“Türk Telekom” Kaynaklı “Varlık Fonu” Borçları 53 Milyar Lirayı Aştı

Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) 2023 yılı faaliyet raporunda, kurumun Türk Telekom için çektiği kredinin Türk Lirası cinsinden karşılığının 53 milyar 754 milyon liraya ulaştığı belirtildi.

2005 yılında özelleştirilen Türk Telekom kötü yönetim nedeniyle uçurumun kenarına sürüklendi. Türkiye Varlık Fonu (TVF), şirketin çoğunluk hisselerini Mart 2022’de aldı. 2024 itibarıyla borca saplanan kurumun kaderi adeta bankaların eline terk edildi.

CHP Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Cevdet Akay, Türkiye Varlık Fonu Raporu’na mercek tutarak Türk Telekom’un içinde bulunduğu batağı ortaya koydu. Türk Telekom’un hisselerinin alınması için Varlık Fonu tarafından 11 bankadan çekilen kredinin yalnızca sekiz ayda 5 milyar TL’nin üzerinde artarak 53 milyar TL’yi aştığı öğrenildi.

CHP’li Akay’ın çalışmasından edinilen bilgiye göre, Varlık Fonu, Türk Telekom’un hisselerinin alabilmek için 2022 yılında, toplam 11 bankadan 1 milyar 581 milyon 790 bin ABD Doları tutarında kredi çekti. 31 Aralık 2022 itibarıyla toplam 184 milyar 878 milyon TL olan Varlık Fonu’nun finansal borcunun 32 milyar 715 milyon TL’sinin Türk Telekom paylarının alımı amacıyla bankalardan çekilen kredilere ilişkin anapara, faiz ve kur farkı giderlerinden oluştuğu bildirildi.

Varlık Fonu’nun gecikmeli olarak yayımlanan 2023 yılı faaliyet raporu ise kredi borcunun katlanarak arttığını ortaya koydu. Varlık Fonu’nun Türk Telekom için çektiği kredinin Türk Lirası cinsinden karşılığının, ocak-ağustos döneminde artarak 53 milyar 754 milyon TL’ye ulaştığı belirtildi.

BirGün’den Mustafa Bildirci’nin aktardığına göre; İktidarın hatalı uygulamalarının faturasının yurttaşın omuzlarına yüklendiğinin altını çizen CHP Milletvekili Cevdet Akay, Türk Telekom kaynaklı Varlık Fonu borçlarına yönelik şu değerlendirmelerde bulundu:

“TVF’nin Türk Telekom’u satın almak için 11 bankadan aldığı 1 milyar 581 milyon dolarlık kredinin çekildiği tarihteki karşılığı 32 milyar TL’ye tekabül ederken, bugün bu tutar tahakkuk edecek olan faiz giderleri hariç 53 milyar 754 milyon TL’ye tekabül etmektedir. Bu durum, öngörüsüz politikaların ekonomimize verdiği zararı, yönetilemeyen kurumların devleti nasıl borç batağına sapladığının en büyük kanıtıdır.”

Paylaşın

İktidar, Kamu Şirketlerini Körfezde Görücüye Çıkarıyor

İktidar, Türkiye’nin en önemli kamu şirketlerini körfezde görücüye çıkarıyor: Turkcell, Türk Telekom, Çaykur, Botaş, Eti Maden, Türk Hava Yolları, Ziraat Bankası, Kardemir Çelik gibi…

Yurttaşı yoksulluğa mahkûm eden rasyonel ekonomi politikalarına rağmen yabancı yatırımcı getiremeyen hükümet, Türkiye’nin en önemli kamu şirketlerini körfezde görücüye çıkarıyor.

Cumhuriyet’ten Ali Can Polat’ın haberine göre; En son Koza Altın’ı da bünyesine katan Türkiye Varlık Fonu (TVF), Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai ve Abu Dabi şehirlerinde 12-13 Eylül’de getirili menkul kıymet yatırımcılarıyla yüz yüze görüşme düzenleyecek.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yönetim kurulu başkanı olduğu TVF’nin bünyesinde bulunan şirketler arasında Turkcell, Türk Telekom, Çaykur, Botaş, Eti Maden, Türk Hava Yolları, Ziraat Bankası, Kardemir Çelik gibi kamu şirketleri yer alıyor. Bloomberg’in geçtiği habere göre yatırım görüşmeleri sanal ortamda da sürecek.

