Ücretli Çalışan Sayısı Yıllık Yüzde 2,2 Arttı

TÜİK’in verilerine göre; Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,2 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ücretli Çalışan İstatistikleri Ocak 2025 verilerini açıkladı.

Buna göre; Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,2 arttı.

Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 15 milyon 73 bin 564 kişi iken, ocak ayında 15 milyon 407 bin 625 kişi oldu.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; Ocak ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 1,4 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 6,4 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 3,5 arttı.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 0,1 arttı.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; Ocak ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,4 azaldı, inşaat sektöründe yüzde 0,6 arttı ve ticaret – hizmet sektöründe yüzde 0,2 arttı.

Paylaşın

Anket: Her 100 Kişiden 84’ü TÜİK’e İnanmıyor

Hissedilen enflasyon oranlarına ilişkin görüşleri de sorulan kişilerin yüzde 84’ü Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı ekonomik verileri güvenilir bulmadığını ifade etti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından gerçekleştirilen kamuoyu araştırması, Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) yönelik güven sorununu gözler önüne serdi.

Ankete katılanların yüzde 84’ü TÜİK’in açıkladığı ekonomik verileri güvenilir bulmadığını ifade etti.

Sözcü’nün haberine göre; CHP’nin anketinde, vatandaşlara hissedilen enflasyon oranlarına ilişkin görüşleri de soruldu. Sonuçlara göre: Katılımcıların yüzde 54,5’i, enflasyonun açıklanan rakamların çok çok üzerinde olduğunu belirtti.

Yüzde 29,5’i, enflasyonun açıklananın üzerinde seyrettiğini düşündüğünü ifade etti. Yüzde 11,5’i ise TÜİK’in açıkladığı verilerle bireysel deneyimlerinin örtüştüğünü söyledi.

Bu veriler, geniş bir kesimin resmi enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığına inandığını gösteriyor.

Araştırmada siyasi parti seçmenlerinin TÜİK’e bakış açıları da incelendi. Buna göre: DEM Parti seçmeninin tamamı (%100) TÜİK’in enflasyon verilerine güvenmediğini belirtti.

İYİ Parti seçmeninin yüzde 88,2’si, açıklanan enflasyon oranlarının gerçeği yansıtmadığı görüşünde birleşti. AK Parti seçmeninin yalnızca yüzde 19,8’i, TÜİK’in verilerini doğru bulduğunu ifade etti.

MHP seçmenlerinin yüzde 73’ü, enflasyonun TÜİK’in açıkladığından daha yüksek olduğunu düşündüğünü belirtti.

Paylaşın

Son Beş Yılda, Yaşlı Nüfus Yüzde 20,7 Arttı

Yaşlı nüfus olarak kabul edilen 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus, 2019 yılında 7 milyon 550 bin 727 kişi iken son beş yılda yüzde 20,7 artarak 2024 yılında 9 milyon 112 bin 298 kişi oldu.

Haber Merkezi / Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2019 yılında yüzde 9,1 iken, 2024 yılında yüzde 10,6’ya yükseldi. Yaşlı nüfusun 2024 yılında yüzde 44,6’sını erkek nüfus, yüzde 55,4’ünü kadın nüfus oluşturdu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İstatistiklerle Yaşlılar 2024 verilerini açıkladı. Buna göre; Yaşlı nüfus olarak kabul edilen 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus, 2019 yılında 7 milyon 550 bin 727 kişi iken son beş yılda yüzde 20,7 artarak 2024 yılında 9 milyon 112 bin 298 kişi oldu.

Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2019 yılında yüzde 9,1 iken, 2024 yılında yüzde 10,6’ya yükseldi. Yaşlı nüfusun 2024 yılında yüzde 44,6’sını erkek nüfus, yüzde 55,4’ünü kadın nüfus oluşturdu.

Nüfus projeksiyonlarının demografik göstergelerdeki mevcut yapının devam edeceğini varsayan ana senaryosuna göre yaşlı nüfus oranının 2030 yılında yüzde 13,5, 2040 yılında yüzde 17,9, 2060 yılında yüzde 27,0, 2080 yılında yüzde 33,4 ve 2100 yılında yüzde 33,6 olacağı öngörüldü.

Doğurganlık göstergelerindeki hızlı düşüş eğiliminin devam edeceğini varsayan düşük senaryoya göre yaşlı nüfus oranının 2030 yılında yüzde 13,5, 2040 yılında yüzde 18,2, 2060 yılında yüzde 28,8, 2080 yılında yüzde 38,5 ve 2100 yılında yüzde 42,8 olacağı öngörüldü.

