Buğday Fiyatlarında Artış; Tahıl Anlaşmasından Çekilen Rusya’ya Tepki

Rusya’nın Tahıl Koridoru Anlaşması’ndan çekilme kararı sonrası, küresel çapta buğday ve mısır fiyatlarında artış meydana geldi. Rusya’nın kararını AB ve ABD tarafından sert ifadelerle eleştirilirken, BM ise söz konusu anlaşmanın devamı için girişimlerin devam ettiğini duyurdu.

Rusya’nın tahıl koridoru anlaşmasından çekilmesine tepkiler devam ediyor. Birleşmiş Milletler (BM) Karadeniz Tahıl Girişimi Koordinatörü Amir Mahmoud Abdulla, konuya ilişkin Pazartesi Twitter üzerinden yaptığı açıklamada “Gıda akışı devam etmelidir, sivil kargo gemileri askeri hedef haline getirilemez ya da rehin tutulamaz” ifadelerini kullandı.

Almanya Tarım Bakanı Cem Özdemir de Rusya’nın anlaşmadan çekilmesini eleştirerek, “Rusya’nın tahıl anlaşmasını tek taraflı askıya alması dünyada milyonlarca insanın aç olduğu göz önünde bulundurulduğunda, sorumsuzca bir hareket” ifadelerini kullandı. Rusya’ya söz konusu anlaşmaya saygı duyması çağrısı yaptı.

Rusya’nın tahıl koridoru anlaşmasından çekilmesinin ardından buğday fiyatları yüzde 5, mısır fiyatları yüzde 2 oranında artış gösterdi. Chicago Ticaret Borsası’nda (CBOT) buğday vadeli işlemleri yüzde 5,4 artışla 8,7 dolara yükseldi. Buğday fiyatları, günün erken saatlerinde 8,9 dolara yükselerek 14 Ekim’den bu yana en yüksek seviyeyi görmesinin adından saat 09.25 itibarıyla 8,7 dolar seviyesinde dengelendi.

Rusya’nın Ukrayna tahılının Karadeniz’den dünya pazarlarına ulaştırılması anlaşmasını askıya almasının ardından buğday ve mısır tedarikleri konusunda küresel endişe hakim. Tahıl piyasaları, sekiz aydır devam eden Rusya’nın Ukrayna saldırısı kapsamında yaşanan gelişmelere oldukça duyarlı.

Pazar günü tahıl anlaşması kapsamında oluşturulan tahıl koridorunda gemi hareketliliği gözlemlenmediği belirtildi ancak deniz trafiği yetkililerinin yaptığı açıklamaya göre, Pazartesi günü tahıl ve diğer tarım ürünlerini taşıyan iki kargo gemisi Ukrayna limanlarından ayrıldı. Ortak Koordinasyon Merkezi’nden yapılan açıklamada Pazartesi günü 12 kargo gemisinin daha Ukrayna limanlarından ayrılmasının beklendiği söylendi.

Birleşmiş Milletler (BM), Tahıl Koridoru Anlaşması’ndan çekildiğini duyuran Rusya’yı, bu kararından vazgeçirmeye çalışıyor. BM Sözcüsü Stephane Dujarric, Moskova ile irtibat halinde olunduğunu ve tüm tarafların, tahıl koridoru girişimini tehlikeye atacak adımlardan uzak durması gerektiğini belirtti. Dujarric ayrıca, Ukrayna tahılının, dünya çapında gıda sıkıntısı nedeniyle zor durumda olan milyonlarca insan için önemine vurgu yaptı.

Rusya Savunma Bakanlığı’ndan Cumartesi günü yapılan açıklamada, “Kiev rejimi tarafından İngiliz uzmanların katılımıyla Karadeniz Filosu gemilerine ve tahıl koridorlarının güvenliğini sağlayan sivil gemilere yönelik gerçekleştirilen terör saldırısı nedeniyle Rusya, Ukrayna limanlarından tahıl ihracat edilmesini öngören anlaşmanın uygulanmasına katılımını askıya aldı” denilmişti.

AB’den Rusya’ya eleştiri

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Rusya’yı aldığı karardan dolayı, Twitter üzerinden yayınladığı mesajla eleştirerek, bu kararın “Ukrayna’ya karşı açılan savaş nedeniyle dünya çapında yaşanan gıda krizi ile mücadele için gerekli olan gıda ve gübre sıkıntısına karşı en önemli ihracat yolunu tehlikeye attığını” dile getirdi. Borrell, AB’nin Moskova’dan söz konusu kararı ivedilikle geri almasını talep ettiğini belirtti.

ABD’den Rusya’ya ağır suçlama

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı Antony Blinken de Rusya’yı, Tahıl Koridoru Anlaşması kararından çekildiği için ağır ifadelerle eleştirdi. Moskova’nın, Karadeniz üzerinden tahıl ihracatını durdurarak, gıda konusunu “silah olarak kullandığını” dile getiren Blinken, Rusya’nın aldığı bu kararla insani krizi daha da tetiklediğini belirtti.

“Rusya’nın bu kritik tahıl ihracatını durdurmaya yönelik attığı her adım, temelde dünyanın tüm bölgelerinde insanların ve ailelerin gıdaya daha fazla para ödemesine ya da aç kalmasına neden oluyor” diyen Blinken, Twitter mesajında da, “Karadeniz tahıl girişimi ile Ukrayna’dan 9 milyon ton tahıl ihraç edildi ve küresel çapta gıda fiyatları düştü. Tüm tarafları, bu olağanüstü başarılı girişimi ayakta tutmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Joe Biden de Rusya’ya yönelik açıklamasında, Moskova’nın tahıl anlaşmasından çekilme kararının “tek kelimeyle rezalet” olduğunu savunmuş ve böyle bir karar için ortada herhangi bir sebep bulunmadığını öne sürmüştü.

