İntraduktal papillom nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi

Göğüs tümörleri her zaman kanserin göstergesi değildir. İyi huylu meme tümörleri de yumrulara neden olabilir. Bu tümörlerden biri de intraduktal papillomadır. İntraduktal papilloma, memede bir süt kanalında oluşan küçük, iyi huylu bir tümördür. Bu tümörler bez ve lifli dokudan ve ayrıca kan damarlarından oluşur. 

En sık 35 ile 55 yaşları arasındaki kadınlarda görülürler. İntraduktal papilloma için bilinen bir risk faktörü yoktur.

İntraduktal papilloma türleri nelerdir?

Tek bir tümör büyük süt kanallarında büyüdüğünde buna soliter intraduktal papilloma denir. Genellikle meme ucunun yakınında küçük bir yumru olarak hissedilir ve meme başı akıntısına veya kanamaya neden olabilir. Bu tür bir yumru, daha yüksek meme kanseri riski ile ilişkili değildir.

Meme ucundan daha uzaktaki kanallar daha küçüktür ve bu bölgedeki papillomlar tipik olarak küçük tümör kümeleri şeklinde ortaya çıkar. Bu tümörlere çoklu papillom adı verilir ve bunlar biraz daha yüksek meme kanseri riski ile ilişkilendirilmiştir. Bunun nedeni, çoklu papillomların atipik hiperplazi adı verilen kanser öncesi bir meme durumuna bağlanmış olmasıdır.

Papillomatoz adı verilen bir durum bazen intraduktal papillomlarla gruplandırılır. Süt kanallarınızda anormal bir aşırı hücre büyümesi olduğunda gelişir. Papillomatoz ayrıca daha yüksek meme kanseri riski ile ilişkilidir .

İntraduktal papillomun semptomları nelerdir?

İntraductal papilloma, göğüs büyümesine, yumrulara ve meme başı akıntısına neden olabilir . Bazı insanlar da göğüslerinde ağrı veya rahatsızlık hissedebilirler.

Bir intraduktal papilloma meme ucunuzun yakınında daha büyük bir yumru veya meme ucunuzdan daha uzakta birden çok küçük yumru olarak ortaya çıkar. Bu topaklar normalde 1 ila 2 santimetre genişliğindedir, ancak daha büyük de olabilirler. Topağın boyutu, büyüdüğü kanalın boyutuna bağlıdır. Bazen yumruyu bile hissedemezsin.

İntraduktal papilloma semptomları, diğer meme tümörü tiplerine çok benzer. Göğsünüzde bir yumru görürseniz veya hissederseniz, doktorunuza görünmeniz önemlidir. Doktorunuz, sahip olabileceğiniz endişeleri giderebilir ve bir tanı koymaya yardımcı olmak için yumruyu inceleyebilir.

Emziren annelerde bu olabilir mi?

Ya emziren bir annenin göğsünden kan geliyorsa? Erken emzirmede, ağrılı ve hasarlı meme uçları eşlik ettiğinde, bunun nedeni muhtemelen yetersiz bir mandaldır.

Bu kanama intraduktal papillomadan kaynaklanıyorsa, kanlı akıntı bir göğüste yalnızca bir kanaldan gelecek ve ağrısız olacaktır. Diğer memeyi emzirmeye devam etmelisiniz. Kanayan memeyi pompalayın ve içinde görünür kan bulunan sütü atın. Göğüs pompasında düşük bir ayar kullanın.

Kanama genellikle herhangi bir tedavi olmaksızın kendiliğinden durur. Kanama birkaç gün sürerse, doktorunuza görünün. Tedaviye ihtiyacınız olabilir, ancak bu, emzirmeyi engellememek için özenle yapılabilir.

İntraduktal papilloma nasıl teşhis edilir?

Doktorunuz, intraduktal papillomunuz olduğundan şüphelenirse bir meme ultrasonu önerebilir. Bu tür görüntüleme testi, papillomları göstermede standart bir mamogramdan daha etkilidir. Bununla birlikte, diğer anormallik türlerini kontrol etmek için bir mamografi de yapılacaktır. Ek testler de yapılabilir;

Bir meme biyopsisi kanseri ekarte etmek için yapılabilir. Göğüs biyopsisinde doktorunuz meme dokunuza ince bir iğne yerleştirecek ve bazı hücreleri alacaktır. Bu tür biyopsiye ince iğne aspirasyonu denir. Meme ucu akıntısı yaşıyorsanız, doktorunuz cerrahi biyopsi yapmak isteyebilir. Bu, göğüs dokunuzu daha ayrıntılı incelemelerine olanak sağlayacaktır. Meme ucu akıntınız varsa, doktorunuz kanser hücrelerini aramak için meme akıntısının mikroskobik incelemesi yapmak isteyebilir.

Bir duktogram ayrıca doktorunuzun tanı koymasına yardımcı olabilir. Bu, meme başı akıntısının altında yatan nedeni belirlemeye yardımcı olan bir tür X- ışınıdır. Bir duktogram sırasında, göğüs kanallarınıza kontrast boya enjekte edilir, böylece doktorunuz onları röntgenlerde daha kolay görebilir.

İntraduktal papilloma nasıl tedavi edilir?

Bu durum için standart tedavi, papillomayı ve süt kanalının etkilenen kısmını çıkarmak için ameliyatı içerir. Ameliyat tipik olarak genel anestezi altında yapılır, bu da işlem sırasında uykuda olacağınız anlamına gelir. Durumun ciddiyetine bağlı olarak, bir gece hastanede kalmanız gerekebilir veya gerekmeyebilir. Kesi yerinden küçük bir yaranız olacak, genellikle meme ucunuzun yakınında. Başlangıçta bir yara izi bıraksa da zamanla yara izi kaybolur. Ameliyat sırasında çıkarılan dokularda kanserli hücrelerin varlığı test edilecektir. Kanserli hücreler bulunursa daha fazla tedavi gerekli olabilir.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Paylaşın

Papillit (optik nörit) nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi

Optik nörit olarak da bilinen papillit, optik sinirin iltihaplanmasını ifade eden genel bir terim, ancak aynı zamanda optik sinirin dejenerasyonunu veya demiyelinizasyonunu içerir; optik diskin arkasındaki optik siniri etkileyen bir durum olan retrobulber nöriti içerir (yani, optik atrofi oluşmadıkça optik sinir başında hiçbir görünür değişiklik yoktur).

Papilliti olan bireyler, bir gözde başladıktan birkaç saat sonra meydana gelebilecek görme kaybı yaşarlar. Görme bozukluğunun ciddiyeti, hafif görme yetersizliğinden tam ışık algısı kaybına kadar değişen durumdan duruma değişebilir. Ek olarak, etkilenen bireyler renk algısında bir azalma yaşarlar. 

Bazı durumlarda kendiliğinden iyileşme meydana gelebilir. Ancak, diğer durumlarda, altta yatan neden tespit edilmezse veya tedavi edilmezse kalıcı görme bozukluğu ortaya çıkabilir. Papillit bilinmeyen nedenlerle, viral bir hastalıktan sonra veya bir dizi farklı altta yatan bozukluk veya diğer faktörlerden dolayı veya bunlarla bağlantılı olarak ortaya çıkabilir.

