‘Libya Tezkeresi’ 2 Yıl Daha Uzatıldı

Libya’ya asker gönderilmesi için verilen izin süresinin 2 yıl daha uzatılmasını öngören Cumhurbaşkanlığı tezkeresi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda görüşüldü.

Haber Merkezi / Konuşmaların ardından yapılan oylamada Libya tezkeresi kabul edildi.

Türkiye’nin milli çıkarlarına yönelik tehditlere karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almakla yükümlü olduğu vurgulan tezkerede, Libya’da gayrimeşru silahlı gruplar ve terör örgütleri olduğu hatırlatıldı. Tezkerede, kitlesel göç ve terör gibi muhtemel risklere karşı milli güvenliğin sağlanması için bölgede Türk Askeri’nin varlığının gerekli olduğunun altı çizildi.

Tezkerede şunlar kaydedildi: “Türkiye, BM kolaylaştırıcılığında ilgili BMGK kararları çerçevesinde uluslararası meşruiyet kapsamında yürütülen, Libya’nın egemenliğinin, toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunmasına, ülkede kalıcı bir ateşkesin tesisine, ulusal uzlaşıyı sağlayacak siyasi diyalog çabalarına güçlü desteğini sürdürmektedir.

Libya’da 24 Aralık 2021 tarihi için planlanan seçimlerin yapılamaması sonrasında ortaya çıkan siyasi belirsizlik ve yönetim sorunu, büyük fedakarlıklarla sahada tesis edilen sükuneti riske atmakta ve kalıcı istikrara ulaşılması önünde ciddi engel oluşturmaktadır. Bu durum Libya’nın ve tüm bölgenin güvenliği bakımından endişeye yol açmaktadır. Türkiye ile Libya arasında imzalanan ve yürürlüğe giren Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası ile daha da gelişen iki ülke arasındaki tarihi, siyasi ve ekonomik köklü ilişkiler dikkate alındığında, Libya’da ateşkes ve siyasi diyalog sürecinin devamı ile bu sürecin sonucunda barışın tesisi ve istikrarın sağlanması, Türkiye açısından büyük önemi haizdir.

Türkiye’nin, bu kapsamda Libya ile imzalanan ve yürürlüğe giren Güvenlik ve Askeri İş Birliği Mutabakat Muhtırası kapsamında Libya’nın güvenliğine katkı sağlayacak eğitim ve danışmanlık desteğine devam ettiği vurgulanan tezkerede, gelinen aşamada Libya’da kalıcı ateşkesin ve siyasi diyalog sürecinin sonuçlandırılması ve kurumların birleştirilmesinin henüz mümkün olamadığına işaret edildi. BM himayesinde yürütülen askeri ve siyasi görüşmelerin sonuçlanmasını teminen çatışmaların yeniden başlamasının önlenmesinin önem taşıdığı belirtilen tezkerede, bu kapsamda ülkeden Türkiye dahil tüm bölge için neşet eden risk ve tehditlerin devam ettiği, meşru hükümete yönelik saldırıların yeniden başlaması halinde Türkiye’nin gerek Akdeniz havzasındaki gerek Kuzey Afrika’daki çıkarlarının olumsuz etkileneceği vurgulandı.

Bu mülahazalarla Türkiye’nin milli çıkarlarına yönelik her türlü tehdit ve güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Libya’daki gayrimeşru silahlı gruplar ile terör örgütleri tarafından Türkiye’nin Libya’daki menfaatlerine yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek, kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı milli güvenliğimizin idame ettirilmesini sağlamak,

Libya halkının ihtiyacı olan insani yardımları ulaştırmak, dönemin UMH tarafından talep edilmiş olan ve bilahare kurulan Milli Birlik Hükümetinin de gerek duyduğunu bildirdiği desteği sürdürmek, bu süreç sonrasında meydana gelebilecek gelişmeler istikametinde Türkiye’nin yüksek menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde,

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerektiği takdirde Türkiye sınırları dışında harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için Anayasa’nın 92’nci maddesi uyarınca 2 Ocak 2020 tarihli ve 1238 sayılı TBMM Kararıyla verilen ve son olarak 21 Haziran 2022 tarihli ve 1320 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı’yla uzatılan iznin süresinin 2 Ocak 2024 tarihinden itibaren 24 ay uzatılması hususunda gereğini bilgilerinize sunarım.”

Paylaşın

HEDEP’li Saruhan Oluç’tan Meclis’te ‘Kürt Kökenli’ Söylemine Tepki

AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun sarf ettiği “Kürt kökenli” kavramına da tepki gösteren HEDEP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, “Ya, bizde Kürt’e ‘Kürt’ deniyor, Türk’e ‘Türk’ deniyor, Arap’a ‘Arap’ deniyor; kökeni mökeni yok bu işin; Kürt’e ‘Kürt’ denir. Onu da bir kez daha söylemiş olayım” ifadelerini kullandı.