Türkiye ile BM öncülüğünde varılan anlaşma

Ukrayna Savaşı’nın tarafları olan Rusya ve Ukrayna, geçen Temmuz ayında Türkiye ve Birleşmiş Milletler’in girişimi ile Tahıl Koridoru Anlaşması konusunda mutabakata varmış ve söz konusu anlaşma İstanbul’da imzalanmıştı. BM verilerine göre o günden bu yana 360’dan fazla yük gemisi yaklaşık 8,1 milyon ton tahıl ile Ukrayna limanlarından demir aldı. Savaştan önce küresel çapta en önemli gıda tedarikçilerinden biri olan Ukrayna’dan dünya pazarlarına her yıl 45 milyon tondan fazla tahıl ihraç ediliyordu.

Ne olmuştu?

Rusya, Cumartesi günü tahıl anlaşmasından çekildiğini duyurmuştu. Rusya Savunma Bakanlığı, çekilmeye gerekçe olarak Kırım’daki Rus gemilerine insansız hava aracı ile saldırı düzenlenmesini göstermişti. Rusya bu saldırıdan Ukrayna’yı sorumlu tutuyor.

Savunma Bakanlığı, saldırı düzenlenen gemilerin tahıl sevkiyatı konvoylarını korumak üzere görev yaptığını belirterek, “Kiev rejimi tarafından İngiliz uzmanların katılımıyla Karadeniz Filosu gemilerine ve tahıl koridorlarının güvenliğini sağlayan sivil gemilere yönelik gerçekleştirilen terör saldırısı nedeniyle Rusya Ukrayna limanlarından tahıl ihracat edilmesini öngören anlaşmanın uygulanmasına katılımını askıya aldı” ifadesine yer vermişti.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Rusya’nın Kırım’daki ‘Karadeniz Filosu’na Saldırı

Rusya, Ukrayna’yı Kırım’daki Karadeniz Filosuna insansız hava aracı ile saldırısı düzenlemekle suçladı ve İngiltere’nin bir gemiye zarar veren bu saldırıda yardım ettiğini iddia etti. İngiltere iddiaları yalanladı.

Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’dan Kırım’daki savaş ve sivil gemilerine yönelik saldırı düzenlediğini bildirdi.

Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov yaptığı açıklamada saldırının sabah saatlerinde Sivastopol limanında gerçekleştiğini söyledi ve saldırıdan Ukrayna’yı sorumlu tuttu.

Konaşenkov, saldırıda çok sayıda insansız hava aracının kullanıldığını belirterek “İvan Golubets’ isimli mayın tarama gemisi ve Yujnaya limanındaki koruma bariyeri hafif hasar gördü” dedi.

Konaşenkov ayrıca saldırıya uğrayan donanma gemilerinin, tahıl anlaşması kapsamında oluşturulan koridorun güvenliğinin sağlanması sürecinde yer aldığını ifade etti.

İngiltere iddiası

Söz konusu saldırının hazırlık sürecinde İngiltere’den askeri uzmanların yer aldığını ileri süren Konaşenkov, “Bu saldırının hazırlık ve Ukrayna’nın 73. Deniz Operasyonları Özel Merkezi’ne bağlı askerlerin eğitim süreci, Ukrayna’nın Mıkolayiv bölgesindeki Oçakiv kentinde bulunan İngiliz uzmanların yönetiminde gerçekleşti.” ifadelerini kullandı.

Konaşenkov, İngiltere’yi Kuzey Akım borularındaki patlamaya da dahil olmakla suçladı. “Elimizdeki bilgiye göre, İngiltere Deniz Kuvvetleri’ne bağlı aynı birliğin temsilcileri, 26 Eylül’de Baltık Denizi’nde Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 doğal gaz boru hatlarına yönelik eyleminin planlanması ve gerçekleştirilmesi sürecinde yer aldı.” iddiasında bulundu.

İngiltere’den Rusya’nın iddialarına yalanlama

İngiltere Savunma Bakanlığı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Rusya’nın söz konusu iddialarını yalanladı.

Açıklamada, “Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın yasa dışı işgalini feci şekilde ele almalarından kaçınmak için destansı ölçekte yanlış iddialarda bulunmaya başvuruyor. Bu uydurulmuş hikaye, Batı’dan çok Rus hükümeti içinde devam eden tartışmalar hakkında daha fazla şey söylüyor.” denildi.

Paylaşın

Zelenskiy, Bütçe Açığını Kapatmak İçin Uluslararası Toplumdan 38 Milyar Dolar İstedi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Almanya’nın başkenti Berlin’de, Ukrayna’nın yeniden inşasına yönelik düzenlenen uluslararası konferansa video konferans yöntemi ile katıldı. 2023 yılında ülkesinde yaşanması planlanan dev bütçe açığının kapatılması için uluslararası toplumdan yardım talep eden Zelenskiy, “Çok büyük bir meblağ, 38 milyar dolarlık bir açık söz konusu” dedi.

