Merkez Bankası Açıkladı: Politika Faizi Yüzde 25’e Yükseltildi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizini 750 baz puan artışla yüzde 25 yükseltti. Piyasa beklentileri politika faizinin yüzde 20’ye çıkarılması yönündeydi.

Haber Merkezi / Reuters anketine katılan 17 ekonomistin tamamı yüzde 17,5 seviyesindeki politika faizinde artış beklerken, tahminler yüzde 18 ila yüzde 20,5 bandında yer alıyordu. Ankette sekiz ekonomist 250 baz puan, dört ekonomist 200 baz puan, üç ekonomist 150 baz puan, ve birer ekonomist 50 ve 300 baz puan artış bekliyordu.

Ekonomistler, TCMB’nin önümüzdeki aylarda da faiz artışlarına devam etmesi bekliyor. Ankette 2023 sonu faiz tahminlerinin medyanı yüzde 25 seviyesinde bulunuyordu. Tahminler, yüzde 20 ile yüzde 30 bandında yer alıyordu.

AA Finans’ın 15 ekonomistle gerçekleştirdiği ankete göre, TCMB’den 100 ila 250 baz puanlık bir artırım öngörülüyordu. Ekonomistlerin politika faizi beklentileri yüzde 18,50 ile yüzde 20,00 arasında, yıl sonu politika faizi beklentileri ise yüzde 20 ile 30 arasında yer alıyordu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) fazi kararını açıkladı. Politika faizini yüzde 17,5’tan yüzde 25 çıkaran Merkez Bankası’nın faiz kararı metninde şu ifadelere yer verildi:

“Yakın döneme ilişkin göstergeler enflasyonun ana eğiliminde yükselişin sürdüğüne işaret etmektedir. Bu gelişmede yurt içi talepteki güçlü seyir, ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar, hizmet enflasyonundaki katılık ve vergi düzenlemeleri belirleyici olmaktadır.

Bu unsurlara ek olarak, akaryakıt fiyatlarındaki yükselişin de etkisiyle enflasyon beklentilerinde ve fiyatlama davranışlarında öngörülenin üzerindeki bozulma, enflasyonun yıl sonunda Enflasyon Raporu’ndaki (Rapor) tahmin aralığının üst sınırına yakın seyredeceğine işaret etmektedir. Bununla birlikte Kurul, parasal sıkılaştırma adımlarının etkisiyle, dezenflasyonun 2024 yılında Rapor ile uyumlu şekilde tesis edileceğini öngörmektedir.

Doğrudan yabancı yatırımlar, dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerde süregelen artış ve turizm gelirlerinin cari işlemler hesabına desteği fiyat istikrarına güçlü katkıda bulunacaktır.

Politika faizi, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirlenecektir. Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir.

Kurul, mevcut mikro ve makroihtiyati çerçeveyi, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirmektedir. Sadeleşme süreci, etki analizleri dikkate alınarak kademeli olarak devam edecektir. Bu kapsamda, Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemeler parasal aktarım mekanizmasını güçlendirecektir. Kurul, faiz artırımının yanı sıra, parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları almaya devam edecektir.

Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.”

Paylaşın

KKM’den Çıkış İçin Düzenlemeler Hangi Sonuçları Doğurabilir?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Türk lirası (TL) mevduatları artıracak, Kur Korumalı Mevduat’ı (KKM) azaltacak düzenlemeye gitmişti. Resmi Gazete’de yayımlanan dört farklı tebliğe göre Merkez Bankası yabancı para mevduattan KKM’ye dönüşüm hedefi uygulamasına ve TL payına göre ilave/indirimli menkul kıymet tesis uygulamasına son vermişti.

Değişiklikle, vadesi gelen kur korumalı mevduat hesaplarını standart TL mevduata dönüştürme hedefi getirilmişti. Bu konudaki kriterleri tutturamayan bankalar ek menkul kıymet tesisine mecbur olacak. Öte yandan döviz ve kıymetli maden mevduatına uygulanan zorunlu karşılık oranları artırılmıştı.

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp BBC Türkçe için iki tür KKM’den hangisi için çıkış sinyali verildiğini ve kararın dolarizasyon, döviz kuru, enflasyon ve borsa üzerindeki olası etkilerini yazdı.