TVF’nin bu adımı tartışma yarattı. Uzmanların yorum ve soruları şöyle:

TVF’nin sabit getirili menkul kıymet yatırımcıları ile görüşecek olması elindeki devlet tahvilleri ile Birleşik Arap Emirlikleri’nde borç elde etmek için ihaleye çıkabileceğinin göstergesi. Ama hangi menkul kıymetlerle borç toplayacağı açıklanmadı.

Örrneğin Ziraat Bankası, THY gibi kurumların/şirketlerin menkul kıymetleri ile mi, Hazine’nin çıkardığı devlet tahvilleri ile mi yapacak?

Yatırımcılara teklif edeceği faiz oranı ve vade ne olacak? Toplayabilirse eğer bu topladığı borç para ile hangi yatırımları finanse edecek?

Bir diğer soru Türkiye Varlık Fonu bu borçları geri ödeyemezse neyi teminat olarak göstermektedir? Milli iktisadi değerlerimiz yabancı yatırımcıların eline mi geçecek? Kamuoyu aydınlatılmalı.”

Paylaşın

“İzmir Limanı Araplara Satılacak” İddiası

Konteyner hacmi ile yük tonajı bakımından Türkiye’nin en büyük limanları arasında bulunan İzmir Limanı’nın Birleşik Arap Emirlikleri’ne satılacağı iddia edildi. Liman, Türkiye Varlık Fonu (TVF) bünyesinde.

Geçtiğimiz Aralık ayında, Abu Dabi Port (ADP)’nin İzmir Limanı’nda bir pay almayı düşündüğü ve bu yatırımın 500 milyon doları bulabileceği haberleri gündeme gelmişti.

Türkiye Varlık Fonu (TVF) tarafından yapılan açıklamada “Türkiye Varlık Fonu olarak, ülkemiz ve İzmir Limanı için en yüksek katma değeri sağlama ve varlıklarımızın değerini artırma amacımız doğrultusunda çalışmalarımıza devam ediyoruz” denildi.

Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) İzmir Limanı’na yönelik 500 milyon dolarlık hisse alım planı, yerel yatırımcılar ve uzmanlar arasında tartışmalara neden oldu.

Reuters’ın edindiği bilgilere göre, iki taraf arasında gerçekleştirilen görüşmeler, limanın işletme hakları için yapılan anlaşmayı kapsıyor. Bu anlaşmanın değeri yaklaşık 500 milyon dolar olarak değerlendiriliyor.

Geçtiğimiz Aralık ayında, Abu Dabi Port (ADP)’nin İzmir Limanı’nda bir pay almayı düşündüğü ve bu yatırımın 500 milyon doları bulabileceği haberleri gündeme gelmişti. Ancak, bölgesel rekabet ve kapasite koşullarındaki değişiklikler, anlaşmanın kapanışını erteledi. Konuyla ilgili iki kaynak, müzakerelerin halen devam ettiğini belirtti.

Bir kaynak, Türkiye’nin başka potansiyel alıcılarla da görüştüğünü, ancak ADP ile ilerlemeye karar verdiğini söyledi. Değişen rekabet ve kapasite koşullarının anlaşmanın nihai hale gelmesini geciktirdiğini vurguladı.

İkinci kaynak ise İzmir Limanı’nın 1959 yılında faaliyete geçtiğini ve güçlü lojistik bağlantılara sahip olduğunu ancak yatırım ihtiyacı duyduğunu ifade etti.

İzmir Limanı, Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) portföyünde yer almakta ve konteyner hacmi ile yük tonajı bakımından Türkiye’nin en büyük limanları arasında bulunuyor.

TVF, ülke ve limana katma değer yaratmayı hedeflediklerini belirtti. TVF tarafından yapılan açıklamada “Türkiye Varlık Fonu olarak, ülkemiz ve İzmir Limanı için en yüksek katma değeri sağlama ve varlıklarımızın değerini artırma amacımız doğrultusunda çalışmalarımıza devam ediyoruz” denildi.

