Adana: Comana Antik Kenti

Comana Antik Kenti; Adana’nın Tufanbeyli İlçesine bağlı Şar Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. 1. derece arkeolojik sit alanıdır.

Comana Antik Kenti, Torosların Göksu ırmağının geçtiği derin vadi düzlüğünde kurulmuştur.Comana Antik Kentinin sit sınırları içerisinde bulunan anıtsal yapı kompleksleri ile mevcudiyetini günümüze kadar koruyabilen yapıları bize Hiti, Roma ve Bizans devirlerinde iskan edilmiş olduğunu göstermektedir.

Kentin çevresinde çok sayıda tümülüsler mevcuttur. Bunun yanında derin vadiler içinde bulunan kayalara oyulmuş kaya mezarları ile nekropoller yer almaktadır.Ş ehir merkezinde tiyatro, hamam, köprü, mabed, çok sayıda kilise, mozaik ve mahiyeti bilinmeyen bir çok yapı kalıntıları toprak yüzeyinde görülmektedir.

 

Paylaşın

Adana: Kürebeli Yaylası

Kürebeli Yaylası; Adana’nın Tufanbeyli İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. 

Tufanbeyli İlçesi’nin kuzeyine düşen yaylaya 10 kilometrelik stabilize yol ile ulaşılmaktadır. Tamamen bakir durumda olan yaylada, sulama amaçlı gölet de bulunmaktadır.

Kır çiçekleri ve çayırlarla kaplı olan yaylada kamp kurup, piknik yaparak dinlenebilirsiniz. Kamp kurmak isteyenler, her türlü ihtiyaçlarını yanlarında götürmelidirler.

Paylaşın

Adana: Alakapı

Alakapı; Adana’nın Tufanbeyli İlçesi, Şar Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Köy araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.

Mabet yaklaşık 2m yüksekliğinde taş platform üzerine inşa edilmiştir. Dikdörtgen planlı olup etrafta dağılmış durumda bulunan mimari parçalar ve ayakta kalabilen yapı unsurlarından anlaşılacağı üzere doğu ve batı sanat etkisi altında mabedin yapıldığı görülmektedir.

Paylaşın

Adana: Şar Örenyeri, Tiyatro

Şar Örenyeri, Tiyatro; Adana’nın Tufanbeyli İlçesi, Şar Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır.

Tiyatro caveasının iki katlı olduğu mevcut kalıntılardan anlaşılmaktadır. 1.cavea kısmı üst düzlüğüne iki adet tonozlu kapı mevcuttur.

Orkestra önünde skene binasına ait uzun duvar ve odaları bulunduğuna dair kalıntılar mevcuttur. Diğer bölümleri toprak altında olduğundan görülememektedir.

Paylaşın

Adana: Şar Köyü Hamam Kalıntıları

Hamam Kalıntıları; Adana’nın Tufanbeyli İlçesi, Şar Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. 

Bugün hamam kompleksinden arta kalan kuzey ve güney duvarlarına ait kalıntılarla hamamın orta mekanına ait kubbe ve duvar kalıntıları mevcuttur. Hamamın yapı taşları çevre inşaatlarda kullanılmıştır.

Hamama ait toprak yüzeyindeki kalıntılara göre kare bir plana sahiptir. Hamamın orta kompleksine ait bazı duvar kalıntıları belirli bir yüksekliğe kadar sağlam kalabilmiştir.

Duvar içerisinde boşluklar mevcuttur.Hamam kompleksinin büyük bir bölümü üzerinde ev bulunduğundan genel yapı unsurları açıkça görülememektedir.

Paylaşın

Adana: Yazılıtaş Kaya Kabartması

Yazılıtaş Kaya Kabartması; Adana’nın Tufanbeyli İlçesi, Hanyeri Köyü, Yazılıtaş Mevkii’nde yer almaktadır.

Doğu yönüne bakan blok bir kaya üzerinde alçak kabartma tekniğiyle kral ve tanrı figürleri karşılıklı olarak betimlenmiştir.

Gerek 13.08.1993 tarihli müze raporunda gerekse köylülerin ifadelerine göre tanrı figürününn üzerinde durduğu bildirilen boğa tamamen tahrip edilmiş durumdadır. Kral figürünün boyu 2.07 metre kaya yüzeyinin toplam genişliği 3.20 metredir.

Paylaşın

Adana: Kırık Kilise

Adana, gezilecek yerleri ve tarihi yapılarıyla dikkat çekiyor. Kırık Kilise; Adana’nın Tufanbeyli İlçesi’ne bağlı Şar Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır.

