EBRD, Türkiye’nin 2023 Yılı Büyüme Tahminini Düşürdü

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Türkiye’nin 2023 yılı büyüme tahminini de 3,5’tan 3’e revize etti. Bu yıl yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine de atıfta bulunan banka, seçimlerin ekonomide önemli bir kırılganlık yaratabileceğine dikkat çekti.

Raporunda, depremin Türk ekonomisi üzerindeki potansiyel etkisi nedeniyle, Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın yüzde 1 oranında küçülebileceğini belirten EBRD, deprem sonrası başlayacak yeniden inşa sürecinin inşaat sektöründe bir hareketlenme yaratacağını bu sebeple yüzde birlik bir küçülmenin makul sayılabileceği değerlendirmesini yaptı.

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), depremin Türk ekonomisi üzerindeki potansiyel etkisi nedeniyle, Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın yüzde 1 oranında küçülebileceğini belirtti.

EBRD, deprem sonrası başlayacak yeniden inşa sürecinin inşaat sektöründe bir hareketlenme yaratacağını bu sebeple yüzde birlik bir küçülmenin makul sayılabileceği değerlendirmesini yaptı.

EBRD Başekonomisti Beata Javorcik, Reuters haber ajansına yaptığı değerlendirmede “Deprem tarım alanlarını ve hafif nitelikte üretim yapılan alanları büyük ölçüde etkiledi. Bu durumun diğer sektörler üzerinde de sınırlı bir etkisi olacaktır” değerlendirmesi yaptı.

Banka ayrıca Türkiye’nin 2023 yılı büyüme tahminini de 3,5’tan 3’e revize etti. Bu yıl yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine de atıfta bulunulan bankanın raporunda ekonomide önemli bir kırılganlık yaratabileceğine dikkat çekildi.

EBRD, deprem sonrası başlayacak yeniden inşa sürecinin inşaat sektöründe bir hareketlenme yaratacağını bu sebeple yüzde birlik bir küçülmenin makul sayılabileceği değerlendirmesini yaptı.

EBRD

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), 1991 yılında kurulmuş olan uluslararası finans kurumudur. Çok taraflı kalkınma bankası olarak, EBRD yatırımı market ekonomileri inşa etmek için alet olarak kullanır.

Başlangıçta eski Doğu Bloku ülkelerine odaklanırken kalkınma desteği merkez Avrupa’da merkez Asya’ya 30 ülkeye genişlemiştir. Avrupa’ya nazaran, EBRD’ye üye olan ülkeler 5 kıtaya yayılmaktadır ve en büyük pay Birleşik Devletler’e aittir. Merkezi Londra’da olan EBRD’nin mülkiyeti 71 ülke ve iki AB kurumuna aittir.

Paylaşın

Dünya Sağlık Örgütü: En Kaygı Veren Bölge Suriye’nin Kuzeybatısı

Dünya Sağlık Örgütü, Türkiye’nin güneyindeki 10 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerin ardından, Suriye’nin kuzeybatısında muhaliflerin elindeki bölgede yaşayan halkın durumundan özellikle endişe duyulduğunu açıkladı.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Acil Durum Başkanı Mike Ryan, Cenevre’de düzenlediği basın toplantısında, “Şu anda en büyük kaygı uyandıran bölge Suriye’nin kuzeybatısı” dedi.

Mike Ryan, “Suriye’de hükümetin kontrolundaki alanlarda depremin etkisi önemli ancak oraya hizmet gidiyor ve halka erişim var” dedi ancak ülkenin kuzeybatısındaki durumun farklı olduğuna dikkat çekerek, Suriye’de şunu unutmamalıyız ki 10 yıldır savaş vardı. Sağlık sistemi çok zayıf. Halk çok kötü durumda” diye konuştu.

Suriye’nin kuzeybatısına insani yardım taşınması çabaları 10 yıldan uzun süredir devam eden iç savaş nedeniyle aksıyor. İç savaşın düşmanlıkları, Suriye’de cephe ötesine yardım taşınması için şimdiye kadar en az iki girişimi engelledi ancak gece saatlerinde bir konvoy bölgeye ulaştı.

Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, üst düzey WHO yetkililerinin, depremlerin ardından Şam’a yaptıkları ziyaret sonrasında bölgeye yardım ulaşabilmesini sağlamak için Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat’tan Türkiye ile Suriye arasında daha fazla sayıda sınır geçişini açmasını istediklerini bildirdi.