Paylaşın

Türkiye Varlık Fonu’ndan Bir İlk: 100 Milyon Dolarlık Murabaha

Türkiye Varlık Fonu, BAE’den 100 milyon dolarlık İslami finansman sağladı. TVF’nin bu ilk uluslararası İslami finansman anlaşması, 3 yıl vadesi ile fonlama kaynaklarını çeşitlendirme stratejisinin önemli bir parçasını oluşturuyor.

Konuya ilişkin açıklama yapan Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü Arda Ermut, “TVF adına ilk kez gerçekleştirdiğimiz bu işlem, finansal piyasalarda iyileşme ve derinleşmeyi destekleme misyonumuz ile sürdürülebilir kalkınma vizyonumuzun bir parçası olarak öne çıkıyor” dedi.

Sözcü’nün Reuters’tan aktardığına göre; Türkiye Varlık Fonu (TVF) ilk uluslararası İslami finansman işlemi olan ve Sharjah Islamic Bank ile imzaladığı Murabaha finansmanı ile 100 milyon dolar kaynak sağladı.

Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) Sharjah Islamic Bank (SIB) ile imzaladığı 100 milyon dolar değerindeki İslami finansman anlaşmasında, Doğan Yatırım Bankası finansal danışman ve koordinatör olarak yer aldı. İşlem, Sharjah Islamic Bank tarafından dünyada bir varlık fonuna sağlanan ilk karşılıklı murabaha finansmanı olma niteliği taşıyor.

TVF’nin bu ilk uluslararası İslami finansman anlaşması, 3 yıl vadesi ile fonlama kaynaklarını çeşitlendirme stratejisinin önemli bir parçasını oluşturuyor.

Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü Arda Ermut, “TVF adına ilk kez gerçekleştirdiğimiz bu işlem, finansal piyasalarda iyileşme ve derinleşmeyi destekleme misyonumuz ile sürdürülebilir kalkınma vizyonumuzun bir parçası olarak öne çıkıyor” dedi.

Paylaşın

Türkiye Varlık Fonu, Beş Yıl Vadeli Borçlanma İçin Bankalara Yetki Verdi

Devlete ait varlıkları etkin bir şekilde yönetmek için 26 Ağustos 2016’da kurulan Türkiye Varlık Fonu (TVF), beş yıl vadeli dolar cinsi tahvil ihracı için bankalara yetki verdi.

Varlık fonu, genellikle tek bir kaynağa dayalı olarak oluşturulan ve devletin fazla tasarruflarını değerlendirmek için kullanılan büyük yatırım fonlarını ifade ediyor. Özellikle enerji ihraç eden ülkeler, bu fonları petrol veya doğal gaz gelirleriyle finanse ediyor.

Türkiye Varlık Fonu (TVF), 5 yıl vadeli dolar cinsi eurobond satışına yönelik olarak 5 Şubat itibarıyla yatırımcı toplantıları düzenlemeleri için BBVA, J.P. Morgan ve Standard Chartered’ı ortak küresel koordinatörler ve BofA Securities, Emirates NBD Capital, ICBC, ING, QNB Capital ve Societe Generale’i de ortak talep toplayıcılar olarak yetkilendirdi.

Bloomberg’in haberine göre, yatırımcı toplantılarını, piyasa koşullarına bağlı olarak, 5 yıllık, ABD doları cinsi, öncelikli teminatsız Reg S gösterge tahvil ihracının takip etmesi bekleniyor.

Habere göre hedef piyasa yalnızca uygun karşı taraflar ve profesyonel müşteriler olarak belirlendi. Türkiye Varlık Fonu 2020 yılında eurobond ihracını erteleme kararı almıştı.

Varlık Fonu Nedir? Nasıl Çalışır?

Varlık fonu, genellikle tek bir kaynağa dayalı olarak oluşturulan ve devletin fazla tasarruflarını değerlendirmek için kullanılan büyük yatırım fonlarını ifade ediyor. Özellikle enerji ihraç eden ülkeler, bu fonları petrol veya doğal gaz gelirleriyle finanse ediyor.

