TOBB, İTO, TİM, İSO gibi sermaye sınıfının önde gelen örgütlerinden, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklanan “Orta Vadeli Program”a (OVP) tam destek açıklamaları geldi.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Orta Vadeli Program’ın (OVP) uygulanma sürecinde, finansmana erişimin kolaylaştırılması başta olmak üzere, reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesini ve kamu özel sektör istişaresinin artırılmasını önemli gördüklerini belirtti.
TİM Başkanı Mustafa Gültepe, yeni Orta Vadeli Program’ın (OVP) yine ihracat ekseninde şekillendiğini belirterek, bu alanlarda atılacak yeni adımları heyecanla beklediklerini bildirdi.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Yeni OVP dönemi boyunca ekonomik büyüme, istihdam, finansal istikrar ve fiyat istikrarı hedeflerine ulaşmak için kapsamlı ve çok boyutlu bir yaklaşımın benimsenmiş olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullanırken, İTO Başkanı Şekib Avdagiç ise, programın üreteceği sonuçların reel sektörün yapısal gücüne halel getirmemesini vazgeçilmez gördüklerini söyledi.
Sermaye sınıfının önde gelen örgütleri Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklanan Orta Vadeli Program’a ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, revize edilen OVP’nin dezenflasyonu temel öncelik olarak ilan ederken, programın üreteceği sonuçların reel sektörün yapısal gücüne halel getirmemesini vazgeçilmez gördüklerini söyledi. Türkiye’nin kapsamlı bir ekonomik program yürüttüğü bu dönemde, OVP’nin güncellenmesinin proaktif bir yaklaşım olduğunu belirten Avdagiç, “Bununla birlikte OVP’nin ‘dengelenme programı’ olarak ilerlemesini ve terazinin iş dünyası kefesini ihmal etmemesini istiyoruz.
Farkındayız: Ekonomik programın uygulama sürecinde sıra zor kazanımları elde etmeye geldi. Kalıcı düşük enflasyona ivedi şekilde ulaşılması önemli. Zorlu hedeflere, iş dünyasının üretim ve istihdam hedeflerinden ödün vermeden ulaşmak daha da önemli. Görüyoruz ki yeni OVP’de hem enflasyon tarafında hem büyüme tarafında revizyonlar oldu. Böylece ekonominin gerçekleriyle uyumlu, yeni gelişmeler karşısında anında refleks gösterebilen bir yönetim anlayışı ortaya kondu.” değerlendirmesinde bulundu.
Avdagiç, OVP hedeflerinin yakalanmasının bir ayağı topyekûn kararlılık ise diğerinin de bugünkü programda sıkça vurgulandığı gibi yatırım ortamının süratle iyileştirilmesi olduğunu kaydetti.
İTO Başkanı Avdagiç, şunları kaydetti: “Yeni Türkiye ekonomisi hikayesinin temelleri, mutlaka reel sektörün eliyle atılacaktır. Bu nedenle özellikle KOBİ’lerin, ayakta kalmak için finansman imkanlarının artmasına, üretimlerini güçlendirecek şekilde yatırım koşullarının revize edilmesine ihtiyacı var. Bir kere daha ifade etmeliyiz ki; enflasyonla mücadele ederken üretim, ihracat, istihdam ekosistemini korumayı ihmal edemeyiz.
Özel sektörün nefesi güçlü olmalı ki hedeflerimizi gerçekleştirebilelim. OVP hedeflerinin yakalanmasının önemli ayaklarından biri, kur politikasının gerçekçi olmasıdır. 2025 sonrası kur ve enflasyon arasında bir korelasyon öngörülmüş olmakla beraber, 2024 için öngörülen kur, ihracatçıyı ve ihracata çalışan sektörleri ciddi şekilde zorlamaya devam edecektir. Bu durumun ithalatı artırarak cari dengede bir risk oluşturmaması için gerekli tedbirlerin alınacağının beklentisi içindeyiz.”
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Orta Vadeli Program hakkında şu değerlendirmede bulundu: “Yeni OVP dönemi boyunca ekonomik büyüme, istihdam, finansal istikrar ve fiyat istikrarı hedeflerine ulaşmak için kapsamlı ve çok boyutlu bir yaklaşımın benimsenmiş olduğunu görüyoruz. Özellikle enflasyonla mücadeleyi iş ve ekonomi dünyamızın en büyük hedefi olarak gördüğümüzden dolayı; yeni OVP’de bu konunun temel felsefe olarak ele alınması noktasındaki kararlı duruşunu çok önemli ve değerli buluyoruz.