DW Türkçe‘nin aktardığına göre, mali yardım kararının, yaşanan bütçe açığı nedeniyle “bugün” karara bağlanmasını umut ettiğini belirten Zelenskiy, söz konusu paraya doktor ve öğretmenlerin maaşlarının ödenebilmesinin yanı sıra emekli maaşları ile sosyal giderlerin karşılanması için ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.

Rus hava saldırıları ile Ukrayna’daki altyapı sisteminin üçte birinin tahrip olduğunu ve bunun yeniden işler hale getirilmesi için de paraya ihtiyaç duyduklarını vurgulayan Ukrayna Devlet Başkanı, özellikle kış aylarının kapıda olduğu bugünlerde, bu konunun büyük önem arz ettiğini dile getirdi.

Scholz: 21. yüzyılın Marshall Planı

Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in daveti ile Berlin’de yapılan konferansa çok sayıda hükümet temsilcisinin yanı sıra uzmanlar, uluslararası organizasyonlar ile sivil toplum üyeleri iştirak ediyor.

Organizasyonun açılışında bir konuşma yapan Başbakan Scholz, Ukrayna’nın yeniden inşasının kuşaklar boyu sürecek bir görev olduğunu ve buna “derhal başlanması gerektiğini” dile getirdi.

Ukrayna’ya yapılması gereken yardımları, “21. yüzyılın Marshall Planı’nı uygulamak ve başarmak” olarak nitelendiren Scholz, “Sivillere ve sivil altyapıya karşı da yapılan Ukrayna’ya yönelik keyfi kamikaze İHA saldırıları, Rusya’nın Ukrayna’yı haritalardan silmeye yönelik iğrenç uğraşlarının yeni bir dip noktasıdır” ifadelerini kullandı.

Ülkesi Almanya’nın Ukrayna’yı hava savunma sistemleri ile donatmaya devam edeceğini belirten Scholz, bu sayede altyapının korunacağını dile getirerek, “En iyi yeniden inşa gerekli olmayandır” dedi.

Von der Leyen: AB, Ukrayna’nın giderlerinin üçte birini karşılamalı

Konferansta konuşan AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise, gelecek sene Ukrayna’nın giderlerinin üçte birinin AB tarafından karşılanması gerektiğini, ancak bunun için iki tarafta güvenilir mekanizmalar oluşturulmasının şart olduğunu belirtti.

Ukrayna’nın kendi ihracat gelirlerine bağlı olarak her ay üç ila beş milyar euro’ya ihtiyaç duyduğunu ifade eden Komisyon Başkanı, “Bunun üçte biri bizim tarafımızdan karşılanmalı. Bu da savaş sürdüğü müddetçe yılda doğrudan 18 milyar euroya tekabül ediyor” dedi.

AB’nin, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından da benzer büyüklükte bir yardımda bulunacağına güvendiğini vurgulayan von der Leyen, geri kalan kısmın ise, Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi uluslararası finans kurumları tarafından karşılanabileceğini aktardı.

Ukrayna Başbakanı Denis Şmihal, ülkesinin 2022 yılında üretim gücünün yüzde 45’ini kaybettiğini belirterek, 2023 senesinde 38 milyar euro büyüklüğünde bir bütçe açığı yaşayacaklarını dile getirdi.

Paylaşın

Rusya-Ukrayna Savaşı; Avrupa’da Siyasi Dengeleri Nasıl Değiştirdi?

Ukrayna’daki savaş ve Rusya’ya uygulanan yaptırımlar Avrupa genelinde petrol, gaz ve elektrik fiyatlarında şok etkisi yarattı. Rusya ve Ukrayna savaşına yönelik görüş ayrılıklarının son dönemde Avrupa Birliği (AB) içindeki siyasi dengeleri de önemli ölçüde sarstığı görülüyor.

Fransa ve Almanya, AB’nin temel motoru olarak görülse bile görüş ayrılıkları son krizle birlikte her zamankinden fazla hissediliyor.

Paris ve Berlin arasında savunma ve enerji politikalarında oluşan çatlak nedeniyle ekim ayı sonunda yapılması planlanan zirve ocak ayına ertelendi.

Robert Schuman Vakfı Başkanı Dominique Giuliani, mevcut durumun “AB içinde dengenin bozulması için elverişli bir ortam yarattığı” görüşünde.

Avrupa projesinin tarihi merkezi olarak bilinen Batı Avrupa, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından Doğu Avrupa’dan, özellikle de Ukrayna’nın AB içindeki en güçlü destekçisi olarak görülen Polonya ve Baltık ülkelerinden son dönemde ciddi eleştiriler alıyor.

Avrupa’nın doğusunun batısına yönelik eleştirilerine dikkat çeken Giuliani, “Doğu Avrupa ülkeleri, Rusya’nın temsil ettiği tehlikeye karşı ortaklarını yıllarca uyardıktan sonra, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından seslerini daha çok çıkarmaya başladı. Bu ülkelerin endişeleri Batı Avrupa, özellikle de Almanlar ve Fransızlar tarafından her zaman yanlış anlaşıldı.” diyerek doğu ve batı Avrupa arasında yaşanan görüş ayrılığına dikkat çekti.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un pazar günkü açıklamasında “Rusya’da iktidarın gücü, Sovyet imparatorluğunun ortadan kaldırılmasından doğan kızgınlık ve aşağılanmadan besleniyor.” şeklindeki açıklaması ise yaşlı kıtada yine farklı tepkilere yol açtı.

