Altılı Masa, Ortak Adayda Uzlaşamıyor Mu?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in “HDP’ye bakanlık verilebilir” açıklaması altılı masadaki adaylık tartışmalarını hızlandırdı. İYİ Parti cephesi, son dönemde gündeme getirdiği Mansur Yavaş ismini kulislerde daha fazla dillendirmeye başlarken, CHP’li yetkililer ise “Masanın doğal adayı Kemal Kılıçdaroğlu” görüşünü savunuyor. HDP’den ise “Kimseyle pazarlık halinde değiliz” tepkisi geldi.

TV100’de katıldığı bir programda HDP ile ilgili bir soru üzerine “HDP’ye bakanlık verilebilir” diyen CHP’li Gürsel Tekin’in sözleri Ankara’da bir süredir konuşulan adaylık tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.

İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu, Koray Aydın ve Musavvat Dervişoğlu gibi isimlerin büyük tepki gösterdiği Tekin’in sözleri tartışılırken, bir gün sonra da Kılıçdaroğlu’ndan adaylıkla ilgili önemli bir açıklama geldi. FOX TV’de konuşan Kılıçdaroğlu, “Adaylığa hazırım” dedi.

Bunun üzerine İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de, dün Yeniçağ gazetesinin Youtube kanalında “HDP’nin olduğu masada biz olmayız” açıklamasında bulundu; adaylıkla ilgili de “kazanacak aday” vurgusu yaptı. İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu da “Milletin ümitlerini ‘ben aday olacağım’ heveslerine kurban etmeyelim” diyerek adaylık tartışmasını sürdürdü.

İYİ Partili Kavuncu: Kafamıza göre söylemedik

Ankara’da tüm bu gelişmeler yaşanırken DW Türkçe’den Eray Görgülü, “HDP’ye bakanlık” açıklamasıyla başlayan ve adaylık polemiğine kadar varan süreçle ilgili Başkent kulislerine mercek tuttu. Adaylıkla ilgili tartışmalar, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun “Sahada en çok duyduğumuz isim Mansur Yavaş” sözleriyle başlamıştı.

Katıldığı bir televizyon programında bu ifadeleri kullanan Kavuncu, “Anlat İstanbul” projesi kapsamında 85 bin seçmenden veri alarak bir çalışma yaptıklarını ve bu çalışmanın sonuçlarının kendisine sorulduğunu belirten Kavuncu, “Konu altılı masaya ve adaya gelince biz de tespitlerimizi söyledik” dedi. Veri toplamanın yanı sıra altı aylık bir çalışma süresince milyonlarca kişiyle temas ettiklerini de kaydeden Kavuncu, “Biz bunu kafamıza göre söylemedik. Cumhur İttifakı’ndan kopan kararsız seçmenin Mansur Başkan lehine döndüğünü görüyoruz. O çalışma sonucundaki tespitimizi söyledik” ifadesini kullandı.

Kavuncu, tespitlerini önceki gün Ankara’da düzenlenen il başkanları toplantısında da dile getirdiğini ifade etti. Diğer il başkanlarının da büyük oranda benzer tespitlerde bulunduğunu vurgulayan Kavuncu, “Türkiye kritik bir seçime gidiyor ve önemli olan kazanmaktır” dedi. Kavuncu, buna karşın il teşkilatlarının görevinin genel merkez politikasını sahaya yansıtmak olduğunu kaydederek, “Altılı masadan hangi aday çıkarsa çıksın canla başla çalışırız” dedi.

CHP yöneticileri “Doğal aday Kılıçdaroğlu” diyor

CHP kulislerinde ise İYİ Parti’den gelen tepkilere karşı genel itibarıyla bir sessizlik hakim olsa da Kılıçdaroğlu’nun adaylığına kesin gözüyle bakılıyor.

CHP’li üst düzey bir yetkili, son kararın partilerin yetkili kurullarında verileceğine dikkat çekerek, “Adaya altılı masa karar verecek” ifadesini kullandı. Aynı yetkili, Akşener’in “kazanacak aday” kriterini gündeme getirdiğinin hatırlatılması üzerine de “Tabii ki biz de bu kriteri gözeteceğiz. Ancak, yağsız pilav olur mu olur, pirinçsiz pilav olur mu, olmaz” sözleriyle adaylık konusunda partisinin Kılıçdaroğlu ısrarındaki tutumunu anlattı. Aynı yetkili, masanın doğal adayının Kılıçdaroğlu olması gerektiğini de savundu.

HDP: Kimseyle pazarlık yapmayız

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise, sürece “bir akıl tartıştırıyor” iddiasıyla katıldı. Beştaş, süreci tartıştırmak ve meseleyi bilerek kaşımak isteyen bir aklın devrede olduğunu bildiklerini ifade etti. “HDP’ye bakanlık” tartışmaları ile ilgili “Kimseyle pazarlığımız söz konusu olamaz” diyen Beştaş, adaylık tartışmaları ile ilgili de 27 Eylül’de yayınladıkları deklarasyonu hatırlattı.

