Gelecek, DEVA Ve Saadet Partisi TBMM’de Grup Kurabilecek Mi?

14 Mayıs’ta yapılan seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) listelerinden Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden TBMM’ye giren Saadet Partisi, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Gelecek Partisi arasındaki “birleşme” ve “grup kurma” çalışmalarından olumlu sonuç alınamadı.

DW Türkçe’nin Kıvanç El’in edindiği bilgiye göre, özellikle DEVA Partisi ile bazı gerginlik ve uyuşmazlıklar yaşansa  da yeni formüller ile “Meclis’te ortak grup kurma” seçeneği tamamen masadan kalkmış değil.

14 Mayıs milletvekili genel seçimlerinde DEVA Partisi 15, Gelecek ve Saadet partileri de 10’ar olmak üzere üç parti toplam 35 milletvekili elde etti. DEVA ve Gelecek Partisi seçimlerin ardından “birleşme”, Saadet, DEVA ve Gelecek partileri de “Meclis’te ortak grup kurmak” için görüşmelere başlamıştı. Bu görüşmelerde yol alınamadı. Konuyu yetkili kurullarında değerlendiren partilerden DEVA ve Saadet masadaki formüllere sıcak yaklaşmadı. Ancak, tüm kapılar kapanmış değil. Üç yeni formül üzerinden yaz aylarında görüşmeler devam edecek.

Partiler hangi konuda anlaşamadı?

Seçimlerin ardından Gelecek Partisi’nin önerileri çerçevesinde DEVA ile “birleşme” gündemli görüşmeler başladı. Bu görüşmelerde iki partinin “yeni bir parti adı altında birleşmesi,” “eş başkanlık,” “genel başkanvekilliği” gibi formüller gündeme getirildi. Ancak yol alınamadı. DEVA Partisi’nden geçen Pazar günü yapılan yazılı açıklamada, “Gelecek Partisi ile birleşme” modelinin “parti yönetiminde çift başlılık ve mesaj karmaşasına yol açacağı ve sürdürülebilir olmayacağı gerekçeleriyle uygun bulunmamıştır” denildi.

Birleşmenin yanı sıra DEVA, Gelecek ve Saadet partileri ayrıca Meclis’te grup kurulması için de görüşmelere başladı. Edinilen bilgiye göre Saadet Partisi, Meclis’te grup kurmanın kendi partilerinde birleşerek olmasını istedi. Bu öneri kabul edilmedi. Ardından “Üç partinin yedişer milletvekili vereceği bir çatı partisi kurulması” önerisi gündeme getirildi. Meclis’te üç liderin de grup toplantılarında dönüşümlü konuşması gibi formüller ele alındı.

DEVA Partisi ise “dönüşümlü başkanlık,” “sırayla başkanlık” gibi formüllerin “halkta kafa karışıklığı oluşturacağını” ve “söylem birliği problemi yaratacağını” belirterek formüllere karşı çıktı. Ayrıca yedişer milletvekilinin “çatı parti”ye verilmesi durumunda kalan vekillerle partilerin zayıf kalacağı fikri hem DEVA hem de Saadet Partisi kurullarında dillendirildi.

Meclis’te grup kurulma çalışmalarına dair DEVA’dan yapılan değerlendirmede, “Söz konusu modelin vatandaşlarımızca doğal karşılanmayacağı, zihin karmaşasına yol açacağı, yönetişim sorunları çıkaracağı ve partilerin kendi öz kimliklerinin gelişimini engelleyeceği yönündeki görüşler ağırlık kazanmıştır” sözleriyle masadaki formüllere kapı kapatıldı.

Parti Sözcüsü İdris Şahin, “Halkta karşılığı olmayan suni seçenekler, suni birliktelikler yerine daha sağlıklı formülleri her zaman konuşmaya hazırız” dedi. Kapıyı kapatmadıklarını ve Ekim ayına kadar hatta Ekim ayından sonraya kadar da süreleri olduğunu belirten Şahin, “Seçmenlerin de kabullenebileceği formülleri değerlendireceklerini” kaydetti.

Hangi formüller masada?

Saadet, DEVA ve Gelecek partilerinin kurmaylarından edinilen bilgiye göre masada hâlâ tüm partilerin tartışmasına açılacak üç formül bulunuyor.

Bunlardan ilkine göre 10 milletvekili olan Saadet Partisi’ne DEVA ve Gelecek Partisi’nden 5’er milletvekili verilmesi. Bu durumda Saadet Partisi grubu oluşturulacak, Genel Başkan Temel Karamollaoğlu olacak ve konuşmaları da bu partinin Genel Başkanı yapacak. “Dönüşümlü konuşma” gibi “kafa karıştıran” ve “söylem problemleri yaratan” modeller uygulanmayacak.  Buradaki amaç “liderlerin konuşmasından” öte Meclis’te yasama faaliyetlerinde grup kurmanın avantajlarının kullanılması olacak. Saadet Partisi adı altında grup kurulması halinde grup hakları üç partiye eşit dağıtılacak.

Diğer ikinci formül ise en çok, yani 15 milletvekili olan DEVA Partisi’ne “ittifak ortakları” olarak görülen; Gelecek, Saadet, CHP, İYİ Parti gibi partilerden yapılacak görüşmeler ile milletvekili transferi ile grup kurulması olacak. Burada grup DEVA Partisi çatısı altında oluşacak ancak haklar destek veren partilere eşit bölüştürülecek. CHP ve İYİ Parti’den destek gelmeyip sadece Gelecek ve Saadet partilerinden destek gelebileceği de belirtiliyor.

DEVA Partisi’nin hiç yer almadığı üçüncü formül ise Saadet ve Gelecek Partisi arasında dillendiriliyor. Bu formüle göre de 10’ar vekili olan iki parti ortak Meclis grubu oluşturulacak. Çatı partisi ise Saadet Partisi olacak.

Birleşme mümkün mü?