Esat, Pazartesi günü Suriye’nin kuzeybatısına iki sınır kapısından daha girilmesine izin verdi. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göreyse bu izin çok geç verildi.

Ryan, daha fazla sınır geçişinin açılmasını “her iki tarafın da geri adım atarak halkın ihtiyaçlarına odaklanması” olarak değerlendirdi ve “Çatışmaların sonsuza dek sürdüğü ortamda yeterli sağlık hizmetini sağlamak çoğu zaman mümkün olmuyor” diye konuştu.

Ryan, “Yardımların çok arttığını, acil durum ekiplerinin sevk edildiğini, bir afet anında yapılması gereken her şeyin yapıldığını gördük ancak bunların daha etkili şekilde yürütülmesi için daha barış içinde bir arka plan olmazsa bu çabalar sürdürülebilir olmaz” diye konuştu.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler: Türkiye İçin Acil Fon Çağrısı Yapacağız

10 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş depremlerine ilişkin açıklama yapan Birleşmiş Milletler Sözcüsü Stephane Dujarric, Türkiye’ye için acil fon çağrısının birkaç gün içinde yapılabileceğine işaret etti ancak yardım miktarı konusunda herhangi bir açıklama yapmadı.

Stephane Dujarric, yıkıcı depremler sonrasında bölge genelinde milyonlarca insan hayatta kalma mücadelesi verdiğini, evsiz kaldığını ve dondurucu soğuklarla mücadele etmek zorunda kaldıklarını belirterek,” Ayrıca Türkiye için bir acil durum çağrısı ve fon oluşturmanın son aşamalarındayız” dedi.

Bir gazetecinin Türkiye için acil durum çağrısını ne zaman duyurmayı düşünüyorsunuz? Sorusunu da Dujarric,” Muhtemelen önümüzdeki günlerde mümkün olan en kısa sürede” diye yanıtladı.

VOA Türkçe’den Can Kamiloğlu’nun aktardığına göre, Dujarric, deprem felaketi sonrasında da BM’nin bölgedeki yardım çabalarını arttırdığını belirterek,” Sahada olup bitenler açısından hem Suriye’de hem de Türkiye’de acil durum ekiplerini veya yardım operasyonlarını seferber etmeye devam ediyoruz. İnsani çabalar hızla artırılıyor. Enkaz kaldırmak için ağır makine makineleri, tıbbi malzemeler, barınak, ısıtma, gıda ve sanitasyon yardımı dahil diğer öğeler gibi öncelikli ihtiyaçları belirleniyor” dedi.

“Suriye’ye deprem yardımı artarak sürüyor”

BM Sözcüsü Dujarric, Türkiye’den sonra Suriye’deki deprem sonrası ulaştırılan yardımların arttığını belirterek,” Son güncellemelere göre, Uluslararası Göç Örgütü’ne (IMO) ait 11 kamyonluk ilk konvoy ve gıda dışı maddeleri taşımakta olduğumuz iki ek geçişten biri olan kuzeybatı Suriye’ye geçti.

Buna ek olarak, BM Mülteci Yüksek Komiserliği (UNHCR), Uluslararası Göç Örgütü (IMO) ve Dünya Sağlık Örgütü’nden (WHO) tedarik edilen 26 tıbbi yardım malzeme yüklü tır, Türkiye’den kuzeybatı Suriye’ye geçti. Geçiş yapan toplam yardım tırı sayısı 58’e yükseldi” dedi.

Dujarric, Suriye’de depremden etkilenenlerin sayısının 9 milyon kişi olduğunu belirterek, “Yıkıcı depremden, Halep’te 4,2 milyondan fazla kişi, İdlib’de 3 milyondan fazla kişi etkilendi. Suriye’nin Kuzeybatısında 7 bin 400’den fazla bina yıkıldı veya hasar gördü. Suriye’de 465 bin vakaya müdahale etmek için 37 tonlu acil tıbbi malzeme bugün hava yoluyla taşıdı.

Halep’te, UNICEF içme suyu sağlıyor, sığınaklarda ve etkilenen mahallelerde ülke içinde yerinden edilmiş yaklaşık 60 bin kişiye yardım ediyor. Dünya Gıda Programı, şimdiye kadar Halep ve Lazkiye’de 60 bin kişiye hazır sıcak yemek paketleri dağıttı. Deprem sonrasında 70 binden fazla kişi koruma hizmetlerinden yararlandı ve 10 aktif çocuk koruma merkezi ve 15 gezici ekip faaliyet gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

AP’den Depremlerle İlgili Çarpıcı Analiz: Yıllarca…

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli Associated Press (AP) Türkiye ve Suriye’de on binlerce kişinin yaşamını yitirdiği Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremle ilgili çarpıcı bir analiz haber yayınladı.