Doğurganlığı artırıcı tedbirlerin etkili olacağını varsayan yüksek senaryoya göre yaşlı nüfus oranının 2030 yılında yüzde 13,4, 2040 yılında yüzde 17,5, 2060 yılında yüzde 25,5, 2080 yılında yüzde 29,8 ve 2100 yılında yüzde 28,2 olacağı öngörüldü.

Yaşlı nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde, 2019 yılında yaşlı nüfusun yüzde 62,8’inin 65-74 yaş grubunda, yüzde 28,2’sinin 75-84 yaş grubunda ve yüzde 9,1’inin 85 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldığı görülürken, 2024 yılında yüzde 63,4’ünün 65-74 yaş grubunda, yüzde 28,8’inin 75-84 yaş grubunda ve yüzde 7,8’inin 85 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldığı görüldü.

Yaşlı nüfusun yüzde 0,1’ini oluşturan 100 yaş ve üzerindeki yaşlı kişi sayısı, 2024 yılında 7 bin 632 oldu.

Türkiye nüfusunun yaş yapısı değişti

Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 10,0’ını geçmesi nüfusun yaşlanmasının bir göstergesidir. Türkiye’de yaşlı nüfus, diğer yaş gruplarındaki nüfusa göre daha yüksek bir hız ile artış gösterdi.

Küresel yaşlanma süreci olarak adlandırılan “demografik dönüşüm” sürecinde olan Türkiye’de, doğurganlık ve ölümlülük hızlarındaki azalma ile birlikte sağlık alanında kaydedilen gelişmeler, yaşam standardının, refah düzeyinin ve doğuşta beklenen yaşam süresinin artması ile nüfusun yaş yapısı şekil değiştirdi. Çocuk ve gençlerin toplam nüfus içindeki oranı azalırken yaşlıların toplam nüfus içindeki oranı artış gösterdi. Türkiye, oransal olarak yaşlı nüfus yapısına sahip ülkelere göre hala genç bir nüfus yapısına sahip olsa da, yaşlı nüfus sayısal olarak oldukça fazladır.

Ortanca yaş, yeni doğan bebekten en yaşlıya kadar nüfusu oluşturan kişilerin yaşları küçükten büyüğe doğru sıralandığında ortada kalan kişinin yaşıdır. Nüfusun yaşlanması ile ilgili bilgi veren göstergelerden biri olan ortanca yaş, 2019 yılında 32,4 iken 2024 yılında 34,4 oldu. Ortanca yaş 2024 yılında erkeklerde 33,7, kadınlarda 35,2 olarak gerçekleşti.

Nüfus projeksiyonlarının demografik göstergelerdeki mevcut yapının devam edeceğini varsayan ana senaryosuna göre ortanca yaşın 2030 yılında 37,1, 2040 yılında 41,4, 2060 yılında 48,0, 2080 yılında 51,5 ve 2100 yılında 52,2 olacağı öngörüldü.

Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı, 2019 yılında yüzde 13,4 iken bu oran 2024 yılında yüzde 15,5’e yükseldi.

Nüfus projeksiyonlarının demografik göstergelerdeki mevcut yapının devam edeceğini varsayan ana senaryosuna göre yaşlı bağımlılık oranının 2030 yılında %19,5, 2040 yılında yüzde 26,5, 2060 yılında yüzde 45,5, 2080 yılında yüzde 61,9 ve 2100 yılında yüzde 61,6 olacağı öngörüldü.

Birleşmiş Milletler dünya nüfus tahminlerine göre 2024 yılı için dünya nüfusunun 8 milyar 161 milyon 972 bin 573 kişi, yaşlı nüfusun ise 833 milyon 480 bin 764 kişi olduğu tahmin edildi. Bu tahminlere göre dünya nüfusunun yüzde 10,2’sini yaşlı nüfus oluşturdu. En yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ilk üç ülke sırasıyla yüzde 36,2 ile Monako, yüzde 29,8 ile Japonya ve yüzde 24,6 ile İtalya oldu. Türkiye, 194 ülke arasında 75. sırada yer aldı.

Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu il Sinop

Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu il, 2024 yılında yüzde 20,8 ile Sinop oldu. Bu ili yüzde 20,2 ile Kastamonu, yüzde 19,1 ile Giresun izledi. Yaşlı nüfus oranının en düşük olduğu il ise yüzde 3,7 ile Şırnak oldu. Bu ili yüzde 4,3 ile Hakkari, yüzde 4,4 ile Şanlıurfa izledi. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 10,0 ve üzerinde olduğu il sayısı 2024 yılında 60 oldu.