Meclis’te grup kurmanın yanı sıra bir diğer önemli gündem ise DEVA ve Gelecek partilerinin birleşmesi. Gelecek Partisi’nin önerdiği gibi “genel başkanvekili” veya “eş başkanlık” gibi modellerle birleşmeye DEVA sıcak bakmıyor. Ancak 81 ilde örgütlü olan ve daha geniş bir örgüt ağı olan DEVA Partisi ve Ali Babacan’ın liderliği altında birleşmeye sıcak bakılıyor. Bu noktada Gelecek Partisi’nden geçecek kurmaylara partide önemli görevler verileceği ancak liderliğin tek olacağı, diğer türlü “eş başkanlık” gibi modellerin halkta karşılığı olmadığı ve “çok başlılığa” yol açtığı savunuluyor.

Seçimler sürecinde fazla dillendirilmese de DEVA ile Gelecek partilerinin kurmayları arasında uzun süredir gerginlik olduğu biliniyor. Her iki parti tabanı da yöneticileri de geçmişte AKP tabanında yer alan isimlerden oluşuyor.

Meclis’te grup kurmanın faydası ne?

Meclis’te partilerin grup kurması için 20 milletvekilinin bir araya gelmesi gerekiyor. Bu durumda sandalye dağılımına göre tüm komisyonlarda üyelik, Meclis yönetiminde temsil edilme hakkı elde ediliyor. Bu durumda 20 kişilik grup kurulması durumunda “TBMM idare amiri,” “katip üye” gibi haklar da kurulan gruba veriliyor. Ayrıca grup başkanvekilleri belirlenerek yasama faaliyetlerinde gruplar adına Meclis Genel Kurulu’nda söz alınabiliyor. Yine Meclis genel kurulunda “araştırma önergeleri” verilebiliyor. Grubu olmayan partilerin milletvekillerinin yasama faaliyetlerine katılımı grubu olanlara göre oldukça zor.

Paylaşın

Bakan Şimşek’ten “HDP” Açıklaması: İlgili Birimlerimiz Konuyu Çalışıyorlar

AYM’nin HDP’ye hazine yardımına bloke konulması talebini reddetmesiyle ilgili olarak konuşan Bakan Şimşek, “İlgili birimlerimiz konuyu çalışıyorlar” dedi. AYM kararı sonrası Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın nasıl bir adım atacağı merak konusu olmuştu.

Haber Merkezi / Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) yeni dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) ilk grup toplantısına katıldı.

Toplantı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şimşek, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), Yargıtay Başsavcılığı’nın Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) hazine yardımına bloke konulması talebini reddetmesiyle ilgili olarak şunları söyledi: İlgili birimlerimiz konuyu çalışıyorlar.

Anayasa Mahkemesi’nin kararının ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın nasıl bir adım atacağı merak konusu olmuştu.

Öte yandan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AYM’nin HDP’nin Hazine yardımının bloke edilmesi talebini reddetmesine dair yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:

“Dünyadaki AYM kararlarında hukuk devletinin korunması için en güçlü tedbirler teröre karşı alınır. Terör, paylaştığımız bütün insani değerlerin düşmanıdır.

Burada AYM bu kararları alıyor ama, AYM, meşru mekanizmalar içinde elde ettiği hakları istismar ederek, teröre dönük olarak bir dayanak oluşturmaya çalışan, terör propagandasına dönük bu olarak kaynakları harcayan tutumlar karşısında herhangi bir değerlendirme yapmıyor.

Siyaset üzerinde 2 tür vesayet çıktı. Biri askeri vesayetti bugün de siyasetin belli bölümü terör örgütü vesayet altında tutmakta. AYM bu kararı ile teröre karşı alınacak tedbirler açısından zaaf oluşturacak karar almıştır.”

Ayrıca MHP lideri Devlet Bahçeli de, HDP’nin Hazine yardımına bloke konulması kararını reddeden Anayasa Mahkemesi’ni hedef almış, “Bunları şiddetle kınıyorum. AYM Kandil kuyruğundan ayrılmalıdır” ifadelerini kullanmıştı.

“Anlaşılıyor ki Anayasa Mahkemesi Başkanı ve üyeleri, söylediklerimizi hiç kale almıyor. HDP’nin istekleri doğrultusunda hareket etmeyi Türkiye’ye tercih ediyor” diyen Bahçeli, “Bu konumdan kurtulması için yeni bir anayasa hazırlanması lazım ve Anayasa Mahkemesi’ne şekil belirlemeli” demişti.

Ne olmuştu?

Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 14 Mayıs’taki seçimlere katılmaması nedeniyle HDP’ye ödenen Hazine yardımına tedbiren bloke konulması talebine ilişkin karar verilmesine yer olmadığına hükmetmişti. Anayasa Mahkemesi, kararı oy birliğiyle almıştı.

Paylaşın

Demokrat Parti De Üç Siyasi Partinin Ortak Grup Arayışına Dahil Oldu

Demokrat Parti (DP) de Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi ve arasında bir süredir devam eden, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) ortak bir siyasi parti grubu kurulmasına ilişkin görüşmelere dahil oldu.

Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’ın haberine göre, bir süredir genel başkanlar düzeyine de taşınan görüşmeler sıklaştı. Görüşmeler Saadet, DEVA ve Gelecek Partisi arasında daha yoğun bir biçimde devam ederken DEVA ve Gelecek Partisi yetkililerinin Demokrat Parti ile de temasa geçtiği belirtildi. Saadet Partisi ile Demokrat Parti arasında henüz bir görüşme gerçekleşmemiş olsa da Demokrat Parti’nin kurulacak gruba katılımı konusunda bir itiraz olmadığı ifade edildi.

