10 Yeni Dokunulmazlık Dosyası Meclis’te

7 HDP’li (Halkların Demokratik Partisi), 1 DBP’li (Demokratik Bölgeler Partisi) ve 1 TİP’li (Türkiye İşçi Partisi) olmak üzere toplam 9 milletvekiline ilişkin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Tezkereleri, Meclis Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayımlandı.

10 yeni dokunulmazlık dosyası, Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon’a havale edildi. Dokunulmazlıklarının kaldırılması talep edilen vekiller ve haklarındaki dosya sayıları şöyle:

  • HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan Işık (1)
  • HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç (2)
  • HDP Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk (1)
  • HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun (1)
  • HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ (1)
  • DBP Diyarbakır Milletvekili Salihe Aydeniz (1)
  • HDP Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü (1)
  • HDP Mardin Milletvekili Ebrü Günay (1)
  • TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık (1)

Süreç nasıl işliyor?

Hakkında suç isnadı bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmamasına ilişkin talepler, Adalet Bakanlığına sunuluyor. Bakanlık, talebi gerekçeli bir yazıyla Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanlığı ise TBMM Başkanlığına iletiyor.

Meclis Başkanlığına gelen fezlekelerin gündeme alınmasındaki süreç, İçtüzüğe göre işliyor. Milletvekili dokunulmazlığı, İçtüzüğün “Yasama Dokunulmazlığı ve Üyeliğin Düşmesi” başlıklı dokuzuncu kısmının “yasama dokunulmazlığı” alt başlıklı birinci bölümünde düzenleniyor.

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki istemler, TBMM Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale ediliyor.

Söz konusu fezleke ile Meclis’teki mevcut fezlekeler, sevk edildikleri Karma Komisyonda bekletilebiliyor ya da komisyonda gündeme alınabiliyor. Fezlekelerin gündeme alınması halinde süreç başlıyor. Karma Komisyon toplanıyor ve hangi fezlekeye ait dosyayı değerlendireceğine karar veriyor.

Hazırlık Komisyonu kuruluyor

Hazırlık Komisyonu, kurulduğu andan itibaren en geç 1 ay içinde dosyayı inceleyerek raporunu hazırlıyor. Bu komisyon bütün kağıtları inceleyip gerekirse o milletvekilini dinliyor ancak tanık dinleyemiyor.

Hazırlık Komisyonu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar alırsa dosya Karma Komisyona havale ediliyor. Karma Komisyon da 1 ay içinde Hazırlık Komisyonu raporunu ve eklerini görüşerek sonuçlandırıyor.

Karma Komisyon, dokunulmazlığın kaldırılmasına veya kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar veriyor.

Karma Komisyon kovuşturmanın ertelenmesini kararlaştırmışsa bu yöndeki raporu Genel Kurulda okunarak bilgiye sunuluyor. Bu rapora milletvekilleri tarafından 10 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşiyor, itiraz edilmesi halinde ise rapor Genel Kurul gündemine alınıyor. İtiraz edilmeyen dosyalar Cumhurbaşkanlığına gönderiliyor.

Dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki Karma Komisyon raporları, doğrudan Genel Kurul gündemine giriyor. Genel Kurul, raporu kabul ederek dokunulmazlığın kaldırılmasını kararlaştırabileceği gibi, raporu reddederek yargılamanın dönem sonuna ertelenmesine de karar verebiliyor.

Kovuşturma ertelenmiş ve bu karar Genel Kurulca kaldırılmamış ise dönem yenilenmiş olsa bile milletvekilliği sıfatı devam ettiği sürece ilgili hakkında kovuşturma yapılamıyor.

Genel Kurul aşaması

Milletvekillerine dağıtılan Karma Komisyon raporu, Genel Kurulda okunarak görüşülüyor. Biri lehte diğeri de aleyhte olmak üzere, iki milletvekili rapor üzerinde konuşma yapıyor.

Fezlekesi olan milletvekili isterse Hazırlık Komisyonunda, Karma Komisyonda veya Genel Kurulda kendi savunmasını yapabiliyor ya da başka bir milletvekili arkadaşına savunma yapması için bu hakkını verebiliyor.