Nedenleri;

Papillitin birçok olası nedeni vardır. Bunlar;

  • Multipl skleroz ve ensefalomiyelit gibi sinirlerin zarına (demiyelinizan hastalıklar) zarar veren hastalıklar
  • Çocuk felci, kızamık, pnömoni veya menenjit gibi viral veya bakteriyel enfeksiyonlar
  • Diyabet, zararlı anemi ve hipertiroidizm gibi beslenme veya metabolik bozukluklar
  • Diğer hastalıkların ikincil komplikasyonları; metanol, kinin, salisilatlar ve arsenik gibi toksik maddelere reaksiyonlar; ve travma
  • 60 yaşın üzerindeki hastalarda papillitin yaygın bir nedeni temporal arterittir (dev hücreli arterit). Bu gibi durumlarda papillit diğer göze yayılarak iki taraflı körlüğe neden olabilir

Belirtileri;

Papillit belirtileri arasında görme kaybı, gözde ağrı ve doğru renk görüşüne müdahale (diskromatopsi) bulunur. Papillitli bireyler genellikle tek taraflı görme kaybı yaşarlar. Görme bozukluğunun yoğunluğu, hafif görme yetersizliğinden tam ışık algısı kaybına kadar değişir. Ayrıca, bireyler renk algısında bir azalma yaşarlar.

Tanısı;

Papillit tanısı çoğu zaman göz muayenesi ile konulabilir. Görme alanı ve görme siniri kalınlığının ölçülmesi tanının kesinleştirilmesi ve tedavinin takibinde faydalı yöntemlerdir. Papillit tanısını koymak bazen zaman alabilir çünkü hastalık genellikle yavaş ilerler ve hastanın şikayetlerinin bulunduğu erken dönemde doktorun saptayabileceği bulgular henüz ortaya çıkmamış olabilir. Tanıyı koymaktan daha önemli ve zor olanı ise altta yatan başka hastalık olup olmadığını saptamaktır. Bu nedenle MR tetkiki ve nöroloji uzmanından görüş istemek gerekebilir.

Tedavisi;

Çoğu olgu (özellikle çocukluk çağında görülen optik nöritler) herhangi bir tedavi almasa bile eski görme seviyesine yakın düzeylerde görme seviyesine kavuşur (Genellikle birkaç hafta içinde düzelme başlar ve aylarca sürebilir). Öncelikle altta yatan nedeni bulunmalıdır. Tedavi nedene yöneliktir. Bakteriyel veya viral etyoloji varsa, antibiyotik veya antiviral tedavi uygulanır.

Eğer yapılan testler sonunda herhangi bir neden bulunamaz ise yüksek dozda kortizon tedavisi tek seçenektir. Metilprednizolon intravenöz olarak 3 gün boyunca 500 mg veya 1000 mg /gün verildikten sonra Prednizon 1 mg/kg/gün oral yoldan 11 gün boyunca verilir. Daha sonra steroid dozu azaltılarak kesilir. Oral Prednizon kendi başına yarar sağlamaz hatta zarar verebilir.

Steroid kullanımı iyileşme sürecini hızlandırsa da sonuç görme düzeyine etkisi maalesef yoktur. Ne zaman göz doktoruna sevk edilmeli Bir hasta tek göz veya iki gözde görme seviyesinde azalmadan bahsediyorsa, renk görmesinde sorun varsa, rölatif afferent pupil defekti varsa, göz hareketleri ile ağrı oluyorsa, oftalmoskopik muayenede optik sinir sınırları net seçilemiyor, hiperemi ve ödem varsa hemen göz hekimine sevk edilmelidir.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Paylaşın

Endoftalmi nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi

Endoftalmi, göz içindeki şiddetli enflamasyonu tanımlamak için kullanılan terimdir. Enflamasyona bir enfeksiyon neden olur. Bazı göz cerrahisi türlerinde veya gözün dışarıdan bir cisimle delinmesi durumunda ortaya çıkabilir.

Endoftalmi çok nadirdir, ancak ortaya çıkarsa acil bir tıbbi durumdur.

Endoftalmi semptomları;

Enfeksiyondan sonra semptomlar çok çabuk ortaya çıkar. Tipik olarak bir ila iki gün içinde veya bazen ameliyattan veya göze travmadan altı gün sonrasına kadar ortaya çıkarlar.

  • Ameliyattan sonra kötüleşen göz ağrısı veya gözün yaralanması
  • Görme kaybı
  • Kırmızı gözler
  • Gözde irin
  • Şişmiş göz kapakları

Belirtiler, ameliyattan altı hafta sonra olduğu gibi daha sonra da ortaya çıkabilir. Bu semptomlar;

  • Bulanık görme
  • Hafif göz ağrısı
  • Parlak ışıklara bakmakta zorluk

Bu semptomlardan herhangi birini fark ederseniz, hemen bir doktora görünün. Endoftalmi ne kadar erken tedavi edilirse, ciddi görme sorunlarına neden olma olasılığı o kadar azdır

Endoftalminin nedenleri;

İki ana endoftalmi türü vardır. Biri eksojen endoftalmidir, yani enfeksiyon gözün içine dışarıdan bir kaynaktan geçer. İkincisi endojen endoftalmidir, yani enfeksiyon göze vücudun başka bir yerinden yayılır.

Eksojen endoftalmi en yaygın formdur. Ameliyat sırasında göze yapılan bir kesik sonucu veya gözün yabancı bir cisim tarafından delinmesi sonucu ortaya çıkabilir. Bu tür kesikler veya açıklıklar, enfeksiyonun göz küresinin içine girme olasılığını artırır.

Eksojen endoftalmi, spesifik göz ameliyatları ile daha sık görülmektedir. Örneğin biri katarakt ameliyatı. Bu tür enfeksiyonla daha sık sonuçlanan diğer ameliyatlar, göz küresinin içinde yapılan ameliyatlardır. Buna göz içi cerrahi denir.

Eksojen endoftalmi için risk faktörleri arasında gözün arkasında ekstra sıvı kaybı, zayıf yara iyileşmesi ve daha uzun ameliyat süresi bulunur.

Delici bir göz travmasından sonra, endoftalmi için risk faktörleri;

  • Yabancı cismin veya cismin bir parçasının gözünüzde kalması
  • Kesiği onarmak için 24 saatten fazla beklemek
  • Gözünüze toprak girme olasılığınızın daha yüksek olduğu kırsal ortamlarda olmak
  • Glokom filtreleme gibi belirli tipte glokom ameliyatı geçiren kişiler, yaşam boyu endoftalmi geliştirme riski altındadır

Teşhis;

Doktorunuz, genellikle bir göz doktoru (göz sağlığı konusunda uzmanlaşmış bir doktor), semptomların endoftalmiden kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak için muhtemelen birkaç şey yapacaktır. Gözünüze bakacaklar ve görüşünüzü test edecekler. Göz küresinde herhangi bir yabancı cisim olup olmadığını görmek için ultrason isteyebilirler.

Bir enfeksiyondan şüpheleniliyorsa, doktorunuz vitröz musluğu adı verilen bir test yapabilir. Bu, göz kürenizden bir miktar sıvı almak için küçük bir iğne kullanmayı içerir. Sıvı daha sonra test edilir, böylece doktorunuz enfeksiyonu tedavi etmenin en iyi yolunu söyleyebilir.

Endoftalmi tedavisi;

Tedavisiendoftalmi kısmen durumun nedenine bağlıdır. En kısa sürede antibiyotik almak çok önemlidir. Antibiyotikler küçük bir iğne ile gözün içine yerleştirilir. Bazı durumlarda şişliği azaltmak için bir kortikosteroid eklenebilir. Sadece çok nadir ve daha ciddi durumlarda genel antibiyotik verilir.

Gözde yabancı cisim varsa, nesneyi olabildiğince çabuk çıkarmak da aynı derecede önemlidir. Asla bir nesneyi gözünüzden tek başınıza çıkarmaya çalışmayın. Bunun yerine acil tıbbi yardım isteyin. Semptomlar genellikle tedaviye başladıktan birkaç gün sonra düzelmeye başlar.