14 Mayıs seçimlerinde DEVA Partisi 15, Gelecek Partisi 10, Saadet Partisi 10 ve Demokrat Parti 3 milletvekili çıkardı. Partilerin genel başkanları ve kurmayları, 4 siyasi partinin toplam 38 milletvekilinin bir siyasi parti grubunda birleşmesinin gerekliliği konusunda hemfikir. Genel başkanlar arasında devam eden görüşmelerde Meclis grubunun hangi siyasi partinin adıyla kurulacağı konusunda uzlaşı aranıyor. DEVA ve SAADET, grubun kendi çatıları altında kurulmasını arzu ederken görüşmelerin sonunda bir uzlaşının sağlanacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Saadet Partili bir yetkili, her partinin kendi çatısı altında grup kurulmasını istemesinin olağan olduğunu ifade ederken Saadet Partisi çatısı altında birleşmenin diğer siyasi partilerin tabanlarında daha kolay kabul edilebileceğini düşündüğünü söyledi. Temel Karamollaoğlu’nun siyasette bir “ağabey” figürü olduğunu ifade eden yetkili, “Genel Başkanımız Ahmet Hoca’nın da Sayın Babacan’ın da Temel Ağabey’i. Seçmenlerine bunu daha rahat anlatabilirler” dedi.

DEVA Partisi yetkilileriyse grup kurmanın öneminin farkında olduklarını ifade ederken Türkiye siyasetinin en genç partilerinden biri olarak DEVA çatısı altında birleşmenin fark yaratacağı görüşünü savundu. Saadet Partisi ile siyasi çizgilerinin farklı olduğunu da ifade eden yetkili, grup kurma konusundaki ortaklaşma arayışının sürdüğünü ifade etti.

Partilerin yetkili isimlerine göre Meclis’te grup kurulması, gruba ismini veren siyasi partiye ‘siyaseten’ katılım anlamına gelmeyecek. Grup kurulsa da her siyasi partinin kendi siyasetini yürütmeye devam edeceğini ifade eden bir yetkili, “Bir parti grubunda olmanın avantajlarından yararlanmak için grup kuracağız. O grubun adını taşıyan partiye ilhak söz konusu olmayacak” dedi. Aynı yetkili, gruptaki partilerin yasama çalışmalarında “özerk” olacağını, “Aynı grubun çatısı altında birleşmiş olsak da örneğin bir kanun teklifi konusunda farklı düşünceler söz konusuysa farklı yönde oy kullanılabilecek” örneğiyle açıkladı.

Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin grup toplantısı yapma, genel kurulda daha fazla söz hakkına sahip olma gibi avantajlardan yararlanabileceğini hatırlatan bir başka yetkili, “Maksat üzüm yemek; toplumun yararına siyaset yapmak için Meclis’in söz hakkı ve imkanlarını değerlendirmek ve çarpan etkisi yaratmak” değerlendirmesinde bulundu.

Grup toplantılarında kim konuşacak?

Parti yetkililerinin aktardığına göre grup kurulması halinde grup başkanı ve grup başkanvekillerinin partilere eşit dağıtılması ya da dönüşümlü yürütülmesi gibi seçenekler masada. Ayrıca haftalık grup toplantılarının sırayla yapılması ya da ülke gündeminin yoğunluğuna göre liderlerin aynı grup toplantısında süreyi paylaşarak, sırayla partilerinin görüşlerini aktarması da söz konusu olabilir.

4 partinin siyasi çizgilerinin birbirlerine çok uzak olmadığını ifade eden bir yetkili, Cumhur İttifakı’ndaki MHP ve AK Parti ortaklığını hatırlatarak “Süreç ne getirir bilinmez ama Meclis grubunun kurulması, kendi doğallığında bir siyaset birliğini de doğurabilir. Belki birleşmeye giden bir sürecin başlangıcı olur” değerlendirmesini yaptı.

Yetkililer, muhalefetin kaybedecek zamanı olmadığını, yerel seçim çalışmalarına bir an önce başlanması gerektiğini belirterek kararın Meclis tatile girmeden, en geç temmuz ayı içerisinde netleşeceğini ifade etti.

Öte yandan DEVA ve Gelecek Partisi yetkilileri grup kurma görüşmelerinin yanında “birleşme” temelli ikili görüşmelerini sürdürüyor. İki partiden birinin kendisini feshederek yola tek bir parti olarak devam etmesi masadaki seçeneklerden. Birleşme konusundaki teknik ve siyasi çalışmalar kurmaylar düzeyinde devam ediyor. İki partinin genel başkanları sık sık bir araya gelirken DEVA Partisi çatısı altında birleşmeye yakın olunduğu ifade ediliyor.

Birleşme halinde genel başkanlık koltuğunda kimin oturacağı konusunda farklı modeller tartışılıyor. Eşbaşkanlık, onursal başkanlık gibi modellerin gündemde olduğunu kaydeden kaynaklar yepyeni bir siyaset modelinin de şekillenebileceğini ifade ediyor.

Saadet Partisi ise farklı bir tabana ve siyasi söyleme sahip olduğu için bu görüşmelere dahil olmuyor. Ancak DEVA ve Gelecek Partisi’nin birleştiği bir senaryoda Meclis’te kurulacak bir gruba Saadet Partisi’nin de dahil olmasına sıcak bakılıyor.

Grup kurmak neden avantajlı?

Grubu olan siyasi partiler Meclis Başkanlık Divanı’nda temsil edilip, Genel Kurul kürsüsünde grup adına söz hakkı kullanabiliyor ve ihtisas komisyonlarına üye verebiliyor. Bir siyasi parti grubunun en az bir grup başkanı, iki de grup başkanvekili olabiliyor. Grup başkanvekillerinin genel kurul oturumlarında ayrıca söz hakkı bulunuyor ve grup başkanvekilleri Genel Kurul gündeminin belirlendiği danışma kuruluna katılabiliyor. Tüm bu avantajların yanı sıra grubu bulunan siyasi partiler, salı günleri grup toplantısı düzenleme hakkı da kazanıyor.