Söz ve savunma talebi yoksa görüşmeler tamamlanıyor. Daha sonra Karma Komisyonun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair raporu oylamaya sunuluyor. Genel uygulamaya göre açık oylama yapılıyor. Genel Kurulda dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin oylamada, karar yeter sayısı (151) yeterli oluyor.

Her dosya için ayrı oylama yapılıyor

Genel Kuruldaki oylamada, her milletvekili ve fezleke için ayrı oylama yapılıyor. Bir milletvekili hakkında iki dosya varsa iki dosya ayrı ayrı oylanıp karara bağlanıyor. Dokunulmazlık hangi dosya hakkında kaldırıldıysa yalnızca o fezleke hakkında yargılama yapılabiliyor. Milletvekilinin dönem sonuna bırakılan dosyası hakkındaki dokunulmazlığı devam ediyor.

Genel Kurul kararından sonra milletvekilinin dokunulmazlığı, söz konusu dosya için kaldırılmış oluyor.

Meclis Başkanlığı, dosyayı Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla Adalet Bakanlığına gönderiyor. Bakanlık da dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili hakkında gereğinin yapılması için dosyası ilgili savcılığa havale ediyor.

Savcılık da dosyanın ulaşmasının ardından soruşturmaya kaldığı yerden devam ediyor, söz konusu milletvekilini tutuklanması talebiyle mahkemeye de sevk edebiliyor ya da tutuksuz olarak yargılanmasına da devam edebiliyor.

Dokunulmazlık kalkıyor, vekillik devam ediyor

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kalkmasıyla milletvekilliği düşmüyor, devam ediyor. Milletvekili maaşını alıyor ve diğer sosyal haklarından yararlanıyor. Tutuklanmamışsa Meclise gelerek yasama çalışmalarına da katılabiliyor.

Ancak milletvekili hakkındaki ceza kesinleştikten sonra Genel Kurulda okunuyor ve o zaman milletvekilliği düşürülüyor.

Milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine karar verilmesi halinde, Genel Kurul kararının alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptal için Anayasa Mahkemesine başvurabiliyor. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini 15 gün içinde kesin karara bağlıyor.

Paylaşın

Tıpta Bir İlk: Domuzdan İnsana Kalp Nakli

ABD’nin Maryland eyaletinde yer alan Maryland Üniversitesi Tıp Merkezi’nde ölmek üzere olan 57 yaşındaki kalp hastası David Bennett’a  son çare olarak domuz kalbi nakledildi. Dünyada böylesi bir ameliyatın ilk kez yapıldığı açıklandı.

Doktorlar, alınan özel izin sonrası Cuma günü yapılan ameliyatın 7 saat sürdüğünü, David Bennett adlı hastanın sağlık durumunun iyi olduğunu duyurdu.

David Bennett’ın ameliyattan bir gün önce, “Ya ölecektim ya da bu ameliyatı olacaktım. Ameliyatın karanlıkta bir atış olduğunu biliyorum ama bu aynı zamanda benim son şansım” dediği aktarıldı.

Ölümcül bir kalp hastalığına yakalanan ve bir dönem hayatından umut kesilen Bennett, ameliyat öncesi altı hafta boyunca hasta yatağında özel bir makinaya bağlanmıştı. Bennett’ın ameliyat sonrası uzun vadede sorun yaşayıp yaşamayacağı ise hala bilinmiyor.

Maryland Üniversitesi Tıp Merkezi doktorları, yapılan bu ameliyat ile genetiği değiştirilmiş hayvandan alınan bir kalbin, insan vücudunda hemen reddedilmediğinin görüldüğünü söylüyor.

Nakil için az sayıda insan organı bağışlandığı için bilim insanları, hayvan organlarının nasıl kullanılacağı konusuna daha fazla eğilmeye başladı.

Maryland Üniversitesi bilimsel araştırmalar direktörü Muhammed Mohiuddin, “Bu işe yararsa, bekleyen hastalar için sonsuz bir tedarik imkanı ortaya çıkacak” dedi.

Ancak bu tür nakil girişimleri daha önce genelde hastaların vücutları hayvan organını hemen reddettiği için başarısız oldu.

