DİSK-AR: İşsizlik Oranı Yüzde 21,3

DİSK’in araştırma merkezi DİSK-AR, mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 8,5, mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsizlik oranı (âtıl işgücü) ise yüzde 21,3 seviyesinde olduğunu açıkladı.

Haber Merkezi / DİSK-AR’ın Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) atıl işgücü oranı dikkate alarak yaptığı hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı ekim ayında 8 milyon 143 bin oldu.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Araştırma Merkezi (DİSK-AR) ‘İşsizlik ve İstihdamın Görünümü’ raporu açıklandı. Buna göre; mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 8,5, mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsizlik oranı (atıl işgücü) ise yüzde 21,3 seviyesinde gerçekleşti.

Raporda Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) atıl işgücü oranı dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı Ekim 2023’te 8 milyon 143 bin olarak gerçekleşti.

Raporda, TÜİK’in açıkladığı Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde dar tanımlı işsiz sayısının (mevsim etkisinden arındırılmış) 2023 Ekim ayında 2 milyon 961 bin olduğu bilgisine yer verilerek “Bu veri gerçeği yansıtmıyor. Gerçek işsiz sayısı 8,1 milyondur” denildi.

“TÜİK’in dar tanımlı işsiz sayısı ile geniş tanımlı işsiz sayısı arasındaki puan farkı 13’tür. Dar ve geniş işsizlik arasındaki makasın bu denli açılmasının en önemli nedeni zamana bağlı eksik istihdam sayısı, ümidini kaybedenlerin, iş aramayıp çalışmaya hazır olanların ve iş arayıp işbaşı yapamayacak olanların sayısındaki artıştır. Böylece dar tanımlı işsizlik sınırlı kalırken geniş tanımlı işsizlik arasındaki fark açılmaktadır” ifadelerine yer verildi. Geniş tanımlı işsizlik (atıl işgücü) erkeklerde yüzde 16,6, kadınlarda ise yüzde 29,4 olarak hesaplandı.

DİSK-AR raporunda şunlara yer ver verildi: “TÜİK’in Ekim 2023 Hanehalkı İşgücü Araştırması (HİA) sonuçları 11 Aralık 2023’te yayımlandı. Mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 8,5, mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsizlik oranı (atıl işgücü) ise yüzde 21,3 seviyesinde gerçekleşti.

TÜİK’e göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde dar tanımlı işsiz sayısı (mevsim etkisinden arındırılmış) 2023 Ekim ayında 2 milyon 961 bin oldu.

TÜİK tarafından açıklanan dört ayrı işsizlik türünde de kadın işsizliği erkek işsizliğinden oldukça yüksek seyrediyor. Ekim 2023’te mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı erkeklerde yüzde 7 iken kadınlarda yüzde 11,3 olarak gerçekleşti. Geniş tanımlı işsizlik (atıl işgücü) erkeklerde yüzde 16,6, kadınlarda ise yüzde 29,4 olarak hesaplandı.

Ekim 2023 mevsim etkisinden arındırılmış HİA verilerine göre işsizlik türlerinin en yüksek olduğu kategori yüzde 29,4 ile geniş tanımlı kadın işsizliği olmaya devam ediyor. İkinci yüksek işsizlik kategorisi yüzde 21,3 ile geniş tanımlı işsizliktir. Ekim 2023’te üçüncü en yüksek işsizlik kategorisi ise yüzde 21 ile genç kadın işsizliği oldu.

Son 1 yılda geniş tanımlı işsiz sayısı 547 bin artarak 7,6 milyondan 8,1 milyona yükseldi. Covid-19 salgını sonrası geniş tanımlı işsizlik oranı 2,5 puan, geniş tanımlı işsiz sayısı ise 7 milyon 731 bin kişi arttı.

Paylaşın

DİSK Asgari Ücret Talebini Açıkladı: Net 13 Bin 200 TL Olmalı

DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu, “Yaşadığımız yüksek enflasyon koşullarında enflasyon tek haneye düşene kadar asgari ücret yılda 4 kez güncellenmelidir. Asgari ücret uluslararası standartlara göre hesaplanmalıdır. Asgari ücret bir geçim ücreti olmalıdır.” dedi ve ekledi:

“Asgari ücret belirlenirken yoksulluk sınırı kriter olarak dikkate alınmalıdır. Yoksulluk sınırını gözden kaçıran bir asgari ücret tespiti Türkiye’deki milyonlarca işçinin yoksulluğa mahkum edilmesi anlamına gelmektedir. Gerek yüksek gıda enflasyonu gerekse de ekonomik büyüme dikkate alındığında asgari ücret net 13 bin 200 lira olmalıdır.”

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında asgari ücret taleplerini açıkladı.

“Asgari değil, insanca yaşam” başlığıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Çerkezoğlu, asgari ücretin geçim ücreti olması gerektiğine dikkat çekerken “Asgari ücret net 13 bin 200 lira olmalıdır” dedi.