İsmini açıklamak istemeyen ancak Polonya ve Baltık ülkelerine tepkisini gizlemeyen bir Fransız diplomat, AFP’ye yaptığı açıklamada “Herkese karşı haklı olduklarına inanan Polonya ve Baltık ülkelerinin kendilerince konuya bir şekilde kibirli bir yaklaşımı var. Ancak şu anda bu ülkelerin ahlaki bir otorite olduğunu söylemek de doğru değil. Ahlaki otorite liderlik değil haklı olmak anlamına geliyor.” diyerek ülkesini görüşlerini dile getirdi.

AFP’ye göre, AB’nin motoru olarak görülen Almanya ve Fransa arasındaki başta silah ve enerji politikaları gibi konularda ortaya çıkan görüş ayrılıkları da Brüksel’de ciddi sorun olarak ortaya çıkıyor.

Bu sıkıntılar yüzünden çarşamba günü iki ülke arasında yapılması beklenen ortak bakanlar kurulu toplantısı ocak ayına ertelenmek zorunda kaldı.

Almanya, Fransa ve Polonyalı parlamenterler arasında cumartesi günü öngörülen toplantı ise iptal edildi.

Fransa’nın daha önce Çin, Rusya ve İngiltere’de görev yapmış emekli büyükelçisi Sylvie Bermann, Berlin ve Paris arasında son dönemde yaşanan sıkıntıları kabul ederek, “İki ülke arasında açıkçası bir kriz dönemi yaşanıyor ve Fransa ile Almanya arasında ilişkiler her zamankinden daha gergin görünüyor” diyerek endişesini dile getirdi.

“Fransa yeni ortak arayışına girebilir”

Robert Schuman Vakfı Başkanı Dominique Giuliani’ya göre, koşullara göre tavır alma konusunda becerikli görülen Fransa, yeni ortaklar bulma konusunda vakit kaybetmeden harekete geçebilir.

Giuliani, “Fransa, her zaman koşullara çok hızlı uyum sağlamayı bilen bir Avrupa vizyonuna sahip. Emmanuel Macron etkili önlemler önererek, Fransa için konulara bağlı olarak geçici koalisyonlar oluşturabilir.” diyerek görüşlerini dile getirdi.

İtaya seçimleri AB’de dengeleri değiştirdi mi?

AB ülkelerinden birinde bakanlık yapan ancak isminin açıklanmasını istemeyen yetkili ise, geçmişte dönemde İtalya ve Fransa arasındaki kurulun işbirliği köprüsünün çökmesin önemli olduğuna değinerek, “AB, şu anda en azından Fransız-İtalyan ekseninin başarısızlığı nedeniyle net bir ağırlık merkezinden yoksun. Bugün İtalya’da, muhtemelen Fransa ile işbirliği yapmak istemeyen bir aşırı sağ hükümet var.” diyerek görüşlerini dile getirdi.

Almanya neden eski gücünde değil?

Yine aynı bakan, Almanya’da iktidarın yaşadığı zorluklar yüzünden daha çok kendi iç sorunlarına konsantre olmak zorunda kaldığını belirterek, Başbakan Olaf Scholz’un söylendiği gibi zayıf olmadığı, daha kendi gücünü göstermeye vakit bulamadığı değerlendirmesinde bulundu.

AB yetkililerine göre, giderek AB içinde güç kazanan Polonya ise hala Fransa, Almanya ve İtalya’nın yerini almaktan oldukça uzak durumda.

Ukrayna’daki savaş ve Rusya’ya uygulanan yaptırımlar petrol, gaz ve elektrik fiyatlarında şok etkisi yarattı.

Bununla birlikte yaşlı kıtanın ekonomisi tamamen hidrokarbon ithalatına bağımlı olması nedeniyle Rusya’nın Avrupa yaptırımlarına tepki olarak uyguladığı teslimat kesintilerinden başka büyük zarar görmedi.

Özellikle Ukrayna’daki savaştan önce Rus gaz dağıtımına yüzde 55’ten fazla bağımlı olan Almanya, bu konuda en fazla mağdur olan ülke oldu.

Ancak, enerji kaynakları politikası açısından AB içinde ülkelerin farklı eğilimler göstermesi yüzünden birlik Rusya’nın sevkiyatı kesme tehdidinin ardından bu konuda hızlı ve etkili ortak kararlar alamadı.

AB ülkelerinde dayanışma zayıflıyor mu?

AB liderleri, perşembe gününden cuma gününe kadar Brüksel’de zorlu müzakerelerin ardından petrol fiyatlarındaki yükselişi durdurmaya yönelik önlemleri uygulamaya koymayı amaçlayan bir “yol haritası” üzerinde anlaştı.

Ancak karar verilmesi gereken hala birçok nokta var ve önümüzdeki haftalarda müzakerelerin oldukça zorlu geçmesine ise kesin gözüyle bakılıyor.

Estonya’da Tartu Üniversitesi’nde siyasal bilimler dersi veren Profesör Stefano Braghiroli, “AB, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin başlangıcında ender bir birlik sergiledi. Ancak şu anda Avrupa’da gittikçe daha fazla gördüğümüz şey yorgunluk ve uzlaşı şansının kademeli aşınması. 27 ülke artık ortak tavır yerine daha fazla oranda kendisi için düşünmeye başladı.” diyerek birlik içindeki son durumu özetledi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Rusya’da Ukrayna’nın “Kirli Bomba” Patlatma Endişesi

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun Fransız mevkidaşı Sebastien Lecornu ile görüşmesinde, Ukrayna’nın radyoaktif patlayıcı içeren “kirli bir bomba” patlatmasından endişe duyduğunu aktardığı kaydedildi.

