Deutsche Bank, Merkez Bankası İçin ‘Yüzde 40 Faiz’ Beklentisini Öne Çekti

Dünyanın en büyük bankaları arasında yer alan Deutsche Bank, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) için öngördüğü yüzde 40’lık politika faizi beklentisini yıl sonuna çekti. Banka, daha önce, yüzde 40 nihai politika faizi seviyesine yerel seçimin ardından 2024’ün ikinci çeyreğinde ulaşılacağını öngörmüştü.

Öte yandan uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türk bankacılık sektöründe yılın ikinci yarısında marjların yüksek kredi faizleri ve TÜFE endeksli tahvil getirileri sebebiyle hafif bir toparlanma sergileyebileceğini öngördü.

Deutsche Bank ekonomistleri Yigit Onay ve Christian Wietoska, artan jeopolitik riskler ve bu risklerin Türkiye’nin enflasyon ve ödemeler dengesi dinamikleri üzerindeki olası etkilerini gözeterek, para politikası görünümüne ilişkin öngörülerini güncellediklerini ve artık Kasım ve Aralık aylarında TCMB’den 250’şer baz puanlık faiz artışı beklediklerini belirttiler.

BloombergHT’de yer alan habere göre, ekonomistler gelecek haftaki Para Politikası Kurulu toplantısında TCMB’den 500 baz puanlık faiz artışı bekliyor. Ekonomistler, faiz artışlarının bir haftalık repo faizinin %40’a ulaşmasıyla son bulacağı görüşlerini korumakla beraber, bu seviyeye önceki tahminlerine göre daha erken şekilde, yıl sonunda ulaşılacağını düşünüyor.

Kurum daha önce yüzde 40 nihai politika faizi seviyesine yerel seçimin ardından 2024’ün ikinci çeyreğinde ulaşılacağını öngörmüştü.

Notta, böyle bir politikanın, “Enflasyon beklentilerini kontrol altına alma, Merkez Bankası’nın ekonomiyi sürdürülebilir bir patikaya sokma ve kredibilitesini güçlendirme hedefleriyle daha uyumlu olacağı” ifade edildi.

Fitch Ratings’ten Türk bankaları için iyimser öngörü

Fitch Ratings, Türk bankacılık sektöründe yılın ikinci yarısında marjların yüksek kredi faizleri ve TÜFE endeksli tahvil getirileri sebebiyle hafif bir toparlanma sergileyebileceğini öngördü.

Kredi derecelendirme kuruluşu yılın ikinci yarısında KKM’deki kademeli azalışlara bağlı olarak Döviz mevduat paylarında ciddi bir yükseliş beklemiyor. Raporda, “CET1 rasyoları genel olarak yeterli kalmayı sürdürüyor” değerlendirmesi yapıldı.

Fitch 2023 2. çeyrekte regülasyonların bankacılık kredi büyümesini etkilediğini belirterek yılın ikinci yarısında bu büyümenin düşük kalmaya devam edeceğini öngördü. Fitch’in Datawatch raporu Türk bankacılık sektörü aktiflerinin yüzde 83’ünü temsil eden 13 bankayı kapsıyor.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Swap Hariç Net Rezervi Eksi 55,5 Milyar Dolar

13 Ekim haftasında Merkez Bankası’nın brüt rezervleri 122,8 milyar dolardan 124,5 milyar dolar düzeyine yükseldi. Bankanın net rezervleri de 22,1 milyar dolara yükselirken, swap hariç net rezervleri ise eksi 55,5 milyar dolar oldu.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) rezervlerinde toparlanma ivmesi geçen hafta da devam etti.

Merkez Bankası verilerine göre, brüt rezervler 13 Ekim haftasında 122,8 milyar dolardan 124,5 milyar dolar düzeyine yükseldi. Bankanın net rezervleri de 22,1 milyar dolara yükselirken, swap hariç net rezervler eksi 55,5 milyar dolar oldu.

TCMB’nin verilerine göre 13 Ekim haftasında portföy akımları tarafında sınırlı bir hareket yaşandı. Yabancılar geçen hafta 13 milyon dolarlık net hisse satışı gerçekleştirdi. 13 Ekim haftasında yabancılar 1,1 milyon dolarlık da net tahvil satışı yaptı.