Türkiye’de milyonlarca emekçinin asgari ücretle yaşamaya mahkum edildiğini söyleyen DİSK Genel Başkanı, “Yüksek enflasyonla beraber işçiler, emekçiler, emekliler, dar gelirliler ve milyonlar açısından geçinmek mucizeye dönüştü” dedi.

AKP iktidarının politikaları nedeniyle işçilerin gelirlerinin eridiğini ve alım gücünün giderek düştüğünü ifade eden Arzu Çerkezoğlu, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon rakamlarının ‘baskılandığını’ belirtti. Çerkezoğlu, şunları kaydetti:

“TÜİK’in eksik hesaplanmış rakamlarına göre bile enflasyon yüzde 84, gıda enflasyonu ise yüzde 100’ün üzerine çıktı artık, yüzde 103… Emekliler ve düşük gelirlilerde ise gıda enflasyonu yüzde 130-150 bandında. Bu yüksek enflasyon bölüşüm ilişkilerini olumsuz yönde etkiliyor ve gelir dağılımı adaletsizliği giderek artıyor. Son yıllarda iş gücünün milli gelirden aldığı pay gerilerken sermayenin aldığı pay giderek artıyor. Yoksuldan alıp zengine, ücretliden alıp sermayeye veren bu düzen ücretlerin baskı altına alınması üzerinden şekilleniyor. Emeği ucuzlatmaya dayalı bu politikaların sonucu olarak açlık sınırının bile altındaki asgari ücret bir ortalama ücret haline geldi. Türkiye’de asgari ücretle çalışanların oranı giderek yükseliyor. Avrupa Birliği ülkelerinde asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 4’ler seviyesindeyken Türkiye’de bu oran yüzde 50’yi çoktan aştı.

‘Asgari ücret ortalama ücret haline geliyor’

Diğer taraftan asgari ücrete dahi erişemeyen kayıt dışı çalışanları da düşünürsek milyonlar var. Sendikalaşma engellendikçe, toplu pazarlık yasaklandıkça, grevler yasaklandıkça asgari ücretle çalışanların sayısı artmaya devam ediyor. Öte yandan asgari ücretteki artışın diğer ücretlere yansıtılmaması nedeniyle asgari ücret ortalama ücret haline geliyor. Ülkemiz bir asgari ücretliler toplamı haline gelirken, alım gücü her geçen gün daha fazla geriliyor. Bugün asgari ücreti konuşurken ortalama ücret, konuşuyoruz. Bu koşullar altında asgari ücretin insanca yaşanacak bir ücret olarak belirlenmesi ülkemiz açısından son derece yaşamsal bir önem taşıyor.

Bu çarpıcı tabloya rağmen Türkiye’de asgari ücretin belirlenmesinde uluslararası standartlar dikkate alınmıyor. İşçinin ailesinin geçimi hesaba katılmıyor ve asgari ücret tek bir işçinin üzerinden hesaplanıyor. Asgari ücret tartışmaları resmi enflasyona hapsedilmek isteniyor. Bugünlerde bol bol duyacağımız ‘Asgari ücreti enflasyona ezdirmedik’ ifadesi o nedenle hakikati yansıtmıyor. Gerek resmi verilerin baskılanması gerekse düşük gelir gruplarına ait enflasyon hesaplamalarının yapılmıyor olması asgari ücrette çok ciddi bir kayba yol açıyor.

‘Türkiye büyüyorsa payımızı istiyoruz’

Asgari ücret belirlenirken sadece enflasyon değil geçim koşulları ve ülke ekonomisinin büyümesi de esas alınmalıdır. DİSK olarak meydanlarda sık sık ifade ettiğimiz gibi biz çalışıyoruz, biz üretiyoruz Türkiye büyüyorsa payımızı istiyoruz. Türkiye milyonlarca emekçinin alın teriyle büyüyor ama bu büyümeden payımızı alamıyoruz. O nedenle sadece enflasyona hapsedilmiş asgari ücret tartışması, emeğin milli gelirden aldığı payın sürekli olarak düşmesine yol açıyor. Biliyoruz ki vergide adalet olmadan gelirde adalet olmaz. Adaletsiz vergi sistemi yoluyla yılın ilk aylarında bir üst vergi dilimine giriyoruz ve yıl içinde elimize geçen net ücret önemli ölçüde azalıyor.”