HDP, 11 maddelik ilkeleri içeren demokrasi tutum belgesini 27 Eylül 2021’de yayınlamış ve bu ilkelere uymayan cumhurbaşkanı adayını desteklemeyeceğini açıklamıştı. Bu açıklama ile HDP’nin Meral Akşener ile Mansur Yavaş’ın adaylığını desteklemeyeceği yorumları yapılmıştı.

Deklarasyonlarının çok açık olduğunu belirten Beştaş, “Türkiye’yi bu cendereden çıkartacak, daha demokratik, daha özgürlükçü, ekonomik buhranın kesinlikle azaltılacağı bir mücadele hattındayız. Emek ittifakı olarak büyüyerek, genişleyerek üçüncü yol olarak ciddi seçenek yürümeye devam ediyoruz” ifadelerini de kullandı.

Paylaşın

Altılı Masa İçin Çarpıcı İddia: Adayın Açıklanacağı Tarih

Altılı masanın cumhurbaşkanı adayına ilişkin tartışmalar sürerken, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in katıldığı bir programda “Adayı ne zaman açıklayacaksınız?” sorusuna verdiği yanıt, gözleri altı liderin ikinci tur görüşmelerinin ilkini gerçekleştirecekleri 2 Ekim tarihine çevirdi.

Akşener’in aday açıklamasının tarihine ilişkin soru üzerine “2 Ekim’de bunu söz söyleyeceğim” demesine karşın, partilerin kurmayları erken seçimin gündeme gelip gelmemesine bağlı olarak bu konuda en erken tarih olarak 2022’nin aralık ya da 2023’ün ocak ayına işaret ediyor.

Altılı masa 2 Ekim Pazar günü saat 14.00’de CHP Genel Merkezi’nde toplanacak. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, toplantı öncesi hem davet hem de gündem önerilerini almak üzere beş lideri tek tek ziyaret edecek. Ancak Akşener’in yarattığı beklentinin aksine, 2 Ekim’deki toplantının gündeminde aday ismiyle ilgili bir başlığın yer alması beklenmiyor.

Partilerin kurmayları, ortak adayın açıklanacağı tarihin, seçimin zamanında yapılması halinde en erken 2023 ocak ya da şubat ayı olacağını ifade ederken, seçimin mayısa çekilmesi durumunda ise aralık ayında adayın açıklanabileceği belirtiliyor. Kurmaylar, “Son ana kadar aday açıklanmayacağı gibi son ana kadar bir isimle partiler kendisini bağlamaz. Ama elbette partilerin aday olarak görmek istedikleri kişilerin piar çalışmaları olacak” değerlendirmesini yapıyor.

Milliyet’ten Mehtap Gökdemir’in haberine göre; 2 Ekim’de yapılacak toplantıda, ortak ilkelerin, politikaların konuşulacağı ifade ediliyor. Cumhurbaşkanı adayının ismi değil ama parlamenter sisteme geçiş sürecinde ülkeyi nasıl yöneteceği, yetkileri, yapması gereken işler gibi detayların değerlendirilebileceği belirtiliyor.

Ortak aday nasıl belirlenecek?

Ortak adayın nasıl belirleneceğine ilişkin de birkaç formül konuşuluyor. Kurmaylar, “Seçeneklerden bir tanesi aday gösterilecek kişinin kamuoyu desteği. Ama tek başına o da değil. Altı partiye, millete, devlete, kurum, kuruluşlara, bürokrasiye güven veren bir isim olması lazım. ‘Yüzde 50 artı 1’ açısından güven dediğiniz o, millete de güven vermesi lazım. Yüzde 50 artı 1’i alamıyorsa istediği kadar Türkiye’nin meselelerine vakıf olsun işe yaramayacak. Hem masanın güvenini hem devletin güvenini hem kamuoyunun hem milletin güvenini kazanabilecek bir isim olması gerekiyor” değerlendirmesini yapıyor.

Anket seçeneğine ilişkin de, “Anket altı kişi, on kişi yarışa girsin, en yüksek oyu kim alsın, öyle bir çalışma olmaz. Sadece olabilecek isimlerin kamuoyu desteği görülmek istenir. Yoksa anketten kim çıkıyor, haydi masada konuşalım değil” görüşü dile getiriliyor. Kurmaylar adayın açıklanacağı tarihe yakın olası isim ya da isimlerin kamuoyunda daha yoğun tartışılacağına işaret ederek, “Kamuoyunun nasıl yaklaştığı görülür” değerlendirmesini de yapıyor.

Paylaşın

Karamollaoğlu’ndan Çok Konuşulacak Sözler: Abdullah Gül’ün Adaylığını…

CHP, İYİ Parti, Deva Partisi, Gelecek Partisi ve Demokrat Parti’yle birlikte Altılı Masayı oluşturan Saadet Partisi’nin lideri Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanlığı Adaylığına ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 6’lı masada ‘cumhurbaşkanı adayı’ konusunda müzakere edilmediğini belirterek, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün adaylığını ‘garipsemeyeceğini’ ifade etti.