KKM’de düşüş sürüyor

Öte yandan Kur korumalı mevduatta (KKM) Merkez Bankası’nın attığı adımlar sonrası düşüş 8. haftasına girdi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) 13 Ekim haftasına ilişkin bankacılık verilerini açıkladı. Buna göre söz konusu hafta itibarıyla kur korumalı mevduat (KKM) hesaplarının toplamı 3 trilyon 155 milyar 609 milyon lira oldu.

13 Ekim haftasında KKM hesaplarında 73 milyar 423 milyon liralık düşüş yaşandı. Böylece KKM hesaplarında bugüne kadarki en yüksek ikinci haftalık düşüş kaydedilmiş oldu. 6 Ekim haftasında 74 milyar 566 milyon liralık düşüşle rekor kırılmıştı.

Paylaşın

Merkez Bankası Duyurdu: Türkiye’nin Yurtdışı Borcu 608,2 Milyar Dolar

Ağustos ayı sonu itibariyle Türkiye’nin yurt dışı varlıkları, 2022 yıl sonuna göre yüzde 1,1 oranında azalışla 305,1 milyar dolar, yükümlülükleri ise yüzde 2,6 oranında azalışla 608,2 milyar dolar oldu.

Haber Merkezi / Varlıklar alt kalemleri incelendiğinde, rezerv varlıklar kalemi 2022 yıl sonuna göre yüzde 9,4 oranında azalışla 116,6 milyar dolar, diğer yatırımlar kalemi yüzde 4,1 oranında artışla 125,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Diğer yatırımlar alt kalemlerinden bankaların Yabancı Para ve Türk Lirası cinsinden efektif ve mevduatları yüzde 11,8 oranında artışla 50,3 milyar dolar oldu.

Yükümlülükler alt kalemleri incelendiğinde, doğrudan yatırımlar (sermaye ve diğer sermaye) piyasa değeri ile döviz kurlarındaki değişimlerin de etkisiyle 2022 yıl sonuna göre yüzde 16,9 oranında azalışla 169,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ağustos 2023 dönemine ilişkin Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) verilerini açıkladı.

Buna göre, 2023 Ağustos sonu itibarıyla, Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) verilerine göre, Türkiye’nin yurt dışı varlıkları, 2022 yıl sonuna göre yüzde 1,1 oranında azalışla 305,1 milyar dolar, yükümlülükleri ise yüzde 2,6 oranında azalışla 608,2 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Türkiye’nin yurt dışı varlıkları ile yurt dışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net UYP, 2022 yıl sonunda -316,3 milyar dolar iken 2023 Ağustos sonunda -303,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Varlıklar alt kalemleri incelendiğinde, rezerv varlıklar kalemi 2022 yıl sonuna göre yüzde 9,4 oranında azalışla 116,6 milyar dolar, diğer yatırımlar kalemi yüzde 4,1 oranında artışla 125,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Diğer yatırımlar alt kalemlerinden bankaların Yabancı Para ve Türk Lirası cinsinden efektif ve mevduatları yüzde 11,8 oranında artışla 50,3 milyar dolar oldu.

Yükümlülükler alt kalemleri incelendiğinde, doğrudan yatırımlar (sermaye ve diğer sermaye) piyasa değeri ile döviz kurlarındaki değişimlerin de etkisiyle 2022 yıl sonuna göre yüzde 16,9 oranında azalışla 169,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Portföy yatırımları 2022 yıl sonuna göre yüzde 1,5 oranında artışla 94,7 milyar dolar oldu. Yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi stoku 2022 yıl sonuna göre yüzde 10,2 oranında artışla 31,7 milyar dolar olurken, yurt dışı yerleşiklerin mülkiyetindeki DİBS stoku yüzde 5,3 oranında azalışla 1,2 milyar dolar, Hazine’nin tahvil stoku (yurt içi yerleşiklerce alınan tahvil stoku düşüldükten sonra) ise yüzde 3,3 artışla 43,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Aynı dönemde, diğer yatırımlar 2022 yıl sonuna göre yüzde 5,1 oranında artarak 343,6 milyar dolar oldu. Yurt dışı yerleşiklerin yurt içi yerleşik bankalardaki Yabancı Para mevduatı, 2022 yıl sonuna göre yüzde 0,5 oranında artarak 41,8 milyar dolar olurken, TL mevduatı yüzde 10,5 oranında artarak 15,6 milyar dolar oldu.

Bankaların toplam kredi stoku yüzde 4,1 oranında artarak 58,6 milyar dolar olurken, diğer sektörlerin toplam kredi stoku yüzde 0,3 oranında azalarak 100,2 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Paylaşın

Kısa Vadeli Dış Borçta Yeni Rekor: 211 Milyar Dolar

Merkez Bankası verilerine göre, kısa vadeli dış borç stoku ağustos ayında yeni bir rekor kırdı. 2023 ağustos sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç stoku 211 milyar dolar oldu.