Hayat Tabloları, 2021-2023 sonuçlarına göre doğuşta beklenen yaşam süresi Türkiye geneli için 77,3 yıl, erkekler için 74,7 yıl ve kadınlar için 80,0 yıl oldu. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşamakta olup, doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5,3 yıl oldu.

Türkiye’de 65 yaşına ulaşan bir kişinin beklenen yaşam süresi ortalama 17,4 yıl oldu. Erkekler için bu sürenin 15,7 yıl, kadınlar için 19,0 yıl olduğu gözlendi. Diğer bir ifade ile 65 yaşına ulaşan kadınların erkeklerden ortalama 3,3 yıl daha fazla yaşayacağı tahmin edildi. Beklenen yaşam süresi 75 yaşında 10,5 yıl iken 85 yaşında 5,5 yıl oldu.

Türkiye’de 2024 yılında toplam 26 milyon 599 bin 261 haneden 6 milyon 726 bin 583’ünde yaşlı nüfus olarak tanımlanan, 65 ve daha yukarı yaşta en az bir fert bulunduğu görüldü. Diğer bir ifadeyle, hanelerin yüzde 25,3’ünde en az bir yaşlı fert yaşadığı görüldü.

En az bir yaşlı fert bulunan 6 milyon 726 bin 583 hanenin 1 milyon 750 bin 900’ünü tek başına yaşayan yaşlı fertler oluşturdu. Bu hanelerin yüzde 74,0’ını yaşlı kadınlar, yüzde 26,0’ını ise yaşlı erkekler oluşturdu.

En az bir yaşlı fert bulunan haneler içinde tek kişilik yaşlı hanehalkı oranının en yüksek olduğu il, 2024 yılında %34,4 ile Balıkesir oldu. Bu ili yüzde 34,1 ile Çanakkale, yüzde 34,0 ile Burdur izledi. Bu oranın en düşük olduğu il ise yüzde 8,0 ile Hakkari oldu. Bu ili yüzde 13,6 ile Batman, yüzde 14,9 ile Van izledi.

Yaşlı nüfus içinde okuma yazma bilenlerin oranı 2019 yılında yüzde 83,1 iken 2023 yılında yüzde 87,5 oldu. Okuma yazma bilmeyen yaşlı nüfus oranı 2019 yılında yüzde 16,9 iken 2023 yılında yüzde 12,5 oldu. Okuma yazma bilmeyen yaşlı kadınların oranının, 2023 yılında yaşlı erkeklerin oranından 6 kat fazla olduğu görüldü. Okuma yazma bilmeyen yaşlı kadınların oranı yüzde 19,9 iken yaşlı erkeklerin oranı yüzde 3,3 oldu.

Yaşlı nüfus eğitim durumuna göre incelendiğinde, 2019 yılında yaşlı nüfusun yüzde 45,5’i ilkokul mezunu, yüzde 7,3’ü ortaokul veya dengi okul/ilköğretim mezunu, yüzde 7,5’i lise veya dengi okul mezunu, yüzde 7,0’ı yükseköğretim mezunu iken 2023 yılında ilkokul mezunu olanların oranı yüzde 46,7, ortaokul veya d yüzde i okul/ilköğretim mezunu olanların oranı yüzde 9,7, lise veya dengi okul mezunu olanların oranı yüzde 9,7, yükseköğretim mezunu olanların oranı ise yüzde 8,7 oldu.

Yaşlı nüfusun eğitim durumu cinsiyete göre incelendiğinde, cinsiyetler arasında önemli farklılıklar olduğu görüldü. Bitirilen tüm eğitim düzeylerinde yaşlı erkek nüfus oranının yaşlı kadın nüfus oranından daha yüksek olduğu görüldü.

Yaşlı nüfus yasal medeni duruma göre incelendiğinde, cinsiyetler arasında önemli farklılıklar olduğu görüldü. Yaşlı erkek nüfusun 2024 yılında yüzde 1,4’ünün hiç evlenmemiş, yüzde 83,7’sinin resmi nikahla evli, yüzde 4,0’ının boşanmış, yüzde 10,8’inin eşi ölmüş olduğu görülürken yaşlı kadın nüfusun yüzde 2,8’inin hiç evlenmemiş, yüzde 46,9’unun resmi nikahla evli, yüzde 4,6’sının boşanmış, yüzde 45,7’sinin ise eşi ölmüş olduğu görüldü.

Yoksulluk ve yaşam koşulları istatistiklerine göre 2024 yılında toplam nüfusun yüzde 29,3’ünün yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında iken yaşlı nüfus için bu oranın yüzde 23,3 olduğu görüldü. Yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olan yaşlı nüfus cinsiyete göre incelendiğinde, bu oranın yaşlı erkeklerde yüzde 22,3, yaşlı kadınlarda ise yüzde 24,2 olduğu görüldü.