Karamollaoğlu, “Abdullah Bey’in öyle bir intiba (izlenim) doğuracak adımlar atması bence menfi değil müspettir. Abdullah Bey’in bir tecrübesi var” görüşünü savundu.

TV 5’te Mehmet Yılmaz’ın sorularını yanıtlayarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Karamollaoğlu, cumhurbaşkanı adayı konusundaki görüşünü şu şekilde ifade etti:

“Bir cumhurbaşkanı adayı üzerinde hiç müzakere edilmedi. Geçen sefer Abdullah Bey’in (Gül) adaylığını ben teklif etmiştim kabul görmüştü ama o zamanki şartlar altında önceden cumhurbaşkanı adayı olduğunu ilan edenler başta Meral Hanım olmak üzere bir ittifak sağlanamadı. Sağlansaydı o da seçilir miydi seçilmez miydi ayrı bir konu.

Bugün Abdullah Bey’in öyle bir intiba doğuracak adımlar atması bence menfi değil müspettir. Düşünülebilir, olur olmaz ama şuan için kesin bir fikir ifade etmek doğru değil. Ama Abdullah Bey’in bir tecrübesi var. Aynı zamanda buradaki tavrı da net. Geçen sefer “aday olabilirim ittifak olursa” demişti. O da gündeme gelebilir, ben bunu garipsemem.”

Paylaşın

Öğretmenlere Polisten Sert Müdahale; Siyasilerden Tepki

Ankara’da biraraya gelen Özel Sektör Öğretmenleri, taban maaş ve özlük hakları için bakanlığa yürümek isterken polisin sert müdahalesine maruz kaldılar. Siyasi parti liderleri, polisin sert müdahalesine tepki göstererek, destek açıklaması yaptılar.

Haber Merkezi / CHP Lideri Kılıçdaroğlu, açıklamasında, “Öğretmene yapılan bu efeliği affetmeyeceğiz!” ifadelerini kullanırken, İYİ P7arti Lideri Akşener, “Milletle inatlaşarak devlet yönetilmez!” dedi.

Karamollaoğlu, açıklamasında, “Öğretmeni susturan bir devletin, gelecek nesillere söyleyeceği bir sözü yok demektir.” ifadelerine yer verirken, DEVA Lideri Babacan’da, “Anayasal hakkını kullanan öğretmenlerimizin gözaltına alınmalarını kınıyorum” dedi.

Liderlerin açıklamaları şöyle:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu:

“Öğretmenlere gaz mı sıktınız, öyle mi? Öğretmenlere şiddet uyguladınız, öyle mi? Öğretmenlere… “Al bunu diyen” o kişi, beni beklesin. Öğretmene yapılan bu efeliği affetmeyeceğiz!”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener:

“Çiftçilerimiz, gençlerimiz ve doktorlarımızdan sonra sıra; Cumhuriyetimizin teminatı olan öğretmenlerimizde… Onları hem haksızlıklarla baş başa bırakıp hem de haklarını aradıkları için cezalandıramazsınız. Milletle inatlaşarak devlet yönetilmez!”

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu:

“Özel sektörde öğretmenlik yapan eğitimcilerin tek bir isteği var; insanca yaşam! İktidar bu sese kulak vereceğine, sesleri bastırmaya çalışıyor. Öğretmeni susturan bir devletin, gelecek nesillere söyleyeceği bir sözü yok demektir.”

DEVA Partisi lideri Ali Babacan:

“Öğretmenler eylem yapıyorsa, sebebini öğrenmek, görmezden gelen iktidarın görevidir. Anayasal hakkını kullanan öğretmenlerimizin gözaltına alınmalarını kınıyorum. Görmezden gelinen herkesin sesi olacağız. Öğretmenler gözaltında.”

Ne olmuştu?

Ankara’da biraraya gelen Özel Sektör Öğretmenleri, taban maaş ve özlük hakları için Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Eğitim ve Kültür Merkezi’nde toplanmış, bakanlığa yürümek isteyen öğretmenler gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan öğretmenler daha sonra serbest bırakılmıştı.

Paylaşın

SP Lideri Karamollaoğlu: Cami Cemaatine Saldırılar Olabilir

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, seçimlere doğru giderken dini hassasiyetler üzerinden bir provokasyon yapılacağı endişesi taşıdığını açıkladı. Karamollaoğlu, imam hatiplilere yönelik sözleri nedeniyle tutuklanan sanatçı Gülşen’in söylediklerinin tasvip edilemeyeceğini ancak tutuklanma kararının çifte standart olduğunu söyledi.

T24’ten Murat Sabuncu’ya konuşan Karamollaoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” çağrısının “ülkede barış ve huzurun tesisi açısından önemli olduğunu” vurguladı.

Karamollaoğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“Bir yerde suç isnadı varsa bunun mutlaka resmi makamlar tarafından incelenmesi ve vatandaşın bilgilendirilmesi icap eder. Yetkili makamların harekete geçmesi icap ederken orada bir kıpırdamanın olmaması, acaba orada iktidar kendisine zarar verecek bazı konularda endişe taşıyor da bundan dolayı mı bu meseleleri gündemine almıyor, kanaatini oluşturuyor.