Associated Press (AP) uzmanlara dayandırdığı haberinde Türkiye’nin deprem bölgelerinde gayrimenkul sektörünü canlandırmak için yıllarca çağdaş inşaat kurallarını zorunlu tutmadığı belirtiliyor.

Haberde Türkiye’nin yıllarca çağdaş bina yapım yönetmeliklerini uygulanmasını zorunlu tutmayarak kaderi tahrik ettiği, gayrimenkul sektörünü canlandırmak için bazı deprem bölgelerinde bu yönetmeliklerin uygulanmamasına izin verdiği hatta bazı durumlarda uygulanmamasını cesaretlendirdiği vurgulanıyor.

Bina yapım yönetmeliğinin uygulanmasındaki gevşekliğin yıllardır jeoloji ve mühendislik uzmanları tarafından dile getirildiği belirtilen haberde son depremin ardından konunun yine gündeme geldiği kaydediliyor.

Londra Koleji Üniversitesi’nde acil durum planlaması profesörü olan David Alexander, “Bu kalitesiz yapı nedeniyle oluşan bir felaket, deprem nedeniyle değil” diyor.

Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu, deprem bölgesindeki birçok yapının kalitesiz malzemeler ve yöntemlerle yapıldığının bilinen bir gerçek olduğunu ve çoğunlukla da devletin standartlarıyla uyumlu olmadığını kaydetti.

Muhcu, yıkılan binalar arasında 20 yıldan fazla önce yürürlüğe giren bina yapım yönetmeliklerinden sonra yapılan çok sayıda yeni bina olduğuna dikkat çekti.

Muhcu, bölgedeki yapı stoğunun deprem gerçeğine rağmen zayıf olduğunu, sağlam olmadığını belirtiyor.

Problemin üzerine gitmenin pahalıya mal olacağı ve ülkenin ekonomik büyümesinin kilit kısmını oluşturan inşaat sektörünü frenleyeceği gerekçesiyle uzmanlar problemin yıllarca görmezden gelindiğini belirtiyor.

Associated Press’in haberine göre uzmanlar depremin neden bu kadar yıkıma neden olduğuna dair çok sayıda kanıtın olduğunu belirtiyor. Uzmanlara göre kağıt üzerinde bina yapım yönetmelikleri var ama bunun çok nadir uygulanması zorunlu tutuluyor.

Bazı uzmanlar yetkililerin soruşturmalarla ilgili açıklamalarını yetersiz buluyor, ekonomik büyümeye destek olan inşaat sektöründeki canlılıkla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan da dahil bölgesel ve yerel yetkililerin de bu konudaki politikalarının mercek altına alınması gerektiğini belirtiyor.

Türkiye’de 2018’deki Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi hükümet tarafından bina yapım yönetmeliklerini ihlal eden şirket ve kişilere af çıkarıldı.

2021’de Jeoloji Mühendisleri Odası bir dizi rapor yayınlayarak Kahramanmaraş, Hatay ve Osmaniye de dahil olmak üzere bazı bölgelerde var olan ve yapılmakta olan yeni yapılarla ilgili uyarılarda bulundu.

Jeoloji Mühendisleri Odası hükümete, binaların yapım yönetmeliklerine uygun ve güvenli bölgelerde yapıldıklarından emin olunması için çalışmalar yürütmesi çağrısında bulundu.

Bir yıl önce Jeoloji Mühendisleri Odası yayınladığı raporda gecekondu ve inşaat affı politikalarının tehlikeli olduğunu belirtmiş ve felaket güvenliğine olan ilgisizliğin önlenebilir ölümlere neden olabileceği uyarısında bulunmuştu.

1999 depreminin ardından yapım yönetmelikleri sıkılaştırıldı ve kentsel dönüşüm hala yürürlükte.

Ama iyileştirme özellikle yoksul kentlerde yeterince hızlı olmuyor.

Mimarlar Odası Başkanı Muhcu’ya göre inşaatçılar genelde düşük kaliteli malzemeler kullandı, projenin denetimi için daha az sayıda profesyonel işe aldı ve maliyetleri düşük tutmak için de bazı yönetmeliklere uymadı.

