‘Tarımsal Girdi Enflasyonu’nda Rekor Artış

TÜİK’in verilerine göre, Tarım-GFE, martta yıllık bazda yüzde 105,7, aylık bazda yüzde 15,16 artış gösterdi. Geçen yılın aynı ayına göre yükseliş ise yüzde 105,7 oldu. Yıllık bazda en fazla artış yüzde 228,2 ile gübre ve toprak geliştiriciler alt grubunda görüldü.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), mart ayına ilişkin Tarımsal girdi fiyat endeksi (Tarım-GFE) verilerini açıkladı.

Buna göre, Tarım-GFE 2022 yılı Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 15,16, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 47,98, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 105,70 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 44,42 artış gerçekleşti.

Ana gruplarda bir önceki aya göre tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde yüzde 7,85, tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde yüzde 16,12 artış gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre göre tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde yüzde 56,43, tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde yüzde 113,89 artış gerçekleşti.

Yıllık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, yüzde 31,48 ile veteriner harcamaları ve yüzde 34,54 ile tohum ve dikim materyali oldu. Buna karşılık, yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 228,20 ile gübre ve toprak geliştiriciler ve yüzde 175,39 ile enerji ve yağlar oldu.

Aylık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, yüzde 2,73 ile makine bakım masrafları ve yüzde 3,31 ile diğer mal ve hizmetler oldu. Buna karşılık, aylık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 44,65 ile gübre ve toprak geliştiriciler ve yüzde 23,32 ile enerji ve yağlar oldu.

Paylaşın

Tüketici Güveni Tarihi Düşük Seviyelerdeki Seyrini Sürdürdü

Mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 0,4 oranında arttı. Nisan ayında 67,3 olan endeks, Mayıs’ta 67,6’ya yükseldi.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) işbirliği ile hazırlanan Tüketici Güven Endeksi Mayıs 2022 verileri açıklandı.

Buna göre, mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 0,4 oranında arttı; Nisan ayında 67,3 olan endeks, Mayıs ayında 67,6 oldu.

Tüketici güven endeksi neden önemli?

Aylık tüketici eğilim anketi ile tüketicilerin maddi durum ve genel ekonomiye ilişkin mevcut durum değerlendirmeleri ile gelecek dönem beklentileri, harcama ve tasarruf eğilimleri ölçülmektedir.

Anket sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi 0-200 aralığında değer alabilmektedir. Tüketici güven endeksinin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu,100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu göstermektedir.

Tüketici eğilimine ilişkin endekslerden, tüketimin finansmanı amacıyla borç kullanma ihtimali endeksinin artması iyimser durumu, azalması ise kötümser durumu göstermektedir.

Benzer şekilde tüketici fiyatlarının değişimine ilişkin düşünce ve beklenti endekslerinin artması tüketici fiyatlarında düşüş düşüncesini/beklentisini, azalması ise tüketici fiyatlarında artış düşüncesini/ beklentisini göstermektedir.

İşsiz sayısı beklentisi endeksinin artması işsiz sayısında azalma beklendiğini, endeksin azalması ise işsiz sayısında artış beklendiğini ifade etmektedir.

Paylaşın

Her Dört Gençten Biri Ne Eğitimde Ne İstihdamda!

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerini kullanarak 19 Mayıs’a özel Türkiye’de genç işsizliğine yer verdi.

Haber Merkezi / Bültene göre genç işsizliği AKP döneminde yaklaşık 5 puan arttı, her dört gençten biri ne eğitimde ne istihdamda. Ne eğitimde ne istihdamda olan kadınların oranı yüzde 32,4. “Türkiye’de genç işsizliği dünyada ön sıralarda” ifadelerinin yer aldığı bültende yükseköğrenim mezunu gençlerin asgari ücretli çalıştırıldığı vurgulandı.

Bültende “İş aramaktan vazgeçen, iş bulmaktan ümidini kesen ve işgücü dışına çıkan gençlerde hem dar hem geniş tanımlı işsizlik oranı artmaya devam ediyor” denildi. DİSK-AR’ın raporunda şu ifadeler yer aldı:

  • 2,3 milyon genç işsiz.
  • Türkiye’de her iki genç kadından biri işsiz.
  • Yükseköğrenim mezunu gençler asgari ücretli. Gençlerin birçoğu iş bulamazken yükseköğrenim mezunu gençlerin giriş ücretleri ise asgari ücret civarında kalmakta.