Tedaviden kaynaklanan komplikasyonlar;

Endoftalmi tedavisinden kaynaklanan komplikasyonlar, doktorunuzun göz bakımı tavsiyesine uyarak azaltılabilir. Özellikle reçete edilen göz damlalarını veya antibiyotikli göz merhemlerini nasıl ve ne zaman koyacağınızı bildiğinizden emin olun. Bir göz bandı reçete edilmişse, yamayı nasıl ve nereye yerleştireceğinizi de bilmelisiniz. Yamayı yerinde tutmak için banda ihtiyacınız olabilir.

Endoftalminin önlenmesi;

Odun kesmek gibi bir nesnenin gözünüze kaçmasına neden olabilecek herhangi bir şey yaparken veya temas sporları sırasında koruyucu gözlük kullanın. Bunlar;

  • Gözlük
  • Göz siperlği
  • Kasklar

Göz ameliyatı geçirirseniz, doktorunuzun ameliyat sonrası talimatlarını izleyin. Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Paylaşın

Panik (atağı) bozukluğu nedir? Belirtileri, Tedavisi

Panik bozukluğu, tekrarlayan ve beklenmedik panik ataklar yaşadığınızda ortaya çıkar. Panik atakları dakikalar içinde zirveye çıkan ani yoğun korku veya rahatsızlık dalgalanmalarıdır. Bozukluğu olan insanlar panik atak geçirme korkusu yaşarlar. Belirgin bir nedeni olmayan ani, ezici bir dehşet hissettiğinizde panik atak geçiriyor olabilirsiniz. Kalp çarpıntısı, nefes alma güçlüğü ve terleme gibi fiziksel semptomlar yaşayabilirsiniz.

Çoğu insan hayatında bir veya iki kez panik atak geçirir. Panik bozukluğu, en az bir ay (veya daha fazla) kalıcı endişe veya tekrarlayan ek panik ataklar (veya sonuçları) konusunda endişe yaşadıktan sonra başka bir panik atak geçirme korkusuyla karakterizedir.

Bu bozukluğun semptomları oldukça şiddetli ve korkutucu olsa da, tedavi ile yönetilebilir ve iyileştirilebilir. Tedavi aramak, semptomları azaltmanın ve yaşam kalitenizi iyileştirmenin en önemli parçasıdır.

Panik bozukluk ne sıklıkta görülür?

Yaşam boyu en az bir panik nöbeti geçirme olasılığı %10’dur. Hemen her yaşta başlayabilmekle beraber erişkin dönemde başlangıç daha sıktır. Kadınlarda, erkeklere göre 2- 3 kat fazla görülür. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı azalır. 65 yaş üzerinde görülmesi daha nadirdir.

Panik bozukluğu agorafobi ile birlikte olabilir. Agorafobi, yalnız sokağa çıkmaktan, kapalı bir yerde (otobüs veya sinema salonu) sıkışıp kalmaktan, çıkamamaktan duyulan aşırı korkudur. Böyle durumlarda bireyler, panik atağı geçireceğinden veya utanılacak bir duruma düşeceklerinden ve yardım alamayacaklarından aşırı korku duyarlar. Bu durumlardan kaçınırlar veya güvenlik sağlayıcı davranışları devreye sokarlar (biriyle dışarı çıkmak, kapıya en yakın yerde oturmak gibi).

Panik bozukluk nedenleri nelerdir?

Diğer ruhsal rahatsızlıklarda olduğu gibi panik bozukluğun etiyolojisinde ruhsal ve biyolojik etkenler birlikte etkileşerek rol oynamaktadırlar.

Bedensel duyumların yanlış yorumlanması ve felaketleştirilmesi gibi çarpıtmaların korkuyu tetikleyerek tam bir atağı başlatması, ayrılık anksiyetesi veya öfkeden duyulan rahatsızlık gibi etkenler ve ölüm korkusu gibi etmenler ruhsal etkenleri oluşur.

Belirtileri;

  • Ani tuvalet ihtiyacı
  • Ateş basması
  • Baş dönmesi
  • Baygın hissetme
  • Boğulma hissi
  • Dehşet hissi ya da ölme korkusu
  • Genel Titreme
  • Göğüs ağrısı
  • Hızlı kalp atışı
  • Kulaklarda çınlama
  • Kuru ağız
  • Mide bulantısı
  • Nefes darlığı
  • Parmaklarda karıncalanma
  • Terleme
  • Üşüme
  • Uyuşma veya iğne batması hissi
  • Vücuttan kopuk hissetmek

Teşhisi;

Panik bozukluğu şikayetleriyle kişinin hekime başvurmasının ardından hekim, atakların sıklığını, atak sırasında neler hissedildiğini, bu durumun kişinin hayatında ne gibi olumsuzluklar oluşturduğunu sorgular. Ailede panik bozukluğu öyküsü varlığı araştırılır. Bazı durumlarda diğer olası sağlık problemlerinin ekarte edilmesi gerekebilir. EKG, EKO ve efor testi gibi testlerle kişinin kalp sağlığı hakkındaki kuşkular giderilir. Yaşananların psikolojik kaynaklı olması durumunda tanı netleştirilir ve uygun tedaviye başlanır.

Tedavisi;

Panik bozukluğu tıbbi tedavisi bulunmaktadır. Ancak tedaviyi kestikten sonra bazı vakalar tekrarlama göstermektedir. Panik bozukluğu tedavisinde ilaç tedavisinin ‌yanısıra gevşeme ve solunum egzersizleri faydalı bulunmuştur. Panik bozukluğu tedavisinde hipnoz kullanılan başka bir terapi yöntemidir. Hipnoz esnasında yapılan telkinlerle bazı kişilerin korkularından kurtulduğu gözlenmiştir. Panik bozukluğu hastalarına ayrıca düzenli egzersiz yapmaları önerilir. Egzersiz esnasında beyindeki kimyasal maddeler arasında denge sağlanmakta ve ‌endorfin miktarı artış göstermektedir. Psikoterapi panik bozukluğu tedavisinde son derece önemli bir yere sahiptir.

Bİr panik bozukluğu hastasıysanız şunlar kesinlikle olmaz:

  • Boğulmazsınız
  • Kalp krizi geçirmezsiniz
  • Kontrolü ve dengeyi kaybetmezsiniz
  • Bayılmazsınız
  • Delirmezsiniz

Eğer panik bozukluğu hastasıysanız şunları yapın. Tedavi planınıza sadık kalın. Yeteri kadar uyuyun. Stresle baş etme becerilerini öğrenin. Alkol, sigara ve aşırı kafein tüketiminden uzak durun. Düzenli egzersiz yapın.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Paylaşın

Kalp çarpıntısı nedir? Nedenleri, Tedavisi

Kalp çarpıntısı, kalbinizin bir atışı atladığı veya fazladan bir atış eklediğine dair durumdur. Bazı kalp çarpıntısı türleri zararsızdır ve tedavi olmaksızın kendiliğinden düzelir. Ancak diğer durumlarda, kalp çarpıntısı ciddi bir duruma işaret edebilir. Kalp çarpıntısı olan bazı kişilerde hiçbir belirti veya komplikasyon olmayabilir.

Bununla birlikte inme, kalp krizi, ani kalp durması ve ölüm riskini önemli ölçüde artırır. Genellikle, “ambulatuvar aritmi izleme” adı verilen tanısal bir test, iyi huylu aritmileri daha kötü huylu aritmilerden ayırt etmeye yardımcı olabilir.