Aslında savcılar yeri geldiği zaman hükümetten birinin yapmış olduğu kanunsuzluk varsa onu da incelemekle yükümlüdür. Burada başka bir vahim durum meydana geliyor demek ki savcılar hükümetin etkisi altında bundan dolayı harekete geçmiyorlar. Esas üzücü olan da budur. Savcılar bir suç gördüğü zaman bunu adalet mekanizmasına taşımakla mükellef ama bu çalışmıyor.

Gülşen’in tutuklanması

Ben yeni sandım ama 4 ay önce yapılan bir konuşma. Tutuklanmaması gerekirken tutuklanıyor. Gülşen’in ifadesi tasvip edilemez ama tutuklanması çifte standart. Benzer olaylar ilerde artacak diye endişe ediyorum. Yani belli kesimlerin inançlı insanlara yönelik bir takım saldırıları olabilir. Geçmişte yapılanlar olabilir.

AKP hükümetinin ciddi yanlışlıkları var. Ama doğrudan doğruya mensul olanları tenkit edeceğinize İslam’a saldırmaya kalkarsanız bundan büyük gaflet olmaz, AKP’nin lehine de daha mükemmel bir hava oluşmaz. En çok şahit olduğum şey bu husus. Benzer olaylar ilerde artacak diye endişe ediyorum. Yani belli kesimlerin cami cemaatine yönelik bir takım saldırıları olabilir. Geçmişte yapılanlar olabilir. Bir yerde bir hata yapılıyor hatayı yapan değil İslam’a saldırıyor. Bu sefer de camiye giden insan bu saldırıyı kendisine yapılmış olarak görüyor ve onun karşısına çıkıyor. İlerde bu konularda bir provokasyon olmasından korkuyorum.

Ben şu taahhütte bulundum; bugüne kadar kazanılmış bir takım haklar varsa, başörtüsü, imam hatipler gibi buralarda yeniden aksi istikamette adımların atılmasına rıza gösteremeyiz çok açık ve net olarak bunu ifade ediyorum. Kesinlikle olmaz. Geçmişte biz ne zaman gelsek bu konular öne çıktı, biz ayrıldık tam tersi adımlar atıldı. Bu yanlış.

Toplumun belli kesimlerini rencide edecek belli davranış ve adımlara da rıza göstermeyiz. Kadın hakları konusunu sonuna kadar destekleriz ama aynı zamanda biz ailenin toplumun çekirdeği olduğuna ve muhafaza edilmesinin topumun sağlığı yönünden elzem olduğuna inanıyoruz onu da bozacak bir takım girişimler olursa onun da karşısında tavır sergileriz.

“Helalleşme”

Bazıları bizim masada CHP ile bir araya gelmemizi garipsiyor ama bu ilk defa yaşanmış bir hadise değil. Biz barış huzur istiyorsak mutlaka bizden farklı düşünen insanlarla da oturup konuşabilmeliyiz. Kılıçdaroğlu, ‘helalleşme’ ile Ecevit’in bir adım önüne geçti diyebiliriz. Bu söylem Türkiye’de barışın ve huzurun tesisi için çok önemli bir söylem ve adımdır. Kılıçdaroğlu, partisinde de dirençle karşılaşmıştı ama bunu da aştı. Muhafazakarlar CHP’ye oy vermez, kanaati düne nazaran zayıfladı.

Cumhurbaşkanı adayı

Parlamenter sistemde koalisyonlar hep seçimlerden sonra olur. Çünkü bir meclis aritmetiği oluşur. Buna göre de görüşmeler yapılır ama bugün o şansımız yok. Bugün önceden bu ittifakları sağlamaya mecburuz. Bugünkü seçimde seçilecek kişi tam yetkili bir cumhurbaşkanı olacak ancak şifahen biz görüşmelerde onunla bir mutabakat sağlarız ve cumhurbaşkanı adayı kim olacaksa ondan bir taahhüt bekleriz. Cumhurbaşkanı adayı seçimden sonra şu hususlara riayet edeceğim diye yazılı bir taahhütte bulunmalıdır.

Erken seçim ihtimali

Erken seçim mümkün ama zayıf bir ihtimal, böyle bir karar alınırsa bundan sonraki hamlelerimizi biraz daha sıklaştırmamız gerekiyor. Tayyip Beyin kamuoyunu yakından takip ettiğini ve AKP’ye teveccühün durumuna göre bir karar vereceğini düşünüyorum. Tayyip Bey kendisini seçim atmosferine soktu ama alınan kararların vatandaş üzerindeki etkisini ölçüyor, geriye gittiğini görürse erken seçim kararı alabilir. Muhalefetin desteği düşme eğiliminde ise seçimi erken yapmak için bir gerekçe yok. Önümüzdeki aylarda bunu göreceğiz.”

