Merkez Bankası Rezervleri 2,2 Milyar Dolar Daha Eridi

26 Nisan itibarıyla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt rezervleri 2,2 milyar azalışla 124,1 milyar dolara geriledi. Bankanın swap hariç net rezervlerde ise 48,6 milyar dolara geriledi.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 26 Nisan ile biten haftaya ilişkin para ve banka istatistiklerini açıkladı.

Buna göre, ilgili haftada brüt rezervler 126,3 milyar dolardan 124,1 milyar dolara geriledi. Net rezervler ise 15,05 milyar dolardan 14,01 milyar dolara düştü. İlgili haftada swap hariç net rezervler ise eksi 52,6 milyar dolardan eksi 48,6 milyar dolara geriledi.

Öte yandan Merkezi Paris’te bulunan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Türkiye için yıl sonu enflasyon tahminini yukarı yönlü revize ederek yüzde 55,5’e çekti.

Türkiye için 2025 yıl sonu enflasyonunu yüzde 28,9 olarak öngören OECD, çekirdek enflasyonun 2024 ve 2025’te sırasıyla ortalama yüzde 57,5 ve yüzde 28,7 olacağını tahmin etti.

Ayrıca Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Masası Şefi James Walsh, bu yılsonu için enflasyon tahminlerinin Merkez Bankası’nın (TCMB) biraz üzerinde olduğunu belirterek, “Merkez Bankası’yla enflasyonun düşeceği konusunda hemfikiriz” dedi.

James Walsh, Merkez Bankası’nın (TCMB) enflasyonu düşürmek ve finans sektörünü serbestleştirmeye devam etmek için çalıştığını, ancak sürecin karmaşık olduğunu, atılan adımların etkisini görmenin biraz zaman aldığını ifade etti.

Bahar Toplantıları’nda Türkiye’ye ilgi duyan birçok yatırımcıyla konuştuklarını belirten James Walsh, “Duyduğum mesaj şuydu: Reformlar iyi ve doğru yönde gidiyor” ifadesini kullandı.

Paylaşın

IMF’den Merkez Bankası’nın Ekonomi Politikalarına Tam Destek

Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Masası Şefi James Walsh, bu yılsonu için enflasyon tahminlerinin Merkez Bankası’nın (TCMB) biraz üzerinde olduğunu belirterek, “Merkez Bankası’yla enflasyonun düşeceği konusunda hemfikiriz” dedi.

James Walsh, Merkez Bankası’nın (TCMB) enflasyonu düşürmek ve finans sektörünü serbestleştirmeye devam etmek için çalıştığını, ancak sürecin karmaşık olduğunu, atılan adımların etkisini görmenin biraz zaman aldığını ifade etti.

Bahar Toplantıları’nda Türkiye’ye ilgi duyan birçok yatırımcıyla konuştuklarını belirten James Walsh, “Duyduğum mesaj şuydu: Reformlar iyi ve doğru yönde gidiyor” ifadesini kullandı.

Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Masası Şefi James Walsh, Ekonomim’den Elif Karaca‘nın sorularını yanıtladı.

James Walsh TCMB’nin para politikasını sıkılaştırma ve finansal sistemi reforme etme konusunda uzun bir yol kat ettiğini; faiz oranlarını bu kadar yükselterek, para politikasını ve finans sektörünün verimliliğini engelleyen birçok mali düzenlemeyi de basitleştirdiği için büyük övgüyü hak ettiğini söyledi.

Walsh, bir yıl önce bana “Türkiye’de faizler bir yılda yüzde 50 olur mu? diye sorsaydınız muhtemelen bunun pek mümkün olmadığını söylerdim” dedi.

Bu yılsonu için enflasyon tahminlerinin TCMB’nin biraz üzerinde olduğunu ancak önemli olanın Türkiye’de enflasyonun bu yılın ikinci yarısında düşeceği konusunda hemfikir olmaları olduğunu belirten Walsh, “TCMB ile enflasyonun düşeceği konusunda hemfikiriz” şeklinde konuştu.

TCMB’nin enflasyonu düşürmek ve finans sektörünü serbestleştirmeye devam etmek için çalıştığını, ancak sürecin karmaşık olduğunu belirten Walsh atılan adımların etkisini görmenin biraz zaman aldığını belirtti.

