Merkez Bankası’nın Swap Hariç Net Rezervleri Eksi 53,9 Milyar Dolar

8 mart itibarıyla Merkez Bankası’nın swap hariç net rezervleri eksi 53,9 milyar dolara yükseldi. Aynı dönemde yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatları 5,7 milyar dolar artışla 181,1 milyar dolar oldu.

Haber Merkezi / Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları ise 7,4 milyar lira düşüşle 2,3 trilyon liraya geriledi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 8 mart ile biten haftaya ilişkin para ve banka istatistiklerini yayınladı.

Buna göre, Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervleri 2 milyar 726 milyon dolar azalışla 77 milyar 785 milyon dolara geriledi.

Bankanın altın rezervleri 2 milyar 340 milyon dolar artışla 50 milyar 408 milyon dolardan 52 milyar 748 milyon dolara yükseldi.

Merkez Bankasının toplam rezervleri, 386 milyon dolar düşüşle 130 milyar 919 milyon dolardan 130 milyar 533 milyon dolara düştü.

Net rezervleri 20,5 milyar dolardan 20,8 milyar dolara yükselen Merkez Bankası’nın swap hariç net rezervler ise eksi 47,8 milyar dolardan eksi 53,9 milyar dolara çıktı.

Merkez Bankası’nın (TCMB) verilerine göre, yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatları geçen hafta 5,7 milyar dolar artışla 181,1 milyar dolar oldu.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, 8 mart ile biten haftada Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında 7,4 milyar TL’lik düşüş yaşandı. KKM, 2,3 trilyon TL’ye geriledi.

Paylaşın

Ocak Ayında Cari Açık 2,56 Milyar Dolar

Ocak ayında cari işlemler hesabı 2 milyar 556 milyon doları açık kaydetti. Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise 3 milyar 595 milyon dolar fazla verdi. Aynı ay resmi rezervlerde 6 milyar 207 milyon doları net azalış oldu.

Haber Merkezi / Ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı ise 4 milyar 448 milyon doları olarak kayıtlara geçti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ödemeler Dengesi Gelişmeleri Ocak 2024 verilerini açıkladı. Buna göre; Ocak ayında cari işlemler hesabı 2 milyar 556 milyon dolar açık kaydetti. Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise 3 milyar 595 milyon dolar fazla verdi.

Ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı 4 milyar 448 milyon dolar olarak gerçekleşti. Hizmetler dengesi kaynaklı net girişler 2 milyar 792 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu kalem altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler 2 milyar 195 milyon dolar oldu.

Birincil gelir dengesi ve ikincil gelir dengesi kalemleri sırasıyla 856 milyon dolar ve 44 milyon dolar net çıkış kaydetti. Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler 661 milyon doları olarak kaydedildi.

Portföy yatırımları 1 milyar 86 milyon dolar tutarında net giriş kaydetti. Alt kalemler itibarıyla incelendiğinde, yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi piyasasında 186 milyon dolar ve devlet iç borçlanma senetleri piyasasında 264 milyon dolar net alış yaptığı görüldü.

Yurt dışındaki tahvil ihraçlarıyla ilgili olarak; bankalar 1 milyar 422 milyon dolar net borçlanma, diğer sektörler ise 25 milyon dolar net geri ödeme gerçekleştirdi.

Diğer yatırımlar altında, yurt içi bankaların yurt dışı muhabirlerindeki efektif ve mevduat varlıkları 4 milyar 63 milyon doları net artış kaydetti.

Yurt dışı bankaların yurt içindeki mevduatları, yabancı para cinsinden 3 milyon dolar ve Türk Lirası cinsinden 1 milyar 699 milyon dolar net artış olmak üzere toplam 1 milyar 702 milyon dolar net artış kaydetti.

Yurt dışından sağlanan kredilerle ilgili olarak, bankalar ve Genel Hükümet sırasıyla 912 milyon dolar ve 17 milyon dolar net kullanım, diğer sektörler ise 890 milyon dolar net geri ödeme gerçekleştirdi.