Paylaşın

Karamollaoğlu’ndan ‘CHP’yle İttifak’ Eleştirilerine Yanıt

Partisinin düzenlediği Yaz Şenliği Piknik Programı’nda konuşan SP Lideri Karamollaoğlu, CHP’yle ittifak eleştirilerine değinerek, “Geçmişte de ilk koalisyon CHP’yle yapılmıştı. En büyük ciddi adımlar o dönemde atılmıştı. İlk faizsiz banka o dönemde kurulmuştu. Kıbrıs o dönemde fethedilmişti” dedi.

Haber Merkezi / Karamollaoğlu, konuya ilişkin açıklamasının devamında, “Elbette çok farklı kanaatte bulunan partilerle bir araya geliyoruz. Başka türlü bu problemin üstesinden gelme imkânımız yok. Ama biz, onlara tabii değil tam tersi, ana fikri ortaya koyan; bu ülkenin, bu milletin, bu bölgenin huzura ve barışa kavuşabilmesi için her çareyi arayan bir ortak metinde uzlaşmaya gayret gösteriyoruz. Hepimizin hedefi bu” ifadelerini kullandı.

Karamollaoğlu, açıklamasını, “Bizi birbirimizden koparmak isteyenler birçok bahaneler iler sürebiliyorlar, sürerler de. Ama yalan söylemek, iftira etmek, hakaret etmek kimseye bir fayda sağlamaz; bu ülkeye de. Onun için zor bir zemindeyiz. Sizin karşınıza her gün komşunuz, arkadaşınız, televizyonlar, gazeteler, ‘Efendim bak şuna da dikkat etseydiniz, şu adam da şöyleydi, bu adam böyle dediydi’… Tamam da biz içinde yaşadığımız şartların da ne olduğunu biliyoruz.” cümleleriyle sürdürdü.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin Çengelköy’deki Çınar Piknik Alanı’nda düzenlediği Yaz Şenliği Piknik Programı’na katıldı. Burada bir konuşma yapan Karamollaoğlu, CHP’yle ittifak eleştirilerine değinerek şunları söyledi;

“Sorumluluğumuz çok büyük. İçinde bulunduğumuz şartlar maalesef çok zor. Şimdi önümüzde fazla bir zaman yok. En geç 9-10 ay sonra seçimler geliyor. Bir ihtimal, 6-7 ay sonra da seçim olabilir. O halde biz, seçime hemen hazırlanmalıyız. Özellikle sandıklara hakim olmak bizim için çok önemli. Onun arkasından da politikalarımızı kamuoyuna yansıtmak. Geçmişte de ilk koalisyon CHP’yle yapılmıştı. En büyük ciddi adımlar o dönemde atılmıştı. İlk faizsiz banka o dönemde kurulmuştu. Kıbrıs o dönemde fethedilmişti.

Elbette çok farklı kanaatte bulunan partilerle bir araya geliyoruz. Başka türlü bu problemin üstesinden gelme imkânımız yok. Ama biz, onlara tabii değil tam tersi, ana fikri ortaya koyan; bu ülkenin, bu milletin, bu bölgenin huzura ve barışa kavuşabilmesi için her çareyi arayan bir ortak metinde uzlaşmaya gayret gösteriyoruz. Hepimizin hedefi bu.

Bizi birbirimizden koparmak isteyenler birçok bahaneler iler sürebiliyorlar, sürerler de. Ama yalan söylemek, iftira etmek, hakaret etmek kimseye bir fayda sağlamaz; bu ülkeye de. Onun için zor bir zemindeyiz. Sizin karşınıza her gün komşunuz, arkadaşınız, televizyonlar, gazeteler, ‘Efendim bak şuna da dikkat etseydiniz, şu adam da şöyleydi, bu adam böyle dediydi’… Tamam da biz içinde yaşadığımız şartların da ne olduğunu biliyoruz.”

Paylaşın

SP Lideri Karamollaoğlu: Türkiye Maalesef ‘Titanic’ Gibi Batıyor

Haftalık basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulunan SP Lideri Karamollaoğlu, ekonomiye ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Ülke AK Parti iktidarının uyguladığı politikalar nedeniyle Titanic gemisi gibi batıyor. Bir gaflet içindeler” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / 6’lı masa birinci turunun son toplantısına değinen Karamollaoğlu, “Hem Türkiye Cumhuriyeti’nin 13’üncü cumhurbaşkanı hem de herkesin cumhurbaşkanı olacak bir adayın belirlenmesi elbette bu masanın uhdesindedir. Meclis’te çoğunluğu oluşturacak olanlar da bu masanın etrafında bir araya gelen 6 siyasi partinin milletvekilleri olacaktır” dedi.

Karamollaoğlu, iktidarın Suriye politikalarına ilişkin ise, “Kalıcı barış, geçici günlük siyasi kazançlara kurban edilmemelidir. Bu kapsamda AK Parti iktidarının, Tel Aviv’e gösterdiği hoşgörünün hiç olmazsa binde birini de Şam’a göstermesi gerekir kanaatindeyiz.” ifadelerini kullandı.