Yaşlı nüfusun işgücüne katılma oranı 2023 yılında yüzde 12,2

İşgücü istatistiklerine göre, işgücüne katılma oranı 2019 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus için yüzde 53,0 iken 2023 yılında yüzde 53,3 oldu. Bu oran yaşlı nüfus için 2019 yılında yüzde 12,0 iken 2023 yılında yüzde 12,2 oldu. İşgücüne katılma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oran yaşlı erkek nüfusta 2023 yılında yüzde 20,0 iken yaşlı kadın nüfusta yüzde 6,1 oldu. Yaşlı nüfustaki işsizlik oranının 2019 yılında yüzde 3,1 iken 2023 yılında yüzde 2,7 olduğu görüldü.

İşgücü istatistiklerine göre, istihdam edilen yaşlı nüfusun sektörel dağılımı incelendiğinde, 2023 yılında yaşlı nüfusun yüzde 57,7’sinin tarım, yüzde 32,1’inin hizmetler, yüzde 7,3’ünün sanayi, yüzde 2,8’inin ise inşaat sektöründe yer aldığı görüldü.

Türkiye Yaşlı Profili Araştırması, 2023 sonuçlarına göre işlevsel zorluk çeken (çok zorlanan ya da hiç yapamayan) yaşlılar incelendiğinde, görmede zorluk çeken yaşlıların oranının yüzde 10,1, duymada zorluk çekenlerin oranının yüzde 10,6, konuşmada zorluk çekenlerin oranının ise yüzde 2,2 olduğu görüldü. Yürüme, merdiven çıkma veya inmede zorluk çeken yaşlıların oranı yüzde 27,1, bir şeyler taşıma veya tutmada zorluk çekenlerin oranı yüzde 29,7, yaşıtlarına göre öğrenme, basit dört işlem yapma, hatırlama veya dikkatini toplamada zorluk çekenlerin oranı ise yüzde 13,8 oldu.

Görmede zorluk çeken yaşlı erkeklerin oranı yüzde 8,4 iken yaşlı kadınların oranı yüzde 11,4 oldu. Duymada zorluk çeken yaşlı erkeklerin oranı yüzde 10,0 iken yaşlı kadınların oranı %11,0, konuşmada zorluk çeken yaşlı erkeklerin oranı yüzde 2,0 iken yaşlı kadınların oranı yüzde 2,3 oldu.

Yürüme, merdiven çıkma veya inmede zorluk çeken yaşlı erkeklerin oranı yüzde 18,2 iken yaşlı kadınların oranı yüzde 34,3, bir şeyler taşıma veya tutmada zorluk çeken yaşlı erkeklerin oranı yüzde 19,9 iken yaşlı kadınların oranı yüzde 37,5 oldu. Yaşıtlarına göre öğrenme, basit dört işlem yapma, hatırlama veya dikkatini toplamada zorluk çeken yaşlı erkeklerin oranı yüzde 8,7 iken yaşlı kadınların oranı yüzde 18,0 oldu.

Ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre, 2023 yılında ölen yaşlıların yüzde 40,0’ı dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetti. Bu hastalığı ikinci sırada yüzde 16,4 ile solunum sistemi hastalıkları, üçüncü sırada 13,9 ile iyi huylu ve kötü huylu tümörler% takip etti.

Ölüm nedenleri cinsiyete göre incelendiğinde, cinsiyetler arası en büyük farkın iyi huylu ve kötü huylu tümörlerde olduğu görüldü. İyi huylu ve kötü huylu tümörler nedeniyle hayatını kaybeden yaşlı erkeklerin oranı yüzde 17,9 iken yaşlı kadınların oranı yüzde 9,8 oldu.

Ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre, Alzheimer hastalığından hayatını kaybeden yaşlıların sayısı, 2019 yılında 13 bin 599 iken 2023 yılında 11 bin 464 oldu. Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı 2019 yılında yüzde 4,3 iken bu oran 2023 yılında yüzde 3,2 oldu.

Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı cinsiyete göre incelendiğinde, 2023 yılında Alzheimer hastalığından ölen yaşlı erkeklerin oranı yüzde 2,3 iken yaşlı kadınların oranı yüzde 4,1 oldu.