Ne eğitimde ne de istihdamdalar

Eğitim Sen de “Türkiye’de Gençliğin Durumu Raporu”nu yayımladı. Raporda eğitimini yarıda bırakıp okulu terk eden gençlerin sayısının her geçen gün arttığına dikkat çekildi. Raporda şu ifadeler yer aldı:

“Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı 2021 yılında yüzde 24,7 olmuştur. Bu oran 2021 yılında genç erkeklerde yüzde 17,5, genç kadınlarda ise yüzde 32,4 olmuştur. Lise altı eğitimlilerin 405 bini (yüzde 12,3), lise mezunlarının 227 bini (yüzde 18,9), yükseköğretim mezunlarının da 152 bini ne eğitimde ne istihdamda yer almakta. Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) verilerine göre Türkiye, Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında okulu erken bırakma alanında ilk sırada.

Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde okulu terk edenlerin oranı diğer bölgelere oranla daha fazla. Eğitimde sınav odaklı uygulamalar, gelecek kaygısı, öğrenci özerkliğinin sınırlılığı, okul güvenliğine ilişkin fiziki-psikolojik tartışmalar ile katı disiplin uygulamaları okullarda algılanan stresi ve devamsızlığı artırmakta. Eğitimde 4+4+4 düzenlemesine geçilmeden önce MEB verilerine göre, açık öğretim lisesinde 940 bin öğrenci bulunuyorken 2020/21 eğitim öğretim yılı sonu itibarıyla 1 milyon 254 bin 420’ye yükseldi.

İmam hatip nedeniyle açıköğretime yöneldi

Son yıllarda MEB’in öğrencileri imam hatip liselerine yönlendirme girişimleri, açık lisede okuyan öğrenci sayısının ciddi anlamda artmasına neden oldu. 2002’de KYK’ye bağlı 191 yurt varken, 2020’de bu sayı 793’e çıktı. Devlet üniversitelerinde yaklaşık 7,5 milyon öğrenci öğrenim görürken, 3,8 milyon öğrenci örgün eğitim kapsamında.Bunun anlamı her 5 öğrenciden dördünün açıkta olması.”

Paylaşın

Türkiye Nüfusunun Yüzde 15,3’ü Genç

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İstatistiklerle Gençlik 2021 verilerini açıkladı. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2021 yılı sonu itibarıyla Türkiye’nin toplam nüfusu 84 milyon 680 bin 273 kişi.

15-24 yaş grubundaki genç nüfusun yüzde 51,3’ünü erkek nüfus, yüzde 48,7’sini ise kadın nüfus oluşturdu. Nüfus projeksiyonlarına göre genç nüfusun toplam nüfus içindeki oranının 2025 yılında yüzde 14,3, 2030 yılında yüzde 14,0, 2040 yılında yüzde 13,4, 2060 yılında yüzde 11,8 ve 2080 yılında yüzde 11,1’e düşeceği öngörüldü.

Hakkari’de genç nüfus yüksek

ADNKS sonuçlarına göre 2021 yılında genç nüfus oranının en yüksek olduğu il, yüzde 22,8 ile Hakkari oldu. Bu ili yüzde 22,1 ile Şırnak ve yüzde 21,8 ile Siirt izledi. Genç nüfus oranının en düşük olduğu il yüzde 12,3 ile Muğla oldu. Muğla ilini yüzde 12,7 ile Dersim ve Balıkesir illeri izledi.

AB ve Türkiye karşılaştırması

Türkiye’nin genç nüfus oranının yüzde 15,3 ile Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin genç nüfus oranlarından daha yüksek olduğu görüldü. Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin genç nüfus oranları incelendiğinde, 2021 yılında genç nüfus ortalaması yüzde 10,6 oldu.

AB üye ülkeleri arasında en yüksek genç nüfus oranına sahip olan ülkelerin sırasıyla İrlanda, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Danimarka. En düşük genç nüfus oranına sahip olan ülkeler ise Bulgaristan, Çekya ve Letonya.

Evli olan genç kadınların oranı, evli olan genç erkeklerin oranının yaklaşık 4 katı oldu

TÜİK’in aktardığına göre “Genç nüfus yasal medeni duruma göre incelendiğinde”, cinsiyetler arasında önemli farklılıklar olduğu görüldü. Genç erkek nüfusun 2021 yılında yüzde 96,2’sinin hiç evlenmemiş, yüzde 3,8’inin resmi nikahla evli, yüzde 0,1’inin boşanmış olduğu görülürken genç kadın nüfusun yüzde 84,9’unun hiç evlenmemiş, yüzde 14,7’sinin resmi nikahla evli, yüzde 0,4’ünün ise boşanmış olduğu görüldü.