Rusya’nın daha önce Ukrayna’nın biyolojik silahlar kullanabileceğine dair yaptığı açıklamalar, Batı ülkelerinde Moskova’nın sahte kimlikle saldırılarda bulunup bunlardan Kiev’i sorumlu tutabileceği kaygısına yol açmıştı.

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere ve Fransa savunma bakanları ile görüşerek, Ukrayna Savaşı’nın daha da sertleşmemesi konusunda uyarılarda bulundu.

Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Ukrayna’da durumun hızla kötüye gittiği ifade edilerek, Şoygu’nun Fransız mevkidaşı Sebastien Lecornu ile görüşmesinde, “Çatışmaların kontrol dışına çıkması yönünde yeni bir eğilim yaşandığını” dile getirdiği belirtildi. Şoygu’nun söz konusu görüşmede ayrıca, Ukrayna’nın radyoaktif patlayıcı içeren “kirli bir bomba” patlatmasından endişe duyduğunu da aktardığı kaydedildi.

Fransa Savunma Bakanı Lecornu ise, Şoygu ile yaptığı telefon görüşmesinde ülkesinin, Ukrayna Savaşı’nın barışçıl bir çözüme kavuşması talebini vurguladığını belitti. Lecornu ayrıca, ülkesi Fransa’nın söz konusu çatışmanın içine herhangi bir biçimde çekilmeme isteğini yineledi.

Rusya’nın daha önce Ukrayna’nın biyolojik silahlar kullanabileceğine dair yaptığı açıklamalar, Batı ülkelerinde Moskova’nın sahte kimlikle saldırılarda bulunup bunlardan Kiev’i sorumlu tutabileceği kaygısına yol açmıştı.

Moskova, Sergey Şoygu ile dört NATO ülkesi savunma bakanları arasında yapılan görüşmelerin olumlu geçtiğine dair herhangi bir açıklama yapmazken, Ukrayna Savaşı’nda nükleer silahların kullanılabileceği yönünde endişelerin arttığı bir dönemde Rusya ile NATO arasında iletişim kanallarının açık olması dikkate değer bulunuyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus ordusunun son dönemde yaşadığı başarısızlıkların ardından, ülkesinin “toprak bütünlüğünü” korumak için gerekirse nükleer silahlara başvurabileceğini dile getirmişti.

Austin ile üç günde ikinci görüşme

Rusya Savunma Bakanlığı, Sergey Şoygu’nun Pazar günü ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile de görüştüğünü duyururken, söz konusu görüşmenin içeriğine dair herhangi bir açıklamada bulunmadı. İki bakan geçen Cuma günü de görüşmüş ve bir Rus diplomat bu görüşmenin ardından, “Bir kaza yaşanmaması için yanlış anlamaların bertaraf edilmesi gerekiyordu” ifadesini kullanmıştı.

Sergey Şoygu’nun İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace ile yaptığı görüşmenin ardından Londra’dan yapılan açıklamada ise, Wallace’ın, Rus mevkidaşı tarafından iddia edilen, Batı ülkelerinin Ukrayna’nın çatışmaları yoğunlaştırma planına destek verdiği yönündeki fikirlerine karşı çıktığı vurgulandı.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’la da görüşen Şoygu, bu görüşmede de ülkesinin “kirli bomba” kaygısını yineledi.

Paylaşın

Beyaz Saray: İran, Rusya’ya Kırım’da Yardım Ediyor

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby, gazetecilere verdiği demeçte, İranlılar’ın Kırım’da Ruslar’ın İran insansız hava araçlarıyla Ukrayna’yı hedef almasına yardım ettiğini açıkladı: İran şu anda sahada, doğrudan savaşa müdahil.

John Kirby, Kırım’dan uzaktan faaliyet gösteren Rus askeri personelinin son günlerde Kiev de dahil olmak üzere Ukrayna hedeflerine saldırılar başlatmak için İran insansız hava araçlarını kullandığını söyledi.

Rusya, 2014’te Kırım’ı ilhak etmişti.

Kirby, “İran askeri personelinin Kırım’da sahada olduğunu ve bu operasyonlarda Rusya’ya yardım ettiğini değerlendiriyoruz” dedi. Kirby, nispeten az sayıda İranlı’nın buna dahil olduğunu da ekledi.

Tahran’dan ABD’nin iddialarına bir yanıt gelmedi. Rusya’nın savunma ve dışişleri bakanlıkları da yorum taleplerine yanıt vermedi.

Bu açıklama, Eylül ayında Tahran’da “uygunsuz olarak nitelenen kıyafeti” nedeniyle tutuklanan Mahsa Amini’nin gözaltındayken hayatını kaybetmesinin ardından protestoculara yönelik baskıları Başkan Joe Biden tarafından kınanan İran ile ABD arasında yeni bir gerilim noktasına işaret ediyor.

Kirby, ABD’nin bu noktada, İran’ın 2015’te imzaladığı İran nükleer anlaşmasına dönüşü konusunda Tahran’la müzakereye devam etmeye ihtiyaç duymadığını belirtti.

Bir önceki ABD Başkanı Donald Trump, 2018’de Kapsamlı Ortak Eylem Planı olarak bilinen anlaşmadan çekilmişti.