Kalp çarpıntısının olası nedenleri;

  • Yorucu egzersiz
  • Aşırı kafein veya alkol kullanımı
  • Sigara ve puro gibi tütün ürünlerin kullanımı
  • Stres
  • Kaygı
  • Uyku eksikliği
  • Korku
  • Panik
  • Dehidrasyon
  • Hamilelik dahil hormonal değişiklikler
  • Elektrolit anormallikleri
  • Düşük kan şekeri
  • Anemi
  • Aşırı aktif tiroid veya hipertiroidizm
  • Kandaki düşük oksijen veya karbondioksit seviyeleri
  • Kan kaybı
  • Şok
  • Ateş
  • Soğuk ve öksürük ilaçları, bitkisel takviyeler ve besin takviyeleri dahil ilaçlar
  • Astım inhalerleri ve dekonjestanlar gibi ilaçlar
  • Amfetaminler ve kokain gibi uyarıcılar
  • Kalp hastalığı
  • Aritmi veya düzensiz kalp ritmi
  • Anormal kalp kapakçıkları
  • Uyku apnesi

Kalp çarpıntısı çoğunlukla zararsızdır, ancak altta yatan bir hastalığa işaret edebilirler;

  • Konjestif kalp yetmezliği
  • Teşhis edilmiş bir kalp rahatsızlığı
  • Kalp hastalığı risk faktörleri
  • Kusurlu bir kalp kapakçığı

Kalp çarpıntısının nedenini teşhis etmek;

Kalp çarpıntısının nedenini teşhis etmek çok zor olabilir, özellikle de doktor muayenehanesindeyken çarpıntı meydana gelmiyorsa… Doktorunuz bir nedeni belirlemek için kapsamlı bir fiziksel muayene yapacaktır. Aşağıdakilerle ilgili soruları yanıtlamaya hazır olun;

  • Fiziksel aktivite
  • Stres seviyeleri
  • İlaç kullanımı
  • OTC ilaç ve ek kullanımı
  • Sağlık koşulları
  • Uyku düzeni
  • Kafein ve uyarıcı kullanımı
  • Alkol kullanımı
  • Adet geçmişi

Gerekirse doktorunuz sizi kardiyolog denen bir kalp uzmanına sevk edebilir. Bazı hastalıkları veya kalp problemlerini ortadan kaldırmaya yardımcı olacak testler şunlardır;

  • Kan testi
  • İdrar tahlili
  • Stres testi
  • Holter monitörü adı verilen bir makine kullanılarak 24 ila 48 saat boyunca kalp ritminin kaydı
  • Kalbin ultrasonu veya ekokardiyogram
  • Elektrokardiyogram
  • Göğüs röntgeni
  • Kalbinizin elektriksel işlevini kontrol etmek için elektrofizyoloji çalışması
  • Kanın kalbinizden nasıl aktığını kontrol etmek için koroner anjiyografi

Kalp çarpıntısı tedavisi;

Tedavi, çarpıntılarınızın nedenine bağlıdır. Doktorunuzun altta yatan tıbbi durumları ele alması gerekecektir. Çarpıntılarınız sigara içmek veya çok fazla kafein tüketmek gibi yaşam tarzı seçimlerinden kaynaklanıyorsa, yapmanız gereken tek şey bu maddeleri azaltmak veya ortadan kaldırmak olabilir. İlacın neden olabileceğini düşünüyorsanız, doktorunuza alternatif ilaçlar veya tedaviler hakkında danışın.

Ne zaman tıbbi yardım alınmalı?

Kalp çarpıntınız ve teşhis edilmiş bir kalp probleminiz varsa hemen tıbbi yardım isteyin. Aşağıdaki gibi diğer semptomlarla birlikte meydana gelen çarpıntılarınız varsa yine tıbbi yardım alın;

  • Baş dönmesi
  • Zayıflık
  • Bayılma
  • Bilinç kaybı
  • Bilinç bulanıklığı, konfüzyon
  • Nefes almada zorluk
  • Aşırı terleme
  • Göğsünüzde ağrı, basınç veya sıkışma
  • Kollarınızda, boynunuzda, göğsünüzde, çenenizde veya sırtınızda ağrı
  • Dakikada 100 atımdan fazla dinlenme nabız hızı
  • Nefes darlığı

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

 

Paylaşın

Palilali nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi

Etimolojik olarak ‘Palilalia’ kelimesi Yunancadan gelir ve iki kısma ayrılır: ‘tekrar’ anlamına gelen páli ve ‘konuşuyor’ anlamına gelen lalóHecelerin, kelimelerin veya cümlelerin kendiliğinden ve istemsiz tekrarı olan palilalia, kekemeliğe benzer bir dil bozukluğudur. 

Bu bozukluk, bilinçsiz tekrarlar ve bunları gerçekleştirme isteksizliği nedeniyle bir tik olarak kabul edilir. Palilalia, tourette sendromu, otizm veya bazı demanslar gibi patolojilerle ilişkilendirilebilir. Genelde gelişim çağında görülen bir bozukluktur.

Nedenleri;

Palilali’nin tetiklenmesinin nedenlerinden biri, taklit davranışın çocuklarda yaygın ve uyarlanabilir bir tepki olmasıdır, çünkü bunu genel olarak belirli verileri veya bilgileri öğrenmek ve içselleştirmek için kullanırlar. Bununla birlikte, söz konusu çocuklar başka daha işlevsel davranışlar geliştirdiklerinden, bu davranışın zamanla ortadan kalkması yaygındır.

Stres, anksiyete, can sıkıntısı, hayal kırıklığı, gelişimsel bozukluklar, perinatal bozukluklar, vb. faktörler palilali tetiklemektedir. Öte yandan, aşırı dopamin gibi palilali ile ilişkili olabilecek fizyolojik faktörlerin de olduğu öne sürülmüştür.

Belirtileri;

Palilalia, genellikle gelişmekte olan yaştaki çocuklarda görülen bir dil bozukluğu olarak kabul edilir.

Çocuklar tekrarlayan bir şekilde heceler, kelimeler veya tümceler söylerler, ancak aynı zamanda, konuşulan durumun bağlamına uymayan anlaşılmaz sesler, eksik kelimeler veya rastgele kelimeler de söyleyebilirler.

Palilalia, ekolalya ile kolayca karıştırılabilen bir hastalıktır. Ekolalyada hece, kelime veya kelime tekrarı var olduğu dilin başka bir bozukluğudur.

Tedavisi;

Tedavi, rahatsızlığın hastanın günlük yaşamına etkisi derecesine bağlı olarak değişir. Çocukluk davranışlarında  uzmanlaşmış psikologlar tarafından gerçekleştirilen davranış terapileri… Bu terapilere konuşma terapistlerinin yardımı eşlik edebilir.

Daha ciddi vakalarda, nöroleptik ilaçlar, bir uzman tarafından tavsiye edilebilir. Her durumda, çocuk için stresli durumlardan kaçınmak için çocukların ebeveynleri veya velileri her zaman tetikte olmalıdır. Ek olarak, sürekli tekrar etmenin kritik anlarında onları sakinleştiren gevşeme tekniklerini öğrenmek ebeveynler için iyi bir öneridir.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Paylaşın

Psoriasis (sedef hastalığı) nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi

Psoriasis (sedef hastalığı), cilt hücrelerinin hızlı bir şekilde birikmesine neden olan kronik bir otoimmün durumdur. Bu hücre birikimi cilt yüzeyinde pullanmaya neden olur. Pul çevresinde iltihaplanma ve kızarıklık oldukça yaygındır. Tipik psoriatik pullar beyazımsı gümüş rengindedir ve kalın, kırmızı lekeler halinde gelişir. 

Sedef hastalığı, hızlandırılmış cilt üretim sürecinin bir sonucudur. Cilt hücreleri cildin derinliklerinde büyür ve yavaşça yüzeye çıkar. Sedef hastalığı olan kişilerde bu üretim süreci sadece birkaç gün içinde gerçekleşebilir. Bu nedenle cilt hücrelerinin düşecek zamanı yoktur. Bu hızlı aşırı üretim, cilt hücrelerinin birikmesine yol açar

Genellikler ve dizler gibi eklemlerde gelişir. Aşağıdakiler dahil vücudun herhangi bir yerinde de gelişebilirler;

  • Eller
  • Ayak
  • Boyun
  • Kafa derisi
  • Yüz

Daha az görülen sedef hastalığı türleri tırnakları, ağzı ve cinsel organların etrafındaki alanı etkiler

Sedef hastalığı kalıtımsal mıdır, çocuğa geçer mi?