Mutluluk oranı

Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre 18-24 yaş grubundaki genç nüfus içinde kendini mutlu olarak beyan edenlerin oranı 2020 yılında yüzde 47,2 iken 2021’de yüzde 44,5 oldu. Mutluluk oranı, 2021’de genç erkeklerde yüzde 38,2, genç kadınlarda ise yüzde 51,0 olarak gerçekleşti.

Türkiye’de 2019/’20 öğretim yılında yüzde 43,4 olan yükseköğretim net okullaşma oranı, 2020/’21 öğretim yılında yüzde 44,4’e yükseldi. Yükseköğretim net okullaşma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, erkeklerde bu oran yüzde 40,6’dan yüzde 40,5’e düşerken kadınlarda yüzde 46,3’ten yüzde 48,5’e yükseldi.

İşgücü araştırması

Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre gençlerde işgücüne katılma oranı, 2020’de yüzde 39,1 iken 2021’de yüzde 41,7 oldu. Genç erkeklerde işgücüne katılma oranı 2020’de yüzde 50,1 iken 2021’de yüzde 53,1, genç kadınlarda ise bu oran 2020’de yüzde 27,5 iken 2021’de yüzde 29,7 oldu.

Gençlerde işsizlik oranı, 2020’de yüzde 25,3 iken 2021’de yüzde 22,6 oldu. Genç erkeklerde işsizlik oranı 2020’de yüzde 22,6 iken 2021’de yüzde 19,4, genç kadınlarda ise bu oran 2020’de yüzde 30,3 iken 2021’de yüzde 28,7 oldu.

Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı 2020’de yüzde 28,3 iken 2021’de yüzde 24,7 oldu.

Eğitimine devam edemeyen gençler

Türkiye Aile Yapısı Araştırması 2021 sonuçlarına göre 15-24 yaş grubundaki genç nüfus içinde eğitimine devam etmek istemesine rağmen (üniversite dahil) eğitimini yarıda bırakan gençlerin oranı yüzde 7,6 oldu.

Eğitimini yarıda bırakan gençlerin eğitimini yarıda bırakma nedenleri incelendiğinde ilk sırayı yüzde 48,1 ile ekonomik nedenler alırken, bunu yüzde 23,6 ile eğitimdeki başarısızlık ve yüzde 10,8 ile ailenin izin vermemesi takip etti.

Paylaşın

Tarım Üretici Enflasyonu Rekor Tazeledi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) nisan ayına ilişkin Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım-ÜFE) verilerini açıkladı. TÜİK verilerine göre tarımda üretici enflasyonunda rekor artış devam etti.

Tarım-ÜFE nisan aylık yüzde 17,76 artarken, yıllık bazda ise yüzde 118,53 artış gösterdi. Tarım-ÜFE bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 72,29 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 45,26 artış gösterdi.

Sektörlere aylık bazda bakıldığında; balık ve diğer balıkçılık ürünlerinde yüzde 0,12, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 18,10 ve ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 21,03 artış gerçekleşti.

Ana gruplarda bir önceki aya göre çok yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 6,52, canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 8,41, tek yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 27,66 artış gerçekleşti.

Yıllık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, yüzde 21,82 ile turunçgiller ve yüzde 45,18 ile koyun ve keçi, canlı; bunların işlenmemiş süt ve yapağıları oldu.

Buna karşılık, yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 295,72 ile lifli bitkiler, yüzde 248,33 ile sebze ve kavun-karpuz, kök ve yumrular ve yüzde 135,01 ile tahıllar (pirinç hariç), baklagiller ve yağlı tohumlar oldu.

Bir önceki aya göre artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, yüzde 4,95 ile turunçgiller ve yüzde 5,60 ile diğer çiftlik hayvanları ve hayvansal ürünler oldu.

Buna karşılık, aylık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 61,29 ile diğer ağaç ve çalı meyveleri ile sert kabuklu meyveler ve yüzde 42,69 ile sebze ve kavun-karpuz, kök ve yumrular oldu. Bir önceki aya göre azalış gösteren tek alt grup ise yüzde 0,11 ile canlı kümes hayvanları ve yumurtalar oldu.

Paylaşın

İşsizlik Oranı Yılın İlk Çeyreğinde Arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2022 ilk çeyrek işsizlik oranlarını açıkladı. Buna göre işsizlik ilk çeyrekte bir önceki çeyreğe göre 50 bin kişi artarak 3 milyon 845 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,1 puanlık artış ile yüzde 11,4 seviyesinde gerçekleşti.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2022 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre değişim göstermeyerek yüzde 22,6 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 15,6 iken potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 18,8 olarak tahmin edildi.