Haber Merkezi / Ağustos sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stoku, 2022 yıl sonuna göre yüzde 10,9 oranında artışla 165,4 milyar dolar oldu. Bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 4,2 oranında artarak 64,9 milyar dolar, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 0,8 oranında artarak 54,5 milyar dolar düzeyinde oldu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), “Kısa Vadeli Dış Borç İstatistikleri Gelişmeleri Ağustos 2023” raporunu açıkladı.

Rapora göre; Ağustos sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stoku, 2022 yıl sonuna göre yüzde 10,9 oranında artışla 165,4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 4,2 oranında artarak 64,9 milyar dolar olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 0,8 oranında artarak 54,5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli krediler, 2022 yıl sonuna göre yüzde 10,2 oranında artarak 11,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Banka hariç yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 5,8 oranında azalarak 20,3 milyar dolar doları, yurt dışı yerleşik bankaların mevduatı da yüzde 10,6 oranında artışla 18,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ayrıca, yurt dışı yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları geçen yıl sonuna göre yüzde 7,8 oranında artışla 14,2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Diğer sektörler altında yer alan ithalat borçları, 2022 yıl sonuna göre yüzde 0,7 oranında azalarak 48,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Borçlu bazında incelendiğinde, tamamı kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2022 yıl sonuna göre yüzde 12,2 oranında artarak 32,4 milyar dolar olurken, özel sektörün kısa vadeli dış borcu yüzde 0,5 oranında azalarak 86,9 milyar dolar oldu.

Alacaklı bazında incelendiğinde, özel alacaklılar başlığı altındaki parasal kuruluşlara olan kısa vadeli borçlar yıl sonuna göre yüzde 23,6 oranında artarak 91,8 milyar dolar, parasal olmayan kuruluşlara olan borçlar yüzde 2,3 oranında azalarak 72,3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. 2022 yıl sonunda 676 milyar dolar olan kısa vadeli tahvil ihraçları, 2023 Ağustos sonu itibarıyla 981 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde resmi alacaklılara olan kısa vadeli borçlar 261 milyar dolar olarak gerçekleşti.

2023 Ağustos sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stokunun döviz kompozisyonu yüzde 48,9’u dolar, yüzde 24,3’ü Euro, yüzde 9,6’sı TL ve yüzde 17,2’si diğer döviz cinslerinden oluştu.

2023 Ağustos sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku, 211,0 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Söz konusu stokun 16,5 milyar dolar kısmı, Türkiye’de yerleşik bankaların ve özel sektörün yurt dışı şubeleri ile iştiraklere olan borçlarından oluştu. Borçlu bazında değerlendirildiğinde, toplam stok içinde kamu sektörünün yüzde 20,1, Merkez Bankası’nın yüzde 21,8, özel sektörün ise yüzde 58,1 oranında paya sahip olduğu gözlemlendi.

Paylaşın

‘Kur Korumalı Mevduat’ta Rekor Düşüş

6 Ekim haftasında kur korumalı mevduatlar (KKM) 74,6 milyar TL ile rekor düşüş kaydetti. İlgili haftada kur korumalı mevduatların büyüklüğü 3,23 trilyon TL’ye geriledi, dolar cinsinden bakıldığında ise 117,3 milyar dolarlık büyüklük kaydedildi.

BloombergHT’de yer alan habere göre; Merkez Bankası (TCMB), brüt rezervleri 6 Ekim haftasında 680 milyon dolar artışla 122,9 milyar dolara yükseldi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, 6 Ekim haftasında kur korumalı mevduatlar 74,6 milyar TL ile rekor düşüş kaydetti. İlgili haftada kur korumalı mevduatların büyüklüğü 3,23 trilyon TL’ye geriledi, dolar cinsinden bakıldığında ise 117,3 milyar dolarlık büyüklük kaydedildi. 6 Ekim haftası itibariyle KKM’de düşüş serisi 7. haftaya yükseldi.

TCMB verilerine göre, yurt içi yerleşiklerin Döviz mevduatlarında parite etkisiyle düşüş görüldü. 6 Ekim haftasında yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatları 406 milyon dolar düşüşle 171,6 milyar dolar oldu. Parite etkisinden arındırıldığında ise mevduatların 551 milyon dolar arttığı izlendi. Pariteden arındırılmış veri setine göre, döviz mevduatları gerçek kişilerde 570 milyon dolar azalırken, tüzel kişilerde ise 1,1 milyar dolar arttı.