Hastaların %30 ila 40’ında aile öyküsü mevcuttur. 0 kalıtsal bir hastalık değildir. Bir ebeveyn hastaysa çocukta da görülme riski iken, iki ebeveyn birden hastaysa bu oran %41’e yükselmektedir. Olasılıkla mültifaktöriyel bir kalıtım söz konusudur.

Sedef hastalığını tetikleyici faktörler nelerdir?

  • Fiziksel travma; Derinin tahriş edilmesi, kaşınması, kurutucu temizleyiciler, sert keseleme, sürtme
  • Stres; Hem hastalığın ortaya çıkışında hem de şiddetinin artışında önemli rolü vardır
  • Enfeksiyonlar; Özellikle streptokoksik üst solunum yolu enfeksiyonlarının tetikleyici rolü olabilir
  • Sigara ve aşırı alkol tüketimi; Hem hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştıran hem de şiddetini arttırabilen en önemli risk faktörlerindendir
  • İlaçlar; Bazı ilaçların hastalığı tetikleyici rolü bilinmektedir ( Beta blokerler, lityum, antimalaryal ilaçlar, Ace inhibitörleri, terbinafin, kalsiyum kanal blokerleri, bazı ağrı kesiciler…. gibi)

Nedenleri;

Sedef hastalığının kesin nedeni henüz bilinmese de uzmanlar bu hastalığın birden fazla faktörün kombinasyonu nedeniyle ortaya çıktığına inanmaktadır

Bağışıklık sistemindeki bir hata ciltte gereksiz yere iltihaplanmaya, bu da yeni cilt hücrelerinin hızlı bir şekilde çoğalmasına neden olmaktadır

Normalde cilt hücreleri her 10 ila 30 günde bir değiştirilir. Sedef hastalığında ise yeni hücreler her 3-4 günde bir büyür. Bu kadar sık bir şekilde yenileri ile değiştirilen eski hücreler birikerek, ciltte görülen gümüş pulları ortaya çıkarır

Sedef hastalığı aynı aile içindeki bireylerde görülebilir, ancak bazen kuşak atlayabilir. Örneğin, bir dede ile torunu etkilenebilir, ancak çocuğun annesi hastalıktan etkilenmeyebilir. Sedef hastalığı bunun haricinde bireyden bireye geçmez, bulaşıcı değildir

Sedef hastalığının hemen her türünün bir takım ortak tetikleyicileri mevcuttur. Sedef hastalığının canlanmasını tetikleyebilecek bu koşullar arasında ciltte meydana gelen kesikler, sıyrıklar veya cerrahi müdahaleler, duygusal stres, strep enfeksiyonları, bipolar bozukluk için kullanılan lityum, sıtma ilaçları, beta-bloker gibi tansiyon ilaçları, hidroksiklorokin veya antimalaryal ilaçları, özellikle genç erkeklerde aşırı alkol kullanımı ve sigara içilmesi olabilir.

Hastalık özellikle kış dönemlerinde ve soğuk günlerde daha sık görülmektedir. Sıcak, güneşli ve nemli ortamlarda bulunmak hastalığın ortaya çıkması ihtimalini azaltabilir.

Sedef hastalığı olan bazı bireylerde, en küçük bir çizik veya bir sivrisinek ısırığı bile yeni bir tetiklenmeye neden olabilir. Bu tepki travma sonrası hastalığa ait lezyonların ortaya çıkması olayıdır, adına Koebner fenomeni denilmektedir. Sedef hastalığı olan dört kişiden birinde görülmektedir

Belirtileri;

Sedef hastalığının en tipik belirtileri, özellikle diz-dirsek gibi darbe gören yerlerde olmak üzere, keskin sınırlı, canlı kırmızı renkli ve üzerlerinde hastalığa adını veren sedef rengi kabukların bulunduğu lezyonlardır. Bu lezyonlar ayrıca saçlı deri, tırnaklar, genital bölgede de ortaya çıkabilmektedir

Tedavi edilmezse zamanla kalınlaşıp özellikler eller ve ayaklarda hareketi zorlaştırabilir. Kelliğe yol açmaz ama hastalık şiddetli ise saç dökülmesini arttırabilmektedir

Sedef hastalığı sadece tırnağı tutabilir. En sık bulgusu, toplu iğne başı büyüklüğünde çukurcuklar, tırnağın kalınlaşması, boşalması, sarı renk değişikliğidir. Bazen tırnak çevresinde de şişlik ve kızarıklık da gelişebilir

Sedef hastalığınım günümüzde sadece deriyi etkilemediği, özellikle erken yaşta başladığında eklemleri, kalp-damar sistemini tuttuğu, şeker hasatlığı ve obeziteye yol açtığı da bilinmektedir. Dolayısıyla hastaların izlemi ve tedavisi sırasında eşlik edebilecek hastalıların saptanması ve tedavisi de önemlidir. Ayrıca hastalık nadiren eklemleri tutabilmektedir. %30 oranında eklemlerde şişlik ve ağrı ortaya çıkar. Psoriatik artritin etkin tedavisi gerekir, çünkü eklemlerde hasara ve kronik ağrıya neden olur

  • Eklemde ısı artışı, kızarıklık ve şişme ile birlikte eklem ağrısı
  • Sırt ağrısı ile birlikte olan ve bir saat ya da daha uzun süren sabah sertliği
  • Eklemlerin hareketlerinde kısıtlılık psoriatik artiritin başlıca belirtilerdir

Tanısı;

Hastalığın tanısı çoğunlukla deri lezyonlarının görünümü ile konur. Ailede sedef hastalığı varlığı tanıya yardımcıdır. Şüpheli vakalarda deri biyopsisi yapılır. Bazı vakalarda obezite, hipertansiyon ve hiperlipidemi tabloya eşlik edebilir.

Tedavisi;

Sedef hastalığı ömür boyu süren bir hastalıktır. Önlemlerle ve uygun tedavi ile kontrol altında tutulabilmektedir

Sedef hastalığı kişide sosyal ve psikolojik sorunlara neden olabilmektedir. Bu nedenle hastalığı tanımak, tetikleyicilerden korunmak çok önemlidir. Erken tanı hastalığı kontrol altına almayı kolaylaştıracaktır. Eğer lezyonlar derinin %10’undan fazlasını tutmuşsa mutlaka fototerapi veya sistemik tedavi gerekir. Sadece kremlerle yetinmek hem hastalık kontrolünde zorluk yaratır hem de eşlik edebilecek hastalıkları önlemede yararlı olmaz

Tedavide amaç arttırıcı faktörlerden kaçınmak (tahriş etmemek ovalamamak vb), en kısa sürede iyileştirirken uzun süre iyilik sağlamak ve yan etki oluşturmamaktır. Her hastaya aynı tedavi kullanılmaz. Belirli algoritma ile tedavi planlanır. Hastalığın yaygınlığı, hastanın yaşı, tedaviye uyumu, önceki kullanılan ilaçlar tedavi seçiminde önemlidir. Sınırlı bir alandaysa krem şeklinde ilaçlar, nemlendiriciler kullanılır

Daha yaygın hastalık varsa fototerapi, sentetik A vitamini içeren ilaçlar, eklem hastalığı varsa veya daha sonraki aşamada dirençli hastalarda kendisi kanser olmadığı halde bazı kanser ilaçları ve biyolojik tedaviler kullanılır

Bugüne kadar sedef hastalığının nedenine yönelik bir tedavisi bulunamamıştır ancak çok önemli gelişmeler olmuş, tedavi beklentileri %50’den %90’lara çıkmıştır. Tedavi ile deri belirtileri iz bırakmadan tamamıyla kaybolabilmektedir.Uygun tedavilerle hemen hemen semptomsuz bir durum olan iyilik dönemleri yaşanabilir