Kapsamlı Ortak Eylem Planı ABD’nin odağında değil

Kirby, “Anlaşmaya geri dönüş açısından İranlılar’dan çok uzaktayız, bu yüzden şu anda buna odaklanmıyoruz” dedi.

İki aydan kısa bir süre önce ABD’li yetkililer anlaşmayı yeniden hayata geçirme konusunda bazı ilerlemeler bildirdiler.

Kirby, ABD’nin şu anda, Rusya’nın İran’dan Ukrayna’ya karşı kullanılmak üzere karadan karaya füzeler gibi gelişmiş konvansiyonel silahlar almaya çalışabileceğinden endişe duyduğunu söyledi.

John Kirby, ABD’nin İran’ın Rusya’ya mühimmat tedarikini “ortaya çıkarmak, caydırmak ve yüzleşmek” için daha fazla yaptırım da dahil olmak üzere her yolu izleyeceğini söyledi.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby, “İran ve Rusya, dünyaya yalan söyleyebilirler, ancak gerçekleri kesinlikle gizleyemezler ve gerçek şu ki, Tahran şimdi doğrudan sahada devreye giriyor” ifadesini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanlığı da aynı görüşte

Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price da bugün yaptığı açıklamada, ABD’nin İran askeri personelinin Kırım’da Rus ordusuna Tahran tarafından sağlanan insansız hava araçlarını kullanmasına yardım ettiğini belirlediğini söyledi.

Price düzenlediği basın brifinginde, insansız hava araçlarına atıfta bulunarak, “Kırım’da bulunan Rus askeri personelinin İran İHA’larını kullandığını ve bunları, son günlerde Kiev’e yönelik saldırılar da dahil olmak üzere Ukrayna genelinde kinetik saldırılar gerçekleştirmek için kullandığını doğrulayabiliriz” dedi.

Ned Price, “İran askeri personelinin Kırım’da sahada olduğunu ve bu operasyonlarda Rusya’ya yardım ettiğini değerlendiriyoruz” diye konuştu.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

‘Saharov Ödülü’ Ukrayna Halkının

Avrupa Parlamentosu (AP) tarafından Sovyet fizikçi Andrey Saharov adına her yıl verdiği Saharov Ödülü’ne bu yıl cumhurbaşkanları, seçilmiş liderleri ve sivil toplumunun temsil ettiği Ukrayna halkı aldı. 

Sivil toplum temsilcilerine verilmek üzere belirlenen ödül 50,000 Avro.

AB Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola Çarşamba günü (19 Ekim) ödül vesilesiyle yaptığı açıklamada, Ukrayna halkının Rusya karşısındaki mücadelesini övdü ve Avrupa için hayatlarını riske attıklarını söyledi.”Biliyorum ki asla pes etmeyecekler ve biz de vazgeçmeyeceğiz,” dedi.

1988’de ihdas edilen Saharov ödülü, Sovyet fizikçi ve Sovyetler Birliği döneminin siyasal muhalifi Andrey Saharov’un onuruna veriliyor.

Ödülün ilk sahipleri ırk ayrımcılığı (apartheid) karşıtı mücadelenin önderi yeni Güney Afrika’nın ilk cumhurbaşkanı Nelson Mandela ve Sovyet muhalif ve yazar Anatoliy Marçenko olmuştu.

Ödül geçtiğimiz yıl da halen Rusya’da tutuklu olarak cezaevinde bulunan Vladimir Putin’in en büyük eleştirmeni Rusya muhalefet lideri Aleksey Navalniy’e verilmişti.

Ukrayna halkı, Rusya’nın Şubat’ta başlattığı Ukrayna işgalini sonrasında parlamentonun en büyük ve en köklü iki siyasal grubu  “Sosyalistler ve Demokratlar” ve “Avrupa Halk Partisi”nce ortaklaşa aday gösterilmişti.

Diğer iki finalist, İtalya’nın 5 Yıldız Hareketince önerilen WikiLeaks’in kurucusu Avustralyalı-Britanyalı araştırmacı gazeteci Julian Assange ve Sol Grup arafından desteklenen Kolombiya Hakikat Komisyonu olmuştu.

5 Yıldız Hareketi ödülün Ukrayna halkına verilmesini kutladı ve AP milletvekili Sabrina Pignedoli Çarşamba günü yaptığı basın açıklamasında, partisinin “Avrupa Parlamentosu’nun tüm finalistleri Aralık’taki genel kurul toplantısına davet etmesini” beklediğini açıkladı: “Assange’ı Strazburg’da bekliyoruz”

WikiLeaks’in kurucusu, şu anda, Londra’daki Belmarsh hapishanesinde, ABD’ye iadesine karşı temyiz başvurusunun karara bağlanmasını bekliyor.

Assange, ABD makamlarınca WikiLeaks’in, Washington’ın görevlilerinin yaşamlarını tehlikeye attığını söylediği gizli ABD askeri kayıtları ve diplomatik yazışmalarından oluşan büyük bir bilgi dağarcığını açıklaması dolayısıyla, casusluk dahil 18 suçtan sanık olarak aranıyor.

Paylaşın

Putin, Rusya’nın İşgal Ettiği Dört Bölgede Sıkıyönetim İlan Etti

Rusya – Ukrayna savaşının 238. gününde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın işgal ettiği Ukrayna’daki Donetsk, Zaporijya, Herson ve Luhansk bölgelerinde sıkıyönetim ilan eden kararnameyi imzaladı.