Resmi rezervlerde bu ay 6 milyar 207 milyon dolar net azalış oldu.

Paylaşın

Deutsche Bank’tan Merkez Bankası İçin İddialı Faiz Tahmini

Almanya’nın en büyük bankası Deutsche Bank, Merkez Bankası’nın (TCMB) mart ayındaki toplantıda 500 baz puanlık faiz artışı yapmasının ‘yüksek ihtimal’ olduğunu ve faizin yüzde 45’ten yüzde 50’ye çıkabileceğini söyledi.

Merkez Bankası (TCMB), Hafize Gaye Erkan’ın yerine göreve atanan Fatih Karahan başkanlığında yaptığı ilk toplantıda politika faizini yüzde 45 düzeyinde sabit tutma kararı almıştı.

BloombergHT’nin aktardığına göre; Deutsche Bank, Türkiye’de enflasyon dinamiklerindeki kötüleşme nedeniyle politika faizi tahminini revize etti.

Banka, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) mart ayındaki toplantıda 500 baz puanlık faiz artışı yapmasının ‘yüksek ihtimal’ olduğunu ve faizin yüzde 45’ten yüzde 50’ye çıkabileceğini söyledi.

Yiğit Onay öncülüğündeki analistler, “Politikalar doğru yönde ilerliyor. Fitch’in son kredi notu artışı da ortodoks politikalara dönüşün bir yansıması. Ancak kısa vadede ekonomide zorluklar devam ediyor. Bunların arasında kalıcı enflasyonist baskılar ve bankanın net rezervlerindeki belirgin düşüş de var.

Yaklaşmakta olan yerel seçimler belirsizlik oluşturuyor. TL’deki değer kaybının Döviz talebini artıracağı endişesi de var. Uzun vadede TCMB’nin son çeyreğe kadar beklemede kalmasını ve faiz indirimlerinin kademeli olmasını bekliyoruz. Yıl sonu politika faizi tahminimiz yüzde 45” ifadesini kullandı.

Merkez Bankası (TCMB), Hafize Gaye Erkan’ın yerine göreve atanan Fatih Karahan başkanlığında yaptığı ilk toplantıda politika faizini yüzde 45 düzeyinde sabit tutma kararı almıştı.

Para Politikası Kurulu (PPK) beklenti anketine katılan ekonomistler, politika faizinin bugünkü toplantıda yüzde 45’te sabit bırakılacağını öngörüyordu.

Geçen yıl Mayıs ayındaki seçimler öncesi Türkiye’de politika faizi yüzde 8,50’ydi. Seçimler sonrası ise Haziran ayından bu yana parasal sıkılaşma politikalarının sonucu olarak Merkez Bankası politika faizini 3650 baz puan yükseltti.

TCMB’nin uzun süre faizlerin yüksek tutulacağına dair mesajlarına rağmen piyasada yıl sonuna doğru faiz indirimlerine başlanacağı beklentisi var.

Politika faizinin yıl sonunda yüzde 37,5 seviyesinde olması bekleniyor. Merkez Bankası’nın düzenlediği ankete katılan ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 36,25 oldu.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Swap Hariç Net Rezervleri Eksi 40,8 Milyar Dolar

Merkez Bankası’nın (TCMB) 1 Mart ile biten haftada, swap hariç net rezervleri eksi 40,8 milyar dolar oldu. Bir önceki hafta swap hariç net rezervler eksi 46,2 milyar dolar düzeyindeydi.

Haber Merkezi / Öte yandan Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları 1 Mart ile biten haftada, 12,8 milyar düşerek 2 trilyon 31 milyar lira oldu.

Ayrıca aynı haftada bankaların bireysel kredi kartı alacakları da yüzde 3 artışla 1 trilyon 311 milyar 696 milyon liraya yükseldi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 1 Mart ile biten haftaya ilişkin para ve banka istatistiklerini açıkladı.