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde haftalık basın toplantısı düzenledi. Karamollaoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Hoşgörüyü elden bırakmayacağız: Muhterem arkadaşlarım tarihi olaylar sadece övgüyle anılacak olaylar değil ders çıkarılacak olaylardır. Unutmayalım ki zaferin ardından adaleti, merhameti ve hoş görüyü elden bırakmayarak bin yıldır var olduğumuz gibi var olmaya devam edeceğiz. Sultan Alparslan’a tam yüzyıl evvel düşmanı bu topraklardan atma emri veren Gazi Mustafa Kemal Paşa ve şehitleri rahmetle anıyorum.

Geçtiğimiz hafta peş peşe bizi derin üzüntüye boğan haberlerle Gaziantep ve Mardin’deki kazalarda hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet yaralananlara Allahtan acil şifalar diliyorum. Son zamanlarda maalesef maliyetlerin artması sebebiyle araçların bazı bakımlarının yapılmadığına dair haberler var. Otobüs kamyon, TIR gibi araçların bakımlarını zamanında yaptırmazsanız aracın freni tutmaz, katliama benzer kazalara şahit oluruz. Bunun için gerekli tedbirler mutlaka alınmalı, işletmeler eğer zorlanıyorsa bir takım destek çalışmaları yürütülmelidir.

Yakından takip edilen bir diğer konu da ev sahipliğimizde burada genel merkezimizde gerçekleştirme imkanı bulduğumuz 6’ınca toplantımız. Öncelikle genel başkanlara teşekkürü borç biliyorum. Yaklaşık 6 ay önce başlattığımız sürecin sonunda çok daha kararlı ve umutluyuz. Kimsenin şüphesi olmasın 6 ay sonra bugünkünden çok daha güçlü ve beklentileri karşılayacak projelerle çıkacağımızı ifade etmek isterim. Rotamız belli, 85 milyon insanımızın hep beraber umut dolu yarınlara ulaşmasıdır.

İktidar sarhoşluğu başından beri var ancak son zamanlarda kendileri rahat olanlar vatandaşında rahat olduğunu zannediyorlar. Erdoğan iktidarının akıl dışı politikalarıyla ülkemiz her gün biraz daha batıyor, çöküyor. Eğer gereken tedbirler alınmazsa farklı bir sonuç doğmaz. Bu kadar duyarsızlık bu kadar şikayete karşı kulaklarını tıkayan bir iktidara şahit olmadım. Sırf iktidarı yıpratmak için şikayet edildiğini zannediyorlar.

Bu iktidar gidicidir. Bunu sadece bir tahmin olarak söylemiyorum. Maalesef bu ülke batıyor, ancak hiç kimse ümitsizliğe kapılmasın. Biz bu dümenin başına geçmekte kararlıyız. Ve bu gemiyi sağlam bir yere oturtacağız. Sayın Cumhurbaşkanımız kendini devlet ile özdeşleştirmiş ‘ben devletim’ diyor, olmaz. Maalesef yolsuzluk ve adaletsizlik kural haline gelmiştir. Sayın Erdoğan’ın Türkiye’mizi gemi metaforuyla açıklayacaksak bu gemi batarsa hepimiz sıkıntı çekeriz.

Dış politika çok önem taşıyor son zamanlarda İktidarın yıllardır takip ettiği Suriye politikasının ne kadar hatalı olduğu bugün kendileri tarafından da kabul edildi. 10 yıl gecikmeyle bu duruma gelseler bile iktidara teşekkürü bir borç biliyorum. Geçmişteki hatalar tekrarlanmamalı, kalıcı barış geçici günlük siyasetlere kurban edilmemelidir. Herzog kırmızı halılarla karşılanabiliyorsa hem Filistin hem Suriye başbakanı aynı muameleye tabi tutulmalıdır.

ABD Başkanları istedi diye Esad’ı düşman bildik, şimdi de Putin istedi diye Esad ile görüşmemelidir Türkiye. Büyük Ortadoğu projesiyle biz hedefteyiz. Allah rızası için uyanın, gerçekleri görün. Gerçekleri görmezseniz bu problemlere çözüm üretemezsiniz. Bundan dolayıdır ki bizim ısrarla üzerinde durduğumuz konu var İslam alemi şahsiyetli bir dış politika benimsemelidir. Bütün bunlar içinde bulunduğumuz sıkıntıları bize göstermesi açısından önem arz ediyor. İktidara yol göstermeye çalışıyoruz ancak biliyoruz ki iktidar ısrar ve inatla söylediklerimize kulak asmayacak. Problemlerimizin kalıcı çözümü ancak iktidar değişikliğiyle mümkün olacaktır. Biz bunu gördük milletimizin de bu gerçeği fark ettiği kanaatindeyiz.”

Paylaşın

Karamollaoğlu: Kılıçdaroğlu’nun Adaylığı Güçlü Bir İhtimal Olabilir

SP Lideri Karamollaoğlu, “Kılıçdaroğlu’nun altılı masanın adayı olmasına ne dersiniz?” sorusuna ”Güçlü bir ihtimal de olabilir. Ama bir ihtimal biz Kılıçdaroğlu da dahil altı partinin liderleri biz bunu seçim tarihi ilan edildikten sonra ilan edeceğiz.” şeklinde cevap verdi.