Grubu bulunan siyasi partiler için makam odaları, personel çalışma alanları ve toplantı salonlarının bulunduğu bir de grup yönetim bölümü ayrılıyor. Meclis kulislerinde, diğer siyasi parti gruplarının ve genel kurulun bulunduğu ana binanın birinci katında bir koridorun yeni kurulacak gruba tahsis edileceği iddia ediliyor.

Paylaşın

Gelecek, DEVA Ve Saadet Partisi Ortak Grup Arayışında

Ahmet Davutoğlu Liderliğindeki Gelecek Partisi, Temel Karamollaoğlu Liderliğindeki Saadet Partisi ve Ali Babacan Liderliğindeki Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) ortak grup kurma konusunda kararlı.

Bir arada hareket etmeyi kolaylaştırmak için yeni kurulacak bir dördüncü parti çatısı altında grup oluşturma fikri karşılık bulmadı. Üç partiden birinin çatısı altında grup kurma formülünde ise her parti kendi çatısını işaret ettiği için henüz sonuç alınamadı.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; CHP listelerinden Meclis’e 35 milletvekili gönderen Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Saadet Partisi’nin ortak grup kurma arayışı sürüyor. Bir arada hareket etmeyi kolaylaştırmak için yeni kurulacak bir dördüncü parti çatısı altında grup oluşturma fikri karşılık bulmadı.

Üç partiden birinin çatısı altında grup kurma formülünde ise her parti kendi çatısını işaret ettiği için henüz sonuç alınamadı. Bu arada söz konusu arayış sürecinde DEVA ve Gelecek Partilerinin birleşmesinin de söz konusu olabileceği söyleniyor.

Bu gerçekleşirse çözüm süreci döneminde kanunlaşan “Parti eş başkanlığı” sisteminin birleşmeyi kolaylaştırıcı rol üstlenebileceğini söyleyenler var. Ancak “eş başkanlık” her ne kadar bu birleşme açısından “Sorun çözücü, rahatlatıcı bir formül” olarak görünse de “eş başkanlık sol jargon” olduğu gerekçesiyle biraz mesafeli yaklaşıldığı ifade ediliyor. Tartışmanın Meclis’in açılacağı ekim ayına kadar devam etmesi sürpriz olmayacak.

DEVA, Gelecek ve Saadet Partisi milletvekillerinin ortak grup oluşturma çalışması devam ederken Meclis Başkanlığı da ön hazırlığa başladı. Edinilen bilgiye göre 6. grup kurulması durumunda Meclis’in ana binasının zemin katındaki tutanak müdürlüğünün yer aldığı odalar yeni grup için tahsis edilebilir.

2.76 puan tartışmaları

DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’ye toplam 38 milletvekili kazandırmasının tartışmaları ise sürüyor. 2018 seçimlerinde yüzde 22.65 oy alan CHP, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde 4 partinin desteğine karşın oyunu ancak yüzde 25.41’e çıkarabildi.

Bu durumda CHP’nin kendi oy artışı olmadıysa 4 parti toplam oya 2.76 puan katkı yaptı. Geçtiğimiz hafta çalışmaya başlayan Meclis kulislerinde bu katkının en çok hangi partiden geldiğine dair sohbetler dikkat çekiciydi. Partilerin CHP’nin oylarındaki 2.76’lık artışı kendi aralarında da paylaşamadığı görüldü.

Örneğin DEVA Partililer Kahramanmaraş’ta milletvekili sayısının artışını, Gelecek Partililer uzun yılların ardından Rize’den milletvekili çıkarılmasını kendi destekleriyle açıkladı. CHP’li bazı siyasetçiler ise “sağ muhafazakar partilerle artık sadece stratejik iş birliği yapılabilir ama ittifak olmamalı” diyor.

Paylaşın

DEVA, Gelecek Ve Saadet Partisi TBMM’de “Ortak Grup” Arayışında

Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) grup kurmak için birleşmek konusunda kararlı. Parti yöneticileri hangi partinin çatısı altında buluşulacağını tartışıyor.

Güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmaları dahil Millet İttifakı’nın pek çok içerik ve programında bir buçuk yıldır birlikte çalıştıklarını ifade eden parti yetkilileri, uzlaşı kültürü konusunda deneyim sahibi olan ve birbirini tanıyan ekipler olduklarını ifade ederek ortak grup konusunda da “siyaseti zorlamayacak” bir uzlaşıya varılacağını ifade ediyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 15 milletvekili ile temsil edilen DEVA Partisi ile 10’ar milletvekiliyle temsil edilen Saadet Partisi ve Gelecek Partisi’nin Meclis’te bir grup kurmak için yürüttükleri müzakereler sürüyor. Bir siyasi partinin Meclis’te grup kurabilmesi için en az 20 milletvekiline sahip olması gerektiğinden üç partinin yetkili kurulları farklı formülleri tartışıyor.

Formüllerden ilki bu üç parti dışında yeni bir parti kurulması ve bu partinin çatısı altında grup oluşturulmasıydı. Ancak gelinen noktada süreci kolaylaştırmak adına yeni bir parti kurulmasındansa mevcut partilerden birinin çatısı altında birleşilmesine daha sıcak bakılıyor. Üç partinin temsilcileri bugünlerde hangi partide birleşeceklerini müzakere ediyor.

Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’ın haberine göre, güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmaları dahil Millet İttifakı’nın pek çok içerik ve programında bir buçuk yıldır birlikte çalıştıklarını ifade eden parti yetkilileri, uzlaşı kültürü konusunda deneyim sahibi olan ve birbirini tanıyan ekipler olduklarını ifade ederek ortak grup konusunda da “siyaseti zorlamayacak” bir uzlaşıya varılacağını ifade ediyor.