Varlık fonları elde ettikleri geliri uluslararası finansal varlıklara, hisse senetlerine, tahvillere, gayrimenkule veya diğer yatırımlara dönüştürerek çeşitlendirme ve uzun vadeli kazanç elde etme hedeflerini takip ediyor. Amacı ekonominin istikrarını ve gelecek kuşakların refahını artırmak olan varlık fonları, merkez bankası rezervlerinden farklı değerlendiriliyor ve yatırım getirileri odaklı işletiliyor.

Varlık Fonu Ne İşe Yarar?

Varlık fonlarının genel amaç ve hedefleri aşağıdaki gibi sıralanıyor:

Varlık fonları, genellikle bir ülkenin ekonomik büyümesini teşvik etmek amacıyla oluşturuluyor ve ekonomiyi canlandırmak için yatırım yaparak büyümeyi teşvik ediyor.
Devlete ait olan kamu varlıklarını etkili bir şekilde yönetmekle birlikte kamu şirketlerinin hisselerini veya mülkiyetini kontrol edebiliyor.
Gelecek nesiller için birikim yapmayı amaçlıyor.

Stratejik yatırımlara olanak tanıyarak ülkenin küresel alandaki rekabet avantajını artırıyor. Özellikle altyapı projelerine yapılan yatırımlarla ülke ekonomisine değer katıyor.
Finansal piyasalara likidite sağlayabiliyor ve piyasa istikrarına katkı sunuyor.
Belirli bir amaç doğrultusunda varlık portföylerini yönetiyor ve genellikle uzun döneme yayılan yatırım stratejilerini benimsiyor. Böylece uzun vadeli ekonomik büyümeye katkıda bulunuyor.

Paylaşın

Türkiye Varlık Fonu’nun Borcu 2 Trilyon 302 Milyar TL’ye Yükseldi

Türkiye Varlık Fonu’nun 2021 yılına ait denetim raporu TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Denetim raporunda, fonun 2019’da 950 milyar TL ve 2020’de 1 trilyon 586 milyar TL olan borcunun yüzde 45 artışla 2 trilyon 302 milyar TL’ye yükseldiği ifade edildi.

Raporda, TVF bünyesindeki kuruluşlara ait denetimlerin, “gizlilik” nedeniyle yeterli düzeyde gerçekleştirilemediği de kaydedildi ve “olumlu görüş” yerine “sınırlı olumlu görüş” bildirildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başında bulunduğu ve kamunun en önemli kuruluşlarını bünyesine alan Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) ait denetim raporu, gecikmeli olarak TBMM Başkanlığı’na sunuldu.

Birgün’den Hüseyin Şimşek‘in aktardığına göre, raporda, Halk Bankası, BOTAŞ, PTT, Ziraat Bankası, ÇAYKUR, Türk Şeker gibi kamunun gelir getirici çok sayıda kurumunun bağlı olduğu TVF’nin, her geçen yıl daha çok borçlandığı vurgulandı.

2021 yılına ait denetim raporunda, fonun 2019’da 950 milyar TL ve 2020’de 1 trilyon 586 milyar TL olan borcunun yüzde 45 artışla 2 trilyon 302 milyar TL’ye yükseldiği ifade edildi. Raporda, TVF bünyesindeki kuruluşlara ait denetimlerin, “gizlilik” nedeniyle yeterli düzeyde gerçekleştirilemediği de kaydedildi ve “olumlu görüş” yerine “sınırlı olumlu görüş” bildirildi.

Finans sektörü borcun temel kaynağı

TVF 2021 denetim raporuna göre, borçlanmanın en çok arttığı kalem, “finans sektörü faaliyetlerinden kaynaklanan borçlar” oldu. 2020’de 1 trilyon 367 milyar TL olan bu borç kalemi, ertesi yıl 1 trilyon 955 milyar TL’ye yükseldi. Çok sayıda alım, satım faaliyeti bulunan fonun “ticari borç”ları ise 29 milyar TL’den 80 milyar TL’ye yükseldi.