Muhcu, 2018 seçiminden önce çıkarılan yapı barışının güvensiz binaları yasal hale getirdiğini belirtiyor ve bunun bedelinin de binlerce ölüm, binlerce binanın yıkılması ve ekonomik kayıplarla ödendiğini kaydediyor.

Güvenli olarak reklam edilen yeni yapılan binalar bile yıkıldı.

Havaalanı pistinin zarar gördüğü, iki kamu hastanesinin yıkıldığı Hatay’da depremzede Bestami Çoşkun, aralarında gösterişli de olan birçok yeni binanın yıkıldığını belirtiyor.

Antakya’da 2012 ya da 2013 yılında yapılan 12 katlı bir bina yıkıldı. Kaç kişinin öldüğü ya da enkaz altında olduğu bilinmiyor. Rönesans Rezidansı bölgedeki lüks yapılardan biri olarak nitelendiriliyordu.

Anadolu Ajansı’na göre binanın denetimini yapan bir inşaatçı yurt dışına çıkmak üzereyken İstanbul Havaalanı’nda yakalandı.

Antakya’da yıkılan bir başka bina da Güçlü Bahçe. Yapımına 2017’de başlanmış ve 2019’da yapımı bitmiş. Binanın açılışına Doğrulukpayı adlı internet sitesinin haberine göre Hatay’ın belediye başkanı ve diğer bölgesel yetkililer de katılmış.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Birleşmiş Milletler: Depremlerde Can Kaybı Açıklananın İki Katına Çıkabilir

Birleşmiş Milletler (BM), Türkiye ve Suriye’yi vuran Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısının şu ana kadar açıklanan rakamın iki katına kadar çıkabileceğini kaydetti.

Cumartesi günü depremin merkezi olan Kahramanmaraş’a gelen İnsani İşlerden Sorumlu BM Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths, Sky News’e yaptığı açıklamada, “Enkazın altına girilmesi gerektiği için henüz tam bir tahmin yapmanın zor olduğunu düşünüyorum ancak (sayının) iki katına ya da üzerine çıkacağından eminim” diye konuştu.

Martin Griffiths, can kayıplarının henüz gerçek anlamda saymaya başlanmadığını sözlerine ekledi.

“113 kişi hakkında gözaltı kararı verildi”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan binaların sorumlularına yönelik hukuki süreçle ilgili açıklamalarda bulundu.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenleyen Oktay, 10 ili etkileyen 7.6 ve 7.7 büyüklüğündeki depremlerde yıkılan binalarla ilgili sorumluluğu bulunan bir şüphelinin tutuklandığını, 113 şüpheli hakkında da gözaltı kararı verildiğini aktardı.

Oktay, “Şu ana kadar 131 şüphelinin depremde yıkılan binalarla ilgili olarak sorumluluğu tespit edilmiş, biri tutuklanmış, 113’ü hakkında gözaltı talimatı verilmiştir. Gerekli adli süreç titizlikle devam edecek” ifadelerini kullandı.

“Bu ülkenin yeni bir dirliğe, bir düzene ihtiyacı var”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu deprem bölgelerine yaptığı ziyaret sonrasında bir görüntülü mesaj yayınladı.

Kılıçdaroğlu mesajında “Bu ülkenin yeni bir dirliğe, bir düzene ihtiyacı var, halkım. Hepimizin zihniyeti değişmek zorunda” diye konuştu. “Öyle dedikleri gibi bir yılda falan gitmemiz gereken yere varamayız. Geçici çözümlerle idare edemeyeceğimiz bir noktaya geldi” diyen Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti:

“En acısı da bizi biz yapan değerlerimiz zarar gördü halkım. Arsızlık, hırsızlık, rant kavgası, bencillik bunları derhal bitirmeliyiz. Bunlar Türkiye’nin ruhunu kemirdi. Artık açgözlülüğün bittiği, kaynakların sadece küçük bir azınlığa değil tüm halkımıza ait olduğu yepyeni bir düzeni getirmek zorundayız.

Ancak inanın bu sadece iktidar değişikliğiyle olmaz. Daha büyük değişimler lazım bize. Zarar gören her değerimizi bir bir tamir ederek çok güçlü bir değişim yaratmalıyız. Güçlü bir sosyal devleti, vatandaşı için varolduğunu hiç unutmayan bir devleti bu enkazın içinden çıkarıp inşa etmek zorundayız.”