‘Asgari ücret 13 bin 200 TL olmalı’

Konuşmasının devamında yüksek enflasyon koşullarında asgari ücretin yıl içerisinde 4 kez güncellenmesi gerektiğini belirten Arzu Çerkezoğlu, DİSK’in asgari ücret talebinin 13 bin 200 lira olduğunu açıkladı. Çerkezoğlu şunları söyledi:

“Asgari ücretin tespitinde, asgari ücretin bir ortalama ücret olduğu asla unutulmamalı ve asgari ücret bu gerçek dikkate alınarak belirlenmelidir. Asgari baskılanmış ve gerçeği yansıtmayan resmi rakamlara göre değil, geçim şartlarına ve ekonomik büyümeye göre saptanmalıdır. Dar gelirlilerin gıda enflasyonu ve kişi başına düşen milli gelir esas alınmalı, böylelikle asgari ücretin gerçek enflasyon karşısındaki kayıpları giderilerek büyümeden payını alması sağlanmalıdır.

Yaşadığımız yüksek enflasyon koşullarında enflasyon tek haneye düşene kadar asgari ücret yılda 4 kez güncellenmelidir. Asgari ücret uluslararası standartlara göre hesaplanmalıdır. Asgari ücret bir geçim ücreti olmalıdır. Asgari ücret belirlenirken yoksulluk sınırı kriter olarak dikkate alınmalıdır. Yoksulluk sınırını gözden kaçıran bir asgari ücret tespiti Türkiye’deki milyonlarca işçinin yoksulluğa mahkum edilmesi anlamına gelmektedir. Gerek yüksek gıda enflasyonu gerekse de ekonomik büyüme dikkate alındığında asgari ücret net 13 bin 200 lira olmalıdır.”

Paylaşın

Dar Gelirlinin Enflasyonu Yüzde 126-146 Arasında

Yaşanan derin ekonomik kriz her gün yeni bir rapora yansıyor. Son olarak, DİSK-AR’ın yayınladığı rapora göre, ekim sonu itibariyle gıda enflasyonu yıllık ortalama yüzde 99,1 olarak gerçekleşti. Enflasyon, alım gücü düşük kesimlerde ise yüzde 126-146 arasında hissedildi.

Rapora göre, üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 107,6 olurken, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 127,6, en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 146,2 olarak gerçekleşti.

Dördüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 98,1 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 72,9 oldu. Böylece en yoksul gelir grubu yüzde 146,2 oranında gıda enflasyonu hissederken, en yüksek gelir grubu ise yüzde 72,9 oranında gıda enflasyonu hissetmiş oldu.

DİSK-AR ortaya çıkan bu durum için enflasyonun gelir gruplarına göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koyduğunu savundu.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) dün Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayımladığı enflasyon verilerinin ardından bir rapor paylaştı.

Raporda “TÜİK tarafından yayımlanan resmi enflasyon oranları farklı gelir gruplarını yansıtmıyor” diyen DİSK-AR kendi raporunda emeklilerin, dar gelirlilerin, düşük gelirlilerin hissettiği enflasyona yer verdi.

TÜİK’in ham verileri üzerinde hesaplamalar yaparak hazırlanan rapora göre gıda enflasyonu ortalama yüzde 99,1 olarak gerçekleşirken emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 126,2 oldu.

Üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 107,6 olurken, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 127,6, en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 146,2 olarak gerçekleşti.

Dördüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 98,1 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 72,9 oldu. Böylece en yoksul gelir grubu yüzde 146,2 oranında gıda enflasyonu hissederken, en yüksek gelir grubu ise yüzde 72,9 oranında gıda enflasyonu hissetmiş oldu.

DİSK-AR ortaya çıkan bu durum için enflasyonun gelir gruplarına göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koyduğunu savundu.

AKP döneminde 10’a katlandı

Ekim 2022’de yüzde 85,5 olan resmi enflasyonun AKP dönemi için yeni bir rekor anlamına geldiğini belirten DİSK-AR “Aralık 2002’de yüzde 29,7’lik bir enflasyon devralan AKP 20 yılda enflasyonu 56 puan artırmış oldu” dedi.

Ayrıca AKP iktidarı döneminden bazı veriler de paylaştı. Yine rapora göre AKP hükümeti döneminde, 2003 ve 2022 Ekim arası dönemde tüketici fiyatları ve gıda fiyatları 10 ila 14 kat arttı.

Ayrıca son yıllarda gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki fark açılmaya başladı. 2012 Ekim’de 212 olan TÜFE 2022 Ekim’de 1.084 olurken, 2012 Ekim’de 217 olan gıda fiyatları endeksi 2022 Ekim’de 1.444 oldu. 2022 Ekim’de iki endeks arasındaki fark 360 puana yükseldi.

TÜİK verileri

TÜİK’e göre TÜFE’deki değişim Ekim’de bir önceki aya göre yüzde 3,54, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 57,80, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 85,51 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 65,26 olarak gerçekleşti.

TÜİK’e göre artışın en yüksek olduğu üç ana harcama gurubu ise sırasıyla, yüzde 117,15 ile ulaştırma, yüzde 99,05 ile gıda ve alkolsüz içeçekler ve yüzde 93,63 ile ev eşyası oldu. Böylece ulaştırmada üç haneli enflasyon gerçekleşti.