Türkiye Yaşlı Profili Araştırması, 2023 sonuçlarına göre Lawton – Brody Enstrümental Günlük Yaşam Aktiviteleri Ölçeğinde yer alan bileşenler kapsamında yaşlıların günlük aktiviteleri yapabilme durumları incelendiğinde, yaşlıların yüzde 85,7’sinin telefon kullanabildiği, yüzde 55,1’inin alışverişini kendi yapabildiği, yüzde 61,1’inin yemeğini kendi hazırlayabildiği, yüzde 76,6’sının ev temizliği yapabildiği görüldü. Yaşlıların yüzde 72,8’inin çamaşır yıkayabildiği, yüzde 76,3’ünün yolculuk yapabildiği, yüzde 85,5’inin ilaçlarını kendi başına kullanabildiği, yüzde 74,0’ının parasal işlerini yapabildiği görüldü.

Yaşlı erkeklerin yüzde 91,2’sinin telefon kullanabildiği, yüzde 71,7’sinin alışverişini kendi yapabildiği, yüzde 57,0’ının yemeğini kendi hazırlayabildiği, yüzde 76,7’sinin ev temizliği yapabildiği görüldü. Yaşlı erkeklerin yüzde 68,0’ının çamaşır yıkayabildiği, yüzde 86,0’ının yolculuk yapabildiği, yüzde 88,5’inin ilaçlarını kendi başına kullanabildiği, yüzde 87,5’inin parasal işlerini yapabildiği görüldü.

Yaşlı kadınların yüzde 81,3’ünün telefon kullanabildiği, yüzde 41,7’sinin alışverişini kendi yapabildiği, yüzde 64,3’ünün yemeğini kendi hazırlayabildiği, yüzde 76,5’inin ev temizliği yapabildiği görüldü. Yaşlı kadınların yüzde 76,7’sinin çamaşır yıkayabildiği, yüzde 68,6’sının yolculuk yapabildiği, yüzde 83,3’ünün ilaçlarını kendi başına kullanabildiği, yüzde 63,2’sinin parasal işlerini yapabildiği görüldü.

KATZ Günlük Yaşam Aktiviteleri Ölçeğinde yer alan bileşenler kapsamında yaşlıların günlük aktiviteleri yapabilme durumları incelendiğinde, yaşlıların yüzde 86,5’inin kendi başına banyo yapabildiği, yüzde 89,5’inin kendi başına giyinebildiği, yüzde 92,1’inin kendi başına tuvaletini yapabildiği görüldü. Yaşlıların yüzde 92,1’inin kendi başına yataktan kanepeye geçebildiği, yüzde 83,1’inin tuvaletini tutabildiği, yüzde 95,2’sinin yemeği kendi başına yiyebildiği görüldü.

Yaşlı erkeklerin yüzde 90,9’unun kendi başına banyo yapabildiği, yüzde 92,4’ünün kendi başına giyinebildiği, yüzde 94,5’inin kendi başına tuvaletini yapabildiği, yüzde 94,5’inin kendi başına yataktan kanepeye geçebildiği, yüzde 87,0’ının tuvaletini tutabildiği, yüzde 96,2’sinin yemeği kendi başına yiyebildiği görüldü.

Yaşlı kadınların yüzde 82,9’unun kendi başına banyo yapabildiği, yüzde 87,3’ünün kendi başına giyinebildiği, yüzde 90,2’sinin kendi başına tuvaletini yapabildiği, yüzde 90,2’sinin kendi başına yataktan kanepeye geçebildiği, yüzde 80,1’inin tuvaletini tutabildiği, yüzde 94,5’inin yemeği kendi başına yiyebildiği görüldü.

Evde bakım desteğine ihtiyacı olan 65 ve daha yukarı yaştaki kişilerin oranı 2023 yılında yüzde 16,4 oldu. Bu oran yaşlı erkeklerde yüzde 12,3 iken yaşlı kadınlarda yüzde 19,6 oldu. Evde bakım desteğine ihtiyacı olan 65-74 yaş grubundaki kişilerin oranı yüzde 10,5 iken 75 ve daha yukarı yaştaki kişilerin oranı yüzde 26,9 oldu.

Torunu olup bakımıyla ilgilenen yaşlıların oranı yüzde 9,7 iken bu oran yaşlı erkekler için yüzde 8,8, yaşlı kadınlar için yüzde 10,3 oldu. Torunu olup bakımıyla ilgilenen yaşlılardan, yüzde 64,4’ü her gün, yüzde 12,9’u hafta içi her gün, yüzde 10,6’sı bazen, yüzde 7,8’i hafta içi birkaç gün ve yüzde 4,2’si hafta sonu torun bakımıyla ilgilendi.