Açıklanan verilere göre; Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt rezervleri 130,9 milyar dolara geriledi. Bir önceki hafta brüt rezervler 134,2 milyar dolar seviyesindeydi.

Aynı haftada net rezervlerde de düşüş görüldü. Net rezervler 22,4 milyar dolardan 20,5 milyar dolara geriledi.

Merkez Bankası’nın (TCMB) 1 Mart ile biten haftada, swap hariç net rezervleri eksi 40,8 milyar dolar oldu. Bir önceki hafta swap hariç net rezervler eksi 46,2 milyar dolar düzeyindeydi.

Öte yandan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre kur korumalı mevduatlar 1 Mart ile biten haftada 12,8 milyar TL düşüşle 2 trilyon 31 trilyon TL’ye geriledi.

Ayrıca aynı haftada bankaların bireysel kredi kartı alacakları da yüzde 3 artışla 1 trilyon 311 milyar 696 milyon liraya yükseldi.

Paylaşın

“Merkez Bankası’ndan Bankalara ‘Döviz’ Telefonu” İddiası

Dolar 31.91 seviyesine çıkarak rekor tazelerken, Merkez Bankası (TCMB) yetkililerinin bankalar ile piyasada artan döviz talebi hakkında görüşme yaptığı öne sürüldü.

Merkez Bankası’nın (TCMB) görüşmede daha fazla konuşalım, talep nereden geliyor anlayalım mesajını verdiği öne sürüldü.

Reuters’a konuşan iki bankacılık kaynağı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yetkililerinin dün bankalar ile son günlerde piyasada artan döviz talebi hakkında görüşme yaptığını söyledi.

Bir bankacılık kaynağı TCMB’nin görüşmede bankalara, “Gereksiz döviz talebine” dikkat etmesini söylediğini belirtti ve “TCMB görüşmede daha fazla konuşalım, talep nereden geliyor anlayalım mesajını verdi. Hem ne olduğunu anlamak hem de gereksiz volatiliteyi engellemek için bir görüşme oldu” dedi.

Ekonomim.com‘un aktardığı habere göre, iki bankacı artan döviz talebini mart sonundaki yerel seçimler öncesinde oluşan “psikolojik” olarak niteledikleri talebe bağlarken bunun da “gereksiz bir talep” oluşturduğunu belirtti.

TL’deki düzenli değer kaybı son günlerde hız kazanırken, dolar/TL güne 31.75 seviyesinden başladı. Gün içerisinde ise 31.91 seviyesine çıkarak rekor kırdı.

Bankacılar ayrıca dün artan döviz talebi nedeniyle TCMB’nin TL uzlaşmalı vadeli döviz satım işlemi yaptığını ifade ettiler. TCMB dün Temmuz ayından bu yana ilk defa 475 milyon dolar tutarında forward işlemi yaparken, tutar 28 Mayıs, yani genel seçim öncesi dönemden bu yana en yüksek seviyede gerçekleşti.

Öte yandan TCMB menkul kıymet tesisi kapsamında ticari ve ihtiyaç kredilerinde aylık büyüme sınırını düşürerek para politikasında ilave sıkılaştırma adımı atan TCMB, ilave adımlar üzerinde çalıştığını belirtti.

Reuters, bilgi üzerine TCMB’ye ulaşılamadığını belirtti.

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan Yeni Hamle: Taşıt Hariç, Kredilerde Sınır Düşürüldü

Merkez Bankası (TCMB), kredi büyümesine dayalı menkul kıymet tesisi kapsamında, TL ticari krediler için yüzde 2,5 olan aylık büyüme sınırının yüzde 2’ye indirilmesine, ihtiyaç kredilerinde yüzde 3 olan aylık büyüme sınırının yüzde 2’ye düşürülmesine, taşıt kredilerinde ise yüzde 2 sınırının korunmasına karar verildiğini bildirdi.