1968’de kentte yapılan kazıda kilisenin planı ve çevre yapıları ortaya çıkarılmıştır. Kilisenin iç kısmında, MS 311 tarihlenen Senatör Aurelius Cladius Hermodorus’a ait mezar bulunmuştur.

Mezar dikdörtgen planlıdır. Mezarın batı bölümünde Hermodorus’a ait kitabe bulunmaktadır. Mezarın doğu duvarı kayalık zemin üzerindedir. Söz konusu mezar kilisenin alt katında yer almaktadır. Kilise mezarın üzerine yapılmıştır. Kilise dökdörtgen planlı olup ,arkada apsis ve apsis yanlarında dikdörtgen mekanlar ve odalar mevcuttur.

Kilisenin ön cephesi altında giriş kapısı bulunmakta ve üstte ise ortada büyük yanlarda küçük olmak üzere tonozlu üç pencere dışarı açılmaktadır. Kilise cephesi üçgen alınlıklı olup semerdam çatıya sahiptir. Kiliseye ait mimari parçalar çevreye dağılmış vaziyette bulunmaktadır. Yapı malzemesi olarak kesme taş kullanılmıştır.

Adana’nın Kısa Tarihi

Adana’nın tarihi, Hititler dönemine kadar uzanmaktadır. MÖ 18. yüzyılda Hitit İmparatorluğu’nun bir parçası olan Adana, daha sonra Asur, Pers ve Makedonya İmparatorluğu gibi farklı medeniyetler tarafından kontrol edildi ve MÖ 333’te Büyük İskender’in Pers İmparatorluğu’nu yenmesiyle Adana, Makedonya Krallığı’nın bir parçası oldu.

Roma ve Bizans Dönemi: MÖ 64’te Roma İmparatorluğu tarafından ele geçirilen Adana, önemli bir Roma eyaleti olan Kilikya’nın başkenti oldu. Roma döneminde Adana, önemli bir ticaret merkezi haline geldi ve zenginleşti. Ancak, 5. yüzyılda Bizans İmparatorluğu’nun doğu sınırlarını savunan şehir, Pers İmparatorluğu tarafından ele geçirildi ve 7. yüzyılda Müslümanlar tarafından fethedildi.

7. yüzyılda Arap Müslümanlar tarafından fethedilen Adana, daha sonra Abbasiler, Emeviler ve Selçuklular gibi farklı İslam devletlerinin yönetimine girdi. Selçuklular döneminde, şehir önemli bir ekonomik merkez olarak gelişti ve kültürel açıdan da zenginleşti. 12. yüzyılda ise Haçlı seferleri sırasında Adana, Haçlılar tarafından işgal edildi, ancak daha sonra tekrar Selçuklu hâkimiyetine geçti.

1517’de Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliğine giren Adana, bu dönemde de önemini sürdürdü ve Osmanlılar döneminde Adana, tarım ve ticaret alanında büyük bir gelişme kaydetti. 19. yüzyılda ise şehir, modernleşme sürecine paralel olarak Avrupa etkilerini hissetmeye başladı. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde ise Adana, birçok etnik ve siyasi olaya tanıklık etti.

1920’de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla Adana, modern Türk devletinin bir parçası oldu. Cumhuriyet döneminde Adana, ekonomik, kültürel ve sosyal açıdan önemli gelişmeler kaydetti. 1920’lerde başlayan tarım reformlarıyla Adana, modern tarım tekniklerine geçti ve tarım sektörü önemli bir ekonomik faaliyet haline geldi. Şehirdeki sanayi, ticaret ve ulaşım da hızla gelişti. Adana, Türkiye’nin önemli bir sanayi merkezi haline geldi ve birçok fabrika ve işletme burada faaliyet göstermeye başladı.

Ayrıca, Adana’nın kültürel ve sosyal hayatı da Cumhuriyet dönemiyle birlikte ivme kazandı. Şehirde, modern eğitim kurumları, kültürel etkinlikler ve sanat faaliyetleri arttı. Adana, üniversite ve araştırma merkezleri açısından da gelişti ve birçok bilim insanı, yazar, şair ve sanatçı burada yetişti.

Günümüzde Adana, Türkiye’nin önemli şehirlerinden biridir. Ekonomik, ticari, kültürel ve sosyal açıdan canlı bir şehir olan Adana, aynı zamanda turistik potansiyeli de yüksek bir yerdir. Çeşitli tarihi ve kültürel mekanları, festivalleri, doğal güzellikleri ve gastronomik zenginlikleriyle ziyaretçileri çekmektedir.