TÜİK’e göre Yurt İçi-Üretici Fiyatları Endeksi (Yİ-ÜFE) (2003=100) ise 2022 Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 6,19 ve bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 157,69 olarak gerçekleşti.

TÜFE ile Yİ-ÜFE arasındaki makas açılmaya devam ediyor. Yİ-ÜFE ve TÜFE değişim arasındaki fark 72,18 puana ulaştı.

Paylaşın

DİSK-AR: İşsiz Sayısı 8,5 Milyona Yükseldi

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR), Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) bugün açıkladığı işsizlik verilerine ilişkin bir rapor yayımladı.

TÜİK’in verilerinin genişletilmiş hali olan rapora göre Türkiye’de geniş tanımlı işsiz sayısı 8,5 milyon kişiye yükseldi. Ayrıca geniş tanımlı işsizlik son bir yılda 781 bin kişi arttı. Geniş ve dar tanımlı işsizlik arasındaki puan farkı da 12,4’e çıktı.

Öte yandan İŞKUR’a göre işsiz sayısı son bir yılda 542 bin artarken TÜİK’e göre 307 bin azaldı. İŞKUR’un Temmuz 2021 ile Temmuz 2022 arasında son 1 yıllık dönemde kayıtlı işsiz sayısı 2 milyon 995 binden 3 milyon 538 bine yükseldi, kayıtlı işsiz sayısında yaklaşık yüzde 18,1’lik bir artış gerçekleşti.

Kadın istihdamı azalıyor

İŞKUR’a işsizlik kaydı yaptıranların 301 binini kadınlar, 241 bini ise erkekler oluştu. TÜİK’e göre ise son 1 yılda kadın işsizliği 40 bin, erkek işsizliği ise 267 bin azaldı.

DİSK-AR raporda bununla ilgili “İŞKUR’un kayıtlı işsiz sayıları kayıtlara, TÜİK’in işsizlik verileri ise ankete dayalı olarak hesaplanıyor. İki kurumun metodolojileri farklı da olsa İŞKUR tarafından aylık istatistik bültenlerinde açıklanan kayıtlı işsiz sayıları işsizliği anlamamız açısından önemli göstergedir. Olağan seyirde İŞKUR’un kayıtlı işsiz sayılarının TÜİK’in işsiz sayılarına yansıması beklenir. Ancak uzun bir süredir iki kurumun işsiz sayıları arasındaki farklar birbirinden zıt bir eğilim izlemektedir” dedi.

DİSK-AR “İŞKUR ile TÜİK arasındaki sayılardaki uyumsuzluğun sorunlu olduğunu düşünüyoruz” yorumu yaptı.

Geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 29,9

DİSK-AR ayrıca TÜİK veririne göre işsizlik türlerinin en yüksek olduğu kategorinin yüzde 29,9 ile geniş tanımlı kadın işsizliği olduğunu aktardı. İkinci yüksek işsizlik kategorisi ise genç kadınları gösterdi.

“Temmuz 2022’de genç kadın (15-24) işsizliği 24,7’dir. Bilindiği gibi salgın döneminde diğer işsizlik kategorilerine göre kadın işsizlik türleri genele göre çok daha yüksek gerçekleşti ve bu eğilim devam ediyor.” dedi.

DİSK-AR işsizlikle mücadelede şu önerileri sıraladı:

  • Haftalık çalışma süresi gelir kaybı olmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.
  • İş Yasasının 25/II. Maddesi (Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller) yeniden düzenlenmeli ve keyfi işten çıkarmalar sona ermelidir.
  • İşsizlik sigortası ödeneğinden yararlanma koşulları ve ödenek miktarı iyileştirilmelidir.
  • İşsizlik Sigortası Fonu’nun amaç dışı kullanımına son verilmelidir. Fon’dan işverenlere dönük teşvik ve destekler sona erdirilmelidir.
  • Kamu istihdamının artırılması, kamuda eğreti ve güvencesiz çalışma biçimleri yerine, kadrolu ve güvenceli istihdam artışının sağlanması yaşamsal önemdedir. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalı ve kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.
  • İşbaşında eğitim adı altında çırak, stajyer, kursiyerlerin ve bursiyerlerin ucuz işgücü deposu olarak kullanılması uygulamasına son verilmelidir.
  • Uluslararası çalışma normları doğrultusunda herkese en az bir ay ücretli yıllık izin hakkı tanınmalıdır.
  • Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanımı güvence altına alınmalı, sendikal barajlar kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
  • Kadın istihdamının artırılması ve işsizliğinin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakım hizmetleri devletin gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini sağlaması ile kadının üzerinden alınmalıdır.
Paylaşın

DİSK-AR: Geniş Tanımlı İşsizlik Dar Tanımlı İşsizliğin İki Katı

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından bugün yayımlanan işsizlik verilerine ilişkin İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Raporu’nu hazırladı.