Eylül 2021’de uygulamaya konulan Yeni Ekonomi Modeli (YEM)’in “medarı iftiharı” sayılabilecek, dönemin Merkez Bankası başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun “bir taşla beş kuş vuracağız” diye tasvir ettiği Kur Korumalı Mevduat hesabından (KKM) ilk çıkış sinyali hafta sonu geldi.

Gelen regülasyonlar, aylık maliyeti 10 milyar ABD dolarını aşan ve toplam mevduatın dörtte birine erişen bu “canavarı” küçültme konusunda ne kadar etkili olur tartışılır. Ancak seçim öncesi dönemde teşvik edilen ve beslenen bu canavarın en azından daha fazla büyümesinin engellenmesi bile doğru yolda atılmış bir adım.

Regülasyonlar KKM’yi küçültmeye yarar mı?

KKM’nin doğmasına sebep olan “düşük faizle büyüme” tercihi değişmiş değil.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan (TCMB) gelen ürkek faiz artışları, Başkan Gaye Erkan’ın “ekonomiye zarar vermeden” faiz artışı yapacaklarını vurgulaması, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından 2023 büyümesinin (potansiyelin üzerinde) %4,5 olarak öngörüldüğünün not edilmesi bu izlenimimi güçlendiriyor.

Karar alıcılar, gerektiğinde büyümeden feragat edip enflasyon beklentilerini çıpalama konusunda isteksizler.

Siyasi baskı ile politika faizini artıramayan Merkez Bankası dolaylı yoldan faizleri artırmaya çalışıyor. Bu “kısıtlı optimizasyon” para politikasının işleyişini ve iletişimini bozuyor.

Bir ay önceki enflasyon raporu toplantısında mevduat faizlerindeki düşüşle gurur duyan TCMB, yeni gelen regülasyonlarla mevduat faizlerinin artmasını teşvik ediyor.

Bu şartlar altında KKM’den çıkış yolunda atılan adımların etkinliği zayıf kalacaktır.

İki tür KKM’den hangisi için çıkış sinyali verildi?

KKM hesaplarının TL’den geçişli ve dövizden geçişli iki türü var. Toplamda 125 milyar ABD dolarına yaklaşan KKM’nin kabaca %70’i dövizden geçişli, kalanı ise TL den geçişli KKM’de duruyor.

Yapılan düzenlemeler TL geçişli KKM hesaplarını eritmeyi ve bu hesapları TL mevduata dönüştürmeyi hedefliyor. Döviz geçişli olan ve toplam KKM’nin aslan payını oluşturan kısım içinse henüz cazip bir alternatif sunulamadığından bu hesaplar şimdilik rölantide bırakılmış.

Söz konusu dönüşümü yapabilmek amacı ile TL geçişli KKM hesaplarının vade bitiminde TL mevduata dönüştürülmesi için bankalara “sopa” gösterilmiş.

Vadesi gelen KKM’lerin %50’si TL mevduata dönmezse ek menkul kıymet tutulması zorunluluğu konmuş.

Döviz bazlı KKM hesaplarının vade bitiminde ise tekrar KKM’de tutulması için eskiden gösterilen “sopa” masadan kaldırılmış. Yüzde 5 gibi mütevazi bir düşüş hedeflenmiş.

Peki bu yeni sopalar KKM’nin tasfiyesi üzerinde etkili olur mu? Bunun için dolarizasyona sebep olan şartların (yani negatif reel mevduat faizi ve döviz kurunda artış beklentisi) ortadan kalkması lazım ki aşağıda detaylandırdığım üzere henüz o ortamdan oldukça uzağız. Bu nedenle gelen düzenlemelerle KKM’de anlamlı bir azalma beklemek iyimser bir tahmin olur.

Atılan adımların etkilerini şu şekilde değerlendirebiliriz:

Piyasa faizleri üzerindeki etkiler

Mevduat faizi: TL geçişli KKM’yi TL mevduata dönüştürebilmek için bankaların müşterilerine cazip bir mevduat faizi vermesi gerekiyor.

Kredi faizi: Bankaların mevduat faizini kısmi olarak artırıp “cezadan kaçabilmeleri” için kredi faizlerini de mevduat faizlerine paralel artırabilmeleri ve pozitif bir kâr marjını koruyabilmeleri lazım. Şayet bankalar kredi faizlerini artıramazlarsa iki senaryo söz konusu olabilir:

Kredi faizini artıramayan bankalar mevduat faizini de artırmazlar ve “sopa” devreye girer. Yani bankalar düşük faizli devlet tahvili almak zorunda kalırlar.
Cezadan kaçmak isteyen bankalar mevduat faizini artırırlarsa bu sefer de kar marjları azalır.