Karşılıklı müzakere süreçleri devam ederken üç siyasi parti de kendi partilerinin adı ile grup kurulmasını istiyor. Örneğin Saadet Partisi, “en köklü parti olması ve bir geleneğe sahip olması” sebebiyle üç partinin 35 milletvekilinin Saadet Partisi grubunda buluşmasının uygun olacağını düşünüyor. DEVA Partisi ise Türkiye’nin yeniliğe ihtiyacı olduğunu, üç siyasi parti arasındaki en genç, en yeni parti olması sebebiyle grubun “DEVA grubu” olmasının daha faydalı olacağına inanıyor.

Son kararın karşılıklı görüşmeler, müzakereler sonucu verileceğini kaydeden parti yetkilileri Meclis’te bir grup olarak temsil edilmenin önemi ve avantajlarının farkında olduklarını, grup kurmanın bir gereklilik hatta bir zorunluluk olduğunu ve bu yüzden hiçbir partinin süreci zorlayacak bir tutuma girmeyeceğini ifade ediyor.

Siyasi parti gruplarının Meclis’teki komisyonlara üye bildirimi için son günün 9 Haziran olması sebebiyle grubun kurulması konusundaki kararın bu tarihe kadar verilmesi yönünde bir beklenti olduğunu hatırlattığımız bir yetkili, “Temennimiz 9 Haziran’a kadar bir karara varmak ama bu bir zorunluluk değil. Biz grubu ne zaman kurarsak o zaman Meclis’e gerekli bildirimi yapabiliriz. Meclis’in tatile gireceğini de göz önünde bulundurursak 1 Ekim’e kadar vakit var. Dolayısıyla acele etmeden, sağlıklı bir şekilde tartışarak karar vereceğiz” dedi.

3 milletvekili ile Meclis’e giren Demokrat Parti’de ise kurulacak yeni gruba dahil olmadan yola devam etme fikrinin ağır bastığı ifade ediliyor.

TBMM’de grup kurmak neden avantajlı?

Grubu olan siyasi partiler Meclis Başkanlık Divanı’nda temsil edilip, Genel Kurul kürsüsünde grup adına söz hakkı kullanabiliyor ve ihtisas komisyonlarına üye verebiliyor. Bir siyasi parti grubunun en az bir grup başkanı, iki de grup başkanvekili olabiliyor. Grup başkanvekillerinin de genel kurul oturumlarında ayrıca söz hakkı bulunuyor. Tüm bu avantajların yanı sıra salı günleri düzenlenen siyasi parti grup toplantılarını düzenleme hakkı da kazanılıyor.

Grup kurulması halinde grup toplantılarında hangi siyasi partinin genel başkanının konuşma yapacağına ilişkin soruya yanıt veren bir parti yöneticisi, HDP’nin eş başkanlarının her hafta sırayla konuştuğunu hatırlatarak, benzer bir yöntemin işletilebileceğini, grup toplantılarında üç genel başkanın sırayla konuşmasının önünde bir engel olmadığını aktarıyor.

Grup yönetiminde yer alacak bir grup başkanı ve iki grup başkanvekilinin de üç siyasi parti arasında eşit bir şekilde bölüşülebileceği ifade ediliyor.

Paylaşın

Meclis Başkanlığı Yarışı: AK Parti Ve MHP’nin Adayı Numan Kurtulmuş

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grubu Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na aday olarak, AK Parti İstanbul Milletvekili Numan Kurtuluş’u gösterme kararı aldı.

Haber Merkezi / Numan Kurtulmuş’un ismi akşam saatlerinde AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler tarafından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunuldu. AK Parti’nin başkan adaylığı için başvuru dilekçesi TBMM’ye iletildi.

TBMM Genel Kurulu, 7 Haziran’da geçici Meclis Başkanı Devlet Bahçeli Başkanlığı’nda toplanacak. Yeni atanan kabine üyeleri ile milletvekili seçilen eski bakanlar, Genel Kurul’da yemin edecek. Daha sonra Meclis Başkanlığı için siyasi partilerin gösterdikleri adayların seçimi yapılacak.

Gizli oylama ile yeni Meclis başkanı seçiminin ilk turu yapılacak. İlk 2 oylamada 400, sonuç alınamazsa 3. oylamada salt çoğunluk olan 301 kabul oyu ile başkan seçilebilecek. 3. oylamada da salt çoğunluk sağlanamazsa; bu oylamada en çok oy alan 2 aday için 4. oylama yapılacak ve en fazla oy alan üye başkan seçilmiş olacak.

Numan Kurtulmuş kimdir?

Numan Kurtulmuş, 1959 yılında Ordu’da dünyaya geldi. Baba adı İsmail Niyazi, anne adı Ayşe Güngör’dür.

Akademisyen olan Numan Kurtulmuş, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesini bitirdi. Aynı üniversitede yüksek lisans yaptı. ABD’de Temple Üniversitesi School of Business & Management’ta lisansüstü çalışmalarına devam etti.

ABD’de Cornell Üniversitesi New York State School of Industrial & Labor Relations’ta misafir öğretim üyesi olarak bulundu ve doktorasını tamamladı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde doçent oldu. 2004 yılında profesör unvanını aldı.

25 ve 26. Dönemde Ordu Milletvekili seçildi. 62, 63 ve 64. Hükûmetlerde Başbakan Yardımcısı olarak görev aldı. 65. Hükûmette Başbakan Yardımcısı olarak görev yaptı. Kültür ve Turizm Bakanı olarak görev aldı. İngilizce bilen Kurtulmuş, evli ve 3 çocuk babasıdır.

Muhalefetin adayları belli oluyor

Yeşil ve Sol Parti, Adana Milletvekili Tülay Hatimoğullarını Meclis Başkan adayı olarak gösterirken İYİ Parti, parti yöneticisi ve İstanbul Milletvekili Cihan Paçacı’nın aday olduğunu Meclis Başkanlığı’na bildirdi.

Türkiye İşçi Partisi’nin Meclis Başkanı adayı ise tutuklu milletvekili Can Atalay oldu. TİP’in önümüzdeki günlerde başvuru yapması bekleniyor. CHP’nin aday göstereceği ismin henüz netleşmediği ifade edildi.