Paylaşın

UNESCO Açıkladı: Depremler Kültürel Mirasta Da Ağır Tahribata Yol Açtı

Suriye’nin kuzey bölümü ile Türkiye’nin güney bölümünde yer alan 10 ilde büyük yıkıma neden ol Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremlerin kültürel mirasta da ağır tahribata yol açtığı açıklandı.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), Türkiye ve Suriye’de etkili olan Kahramanmaraş merkezli büyük depremlerinkültürel mirasta yarattığı ağır hasarlara dikkat çekti.

Örgüt, Alman basın ajansı dpa’ya yaptığı açıklamada, Roma ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinden önemli yapıları barındıran Diyarbakır’da birçok yapının yıkıldığını belirtti.

Salı günü UNESCO’dan yapılan açıklamada; Göbekli Tepe, Nemrut Dağı ve Arslantepe gibi Dünya Miras Listesi’nde bulunan kültürel varlıkların depremden etkilenmiş olabileceği, ancak henüz kendilerine bu yönde bir raporun ulaşmadığı belirtilmişti.

Halep antik kentte ağır tahribat

Örgüt, Halep’teki antik kentte ağır hasarın olduğu yönündeki bulguların kendilerine ulaştığını açıkladı. Dünyanın en eski yerleşim merkezlerinden biri olarak kabul edilen Suriye’nin Halep şehrindeki 13. yüzyıldan kalma kalenin ve tarihi çarşının zarar gördüğünü belirten UNESCO, durumdan dolayı oldukça endişeli olduklarını ifade etti.

UNESCO’nun daha önceki açıklamasında da eski şehir surlarının batı kulesinin çöktüğü ve çarşılardaki bazı binaların tahrip olduğu ifade edilmişti.

Depremin yarattığı tahribata ilişkin net tablonun ancak günler, hatta haftalar sonra ortaya çıkacağı belirtildi. Hem Türkiye’de hem de Suriye’de ağır kayıplara neden olan depremlerde bilanço giderek ağırlaşıyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Cevabı Merak Edilen Soru: Japonya’da Depremler Nasıl Az Hasarla Atlatılıyor?

Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremler, Türkiye’nin güney bölümünde yer alan 10 ilde ve Suriye’nin kuzey bölümünde büyük yıkıma neden olurken, “Japonya’da büyük depremler nasıl az hasarla atlatılıyor?” sorusu yine tartışmaya açıldı.

Türkiye yaşanan ve büyük can kayıplarına neden olan her depremden sonra çoğu kişi sık sık depremlerle sarsılan ama binaları yıkılmayan Japonya’yı örnek gösteriyor. İşte merak edilenler…

Japonya’da deprem hayatın nasıl içinde?

Dünyanın aktif yanardağlarının yüzde 10’unun yer aldığı fay hatlarının üzerinde yer alan Japonya’da yılda yaklaşık 1500 deprem meydana geliyor.

Dört büyük adadan oluşan ülkede bu depremler okyanusun kıyısında veya altında gerçekleşirse tsunami denen dev dalgalar da oluşuyor.

Japonya’nın sarsıntı şiddetine göre şindo denilen kendi deprem şiddeti ölçme sistemi var. Japonya’nın diğer ülkelerden en önemli farkı, ülkenin deprem gerçeğini kabul etmesi ve ona göre davranıp, hazırlık yapması.

Son 20 yılda Japonya’da 6 ve üzeri şiddetinde en az 28 deprem oldu.

Bunların arasında en ölümcül olanları Ocak 1995’te Kobe’de yaşanan Büyük Hanshin-Awaji Depremi ve Mart 2011’de Fukuşima’yı vuran Büyük Doğu Japonya Depremi idi.

Can kaybının nedeni ilkinde yangınlar, ikincisinde ise oluşan dev tsunami idi.

Az hasarla atlatmak mümkün mü?

Deprem geçmişi nedeniyle Japonya dünyada diğer ülkelere göre depreme en hazırlıklı ülke olarak tanınıyor.

Tokyo Metropol yönetimi, binaları depreme daha da dayanıklı hale getirerek yeni revize ettiği plana göre 2030’a dek Tokyo’yu doğrudan vurması beklenen 9 şiddetindeki çok büyük bir depremde yaşanacak can kaybını ve maddi hasarı bir önceki tahmine göre yüzde 30 indirecek önlemler alacağını açıkladı.

