaliyetlerinin ve Rusya’nın gübre üretiminin son derece önemli olduğuna işaret etti.

BM Genel Sekreteri Guterres, “Analizlerimiz Ukrayna’daki savaşın her şeyi daha kötü hale getirdiğini ve üç boyutlu bir sorun yarattığını ortaya koyuyor. Gelişmekte olan ülkeler açısından savaşın küresel gıda, enerji ve finansman alanlarında yıkıcı etkileri oluyor” dedi.

Antonio Guterres, “Küresel gıda sorununu Ukrayna, Rusya ve Belarus’un yeniden tarım ürünlerini üretmesini sağlamadan ve Rusya’nın dünya piyasasına gübre teminini mümkün kılmadan gerçek anlamda çözmek mümkün değil” diye konuştu.

Geçtiğimiz ay Uluslararası Para Fonu (IMF) da Rusya’nın Ukrayna saldırılarının özellikle Sahra altı Afrika ülkeleri üzerinde büyük olumsuz etki yarattığını belirtmişti. Bu ülkelerin hali hazırda gıda konusunda ciddi sorunlar yaşayan ülkeler oldukları biliniyor.

Artan enerji fiyatlarının da başta Afrika ülkeleri olmak üzere pek çok ülkede insanların gıdaya ulaşmasını daha da zorlaştırdığına da dikkat çekiliyor.

Guterres, “Gereksiz tüm ihracat kısıtlamalarını kaldırarak fazla kaynakları ve rezervleri ihtiyaç sahiplerine yönlendirmeye ihtiyacımız var. Gıda ve enerjide istikrarlı bir ortam yaratmalıyız” ifadelerini kullandı.

Paylaşın