Paylaşın

14 Mayıs Seçimleri: Türkiye İşçi Partisi Dört Vekil Çıkardı

Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) dört isim, 14 Mayıs Pazar günü yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) üyesi olmaya hak kazandı.

İstanbul’dan TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ın yanı sıra partinin diğer milletvekili adaylarından Ahmet Şık ve Sera Kadıgil de yeniden Meclis’e girmeye başardı. TİP’in yüzde 8,69 oy aldığı Hatay’dan ise milletvekili adayı Can Atalay TBMM’ye girdi.

Erkan Baş, TİP Hatay Milletvekili Barış Atay’ın Gezi tutuklusu Can Atalay’ın cezaevinden çıkabilmesi için Hatay ilk sıra adaylığından vazgeçtiğini açıklamıştı. Atay, büyüdüğü ve seçmen desteği bulunan Hatay’ın yerine Antalya’da ikinci sıradan aday gösterilmişti. Ancak TİP, Antalya’dan milletvekili çıkaramadı.

TİP’in yüzde 5,69 oy aldığı Muğla’daki milletvekili adayı Mehmet Aslantuğ da Meclis’e giremedi. TİP’in İzmir milletvekili adaylarından İrfan Değirmenci de Meclis’e seçilemedi.

10 genel başkan milletvekili seçildi

Seçimlerde 10 partinin genel başkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yer almaya hak kazandı.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, memleketi Osmaniye’den yeniden milletvekili seçildi.

AK Parti listelerinden seçime katılan Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal da meclise giren isimler arasında yer aldı.

HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu İstanbul 3. Bölge’den DSP Genel Başkanı Önder Aksakal ise İstanbul 2. Bölge’den seçildi.

Cumhur İttifakı’nın diğer ortaklarından Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan İstanbul 2. Bölge 1. sıradan Meclis’e gitmeyi başardı.

İttifakın diğer ortaklarından Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici ise seçilemedi.

CHP listelerinden Erzincan’da seçime giren Türkiye Değişim Partisi (TDP) Genel Başkanı Mustafa Sarıgül de yine seçilen genel başkanlar arasında yer aldı.

Yeşil Sol Parti Eş Genel Başkanı İbrahim Akın İzmir 2. Bölge’den; diğer Eş Genel Başkan Çiğdem Kılıçgün Uçar da İstanbul 1. Bölge’den seçildi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş İstanbul 3. Bölge’den seçildi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar Şanlıurfa’dan diğer Eş Genel Başkan Pervin Buldan da Van’dan seçildi. HDP seçimlere Yeşil Sol Parti listelerinden girdi.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ise Gaziantep’ten seçilemedi.

Kabine’de yer alan 16 isim milletvekili oldu

28. yasama döneminde milletvekili olarak görev yapacak Kabine üyeleri ile bu üyelerin seçildikleri bölgeler şunlar:

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay / Ankara 3. Bölge

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu / İstanbul 2. Bölge

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer / Ordu

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar / Kayseri

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank / Bursa 2. Bölge

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ / Şanlıurfa

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık / Osmaniye

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin / Ankara 2. Bölge

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum / İstanbul 1. Bölge

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu / Antalya

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez / Eskişehir

Gençlik ve Spor Bakan Mehmet Muharrem Kasapoğlu / İzmir 1. Bölge

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati / Mersin

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci / Kahramanmaraş

Ticaret Bakanı Mehmet Muş / Samsun

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu / Trabzon

Ayrıca daha önce bakanlık görevinde bulunan Abdulhamit Gül Gaziantep’ten, Faruk Çelik ise Artvin’den milletvekili seçildi.

Paylaşın

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nde Yer Alan 16 İsim Milletvekili Oldu

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nde yer alan 16 isim, 14 Mayıs Pazar günü yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) üyesi olmaya hak kazandı.

Haber Merkezi / 28. yasama döneminde milletvekili olarak görev yapacak Kabine üyeleri ile bu üyelerin seçildikleri bölgeler şunlar:

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay / Ankara 3. Bölge

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu / İstanbul 2. Bölge

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer / Ordu

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar / Kayseri

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank / Bursa 2. Bölge

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ / Şanlıurfa

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık / Osmaniye

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin / Ankara 2. Bölge

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum / İstanbul 1. Bölge

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu / Antalya

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez / Eskişehir

Gençlik ve Spor Bakan Mehmet Muharrem Kasapoğlu / İzmir 1. Bölge

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati / Mersin

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci / Kahramanmaraş

Ticaret Bakanı Mehmet Muş / Samsun

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu / Trabzon

Ayrıca daha önce bakanlık görevinde bulunan Abdulhamit Gül Gaziantep’ten, Faruk Çelik ise Artvin’den milletvekili seçildi.

10 genel başkan milletvekili seçildi

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, memleketi Osmaniye’den yeniden milletvekili seçildi.

AK Parti listelerinden seçime katılan Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal da meclise giren isimler arasında yer aldı.

HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu İstanbul 3. Bölge’den DSP Genel Başkanı Önder Aksakal ise İstanbul 2. Bölge’den seçildi.

Cumhur İttifakı’nın diğer ortaklarından Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan İstanbul 2. Bölge 1. sıradan Meclis’e gitmeyi başardı.

İttifakın diğer ortaklarından Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici ise seçilemedi.

CHP listelerinden Erzincan’da seçime giren Türkiye Değişim Partisi (TDP) Genel Başkanı Mustafa Sarıgül de yine seçilen genel başkanlar arasında yer aldı.

Yeşil Sol Parti Eş Genel Başkanı İbrahim Akın İzmir 2. Bölge’den; diğer Eş Genel Başkan Çiğdem Kılıçgün Uçar da İstanbul 1. Bölge’den seçildi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş İstanbul 3. Bölge’den seçildi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar Şanlıurfa’dan diğer Eş Genel Başkan Pervin Buldan da Van’dan seçildi. HDP seçimlere Yeşil Sol Parti listelerinden girdi.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ise Gaziantep’ten seçilemedi.