Önceki tahmine göre böyle bir depremde Tokyo’da 61 bin kişinin öleceği ve 194 bin binanın da zarar göreceği tahmin ediliyordu.

Metropol yönetimi, yeni ortaya çıkan risk faktörlerine göre de tedbir almayı sürdürüyor.

Örneğin şehirde gökdelenlerin sayısının artmasıyla bir deprem sırasında elektriğin kesilmesi tehlikesi karşısında her kata jeneratör ve batarya sisteminin kurulması düşünülüyor.

Plana göre toplanma merkezlerinde Wi-Fi noktaları kurulması da var. Son olarak afet zamanında yerel düzeyde liderlik yapabilecek insanların yetiştirilmesi var.

İnşaatlar ve mevzuatlarda neler var?

İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü ve İnşaat Fakültesi öğretim görevlisi Fatih Sütçü, Japonya’da Tokyo Institute of Technology ile birlikte deprem yalıtımı üzerine çalışmalarına devam ediyor.

Sütçü, Japonya’da birçok bölgede zeminin aslında bina inşa etmek için pek elverişli olmadığını anlatıyor. Ancak zemin etüd ve bunun sonucunda gerekiyorsa zemin iyileştirmesine çok önem veriliyor.

Ayrıca zayıf zeminlerde öncelikle binaların temelleri atılırken 60-70 metre derinliğe inen kazıklar çakılıyor. Böylelikle binanın neredeyse üçte biri toprak altında kalarak binanın yükleri sağlam zemin tabakalarına aktarılıyor.

Sütçü, ayrıca Japonya’da depreme dayanıklı evler ve binaların depremle beraber sallanacak şekilde inşa edildiğini anlatıyor. Bu tür binalardan Japonya’da 8,000 adet, Türkiye’de ise 100 adet olduğunu söylüyor. Bunlardan dördü, İstanbul’daki Başakşehir Çam Sakura Şehir Hastanesi gibi hastane olarak hizmet veriyor.

Deprem bilinci ve farkındalık nasıl bu kadar gelişmiş?

Japonya’da afet önleme sistemi hayata entegre olmuş durumda.

Ülkede kullanılan akıllı cep telefonlarının hemen hepsinde deprem vurmadan 5-10 saniye önce insanların kendilerini korumaya almasını sağlayan bir deprem ikaz sistemi kurulu.

Ayrıca isteyenler Safety Tips veya Yurekuru adlı erken uyarı sistemi uygulamalarını da indirebiliyor.

Japonya’da kurallara göre her evde afet öncesinde acil durum kiti bulunduruluyor. Daha okul öncesinden itibaren çocuklara doğal afet tatbikatları yaptırılıyor. Deprem sırasında herkes ne yapacağını biliyor. Örneğin, masa gibi sağlam bir eşyanın altına girmeleri ya da en azından başlarını yastıkla korumaları öneriliyor.

Deprem bitene dek hareket etmemeleri veya dışarı fırlamamaları öneriliyor. Aynı şekilde yüksek bir binada iseniz sarsıntı bitene dek binadan çıkmamanız ve camlardan uzak durmanız, asansördeyseniz her katın düğmesine basıp hemen inmeniz gerekiyor.

Depreme dışarıda yakalananların ise açık alanda durmaları gerekiyor. Deprem sonrasında ise insanlara bölgesel toplanma ve acil durum merkezlerine gitmeleri salık ediliyor.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den Uluslararası Topluma Türkiye Ve Suriye Çağrısı

Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde binlerce kişi hayatını kaybederken, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, uluslararası topluma yardım çağrısında bulundu.

BM Genel Sekreteri Guterres, Türkiye’nin milyonlarca mülteciyi ve yerinden edilmiş insanı kabul edip koruduğunu kaydederek, “Şimdi uluslararası topluma aynı cömertliği göstermeleri ve Türkiye ve Suriye halkları için ayağa kalkmaları çağrısında bulunuyorum.” dedi.

Guterres basına yaptığı açıklamada, Suriye’nin kuzeybatısında muhaliflerin kontrolü altındaki bölgeye giden 6 kamyondan oluşan insani yardım konvoyunun Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan geçerek İdlib’deki Babülhava Sınır Kapısı’ndan giriş yaptığını duyurdu.

Konvoyda, ilaçlar, battaniye, çadır, barınak kitleri ile ilk yardım malzemeleri bulunduğunu kaydeden Guterres  BM üyelerine bölgeye daha fazla yardım göndermeleri çağrısında bulundu.