Düzenlemeler sonrası (ve hatta regülasyonların hafta sonu açıklanacağına dair bir bilgi sızıntısı şüpheleri ile geçtiğimiz Cuma gününden itibaren) bankacılık hisselerinin değer kaybetmesi bu ihtimallerin fiyatlandığını gösteriyor. Yani piyasa oyuncuları KKM’nin başarılı bir tasfiyesi olmayacağını, bankaların kredi faizlerini yükseltemeyeceğini, yeni regülasyonların banka karlarını olumsuz etkileyeceğini fiyatlıyorlar.

Bankalar kredi faizini neden artıramıyor?

Seçim öncesi dönemde gelen regülasyonlar sebebiyle bankaların eli kredi faizini belirleme konusunda serbest değil. Politika faizinin 1,8 katından yüksek kredi faizi veren bankalar menkul kıymet tutmak zorunda.

Eğer TCMB gerçekten KKM’den çıkış konusunda kararlı ise 24 Ağustos’taki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında bu üst sınırı yükseltmesi gerekir. Bu şekilde kredi faizlerinin artması ve bankaların kar marjının daha sağlıklı seviyelere tutulması mümkün olacağından bankaların mevduat faizlerini yükseltme konusunda eli rahatlar.

Öte yandan ekonomide bir durgunluk yaratma konusunda son derece tedirgin olan yönetimin eli rahat olsaydı enflasyon beklentisi %58 iken politika faizini iki ayda sadece 9 puan mı artırırdı? Bu seneki büyüme öngörüsü potansiyelin üzerinde tutulabilir miydi? Enflasyon raporundaki tahmin ufku boyunca çıktı açığı yaratmadan enflasyonu düşürmek gibi bir iddia olabilir miydi? Şayet TCMB’nin eli rahat olsaydı o zaman esas aracı olan politika faizini yükseltip yan yollara sapmadan çok daha etkin bir beklenti yönetimi yolunu seçmesi gerekmez miydi? Politika faizinde eli bu kadar sınırlı olan bir Merkez Bankası kredi faizlerinde üst sınırı ne kadar yükseltebilir?

Bu sorulara tatmin edici cevaplar alınamadığı sürece KKM’de anlamlı bir düşüşten bahsedebilmek zor.

Dolarizasyon ve döviz kuru üzerindeki etkiler

KKM’den çıkmaya niyet etmek güzel. Ancak bu niyetin gerçekleşebilmesi için tasarruf sahibini dolarizasyona teşvik eden iki temel sebebin ortadan kalkmış olması yani döviz kuru istikrarı ve TL mevduat faizinin enflasyona karşı koruma sağlaması gerekir.

Bu noktaya yakın mıyız? Hayır.

TCMB’nin 2024 sonu enflasyon beklentisi %33 iken (ki tarihi olarak bu tahminlerin hep yukarı yönlü revize edildiğini biliyoruz) mevduat faizleri yüzde 30’lerde seyrettiği için halen negatif bir reel mevduat faizi var.

KKM hesaplarından çıkanlara yüksek faiz verilse bile diğer mudiler genelinde bu imkan söz konusu değil. Bu durum bir taraftan harcamayı teşvik ederken diğer yandan dolarizasyon ve kur üzerinde baskının devamı ile enflasyonu da yukarı itecektir.

Borsa üzerindeki etkiler

Orta ve uzun vadede seçim öncesi dönemden miras alınan regülasyonları kaldıracak her adım bankacılık sistemini olumlu etkileyecektir. Moody’s’in bankacılık sektörü görünümünü durağana yükseltmesi de bu görüşü destekliyor.

Ancak kısa vadedeki belirsizlikler bankacılık hisselerinde Cuma gününden beri gözlenen olumsuz fiyatlamayı doğurmuş olabilir.

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan Kur Korumalı Mevduat’ı Azaltacak Düzenleme

Vadesi gelen Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarını standart Türk Lirası (TL) mevduata dönüştürme hedefi getirildi. Bu konudaki kriterleri tutturamayan bankalar ek menkul kıymet tesisine mecbur olacak.