TCMB’de sermaye 111 milyar TL azaldı

TVF’ye bağlı kuruluşların ve alt işletmelerinin Merkez Bankası (TCMB) hesaplarında bulunan sermayelerindeki erime de raporda vurgulanan hususlar arasında yer aldı. Buna göre, Merkez Bankası’nda 2020’de 38 milyar TL tutarında eriyen fon sermayesi, 2021’de 111 milyar TL birden eksildi. Fonun 2020’de 63 milyar TL olan faiz gideri ise bir yıl sonra 125 milyar TL’ye yükseldi.

İşletme faaliyetlerinden kaynaklanan nakit giriş ve çıkışı kaleminde de dikkati çekici değişimler ortaya çıktı. Rapora göre, 2020’de işletme faaliyetleri sayesinde 10 milyar TL gelir elde eden fon, 2021’de aynı işlemler nedeniyle 161 milyon TL zarar etti.

Kredi zarar karşılığı 7 milyar TL’ye dayandı

Önemli kamu bankalarını bünyesinde bulunduran fonun, bir yıllık “beklenen kredi zarar karşılığı” da arttı. 2020 yılı için 6 milyar 89 milyon TL olarak belirlenen kredi zarar karşılığı, 2021’de 6 milyar 856 milyon TL’ye yükseldi.

Fona bağlı finans kuruluşlarının, “faiz, prim, komisyon ve diğer giderleri” kalemindeki tutarlar da raporda yer aldı. 2021’de bu giderlerin tümü 184 milyar TL olarak hesaplandı. Öne çıkan harcamalar arasından, mevduata ödenen faiz 83 milyar TL, para piyasası işlemlerine ödenen faiz 35 milyar TL, ticari zarar 18 milyar TL, kredilere ödenen faiz 1 milyar 891 milyon TL, verilen ücret ve komisyonlar 3 milyar 977 milyon TL oldu.

Milyarların akıbeti öğrenilemedi

Bağımsız denetim sonucunda TVF’ye “olumlu görüş” yerine “sınırlı olumlu görüş” verildi. Raporda bu durumun gerekçeleri şöyle sıralandı:

Bağlı ortaklığı Turkish Energy Company (TEC)’e ait finansal tablolar gizlilik unsuru taşıması sebebiyle bağımsız denetimden geçmemiştir. 2 milyar 448 milyon TL tutarında net zarara ilişkin herhangi bir denetim kanıtı elde edilememiştir.

BOTAŞ’ın 4 milyar 439 milyon TL tutarındaki ‘ilişkili olmayan taraflardan uzun vadeli diğer alacakları’ üzerinde, gizlilik unsuru taşıması sebebiyle, tarafımızca yeterli ve uygun denetim kanıtı elde edilememiştir.

PTT’nin 31 Aralık 2021 tarihi itibarıyla devam etmekte olan hukuki davalarının önemli bir bölümüne ilişkin ilgili dava karşılığının tamlığına yönelik yeterli ve uygun denetim kanıtı elde edilememiştir. Ayrıca PTT’nin konsolide finansal tablolarda yer alan 154 milyon TL, 3 milyar 886 milyon TL ve 1 milyar 365 milyon TL tutarlarındaki sırasıyla ticari alacaklar, ticari borçlar ve hasılat tutarlarına ilişkin yeterli ve uygun denetim kanıtları elde edilememiştir.

Türk Şeker ve Türk Tarım’ın mali tabloları bağımsız denetimden geçmemiştir.

ABD New York Güney Bölge Mahkemesi nezdinde İran yaptırımlarının ihlal edilmesi ile ilgili Halk Bankası’na açılan ceza ve hukuk davalarına ilişkin herhangi bir ceza, tazminat, yaptırım veya önlem uygulanmadığını belirtmiş ve finansal durum tablosunda buna ilişkin herhangi bir karşılık ayırmamıştır. Davalar sonucunda Halk Bankası’nın finansal durumunu olumsuz yönde etkileyebilecek bir karar alınması konusu belirsizliğini korumaktadır.

Paylaşın

Türk Telekom’un Çoğunluk Hissesi Artık Varlık Fonu’nun

Türkiye Varlık Fonu (TVF) 2005’te özelleştirilen Türk Telekom’un çoğunluk hisselerini satın aldı. TVV ile LYY Telekomünikasyon AŞ arasında, Türk Telekomünikasyon AŞ’nin toplam sermayesinin yüzde 55’ini temsil eden paylarını satın almak için Pay Satın Alım Sözleşmesi imzalandı.