Geniş tanımlı işsizliğin dar tanımlı işsizliğin iki katı olduğu, geniş tanımlı işsiz sayısının 7 milyon 607 bin olarak hesaplandığı, geniş tanımlı işsiz sayısının salgın öncesine göre 1 milyon 35 bin arttığı, genç kadın işsizliğinin yüzde 28,3 olduğu vurgulandı.

Rapor şu şekilde özetlendi: “Mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 10,3,mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsizlik oranı (âtıl işgücü) ise yüzde 20,4 seviyesinde gerçekleşti. TÜİK’e göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı (mevsim etkisinden arındırılmış) 2022 Haziran ayında bir önceki aya göre136 bin kişi azalarak 3 milyon 541 bin kişi oldu.

“DİSK-AR tarafından TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı ise Haziran 2022’de 7 milyon 607 bin kişi olarak gerçekleşti.

TÜİK’e göre işsizlik azaldı

TÜİK’e göre Haziran’da işsiz sayısı azaldı. Mayıs’a oranla 136 bin kişi düşerek 3 milyon 541 bin kişi oldu.

Dar tanımlı işsizlik oranı ise 0,3 puanlık azalış ile yüzde 10,3 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 8,5 iken kadınlarda yüzde 13,8 olarak tahmin edildi. Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı da (geniş tanımlı işsizlik) bir önceki aya göre 1,7 puan azalarak yüzde 20,4 oldu.

İstihdam edilenlerin sayısı Haziran’da bir önceki aya göre 46 bin kişi azalarak 30 milyon 866 bin kişi, istihdam oranı ise 0,1 puanlık azalış ile yüzde 47,8 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 65,3 iken kadınlarda yüzde 30,6 olarak gerçekleşti.

İşgücü ise Haziran’da bir önceki aya göre 182 bin kişi azalarak 34 milyon 407 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,4 puanlık azalış ile yüzde 53,2 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,3, kadınlarda ise yüzde 35,5 oldu.

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre değişim göstermeyerek yüzde 20,4 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 16,3, kadınlarda ise yüzde 27,9 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi de bir önceki aya göre 0,6 saat artarak 44,5 saat olarak gerçekleşti.

Paylaşın

“Türkiye Kadın İşsizlik Oranının En Yüksek Olduğu Ülkeler Arasında”

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) / Genel-İş Araştırma Dairesi her yıl hazırladığı Kadın Emeği Raporu’nu paylaştı. Sendikanın Araştırma Dairesi Emar’ın (Emek Araştırma) her yıl 8 Mart’ta hazırladığı Kadın Emeği Raporu, eşitsizlikle mücadele etmek zorunda bırakılan kadınların iş yaşamını mercek altına alıyor.

Kadın Emeği Raporunda şu ifadeler yer alıyor:

“Türkiye’de kadınların istihdama katılım oranı, AB ve OECD ülkelerinin oldukça altındadır. Yıllar içerisinde birçok ülkede kadınların istihdama katılımını artırmaya dönük politikaların etkisi ile kadın istihdamı artarken, ülkemizde bu oran oldukça sınırlı bir artış göstermiştir. Türkiye istihdamda cinsiyet açığının en yüksek olduğu ülkelerin başında gelmektedir.

Cinsiyete göre ülkelerin işsizlik oranına bakıldığında; Türkiye’nin kadın işsizlik oranının, birçok ülkeye göre yüksek olduğu görülmektedir. Yıllar içerisinde dar tanımlı kadın işsizlik oranına bakıldığında kadınların işsizlik oranlarının daha da yükseldiği ve kadın erkek işsizlik farkının kadınlar aleyhine daha da açıldığı görülmektedir.

İşsizlikten en fazla genç kadınlar etkileniyor. TÜİK 2021 yılı 4. çeyrek verilerine göre, 15-24 yaş arası genç kadın işsizliği 493 bin kişi ile yüzde 27,2’dir. Oysaki geniş tanımlı genç kadın işsizliği 943 bin kişi ile yüzde 42,7’dir ve dar tanımlı işsizliğin iki katıdır.”

Bazı veriler şöyle sıralandı:

  • OECD ülkeleri ortalamasında istihdamda cinsiyet açığı yüzde 14,5; AB ülkeleri ortalamasında yüzde 10 iken,
  • Türkiye’de yüzde 39,1.
  • Türkiye kadın işsizlik oranının en yüksek olduğu ülkelerden biri.
  • İşsiz kadın sayısı her geçen gün artıyor: 2020 yılında geniş tanımlı kadın işsiz oranı yüzde 36,6 oldu.
  • Genç kadın işsizliği resmi verilerin 2 katı.
  • 13,3 milyon kadın ücretsiz bakım emeği verdiği için çalışma hayatına katılamıyor.
  • Her 10 kadından 3’ü kayıt dışı çalıştırılıyor. 1,2 milyondan fazla kadın ise hem yarı zamanlı hem de kayıt dışı çalıştırılıyor.
  • Erkekler, kadınlardan yüzde 27,4 daha fazla kazanıyor.
  • Her 10 kadın işçiden sadece biri sendikalı: Kadın işçilerin sendikalaşma oranı yüzde 10 iken, erkeklerin yüzde 15,7’dir.
  • Kadınların en çok sendikalı olduğu işkolu: Sağlık ve sosyal hizmetler.
  • Genel işler işkolunda sendikalı kadın işçi oranı yüzde 34,5.
  • Kamu görevlileri sendikalarında kadınların sendikalaşma oranı yüzde 56,6’dır.