Öte yandan döviz ve kıymetli maden mevduatına uygulanan zorunlu karşılık oranları artırıldı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Türk lirası (TL) mevduatları artıracak, Kur Korumalı Mevduat’ı (KKM) azaltacak düzenlemeye gitti.

Resmi Gazete’de yayımlanan dört farklı tebliğe göre Merkez Bankası yabancı para mevduattan KKM’ye dönüşüm hedefi uygulamasına ve TL payına göre ilave/indirimli menkul kıymet tesis uygulamasına son verdi.

Değişiklikle, vadesi gelen kur korumalı mevduat hesaplarını standart TL mevduata dönüştürme hedefi getirildi. Bu konudaki kriterleri tutturamayan bankalar ek menkul kıymet tesisine mecbur olacak.

Öte yandan döviz ve kıymetli maden mevduatına uygulanan zorunlu karşılık oranları artırıldı.

Vadesiz, ihbarlı ve 1 aya kadar vadeli döviz hesapları için zorunlu karşılık oranı yüzde 29 oldu. 3 ay, 6 ay ve 1 yıla kadar vadeli döviz hesabı zorunlu karşılık oranı yüzde 25 oldu. 1 yıl ve daha uzun vadeli döviz hesabı zorunlu karşılık oranı ise yüzde 19 oldu.

Düzenlemeyle ne amaçlanıyor?

Yapılan düzenlemelerle TL mevduatlar artarken, kur korumalı hesaplardan TL mevduata geçiş sağlanarak KKM’nin azaltılması gözetiliyor. Böylece TL vadeli mevduat hesapları desteklenerek makro finansal istikrarın güçlendirilmesine katkı sağlanması amaçlanıyor.

Bu kapsamda, Merkez Bankası’nca kur koruma desteği sağlanan hesaplardan TL hesaplara geçiş ve belli oranda kur korumalı hesapların yenilenmesinin hedeflenmesine, kur koruması bulunmayan TL payı seviyesinde artış hedefine geçildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan (TCMB) Kur Korumalı Mevduat’a (KKM) ilişkin yapılan açıklama şu şekilde:

Sadeleşme süreci kapsamında yabancı para mevduattan kur korumalı mevduata dönüşüm hedefi uygulamasına ve TL payına göre menkul kıymet tesis ve zorunlu karşılık uygulamasına son verilmiştir.

Yapılan düzenlemelerle Türk lirası mevduatlar artarken, kur korumalı hesaplardan Türk lirası mevduata geçiş sağlanarak kur korumalı mevduatın azaltılması gözetilmektedir.

Böylece, Türk lirası vadeli mevduat desteklenerek makro finansal istikrarın güçlendirilmesine katkı sağlanması amaçlanmaktadır.

Bu kapsamda, Merkez Bankasınca kur koruma desteği sağlanan hesaplardan Türk lirası hesaplara geçiş ve kur korumalı hesapların belli oranda yenilenmesinin hedeflenmesine, Kur koruması bulunmayan Türk lirası payı seviyesinde artış hedefine geçilmesine, karar verilmiştir.

Sadeleşme süreci ve kur korumalı mevduatın Türk lirası mevduata geçişine ilişkin adımlar Para Politikası Kurulu’nun ilan ettiği ilkeler doğrultusunda devam edecektir.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan KKM için yatırımcılara “yeni bir finansal alternatif” sunduklarını söylemişti.

Kur korumalı mevduatların büyüklüğü Ağustosa ayı itibarıyla 117 milyar dolar seviyesine çıktı. Bu banka mevduatlarının yaklaşık yüzde 25’lik kesimine karşılık geliyor.

Reuters KKM karşılıkları için, TL’de seçim sonrası yaşanan düşüşe bağlı olarak Merkez Bankası’nın Haziran ve Temmuz aylarında 11 milyar dolar ödediğini aktarıyor. Dövize çevrilebilir mevduat uygulamasının maliyeti Hazine tarafından karşılandı.

“Bunu gerçekleştirmek kolay olmayacak”

Ekonomist Kerim Rota Merkez Bankasının bu kararını değerlendirdi. Rota’nın açıklamaları şöyle:

“1.5 yıl boyunca tasarrufları başka ülkenin paralarına endeskleyen bir ürünü gözümüzün içine baka baka “Liralaşma” diye satmaya çalıştılar. Bu kanaldan TCMB’ye gelen dövizden çok daha fazlasını seçim uğruna geri sattılar. Buna yatırım yapan bireyler ve şirketlere vergi muafiyeti sağladılar.