Bahar Toplantıları’nda Türkiye’ye ilgi duyan birçok yatırımcıyla konuştuklarını belirten Walsh “Duyduğum mesaj şuydu: Reformlar iyi ve doğru yönde gidiyor” ifadesini kullandı.

Walsh, Gita Gopinathın paylaşımındaki görüşmede kendisinin de bulunduğunu belirterek, “Ben de o toplantıdaydım. Orada bir program konuşmadık, IMF’den herhangi bir kredi düzenlemesine ilgi olduğunu gösteren hiç bir işaret almadık. Politikalar hakkında fikir alışverişinde bulunuldu, hepsi bu” dedi.

Paylaşın

Merkez Bankası Başkanı: Sıkı Para Politikası Sürecek

Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, “Enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşunu sıkılaştıracağız.”

Karahan, “Para politikasını enflasyonu önce tek haneli rakamlara, orta vadede ise yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirlemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, TCMB 92. hesap dönemi olağan genel kurul toplantısında konuştu. Fatih Karahan’ın konuşması şöyle:

“Cumhuriyetimizin 100. yılını gururla kutladığımız 2023 yılı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB), toplumsal refaha en büyük katkıyı fiyat istikrarını sağlayarak sunacağının bilinciyle faaliyetlerini yürüttüğü ve bu yönde kararlı adımlar attığı bir yıl olmuştur.

Genel Kurul’da görüşeceğimiz gündem maddelerine geçmeden önce 2023 yılından bu yana makroekonomik gelişmelere dair değerlendirmelerimizi sizlerle paylaşmak ve uygulamakta olduğumuz para politikası hakkında bilgi vermek istiyorum. Konuşmamın son bölümünde ise kısaca 2023 yılı faaliyetlerimize değineceğim.

2023 yılı küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyrettiği bir yıl olmuştur. Özellikle ihracat yaptığımız ülkelerde kademeli olarak azalan büyüme oranları, 2023 yılında da gerilemesini sürdürmüştür. Küresel enflasyon ise bir önceki yılda ulaştığı yüksek seviyelere kıyasla belirgin şekilde gerilemekle birlikte, merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde kalmayı sürdürmüştür. Bu dönemde enflasyonun hedefin üzerinde seyrettiği ülkelerde parasal sıkılaştırma devam etmiştir.

Ülkemizde ise 2023 yılının ilk yarısında iç talep kaynaklı güçlü seyreden iktisadi faaliyet, yılın ikinci yarısında ivme kaybetse de gücünü korumuştur. Üretim tarafında hizmetler sektörü büyümenin temel sürükleyicisi olarak öne çıkmıştır. Sanayi sektörü deprem kaynaklı etkiler ve dış talepteki zayıf seyir nedeniyle yılın ilk yarısında büyümeye negatif katkı vermiş, ikinci yarıda ise katkısı pozitife dönmüştür.

Harcamalar tarafında nihai yurt içi talebin katkısı yüksek seviyesini korumakla birlikte, özel tüketim büyümesindeki yavaşlamanın da etkisiyle yılın ikinci yarısında gerilemiştir. Net ihracatımız ise küresel iktisadi faaliyetteki zayıf seyir nedeniyle yıl boyunca yıllık büyümeye negatif katkı vermiştir. Ancak sıkı para politikasının da etkisiyle ithalat yılın ikinci yarısında azalırken ihracatımız görece güçlü kalmıştır.

Cari işlemler dengesi 2023 yılında 45,4 milyar ABD doları açık vermiştir. Cari işlemler açığına en yüksek negatif katkı enerji dengesinden gelmiştir. Altın ve enerji hariç dış ticaret dengesi ise güçlü iç talebin de etkisiyle cari dengeye negatif katkı verirken, hizmet kalemlerinin cari dengeye pozitif katkısı artarak sürmüştür.

Yıllık tüketici enflasyonu, 2023 yılında yüzde 64,8 olarak gerçekleşmiştir. Enflasyon yılın ilk yarısında baz etkilerine ek olarak, döviz kurundaki yatay seyir, yabancı para cinsi ithalat fiyatlarındaki düşüş ve enerji sübvansiyonlarının etkisiyle gerilemiştir. Böylece, haziran ayında yıllık enflasyon yüzde 38,2 olmuştur. Parasal koşulların etkisiyle kredi büyümesinde gözlenen yüksek oranlı artışlar, ücret güncellemeleri ve hane halkına yapılan transferler yılın ilk yarısında enflasyon üzerinde talep yönlü etkileri belirgin hale getirmiştir.