Ancak toplumun bu mücadeleye olan inancının oluşması için yapılması gereken fedakarlıklar noktasında bir uyumun olması da kaçınılmaz. Bu bağlamda yine OVP yılları için konulan büyüme oranlarını bu enflasyon hedeflerine ulaşılmasında biraz iyimser bulduğumuzun bilinmesini isteriz. Çünkü OVP’de 2025-2027 arası enflasyon tahminleri ile büyüme tahminleri arasında bir tutarsızlık bulunmaktadır. Enflasyonla mücadeleye halkın güvenmesi çok büyük önem taşırken bu tür tutarsızlıklardan kaçınılması gerektiğini, sağlıksız bir yüksek büyüme yerine; ekonominin gerçekleriyle uyumlu, sürdürülebilir nitelikli bir büyümenin hedeflenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Sanayinin üretiminde uzun vadeli katma değer ve nitelik artışı için konulan hedefler de önemli. Fakat dezenflasyonist süreçten kaçınılmaz olarak etkilenecek olan reel sektörümüzün, başta finansmana erişim olmak üzere bu sürece adapte olmasına dönük, güçlü, proaktif tedbir ve önlemlere de ihtiyaç olduğunun altını çizmek durumundayız.
Her zaman belirttiğimiz istihdam odaklı hedeflerin ve politikaların yeni OVP’de bulunmasını da çok olumlu buluyoruz. Ama unutmamalıyız ki nitelikli istihdam yaratabilmenin yolu uzun vadeli eğitim politikalarından geçmektedir. Bu nedenle Türkiye’nin uzun vadeli istihdam ihtiyaçlarını gözeten eğitim politikalarının da artık OVP’lerde yön belirleyici bir şekilde bulunması gerektiğinin altın çizmek isteriz.
Kabul etmek gerekirse geçtiğimiz yıl açıklanan OVP, hedeflerini önemli ölçüde tutturması açısından toplumsal bir referans olmuştur. Umuyoruz ki bu OVP de kararlılıkla uygulanacak. Böylece geçen yıldan gelen olumlu motivasyonla, kredisini güçlü bir şekilde koruyacak bir OVP dönemi daha yaşayacağız.”
“Yeni adımları heyevanla bekliyoruz”
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, yeni Orta Vadeli Program’ın (OVP) yine ihracat ekseninde şekillendiğini belirterek, bu alanlarda atılacak yeni adımları heyecanla beklediklerini bildirdi. Gültepe, yazılı açıklamasında, 2025 ihracat hedefinin 279,6 milyar dolar, 2026 hedefinin 296,1 milyar dolar, 2027 hedefinin ise 319,6 milyar dolar şeklinde belirlendiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“İhracatçılarımızın yaşadığı sorunları her platformda dile getiriyoruz. Bir önceki OVP’ye göre 3 yıllık periyodun toplamında 13 milyar dolarlık bir hedef düşüşü var. Bu arzu ettiğimiz bir tablo değil. İhracat ailemizin yaşadığı sorunların net bir göstergesi olan bu rakamları iyi okumamız gerektiğine inanıyorum. Diğer yandan dış ticaret açığı noktasında programda önemli bir iyileşme öngörülüyor. Özellikle ithalatta beklenen düşüş bir önceki OVP’ye göre 71 milyar doları aşıyor. Toplam dış ticaret hacmi de bu eksende negatif yönde revize edilmiş durumda.
Büyüme hedefimiz kısmen gerilerken, enflasyon beklentisi ise yükseldi. İşsizlik oranlarında da bir iyileşme mevcut. Makroekonomik göstergeler ve politika araçlarında ürün ve pazar çeşitlendirmesi, etkin ticaret diplomasisi, ticaretin kolaylaştırılması, ihracatın finansmanı, ithalat bağımlılığının azaltılması, hizmet ihracatının geliştirilmesi, ihracatta yeşil ve dijital dönüşüme vurgu yapılmış olması son derece önemli. Yeni OVP yine ihracat ekseninde şekilleniyor. Bu alanlarda atılacak yeni adımları heyecanla bekliyor, açıklanan programın ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyoruz.”
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Orta Vadeli Program’ın (OVP) uygulanma sürecinde, finansmana erişimin kolaylaştırılması başta olmak üzere, reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesini ve kamu özel sektör istişaresinin artırılmasını önemli gördüklerini belirtti.
Hisarcıklıoğlu, yazılı açıklamasında, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından kamuoyuyla paylaşılan ve 2025-2027 dönemini kapsayan OVP’ye ilişkin değerlendirmede bulundu. OVP’nin ülke ve millete hayırlı olmasını dileyen Hisarcıklıoğlu, iş dünyası olarak temel beklentilerinin finansal istikrar, öngörülebilirliğin artması, enflasyonun tek haneye düşürülmesi, sürdürülebilir büyüme ve yapısal reformlara öncelik verilmesi olduğunu vurguladı.
Hisarcıklıoğlu, programdaki yapısal reformlar konusunda atılacak güçlü adımların ülkenin küresel rekabet gücünü artıracağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Bugün açıklanan OVP, enflasyonla mücadele, öngörülebilirlik ve sürdürülebilir büyüme için önemli bir yol haritası sunmaktadır. Özellikle bir hususu vurgulamak isterim. Programın uygulanma sürecinde, finansmana erişimin kolaylaştırılması başta olmak üzere, reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesini ve kamu özel sektör istişaresinin artırılmasını önemli görüyoruz. Bizler de, iş dünyası olarak, ülkemizin hedefleri doğrultusunda tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”
(Kaynak: BloombergHT)