Yaşlı erkeklerin yüzde 59,1’inin her gün, yüzde 13,6’sının hafta içi her gün ve bazen, yüzde 8,5’inin hafta içi birkaç gün ve yüzde 5,2’sinin hafta sonu torun baktığı görüldü. Yaşlı kadınların yüzde 68,0’ının her gün, yüzde 12,5’inin hafta içi her gün, yüzde 8,7’sinin bazen, yüzde 7,3’ünün hafta içi birkaç gün ve yüzde 3,6’sının hafta sonu torun baktığı görüldü.

Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre, İnternet kullanan 65-74 yaş grubundaki bireylerin oranı 2019 yılında yüzde 19,8 iken bu oran 2024 yılında yüzde 46,9’a yükseldi. İnternet kullanan yaşlı bireyler cinsiyete göre incelendiğinde, erkeklerin kadınlardan daha fazla İnternet kullandığı görüldü. İnternet kullanan yaşlı erkeklerin oranı 2024 yılında yüzde 55,3 iken yaşlı kadınların oranı yüzde 39,3 oldu.

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: Konut Satışları Yüzde 20,1 Arttı

Konut satışları 2025 yılının ilk iki aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 29,1 oranında artarak 224 bin 991, şubat ayında ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 20,1 oranında artarak 112 bin 818 oldu.

Haber Merkezi / Şubat ayında konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 19 bin 347 ile İstanbul, 10 bin 791 ile Ankara ve 6 bin 899 ile İzmir olurken, en az olduğu iller sırasıyla 24 ile Ardahan, 70 ile Tunceli ve 73 ile Bayburt oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Konut Satış İstatistikleri Şubat 2025 verilerini açıkladı. Buna göre; Konut satışları şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 20,1 oranında artarak 112 bin 818 oldu. Konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 19 bin 347 ile İstanbul, 10 bin 791 ile Ankara ve 6 bin 899 ile İzmir olurken, en az olduğu iller sırasıyla 24 ile Ardahan, 70 ile Tunceli ve 73 ile Bayburt oldu.

Konut satışları 2025 yılının ilk iki aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 29,1 oranında artarak 224 bin 991 olarak gerçekleşti.

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 90,1 oranında artarak 16 bin 778 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 14,9 oldu. 2025 yılının ilk iki aylık döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 127,3 oranında artarak 33 bin 504 oldu.

Şubat ayında 3 bin 956; 2025 yılının ilk iki aylık döneminde ise 7 bin 812 ipotekli konut satışı, ilk el olarak gerçekleşti.

Türkiye genelinde diğer konut satışları şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,9 oranında artarak 96 bin 40 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 85,1 oldu. 2025 yılının ilk iki aylık döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20,1 oranında artarak 191 bin 487 oldu.

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18,2 oranında artarak 33 bin 784 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı yüzde 29,9 oldu. İlk el konut satışları 2025 yılının ilk iki aylık döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 23,6 oranında artarak 66 bin 569 olarak gerçekleşti.

Türkiye genelinde ikinci el konut satış sayısı şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 21,0 oranında artarak 79 bin 34 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı yüzde 70,1 oldu. İkinci el konut satışları 2025 yılının ilk iki aylık döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 31,6 oranında artarak 158 bin 422 olarak gerçekleşti.

Yabancılar, şubat ayında bin 457 konut satın aldı

Yabancılara yapılan konut satışları şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 21,1 oranında azalarak bin 457 oldu. Şubat ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 1,3 oldu. Yabancılara yapılan konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 539 ile İstanbul, 503 ile Antalya ve 89 ile Mersin oldu.

Yabancılara yapılan konut satışları 2025 yılının ilk iki aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 23,1 oranında azalarak 3 bin 4 oldu. Şubat ayında ülke uyruklarına göre en fazla konut satışı sırasıyla 256 ile Rusya Federasyonu, 133 ile İran ve 99 ile Irak vatandaşlarına yapıldı.

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: İnşaat Maliyetleri Yüzde 26,61 Arttı

TÜİK’in açıkladığı verilere göre; İnşaat maliyetleri, ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 9,10 artarken, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 26,61 arttı.

Haber Merkezi / İnşaat malzeme maliyetleri ise ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 1,96 artarken, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 22,39 arttı. İşçilik maliyetleri de ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 23,58 artarken, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 34,37 arttı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İnşaat Maliyet Endeksi Ocak 2025 verilerini açıkladı.

Buna göre; İnşaat maliyet endeksi, ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 9,10 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 26,61 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 1,96 arttı, işçilik endeksi yüzde 23,58 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 22,39 arttı, işçilik endeksi yüzde 34,37 arttı.

Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 9,39 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 27,09 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 1,91 arttı, işçilik endeksi yüzde 24,14 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 23,28 arttı, işçilik endeksi yüzde 33,76 arttı.