Paylaşın

14 Mayıs Seçimleri: Hangi Genel Başkanlar Milletvekili Seçildi?

14 Mayıs Pazar günü yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde kesin olmayan sonuçlara göre 10 partinin genel başkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yer almaya hak kazandı.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, memleketi Osmaniye’den yeniden milletvekili seçildi.

AK Parti listelerinden seçime katılan Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal da meclise giren isimler arasında yer aldı.

HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu İstanbul 3. Bölge’den DSP Genel Başkanı Önder Aksakal ise İstanbul 2. Bölge’den seçildi.

Cumhur İttifakı’nın diğer ortaklarından Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan İstanbul 2. Bölge 1. sıradan Meclis’e gitmeyi başardı.

İttifakın diğer ortaklarından Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici ise seçilemedi.

CHP listelerinden Erzincan’da seçime giren Türkiye Değişim Partisi (TDP) Genel Başkanı Mustafa Sarıgül de yine seçilen genel başkanlar arasında yer aldı.

Yeşil Sol Parti Eş Genel Başkanı İbrahim Akın İzmir 2. Bölge’den; diğer Eş Genel Başkan Çiğdem Kılıçgün Uçar da İstanbul 1. Bölge’den seçildi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş İstanbul 3. Bölge’den seçildi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar Şanlıurfa’dan diğer Eş Genel Başkan Pervin Buldan da Van’dan seçildi. HDP seçimlere Yeşil Sol Parti listelerinden girdi.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ise Gaziantep’ten seçilemedi.

Kabine’de yer alan 16 isim milletvekili oldu

28. yasama döneminde milletvekili olarak görev yapacak Kabine üyeleri ile bu üyelerin seçildikleri bölgeler şunlar:

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay / Ankara 3. Bölge

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu / İstanbul 2. Bölge

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer / Ordu

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar / Kayseri

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank / Bursa 2. Bölge

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ / Şanlıurfa

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık / Osmaniye

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin / Ankara 2. Bölge

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum / İstanbul 1. Bölge

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu / Antalya

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez / Eskişehir

Gençlik ve Spor Bakan Mehmet Muharrem Kasapoğlu / İzmir 1. Bölge

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati / Mersin

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci / Kahramanmaraş

Ticaret Bakanı Mehmet Muş / Samsun

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu / Trabzon

Ayrıca daha önce bakanlık görevinde bulunan Abdulhamit Gül Gaziantep’ten, Faruk Çelik ise Artvin’den milletvekili seçildi.

Paylaşın

Türkiye’nin Finlandiya Kararı Rusya İle İlişkileri Nasıl Etkiler?

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Finlandiya’nın NATO’ya (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) katılım protokolünü onayladı. Finlandiya’nın önümüzdeki hafta Salı ve Çarşamba günü Brüksel’de yapılacak NATO Dışişleri Bakanları toplantısında büyük olasılıkla NATO’nun 31’inci üyesi olarak ilan edilmesi bekleniyor.

Onayın ardından denge politikası yürüten Türkiye’ye Rusya’nın bakışının değişip değişmeyeceği sorusu gündeme geldi. Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) Direktörü Sinan Ülgen, “Rusya’nın da Türkiye’den kalıcı beklentisi yoktu NATO genişlemesini tamamen bloke etmesi yönünde. Türkiye de öyle bir mesaj vermemişti zaten” yanıtını veriyor.

Türkiye’nin Eski NATO Daimî Temsilcisi Emekli Büyükelçi Fatih Ceylan ise, “Bu üyelik, Rusya’nın askeri tertiplenmesini yani askeri düzenini bir şekilde yeniden bu şarta göre uyarlamasını gerektiriyor. Dolayısıyla Rusya üzerindeki baskı da artacak” diyor.

Finlandiya’nın NATO üyeliğinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) onaylanmasıyla NATO’nun genişlemesinin önü açıldı. Çekincelerini kaldırmasının ardından Türkiye’nin üstündeki diplomatik baskının hafifleyebileceğini söyleyen uzmanlar, ancak İsveç’le ilgili onay sürecinin hâlâ beklediğine dikkat çekiyor.

İsveç’in NATO üyeliğinin Türkiye’deki onayı 14 Mayıs seçimleri sonrasına kalmış durumda. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki gün önce İsveç’in üyeliğinin sorulması üzerine “Beklediğimiz bazı şeyler var, yerine gelmeden olmaz” demişti.

Türkiye’nin inişli çıkışlı onay süreci

Finlandiya, Ukrayna savaşının başlaması ve uzun süreceğinin anlaşılmasının ardından İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki tarafsızlığını bozma kararı almış ve sınırdaş olduğu Rusya’ya karşı hissedilen tehlikeyi bertaraf etmek için İsveç’le birlikte 18 Mayıs 2022’de NATO’ya başvurmuştu. İttifak da bu iki ülkeyi 5 Temmuz 2022’de resmen davet etmişti.

Finlandiya’nın üyeliğinin onaylanmasına kadar geçen 10 buçuk aylık sürede ise Türkiye’nin onay süreci ile ilgili inişli çıkışlı gelişmeler yaşandı.

Ankara, iki ülkenin başvurusunun ardından onay için bazı alanlarda taleplerde bulundu. Madrid’te Haziran ayında düzenlenen NATO toplantısında aday ülkeler ve Ankara arasında gerçekleşen görüşmeler sonrasında ise ortak üçlü mekanizma kuruldu.

Üç ülke arasında zirve marjında 28 Haziran 2022’de imzalanan mutabakat zaptı ile İsveç ile Finlandiya’nın “terörle mücadele konusunda Türkiye ile işbirliğini artırmaları” “başta PKK olmak üzere terörle ilişkilendirilen Türkiye kökenli örgütlerin her türlü faaliyetlerini engellemeleri” ve “Türkiye’nin ‘terör suçlusu’ olarak isim isim verdiği kişileri iade etmeleri” şartları getirildi.