BM’nin ilk etapta Suriye’de insani yardım ihtiyaçlarını karşılamak için 25 milyon dolarlık yardım fonunun kullanılmasına karar verdiğini kaydeden Guterres, önümüzdeki hafta bu yardımın artırılması yeni bir çağrının yapılacağını ifade etti.

BM Genel Sekreteri, “Suriye’deki depremden etkilenenler için bağışçıların yapacağı desteğin artması için yeni bir çağrı yapacağız.” dedi.

BM’nin İnsani Yardımlara Koordinatörü Martin Griffiths’in depremden etkilenen bölgelerde inceleme yapacağını kaydeden Guterres, son durum yerinde tespit edildikten sonra BM’nin Suriye’ye yardım için yeni adımlar atacağı mesajını verdi.

BM Genel Sekreteri, “Türkiye’nin muazzam bir dayanışma gösterisiyle milyonlarca mülteciyi ve yerinden edilmiş insanı kabul edip koruduğunu” kaydederek, “Şimdi uluslararası topluma aynı cömertliğin göstermeleri ve Türkiye ve Suriye halkları için ayağa kalkmaları çarısında bulunuyorum.” dedi.

Guterres, “Afet değerlendirme uzmanları görevlendirdik. Onlar arama ve kurtarma ekiplerini koordine ediyor. Acil yardım gıdası, tıbbi malzeme, termal battaniye ve diğer hayat kurtarıcı malzemeleri sağlıyoruz. Biz çok daha fazlasını yapmaya kararlıyız.” dedi.

BM’nin sınır ötesi yardımları kapsamında İdlib’e giriş yapan tırlardaki insani yardım malzemeleri, ülkenin kuzeyinde Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Suriyelilere ulaştırılacak.

Merkez üssü Kahramanmaraş olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde, Suriye’nin çeşitli bölgelerinde en az 3 bin 162 kişi ölmüş, en az 5 bin 235 kişi yaralanmıştı.

BM Güvenlik Konseyinin 2014’te kabul ettiği karara göre, Suriye’nin kuzeybatısındaki bölgelere uluslararası yardım gönderiliyor. Özellikle zorla yerinden edilerek Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib’e sığınan halk, bu insani yardımlara bel bağlıyor.

Sınır ötesi bu yardımlarla Suriye’deki ihtiyaç sahiplerine gıda, ilaç ve hijyen malzemeleri gönderiliyor.

Paylaşın

Dünya Bankası’ndan Türkiye’ye Deprem Desteği: 1,78 Milyar Dolar

Dünya Bankası, Türkiye’ye 1 milyar 780 milyon dolarlık deprem desteği vereceğini duyurdu. Bankadan yapılan açıklamada, felaketin büyüklüğünün tahmin edilmesi, kurtarma ve yeniden inşa desteği için öncelikli alanların belirlenmesine yönelik hızlı bir hasar değerlendirmesinin başlatıldığı bildirildi.

Bankanın açıklamasında, depremlerden etkilenen insanları desteklemek için 1 milyar dolarlık kaynağın da hazırlandığı aktarıldı.

Dünya Bankası, Türkiye’de ağır can kaybı, yaralanma ve güneydoğu illerinde çok ciddi hasara yol açan deprem ve artçı sarsıntılar sonrasında toparlanma çabalarına destek olmak amacıyla 1 milyar 780 milyon dolar sağlanacağı bildirildi.

Yapılan açıklamada, Dünya Bankası’nın ayrıca deprem felaketinin yol açtığı hasarın boyutlarını belirlemek için hızlı bir değerlendirme başlattığı kaydedildi. Buna göre değerlendirme kapsamında Dünya Bankası’nın dünya genelinde afet riski yönetimi konusundaki kapsamlı deneyimlerinden yola çıkarak toparlanma ve yeniden yapılanma desteği verilecek bölgelerin öncelik sırasının tanımlanması yer alacak.

Dünya Bankası Başkanı David Malpass, ”Dünya Bankası Grubu adına, Türkiye ve Suriye halklarına, yıkıcı depremler sonucu verdikleri ağır kayıplar nedeniyle en derin taziyelerimizi ifade ediyoruz. Sahadaki büyük ve acil ihtiyaçları hızlıca değerlendirmek için hazırlık yapıyoruz ve acilen yardım sağlıyoruz. Bu değerlendirme, ihtiyaçları gidermek için hazırlandığımız bu sırada, ülkedeki toparlanma ve yeniden yapılandırma çalışmaları için önceliklik bölgeleri belirleyecek” dedi.