Şubat ayında yaşadığımız depremler nedeniyle oluşan arz-talep dengesizlikleri ile yeniden inşa faaliyetlerinin kamu maliyesi üzerindeki kısa ve orta vadeli etkileri enflasyon üzerindeki baskıları artırmıştır. Bu gelişmeler, fiyatlama davranışlarını olumsuz etkileyerek, yılın ilk yarısında gerileyen enflasyonun ikinci yarıda artmasına zemin oluşturmuştur.

2023 yılının üçüncü çeyreğinde, yurt içi talepte süregelen güçlü seyrin birikimli etkileri, vergi ayarlamaları, döviz kuru gelişmeleri, ücret artışları, hizmet enflasyonundaki katılık ve ham petrol fiyatlarındaki ani yükseliş enflasyon dinamiklerinde etkili olmuştur.

Ayrıca birden fazla sayıda tarihsel olarak yüksek boyutlarda olan şokların bir arada gerçekleşmesi, bu şokların fiyatlara geçişini hızlandırarak üçüncü çeyrekte enflasyonun belirgin şekilde yükselmesine neden olmuştur. Bu gelişmeler çerçevesinde enflasyon, haziran-eylül ayları arasında 23,3 puan artarak yüzde 61,5 seviyesine ulaşmıştır. Yılın dördüncü çeyreğinde, ana eğilimdeki iyileşme ile tüketici fiyatları yıllık enflasyonu yılı yüzde 64,8 ile tamamlamıştır.

Yılın ilk yarısında yurt içi talepteki güçlü seyrin cari işlemler dengesine ve finansman koşullarına olumsuz yansımalarını özetlemiştim. Bu sürece uluslararası rezervlerdeki azalışın da eşlik etmesi finansal piyasalarda oynaklıkları artırarak fiyatlama davranışlarında belirgin bir bozulmaya yol açmıştı.

Bu gelişmeler karşısında, 2023 yılı haziran ayında, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için güçlü bir parasal sıkılaştırma sürecini başlattık. Bu çerçevede, yüzde 8,5 olan politika faizini, haziran ayında yüzde 15’e, temmuz ayında yüzde 17,5 ve ağustos ayında yüzde 25’e yükselterek parasal sıkılaştırma sürecinin enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar devam edeceği yönünde kamuoyu ile bir iletişim yaptık.

Enflasyonun yılın üçüncü çeyreğinde öngörülerimizin üzerinde gerçekleşmesi, hizmet fiyatlarındaki katılık ve enflasyon beklentilerindeki bozulmanın enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturmaya devam etmesi nedeniyle, eylül-aralık döneminde parasal sıkılaşmayı sürdürerek politika faizini yüzde 25’ten yüzde 42,5’e çıkardık.

Parasal sıkılaştırmayla eşanlı olarak, makroihtiyati çerçevede, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleşme sürecini yürüttük. Bu süreci ayrıca, seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma adımları ile de destekledik. Özetle, haziran-aralık döneminde politika faizini toplamda 34 puan artırarak yüzde 8,5 düzeyinden yüzde 42,5’e yükselttik.

2024 yılı ocak ayına geldiğimizde enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarında başlayan dengelenmenin devam ettiğini değerlendirerek politika faizini yüzde 45’e yükselttik, şubat ayında ise parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini ve parasal aktarımı destekleyen diğer politika adımlarını da göz önünde bulundurarak sabit tuttuk.

Ancak, şubat ayında aylık enflasyonun ana eğilimi, hizmet enflasyonu öncülüğünde, öngörülenden yüksek gerçekleşti. Enflasyon üzerindeki riskler ve enflasyon görünümündeki bozulmayı dikkate alarak mart ayında politika faizini 5 puan artırarak yüzde 50 düzeyine yükselttik. Ayrıca, operasyonel çerçevede değişikliğe giderek, Merkez Bankası gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 300 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar verdik.