İsveç, “terörle mücadelede güvenlik güçlerinin alanını daha da açmak için” anayasada değişikliğe giderken 1 Ocak 2023’de yürürlüğe giren bu anayasa değişikliklerinin ardından “terörle mücadeleyi ilgilendiren” birçok yasada da uyum çalışması yaptı. Ancak bu adımlar Ankara için çok tatmin edici bulunmadı. Türkiye taleplerinin Finlandiya tarafından karşılandığını, İsveç’in adımlarının ise yetersiz kaldığını savunuyor.

6 Şubat depremleri ve ekonominin etkisi

Peki Ankara’nın Finlandiya için vetosunu kaldırmasında hangi faktörler etkili oldu?

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’e konuşan Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) Direktörü Sinan Ülgen, Türkiye’nin Finlandiya ile ilgili başından beri ciddi bir sorunu bulunmadığını söyleyerek 6 Şubat depremlerinin ve ekonomideki kötüleşmeyle birlikte ortaya çıkan beklentilerin de bu onayda etken olduğunu düşünüyor ve şöyle konuşuyor:

“Daha önce Batı’yla olan birtakım ihtilafların tekrar vurgulanması tercih edilebilirdi. Ama şimdi bunu görmememizin nedeni hem deprem hem de ekonomik beklentilerin artması.”

14 Mayıs’ta önemli bir seçime giden Türkiye’de iktidar geçmiş seçimler öncesindeki dönemlerden farklı olarak Batı ülkeleri ile gerginlik politikası takip etmiyor. Başta zengin Körfez ülkeleri olmak üzere çevre ülkelere sıcak mesajlar veren Ankara, yine seçime giden Yunanistan ile de gerginlik politikası sürdürmemeye özen gösteriyor.

Türkiye üzerindeki baskı azalır mı?

İsveç ile Finlandiya’nın üyeliklerinin gündeme gelmesi ve Türkiye’nin çekincelerinin ortaya konmasıyla birlikte İttifak ülkelerinden gelen baskının son onayla hafiflemesi bekleniyor.

Ülgen, Türkiye üzerindeki diplomatik baskının bir ölçüde de olsa azalacağı görüşünde ve bunu “Çünkü Türkiye kategorik olarak NATO genişlemesine karşı olmadığını böylelikle göstermiş oldu” sözüyle aktarıyor.

Rusya ile sınırdaş olan Finlandiya’nın üyeliği NATO için kritik görülürken Baltık Denizi’ndeki etkinlik açısından da İsveç’in konumu önemli.

Türkiye’nin Eski NATO Daimî Temsilcisi Emekli Büyükelçi Fatih Ceylan, İsveç’in katılımıyla Baltık Denizi’nin bir çeşit “NATO Denizi” gibi olacağına işaret ederek Temmuz ayındaki NATO zirvesi öncesinde Türkiye’deki seçimlerin de sonuçlarının belli olmasıyla İsveç’in durumunun da netleşebileceğini kaydediyor. Ceylan şunları söylüyor:

“Seçimler geliyor. Sonrasında cumhurbaşkanlığı ve parlamentoda nasıl bir tablo ortaya çıkacağını göreceğiz. Ama zirve öncesinde bir şekilde İsveç’in durumunun da bir hal yoluna gireceğini düşünüyorum. Eğer olmazsa o zaman biz yine ittifakı karşımıza alacak bir kulvara girmiş oluruz.”

Finlandiya’nın üyeliğinin önemi

Finlandiya’nın Rusya ile 1340 kilometrelik sınırı bulunuyor. Bu iki ülke arasında Finlandiya’nın aslında daha kritik bir konumda olduğunu düşünen Ülgen, “Çünkü Rusya’yla sınırı olan Finlandiya. Onun için Finlandiya’nın üye olması her halükârda NATO genişlemesinin önemli bir parçası” diyor.

Sürecin başında iki ülkenin birlikte üye olmasının değerlendirildiğini hatırlatan Ülgen, sonraki politika değişikliğini şöyle anlatıyor:

“Burada asıl değişikliği yaratan İsveç ve Finlandiya arasındaki anlayış. Yani ilk başta bu iki ülke ‘biz beraber gireriz’ anlayışından hareket ediyordu. Fakat Türkiye’nin pozisyonu nedeniyle de en nihayetinde kendi aralarında önce Finlandiya’nın girmesini düşündüler. Çünkü burada daha kritik konumda olan ülke Rusya’yla sınırı olması nedeniyle Finlandiya.”

Son onayın ardından denge politikası yürüten Türkiye’ye Rusya’nın bakışının değişip değişmeyeceği sorusunu ise Ülgen, “Rusya’nın da Türkiye’den kalıcı beklentisi yoktu NATO genişlemesini tamamen bloke etmesi yönünde. Türkiye de öyle bir mesaj vermemişti zaten” yanıtını veriyor.

Bu durumda Finlandiya’nın İttifak’a katılması Rusya’nın NATO ile olan sınır uzunluğu artmış olacak.

Emekli Büyükelçi Fatih Ceylan, “Bu üyelik, Rusya’nın askeri tertiplenmesini yani askeri düzenini bir şekilde yeniden bu şarta göre uyarlamasını gerektiriyor. Dolayısıyla Rusya üzerindeki baskı da artacak” diyor.

İttifak’a Finlandiya’nın katılımıyla sınırda hemen bir hareketlenme beklememek gerektiğini, önce katılım sürecinin tamamlanmasının ve gerekli hazırlıkların yapılması gerektiğini vurgulayan Ceylan, Temmuz ayında Litvanya’da yapılacak NATO zirvesinin önemli olacağını belirtiyor.

Paylaşın