Rusya Milli Güvenlik Konseyi’ne hitap eden Rusya Devlet Başkanı Putin, ilan edilen sıkıyönetimin yanı sıra Ukrayna ile sınırı olan sekiz bölgeye giriş ve çıkışları sınırlandıran bir kararnameye de imza attı.

The Guardian gazetesinin aktardığına göre, söz konusu sınırlandırmalar Rusya’nın güneyindeki Krasnodar, Belgorod, Bryansk, Voronezh, Kursk ve Rostov ile Rusya’nın 2014 yılında uluslararası hukuka aykırı bir şekilde ilhak ettiği Kırım ve Sivastopol’da geçerli olacak.

Putin, patlamadan Ukrayna’yı sorumlu tuttu

Putin, Güvenlik Konseyi’ndeki konuşmasında, Kerç (Kırım) Köprüsü’nde meydana gelen patlamayı hatırlatarak söz konusu patlamanın “Ukrayna istihbaratı tarafından gerçekleştirildiğini” ve “Rusya’nın diğer bölgelerinde yapılması planlanan terör eylemlerinin engellendiğini” söyledi:

“Bu bağlamda, Donetsk Halk Cumhuriyeti’nde, Luhansk Halk Cumhuriyeti’nde, Herson ve Zaporijya bölgelerinde, Rusya’ya katılmadan önce sıkıyönetimin yürürlükte olduğunu hatırlatmak istiyorum. Bunu, Rusya mevzuatı çerçevesinde uyarlamamız gerekiyor. Bu nedenle Rusya’nın bu 4 bölgesinde sıkıyönetim ilan edilmesine yönelik kararname imzaladım.”

Putin, Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesindeki Donetsk ve Luhansk’ta Rusya yanlısı ayrılıkçıların bağımsızlık ilanını Şubat ayında tanımış, kısa bir süre sonra, 24 Şubat 2022’de Rusya güçleri Ukrayna’yı işgal etmişti.

Dört bölgede düzenlenen ve başta Avrupa Birliği (AB) ve ABD olmak üzere, Türkiye ve İsrail de dahil pek çok ülkenin sonuçlarını tanımayacağını açıkladığı referandumlarda, Donetsk’te kullanılan oyların yüzde 99.23’ü, Luhansk’taki oyların yüzde 98.42’si, Herson’daki oyların yüzde 87.05’i, Zaporojya’daki oyların yüzde 93.11’i Rusya’ya bağlanma yönünde olmuştu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’nın Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya bölgelerinin Rusya tarafından ilhak edilmesine yönelik belgeleri 30 Eylül’de, yasaları da 5 Ekim’de imzalamıştı.

Herson’daki siviller tahliye ediliyor

Öte yandan, “saldırı tehlikesine” karşı Rusya’nın ilhak ettiği bölgelerden Herson kentindeki sivillerin tahliyesine başlandı.

Anadolu Ajansı’nın (AA) Rusya basınından aktardığına göre, Rusya ordusunun kontrolündeki Herson kentinde yaşayan sivillerin, “saldırı tehlikesi bulunduğu” gerekçesiyle Dnipro Nehri’nin sol kıyısına tahliyesi başladı.

Rusya’nın atadığı Herson Valisi Vladimir Saldo, 50 ila 60 bin kişinin tahliye edileceğini ve söz konusu kademeli sürecin yaklaşık bir hafta süreceğini söyledi. Bölgede, “Ukrayna ordusunun saldırılarına karşı savunma önlemlerinin alınmaya başladığı” bilgisi de paylaşıldı.

Saldo, dün yaptığı açıklamada da Ukrayna ordusunun bölgeye yönelik “büyük” çaplı saldırı düzenleyeceğini ve bu nedenle Herson’daki Berislavkiy, Belozorskiy, Snigirevkiy ve Aleksandrovskiy ilçelerinde yaşayan sivillerin Dnipro Nehri’nin sol kıyısına geçirileceğini açıklamıştı.

Paylaşın

Rusya – Ukrayna Savaşı Dört Milyon Çocuğu Yoksulluğa İtti

Ukrayna savaşı üzerine UNICEF’in yayınladığı rapora göre, 22 ülke genelinde, savaş koşulları ve artan enflasyon nedeniyle yoksulluğa itilen çocuk sayısı 2021’e göre yüzde 19 artarak 4 milyona ulaştı. Rapora göre, yetişkinler dahil edildiğinde bölge ülkelerinde, 8 milyondan fazlası Rusya’da olmak üzere 10 milyonu aşkın kişi yoksulluğa sürüklendi.

Raporda, acil önlemler alınmazsa söz konusu ülkelerde 4 bin 500 çocuğun ilk doğum gününü görmeden ölebileceği ve 117 bin çocuğun eğitim sistemi dışında kalacağı uyarısı yapıldı.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF), Ukrayna savaşının Doğu Avrupa ve Orta Asya bölgesindeki etkileriyle ilgili 16 Ekim’de yayımladığı rapora göre, sadece Rusya’da şubat ayından bu yana 2,8 milyon çocuk yoksulluk sınırının altında yaşamaya başladı.

Raporun kapsamındaki 22 ülke genelindeyse, savaş koşulları ve artan enflasyon nedeniyle yoksulluğa itilen çocuk sayısı 2021’e göre yüzde 19 artarak 4 milyona ulaştı.