KKM’ye Hazine ve TCMB’den şimdiye dek tahminen 700 Milyar TL üzerinde nakit aktarım yaptılar. Bunun yardımıyla ömrü uzatılan ölçüsüz negatif reel faiz nedeniyle dünyanın en yüksek 5.enflasyonuna maruz kaldık. Enflasyonun çok altında faizlerle verilen kredilere ulaşabilenlere vahşi bir servet aktarımı yapıldı.

Yine bu nedenle son dönemde dünyada konut ve kira fiyatları reel olarak en çok artan ülke haline geldik. Muhtemelen gelir ve servet dağılımı en çok bozulan ülkelerden biri olduk. Bugün yayınlanan tebliği KKM ve ölçüsüz negatif reel faizin verdiği zarardan kademeli dönüş niyeti beyanı olarak okumak gerekir. KKM ve negatif reel faizden dönüş niyeti doğru olsa da bunu gerçekleştirmek kolay olmayacak.

Tasarruf sahibi ve yatırımcının paramıza karşı öyle bir güven kaybı oluştu ki, bunun sadece iki ürün arasındaki faiz farkı ile geri kazanılması kolay değil. Öncelikle Haziran ayında sözü verilen şeffaflık ve öngörülebilirlik sözlerinin arkasında durmak gerekir.“

Paylaşın

Merkez Bankası 2023 Büyüme Beklentisini Sabit Tuttu

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Ağustos ayında 2023 büyüme tahminini 3,7 olarak sabit tuttu. Banka 2024 büyüme beklentisi de yüzde 4,3’den yüzde 4’e düşürdü.

Haber Merkezi / Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 43,82’den yüzde e 59,46’a yükseldi, 12 ay sonrası için enflasyon beklentisi ise yüzde 33,21’den 42,01’e yükseldi. Banka’nın 24 ay sonrası için enflasyon beklentisi ise yüzde 19,04’ten yüzde 22,54’e yükseldi.

Merkez Bankası’nın yıl sonu dolar kuru beklentisi 28,46’dan 29,82’ye yükseldi. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 31,42 lira iken, bu anket döneminde 34,58 lira olarak gerçekleşti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Piyasa Katılımcıları Anketi’nin Ağustos ayı sonuçlarını yayımlandı.

Buna göre, Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 43,82 iken, bu anket döneminde yüzde 59,46 oldu. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 33,21 iken, bu anket döneminde yüzde 42,01 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 19,04 ve yüzde 22,54 olarak gerçekleşti.

Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 18,94 iken, bu anket döneminde yüzde 19,34 oldu. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 19,17 iken, bu anket döneminde yüzde 19,19 olarak gerçekleşti.

Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (Dolar/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 28,46 TL iken, bu anket döneminde 29,82 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 31,42 TL iken, bu anket döneminde 34,58 TL olarak gerçekleşti.

Katılımcıların GSYH 2023 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde ve bu anket döneminde yüzde 3,7 olarak gerçekleşti. GSYH 2024 yılı büyüme beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 4,3 iken, bu anket döneminde yüzde 4,0 olarak gerçekleşti.

Paylaşın

Merkez Bankası, Yıl Sonu Enflasyon Beklentisini 59,46’ya Yükseltti

Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 43,82’den yüzde e 59,46’a yükseldi, 12 ay sonrası için enflasyon beklentisi ise yüzde 33,21’den 42,01’e yükseldi. Banka’nın 24 ay sonrası için enflasyon beklentisi ise yüzde 19,04’ten yüzde 22,54’e yükseldi.

Haber Merkezi / Merkez Bankası’nın yıl sonu dolar kuru beklentisi 28,46’dan 29,82’ye yükseldi. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 31,42 lira iken, bu anket döneminde 34,58 lira olarak gerçekleşti.

Merkez Bankası’nın 2023 büyüme tahmini ise 3,7 olarak sabit kaldı. Banka 2024 büyüme beklentisi de yüzde 4,3’den yüzde 4’e düşürdü.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Piyasa Katılımcıları Anketi’nin Ağustos ayı sonuçlarını yayımlandı.