“Hanehalkı İşgücü Araştırması” sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2022 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 50 bin kişi artarak 3 milyon 845 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,1 puanlık artış ile yüzde 11,4 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 10,2 iken kadınlarda yüzde 13,7 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerin sayısı 2022 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 188 bin kişi artarak 29 milyon 964 bin kişi, istihdam oranı ise 0,1 puanlık artış ile yüzde 46,6 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 64,0 iken kadınlarda yüzde 29,5 olarak gerçekleşti.

İşgücü 2022 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 238 bin kişi artarak 33 milyon 809 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,2 puanlık artış ile yüzde 52,6 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,3, kadınlarda ise yüzde 34,2 oldu.

Genç işsizlik oranı yüzde 21,1 oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki çeyreğe göre 0,3 puanlık azalış ile yüzde 21,1 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 18,5, kadınlarda ise yüzde 26,0 olarak tahmin edildi.

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı 2022 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre tarım sektöründe 139 bin kişi, inşaat sektöründe 36 bin kişi azalırken sanayi sektöründe 70 bin kişi, hizmet sektöründe 292 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 16,1’i tarım, yüzde 21,8’i sanayi, yüzde 5,8’i inşaat, yüzde 56,3’ü ise hizmet sektöründe yer aldı.

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2022 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,6 saat artarak 45,2 saat olarak gerçekleşti.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2022 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre değişim göstermeyerek yüzde 22,6 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 15,6 iken potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 18,8 olarak tahmin edildi.

Paylaşın

Sanayi Üretimi Yıllık Bazda Yüzde 9,6 Arttı

TÜİK’in verilerine göre, sanayi üretimi mart ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9,6 arttı; aylık bazda ise yüzde 1,8 daraldı. Sanayi üretimi Şubat ayında yüzde 13,3 artmıştı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Sanayi Üretim Endeksi Mart 2022 verilerini açıkladı.

Buna göre Mart ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,9, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 10,6 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 1,9 arttı.

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 4,9 ve imalat sanayi sektörü endeksi %2,2 azalırken, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 4,8 arttı.

Şubat ayı verileri

Sanayi üretimi Şubat ayında aylık yüzde 4,4, yıllık yüzde 13,3 artmıştı.

Şubat ayı sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,1, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 14,4 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 4,9 artmıştı.

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde ise, madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 3 azalırken, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 5,1 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 0,1 artmıştı.

Paylaşın

Türkiye Nüfusu, 2021’de ‘Kendini Yenileyemedi’

2021’de canlı doğan bebek sayısı 1 milyon 79 bin 842 olarak kayıtlara geçti. Bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısını ifade eden “toplam doğurganlık hızı”, 2001’de 2,38 çocukken, 2021’de 1,7 çocuk olarak gerçekleşti. Bu durum, doğurganlığın nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,1’in altında kaldığını gösterdi.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Doğum İstatistikleri 2021 verilerini açıkladı. Buna göre, canlı doğan bebek sayısı 2021 yılında 1 milyon 79 bin 842 oldu. Canlı doğan bebeklerin yüzde 51,3’ü erkek, yüzde 48,7’si kız oldu.

Toplam doğurganlık hızı, bir kadının doğurgan olduğu dönem olan 15-49 yaş grubunda doğurabileceği ortalama çocuk sayısını ifade etmektedir.

Toplam doğurganlık hızı, 2001 yılında 2,38 çocuk iken 2021 yılında 1,70 çocuk olarak gerçekleşti. Yani, bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı 2021 yılında 1,70 oldu. Bu durum, doğurganlığın nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,10’un altında kaldığını gösterdi.

Toplam doğurganlık hızının en yüksek olduğu il Şanlıurfa

Toplam doğurganlık hızının en yüksek olduğu il 2021 yılında 3,81 çocuk ile Şanlıurfa oldu. Bu ili 3,18 çocuk ile Şırnak, 2,78 çocuk ile Mardin izledi. Toplam doğurganlık hızının en düşük olduğu il ise 1,21 çocuk ile Kütahya oldu. Bu ili 1,25 çocuk ile Bartın, 1,26 çocuk ile Zonguldak izledi

Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin toplam doğurganlık hızları incelendiğinde, 2020 yılında en yüksek toplam doğurganlık hızına sahip olan ülkenin 1,83 çocuk ile Fransa olduğu, en düşük toplam doğurganlık hızına sahip olan ülkenin ise 1,13 çocuk ile Malta olduğu görüldü. Toplam doğurganlık hızı 2020 yılında binde 1,76 olan Türkiye, Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında 3. sırada yer aldı.