Bu sefer Maryland Üniversitesi cerrahları, hücrelerinde, organın hemen reddedilmesine neden olan bir şekeri çıkararak genetiği değiştirilmiş bir domuz kalbi kullandı.

Geçen yıl bilim insanları, başka bir canlı türünden insana organ nakli konusunda yeni bir çığır açan gelişmeye imza atmıştı. Genetiği değiştirilmiş bir domuzda geliştirilen böbreğin insan vücudunda sorunsuz çalışmaya başlamıştı.

Paylaşın

Erkan Baş: AKP Bir Düyun-u Umumiye İktidarıdır

TBMM’de yaptığı haftalık basın toplantısında, ekonomi gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erken Baş, “AKP bir Düyun-u Umumiye iktidarıdır” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan enflasyon verilerinin gerçeği yansıtmadığını savunan Baş, “TÜİK’e göre bile rakamlar ürkütücü boyutlarda ve TÜİK’in bile indiremediğini gösterdiği için önemli yoksa gerçekte TÜİK’in açıkladığının çok üstünde olduğunu bu ülkede yaşayan herkes biliyor” dedi.

Erdoğan’ın önceki gün sarf ettiği “Milletimize aşığız” sözlerini hatırlatan TİP Lideri Baş şöyle konuştu:

“Elektriğe, doğal gaza, benzine, mazota, sigara ve içkiye, buğdaya arpaya, ulaşıma olağanüstü zamlar geldi. Üstüne, dün TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamı yine gerçeği yansıtmasa da son 20 yılın en yüksek enflasyonuyla karşılaştık.TÜİK’e göre bile rakamlar ürkütücü boyutlarda ve TÜİK’in bile indiremediğini gösterdiği için önemli yoksa gerçekte TÜİK’in açıkladığının çok üstünde olduğunu bu ülkede yaşayan herkes biliyor

AKP seçmeninin yarısı enflasyonun yüzde 100 olduğunu düşünüyor. Kimseyi inandıramazlar bu rakamlara çünkü halk lafa değil, cebine bakıyor. Ancak işçiye memura emekliye daha az vermek için sayılarla oynuyorlar. Zamlar, enflasyon yetmemiş olacak ki dün akşam saatlerinde AKP’li Cumhurbaşkanı da yaptığı açıklamayla milyonlarca emekliyi, memuru hayat pahalılığına ezdireceğini, insanlarımızı açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edeceğini ilan etti.

Bir de utanmadan “Milletimize aşığız” diyor. Aşk gibi güzel bir sözcüğü bile kirletiyor. Tayyip Erdoğan aşkı bilmez, sevgiyi bilmez… Bunlar sadece parayı bilir, koltukları bilir. Onlar millet diyorlar ya, aslında açlık sınırında yaşama mahkum ettiği halktan toplayacakları vergiden başka hiçbir şey düşünmüyorlar. Bizden zorla toplayıp, soyup cebine attıklarına, yandaşlarına aktardıklarını, patronlara dağıttıklarını ve dağıtacaklarını düşünüyorlar.

Milyonlarca insan, biz hepimiz, elektriğe gelen zamlardan sonra ödeyeceğimiz paraları hesaplıyoruz, nasıl ödeyeceğiz bunları diye dertleniyoruz mesela… Bu iktidarın elektrik işlerini verdiği şirketlere her ay 34 milyar lirayı boş vere biz ödüyoruz. *Yeni bütçeye göre, her ay yalnızca sağlık ve karayollarında 4 milyar liraya yakın bir kaynağı yandaş müteahhitlerine aktarıyorlar. Biz çalışıyoruz, didiniyoruz çocuğumuza karşı yüzümüz kızarıyor, en temel ihtiyaçlarını alamayacağız diye öfkeden gözlerimiz yaşarıyor ama 4 milyar lira haybeye bir avuç yandaşa gidiyor!

Tarihe büyük soygun olarak geçecek 20 Aralık gecesi, önceden haber verdikleri patronlara döviz satışları üzerinden milyarlarca lira kazandırdılar. İspat da edeceğiz. Halk ise bugün çok daha fakir. Herkes yoksulluk konuşuyor, bu yoksulluğun nedeni Saraydır, bu iktidardır. Bu yoksulluğun nedeni iktidarın bir avuç azgın azınlığı zengin eden ekonomi politikalarıdır!