Burada birkez daha vurgulamak isterim ki, bu değişiklik, faiz oranlarının geldiği yüksek seviye göz önünde bulundurularak yapılan teknik bir düzeltmedir. Bir diğer ifade ile, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını temel politika faizi olarak kullanmaya devam edeceğiz.

Mart ayında aylık enflasyonun ana eğilimi, devam eden zayıflamaya rağmen öngörülerimizden yüksek gerçekleşti. Tüketim malı ve altın ithalatındaki seyir cari dengedeki iyileşmeye katkı verirken, yakın döneme ilişkin diğer göstergeler yurt içi talepte direncin sürdüğüne işaret etti. Diğer taraftan, mart ayındaki politika adımlarımızın etkisiyle finansal koşullar önemli ölçüde sıkılaştı.

Yaptığımız parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkilerini yakından izliyoruz. Bu doğrultuda, Nisan ayı toplantımızda parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizini sabit tutmakla birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşumuzu koruduğumuzun altını çizmek isterim.

Haziran ayından bu yana uygulamakta olduğumuz parasal sıkılaştırmanın etkileri finansal koşullar üzerinde gözlenmiş, kısmen talep koşullarına da yansımıştır. 2023 yılının ikinci yarısında dış finansman koşullarında belirgin bir iyileşme, rezervlerde artış, cari dengede iyileşme, Türk lirası mevduat payında yükselme ve Türk lirası varlıklara talepte güçlenme görülmüştür. Tüm bu gelişmeler Türk lirasında istikrarlı seyre ve para politikasının etkinliğine katkıda bulunmuştur.

Parasal sıkılaşmanın da desteğiyle 12 ve 24 ay sonrası enflasyon beklentilerinde eylül ayı itibarıyla başlayan iyileşmenin devam ettiğini, yıl sonu enflasyon beklentilerinin ise halen Enflasyon Raporlarında paylaştığımız tahminlerimizin üzerinde olduğunu görmekteyiz.

Sadeleşme kapsamında, attığımız kararlı adımların etkilerini, piyasa mekanizmasının işlevselliğinin artması ve parasal aktarım mekanizmasının güçlenmesi şeklinde gözlemlemekteyiz. Bu süreçte, finansal sistemde Türk lirası mevduatın payı artarken kur korumalı ve döviz cinsi mevduatın payının gerilemesi, finansal istikrarın yanında parasal aktarımı da güçlendirmektedir.

Bankacılık sisteminin aracılık fonksiyonunu azami etkinlikte yerine getirebilmesi, dezenflasyon sürecinin başarılı bir şekilde gerçekleşebilmesi için ön koşuldur. Bu çerçevede, bir taraftan sadeleşme adımları uygularken, diğer taraftan kredi büyümesi ve mevduat faizinde öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizmasını destekleyecek adımlar atıyoruz.

Uyguladığımız parasal ve miktarsal sıkılaştırıcı adımların etkisi ile mart ayından bu yana belirgin şekilde yavaşlayan toplam kredi büyümesinin yurt içi talepteki dirençli seyri zayıflatmasını bekliyoruz. Böylece iç talepte dengelenme ile birlikte sağlıklı bir dezenflasyon sürecine gireceğimizi değerlendiriyoruz.

Aylık fiyat gelişmelerini yakından takip ediyoruz. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanıp, enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz.

Enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşunu sıkılaştıracağız. Para politikasındaki kararlı duruşumuzun; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşüreceği ve dezenflasyonun 2024 yılının ikinci yarısında tesis edileceğini öngörmekteyiz.

Konuşmamın son bölümünde 2023 yılındaki bazı önemli faaliyetlerimizi özetlemek istiyorum. Konuşmamın önceki bölümünde detaylı olarak açıkladığım üzere, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için 2023 yılının ikinci yarısından itibaren güçlü bir parasal sıkılaştırma yaptık.

Ancak, para politikaları uygulamalarımız kadar bu politikaların etkin iletişimi ve diğer paydaşlarla eşgüdümü de büyük önem arz etmektedir. Bu çerçevede, fiyat istikrarını sağlama temel amacımız doğrultusunda aldığımız politika kararlarını tüm paydaşlara anlatmak ve etkin bir beklenti yönetimi sağlamak üzere yalın, şeffaf ve çift yönlü bir iletişim politikası yürüttük.