Haber Merkezi / Merkez Bankası (TCMB) ayrıca, parasal aktarım mekanizmasının güçlendirilmesine yönelik ilave adımlar üzerinde çalışıldığını da duyurdu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ilave sıkılaşma adımlarına yönelik duyuru yaptı. Duyuruda şu ifadelere yer verildi:

“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, sıkı para politikası duruşunu destekleyici ilave sıkılaşma adımları atmıştır. Bu doğrultuda, kredi büyümesine dayalı menkul kıymet tesisi kapsamında;

TL ticari krediler için yüzde 2,5 olan aylık büyüme sınırının yüzde 2’ye indirilmesine, ihtiyaç kredilerinde yüzde 3 olan aylık büyüme sınırının yüzde 2’ye düşürülmesine, taşıt kredilerinde ise yüzde 2 sınırının korunmasına karar verilmiştir.

Kredi büyüme sınırlarına ilişkin uygulamanın etkinliğini artırmak amacıyla, menkul kıymet tesisine ek olarak, kredi büyümesine dayalı zorunlu karşılık tesis edilmesine yönelik çalışmalar devam etmektedir.

Ayrıca, parasal aktarım mekanizmasının güçlendirilmesine yönelik ilave adımlar üzerinde çalışılmaktadır. İhracat, yatırım, tarım ve esnaf kredileri ile kamu kuruluşlarına ve deprem bölgesine yönelik krediler bu sınırlamadan muaf tutulmaya devam edilecektir.”

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan Enflasyon Açıklaması: Gıda Ve Hizmet Vurgusu

Merkez Bankası (TCMB) Şubat ayı enflasyon rakamlarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, gıda grubunun aylık fiyat artışının genele yayılarak güçlendiğini, doğrudan etkilerinin yanı sıra yemek hizmetleri kanalıyla dolaylı olarak da manşet enflasyonu olumsuz etkilemeye devam ettiğini belirtti.

Haber Merkezi / Merkez Bankası (TCMB), enerji grubu aylık fiyat artışının ana belirleyicisinin ise Kızıldeniz’deki jeopolitik gelişmelerle yükselen petrol fiyatları ile Türk lirasının seyrini takiben akaryakıt kalemi olduğunu vurguladı.

Ücret ayarlamalarının ve geriye doğru endeksleme eğiliminin devam eden yansımalarıyla hizmet grubunda genele yayılan fiyat artışlarının da sürdüğünü ifade eden TCMB aylık hizmet enflasyonunun bir önceki aya kıyasla önemli ölçüde zayıflamakla birlikte yüksek seyrettiğini belirtti.

TCMB’nin değerlendirmesine göre hizmet grubunda, kira ve lokanta-otel fiyatlarında güçlü aylık artış eğilimi devam ederken, bu dönemde eğitim ve haberleşme hizmetleri de fiyat artışları ile dikkat çekti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), “Şubat Ayı Fiyat Gelişmeleri” raporunu yayınladı. Raporda şu ifadeler yer aldı:

“Şubat ayında tüketici fiyatları yüzde 4,53 oranında yükselmiş ve yıllık enflasyon 2,21 puan artarak yüzde 67,07 olmuştur. B ve C endekslerinin yıllık değişim oranları sırasıyla 2,63 ve 2,41 puan artarak yüzde 70,31 ve yüzde 72,89 olarak gerçekleşmiştir. Bu ayda doğal gazın aylık tüketici enflasyonuna mekanik etkisi (0,01 puan) oldukça sınırlı kalmıştır.

Yıllık tüketici enflasyonuna katkılar incelendiğinde, bir önceki aya göre hizmet, gıda ve enerji gruplarının katkıları sırasıyla 1,05, 0,90 ve 0,30 puan artarken, alkol-tütün-altın ve temel mallar gruplarının katkıları 0,02’şer puan düşmüştür.

Mevsimsellikten arındırılmış verilerle incelendiğinde, B ve C endekslerinin aylık artışları bir önceki aya kıyasla zayıflamakla birlikte yüksek seyretmiştir. Fiyat artışları B endeksini oluşturan gruplardan işlenmiş gıdada ocak ayına kıyasla güçlenirken, temel mal ve hizmet gruplarında yavaşlama kaydetmiştir.