Tıbbi tedavi yanı sıra kronik hastalıklarda yaşam boyu sağlıklı bir diyetle beslenmek önemlidir. Bunun dışında hastalığın doğrudan bağlantılı olduğu özel bir diyet yoktur. Gereksiz besin yasaklarından uzak durulmalıdır. Ayrıca sigaranın bırakılması, alkol tüketiminin azaltılması ve düzenli egzersiz şarttır

Sedef hastalığını kendiliğinden geçmez ve etkin tedavi uygulanmadığında, kişilerin hayatı üzerindeki olumsuz etkileri devam edebilir. Lütfen tedavi ile ilgili tüm bilgileri dermatoloğunuza danışamadan uygulamayınız ve tedavi seçenekleri konusunda bilgi alınız. Bilimsel kanıttan uzak hiçbir yöntem hastalığı tedavide kullanılmamalıdır. Bu yöntemler bazı zamanlarda tam aksine durumu kötüleştirebilmektedir. Unutmayınız ki hastalığı kontrol etmek ancak hekiminizle iyi bir iletişim kurmak ile mümkündür

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

 

Paylaşın

Proteinüri nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi

Sağlıklı böbrekler kanınızdaki fazla sıvıyı ve atığı süzer, ancak proteinlerin ve diğer önemli besinlerin geçmesine izin vermez ve bunların kan dolaşımınıza geri dönmesini sağlar. Böbrekleriniz gerektiği gibi çalışmadığı durumda, bir miktar proteinin filtrelerinden idrarınıza kaçabilir. İdrarınızda fazla protein olduğunda buna proteinüri denir. 

İdrarınızda protein bulunması, nefrotik sendromun bir işareti veya böbrek hastalığının erken bir belirtisi olabilir. Daha çok yaşlılarda ve diğer kronik hastalıkları olan kişilerde görülür.

Nedenleri;

  • Dehidrasyon
  • İltihap
  • Düşük kan basıncı
  • Ateş
  • Yoğun aktivite
  • Yüksek stres
  • Böbrek taşı
  • Her gün aspirin almak
  • Çok düşük sıcaklıklar

Böbreklerinize zarar veren koşullar, idrarınızda çok fazla protein olmasına da neden olabilir. En yaygın ikisi diyabet ve yüksek tansiyondur. Proteinüriye neden olabilecek diğer ciddi nedenler;

  • Lupus gibi bağışıklık bozuklukları
  • Böbrek iltihabı (glomerülonefrit)
  • Multipl miyelom adı verilen bir kan kanseri
  • Hamile kadınları etkileyen preeklampsi
  • Organlarınızda protein birikmesi (amiloidoz)
  • Kalp-damar hastalığı
  • Kırmızı kan hücrelerinin yok edildiği bir durum olan intravasküler hemoliz
  • Böbrek kanseri
  • Kalp yetmezliği

Belirtileri;

Proteinüri, özellikle erken veya hafif vakalarda herhangi bir belirti göstermez. Kötüleştikçe, aşağıdaki belirtiler olabilir:

  • Köpüklü veya kabarcıklı işeme
  • Elleri, ayaklar, karın ve yüzde şişlik (ödem)
  • Daha sık işemek
  • Nefes darlığı
  • Yorgunluk
  • İştah kaybı
  • Mide bulantısı ve kusma
  • Geceleri kas krampları

Proteinüri için risk faktörleri;

  • Yaş; 65 yaş ve üstü yetişkinler dehidrasyona ve böbrek sorunlarına daha duyarlıdır. 40 yaşın üzerindeki gebelerde preeklampsi riski daha yüksektir
  • Yüksek tansiyon; Yüksek tansiyonu olan kişilerde diyabet ve böbrek rahatsızlıkları riski daha yüksektir
  • Diyabet; Diyabet, KBH’nin en yaygın nedenidir. Aynı zamanda preeklampsi ve glomerülonefrit ile de ilişkilidir
  • Aile öyküsü; Ailenizde böbrek hastalığı veya preeklampsi öyküsü varsa, proteinüri geliştirme olasılığınız daha yüksektir
  • Fazla kilolu veya obez olmak; Yüksek tansiyon, diyabet ve preeklampsi, aşırı kilolu veya obez olmakla ilişkilidir

Teşhisi;

Proteinüriyi teşhis etmenin tek yolu, idrarınızdaki protein miktarını ölçen bir idrar testidir. Test bir doktorun muayenehanesinde yapılır. Prosedür sırasında, bir numune kabına işersiniz. Doktor idrar örneğine bir seviye çubuğu veya kimyasallarla kaplı küçük bir plastik çubuk yerleştirir. Çok fazla protein içeriyorsa, çubuk rengini değiştirecektir.

İdrarın geri kalanı mikroskop altında inceleneceği bir laboratuvara gönderilecek. Doktorunuz böbrek sorunlarınız olduğunu düşünürse, idrar testini üç ayda üç kez tekrarlayacaktır. Bu, proteinürinin geçici nedenlerini ortadan kaldırmalarına yardımcı olur.

Tedavisi;

Geçici veya hafif proteinüriniz varsa, muhtemelen tedaviye ihtiyacınız olmayacaktır. Ancak devamlı proteinüriniz varsa, altta yatan durumu tedavi etmeniz gerekecektir. Tedavi şunları içerebilir;

  • Diyet değişiklikleri; Böbrek hastalığınız, diyabetiniz veya yüksek tansiyonunuz varsa, doktor belirli diyet değişiklikleri önerecektir
  • Kilo kaybı; Kilo vermek, böbrek fonksiyonunu bozan durumları yönetebilir
  • Kan basıncı ilacı; Hipertansiyonunuz veya şeker hastalığınız varsa, doktor kan basıncınızı düşürmeye yardımcı olmak için ilaç yazabilir
  • Diyabet ilacı; Yüksek kan şekerini kontrol etmek için ilaç veya insülin tedavisine ihtiyacınız olabilir
  • Diyaliz; Glomerülonefrit ve böbrek yetmezliğinde, yüksek tansiyonu ve sıvıları yönetmek için diyaliz kullanılır

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

 

Paylaşın

Prostatit nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi

Erkeklerde mesane altında bulunan küçük bir bez olan prostat, meninin yüzde 50 ila 75’ini oluşturan bir sıvı üretir. Prostatit, prostat bezinizin iltihaplanmasıdır. Enflamasyon prostatınızın etrafındaki alana yayılabilir.

İdrar yollarına ve genital bölgeye ait yakınmalarla doktora başvuran genç ve orta-yaşlı erkeklerin yaklaşık yüzde 25’ine prostatit tanısı konur.

Prostatit türleri;

  • Kronik prostatit en yaygın tiptir; Nedeni genellikle bilinmemektedir
  • Akut bakteriyel prostatit; Bakteriyel bir enfeksiyondan kaynaklanır. Aniden şiddetli semptomlarla ortaya çıkar
  • Bakteriyel bir enfeksiyon ayrıca kronik bakteriyel prostatite neden olur. Akut bakteriyel prostatite göre daha yavaş gelişir ve semptomları daha hafif olma eğilimindedir ancak tekrar eder
  • Asemptomatik inflamatuar prostatit; Belirgin semptomlara neden olmaz

Prostatitin belirtileri;

Prostatit semptomları, akut veya kronik olmasına bağlı olarak değişir. Akut bakteriyel prostatitin belirtileri;

  • Alt karın, bel veya rektumda ağrı
  • İdrara çıkma zorluğu
  • İdrar yaparken ağrı
  • Titreme
  • Ateş

Ayrıca kötü kokulu idrarınız, testislerinizde ağrı ve ağrılı boşalma olabilir. Kronik prostatitiniz veya kronik bakteriyel prostatitiniz varsa, benzer semptomlarınız olabilir, ancak daha az şiddetli olacaktır.