2023 yılında teknolojik ve finansal altyapıyı daha yoğun ve etkin kullanmaya yönelik adımlar attık. Bunlardan bazılarına kısaca değinmek istiyorum. Nakit işlemlerinde bilişim altyapısını güçlendirdik. Yaptığımız teknolojik yatırımlarla günlük banknot işleme kapasitemizi artırdık.

Bilişim teknolojileri alanında, üstün teknolojik altyapı vizyonumuzla uyumlu olarak ihtiyaç duyulan sistemlerin oluşturulmasına ve bu sistemlerin güvenliği ile sürekliliğinin sağlanmasına yönelik çalışmalarımıza 2023 yılında da devam ettik.

FAST sistemine gösterilen yoğun ilgi ve ödemeler ekosisteminin dinamik gereksinimlerini göz önünde bulundurarak para transferlerinde FAST işlem tutar limitlerini yükselttik. Dijital Türk Lirası Projesi’nin birinci faz çalışmaları kapsamında elde edilen bulguları geniş kapsamlı bir değerlendirme raporu ile paylaştık.

Bir kez daha vurgulamak isterim ki, TCMB’nin temel amacı ve önceliği fiyat istikrarını sağlamaktır. Para politikasını bu amaç doğrultusunda, enflasyonu önce tek haneli rakamlara, orta vadede ise yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirlemeye devam edeceğiz.”

Paylaşın

Merkez Bankası Rezervleri 3 Milyar Dolar Eridi

19 Nisan itibarıyla Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt döviz rezervleri 2 milyar 989 milyon dolar azalışla 67 milyar 11 milyon dolara geriledi. Banka verilerine göre aynı dönemde döviz mevduatları 341 milyon dolar artışla 181,79 milyar dolar oldu.

Haber Merkezi / BDDK verilerine göre ise geçen hafta Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları 4 milyar TL’lik düşüş yaşandı. KKM’nin toplam büyüklüğü 2 trilyon 266 milyar TL olarak kaydedildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 19 Nisan ile biten haftaya ilişkin istatistikleri açıkladı. Buna göre; Merkez Bankası (TCMB) brüt döviz rezervleri 2 milyar 989 milyon dolar azalışla 67 milyar 11 milyon dolara düştü.

Bu dönemde altın rezervleri 827 milyon dolar artışla 58 milyar 446 milyon dolardan 59 milyar 273 milyon dolara çıktı. Böylece Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 19 Nisan haftasında bir önceki haftaya kıyasla 2 milyar 162 milyon dolar azalarak 128 milyar 446 milyon dolardan 126 milyar 284 milyon dolara geriledi.

Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre aynı dönemde döviz mevduatları 341 milyon dolar artışla 181,79 milyar dolar oldu.

Öte yandan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) aynı haftaya ait Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında 4 milyar TL’lik düşüş yaşandı.

KKM’nin toplam büyüklüğü 2 trilyon 266 milyar TL olarak kaydedildi. Aralık 2021’de uygulamaya alınan Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları 3,4 trilyon TL büyüklüğe ulaşarak zirveyi görmüştü.

Şimşek, kamuda tasarruf için tarih verdi

Sapanca’da düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamuda tasarruf ile ilgili yakında yeni adımlar atılacağını söyledi.

Şimşek, yılın ikinci yarısında kamuda tasarruf ve harcama kontrolünün güçlü bir şekilde devreye gireceğini ifade etti. Şimşek, “Kamuda tasarruf ve harcama kontrolü ayağında çalışıyoruz. Yakında bazı hususları paylaşacağız, gereken adımları atacağız” dedi.

Paylaşın

Türkiye’nin Kısa Vadeli Dış Borcu 173,6 Milyar Dolar

Şubat sonu itibarıyla, Türkiye’nin kısa vadeli dış borcu 173,6 milyar dolar oldu. Bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç 69,9 milyar dolar olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borcu 57,7 milyar dolar oldu.