Raporun tamamı için burayı TIKLAYIN

Paylaşın

Açlık Sınırı 4 Bin 131, Yoksulluk Sınırı 14 Bin 288 TL’ye Yükseldi

Dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı yani açlık sınırı 4 bin 131, eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte yapılması gereken harcama tutarı yani yoksulluk sınırı 14 bin 288 liraya yükseldi.

Haber Merkezi / Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Birleşik Metal-iş Sendikası Araştırma Merkezi tarafından Açlık ve Yoksulluk Sınırı Ocak 2022 Raporu hazırlandı. Buna göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 4 bin 131 lira, yoksulluk sınırı ise 14 bin 288 lira olarak gerçekleşti.

Sendikanın araştırma merkezinden yapılan açıklama şöyle:

Dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı Ocak 2022 için 4 bin 131 liradır. Bu harcama tutarı sadece gıda için yapılması gereken minimum tutardır. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 14 bin 288 lira olarak gerçekleşmiştir.

Sağlıklı beslenmek için her aile ferdinin alması gereken kalori miktarı farklılık göstermektedir. Yetişkin bir erkeğin sağlıklı bir biçimde beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 1.108 liradır. Bu değer yetişkin bir kadın için 1.064, 15-18 yaş bir genç için 1.179, 4-6 yaş arası bir çocuk için 780 liradır. Sağlıklı bir biçimde beslenmenin toplam aile bütçesine maliyeti ise 4 bin 131 lira olarak tespit edilmiştir. Bu tutar söz konusu ailenin sadece gıda için yapması gereken zorunlu harcama tutardır. Eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte bir ailenin yapması gereken harcama tutarı 14 bin 288 liraya ulaşmaktadır.

Günlük harcamalarda Ocak 2022’de en yüksek maliyet grubunu süt ve süt ürünleri grubu 49.08 liralık harcama gereksinimi ile oluşturmaktadır. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 26.74 liradır. Sebze ve meyve için yapılması gereken harcama miktarı 18.69 lira, ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 10.18 liradır. Katı yağ ve sıvı yağ ise 10.18 liralık masraf yapılması gereken ürün gruplarıdır. Yumurta için 2.68, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 7.02 lira harcama yapılması gerekmektedir.

Günlük harcamalarda Ocak 2022’de en yüksek maliyet grubunu süt ve süt ürünleri grubu 35.41 liralık harcama gereksinimi ile oluşturmaktadır. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 19.92 liradır. Sebze ve meyve için yapılması gereken harcama miktarı 14.28 lira, ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 6.80 liradır. Katı yağ ve sıvı yağ ise 7.13 liralık masraf yapılması gereken ürün gruplarıdır. Yumurta için 1.86, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 4,95 lira harcama yapılması gerekmektedir.

Daha dar bir gruplandırmaya göre harcamalarda süt ve süt ürünlerinin payı yüzde 35.6 ile en yüksek paya sahiptir. Et, yumurta ve kurubaklagil grubunun payı yüzde 28 ile ikinci sıradadır. Sebze ve meyvenin harcamalar içindeki payı yüzde 13.6’dır. Ekmek, makarna vb. için ise pay yüzde 10.3’tür. Diğer gıda hacamalarının toplam içindeki payı ise yüzde 12.5’dir.

Paylaşın

DİSK-AR, TÜİK’i Yalanladı: Gerçek İşsiz Sayısı 8 Milyon 365 Bin

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Araştırma Merkezi (DİSK-AR), Aralık 2021’de geniş tanımlı işsiz sayısının bir önceki aya göre 314 bin arttığını, geniş tanımlı işsizlik oranının ise yüzde 22,6 olduğunu açıkladı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Aralık 2021’e ilişkin işgücü istatistiklerini açıklamasının ardından DİSK-AR’ın İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Raporu da yayımlandı.

Rapora göre geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 22,6, gerçek işsiz sayısı 8 milyon 365 bin oldu. DİSK-AR, dar tanımlı genç işsizliğinin yüzde 20,8, dar tanımlı genç kadın işsizliğinin yüzde 26,1, geniş tanımlı kadın işsizliğinin de yüzde 29,6 olduğunu açıkladı.