Hizmet fiyatları artışı şubat ayında yüzde 5,66 ile önceki aya kıyasla yavaşlamasına rağmen kuvvetli seyretmiş, grup yıllık enflasyonu 4,64 puan artışla yüzde 94,36 olmuştur. Aylık fiyat artışları grup geneline yayılmış, yıllık enflasyon tüm alt gruplarda yükselmiştir. Ocak ayında önemli ölçüde yükselen kira alt grubunda aylık artış yüzde 7,06 ile güçlü seyretmiş, bu alt grupta yıllık enflasyon 9,09 puan artışla yüzde 120,93 seviyesine ulaşmıştır.

Haberleşme alt grubunda aylık fiyat artışı yüzde 6,27 ile yüksek bir oranda gerçekleşmiş ve bu gelişmede cep telefonuyla yapılan görüşme ile internet ücretlerindeki artışlar belirleyici olmuştur. Diğer hizmetler alt grubunda, eğitim, paket tur, bakım-onarım, sigorta ve sağlık hizmetleri fiyatları öne çıkmış, özellikle eğitim hizmetlerinde aylık fiyat artışının özel okul ücretlerine istinaden yüzde 12,76 ile bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüksek bir artış göstermesi dikkat çekmiştir.

Lokanta-otel grubunda başta kırmızı et olmak üzere gıda fiyatlarındaki artışların etkileri belirleyici olmuştur. Yüzde 2,25 oranı ile diğer alt kalemlere kıyasla daha ılımlı bir artış kaydeden ulaştırma hizmetlerinde ise akaryakıt fiyat gelişmelerinin yansıması hissedilmiştir.

Temel mal grubu yıllık enflasyonu 0,65 puanlık bir artışla yüzde 54,00 olarak gerçekleşmiştir. Şubat ayında yıllık enflasyon dayanıklı mallarda gerilerken, diğer alt gruplarda yükselmiştir. Dayanıklı mal (altın hariç) fiyatlarındaki aylık artış önemli ölçüde yavaşlayarak yüzde 1,50 olmuş, alt grup yıllık enflasyonu 1,55 puanlık düşüşle yüzde 58,98 seviyesine gerilemiştir. Şubat ayında mobilya fiyatları yüzde 3,91 oranındaki artışla alt grup içinde öne çıkarken, beyaz eşya fiyatları yüzde 1,82, otomobil fiyatları ise yüzde 0,71 ile sınırlı artışlar sergilemiştir.

Diğer temel mallar alt grubunda fiyatlar yüzde 2,74 oranında yükselmiş, yıllık enflasyon 2,41 puan artarak yüzde 54,95 seviyesine ulaşmıştır. Alt grup aylık enflasyonunda konutun bakım ve onarımı, kişisel bakım ürünleri ve kitap fiyatları etkili olmuştur. Şubat ayında giyim ve ayakkabı fiyatları görece yatay seyrederken, alt grup yıllık enflasyonu 2,80 puanlık artışla yüzde 42,39’a yükselmiştir.

Enerji fiyatları şubat ayında yüzde 2,96 oranında yükselmiş, grup yıllık enflasyonu 3,06 puan artarak yüzde 35,95 seviyesinde gerçekleşmiştir. Türk lirası cinsi enerji fiyatlarındaki gelişmelerle akaryakıt ve tüp gaz fiyatları sırasıyla yüzde 7,26 ve 3,76 oranlarında artmıştır. Diğer kalemlerde ise fiyatlar ılımlı bir seyir izlemiştir.

Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda aylık fiyat artışı yüzde 8,25 ile bir önceki aya kıyasla güçlenmiş, yıllık enflasyon 1,41 puan artarak yüzde 71,12 seviyesinde gerçekleşmiştir. Aylık fiyat artışları alt gruplar geneline yayılırken, yıllık enflasyon işlenmemiş gıdada yüksek baz etkisiyle 2,94 puan düşerek yüzde 84,41’e gerilemiş, işlenmiş gıdada ise 4,09 puan artarak yüzde 60,42 olmuştur.