Haber Merkezi / Diğer sektörler altında yer alan ithalat borçlar ise 51,0 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Kısa Vadeli Dış Borç İstatistikleri Gelişmeleri Şubat 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Şubat sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stoku, 2023 yıl sonuna göre yüzde 0,9 oranında azalışla 173,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 2,2 oranında artarak 69,9 milyar dolar olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 4,5 oranında azalarak 57,7 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli krediler, 2023 yıl sonuna göre yüzde 10,9 oranında artarak 13,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Banka hariç yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 4,4 oranında azalarak 19,1 milyar dolar, yurt dışı yerleşik bankaların mevduatı da yüzde 1,9 oranında azalışla 20,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ayrıca, yurt dışı yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları geçen yıl sonuna göre yüzde 9,2 oranında artışla 16,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Diğer sektörler altında yer alan ithalat borçları, 2023 yıl sonuna göre yüzde 4,8 oranında azalarak 51,0 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Borçlu bazında incelendiğinde, tamamı kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2023 yıl sonuna göre yüzde 5,5 oranında artarak 36,4 milyar dolar olurken, özel sektörün kısa vadeli dış borcu yüzde 3,3 oranında azalarak 91,2 milyar dolar oldu.

Alacaklı bazında incelendiğinde, özel alacaklılar başlığı altındaki parasal kuruluşlara olan kısa vadeli borçlar yıl sonuna göre yüzde 0,2 oranında azalarak 95,4 milyar dolar, parasal olmayan kuruluşlara olan borçlar yüzde 4,2 oranında azalarak 74,4 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

2023 yıl sonunda 1,6 milyar dolar olan kısa vadeli tahvil ihraçları, 2024 Şubat sonu itibarıyla 3,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Aynı dönemde resmi alacaklılara olan kısa vadeli borçlar 500 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2024 Şubat sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stokunun döviz kompozisyonu yüzde 51,0’ı dolar, yüzde 22,2’si Euro, yüzde 10,8’i TL ve yüzde 16,0’ı diğer döviz cinslerinden oluştu.

2024 Şubat sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku, 227,5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Söz konusu stokun 19,1 milyar dolarlık kısmı, Türkiye’de yerleşik bankaların ve özel sektörün yurt dışı şubeleri ile iştiraklere olan borçlarından oluştu. Borçlu bazında değerlendirildiğinde, toplam stok içinde kamu sektörünün yüzde 22,0, Merkez Bankası’nın yüzde 20,2, özel sektörün ise yüzde 57,8 oranında paya sahip olduğu gözlendi.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Yıl Sonu Enflasyon Tahmini Yüzde 44.16

Merkez Bankası (TCMB), yıl sonu enflasyon beklentisini yatay bir seyirle yüzde 44.16 olarak belirledi. Banka yıl sonu dolar kuru tahminini 40.53 liradan, 40.01 liraya çekti.

Haber Merkezi / Merkez Bankası (TCMB), yıl sonu büyüme beklentisini yüzde 3.3, yıl sonu politika faizini de yüzde 50 olarak belirledi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Nisan ayı Piyasa Katılımcıları Anketini yayımladı.

Buna göre; Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 44,19 iken, bu anket döneminde yüzde 44,16 oldu. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 36,70 iken, bu anket döneminde yüzde 35,17 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 22,67 ve yüzde 22,05 oldu.

Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 45,82 iken, bu anket döneminde yüzde 51,43 oldu. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 45,00 iken, bu anket döneminde yüzde 50,00 oldu.

Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 40,53 TL iken, bu anket döneminde 40,01 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 42,79 TL iken, bu anket döneminde 42,47 TL oldu.

Katılımcıların GSYH 2024 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde ve bu anket döneminde yüzde 3,3 oldu. GSYH 2025 yılı büyüme beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 3,8 iken, bu anket döneminde yüzde 3,7 oldu.

Paylaşın

Özel Sektörün Yurt Dışı Kredi Borcu 163,4 Milyar Dolar

Şubat sonu itibarıyla, özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu 163,4 milyar ABD doları olurken, borcun 153,9 milyar doları uzun vadeli; 9,5 milyar doları (ticari krediler hariç) kısa vadeli.