TÜİK’e göre mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 11,2, mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsizlik oranı (âtıl işgücü) ise yüzde 22,6 seviyesinde gerçekleşti.

TÜİK’e göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı (mevsim etkisinden arındırılmış) 2021 Aralık ayında bir önceki aya göre 2 bin kişi artarak 3 milyon 794 bin kişi oldu.

DİSK-AR tarafından hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı ise Aralık 2021’de 8 milyon 365 bin kişi olarak gerçekleşti.

Raporda, cinsiyete göre işsizlik oranlarında kadın işsizliğinin tüm işsizlik türlerinde en yüksek kategori olarak görülmeye devam ettiği vurgulandı.

Erkek işsizliği 159 bin azaldı

Mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı erkeklerde yüzde 9,9 iken kadınlarda yüzde 13,8’e yükseldi. Son 1 yılda kadın işsizliği 164 bin artarken, erkek işsizliği 159 bin azaldı.

Geniş tanımlı işsizlik (âtıl işgücü) ise erkeklerde yüzde 18, kadınlarda ise yaklaşık yüzde 30 oldu. Geniş tanımlı kadın işsizliği ile geniş tanımlı erkek işsizliği arasındaki fark ise 10,8 puan.

İŞKUR verilerine göre kayıtlı işsiz sayısı Aralık 2020 ve Aralık 2021 arası bir yıllık dönemde 2 milyon 959 binden 3 milyon 171 bine yükselerek 212 bin kişi arttı. TÜİK’e göre ise son bir yılda dar tanımlı işsiz sayısı bu dönemler arası 159 bin azaldı. Böylece iki veri arasındaki işsizlik sayısı farkı 371 bin oldu.

DİSK-AR buna dair “Ancak TÜİK yıllık işsizlik verilerinde bu eğilim yer almadı. TÜİK’in yıllık işsizlik verilerinin salgın dönemindeki işten çıkarma yasağı nedeniyle karşılaştırılabilir olmadığını ve yıllık karşılaştırmada ciddi sorunlar olduğunu düşünüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Paylaşın

Arzu Çerkezoğlu: TÜİK Felaketi Gizleyemiyor

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon rakamları ile ilgili olarak açıklama yaptı.

Çerkezoğlu, “Aylardır Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı enflasyon verileri ülkemizin karşı karşıya olduğu ekonomik felaketi ortaya koydu. Emekçilerin yaşadığı reel gelir kaybı ve yoksullaşma gerçeklikten uzak olduğu için eleştirilen TÜİK’in verilerinde dahi gizlenemedi” dedi.

Çerkezoğlu, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

2021 yılı enflasyonu TÜİK tarafından yüzde 36,08 olarak açıklanırken, emekçilerin harcamalarının ağırlıklı bir bölümünü oluşturan gıdadaki enflasyon ise çok daha yüksek oranlarda tespit edildi. TÜİK’e göre 2005’te yüzde 4,9 olan gıda enflasyonu 2021’e gelindiğinde yüzde 43,8’e yükseldi.

TÜİK verileri esas alınarak DİSK-AR tarafından yapılan hesaplamalara göre, gelir düzeyi düştükçe gıda enflasyonunun da arttığı görüldü. En düşük gelirli yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 64,6, ikinci en düşük gelirli yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 56,4, emeklilerin gıda enflasyonu ise yüzde 55,8 olarak hesaplandı.

TÜİK’in resmi verileri esas alındığında dahi 2022 yılı için verilen asgari ücret artışı daha işçilerin eline geçmeden eridi. Son dört yılda da Aralık 2016 ile 2020 arasındaki resmi enflasyon yüzde 72,6 oranında artarken ortalama brüt işçi ücretleri 4 yılda yüzde 30,4 artmış, yani işçiler enflasyona ezdirilmişti. Bu “gelenek” 2021 yılında da bozulmadı. 2021 yılının TÜİK verilerine göre bile işçiler enflasyonun altında bir kez daha ezildi.

“Tarihte eşi benzeri görülmemiş bir yoksullaşma tehdidi ile karşı karşıyayız”

Yeni yılda yapılan zamlara da değinen Çerkezoğlu, şöyle konuştu:

2022’nin ilk saatlerinde elektrik ve doğalgaza yapılan, bu nedenle 2021 enflasyon rakamlarına yansımayan ve yüzde 125’leri bulan fahiş zamlar göz önüne alındığında, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir yoksullaşma tehdidi ile karşı karşıyayız.

Devleti yönetenler medyayı karşılarına alıp ‘negatif enflasyon’ gibi akıl dışı vaatlerde bulunurken, devletin resmi kurumlarının verileri ve faturalarımıza yapılan resmi zamlar onları her gün yalanlıyor.

