Türkiye İşçi Partisi (TİP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), ve Toplumsal Özgürlük Partisi’nin (TÖP) oluşturduğu “Emek ve Özgürlük İttifakı” resmen kuruldu.
“Hep birlikte başaracağız” sloganıyla İstanbul’da ilan edilen ittifakın deklarasyonunda ekonomiden yoksulluğa, Kürt meselesinden temel hak ve özgürlüklere kadar çok sayıda başlık yer aldı.
Türkiye siyasal yaşamında seçimlere girerken üçüncü ittifak olarak ilan edilen “Emek ve Özgürlük İttifakı”nın seçimlere etkisi de merak konusu. Kamuoyu araştırmacılarına göre ittifak özellikle cumhurbaşkanlığı seçimleri için “kilit” konumda.
‘Emek Ve Özgürlük İttifakı doğru bir stratejiyle soluk getirebilir’
Gazete Duvar’dan Serkan Alan’a konuşan Yöneylem Sosyal Araştırmalar Merkezi Genel Koordinatörü Derya Kömürcü’ye göre gelecek seçimler bir tür rejimin oylanacağı, cumhurbaşkanlığı seçiminin ağırlıklı olacağı bir seçim olacak. Bu durumun Emek ve Özgürlük İttifakı’na imkân sağladığını belirten Kömürcü, “Altılı Masa’nın yaptığı muhalefetten memnun olmayan seçmen grubu çok rahatlıkla cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefetin ortak adayına oy verebilir ama diğer tarafta HDP, EMEP, TİP gibi partilerin olduğu daha çok ‘hesaplaşmanın’ altını çizen partilere oy verebilirler. Bu yeni ittifak o seçmen grubunun dikkatini çekebilir” dedi.
Yaptıkları araştırmalarda HDP’nin oy oranının düşmediğini, “İktidar barajı yüzde 10’dan 7’ye indirip HDP’ye destek veren metropollerdeki daha demokrat, sol, sosyalist insanların HDP’den oylarını çekmesini beklediyse böyle bir şey görmüyoruz” ifadeleriyle açıklayan Kömürcü’ye göre ittifakın yüzde 12’nin üzerinde bir oy potansiyeli bulunuyor.
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın “doğru bir stratejiyle” yeni bir soluk getirebileceğini belirten Kömürcü, “doğru stratejiyi” ise şu ifadelerle açtı:
“HDP uzunca zamandır çok zor siyaset yapıyor. Tarihsel olarak güçlü olduğu bölgelerde gücünü koruyor ama Türkiye partisi olmak açısından ciddi sıkıntılar yaşıyor. İktidarın baskılarından da kaynaklı marjinalleştirildi. O anlamda bu ortaklaşma ittifaka yeni bir açılım sağlayabilir. Tüm Türkiye’ye söz söyleyebilen bir siyasal yapı olarak seçmenlerin karşısına çıkabilir. HDP, ismiyle seslenemeyeceği, oy alamayacağı seçmenlerden diğer bileşenlerin isimleriyle daha kolay oy alabilir. “
‘Kimse hayal kurmasın’
Araştırmacı Derya Kömürcü’ye göre Emek ve Özgürlük İttifakı’nın tavrı özellikle cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çok etkili olacak. “Bu ittifaka oy verecek seçmenlerin desteğini almayan, alamayacak olan muhalefet adayı cumhurbaşkanı seçilemez. Kimse hayal görmesin” ifadelerini kaydeden Kömürcü sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tek başına yüzde 50’yi geçen adayımız var, onu aday gösterirsek cumhurbaşkanı seçtiririz’ gibi sözler çok düşük ihtimaller. Gerçek olan şu. Altılı Masa birlikteliğini bozmayacak ama aynı zamanda Emek ve Özgürlük İttifakı’nın seçmenlerinin de destek verebileceği bir ortak aday bulacaklar. Ancak o koşulda olur. Hatta bu koşul birinci turda olmalı ki seçim riske girmesin. Çünkü seçimin ikinci tura kalması durumunda Meclis aritmetiğinden dolayı birtakım riskler açığa çıkabilir. Cumhur İttifakı belli sayıda milletvekili çıkarırsa, ikinci tur öncesi ‘istikrarsızlık’ vurgusu yaparak seçmenleri etkileyebilir. “
‘Ne İYİ Parti’nin ne de HDP’nin desteği olmadan muhalefetin kazanma olasılığı yok’
Aksoy Araştırma Kurucusu ve Sosyal Demokrasi Vakfı SODEV Başkanı Ertan Aksoy’a göre Emek ve Özgürlük İttifakı’nın kurulması, “HDP Altılı Masa’da var, yok” tartışmasına netlik kazandırdı.
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın “Türkiye’nin bugün ihtiyaç duyduğu” kamucu politikalara dair gündem oluşturma potansiyelinin yüksek olduğunu belirten Aksoy, “Hatta bunun Altılı Masa’yı etkileme ihtimalini de görüyorum. Toplumda da bugün yaptığımız ölçümler daha çok kamucu politikaya talep olduğunu da gösteriyor” dedi.
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın HDP dışındaki bileşenlerine bakıldığında oy oranının az fakat etkisinin yüksek partilerden oluştuğunu, bunun oy akışında “olumlu” etki yaratabileceğini belirten Aksoy’a göre de ittifak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kritik konumda olacak.