Haber Merkezi / 153,9 milyar dolar tutarındaki uzun vadeli kredi borcunun yüzde 58,5’inin dolar, yüzde 35,4’ünün euro, yüzde 2,2’sinin lira ve yüzde 3,9’unun ise diğer döviz cinslerinden oluştuğu ve 9,5 milyar dolar tutarındaki kısa vadeli kredi borcunun ise yüzde 45,3’ünün dolar, yüzde 28’nin euro, yüzde 21,8’inin lira ve yüzde 4,9’unun diğer döviz cinslerinden oluştuğu görüldü.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcu Gelişmeleri Şubat 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Şubat sonu itibarıyla, özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, 2023 yıl sonuna göre 394 milyon doları azalarak 163,4 milyar dolar oldu. Vadeye göre incelendiğinde, 2023 yıl sonuna göre, uzun vadeli kredi borcunun 782 milyon dolar azalarak 153,9 milyar dolar; kısa vadeli kredi borcunun (ticari krediler hariç) ise 389 milyon dolar artarak 9,5 milyar doları düzeyinde gerçekleşti.

Borçluya göre dağılıma bakıldığında, uzun vadeli kredi borcuna ilişkin olarak, bir önceki yıl sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmalarının 126 milyon doları arttığı, tahvil ihracı biçimindeki borçlanmalarının ise 1,0 milyar dolar artışla 15,8 milyar doları seviyesinde gerçekleşti.

Aynı dönemde, bankacılık dışı finansal kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları 152 milyon dolar azalmış, tahvil stoku ise 27 milyon doları azalarak 1,2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Söz konusu dönemde, finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmalarının 1,4 milyar dolar azaldığı, tahvil stokunun ise 18 milyon doları azalarak 10,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Kısa vadeli kredi borcuna ilişkin olarak ise, 2023 yıl sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmaları 16 milyon dolar azalışla 4,5 milyar dolar; finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları ise 313 milyon dolar azalışla 1,3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Alacaklıya göre dağılım incelendiğinde, uzun vadeli kredi borcuna ilişkin olarak, Şubat sonu itibarıyla tahvil hariç özel alacaklılara olan borç, bir önceki yıl sonuna göre 1,3 milyar dolar azalarak 106,1 milyar doları olarak gerçekleşti. Kısa vadeli kredi borcuna ilişkin olarak ise, tahvil hariç özel alacaklılara olan borcun bir önceki yıl sonuna göre 354 milyon dolar azalarak 7,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Döviz kompozisyonuna bakıldığında, 153,9 milyar dolar tutarındaki uzun vadeli kredi borcunun yüzde 58,5’inin doları, yüzde 35,4’ünün euro, yüzde 2,2’sinin lira ve yüzde 3,9’unun ise diğer döviz cinslerinden oluştuğu ve 9,5 milyar doları tutarındaki kısa vadeli kredi borcunun ise yüzde 45,3’ünün dolar, yüzde 28,0’ının euro, yüzde 21,8’inin lira ve yüzde 4,9’unun diğer döviz cinslerinden oluştu.

Sektör dağılımı incelendiğinde, şubat sonu itibarıyla, 153,9 milyar dolar tutarındaki uzun vadeli toplam kredi borcunun yüzde 37,8’ini finansal kuruluşların, yüzde 62,2’sini ise finansal olmayan kuruluşların borcu oluşturdu. Aynı dönemde, 9,5 milyar dolar tutarındaki kısa vadeli toplam kredi borcunun yüzde 73,1’ini finansal kuruluşların, yüzde 26,9’unu ise finansal olmayan kuruluşların borcu oluşturdu.

Özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, şubat sonu itibarıyla kalan vadeye göre incelendiğinde, 1 yıl içinde gerçekleştirilecek olan anapara geri ödemelerinin toplam 49,7 milyar  doları tutarında oldu.

Paylaşın

Merkez Bankası, Yıl Sonu Dolar Beklentisini 40,01 Liraya Çekti

Merkez Bankası (TCMB), yıl sonu dolar kuru tahminini 40.53 liradan, 40.01 liraya çekti. Banka, yıl sonu enflasyon beklentisini ise yatay bir seyirle yüzde 44.16 olarak belirledi.

Haber Merkezi / Merkez Bankası (TCMB), yıl sonu büyüme beklentisini yüzde 3.3, yıl sonu politika faizini de yüzde 50 olarak belirledi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Nisan ayı Piyasa Katılımcıları Anketini yayımladı.