“AKP iktidarı basbayağı bir Düyun-u Umumiye iktidarıdır”

Yüzde 50 zam yaptık dediğin asgari ücretteki artış, 1 Şubat günü ilk zamlı maaşlarını alacak insanlar ve 3 Şubat bilemedin, 5 Şubat günü elimizde beş kuruş kalmayacak zam tamamen erimiş olacak. İşgalciler, emperyalistler, sarayla bir olup bu ülkenin kasasına Düyun-u Umumiye diye bir hortum bağlamışlardı. Bu iktidar da vatandaşın, bizim ceplerimize yeni bir hortum bağladın. AKP iktidarı basbayağı bir Düyun-u Umumiye iktidarıdır.

Halktan aldığını ya cebine atıyorsun ya yandaşına veriyorsun. Sen bu halka savaş açmış bir iktidarsın. Seni devireceğiz. Halktan çaldığın her şeyi, halka iade edeceğiz. Kamu Özel İşbirliği projelerini, halkın parasını çarçur ettiğin tüm projeleri kamuya iade edeceğiz. Elektrik, doğalgaz, su, internet gibi işlerdeki aracılıkları kaldıracağız. ÖTV’leri kaldıracağız. Özelleştirdiğin tüm değerlerimizi halka geri vereceğiz.

Türkiye İşçi Partisi olarak ilan ediyoruz: Yarından itibaren sokaklardayız. Halkın hemen seçim talebini gerçek yapmak için var gücümüzle çalışacağız. Buradan tüm parti üyelerimize, dostlarımıza, yurttaşlarımıza çağrı yapıyorum: Tüm TİP üyeleri, dostları, gönüllüleri, sokak sokak, mahalle mahalle, halktan erken seçim talebini alacak.

Göreceğiz bakalım, halk ne istiyor. Emekliler ne istiyor, emekçiler ne istiyor, kadınlar ne istiyor, gençler ne istiyor, işçiler ne istiyor. Göreceğiz… Bunlar o kadar üç kağıtçı bir iktidar ki büyük marifetmiş gibi elektrik faturalarından TRT vergisini kaldırdılar. Sonra gittiler tarihin en büyük zammını yaptılar. Toplumu fakirleştirdikleri yetmiyor, bir de sırtlarına fatura yükü vuruyorlar. Yine söylüyoruz, Türkiye toplumu artık çalışan köleliğe mahkum ediliyor, yoksulluk döngüsüne sokuluyor.

Saray Rejimi göz göre göre toplumun insan hakkı olan elektriğe, suya, doğalgaza erişimini kısıtlıyor. Bu iş böyle gitmez! Bakın bizim çözümümüz açık, net: Yandaşlarınıza, beşli çetelerinize, akrabalarınıza dağıttığınız bütün elektrik, su, doğalgaz hizmetlerini kamulaştıracağız. İnsan hakkı olan kullanımın değil, israf, çarçur edilen elektriğin peşine düşüp, faturayı yurttaşlarımıza değil, memleketimizin havasına suyuna toprağına zarar veren şirketlere, büyük servet sahiplerine ödeteceğiz.

2022 yılında Türkiye’de hiçbir hane elektrik, su, doğalgaz derdine düşmemeli. Bu zulmü yaşattığınız nice yurttaşımız için bu korkunç düzenin mimarlarından hesap soracağız. Tüm yurttaşlarımıza sesleniyoruz, en temel ihtiyaçlarınız için patronlara haybeye milyarlarca lira para ödenmesini isteyen bu sisteme son verebiliriz. Bunların kurduğu düzen yıkılmalıdır. Hep birlikte mücadele edersek yıkılabilir, insanca hakça yaşayacağımız bir düzeni hep birlikte kurabiliriz.