Asemptomatik inflamatuar prostatitiniz varsa, herhangi bir semptom fark etmezsiniz. Doktorunuz bu durumu rutin bir fizik muayene sırasında bulabilir. Sizi başka koşullar için kontrol ederken de fark edebilirler.

Prostatite ne sebep olur?

Farklı bakteri türleri bakteriyel prostatite neden olabilir. Bu bakteriler ayrıca mesane enfeksiyonuna da neden olabilir. 35 yaşın üzerindeki erkekler arasında yaygın bir neden Escherichia coli’dir . Bel soğukluğu ve klamidya dahil cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar (CYBE) da bakteriyel prostatite neden olabilir.

Prostat bezinizin yaralanması prostatite neden olabilir. Sinir sisteminiz veya bağışıklık sisteminizdeki bir bozukluk da buna neden olabilir. Çoğu durumda, kronik prostatitin kesin nedeni bilinmemektedir.

Kim prostatite yakalanma riski altındadır?

Her yaştaki erkekler prostatit geliştirebilse de, yaşlı erkeklerin bunu daha genç erkeklere göre yaşama olasılığı daha yüksektir. 50 yaşın üzerindeyseniz ve prostat büyümeniz varsa, bu durumu geliştirme riskiniz artar. Aşağıdakiler dahil diğer faktörler de riskinizi artırabilir;

  • Yerleştirilmiş bir idrar sondası
  • Mesane enfeksiyonu
  • Pelvik travma
  • Geçmiş prostatit nöbetleri
  • Korunmasız seks yapmak ve HIV pozitif olmak

Prostatit nasıl teşhis edilir?

Prostatitiniz olduğundan şüpheleniyorsanız, doktorunuzdan randevu alın. Semptomlarınızın diğer olası nedenlerini dışlamaları gerekecek. Örneğin, prostat büyümesi, sistit ve diğer bazı durumlar benzer semptomlara neden olabilir.

Doktorunuz prostat muayenesi de dahil olmak üzere fizik muayene yapacaktır. Prostatınız rektumunuzun önünde yer alır. Dijital bir rektal muayene sırasında doktorunuz prostatınızı hissedecek ve büyümeyi kontrol edecektir. Bazı durumlarda sistoskopi önerebilirler. Bu prosedürde, doktorunuz mesanenize ve prostat bezinize bakmak için üretranızdan küçük bir dürbün yerleştirecektir. Doktorunuzun ayrıca sahip olduğunuz prostatit tipini belirlemesi gerekir. Kan testleri ve idrar tahlili isteyebilirler.

Prostatit nasıl tedavi edilir?

Bakteriyel prostatit teşhisi konulursa, doktorunuz antibiyotik yazacaktır. Belirtilerinize neden olan bakteri türüne bağlı olarak antibiyotik türü ve tedavi süresi değişecektir.

Doktorunuz ayrıca ağrı kesiciler veya alfa engeleyeciler de yazabilir. Alfa engeleyicileri, idrar akışını kontrol etmenize yardımcı olan kas olan üretral sfinkterdeki kas spazmlarını azaltır. Sfinkter, prostatit iltihabına yanıt olarak spazm olabilir. Doktorunuz ayrıca ağrıyı azaltmak için ısı tedavisi önerebilir.

Prostatiti önleyebilir misin?

Nedeni genellikle bilinmediği için birçok prostatit vakası önlenemez. CYBE’ler prostatite yol açabilir. Güvenli seks yapmak, bu durumu geliştirme riskinizi azaltmanıza yardımcı olabilir.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

 

Paylaşın

Büyümüş prostat nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi

Erkek üreme sistemindeki küçük, kaslı bir bez olan prostat, üretranızı çevreler ve meninizdeki sıvının çoğunu üretir. Prostatın kaslı hareketi, cinsel orgazm sırasında sıvıyı ve meniyi penisinizden ilerletmeye yardımcı olur. Birçok erkekte prostat büyüyebilir. Bazen semptomlara ve zamanla başka komplikasyonlara yol açar.

Prostatın büyümesine iyi huylu prostat hiperplazisi denir. Prostat bezinin hücreleri çoğalmaya başladığında ortaya çıkar. Bu ek hücreler prostat bezinizin şişmesine neden olur, bu da üretrayı sıkıştırır ve idrar akışını sınırlar. Prostat hiperplazisi, prostat kanseri ile aynı şey değildir ve kanser riskini artırmaz. Ancak yaşam kalitenizi etkileyebilecek belirtilere neden olabilir. Prostat hiperplazisi, 50 yaşın üzerindeki erkeklerde yaygındır. BPH semptomları hakkında daha fazla bilgi edinin .

Nedenleri;

Prostat hiperplazisi, erkek yaşlanmasının normal bir durumu olarak kabul edilir ve 80 yaşından büyük birçok erkeğin prostat hiperplazisi semptomları vardır. Kesin nedeni bilinmemekle birlikte, yaşlanmayla birlikte erkek cinsiyet hormonlarındaki değişiklikler bir faktör olabilir. Ailede prostat problemleri öyküsü veya testislerinizdeki herhangi bir anormallik prostat hiperplazisi riskinizi artırabilir. Küçük yaşta testisleri alınan erkekler prostat hiperplazisi geliştirmez.

Semptomları;

  • Eksik mesane boşalması
  • Gece iki veya daha fazla kez idrara çıkma ihtiyacı
  • İdrar akışınızın sonunda sorun yaşama
  • İdrar kaçağı
  • İdrar yaparken zorlanma ihtiyacı
  • Zayıf bir idrar akışı
  • Ani bir idrara çıkma dürtüsü
  • Yavaşlamış veya gecikmiş idrar akışı
  • Ağrılı idrara çıkma
  • İdrarda kan

Teşhisi;

Prostat hiperplazisi için sizi kontrol ederken, doktorunuz genellikle fiziksel bir muayene yaparak ve tıbbi geçmişinizi sorarak başlayacaktır. Fizik muayene, doktorun prostatınızın boyutunu ve şeklini tahmin etmesini sağlayan bir rektal muayeneyi içerir. Diğer testler;

  • İdrar tahlili; İdrarınız kan ve bakteri açısından kontrol edilir
  • Prostat biyopsisi; Az miktarda prostat dokusu alınır ve anormallikler açısından incelenir
  • Ürodinamik test; İdrar yaparken mesanenizin basıncını ölçmek için mesaneniz bir kateter aracılığıyla sıvıyla doldurulur
  • Prostata özgü antijen (PSA) testi; Bu kan testi prostat kanserini kontrol eder
  • İşeme sonrası kalıntı; Bu, idrar yaptıktan sonra mesanenizde kalan idrar miktarını test eder
  • Sistoskopi; Bu, üretra ve mesanenizin üretra içine yerleştirilen ışıklı küçük bir kapsamla incelenmesidir
  • İntravenöz piyelografi veya ürografi; Bu, vücudunuza bir boya enjekte edildikten sonra yapılan bir X-ışını muayenesi veya BT taramasıdır. Boya, röntgen veya CT tarafından üretilen görüntülerde tüm üriner sisteminizi vurgular

Doktorunuz ayrıca üriner sisteminizi etkileyebilecek ilaçları sorabilir, örneğin;

  • Antidepresanlar
  • Diüretikler
  • Antihistaminikler
  • Yatıştırıcılar

Doktorunuz gerekli ilaç ayarlamalarını yapabilir. İlaçlarınızı veya dozlarınızı kendiniz ayarlamaya çalışmayın. Herhangi bir iyileşme fark etmeden en az iki ay boyunca belirtileriniz için kişisel bakım önlemleri aldıysanız doktorunuza bildirin.