Merkez Bankası rezervleri arttı

Öte yandan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) rezervleri 6 Ekim haftasında ılımlı bir artış kaydetti. Merkez Bankası verilerine göre brüt rezervler 680 milyon dolar artışla 122,9 milyar dolara çıktı. İlgili haftada altın rezervleri 40 milyar doların altına gerilerken, Döviz rezervleri ise 83,15 dolar oldu.

Net rezervler tarafında da sınırlı bir artış izlendi. Buna göre, TCMB’nin net rezervleri 6 Ekim haftasında 20,7 milyar dolar olarak kaydedildi. Bir önceki hafta net rezervler 20,6 milyar dolar düzeyindeydi. Swap hariç net rezervler aynı haftada eksi 55,7 milyar dolar oldu. Bir önceki hafta bu veri eksi 56,3 milyar dolar olarak gerçekleşmişti.

Paylaşın

Merkez Bankası Rezervleri 3 Milyar 300 Milyon Dolar Azaldı

Merkez Bankası (TCMB), toplam rezervleri 3 milyar 300 milyon dolar azalarak, 122 milyar 203 milyon dolar oldu. Ayrıca, Kur Korumalı Mevduatlar, 1,3 milyar lira düşüşle 3,3 trilyon lira oldu.

Öte yandan bankacılık sektörünün kredi hacmi, geçen hafta 102 milyar 280 milyon lira artarak 10 trilyon 687 milyar 341 milyon liraya yükselirken, ticari ve tüketici kredi büyümesi başa baş noktada gerçekleşti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) rezervlerinde görülen tarihi artış serisi son buldu.

TCMB verilerine göre brüt rezervler 29 Eylül haftasında 3,3 milyar dolar düşüşle 122,2 milyar dolar seviyesine geriledi. Bir önceki hafta brüt rezervler 125,5 milyar dolar ile 6 ayın en yüksek zirvesine yükselmişti. Aynı zamanda 22 Eylül haftasında brüt rezervlerde artış ivmesi 15. haftasını yaşayarak 1987 yılından bu yana en uzun artış serisi olarak kaydedilmişti.

29 Eylül haftasında bir önceki hafta 24 milyar dolar olan net uluslararası rezervler, söz konusu haftada 20,7 milyar dolara geriledi. Aynı dönemde swap hariç net rezervler de eksi 56,3 milyar dolar düzeyine düştü.

Kur Korumalı Mevduat’ta düşüş sürüyor

Ayrıca, kur korumalı mevduatlara karşı önlemlerin etkisiyle yaşanan düşüş azalarak da olsa devam ediyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, kur korumalı mevduatlar geçen hafta 1,3 milyar TL düşüşle 3,30 trilyon TL’ye geriledi. Mevduatların dolar karşılığı 120,7 milyar dolar oldu.

Son verilerle birlikte KKM’de düşüş ivmesi beş haftaya yükseldi. KKM’de düşüş ivmesi devam ederken son haftada bu ivmenin yavaşladığı da izlendi. KKM’de düşüş devam ederken Döviz mevduatları da geriledi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verilerine göre 29 Eylül haftasında yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatları 3,6 milyar düşüşle 172,04 milyar dolara geriledi. Aynı dönemde gerçek kişilerin döviz mevduatlarında 1,82 milyar dolar, tüzel kişilerin döviz mevduatlarında ise 1,8 milyar dolarlık düşüş izlendi.

Parite etkisinden arındırıldığında ise 2,4 milyar dolarlık düşüş görüldü. Aynı veri setine göre gerçek kişilerin döviz mevduatları 878 milyon dolar, tüzel kişilerin ise 1,5 milyar dolar düştü.

Bankacılık sektörünün kredi hacmi 10 trilyon lirayı aştı

Öte yandan, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan haftalık bültene göre, sektörün kredi hacmi 29 Eylül itibarıyla 102 milyar 280 milyon lira arttı. Söz konusu dönemde toplam kredi hacmi 10 trilyon 585 milyar 61 milyon liradan 10 trilyon 687 milyar 341 milyon liraya çıktı.

Bankacılık sektöründe toplam mevduat ise (bankalararası dahil) geçen hafta 24 milyon lira azaldı. Söz konusu haftada yüzde 0,2 gerileyen bankacılık sektörü toplam mevduatı, 13 trilyon 309 milyar 511 milyon lira oldu.