Kayyım atamalarına dair tartışmanın sürdüğü TBMM Genel Kurulu’nda, Akbaşoğlu, AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Kürtlerin seçtiği belediyelere kayyım atanmadığını söyledi. Bunun üzerine söz alan Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Akbaşoğlu’nun sözlerine sert tepki gösterdi.

MA’nın aktardığına göre; Saruhan Oluç, “Kürtlerin seçtiği belediyelere kayyum atamıyormuşsunuz öyle mi? El insaf. Yıl 2019, 31 Mart’ta seçim yapılmış. 1 Nisanda 2019’da Diyarbakır, Van ve Mardin belediyelerine, büyükşehir belediyelerine kayyum atanmasıyla ilgili valilikler İçişleri Bakanlığına yazı göndermiş. Bak, seçimden bir gün sonra, daha belediye eş başkanları mazbatalarını almamışlar, ortada hiçbir şey yokken, 1 Nisanda yazı göndermişler. Neden?” diye sorarak, tepki gösterdi.

HEDEP Grup Başkanvekili Oluç, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kayyım atamalarının Tayyip Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda olduğuna dair sözlerini de anımsattı. Oluç, “O İçişleri Bakanınız, seçim döneminde bu kayyumların nasıl atandığını anlattı. Dedi ki: ‘Beyefendi beni çağırdı. ‘HDP’nin bu belediyeleri kazanmış olmasından dolayı rahatsızım. Bu belediyeler için bir şey yap.’ dedi.’ O da demiş ki: ‘Körün istediği bir göz, beyefendi verdi bana iki göz. Hemen birkaç gün içinde hallettim meseleleri.’ diye anlattı. Siz yani, seçim yoluyla, sandık yoluyla kazanamadığınız belediyeleri kayyum atayarak ele geçirdiniz. Seçim hukukunu, sandık hukukunu çiğnediniz. Halkın, Kürt halkının iradesini gasbettiniz. Bir de diyorsunuz ki: ‘Kürtlerin seçtiği belediyelere kayyum atamıyoruz.’ Ya, ne yapıyorsunuz? Belediyelerimizin hepsine kayyum atadınız. Üstelik de bu atanmış olan kayyumlar yolsuzluk yaptı, hırsızlık yaptı” dedi.

“Kürt kökenli” tepkisi

Akbaşoğlu’nun sarf ettiği “Kürt kökenli” kavramına da tepki gösteren Oluç, “Ya, bizde Kürt’e ‘Kürt’ deniyor, Türk’e ‘Türk’ deniyor, Arap’a ‘Arap’ deniyor; kökeni mökeni yok bu işin; Kürt’e ‘Kürt’ denir. Onu da bir kez daha söylemiş olayım. Şimdi, bir tane ortada açılmış dava, bir tane yazılmış iddianame yok ki belediye eş başkanları usulsüz harcama yapmış olsunlar ve bundan dolayı yargılansınlar. Meseleniz seçim yoluyla, sandık yoluyla kazanamadığınız belediyeleri kayyumlar, atanmış kayyumlar, vali ve kaymakamlar yoluyla ele geçirmek; talan, yolsuzluk, hırsızlık yapmak, halkın iradesini gasp etmek ve Kürt halkına düşmanlık yapmaktır” diye belirtti.

Paylaşın

9 Vekile Ait Dokunulmazlık Fezlekeleri TBMM’de: HEDEP, CHP Ve İYİ Parti

Aralarında HEDEP Diyarbakır Milletvekili Berdan Öztürk, HEDEP İstanbul Milletvekili Keziban Konukcu Kok, CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat ve İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez’inde bulunduğu 9 milletvekiline ait 11 dokunulmazlık dosyası, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunuldu.

Haber Merkezi / Meclis Başkanlığı’na, “Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi” sunulan 9 milletvekilinin isimleri şu şekilde:

CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, İYİP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, İYİP İzmir Milletvekili Ümit Özlale, HEDEP Bitlis Milletvekili Hüseyin Olan, HEDEP Mersin Milletvekili Ali Bozan, HEDEP Diyarbakır Milletvekili Berdan Öztürk, HEDEP İstanbul Milletvekili Keziban Konukcu Kok, HEDEP Hakkari Milletvekili Onur Düşünmez, HEDEP Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ.

Fezlekeler arasında HEDEP Diyarbakır Milletvekili Berdan Öztürk ve HEDEP Hakkari Milletvekili Onur Düşünmez’in ikişer dosyası bulunuyor.

Süreç nasıl işliyor?

Hakkında suç isnadı bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmamasına ilişkin talepler, Adalet Bakanlığına sunuluyor. Bakanlık, talebi gerekçeli bir yazıyla Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanlığı ise TBMM Başkanlığına iletiyor.

Meclis Başkanlığına gelen fezlekelerin gündeme alınmasındaki süreç, İçtüzüğe göre işliyor. Milletvekili dokunulmazlığı, İçtüzüğün “Yasama Dokunulmazlığı ve Üyeliğin Düşmesi” başlıklı dokuzuncu kısmının “yasama dokunulmazlığı” alt başlıklı birinci bölümünde düzenleniyor.