Buna göre, Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 43,82 iken, bu anket döneminde yüzde 59,46 oldu. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 33,21 iken, bu anket döneminde yüzde 42,01 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 19,04 ve yüzde 22,54 olarak gerçekleşti.

Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 18,94 iken, bu anket döneminde yüzde 19,34 oldu. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 19,17 iken, bu anket döneminde yüzde 19,19 olarak gerçekleşti.

Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (Dolar/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 28,46 TL iken, bu anket döneminde 29,82 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 31,42 TL iken, bu anket döneminde 34,58 TL olarak gerçekleşti.

Katılımcıların GSYH 2023 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde ve bu anket döneminde yüzde 3,7 olarak gerçekleşti. GSYH 2024 yılı büyüme beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 4,3 iken, bu anket döneminde yüzde 4,0 olarak gerçekleşti.

Paylaşın

Yıl Sonu Dolar Kuru Beklentisi 29,82’ye Yükseldi

Merkez Bankası’nın yıl sonu dolar kuru beklentisi 28,46’dan 29,82’ye yükseldi. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 31,42 lira iken, bu anket döneminde 34,58 lira olarak gerçekleşti.

Haber Merkezi / Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 43,82’den yüzde e 59,46’a yükseldi, 12 ay sonrası için enflasyon beklentisi ise yüzde 33,21’den 42,01’e yükseldi. Banka’nın 24 ay sonrası için enflasyon beklentisi ise yüzde 19,04’ten yüzde 22,54’e yükseldi.

Merkez Bankası’nın 2023 büyüme tahmini ise 3,7 olarak sabit kaldı. Banka 2024 büyüme beklentisi de yüzde 4,3’den yüzde 4’e düşürdü.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Piyasa Katılımcıları Anketi’nin Ağustos ayı sonuçlarını yayımlandı.

Buna göre; Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 43,82 iken, bu anket döneminde yüzde 59,46 oldu. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 33,21 iken, bu anket döneminde yüzde 42,01 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 19,04 ve yüzde 22,54 olarak gerçekleşti.

Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 18,94 iken, bu anket döneminde yüzde 19,34 oldu. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 19,17 iken, bu anket döneminde yüzde 19,19 olarak gerçekleşti.

Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (Dolar/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 28,46 TL iken, bu anket döneminde 29,82 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 31,42 TL iken, bu anket döneminde 34,58 TL olarak gerçekleşti.

Katılımcıların GSYH 2023 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde ve bu anket döneminde yüzde 3,7 olarak gerçekleşti. GSYH 2024 yılı büyüme beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 4,3 iken, bu anket döneminde yüzde 4,0 olarak gerçekleşti.

Paylaşın

Merkez Bankası Açıkladı: Cari Denge 20 Ay Sonra Fazla Verdi

Haziran ayında cari işlemler 674 milyon dolar, çekirdek denge olarak bilinen altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise 5,6 milyar dolar fazla verdi. Cari denge en son 2021 Ekim ayında 4,1 milyar dolar olarak fazla vermişti.

Haber Merkezi / Haziran ayında ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı 3.697 milyon dolar olarak gerçekleşti. Hizmetler dengesi kaynaklı girişler 5,19 milyar dolar, bu kalem altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler 4,2 milyar dolar oldu.

Birincil gelir dengesi kalemi 799 milyon dolar net çıkış, ikincil gelir dengesi kalemi de 151 milyon dolar net giriş kaydetti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) haziran ayına ilişkin ödemeler dengesi istatistiklerini yayımladı. Buna göre; Haziran ayında cari işlemler hesabı 674 milyon dolar fazla kaydetti. Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise 5.584 milyon dolar fazla verdi. Ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı 3.697 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Hizmetler dengesi kaynaklı girişler 5.019 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu kalem altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler 4.203 milyon dolar oldu. Birincil gelir dengesi kalemi 799 milyon dolar net çıkış, ikincil gelir dengesi kalemi de 151 milyon dolar net giriş kaydetti.

Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler 135 milyon dolar olarak kaydedildi. Portföy yatırımları 1.797 milyon dolar tutarında net giriş kaydetti. Alt kalemler itibarıyla incelendiğinde, yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi ve devlet iç borçlanma senetleri piyasalarında sırasıyla 1.089 milyon dolar ve 46 milyon dolar net alış yaptığı görüldü.