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, altılı masanın ilk turunu tamamlamasının ardından, Salı akşamı Karar TV yayınına katıldı.

SP Lideri Karamollaoğlu, “Ortak adayla çıkarsak seçimlerde aday kim olursa olsun yüzde 90 kazanırız. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı güçlü bir ihtimal olabilir.” dedi; seçim tarihi açıklandıktan sonra adaylarını duyuracaklarını açıkladı.

Karamollaoğlu, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olma ihtimaliyle ilgili şunları söyledi:

“Şu an altılı masada bir ayrılık görünmüyor. En önemli konu cumhurbaşkanı adayı kim olacak? Bu konuda da müşterek bir adayın belirlenmesi kararlandı. Burada çok net bir tavrımız var. Seçim tarihi ilan edildiği zaman adayı belirleyeceğiz. Bu kararda herkes ittifak etti.

Tek adayla çıkılması en isabetli tavırdır. Ortak adayla çıkarsak seçimlerde aday kim olursa olsun yüzde 90 kazanırız. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı güçlü bir ihtimal olabilir. Kılıçdaroğlu da dahil altı partinin liderleri seçim tarihi ilan edildikten sonra adayımızı açıklayacağız. Şu an da böyle bir münakaşanın içine girme ihtiyacı duymuyorum.”

“Erdoğan, halkın desteğini yitirdi. Erdoğan, güçlü bir aday değil.” diyen Karamollaoğlu, “Kılıçdaroğlu’nu kendi partisi içerisindekiler aday olarak görmek istiyor. Bu normal bir şey. Ama onun adaylığı konusundaki düşüncemi söyleyemem. Bizim gündemimizde cumhurbaşkanı adayı yok.” diye konuştu.

Paylaşın

‘Altılı Masa’dan Koalisyon Protokolü Kararı

Altılı masanın gündemindeki protokolün, seçilecek cumhurbaşkanın yetkilerini nasıl kullanacağı, fiili parlamenter sistemin nasıl uygulanacağı, cumhurbaşkanı yardımcılıkları, bakanlıklar ve üst kurulların çalışma şekillerine ilişkin ayrıntıların yer alacağı belirtiliyor.

Kısa Dalga’dan Mahmut Aydın’ın haberine göre; Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş ve ortak cumhurbaşkanı adayı belirlemek için altı muhalefet partisinin (CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti) bir araya gelerek oluşturduğu ‘altılı masa’nın son toplantısında liderlerin “koalisyon protokolünün” ayrıntılarını görüştükleri öğrenildi.

Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde altıncı kez buluşan liderler, temmuz ayında yapılan toplantıdan sonra hazırlıkları yürütülen parlamenter sisteme geçiş sürecinin ilkelerinin belirleneceği “koalisyon protokolü”nü ele aldılar. Görüşmelerde liderler, protokolün partilerinin yetkili organlarında ele alınmasını da kararlaştırdı.

Paylaşın

Karamollaoğlu İstedi, Bildiride ‘Birliktelik’ Vurgusu Yapıldı

6’lı Masa’nın ilk tur görüşmeleri önceki gün tamamlandı. Toplantıya ev sahipliği yapan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, bir süre önce yaptığı “Yeni sistemde ittifaklara gerek kalmadı” yönündeki açıklaması nedeniyle ortaya atılan “Masa’da çatlak var” söylentilerini bertaraf etmek için yayınlanacak bildiride özellikle ‘Birliktelik’ vurgusu yapılmasını istedi.

Sözcü’den Başak Kaya’nın haberine göre bunun üzerine bildiride, “Siyasi iktidarın ortaklarının ve varlıklarını iktidarın varlığına adamış medyanın, tüm siyasi mühendislerin çabalarına, hakaretlerine, isnatlarına ve iftiralarına rağmen milletimize umut olmanın verdiği güç ile” vurgusu yapıldı.

Açıklamada ayrıca “Bugünden itibaren seçim öncesi, dönemi, sonrası olmak üzere önümüzdeki süreçlerde istişareye önem veren anlayışımızla birlikte yol yürümeye devam etme kararlılığında olduğumuzun altını tekrar çizmek isteriz” ifadesi yer aldı.

Açıklamanın tamamı şöyle: 

“Toplumun her bir kesimini ve 85 milyon insanımızı en geniş yelpazede temsil eden altı siyasi parti olarak Cumhuriyetimizin 2. yüzyılına yaraşır bir Türkiye’yi inşa etmek ve vatandaşlarımızın tüm problemlerine çözüm oluşturmak amacıyla başlattığımız “Liderler Buluşmaları”nın birinci turunu, bugün Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirdiğimiz 6. toplantımızla tamamlıyoruz.

Siyasette istişareyi, nezaketi, centilmenliği ve iş birliğini ilke olarak benimsemiş partilerin Genel Başkanları olarak;

Ülkemizi hızla felakete sürükleyen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin doğal sonuçlarına, yani; ekonomide iflasa, iç ve dış politikada itibarsızlaşmaya, kamu kurum ve kadrolarındaki çürümeye, yaşanan sosyolojik ve psikolojik çöküntüye dur demek için ilk kez 12 Şubat 2022 tarihinde bir araya gelerek ortaya koyduğumuz kararlılığımızla milletimize umut olduk.