Tedavisi;

Prostat hiperplazisi tedavisi kişisel bakımla başlayabilir. Semptomlar kişisel bakım yoluyla azalmazsa, ilaç tedavisi veya ameliyat önerilebilir. Yaşınız ve genel sağlığınız da reçete edilen tedaviyi etkileyecektir.

Prostat hiperplazisi doğal tedavi; Doğal tedavi, prostat hiperplazisi semptomlarınızı hafifletmeye yardımcı olmak için yapabileceğiniz belirli eylemleri veya yaşam tarzı değişikliklerini içerebilir. Bunlar;

  • Dürtüyü hisseder hissetmez idrar yapmak
  • İdrar yapmak için tuvalete gitmek, dürtüyü hissetmeseniz bile
  • Reçetesiz satılan dekonjestanlardan veya antihistaminik ilaçlardan kaçınmak, mesanenin boşalmasını zorlaştırabilir
  • Özellikle akşam yemeğinden sonraki saatlerde alkol ve kafeinden kaçınmak
  • İdrara çıkma sıklığını artırabileceğinden stres seviyenizi azaltmak
  • Düzenli egzersiz yapmak, egzersiz eksikliği semptomlarınızı kötüleştirebilir
  • Pelvik kaslarınızı güçlendirmek için kegel egzersizlerini öğrenmek ve uygulamak
  • Sıcak tutmak

Prostat hiperplazisi ilaçları; Yaşam tarzı değişiklikleri semptomlarınızı gidermek için yeterli olmadığında, doktorunuz ilaç önerebilir. Prostat hiperplazisi hem de prostat hiperplazisi semptomlarını tedavi etmeye yardımcı olabilecek birkaç ilaç vardır. Bu ilaçlar arasında alfa-1 engeleyicileri, hormon azaltıcı ilaçlar ve antibiyotikler bulunur. Prostat hiperplazisi ilaçları hakkında daha fazla bilgi edinin.

Alfa-1 engelleyicileri; Mesane ve prostat kaslarını gevşeten ilaçlardır. Alfa-1 engeleyicileri mesanenin boynunu gevşetir ve idrarın akmasını kolaylaştırır. Alfa-1 engeleyicileri örnekleri;

  • Doksazosin
  • Prazosin
  • Alfuzosin
  • Terazosin
  • Tamsulosin

Hormon azaltıcı ilaçlar; Dutasterid ve finasterid gibi prostat bezinin ürettiği hormon seviyelerini düşüren ilaçlar genellikle reçete edilir. Bunlar testosteron seviyelerini düşüren iki ilaçtır. Bazen hormon seviyelerini düşürmek prostatın küçülmesine ve idrar akışını iyileştirmesine neden olur. Bununla birlikte, bu ilaçlar aynı zamanda iktidarsızlık ve azalmış cinsel dürtü gibi istenmeyen yan etkilere de yol açabilir.

Antibiyotikler; Prostat hiperplazisi ile ilişkili bakteriyel prostatit nedeniyle prostatınız kronik olarak iltihaplanırsa antibiyotikler kullanılabilir. Bakteriyel prostatitin antibiyotiklerle tedavi edilmesi, iltihabı azaltarak prostat hiperplazisi semptomlarınızı iyileştirebilir. Bununla birlikte, antibiyotikler, bakterilerin neden olmadığı prostatite veya iltihaplanmaya yardımcı olmaz.

Prostat hiperplazisi için cerrahi; İlaçlar etkili olmadığında prostat hiperplazisiyi tedavi etmeye yardımcı olabilecek farklı cerrahi prosedür türleri vardır. Bazı prosedürler ya invazif değildir ya da minimal invazivdir ve genellikle doktorunuzun ofisinde veya kliniğinde yapılabilir (ayakta tedavi prosedürleri). Diğerleri daha invazivdir ve bir hastanede yapılması gerekir (yatan hasta prosedürleri). Prostat hiperplazisi ameliyat seçenekleri hakkında daha fazla bilgi edinin.

Ayakta tedavi prosedürleri; Ayakta tedavi prosedürleri, üretra ve prostat bezine bir alet yerleştirmeyi içerir. Bunlar;

  • Transüretral iğne ablasyonu (TUNA); Radyo dalgaları prostat dokusunu yaralamak ve küçültmek için kullanılır
  • Transüretral mikrodalga tedavisi (TUMT); Mikrodalga enerjisi prostat dokusunu yok etmek için kullanılır
  • Su kaynaklı termoterapi (WIT); Fazla prostat dokusunu yok etmek için ısıtılmış su kullanılır
  • Yüksek yoğunluklu odaklanmış ultrasonografi (HIFU); Sonik enerji, fazla prostat dokusunu ortadan kaldırmak için kullanılır.

Yatarak tedavi prosedürleri; Aşağıdaki semptomlardan herhangi birine sahipseniz, yatarak tedavi prosedürleri önerilebilir:

  • Böbrek yetmezliği
  • Mesane taşları
  • Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları
  • İnkontinans
  • Mesaneyi boşaltmada tam bir yetersizlik
  • İdrarda tekrarlayan kan atakları

Yatan hasta prosedürleri;

  • Transüretral prostat rezeksiyonu (TURP; Prostat hiperplazisi için en sık kullanılan cerrahi tedavi yöntemidir. Doktorunuz, üretranızdan prostata küçük bir alet yerleştirir. Daha sonra prostat parça parça çıkarılır
  • Basit prostatektomi; Doktorunuz, skrotumunuzun arkasındaki alan olan karnınızda veya perine bölgesinde bir kesi yapar. Prostatınızın iç kısmı, dış kısmı bırakılarak çıkarılır. Bu işlemden sonra 10 güne kadar hastanede kalmanız gerekebilir
  • Prostatın transüretral kesisi (TUIP); Bu, TURP’a benzer, ancak prostatınız alınmaz. Bunun yerine, prostatınızda mesane çıkışınızı ve üretranızı genişletecek küçük bir kesi yapılır. Kesi, idrarın daha rahat akmasına izin verir. Bu prosedürle her zaman hastanede kalmanız gerekmez

Prostat hiperplazisi komplikasyonları;

Birçok erkek prostat hiperplazisi semptomlarını görmezden gelir. Ancak erken tedavi, potansiyel olarak tehlikeli komplikasyonlardan kaçınmanıza yardımcı olabilir. Prostat hiperplazisi semptomlarını fark ederseniz doktorunuzu arayın. Uzun süredir prostat hiperplazisi geçmişi olan erkekler aşağıdaki komplikasyonları geliştirebilir;

  • İdrar yolu enfeksiyonları
  • İdrar taşları
  • Böbrek hasarı
  • İdrar yolunda kanama
  • Ani idrara çıkamama

Bazen prostat hiperplazisinden kaynaklanan idrar tıkanıklığı o kadar şiddetlidir ki hiçbir idrar mesaneden hiç çıkamaz. Buna mesane çıkış tıkanıklığı denir. Mesaneye sıkışan idrar, idrar yolu enfeksiyonlarına neden olabileceği ve böbreklerinize zarar verebileceği için tehlikeli olabilir.

Prostat hiperplazisi ve prostat kanseri;

Prostat hiperplazisi ve prostat kanseri birçok semptomu paylaşabilir. Prostat kanseri, prostat hiperplazisinden daha ciddi bir durumdur. Çoğu durumda prostat kanserinin tedavi edilmesi gerekir. Bu nedenle, prostat hiperplazisi semptomlarınız varsa doktorunuza başvurmanız önemlidir. Doktorunuz belirtilerinizin prostat kanseri ile ilgili olmadığından emin olmak için test yapabilir. Prostat hiperplazisi ve prostat kanserinin benzerlikleri ve farklılıkları hakkında daha fazla bilgi edinin.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Paylaşın