Kaba doğum hızı binde 12,8

Kaba doğum hızı, bin nüfus başına düşen canlı doğum sayısını ifade etmektedir. Kaba doğum hızı, 2001 yılında binde 20,3 iken 2021 yılında binde 12,8 oldu. Diğer bir ifade ile 2001 yılında bin nüfus başına 20,3 doğum düşerken, 2021 yılında 12,8 doğum düştü.

Kaba doğum hızı illere göre incelendiğinde, 2021 yılında kaba doğum hızının en yüksek olduğu il binde 29,1 ile Şanlıurfa oldu. Bu ili binde 25,4 ile Şırnak, binde 22,6 ile Mardin izledi. Kaba doğum hızının en düşük olduğu il ise binde 8,0 ile Zonguldak oldu. Bu ili binde 8,2 ile Bartın, binde 8,5 ile Giresun, Kırklareli, Çanakkale ve Edirne izledi.

Türkiye’nin kaba doğum hızının Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin kaba doğum hızlarından daha yüksek olduğu görüldü. Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin kaba doğum hızları incelendiğinde, 2020 yılında en yüksek kaba doğum hızına sahip olan ülkenin binde 11,2 ile İrlanda olduğu, en düşük kaba doğum hızına sahip olan ülkenin ise binde 6,8 ile İtalya olduğu görüldü.

Yaşa özel doğurganlık hızı, belli bir yaş grubunda bin kadın başına düşen ortalama canlı doğan çocuk sayısını ifade etmektedir. Yaş grubuna göre doğurganlık hızı incelendiğinde, 2001 yılında en yüksek yaşa özel doğurganlık hızı binde 144 ile 20-24 yaş grubunda iken 2021 yılında binde 113 ile 25-29 yaş grubunda görüldü. Bu durum, doğurganlığın kadının daha ileri yaşlarında gerçekleştiğini gösterdi.

Adölesan doğurganlık hızı, 15-19 yaş grubunda bin kadın başına düşen ortalama canlı doğan çocuk sayısını ifade etmektedir. Adölesan doğurganlık hızı, 2001 yılında binde 49 iken 2021 yılında binde 13’e düştü. Diğer bir ifadeyle, 2021 yılında 15-19 yaş grubundaki her bin kadın başına 13 doğum düştü.

Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin adölesan doğurganlık hızları incelendiğinde, 2020 yılında en yüksek adölesan doğurganlık hızının olduğu ülke binde 38 ile Bulgaristan, en düşük adölesan doğurganlık hızının olduğu ülke ise binde 2 ile Danimarka ve Hollanda oldu. Adölesan doğurganlık hızı 2020 yılında binde 15 olan Türkiye, Avrupa Birliği üyesi 8 ülke ile beraber Avrupa Birliği ortalamasının üzerinde yer aldı.

Doğum yapan annelerin ortalama yaşı 29,1

Doğumlarını 2001 yılında gerçekleştiren annelerin ortalama yaşı 26,7 iken 2021 yılında 29,1 oldu. İlk doğumunu 2021 yılında gerçekleştiren annelerin ortalama yaşı ise 26,7 oldu.

İlk doğumdaki ortalama anne yaşı illere göre incelendiğinde, 2021 yılında ilk doğumda ortalama anne yaşının en yüksek olduğu il 28,4 ile İstanbul oldu. Bu ili 28,0 yaş ile Eskişehir, Rize, Trabzon ve Artvin, 27,9 yaş ile Muğla, İzmir ve Ankara izledi.

İlk doğumdaki ortalama anne yaşının en düşük olduğu il ise 23,6 ile Ağrı oldu. Bu ili 23,9 yaş ile Muş, 24,2 yaş ile Şanlıurfa izledi. Doğumların 2021 yılında yüzde 3,1’i çoğul doğum olarak gerçekleşirken, bu doğumların yüzde 96,2’si ikiz, yüzde 3,5’i üçüz ve yüzde 0,3’ü dördüz ve daha fazla bebek olarak gerçekleşti.

Doğum sırasına göre doğumlar incelendiğinde, 2021 yılında doğumların yüzde 35,8’inin ilk, yüzde 32,2’sinin ikinci, yüzde 18,2’sinin üçüncü, yüzde 13,1’inin ise dördüncü ve üzeri doğum olarak gerçekleştiği görüldü.