O tarihten sonra Türkiye’de artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı anlaşılmış ve milletimiz tarafından “6’lı Masa” olarak adlandırılan iş birliğimiz, kararlılıkla bugünkü aşamasına gelmiştir.

Bilinmelidir ki bugün, 12 Şubat’tan çok daha kararlı ve umutluyuz!

Siyasi iktidarın, ortaklarının, varlıklarını iktidarın varlığına adamış medyanın tüm siyasi mühendisliklerine, çabalarına, hakaretlerine, isnatlarına ve iftiralarına rağmen milletimize umut olmanın verdiği güçle 28 Şubat 2022 tarihinde “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metnimizi” geniş katılımlı bir organizasyonla kamuoyu ile paylaştık.

Kurduğumuz komisyonlarla, ortaya koyduğumuz ilkeleri tek tek hayata geçirme hazırlıklarımızın hukuki ve toplumsal alt yapılarını güçlendirecek adımlar attık.

Bu çerçevede; geçtiğimiz süreç içinde “Temel İlkeler ve Hedefler”, “Seçim Güvenliği” ve “Bazı Ekonomik Kurumların Reformu” komisyonlarının metinlerini kamuoyu ile paylaştık. Diğer komisyon çalışma ve raporlarını da gözden geçirdik.

Ayrıca son toplantımızdan bu yana kamuoyunun gündeminde olan güncel ekonomik, iç ve dış siyasi gelişmeleri de değerlendirdik.

Ortak sorunlarımız karşısında ortak sorumluluklarımızın ağırlığını hepimiz omuzlarımızda hissediyor ve iş birliği kararlılığımızı da bu sorumluluk bilinciyle sürdürüyoruz.

Bugünden itibaren seçim öncesi, seçim dönemi, seçim günü ve seçim sonrası olmak üzere önümüzdeki tüm süreçlerde istişareye önem veren anlayışımızla birlikte yol yürümeye devam etme kararlılığında olduğumuzun altını tekraren çizmek isteriz.

‘Mücadelemiz ve iş birliğimiz, hedef ve ilkelerimiz doğrultusunda devam edecek’

Ülkemizi, hemen her alanda içine sürüklendiği bu krizlerden düzlüğe çıkarana ve her bir insanımızın rahat bir nefes alacağı günleri birlikte kurana dek; mücadelemiz ve iş birliğimiz, hedef ve ilkelerimiz doğrultusunda devam edecektir.

Şu hususu da özellikle kamuoyuna beyan etmek isteriz ki, son dönemlerde yoğunlaşan partilerimize yönelik baskı ve şiddet uygulamaları mücadele kararlığımızı asla sarsamayacaktır.

Milletimizin bunca senedir uğradığı hayal kırıklıklarının farkındayız. Bu hayal kırıklıklarını gidermek üzere insanımızın beklenti ve taleplerini karşılayacak liyakatli kadrolarla ve etkin politikalarla milletimizin karşısına çıkacağız.

Milletimiz emin olsun; ortak Cumhurbaşkanı adayımız hem “Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. Cumhurbaşkanı” hem de sadece bu masa etrafında bir araya gelen siyasi partilere oy verenlerin değil, “Herkesin Cumhurbaşkanı” olacaktır.

Milletimiz müsterih olsun; bu karanlık günlerin bitmesine çok az kaldı.

Bu topraklarda;

  • Toplumsal kutuplaşma son bulacak; toplumsal barış hâkim olacak.
  • Öfke ve nefret dili kaybedecek; nezaket ve karşılıklı saygı kazanacak.
  • Demokrasi ve hukukun üstünlüğü tesis edilecek.
  • Ahlaki yozlaşma ve manevi tahribatın önüne set çekecek etkin politikalar geliştirilecek.
  • Rüşvet, torpil, iltimas gidecek; adalet, dürüstlük ve liyakat gelecek.
  • Hak eden hak ettiğini eksiksiz alacak.
  • İsraf ve hayat pahalılığı son bulacak; üretim esas alınacak.
  • Geniş halk kitlelerinin yoksullaşmasına yol açan bir avuç rantiyeciye kaynak aktarımına son verilecek.

Şimdi, karamsarlığa kapılma zamanı değildir! Zaman, her geçen gün umudu büyütme zamanıdır.

Çünkü biz kazanacağız, Türkiye kazanacak! Biz kazanacağız, 85 milyon insanımız kazanacak!

Bu vesileyle milletimizin özgürlüğü, birliği ve beraberliği önünde hiçbir engelin duramayacağını simgeleyen 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi minnet ve tazimle anıyoruz.

Bu inanç ve kararlılıkla iş birliğimizin çok daha güçlü bir şekilde devam edeceğini ve bir sonraki toplantımızı 2 Ekim 2022 Pazar günü saat 14.00’da CHP Genel Merkezinde gerçekleştireceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız…”

Paylaşın