(Kaynak: Bloomberght)

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan Enflasyon Açıklaması; Eğitim Masraflarına Vurgu

Yılın zirvesine çıkan enflasyonla ilgili değerlendirmelerde bulunan Merkez Bankası (TCMB), Türk lirasında yaşanan değer kaybı, ücret artışı ve vergi düzenlemeleri kaynaklı gecikmeli etkilerin zayıfladığını, aylık fiyat artışlarının hizmetler ile alkol-tütün dışında kalan gruplarda yavaşladığını belirtti.

Haber Merkezi / Hizmet grubunda hâkim olan dönemsel fiyat belirleme ve geçmiş enflasyona endeksleme davranışları neticesinde güçlü fiyat artışlarının genele yayılan bir şekilde devam ettiğini vurgulayan Merkez Bankası, eylül ayında üniversite ücreti, okul servisi ve yurt ücreti gibi eğitimle bağlantılı kalemlerin yüksek fiyat artışları ile öne çıktığını, kirada süregelen yükseliş eğiliminin güçlendiğini de ifade etti.

Merkez Bankası, değerlendirmesinde, enerji fiyatlarına da vurgu yaparak enerji grubu fiyat artışında başta ham petrol olmak üzere enerji emtia fiyatlarındaki gelişmelerin etkili olduğunu söyledi. Gıda grubunda genele yayılan fiyat artışlarının devam ettiğini ifade eden banka, aylık fiyat artışının ekmek ve tahıllar ile sebze fiyatları öncülüğünde son iki aya kıyasla yavaşlama kaydettiğini de belirtti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yılın zirvesine çıkan enflasyonla ilgili değerlendirmesini yayımladı. Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Eylül ayında tüketici fiyatları yüzde 4,75 oranında yükselmiş ve yıllık enflasyon 2,59 puan artarak yüzde 61,53 olmuştur. Bu dönemde B ve C endekslerinin yıllık değişim oranları sırasıyla 3,70 ve 4,08 puan artarak yüzde 67,22 ve 68,93 olarak gerçekleşmiştir.

Yıllık tüketici enflasyonuna katkılar incelendiğinde, bu dönemde hizmet, alkol-tütün-altın, gıda ve temel mal gruplarının katkıları sırasıyla 2,09; 0,51; 0,32 ve 0,21 puan artarken enerji grubunun katkısı 0,54 puan düşmüştür.

Mevsimsellikten arındırılmış verilerle incelendiğinde, B ve C endekslerinde aylık artışlar önceki aya göre gerilemiştir. Fiyat artışları, B endeksini oluşturan gruplardan işlenmiş gıda ve temel mallarda bir önceki aya kıyasla belirgin bir şekilde yavaşlarken hizmette yüksek seyretmeye devam etmiştir.

Hizmet fiyatları eylül ayında yüzde 7,88 oranında yükselmiş, grup yıllık enflasyonu 6,89 puan artışla yüzde 86,46 seviyesine ulaşmıştır. Bu dönemde fiyat artışları, alt gruplar geneline yayılmaya devam ederken, en belirgin aylık artış bir önceki aya benzer şekilde yüzde 15,23 ile ulaştırma hizmetlerinde gerçekleşmiştir. Bu gelişmede, akaryakıt fiyatlarındaki yükselişin yansımaları etkili olmaya devam etmiş; okulların açılmasına bağlı olarak servis ücretlerinde (yüzde 65,44) yüksek oranlı artış izlenirken demiryolu ile şehirler arası yolcu taşımacılığı fiyatlarındaki (yüzde 17,73) artışlar sürmüştür.

Kira alt grubunda, son dört aydır gözlenen artış eğilimi güçlenmiş ve aylık artış yüzde 9,52 olurken yıllık enflasyon yüzde 95,03’e yükselmiştir. Diğer hizmetler alt grubunda fiyatlar yüzde 8,46 oranında yükselirken okul ve üniversitelerin açılmasına bağlı dönemsel etkiler neticesinde eğitim hizmetleri (yüzde 30,27) fiyat artışlarıyla öne çıkmıştır. Üniversite eğitim ücretlerinde bu dönemde oldukça yüksek artışlar (yüzde 127,72) izlenmiştir.