Mevsimsellikten arındırılmış verilerle, bir önceki ay sebze kaynaklı kısmi bir düzeltme izlenen taze meyve sebze fiyatlarında bu dönemde sebze fiyatları öncülüğünde yüksek bir artış gözlenmiştir. Diğer işlenmemiş gıda grubunda kırmızı et fiyatlarında yükseliş devam ederken beyaz et fiyatlarındaki artış bir miktar hızlanmış, bakliyat ve pirinç diğer dikkat çeken alt kalemler olmuştur.

Böylelikle, işlenmemiş gıda fiyatları aylık bazda yüzde 9,30 oranında yükselmiştir. Aylık enflasyonun yüzde 7,29 oranında gerçekleştiği işlenmiş gıda grubunda ise ekmek-tahıllarda fiyat artışları kuvvetlenirken, kırmızı et fiyatlarının etkilediği işlenmiş et ürünlerinde yüksek artışlar devam etmiş, çiğ süt referans fiyat ayarlamasına bağlı olarak süt ve süt ürünlerindeki fiyat artışları da belirgin olmuştur.

Yurt içi üretici fiyatları şubat ayında yüzde 3,74 oranında artmış, yıllık enflasyon 3,09 puan yükselerek yüzde 47,29 olmuştur. Ana sanayi gruplarına göre incelendiğinde, enerji alt grubunda fiyatlar aylık bazda yatay seyrederken dayanıklı ve dayanıksız tüketim mallarında belirgin artış göstermiştir.

Aylık fiyat gelişmeleri sektörler bazında incelendiğinde, fiyat artışlarının genele yayıldığı izlenirken, rafine petrol ürünleri, mobilya, gıda ürünleri ve içecekler, diğer madencilik ve taş ocakçılığı ürünleri, giyim eşyası ile ağaç ve mantar ürünleri öne çıkan alt gruplar olmuştur.”

Paylaşın

Merkez Bankası Rezervlerinde Erime 6. Haftada Da Sürdü

Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 23 Şubat haftası itibariyle bir önceki haftaya kıyasla 2 milyar 458 milyon dolar düşüşle, 134 milyar 208 milyon dolardan 131 milyar 750 milyon dolara geriledi.

Haber Merkezi / Öte yandan kur korumalı mevduat ve katılma hesapları 2 trilyon 343,2 milyar liradan 2 trilyon 323,9 milyar liraya geriledi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 23 şubat ile biten haftaya ilişkin para ve banka istatistiklerini açıkladı. Buna göre; toplam rezervler 131 milyar 750 milyon dolar oldu. Bir önceki hafta toplam rezervler 134,2 milyar dolar düzeyindeydi.

Net rezervler 22 milyar 445 milyon dolar düzeyine geriledi. Bir önceki hafta net rezervler 28 milyar 500 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. Brüt rezervler ise 3 milyar 613 milyon dolar azalarak 86 milyar 92 milyon dolardan, 82 milyar 479 milyon dolara geriledi.

Swap hariç net rezervlerde eksi 46,2 milyar dolar oldu. Daha önce swap hariç net rezervler eksi 41,9 milyar dolar olarak kaydedilmişti.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) haftalık bülteninde yer alan bilgilere göre, kur korumalı mevduat ve katılma hesapları 2 trilyon 343,2 milyar liradan 2 trilyon 323,9 milyar milyar liraya geriledi.

Merkez Bankası, faizi sabit tuttu

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının değiştirmeyerek yüzde 45’te sabit tuttu.

TCMB’den faiz oranlarına ilişkin yapılan duyuruda, “Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir” denildi.

Açıklamada, “Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır ifadesi kullanıldı.

Bu, TCMB’nin yeni Başkanı Fatih Karahan döneminde alınan ilk faiz kararı oldu. Karahan, bu ay başında Hafize Gaye Erkan’ın yerine TCMB Başkanlığına atanmıştı.