İktidarın karşısındaki muhalif bloklardan herhangi birinin desteğinin olmaması durumunun “muhalefetin kazanma ihtimalini” son derece sarsacağını belirten Aksoy, “İYİ Parti gibi HDP gibi büyük seçmen gruplarını tutan siyasi partiler özelinde baktığınızda daha da büyük bir etkiye sahip. Bugün ne İYİ Parti’nin ne de HDP’nin desteği olmadan muhalefetin kazanma olasılığı yok. Bu iki partinin de desteğinin net olarak muhalefetin adayının arkasında olması lazım ki seçim muhalefet adına kazanılabilsin” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Siyasi karar vericiler ne der bilemiyorum fakat Emek ve Özgürlük İttifakı seçmeninde muhalefetin adayına oy verme konusunda ciddi bir kararlılık görülüyor. İsimlere dair desteğin tonu değişebiliyor ama anlamlı bir grubu bugün için diğer muhalefetin adayına oy vereceğini söylüyor. Potansiyel olarak görülen her isim anlamlı bir destek görüyor. En yüksek oranda destek Kemal Kılıçdaroğlu’na gözleniyor.”
‘Türkiye siyasetinde yeni bir alan oluştururlar’
MAK Danışmanlık Başkanı Mehmet Ali Kulat’a göre HDP, yaptıkları araştırmalarda oy kaybı yaşamayan parti olarak dikkat çekiyor. Seçim öncesinde yapılan anketlerde özellikle metropollerde yaşayan HDP’li seçmenlerin kendisini kamufle ettiğini belirten Kulat, bugün HDP için anketlerde çıkan yüzde 8 gibi oy oranlarının gerçekte 2-3 puan üzerinde bir orana denk düştüğünü söyledi.
Emek ve Özgürlük İttifakı’nı oluşturan HDP dışındaki diğer partilerin anketlerdeki oy oranlarının yüzde 1’i bulmadığının söylenebileceğini belirten Kulat, yüzde 10+1’in 11 sonucu ortaya çıkarmadığını ifade ederek şunları söyledi:
Emek ve Özgürlük İttifakı’nı oluşturan partilerin oy oranı yüzde 11 çıkmaz. 12 eder, 13 eder yani yeni bir sinerji oluşturur. Çünkü bunlar aynı yöndeki partiler. Emek ve özgürlükleri önceliyorlar. Bu iki kavram Türkiye’de şu anda siyaset yapan herkesin öncelemesi gereken kavramlar. Bu iki kavramı önceleyen her parti normalin üzerinde bir destek bulur. HDP’nin beraber olduğu bu partiler de kendi oy oranlarının üzerinde bir sinerji yakalarlar. Türkiye siyasetinde yeni bir alan oluştururlar. “
‘HDP şu anda Türkiye’nin en kritik partisi’
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ayrı bir konu olduğunu, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bir aday çıkarması durumunda özellikle Millet İttifakı seçmeninin bu ittifakı “oyun bozucu” olarak görebileceğini belirten Kulat, “Emek ve Özgürlük İttifakı eğer aday çıkarmaz, Cumhur İttifakı’nın karşısında, Altılı Masa’nın yanında durursa doğal olarak oy oranlarında bir artış gündeme gelebilir” dedi.
Mevcut tabloda cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalmayacağını, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın aday çıkarması halinde seçimin ikinci tura kalacağını söyleyen Kulat, “Seçim ikinci tura kalırsa büyük ihtimalle yarışı Cumhurbaşkanı Erdoğan kazanır” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü Altılı Masa’nın çıkaracağı adayın yanı sıra Emek ve Özgürlük İttifakı da aday çıkarırsa, rekabet edecekleri için bu durumun toparlanması mümkün olmayabilir. O nedenle Emek ve Özgürlük İttifakı’nın tutumu çok kritik. HDP şu anda Türkiye’nin en kritik partisi. HDP her halükârda 50+1’i bulabilmesi için hem Cumhur İttifakı hem de Millet İttifakı’na gerekli olan seçmen grubunu bünyesinde bulunduruyor. “
‘Kürt seçmenin nezdinde çok büyük bir yankısı yok’
Araştırmacı Reha Ruhavioğlu’na göre Emek ve Özgürlük İttifakı’nın etkisinin nasıl olacağını söylemek bugünden çok net değil. “Siyasete yeni bir heyecan getireceğini ön görmek de çok gerçekçi görünmüyor. Çünkü HDP dışındaki partiler çok oy desteği olan büyük partiler değil” diyen Ruhavioğlu’na göre ittifak içerisinde yer alan partilerin stratejik seçime girme adımları olursa parlamento çoğunluğuna etki açığa çıkabilir.
Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili “üçüncü bir aday” durumunun şimdilik söz konusu olmadığını, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayını bekleyeceğini söyleyen Ruhavioğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“İttifak içinde kendi imkânı kısıtlı olan partiler bazı illerde HDP’nin lojistik desteğiyle daha fazla bir etkinliğe kavuşacaklardır. Kürt seçmen nezdinde burada çok büyük bir yankısı yok. ‘HDP Batı’dan bazı partilere destek çıkarak onların temsil edilmesini sağlıyor’ gibi bir sonuç çıkıyor. Zaten HDP’nin HDP’yken de bunu yaptığını Kürt seçmen biliyordu. Burada ekstra olumlu ya da olumsuz bir yansımasının olacağını zannetmiyorum.”