LYY Telekomünikasyon AŞ, 2018 yılında Levent Yapılandırma Yönetimi AŞ olarak Türk Telekom’un yönetimini üstlenmesi amacıyla özel amaçlı ortak girişim şirketi olarak kurulmuştu.

Türk Telekom tarafından Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na yapılan açıklamada bu hisselerin karşılığı olarak LYY’ye 1 milyar 650 milyon dolar ödeneceği belirtildi. Düzenleyici kurumların onayına bağlı olan anlaşma kapsamında LYY’ye 2021 temettü tutarı da ödenecek.

Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Arda Ermut konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Türkiye Varlık Fonu olarak ülkemizin teknolojik alt yapısını daha da güçlendirme çalışmalarına odaklanırken, dijitalleşme sürecine katkı vererek telekomünikasyon sektörüne ilave değer katacağımıza inanıyoruz” dedi.

1994 yılında kurulan Türk Telekom, mobil, internet, telefon ve televizyon alanlarında hizmet veren bir şirket. Türk Telekom 2005’te özelleştirilmiş ve 2008’de halka arz edilmişti.

Türk Telekom’un hisselerinin yüzde 55’i LYY Telekomünikasyon A.Ş.’ye, %25’i Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ve %5’i Türkiye Varlık Fonu’na aitti. Geriye kalan yüzde 15’lik hissesi ise halka arz edilmiş durumda.

Türk Telekom hisseleri Mayıs 2008 itibarıyla Borsa İstanbul’da (BİST) işlem görmekte. Türk Telekom, geçtiğimiz yıllarda ödeyemediği borçlarıyla gündeme gelmişti.

En büyük özelleştirmeydi

2005 yılında özelleştirildiğinde Türk Telekom, Türkiye tarihinin en büyük ve en önemli özelleştirmelerinden biri olarak görülüyordu. 2018 yılında Türk Telekom’un en büyük hissedarının borcunu ödeyememesi dolayısıyla ortaya çıkan düğüm, şirketin hisselerinin devredilmesiyle çözülmüştü.

2005 yılında Türk Telekom’un özelleştirilmesi kapsamında şirketin yüzde 55 hissesi, Lübnanlı Hariri ailesine ait olan Saudi Oger’e bağlı Oger Telecom’un bu amaçla kurduğu Ojer Telekomünikasyon AŞ olan OTAŞ’a geçmişti. 6 milyar 550 milyon dolara gerçekleşen devir, o dönem cumhuriyet tarihinin en büyük ihalesi olmuştu.

Borç yüzünden kurulan şirkete devredildi

OTAŞ, 2013 yılında sahibi olduğu Türk Telekom hisselerini ödemek amacıyla, Türk bankaları ağırlıklı bir konsorsiyumdan 4,75 milyar dolar tutarında kredi aldı. Fakat 2016 yılının Eylül ayında bu kredi kapsamında yapması gereken 290 milyon dolar tutarındaki ödemeyi yapamadı ve daha sonraki iki ödemesini de kaçırdı.

OTAŞ’ın hisseleri 2018’de özel amaçlı ortak girişim şirketine (SPV – Special Purpose Vehicle) devredildi. Levent Yapılandırma Yönetimi AŞ olarak adlandırılan bu şirket, OTAŞ’a kredi veren bankalar olarak Türkiye İş Bankası, Garanti Bankası ve Akbank tarafından kurulmuş oldu.

Bu şirkete Akbank tarafından yüzde 35,5, Garanti Bankası tarafından yüzde 22 ve İş Bankası tarafından yüzde 11 oranlarında iştirak etti. 2029 yılında ise Türk Telekom hisselerini satışa çıkaran bankalar, şirketin yüzde 55 hissesinin devredildiği Levent Yapılandırma’nın ticaret unvanını LYY Telekomünikasyon olarak değiştirdi.

Üç banka, LYY’nin sermayesinin tamamının ortak alacaklarından karşılanmak üzere, 3,98 milyar TL tutarında ayni olarak artırılmasına karar verildiğini duyurdu.

Paylaşın