Dünya Bankası, Türkiye’deki mevcut iki proje olan Türkiye Deprem, Sel ve Orman Yangını Acil Durum Yeniden İnşa Projesi (TEFWER) ve İklim ve Afet Dayanıklı Kentler Projesi’nden Şarta Bağlı Acil Müdahale Bileşeni (CERC) aracılığıyla 780 milyon dolarlık acil yardım sunulduğunu kaydetti. Şarta Bağlı Acil Müdahale Bileşeni (CERC), yardım alan ülkelere, acil durum müdahaleleri için proje fonlarına hızlı erişim sağlıyor. Bu yardımın belediye bazında temel altyapı inşasında kullanılacağı kaydediliyor.

Dünya Bankası, buna ilave olarak 1 milyar dolarlık yardımın depremden etkilenenleri desteklemek için hazırlandığını bildirdi. Dünya Bankası Türkiye Direktörü Humberto Lopez, ”Türkiye’nin acil ve gelecekteki ihtiyaçları çok büyük. Bu ihtiyaçlar, acil yardımdan yeniden yapılanmaya kadar geniş bir kapsamı içeriyor” dedi.

Dünya Bankası’nın Türkiye faaliyetleri

Dünya Bankası’nın Türkiye’yle ortaklığı 1950’li yıllara uzanıyor. Dünya Bankası, son yıllarda afet riski yönetimi, kentsel kalkınma ve enerji verimliliği alanlarında Türkiye’deki öncü ortaklardan biri haline geldi.

İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi, Güvenli Okullar Projesi ve Okullarda Afet Riski Yönetimi Projesi, Dünya Bankası’nın Türkiye’de son yıllarda başlattığı çalışmalardan bazıları. Dünya Bankası Türkiye Programı şu anda 9 milyar dolar değerinde 30 faal operasyona katkı sağlıyor.

Paylaşın

Türkiye Genelinde Okullar 20 Şubat’a Kadar Kapalı

Milli Eğitim Bakanı Özer, Türkiye genelinde okulların 20 Şubat’a kadar kapalı kalacağını açıkladı. Yükseköğretim Kurulu da (YÖK) tüm yükseköğretim kurumlarında bahar eğitim ve öğretim dönemi açılışının ikinci duyuruya kadar ertelendiğini duyurdu.

Haber Merkezi / Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “10 binlerce öğretmenimiz sahada dolayısıyla bu süreci aksatmamak için Türkiye genelinde 13 Şubat’a kadar olan tatili bir hafta daha uzatıyoruz. Yani 20 Şubat itibarıyla eğitim ve öğretim başlayacak” dedi.

Bakan Özer, ayrıca deprem bölgesinde bulunan okullarda devam şartının aranmayacağını açıkladı.

NTV canlı yayınına katılan Bakan Özer, depremden etkilenen 10 ilde “2. dönemde tüm kademelerde devam şartı aranmayacak. Tüm öğrenciler istedikleri taktirde çevre illerdeki okullara nakilleri yapılacak.” açıklamasında bulundu.

Bakan Özer, farklı illerden gönüllü olarak deprem bölgesine giden öğretmenlerin okullar açıldığında izin durumlarıyla ilgili çalışmaların yapıldığını ve önümüzdeki günlerde duyurulacağını belirtti.

Yükseköğretim kurumlarında bahar eğitim ve öğretim dönemi ertelendi

YÖK de tüm yükseköğretim kurumlarında bahar eğitim ve öğretim dönemi açılışının ikinci bir duyuruya kadar ertelendiğini açıkladı. YÖK tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 günü meydana gelen ve 10 ilimizi doğrudan etkileyen deprem nedeniyle;

Bu bölgeden olup diğer illerdeki yükseköğretim kurumlarımızda öğrenim gören öğrencilerimizin eğitim ve öğretime katılamayacak olmaları,

Bu öğrencilerimizden bir kısmının yakınlarının afetten doğrudan etkilenmiş olmaları,

Yükseköğretim kurumlarımızdaki başta öğrencilerimiz olmak üzere akademik ve idari personelimizin arama, kurtarma ve yardım faaliyetlerine katılmaları,

dikkate alınarak tüm yükseköğretim kurumlarımızda bahar eğitim ve öğretim döneminin açılışı ikinci bir duyuruya kadar ertelenmiştir.

Paylaşın