Yurt dışındaki tahvil ihraçlarıyla ilgili olarak, bankalar ve diğer sektörler sırasıyla 72 milyon dolar ve 3 milyon dolar net borçlanma gerçekleşti. Diğer yatırımlar altında, yurt içi bankaların yurt dışı muhabirlerindeki efektif ve mevduat varlıkları 686 milyon dolar net artış kaydetti.

Yurt dışı bankaların yurt içindeki mevduatları, yabancı para cinsinden 1.653 milyon dolar net artış, Türk lirası cinsinden 757 milyon dolar net artış olmak üzere toplam 2.410 milyon dolar net artış kaydetti.

Yurt dışından sağlanan kredilerle ilgili olarak diğer sektörler 17 milyon dolar net kullanım gerçekleştirirken, Genel Hükümet ve bankalar sırasıyla 97 milyon dolar ve 458 milyon dolar net geri ödeme gerçekleştirdi. Resmi rezervlerde bu ay 11.200 milyon dolar net artış oldu.

Paylaşın

Kur Artışı Ve Enflasyon Kartlı Harcamalarda Yeni Rekor Getirdi

Yüksek enflasyon ve döviz kurlarında yaşanan artış kartı harcamalarda yeni rekor getirdi. Merkez Bankası verilerine göre, 4 Ağustos haftasında banka kartı ve kredi kartı işlemler tutarı yüzde 2,1 artışla 181,6 milyar TL seviyesine yükseldi.

Kartlı harcamalarda tüketim kategorileri incelendiğinde artışlar genele yayıldığı, bunun yanında en belirgin haftalık artışların hizmet sektörleri, çeşitli gıda ve eğitim-kırtasiye harcamalarında yaşandığı görüldü. Harcamaları azalan az sayıda alt gruplar arasında ise elektrik-elektronik ve mobilya öne çıktı.

Sanayi üretiminde ikinci çeyrekte yıllık bazda gerileme dikkat çekerken, iç tüketime ilişkin göstergelerde yukarı yönlü ivmenin devam ettiği izleniyor.

Bloomberg HT’de yer alan habere göre Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, 4 Ağustos haftasında banka kartı ve kredi kartı işlemler tutarı yüzde 2,1 artışla 181,6 milyar TL seviyesine yükseldi. Böylelikle kartlı harcamalarda yeni rekor görüldü.

Ekonomist Bürümcekçi’nin değerlendirmesine göre bu artışa vergi ve BES ödemelerinin 0,7 milyar TL artış ile sınırlı yukarı yönlü etkide bulunduğu izlendi.

Kartlı harcamalarda tüketim kategorileri incelendiğinde artışlar genele yayıldığı, bunun yanında en belirgin haftalık artışların hizmet sektörleri, çeşitli gıda ve eğitim-kırtasiye harcamalarında yaşandığı görüldü. Harcamaları azalan az sayıda alt gruplar arasında ise elektrik-elektronik ve mobilya öne çıktı.

Bu işlemlerden ayrı olarak açıklanan internet üzerinden yapılan alışverişlerde ise haftalık 2,1 milyar TL azalış ile 57,3 milyar TL’ye düşüş kaydedildi.

Kartlı harcamalarda internet dahil, vergi ve BES ödemeleri hariç toplam alışverişin son 4 haftalık ortalamasının yıllık değişimi de yüzde 152 artış ile hızlanma kaydetti.

Paylaşın

Bakan Şimşek: Net Rezervler 20,1 Milyar Dolara Yükseldi

Son iki ayda rezervlerde 17.1 milyar dolar artış kaydedildiğini vurgulayan Bakan Şimşek, “Bu dönemde net rezervler ise 20.1 milyar dolar yükselişle 15.7 milyar doları seviyesinde gerçekleşti” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Rezerv artışlarının, kur korumalı mevduat dönüşlerinin rekor seviyede olduğu ağustos ayında devam etmesi oldukça anlamlı. Piyasa koşulları elverdiği ölçüde rezerv biriktirmeye devam edeceğiz.”

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre net rezervler 10,9 milyar dolardan 15,7 milyar dolara yükseldi. Brüt rezervlerdeki toparlanma ise daha sınırlı kaldı.