Lokanta-otel fiyatlarındaki aylık yükseliş (yüzde 4,15), temelde gıda fiyatlarındaki yavaşlamanın etkisiyle yemek hizmetlerine bağlı olarak bir önceki aya kıyasla güç kaybetse de yüksek seyrini korumuştur. Konaklama grubu tarafında ise üniversitelerin açılmasına istinaden yurt ücretlerinde belirgin artışlar izlenmiştir.

Temel mal grubu yıllık enflasyonu 1,26 puan yükselerek yüzde 53,23 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde, fiyat artışları alt gruplar genelinde yavaşlarken, yıllık enflasyon dayanıklı mal (altın hariç) ile giyim ve ayakkabı alt gruplarında yükselmiş, diğer temel mallarda ise bir miktar gerilemiştir.

Dayanıklı mallarda fiyatlar yüzde 2,58 oranında artarken, otomobil fiyatları yataya yakın seyretmiş (yüzde 0,23), beyaz eşya (yüzde 7,48) ve mobilya (yüzde 6,42) kalemlerinde fiyat artışları gücünü korumuştur. Diğer temel mallar alt grubunda fiyatlar yüzde 2,66 ile daha ılımlı bir şekilde yükselmiş, kişisel bakım ürünleri, konutun bakım ve onarımı için malzemeler ve ev ile ilgili temizlik malzemeleri öne çıkan kalemler olmuştur. Giyim ve ayakkabı alt grubunda fiyatların yüzde 2,51 oranında artış kaydetmesiyle yıllık enflasyon yüzde 31,36 olmuştur.

Enerji fiyatları eylül ayında yüzde 3,83 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu ise 3,78 puan azalarak yüzde 10,25 seviyesinde gerçekleşmiştir. Grup aylık fiyat artışında, ham petrol başta olmak üzere uluslararası enerji fiyatlarındaki yükseliş belirleyici olmuştur. Bu görünüm altında, katı yakıtlar, tüp gaz ve akaryakıt kalemleri sırasıyla aylık bazda yüzde 6,11, 5,93 ve 4,62 oranlarında artış kaydetmiştir. Şebeke suyu fiyatları eylül ayında da yüksek artışını (yüzde 4,42) sürdürmüştür.

Gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatları eylül ayında yüzde 3,32 oranında artmış, yıllık enflasyon 2,28 puan yükselerek yüzde 75,14 olmuştur. Yıllık enflasyon işlenmemiş gıdada 2,53 puan artışla yüzde 96,17’ye, işlenmiş gıdada ise 2,15 puan artışla yüzde 59,95’e yükselmiştir. Mevsimsellikten arındırılmış veriler taze meyve sebze fiyatlarının sebze fiyatları öncülüğünde yavaşladığına işaret etmiştir.

Bu dönemde taze meyve ve sebze dışı gıda grubunda genele yayılan fiyat artışları görülmüştür. Yumurta, şeker, kuruyemiş, çiğ süt fiyat artışının sarkan etkilerine istinaden süt ile süt ürünleri, katı-sıvı yağlar ve kırmızı et fiyat artışları ile dikkat çekmiştir. Diğer taraftan, ekmek ve tahıllar kalemindeki fiyat artışları son iki aya kıyasla yavaşlamıştır.

Alkollü içecekler ve tütün ürünleri grubunda fiyatlar yüzde 10,03 oranında yükselmiş, yıllık enflasyon 15,18 puan artışla yüzde 67,16 olarak gerçekleşmiştir. Bu gelişmede, tütün ürünlerinde üretici firma kaynaklı fiyat artışları (yüzde 11,08) belirleyici olmuştur.

Yurt içi üretici fiyatları eylül ayında yüzde 3,40 oranında artmış, yıllık enflasyon 1,97 puan azalışla yüzde 47,44 olmuştur. Ana sanayi gruplarına göre incelendiğinde, aylık bazda en belirgin artış küresel enerji emtia fiyatlarındaki yükseliş kaynaklı olarak yüzde 6,12 ile yurt içi enerji fiyatlarında kaydedilmiştir. Diğer taraftan, ara mallarında aylık fiyat artışı yüzde 1,92 ile önemli ölçüde yavaşlamıştır.

Aylık fiyat gelişmeleri sektörler bazında incelendiğinde ise tütün ürünleri, suyun arıtılması ve dağıtılması, ham petrol ve doğal gaz, diğer madencilik-taş ocakçılığı, diğer mamul eşyalar, rafine edilmiş petrol ürünleri, elektrik-gaz imalatı, kömür ve ağaç ürünleri sektörleri fiyat artışlarıyla öne çıkmıştır.”