Karahan, göreve atanmasının ardından yaptığı ilk değerlendirmede “Merkez Bankamızın temel amacı ve önceliği fiyat istikrarını sağlamaktır” demişti. Merkez Bankası Başkanı, yılın ilk enflasyon raporunu paylaşırken yaptığı açıklamada da “Enflasyon, hedefimizle uyumlu seviyeye gerileyene kadar parasal sıkılığı korumakta kararlıyız” mesajı vermişti.

Ekonomistlerin beklentisi de Para Politikası Kurulu’nun bugünkü toplantısı sonucunda faizleri sabit tutacağı yönündeydi. Merkez Bankası, politika faizini geçen ay yüzde 42,5’ten yüzde 45’e yükseltmişti.

Paylaşın

Dükkan Fiyatları Yüzde 98,2 Arttı

Dükkan fiyatları 2023 yılının son çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 12,5, yıllık bazda nominal yüzde 98,2 ve reel olarak yüzde 21,8 arttı: İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 80,9, 110,2 ve 110,1.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Ticari Gayrimenkul Fiyat Endeksi (TGFE) 2023 4. Çeyrek verilerini açıkladı.

Açıklanan verilere göre; 2023 yılı dördüncü çeyreğinde Türkiye genelinde, bir önceki çeyreğe göre yüzde 12,5 oranında artan TGFE, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre nominal olarak yüzde 98,2, reel olarak ise yüzde 21,8 oranında arttı.

Türkiye genelinde, 2023 yılı dördüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 13,1 oranında artan Dükkan Fiyat Endeksi, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre nominal olarak yüzde 98,9, reel olarak ise yüzde 22,2 oranında arttı.

Aynı çeyrekte, bir önceki çeyreğe göre yüzde 9,0 oranında artan Ofis Fiyat Endeksi bir önceki yılın aynı çeyreğine göre nominal olarak yüzde 94,2, reel olarak ise yüzde 19,3 oranında arttı.

Üç büyük ildeki gelişmeler değerlendirildiğinde, İstanbul, Ankara ve İzmir’in ticari gayrimenkul fiyat endeksleri, 2023 yılı dördüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre, sırasıyla yüzde 9,4, 14,5 ve 13,6 oranlarında artış gösterdi.

Endeks değerleri bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 80,9, 110,2 ve 110,1 oranlarında artış gösterdi.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın “Gerektiğinde” Parasal Sıkılaştırma Söylemi Gerçekçi Mi?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), beklentiler paralelinde politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının değiştirmeyerek yüzde 45’te sabit tuttu.

Ancak Merkez Bankası (TCMB) karara ilişkin açıklama metninde yapılan değişikliklerle gerekirse daha fazla sıkılaştırıcı adım atılacağına dair şahin sinyaller verildi.

Gerektiğinde şahin olacağını söyleyen ama bugün şahin adım atmaktan imtina eden bir Merkez Bankası şahin midir? BBC Türkçe’ye değerlendiren Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Selva Demiralp, Merkez Bankası’nın bugün faiz artırmamasının sebebi gerçekten de buna gerek olmadığına olan samimi inancı ise o zaman sorunun cevabı “Evet”.

Şayet Merkez Bankası makul bir zaman zarfında para politikasında gördüğü tıkanıklıkları giderip kopan bağlantıları tekrar işler hale getireceğine inanıyorsa, ve bunu yaptığı zaman da yüzde 36’lık yıl sonu enflasyon tahmininin erişilebilir olduğunu düşünüyorsa, o zaman bugün ilave sıkılaştırmaya gitmemesi makul.

Ama eğer Merkez Bankası “ne yaparsa yapsın” yüzde 36’lık hedefin ulaşılma ihtimalini zayıf görüyorsa ve buna rağmen faizi artırmayıp, sözlü yönlendirme ile beklentileri olabildiği kadar aşağı çekmeyi hedefliyorsa o zaman yukarıdaki sorunun cevabı “Hayır”.