Verilere göre brüt rezervler 4 Ağustos haftasında 113,8 milyar dolardan 115,6 milyar dolara yükseldi. Kur Korumalı Türk Lirası (TL) Mevduat ve katılma hesapları ise 4 Ağustos’la sona eren haftada 3 trilyon 132 milyar TL’den 3 trilyon 282 milyar TL’ye çıktı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konuyla ilgili sosyal medya hesabında şu açıklamayı yaptı:

“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verilerine göre, 2023 Mayıs sonu itibarıyla 98.5 milyar ABD Doları seviyesinde olan brüt rezervler 4 Ağustos haftası itibarıyla 115.6 milyar ABD Doları seviyesine yükseldi.

Böylece son iki ayda rezervlerde 17.1 milyar ABD Dolarına varan artış kaydedildi. Bu dönemde net rezervler ise 20.1 milyar ABD doları yükselişle 15.7 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti.

Rezerv artışlarının, kur korumalı mevduat dönüşlerinin rekor seviyede olduğu ağustos ayında devam etmesi oldukça anlamlı. Piyasa koşulları elverdiği ölçüde rezerv biriktirmeye devam edeceğiz.”

Paylaşın

Yurt İçi Döviz Mevduatı 1.1 Milyar Dolar Azaldı

Bir önceki hafta 171 milyar 543,4 milyon dolar olan yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı 4 Ağustos ile sona eren haftada 170 milyar 408,3 milyon dolara geriledi. Yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı bir haftada 1 milyar 63,1 milyon dolar düşüş gösterdi.

Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, son iki ayda rezervlerde 17,1 milyar dolara varan artışlar yaşandığını belirterek, “Rezerv artışlarının, kur korumalı mevduat dönüşlerinin rekor seviyede olduğu ağustos ayında devam etmesi oldukça anlamlı. Piyasa koşulları elverdiği ölçüde rezerv biriktirmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası(TCMB) tarafından açıklanan verilere göre, bir önceki hafta 171 milyar 543,4 milyon dolar olan yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı 4 Ağustos ile sona eren haftada 170 milyar 408,3 milyon dolara geldi.

Ekonomim.com‘un aktardığına göre gerçek kişilerin döviz mevduatları bir önceki haftaya göre 2 milyar 422,8 milyon dolar azalarak 102 milyar 121,0 milyon dolar olurken, tüzel kişilerin döviz mevduatı 1 milyar 287,8milyon dolar artarak 68 milyar 287,3 milyon dolara ulaştı.

Yurt içi yerleşiklerin parite etkisinden arındırılmış toplam yabancı para mevduatı 804 milyon dolar azaldı. Parite etkisinden arındırıldığında gerçek kişilerin döviz mevduatları 2 milyar 157 milyon dolar azalırken, tüzel kişilerin döviz mevduatları 1 milyar 352 milyon dolar artış gösterdi.

Şimşek: Rezervler 17,1 milyar dolar arttı

Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, son iki ayda rezervlerde 17,1 milyar dolara varan artışlar yaşandığını belirterek, “Rezerv artışlarının, kur korumalı mevduat dönüşlerinin rekor seviyede olduğu ağustos ayında devam etmesi oldukça anlamlı. Piyasa koşulları elverdiği ölçüde rezerv biriktirmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile Merkez Bankası’nın rezerv artışını değerlendirdi. Merkez Bankası verilerine göre, 2023 mayıs sonu itibarıyla 98,5 milyar dolar seviyesinde olan brüt rezervlerin 4 Ağustos haftası itibarıyla 115,6 milyar dolar seviyesine yükseldiğini ifade eden Şimşek, şunları kaydetti:

“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verilerine göre, 2023 Mayıs sonu itibarıyla 98.5 milyar ABD Doları seviyesinde olan brüt rezervler 4 Ağustos haftası itibarıyla 115.6 milyar ABD Doları seviyesine yükseldi. Böylece son iki ayda rezervlerde 17.1 milyar ABD Dolarına varan artış kaydedildi.

Bu dönemde net rezervler ise 20.1 milyar ABD doları yükselişle 15.7 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Rezerv artışlarının, kur korumalı mevduat dönüşlerinin rekor seviyede olduğu ağustos ayında devam etmesi oldukça anlamlı. Piyasa koşulları elverdiği ölçüde rezerv biriktirmeye devam edeceğiz.”

Paylaşın