Türkiye’de asgari ücretle çalışmak, adeta fakirliğe mahkum edilme haline geldi. Bugün dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 10 bin 400 lira iken, iki kişinin asgari maaşı bu sınırın altında kalıyor. AKP kendi karakterine uygun olarak, bir elle verdiği zammı, diğer eliyle toplumun cebinden kaşla göz arasında kepçeyle çekmektedir. Bu zam yetersizdir ve enflasyonun çıldırdığı Türkiye’de vitrin süsü olmaktan öteye geçemez. Artık Türkiye’de yaşayan her vatandaş, her mühendis, öğretmen, işçi, doktor, öğrenci, hayatta kalma mücadelesi vermektedir.

Toplumda belli standartları korumak için, herkes en azından insanca hayatını sürdürsün diye olması gereken asgari ücret, devlet eliyle herkesi güvencesiz hale getirmiş, Türkiye’yi yoksullukta birleştirmiştir. Yine yurttaşlarımıza sesleniyoruz: Biraz dikkatli baktığımızda AKP’nin tüm ekonomik tercihlerinin ülkenin tepesine çökmüş, toplumun yüzde 1’i bile etmeyen azgın azınlıktan yana olduğunu görüyoruz. O azgın azınlık rahat yaşasın diye bu ülkenin yüzde 99’undan fazlası sürekli yoksullaşıyor ve onların zenginliğinin bedelini biz, halk ödüyor. AKP’nin yoksulluğa mahkum ettiği bizler, bu ülkenin yüzde 99’unu oluşturan emeği ile geçinmeye çalışanlar birleşmeli ve bu düzenin kaderimiz olmadığını göstermeliyiz.

Paylaşın

HDP, TİP ve Sol Parti Üçüncü İttifakı Kuruyor

Cumhur ve Millet ittifakına alternatif üçüncü ittifak için harekete geçen Halkların Demokratik Partisi (HDP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ile Sol Parti, “Sol İttifak” olarak anılacak olan bir ittifak kuruyor. Sol İttifak’ın parlamento seçimlerine ayrı gireceği ancak muhalefetin belirleyeceği ortak cumhurbaşkanı adayını destekleyeceği  değerlendiriliyor.

Cumhuriyet’ten Erdem Sevgi’nin haberine göre; Millet İttifakı içinden “yeni bir sağ ittifak çıkacak” iddiaları konuşulurken Cumhur ve Millet’e alternatif olarak kurulması planlanan üçüncü ittifakın “soldan geleceği” öğrenildi. Edinilen bilgilere göre “TBMM’de sandalye sahibi olan HDP ve TİP’in yanı sıra Sol Parti’nin de kuruluş aşamasında yer alacağı” belirtilen üçüncü ittifakın ilerleyen dönemde “EMEP ve TKP gibi diğer sol partilerin de katılımı ile genişleme ihtimalinin olduğu” kaydediliyor. HDP’nin “sol ittifakta yer alması” durumunda, Cumhur İttifakı’nın ortakları AKP ve MHP’nin sıkça kullandığı ‘Millet İttifakı’nın gizli ortağı HDP’ söylemine son vermek durumunda kalacağı” değerlendiriliyor.

“Ortak adaya destek”

Edinilen bilgiye göre, sol ittifakın kurulması durumunda, olası erken seçim ya da Haziran 2023’te yapılacak seçimde “‘parlamento yarışı’ ve ‘cumhurbaşkanı adaylığı’ başlıklarında iki ayrı yol izleyecek”. Adları sol ittifak ile anılan siyasi partilerin Meclis’teki muhalefet bloğu ile birlikte “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine” karşı olduğu biliniyor.

Bu kapsamda “sol ittifakın TBMM’de sandalye edinmek için kendi kapsamı içinde kalacağı” ancak “cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacağı” belirtiliyor. Sol İttifak’ın, “AKP ve MHP tarafından Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanan Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında, ‘muhalefet bloğunun’ belirleyeceği ortak adayı destekleyeceği” kaydediliyor.

“CHP’de gündeme geldi”

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, 5 Kasım’da Kocaeli’de gazetecilere yaptığı açıklamada, “ittifaklara kapalı bir parti olmadıklarını” belirterek HDP ile görüştüklerini söylemişti. Baş, “HDP ile bazı konularda benzer düşünmediklerini” vurgulayarak “Temel bir takım yaklaşımlarda ortaklaştıktan sonra yeni bir ittifak mümkün. İttifaklar HDP’yi kapsamalı” değerlendirmesinde bulunmuştu. Bu gelişmenin ardından Baş, önceki gün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti.