Paylaşın

Adana: Şar Örenyeri

Şar Örenyeri; Adana’nın Tufanbeyli İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Kayseri sınırına birkaç kilometre uzaklıktaki ören yerine Tufanbeyli İlçesine giden otobüsler ile ulaşım sağlanabilmektedir.

Ören yerinde Bizans, roma ve Hitit dönemi eserleri bulunmaktadır. Günümüze yetişebilmiş eserlerin bir çoğu Roma dönemine aittir. Hitit kralları burayı dini ayin yeri olarak kullanırlarmış.

Burada çok sayıda kişi çalışırmış. Roma döneminden kalan eserler arasında açık hava tiyatrosunun bir bölümü hala toprak altındadır. Ayakta kalmayı başarabilen bir diğer eser ise Bizanslılardan kalan kilisedir.

Bu kilise yontulmuş büyük taşlardan yapılmıştır. Günümüzde bu kiliseden sadece 5 metre yüksekliğindeki bir duvar kalmıştır. Tarihi ortamları seviyorsanız Şar köyüne uğramadan geçmeyin.

Adana’nın Kısa Tarihi

Adana’nın tarihi, Hititler dönemine kadar uzanmaktadır. MÖ 18. yüzyılda Hitit İmparatorluğu’nun bir parçası olan Adana, daha sonra Asur, Pers ve Makedonya İmparatorluğu gibi farklı medeniyetler tarafından kontrol edildi ve MÖ 333’te Büyük İskender’in Pers İmparatorluğu’nu yenmesiyle Adana, Makedonya Krallığı’nın bir parçası oldu.

Roma ve Bizans Dönemi: MÖ 64’te Roma İmparatorluğu tarafından ele geçirilen Adana, önemli bir Roma eyaleti olan Kilikya’nın başkenti oldu. Roma döneminde Adana, önemli bir ticaret merkezi haline geldi ve zenginleşti. Ancak, 5. yüzyılda Bizans İmparatorluğu’nun doğu sınırlarını savunan şehir, Pers İmparatorluğu tarafından ele geçirildi ve 7. yüzyılda Müslümanlar tarafından fethedildi.

7. yüzyılda Arap Müslümanlar tarafından fethedilen Adana, daha sonra Abbasiler, Emeviler ve Selçuklular gibi farklı İslam devletlerinin yönetimine girdi. Selçuklular döneminde, şehir önemli bir ekonomik merkez olarak gelişti ve kültürel açıdan da zenginleşti. 12. yüzyılda ise Haçlı seferleri sırasında Adana, Haçlılar tarafından işgal edildi, ancak daha sonra tekrar Selçuklu hâkimiyetine geçti.

1517’de Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliğine giren Adana, bu dönemde de önemini sürdürdü ve Osmanlılar döneminde Adana, tarım ve ticaret alanında büyük bir gelişme kaydetti. 19. yüzyılda ise şehir, modernleşme sürecine paralel olarak Avrupa etkilerini hissetmeye başladı. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde ise Adana, birçok etnik ve siyasi olaya tanıklık etti.

1920’de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla Adana, modern Türk devletinin bir parçası oldu. Cumhuriyet döneminde Adana, ekonomik, kültürel ve sosyal açıdan önemli gelişmeler kaydetti. 1920’lerde başlayan tarım reformlarıyla Adana, modern tarım tekniklerine geçti ve tarım sektörü önemli bir ekonomik faaliyet haline geldi. Şehirdeki sanayi, ticaret ve ulaşım da hızla gelişti. Adana, Türkiye’nin önemli bir sanayi merkezi haline geldi ve birçok fabrika ve işletme burada faaliyet göstermeye başladı.

Ayrıca, Adana’nın kültürel ve sosyal hayatı da Cumhuriyet dönemiyle birlikte ivme kazandı. Şehirde, modern eğitim kurumları, kültürel etkinlikler ve sanat faaliyetleri arttı. Adana, üniversite ve araştırma merkezleri açısından da gelişti ve birçok bilim insanı, yazar, şair ve sanatçı burada yetişti.

Günümüzde Adana, Türkiye’nin önemli şehirlerinden biridir. Ekonomik, ticari, kültürel ve sosyal açıdan canlı bir şehir olan Adana, aynı zamanda turistik potansiyeli de yüksek bir yerdir. Çeşitli tarihi ve kültürel mekanları, festivalleri, doğal güzellikleri ve gastronomik zenginlikleriyle ziyaretçileri çekmektedir.

Paylaşın