Paylaşın

Merkez Bankası, Reeskont Faizleri Yukarı Çekti

Merkez Bankası (TCMB), reeskont faiz oranlarını yukarı çekti. Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğe göre, vadesine en çok 3 ay kalan senetler karşılığında yapılacak reeskont işlemlerinde uygulanacak iskonto faiz oranı yıllık yüzde 30,75 oldu.

Avans işlemlerinde uygulanacak faiz oranı ise yıllık yüzde 31,75 olarak tespit edildi. Reeskont; iskonto edilmiş, diğer bir deyişle bir bedel karşılığı el değiştirmiş (iskonto) olan kıymetlerin, bir bedel karşılığında yeniden el değiştirmesini (reiskonto) ifade ediyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) reeskont işlemlerinde uygulanacak iskonto faiz oranları ve avans işlemlerinde uygulanacak faiz oranlarıyla ilgili değişikliğe gitti.

Reeskont ve Avans İşlemlerinde Uygulanacak Faiz Oranlarının Tespiti tebliği Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğe göre, vadesine en çok 3 ay kalan senetler karşılığında yapılacak reeskont işlemlerinde uygulanacak iskonto faiz oranı yıllık yüzde 30,75 oldu. Avans işlemlerinde uygulanacak faiz oranı ise yıllık yüzde 31,75 olarak tespit edildi.

Reeskont; iskonto edilmiş, diğer bir deyişle bir bedel karşılığı el değiştirmiş (iskonto) olan kıymetlerin, bir bedel karşılığında yeniden el değiştirmesini (reiskonto) ifade ediyor.

Merkez Bankası, bankacılık kesiminin geçici likidite ihtiyaçlarının karşılanması için, bankalar tarafından verilecek ticari senet ve vesikaları reeskonta kabul edebiliyor. Türkiye’de reeskont işlemindeki tüm koşul ve kurallar, Merkez Bankası tarafından belirlenir.

Bu işlemler için Merkez Bankası tarafından uygulanan faize “reeskont faiz oranı” adı veriliyor. Merkez Bankası reeskonta kabul edebileceği senetler karşılığında avans da verebiliyor.

Avans için teminat olarak alınan bu senetler; ticari senet ve belgeler, devlet tahvilleri ve Borsada kayıtlı tahviller.

Merkez Bankası en son 1 Eylül tarihinde reeskont faiz oranlarında değişikliğe gitmiş, vadesine en çok 3 ay kalan senetler karşılığında yapılacak reeskont işlemlerinde uygulanacak iskonto faiz oranını yıllık yüzde 25,75’e, avans işlemlerinde uygulanacak faiz oranını ise yıllık yüzde 26,75’e çıkarmıştı.

(Kaynak: BloombergHT)

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Rezervleri 24 Milyar Dolara Yükseldi

14 ve 28 Mayıs’ta yapılan seçimler sonrası eksi 5,7 milyar dolara gerileyen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) net uluslararası rezervleri geçen hafta 6 milyar doların üzerinde artarak yaklaşık 24 milyar dolara yükseldi.

Londra merkezli uluslararası haber ajansı Reuters’ın dört bankacıya dayandırdığı haberine göre, hükümetin mayıs seçimleri sonrası daha ortodoks para politikası benimsemesinden bu yana yükseliş trendi sürüyor. TCMB’nin döviz tamponunun yeniden inşa edilmesi, yetkililerin TL üzerindeki kontrolleri hafifletme istekliliğinin bir göstergesi olarak görülüyor.

Bu arada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesinden bu yana Türk Lirası yüzde 28 değer kaybetti. Türk yetkililerin seçim döneminde döviz talebini karşılama ve lirayı istikrara kavuşturma mücadelesi sürerken, Merkez Bankası’nın rezervleri haziran ayı başında eksi 5,7 milyar dolara gerilemişti.

Bu, rezervlerin 2002 yılından bu yana en düşük seviyeye inmesi anlamına geliyor. Ancak rezervler o zamandan bu yana güçlü bir şekilde toparlandı ve dört ay içinde 30 milyar dolar arttı.

Net uluslararası rezervler temmuz ayında 8,5 milyar dolar ile haftalık bazda en büyük artışını gösterdi. Bankacıların merkez bankası göstergelerine dayanarak yaptıkları hesaplamalara göre, brüt rezervler 22 Eylül itibariyle yaklaşık 4 milyar dolar artarak 125,5 milyar dolara yükseldi.