Paylaşın

Gelir Eşitsizliğinin En Yüksek Olduğu Yer İstanbul

TÜİK’in açıkladığı verilere göre, İstanbul, gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu bölge olurken, Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli, gelir eşitsizliğinin en az olduğu bölge oldu.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması Bölgesel Sonuçları, 2021 verilerini yayımladı. Buna göre, en düşük gelir TRB2 olarak tanımlanan Van, Muş, Bitlis, Hakkari’de gerçekleşti.

Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2021 yılı sonuçlarına ilişkin gelir bilgileri, bir önceki takvim yılı olan 2020 yılını referans alınıyor. Gelir hesaplamalarında; hanehalkı gelirleri, hanehalkı büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirine dönüştürülüyor.

Son yapılan araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri 2021 yılında 37 bin 400 TL iken, bölgeleri itibarıyla en yüksek olduğu bölge 51 bin 765 TL ile İstanbul bölgesi oldu.

Fert geliri en düşük olan iller: Van, Muş, Bitlis ve Hakkari

Türkiye’de en düşük 20’lik grupta yer alan kişilerin fert geliri ortalama 11 bin 427 lira olurken en yüksek 20’lik grupta yer alan kişilerin ortalama fert geliri 87 bin 366 lira oldu. Bu rakam İstanbul’da en yüksek 20’lik grupta 130 bin 325 liraya çıktı. İstanbul’da en düşük 20’lik grupta yer alan kişilerin ortalama geliri 15 bin 814 lira oldu. Ortalama fert geliri en düşük olan Van, Muş , Bitlis ve Hakkari’de gelir 18 bin 275 lira olarak gerçekleşti.

Bu bölgeyi, 47 bin 595 TL ile İzmir bölgesi ve 46 bin 516 TL ile Ankara izledi. En düşük yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri ise 18 bin 278 TL ile Van, Muş, Bitlis, Hakkari’de gerçekleşti.

Gelir eşitsizliği en az Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli’de oldu.

P80/P20 oranı, en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun gelirinin en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun gelirine oranı şeklinde hesaplanarak ve oran küçüldükçe gelir eşitsizliği azalıyor.

Son yapılan araştırma sonuçlarına göre P80/P20 oranı Türkiye’de 7,6 iken, bu değerin en düşük olduğu 4,1 ile Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli, 4,3 ile Zonguldak, Karabük, Bartın ve Bursa, Eskişehir, Bilecik oldu.

P80/P20 oranının en yüksek olduğu İBBS 2. Düzey bölgeleri ise 8,2 ile İstanbul, 7,7 ile Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan ve 7,2 ile Adana, Mersin oldu.

Göreli yoksulluk oranı en düşük Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli bölgesinde gerçekleşti.

İBBS 2. Düzey bölgelerinin herbiri için eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’sine göre hesaplanan yoksulluk sınırına göre, gelire dayalı göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler; yüzde 14,4 ile Adana, Mersin, yüzde 13,7 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt ve Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan oldu.

Göreli yoksulluk oranı en düşük olan İBBS 2. Düzey bölgeleri ise yüzde2,2 ile TRB1 (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli), yüzde 6,5 ile TR41 (Bursa, Eskişehir, Bilecik) ve yüzde 7,7 ile TRC1 (Gaziantep, Adıyaman, Kilis) olarak hesaplandı.

Paylaşın

İnşaat Maliyetlerinde Enflasyon Yüzde 100’ü Aştı

Ekonomik kriz derinleşerek devam ediyor. İnşaat maliyet endeksi, Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 9,58 bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 101,57 arttı. Böylece yıllık enflasyonda rekor kaydedildi.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İnşaat Maliyet Endeksi Mart 2022 verilerini açıkladı.

Açıklanan verilere göre, inşaat maliyet endeksi, Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 9,58 bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 101,57 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 12,19, işçilik endeksi yüzde 1,22 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 128,11, işçilik endeksi yüzde 42,59 arttı.

Bina inşaatı maliyeti ikiye katladı

Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 8,80, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 98,14 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 11,28, işçilik endeksi yüzde 1,16 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 123,87, işçilik endeksi yüzde 42,58 arttı.

Bina dışı maliyeti yüzde 113,28 arttı

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 12,13, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 113,28 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 15,04, işçilik endeksi yüzde 1,44 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 142,04, işçilik endeksi yüzde 42,63 arttı.

Paylaşın