Edinilen bilgiye göre, Kılıçdaroğlu ve Baş’ın parti heyetlerinin de katılımıyla yaptıkları toplantıda gündem maddelerinden biri üçüncü ittifak oldu. Toplantıda seçim sürecinde izlenmesi planlanan yol haritasına ilişkin bilgi veren Baş’ın “yeni kurulacak ittifakın önemine” dikkat çektiği, Kılıçdaroğlu’nun da “sol ittifakın demokrasiye katkı sağlayacağı” yönünde görüş bildirdiği öğrenildi.

Paylaşın

TİP’ten HDP’ye Ziyaret: Seçim İttifakının Çerçevesi Netleşmeli

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, TİP Merkez Komite Üyesi Doğan Ergün, TİP Sözcüsü Sera Kadıgil’den oluşan heyet Halkların Demokratik Partisi’ni (HDP) ziyaret etti. TİP heyeti, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Eş Genel Başkan Yardımcısı Tuncer Bakırhan ve HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan’dan oluşan heyet ile görüştü. 

Haber Merkezi / Görüşmede konuşan TİP Genel Başkanı Erkan Baş, HDP’nin yayınladığı tutum belgesi ve deklarasyonu önemsediklerini belirterek, deklarasyonu TİP olarak kendi aralarında değerlendirdiklerini söyledi.

Bu deklarasyonun herkes gibi kendilerine de sorumluluk yüklediğini belirten Erkan Baş, “3’üncü yol mu deriz, 3’üncü ittifak mı deriz, başka bir isimle mi isimlendiririz ama bu mesele artık hayati derecede ihtiyaç haline gelmiştir, bu sorumluluk bizim omuzlarımızdadır” dedi.

“Seçim İttifakının Çerçevesi Netleşmeli”

Oluşacak ittifakın seçim ittifakıyla sınırlandırılmaması gerektiğini belirten ve “Türkiye’nin ezilenlerinin bir araya geldiği mücadele birlikteliğinin” kurulmasını öneren Erkan Baş, 3’üncü ittifakın genişlemeye açık olması gerektiğini söyledi. TİP Genel Başkanı Erkan Baş, olası bir seçim ittifakının da çerçevesinin şimdiden netleştirilmesi gerektiğini belirtti.

TİP’in çizdiği çerçeveyi, HDP deklarasyonuna yönelik tutumunu çok kıymetli bulduklarını belirten HDP Eş Genel Başkanı Sancar ise “Bir yöntem ve model oluşturma konusunda hemfikiriz. Biz mümkün olabilecek en geniş mazlumlar, mağdurlar, ezilenler ittifakından yanayız” dedi.

İttifakın ilkeler üzerinden şekillenmesi gerektiğini belirten Sancar, bu ittifakta mevcut gidişattan, Türkiye’nin yönetilme biçiminden rahatsız olan herkesin ve her kesimin yer alması gerektiğini söyledi.

“Türkiye’nin demokratik geleceğini inşa etme…”

Seçim süreciyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan HDP Eş Genel Başkanı Sancar, 3’üncü ittifakın etrafında bir araya gelebilecek 10 milyonluk seçmen kitlesinin Türkiye’nin demokratik geleceğini inşa etme konusunda belirleyici bir rol oynayacağını belirtti.

Mithat Sancar, “Önümüzde önemli imkanlar var, saha ve şartlar bana göre her zamankinden daha olgun bu çalışmayı yürütmek için. Başka partilerden ve çevrelerden gelecek öneri ve değerlendirmeleri dikkate alarak ittifak stratejisi adım adım somutlaştıracağız” diye konuştu.

HDP adına uzun süredir sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerle görüşen Tuncer Bakırhan ise daha önce de benzer çalışmalar yürüttüklerini ancak ilk kez bu düzeyde bir ilgi ile karşılaştıklarını ifade etti.

Paylaşın