Bazı bölgeleri işgal altındaki Ukrayna’da da yarım milyon civarında çocuğun yoksulluğa düştüğü tahmin edilirken, Türkiye ve Romanya için bu sayının 110 bin civarında olduğu belirtildi. Çeşitli ülkelerdeki Ukraynalı mültecilerin bu değerlendirmeye dahil edilmediği kaydedildi.

UNICEF Fransa Başkanı Adeline Hazan, raporla ilgili AFP’ye şöyle konuştu: Ukrayna’daki çatışmanın Rusya’daki etkileri son derece önemli çünkü savaş; belli başlı temel ürünlere, yakıta ve hatta enflasyon yüzünden normal bir alım gücüne erişimi engelliyor.

Hazan, UNICEF’in hükümetlere çocuklu ailelere nakit para desteği ve sosyal koruma programları sağlaması için çağrı yaptıklarını hatırlattı.

Raporda, acil önlemler alınmazsa söz konusu ülkelerde 4 bin 500 çocuğun ilk doğum gününü görmeden ölebileceği ve 117 bin çocuğun eğitim sistemi dışında kalacağı uyarısı yapıldı.

UNICEF Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü Afshan Khan şu ifadeleri kullandı: Çocukların öldürülmesi, sakat kalması ve yerinden edilmesi gibi belli korkunçluklarının yanında, Ukrayna’daki savaşın ekonomik sonuçları Doğu Avrupa’da ve Orta Asya’da çocuklar üzerinde çok büyük yıkıcı etkide bulunuyor.

Rapora göre, yetişkinler dahil edildiğinde bölge ülkelerinde, 8 milyondan fazlası Rusya’da olmak üzere 10 milyonu aşkın kişi yoksulluğa sürüklendi.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Rusya, Ukrayna’nın Başkenti Kiev’i Kamikaze İHA’larıyla Vurdu

Rusya, Ukrayna’nın başkenti Kiev’i sabah saatlerinde kamikaze İHA’larıyla vurdu. Saldırılarda ölen ya da yaralanan olup olmadığına dair henüz bilgilendirme yapılmadı. Rusya geçtiğimiz haftalarda da İHA’larla Ukrayna’nın sivil altyapısını hedef alan saldırılar düzenlemişti. Geçen hafta Kiev’e yönelik saldırılarda en az 19 kişi ölmüştü.

Haber Merkezi / Rusya, 24 Şubat’ta işgal ettiği Ukrayna’nın başkenti Kiev’e erken saatlerde yeniden saldırı düzenledi. Kiev Belediye Başkanı Vitaly Kliçko sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, başkentin Şevçenski bölgesinde iki ayrı patlama yaşandığını belirtti. Kliçko, yurttaşlara sığınaklarda kalma çağrısı yaptı.

Kiev Bölgesel Askeri İdaresi Başkanı Oleksiy Kuleba, Kiev sakinlerinden hava alarmlarını dikkate almaları uyarısında bulundu.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’nin özel kalem müdürü Andry Yermak ise Kiev’in merkezine Rus kamikaze İHA’larıyla saldırılar düzenlendiğini söyledi. Bu silahları Rusya’ya İran’ın verdiğini belirten Yermak, ülkesinin acilen daha fazla hava savunma sistemine ihtiyaç duyduğunu vurguladı.

İngiltere’nin The Guardian gazetesi, muhabirleri Charlotte Higgins’in bu sabah şehirde en az üç patlama duyduğunu yazdı.

Higgins’in ardından sosyal medya hesabından paylaşım yapan The Guardian baş muhabiri Daniel Boffey, şehre yönelik bugün gerçekleştirilen saldırıların toplam sayısının sekiz olduğunu kaydetti. Boffey, ardından dokuzuncu insansız hava aracı saldırısının da yapıldığını yazdı.

Saldırıların neyle gerçekleştirildiğine veya can kaybı olup olmadığına ilişkin henüz açıklama yapılmazken Kiev Belediye Başkanı Kliçko, Twitter’dan bir fotoğraf paylaşarak “Bu sabah Kiev’i vuran kamikaze insansız hava araçlarından birinin enkazı” yazdı.

Donbas’da şiddetli çatışmalar

Rusya’nın ilhak ettiğini açıkladığı Donbas bölgesinde yer alan iki kent yakınlarında şiddetli çatışmalar yaşandığı açıklandı.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Donetsk and Luhansk civarlarında çatışmaların şiddetlenerek sürdüğünü duyurdu. Rusya Savunma Bakanlığı ise güneye doğru ilerlemek için saldırı başlatan Ukrayna güçlerinin püskürtüldüğünü ifade etti.

Kamikaze İHA’ları hedeflerini vurmadan önce saatlerce havada kalabiliyor. Ukrayna yetkilileri, Rusya’nın bu İHA’ları daha önce de kullandığını söylüyor.

İran, Rusya’ya İHA tedarik ettiğine yönelik iddiaları reddediyor. Rus yetkililer ise iddialara ilişkin yorum yapmadı.

Kamikaze İHA’ları

  • Hedefi vurduktan sonra imha olan ve “hareketli mühimmat” olarak da bilinen küçük hava silahları.
  • Füze atabilen ve ardından da kalktığı yere geri dönen diğer silahlı hava araçlarının aksine, tek kullanımlık silahlar.
  • Adı, İkinci Dünya Savaşı’nda hedeflerini kullandıkları savaş uçaklarıyla vuran Japon pilotlardan geliyor.
  • Ukrayna lideri Zelenskiy daha önce, bu İHA’ların İran yapımı olduğunu söylemişti.
Paylaşın