TCMB, Erdoğan’ın savunduğu politikayla, yüksek enflasyona rağmen gösterge faiz oranını 2021’de yüzde 19 olan seviyeden şubat ayında yüzde 8,5 seviyesine düşürmüştü. Ancak yeni Başkan Hafize Gaye Erkan yönetiminde, son dört ayda faiz oranını 2.150 baz puan artırdı.

Geçen yıl uygulamaya konulan önlemler kapsamında Merkez Bankası, ihracatçıların yıllık yaklaşık 100 milyar dolar tutarındaki döviz gelirlerinin yüzde 40’ını satın alarak rezervleri artırdı. TCMB, 21 Eylül’de politika faizini, piyasa beklentileri doğrultusunda 500 baz puan artırarak yüzde 30’a yükseltmişti.

Bu arada uzmanlar, TCMB’nin faiz artırımlarına devam edeceği ve sıkılaştırma döngüsünü sürdüreceği öngörüsünde bulunarak, politika faizine dair nihai seviye beklentisinin yükselebileceğini belirtiyor.

Paylaşın

Merkez Bankası Duyurdu: Reel Kesim Güven Endeksinde Düşüş Sürüyor

Ağustos ayında 105 seviyesine gerileyen reel kesim güven endeksi eylül ayında da düşüşünü sürdürdü ve 104,4 değerini aldı. Reel kesim güven endeksi yılın en yüksek seviyesi ise 108,30 ile mayıs ayında kaydedilmişti.

Haber Merkezi / Mevsimsellik arındırılmış reel kesim güveni aylık 0,5 puan artışla 105,1 seviyesinde gerçekleşti. Eylül ayında kapasite kullanım oranı yüzde 76,1’den yüzde 77,3’e yükseldi. Mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı da (KKO-MA) bir önceki aya göre 1,2 puan yükselerek yüzde 76,9 oldu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), eylül ayı reel kesim güven endeksi ve sanayi kapasite kullanım oranlarını yayımladı.

Buna göre; İmalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış Kapasite Kullanım Oranı (KKO-MA), bir önceki aya göre 1,2 puan artarak yüzde 76,9 seviyesinde gerçekleşti. Mevsimsel etkilerden arındırılmamış Kapasite Kullanım Oranı (KKO), bir önceki aya göre 1,2 puan artarak yüzde 77,3 seviyesinde gerçekleşti.

2023 yılı Eylül ayında mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE-MA), bir önceki aya göre 0,5 puan artarak 105,1 seviyesinde gerçekleşti. Mevsimsellikten arındırılmamış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) bir önceki aya göre 0,6 puan azalarak 104,4 seviyesinde gerçekleşti.

“İstihdama ilişkin artış yönlü beklentiler güçlendi”

Merkez Bankası ayrıca, Reel Kesim Güven Endeksi raporunda, “Son üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi ve iç piyasa sipariş miktarında artış bildirenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre zayıfladığı, ihracat sipariş miktarında artış bildirenler lehine olan seyrin ise bir önceki aya göre güçlendiği görüldü.

Mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki aya göre güçlendiği, mevcut mamul mal stokları seviyesinin mevsim normallerinin üstünde olduğu yönündeki değerlendirmelerin ise bir önceki aya göre zayıfladığı görüldü.

Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi, ihracat sipariş miktarı ve iç piyasa sipariş miktarında bir önceki ayda artış bekleyenler lehine olan seyrin zayıfladığı görüldü. Gelecek on iki aydaki sabit sermaye yatırım harcamasına ve gelecek üç aydaki istihdama ilişkin artış yönlü beklentilerin bir önceki aya göre güçlendiği gözlendi.

Ortalama birim maliyetlerde, gelecek üç ayda artış olacağını bekleyenler ve son üç ayda artış olduğunu bildirenler lehine olan seyrin zayıfladığı görüldü. Gelecek üç aydaki satış fiyatına ilişkin artış yönlü beklentilerin de zayıfladığı gözlendi. Gelecek on iki aylık dönem sonu itibarıyla yıllık ÜFE beklentisi bir önceki aya göre 0,6 puan azalarak yüzde 63,7 seviyesinde gerçekleşti

İçinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda, bir önceki aya kıyasla daha iyimser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 7,3’e, aynı kaldığını belirtenlerin oranı yüzde 78,5‘e yükselirken, daha kötümser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 14,2‘ye geriledi” değerlendirmelerinde bulundu.

Paylaşın