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 8,13 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 25,05 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 2,14 arttı, işçilik endeksi yüzde 21,58 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 19,67 arttı, işçilik endeksi yüzde 36,65 arttı.

Paylaşın

Sanayi Üretimi Yüzde 2,3 Azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre; Sanayi üretimi, ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 2,3 azalırken, bir önceki yılın aynı ayına göre 1,2 arttı.

Haber Merkezi / Ocak ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 7,5 artarken, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 3,0 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 0,8 azaldı.

Ocak ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,7, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1,2 azalırken, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 5,0 arttı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Sanayi Üretim Endeksi Ocak 2024 verilerini yayımladı. Buna göre, Sanayi üretimi, ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 2,3 azalırken, bir önceki yılın aynı ayına göre 1,2 arttı.

Ocak ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 7,5 artarken, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 3,0 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 0,8 azaldı.

Ocak ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,7, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1,2 azalırken, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 5,0 arttı.

Paylaşın

Şubat Ayında Yatırımcısına En Çok “Altın” Kazandırdı

Şubat ayında, “altın” yatırımcısına en çok kazandıran yatırım aracı olurken, “Amerikan Doları, Borsa İstanbul” ise yatırımcısına kaybettiren yatırım araçları oldu.

Haber Merkezi/ Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları Şubat 2025 verilerini açıkladı. Buna göre; Aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 7,92, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 7,76 oranlarıyla külçe altında gerçekleşti.

Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) yüzde 1,16, Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 0,63 ve Euro yüzde 0,26 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Amerikan Doları yüzde 0,29 ve BIST 100 endeksi yüzde 4,18 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) yüzde 1,01, DİBS yüzde 0,48 ve Euro yüzde 0,12 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Amerikan Doları yüzde 0,44 ve BIST 100 endeksi yüzde 4,32 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

DİBS, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 6,50, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 3,70 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde Euro, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 2,59, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 5,15 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Altı aylık değerlendirmeye göre külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 15,79, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 7,58 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; aynı dönemde BIST 100 endeksi, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 10,10, TÜFE ile indirgendiğinde ise %16,47 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 32,34, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 19,17 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) yüzde 8,31 ve DİBS yüzde 2,78 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Amerikan Doları yüzde 6,16, Euro yüzde 9,47 ve BIST 100 endeksi yüzde 14,18 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde mevduat faizi (brüt) yüzde 2,47, DİBS yüzde 7,45, Amerikan Doları yüzde 15,50, Euro yüzde 18,48 ve BIST 100 endeksi yüzde 22,73 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Paylaşın

Üretici Enflasyonu Yüzde 25,21’e Geriledi

Üretici enflasyonu şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 2,12, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 5,24, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 25,21 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 37,55 arttı.

Haber Merkezi /Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) Şubat 2025 verilerini açıkladı.

Buna göre; Üretici enflasyonu şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 2,12, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 5,24, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 25,21 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 37,55 arttı.

Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 33,24, imalatta yüzde 24,76, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 23,95 ve su temininde yüzde 57,58 arttı.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında yüzde 21,16, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 34,52, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 33,52, enerjide yüzde 19,18 ve sermaye mallarında yüzde 24,16 arttı.

Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 4,16, imalatta yüzde 2,24 ve su temininde yüzde 2,90 arttı. Elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 0,34 azaldı.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında yüzde 2,15, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 2,83, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 2,41, enerjide yüzde 0,98 ve sermaye mallarında yüzde 2,04 arttı.

Paylaşın

İşsiz Sayısı 11,5 Milyona Yaklaştı

Geniş tanımlı işsiz sayısı ocak ayında 11 milyon 260 bine yükseldi. Geniş tanımlı işsiz sayısı bir önceki yılın ocak ayında 10 milyon 169 bin olarak kayıtlara geçmişti.

Haber Merkezi / Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), İşsizliğin Görünümü Raporu (Ocak 2025) yayımlandı.

Rapordan öne çıkan bölümler şöyle: “TÜİK’in Ocak 2025 Hanehalkı İşgücü Araştırması (HİA) sonuçları 28 Şubat 2025’te yayımlandı. Mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 8,4 mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsizlik oranı (âtıl işgücü) ise yüzde 28,1 olarak hesaplandı.

TÜİK’e göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde dar tanımlı işsiz sayısı (mevsim etkisinden arındırılmış) 2025 Ocak ayında 3 milyon 2 bin oldu.

DİSK-AR tarafından TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı ise Ocak 2025’te 11 milyon 260 bin kişi olarak gerçekleşti. 2020, 2024 ve 2025 Aralık dönemlerinde dar ve geniş tanımlı işsizlik arasındaki makas genişlemeye devam ediyor.