Benzer bir soru da karar metninde bahsi geçen, kredi ve mevduat faizinde yaşanabilecek tıkanıklıklara karşı gerekirse devreye sokulacağı söylenen önlemlere ilişkin. Merkez Bankası şu anda kredi ve mevduat faizlerine dair parasal aktarım mekanizmasının işleyişinden memnun olduğu için mi olası ilave adımları sonraya saklıyor, yoksa pek çok analistin son derece doğal karşılayarak not ettiği üzere “seçim sonrası” mı bekleniyor?

Bu sorunun cevabı da kafamda net değil. Hele de Merkez Bankası bağımsızlığı konusunda son 4-5 yılda zirve yapan tecrübelerimizi düşündüğümüzde, yeni ekibin açtığı sayfanın bağımsızlık anlamında ne kadar temiz ve uzun soluklu bir sayfa olduğunu bilemiyorum.

Şunu unutmamak lazım ki bağımsız bir Merkez Bankası’nın seçim takvimine göre hareket etmesi “oksimorondur”. Yani bir Merkez Bankası “bağımsızsa”, bu bağımsızlık, hükümetin seçim takviminden bağımsız olarak adım atmayı gerektirir.

“İyimser enflasyon tahmini”

Bizim yaptığımız hesaplar yüzde 36’lık yıllık enflasyon tahminin iyimser kaldığına ve yıl sonu enflasyonunun yüzde 50’lere yakın olacağına işaret ediyor.

Merkez Bankası yönetimindekilerin kafasından geçenleri bilemiyorum. Ancak bu zamana kadar attığı şahin adımların ışığında, başkan yardımcılarından Cevdet Akçay’ın kulağını çınlatarak, Türkçe’de tam karşılığı olmayan “benefit of the doubt”ı onlara vermek istiyorum. Merkez Bankası, siyasilerin kendilerine ne kadar alan açtığına, bizim göremediğimiz ekonomik veriye ve parasal aktarım mekanizmasının işleyişine dair tüm detaylara hakim. Bu nedenle Merkez Bankası’na, söz verdiğini yapması için bir süre tanınabileceğini düşünüyorum.

Peki bu süre ne zamana kadar tanınacak? Bu konuda geçen haftaki enflasyon raporu bize oldukça net bir rehberlik sağlıyor. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, hesap verilebilirlik adına oldukça önemli bir adım atarak yüzde 36’lık hedefin erişilebilir olup olmayacağı konusunda takip edilmesi gereken verinin mevsimsellikten arındırılmış aylık enflasyon rakamı olduğunu söyledi. Şubat-Haziran döneminde bu rakamın ortalama yüzde 3’ü geçmesi durumunda yıl sonu enflasyon tahminin tehlikeye gireceğine işaret etti.

Perşembe günü gelen karar metni bu söylemi somutlaştırmış ve “enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda” para politikası duruşunun sıkılaştırılacağını söylemiş. Yani yılın ilk yarısında aylık ortalama enflasyon yüzde 3’ün üzerini zorlarsa, Merkez Bankası’nın faiz artışına gideceğine işaret etmiş.

İşte bu noktada “şeffaflık” prensibi ile el ele giden “hesap verilebilirlik” prensibi devreye giriyor. Zira takip edeceğimiz aylık enflasyon rakamının yüzde 3’ü geçmesi durumunda (ki yaklaşık yüzde 80’lik hane halkı enflasyon beklentileri bu ihtimali yüksek kılıyor) piyasalar “hesap soracak” ve Merkez Bankası’nın hareket etmemesi durumunda önemli bir kredibilite kaybı oluşacaktır.

İletişimi bu kadar netleştiren bir Merkez Bankası’nın bu ihtimali düşünerek adım attığına ve o durumda hareket etmekten çekinmeyeceğine inanıyorum. Ancak o noktada gelecek sıkılaştırmanın geç kalması ihtimalinin yabana atılmaması gerektiğini düşünüyorum.

Paylaşın