‘Faiz düşürme’ iddiası ile propagandası yapılan ekonomi politikaları sonucunda hem faizler hem döviz kuru hem de enflasyon artmaya devam ediyor. Başkanlık rejimi Türkiye’yi ekonomik bir felakete sürüklerken, fatura yine emekçilere kesiliyor.
İktidar bu ağır ekonomik koşullarda geçim mücadelesi veren halkı korumak yerine, zenginleri, sermayeyi ve bankaları koruyor. ‘Kur Korumalı Vadeli Mevduat Hesabı’ gibi icatlarla bankalara ve zenginlere kaynak aktarılırken en ağır faturayı işçiler, emekçiler, emekliler, dar gelirli halkımız ödüyor.

“İnsanca yaşamak için acil tedbirler istiyoruz”

“Bizler, bu ülkenin tüm değerlerini üretenler olarak bu faturayı ödemeye mecbur değiliz” diyen Çerkezoğlu, şu ifadeleri kullandı:

Defalarca ifade ettiğimiz gibi bu ülkenin kaynakları bu ülkenin halkını insanca yaşatmaya yeterlidir. Yeter ki bu ülkenin kaynakları zengini zengin etmek için değil sosyal politikalar için kullanılsın.

İşçi sınıfını karakışta ağır bir geçim mücadelesine sokanlara bir kez daha sesleniyoruz. Soframızdaki ekmeği küçültmemizi, kışı titreyerek geçirmemizi tavsiye edenleri önümüze sürüp durmayın. Önlem alın! Geçinmek için, insanca yaşamak için acil tedbirler istiyoruz.

DİSK’in önerileri şöyle sıralandı:

Bütün ücretlere asgari ücret artış oranı kadar zam, bütün hanelere asgari gelir desteği.

İşçilerin vergi yükü azaltılsın. Asgari ücret sonrası ilk vergi dilimi oranı yüzde 10’a indirilsin. Vergiye esas tarife dilimleri en az yüzde 50 artırılsın.

Elektrik, su, doğalgaz ve internet faturalarına son 3 ayda yapılan tüm zamlar geri alınsın. Faturalar vergi ve kesintiden muaf tutulsun.

Gıda ucuzlasın, tüm gıda ürünlerinde ve temel tüketim mallarında KDV sıfırlansın.

En düşük emekli aylığı asgari ücretten az olmamak üzere emekli aylıklarına asgari ücret artış oranı kadar zam yapılmalı ve EYT’lilerin emeklilik hakkı verilsin.

Paylaşın

2020 yılında 177 bin işçi Kod-29 bahanesiyle işten çıkarıldı!

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Dairesi (DİSK-AR), 2020 yılında 176 bin 662 işçinin Kod-29 nedeniyle işten çıkarıldığını açıkladı. Açıklamada işten çıkarılanların 34 bin 145’in kadın ve 142 bin 517’sinin ise erkek işçi olduğu belirtildi.

Haber Merkezi / DİSK-AR, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle işten çıkarmanın yasak olduğu 2020 yılında 176 bin 662 işçinin Kod-29 gerekçesiyle işten çıkarıldığını açıkladı.

Açıklamada işten çıkarılanların 34 bin 145’in kadın ve 142 bin 517’sinin ise erkek işçi olduğu belirtildi. Açıklanan verilere göre, Kod-29 ile işten çıkarılanların sayısı ayda ortalama 14 bin 772 ve günde ortalama 491 kişi oldu.

DİSK-AR tarafından yapılan açıklama şöyle;

Kamuoyunda “Kod-29” olarak bilinen ve işçinin iş sözleşmesinin işveren tarafından İş Kanunu’nun 25-II maddesinde yer alan “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” gerekçesi ile feshedilmesi çalışma yaşamının kanayan bir yarasıdır.

Bilindiği gibi Sosyal Güvenlik  Kurumu (SGK) işten çıkarma veya ayrılma kodlarına ilişkin verileri yayımlamıyor. DİSK-AR tarafından CİMER başvurusu ile SGK’den elde edilen verilere göre 2020 yılında 176 bin 662 işçi Kod-29 nedeniyle işten çıkarıldı. 34 bin 145 kadın ve 142 bin 517 erkek işçi Kod-29 bahanesiyle işten çıkarıldı. Böylece Kod-29 ile işten çıkarılanların sayısı ayda ortalama 14 bin 772 ve günde ortalama 491 kişi oldu.

Kod-29 ile işten çıkarılan işçiler kıdem tazminatı ve ihbar öneli/tazminatı alamıyorlar.  Ayrıca Kod-29’dan çıkarılan işçiler İşsizlik Sigortası Fonu’ndan işsizlik ödeneğinden yararlanamıyor.

İşverenlerin uzun yılardır, işçilerin kıdem ve ihbar tazminatı haklarını gasp etmek için başvurdukları bu yöntem, Covid-19 döneminde uygulanan işten çıkarma yasağını delmek için de kötüye kullanılıyor. İş Kanunu’nun 25-II maddesi işten çıkarma yasağının istisnalarından birini oluşturuyor.

Paylaşın