Buna göre; Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 44,19 iken, bu anket döneminde yüzde 44,16 oldu. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 36,70 iken, bu anket döneminde yüzde 35,17 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 22,67 ve yüzde 22,05 oldu.

Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 45,82 iken, bu anket döneminde yüzde 51,43 oldu. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 45,00 iken, bu anket döneminde yüzde 50,00 oldu.

Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 40,53 TL iken, bu anket döneminde 40,01 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 42,79 TL iken, bu anket döneminde 42,47 TL oldu.

Katılımcıların GSYH 2024 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde ve bu anket döneminde yüzde 3,3 oldu. GSYH 2025 yılı büyüme beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 3,8 iken, bu anket döneminde yüzde 3,7 oldu.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Swap Hariç Net Rezervleri Eksi 57 Milyar Dolar

Merkez Bankası’nın (TCMB), 12 nisan ile biten haftada, swap hariç net rezervleri eksi 65,5 milyar dolara geriledi. Bankanın brüt rezervleri ise 126,9 milyar dolar seviyesinde.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 12 nisan ile biten haftaya ilişkin para ve banka istatistiklerini yayınladı.

Buna göre; Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt rezervleri 128,4 milyar dolar oldu. Bir önceki hafta brüt rezervler 126,9 milyar dolar seviyesindeydi. Aynı haftada net rezerv ise 15,5 milyar dolardan 19,7 milyar dolara yükseldi.

Merkez Bankası’nın (TCMB) swap hariç net rezervleri de eksi 57,05 milyar dolara geriledi. Bir önceki hafta swap hariç net rezervler eksi 65,5 milyar dolardı.

Ayrıca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre kur korumalı mevduatlarda toplam büyüklük 2,26 milyar lira geriledi. Toplam kur korumalı mevduat büyüklüğü 2,274 trilyon lira olarak gerçekleşti.

Paylaşın

Cari Denge Şubat Ayında 3,27 Milyar Dolar Açık Verdi

Cari denge ocak ayında 2,52 milyar dolar açık verirken, şubat ayında 3,27 milyar dolar açık verdi. Böylelikle cari dengede 5,7 milyar dolarlık açık görülen temmuz ayından bu yana en yüksek açık rakamına ulaşıldı.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ödemeler Dengesi Gelişmeleri Şubat 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Şubat ayında cari işlemler hesabı 3 milyar 265 milyon doları açık kaydetti. Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise 2 milyar 106 milyon dolar fazla verdi. Ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı 4 milyar 751 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Hizmetler dengesi kaynaklı net girişler 2 milyar 381 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu kalem altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler 1 milyar 957 milyon dolar oldu. Birincil gelir dengesi ve ikincil gelir dengesi kalemleri sırasıyla 849 milyon dolar net çıkış ve 46 milyon dolar net çıkış kaydetti.

Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net çıkışlar 142 milyon dolar olarak kaydedildi. Portföy yatırımları 4 milyar 415 milyon dolar tutarında net giriş kaydetti. Alt kalemler itibarıyla incelendiğinde, yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi piyasasında 136 milyon dolar net satış ve devlet iç borçlanma senetleri piyasasında 98 milyon dolar net alış yaptığı görüldü.

Yurt dışındaki tahvil ihraçlarıyla ilgili olarak; bankalar, Genel Hükümet ve diğer sektörler sırasıyla 2 milyar 659 milyon dolar, 3.000 milyon dolar ve 500 milyon dolar net borçlanma gerçekleşti. Diğer yatırımlar altında, yurt içi bankaların yurt dışı muhabirlerindeki efektif ve mevduat varlıkları 1 milyar 696 milyon dolar net artış kaydetti.

Yurt dışı bankaların yurt içindeki mevduatları, yabancı para cinsinden 220 milyon dolar net artış ve Türk lirası cinsinden 274 milyon dolar net azalış olmak üzere toplam 54 milyon dolar net azalış kaydetti.

Yurt dışından sağlanan kredilerle ilgili olarak, bankalar ve diğer sektörler sırasıyla 115 milyon dolar ve 265 milyon dolar net kullanım, Genel Hükümet ise 138 milyon dolar net geri ödeme gerçekleştirdi. Resmi rezervlerde bu ay 6 milyar 230 milyon dolar net azalış oldu.

Paylaşın