“Geniş tanımlı işsiz sayısı 10 milyon 169 bin”

Covid-19 pandemisi öncesi, Ocak 2020’de dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 13, dar tanımlı işsiz sayısı 4 milyon 150 bindi. Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 21,4 ve sayısı 7 milyon 343’tü. Bir yıl önce, Ocak 2024’te ise dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 9,1, dar tanımlı işsiz sayısı 3 milyon 217, geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 26,1, geniş tanımlı işsiz sayısı ise 10 milyon 169 bindi.

Dar tanımlı işsizlik geriliyor gibi görülse de geniş tanımlı işsizlikte artış devam ediyor. Pandemi öncesi döneme göre dar tanımlı işsizlik oranı 4,6 puan gerilemişken geniş tanımlı işsizlik oranı 6,7 puan artmıştır. Geniş tanımlı işsiz sayısındaki artış ise 3,9 milyon olmuştur. Son bir yılda ise geniş tanımlı işsiz sayısı 1 milyon 91 bin kişi artmıştır.

Geniş tanımlı işsiz sayısı Ocak 2020’de 7 milyon 343 bin, Ocak 20204’te 10 milyon 169 bin ve Ocak 2025’te 11 milyon 260 bin olarak gerçekleşti. Geniş tanımlı işsiz sayısındaki artışın sebebi zamana bağlı eksik istihdam ve ümitsiz işsizler ile iş aramayıp çalışmaya hazır olanları, iş arayan ancak hemen çalışmaya başlayamayacak olanları kapsayan potansiyel işgücü sayısındaki artıştır.

Haftalık 40 saatten daha az çalışan ve imkânı olması durumunda daha çok çalışmayı isteyenleri kapsayan zamana bağlı eksik istihdam edilenlerin sayısı son bir yılda 445 bin artarak 3,7 milyon oldu. Zamana bağlı eksik istihdamdaki artış geçim sıkıntısının sonucu olarak ortaya çıkıyor. Potansiyel işgücü sayısı ise son bir yılda 860 bin kişi artarak 4,6 milyona yükseldi.

Rapordan diğer bulgular şöyle: TÜİK tarafından açıklanan dört ayrı işsizlik türünde de kadın işsizliği erkek işsizliğinden oldukça yüksek seyrediyor. Ocak 2025’te mevsim etkisinden arındırılmış HİA verilerine göre işsizlik türlerinin en yüksek olduğu kategori yüzde 37,5 ile geniş tanımlı kadın işsizliği oldu.

İşsizlik türlerinde ikinci yüksek işsizlik kategorisi yüzde 28,1 ile geniş tanımlı işsizliktir. Ocak 2025’te üçüncü en yüksek işsizlik kategorisi ise yüzde 22,7 genç kadın işsizliği oldu. Dar ve geniş tanımlı işsizlik arasındaki makas açılıyor: Ocak 2025’te ise dar tanımlı işsizlik yüzde 8,4 iken geniş tanımlı işsizlik yüzde 28,1 olarak gerçekleşti.”

Paylaşın

TÜİK’e Göre İşsizlik Oranı Yüzde 28,1

Atıl işgücü oranı ocak ayında bir önceki aya göre 0,1 puan artarak yüzde 28,1 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 18,8 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 18,9 olarak tahmin edildi.

Haber Merkezi / 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,8 puan azalarak yüzde 14,9 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 10,6, kadınlarda ise yüzde 22,7 olarak tahmin edildi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İşgücü İstatistikleri Ocak 2025 verilerini açıkladı.

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı ocak ayında bir önceki aya göre 25 bin kişi azalarak 3 milyon 2 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,1 puan azalarak yüzde 8,4 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 6,5 iken kadınlarda yüzde 12,1 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerin sayısı ocak ayında bir önceki aya göre 195 bin kişi azalarak 32 milyon 531 bin kişi, istihdam oranı ise 0,3 puan azalarak yüzde 49,2 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,4 iken kadınlarda yüzde 32,3 oldu.

İşgücü ocak ayında bir önceki aya göre 219 bin kişi azalarak 35 milyon 534 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,4 puan azalarak yüzde 53,7 oldu. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,0 iken kadınlarda yüzde 36,7 oldu.

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,8 puan azalarak yüzde 14,9 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 10,6, kadınlarda ise yüzde 22,7 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi ocak ayında bir önceki aya göre 0,8 saat artarak 43,4 saat olarak gerçekleşti.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı ocak ayında bir önceki aya göre 0,1 puan artarak yüzde 28,1 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 18,8 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 18,9 olarak tahmin edildi.

Paylaşın