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki istemler, TBMM Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale ediliyor.

Söz konusu fezleke ile Meclis’teki mevcut fezlekeler, sevk edildikleri Karma Komisyonda bekletilebiliyor ya da komisyonda gündeme alınabiliyor. Fezlekelerin gündeme alınması halinde süreç başlıyor. Karma Komisyon toplanıyor ve hangi fezlekeye ait dosyayı değerlendireceğine karar veriyor.

Hazırlık Komisyonu kuruluyor

Hazırlık Komisyonu, kurulduğu andan itibaren en geç 1 ay içinde dosyayı inceleyerek raporunu hazırlıyor. Bu komisyon bütün kağıtları inceleyip gerekirse o milletvekilini dinliyor ancak tanık dinleyemiyor.

Hazırlık Komisyonu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar alırsa dosya Karma Komisyona havale ediliyor. Karma Komisyon da 1 ay içinde Hazırlık Komisyonu raporunu ve eklerini görüşerek sonuçlandırıyor.

Karma Komisyon, dokunulmazlığın kaldırılmasına veya kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar veriyor.

Karma Komisyon kovuşturmanın ertelenmesini kararlaştırmışsa bu yöndeki raporu Genel Kurulda okunarak bilgiye sunuluyor. Bu rapora milletvekilleri tarafından 10 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşiyor, itiraz edilmesi halinde ise rapor Genel Kurul gündemine alınıyor. İtiraz edilmeyen dosyalar Cumhurbaşkanlığına gönderiliyor.

Dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki Karma Komisyon raporları, doğrudan Genel Kurul gündemine giriyor. Genel Kurul, raporu kabul ederek dokunulmazlığın kaldırılmasını kararlaştırabileceği gibi, raporu reddederek yargılamanın dönem sonuna ertelenmesine de karar verebiliyor.

Kovuşturma ertelenmiş ve bu karar Genel Kurulca kaldırılmamış ise dönem yenilenmiş olsa bile milletvekilliği sıfatı devam ettiği sürece ilgili hakkında kovuşturma yapılamıyor.

Genel Kurul aşaması

Milletvekillerine dağıtılan Karma Komisyon raporu, Genel Kurulda okunarak görüşülüyor. Biri lehte diğeri de aleyhte olmak üzere, iki milletvekili rapor üzerinde konuşma yapıyor.

Fezlekesi olan milletvekili isterse Hazırlık Komisyonunda, Karma Komisyonda veya Genel Kurulda kendi savunmasını yapabiliyor ya da başka bir milletvekili arkadaşına savunma yapması için bu hakkını verebiliyor.

Söz ve savunma talebi yoksa görüşmeler tamamlanıyor. Daha sonra Karma Komisyonun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair raporu oylamaya sunuluyor. Genel uygulamaya göre açık oylama yapılıyor. Genel Kurulda dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin oylamada, karar yeter sayısı (151) yeterli oluyor.

Her dosya için ayrı oylama yapılıyor

Genel Kuruldaki oylamada, her milletvekili ve fezleke için ayrı oylama yapılıyor. Bir milletvekili hakkında iki dosya varsa iki dosya ayrı ayrı oylanıp karara bağlanıyor. Dokunulmazlık hangi dosya hakkında kaldırıldıysa yalnızca o fezleke hakkında yargılama yapılabiliyor. Milletvekilinin dönem sonuna bırakılan dosyası hakkındaki dokunulmazlığı devam ediyor.

Genel Kurul kararından sonra milletvekilinin dokunulmazlığı, söz konusu dosya için kaldırılmış oluyor.

Meclis Başkanlığı, dosyayı Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla Adalet Bakanlığına gönderiyor. Bakanlık da dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili hakkında gereğinin yapılması için dosyası ilgili savcılığa havale ediyor.

Savcılık da dosyanın ulaşmasının ardından soruşturmaya kaldığı yerden devam ediyor, söz konusu milletvekilini tutuklanması talebiyle mahkemeye de sevk edebiliyor ya da tutuksuz olarak yargılanmasına da devam edebiliyor.

Dokunulmazlık kalkıyor, vekillik devam ediyor

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kalkmasıyla milletvekilliği düşmüyor, devam ediyor. Milletvekili maaşını alıyor ve diğer sosyal haklarından yararlanıyor. Tutuklanmamışsa Meclise gelerek yasama çalışmalarına da katılabiliyor.

Ancak milletvekili hakkındaki ceza kesinleştikten sonra Genel Kurulda okunuyor ve o zaman milletvekilliği düşürülüyor.

Milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine karar verilmesi halinde, Genel Kurul kararının alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptal için Anayasa Mahkemesine başvurabiliyor. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini 15 gün içinde kesin karara bağlıyor.

Paylaşın

TBMM’de Küfür Krizi: MHP’den ‘Özürsüz’ Veya ‘Vekaleten Özürlü’ Çözüm Arayışı

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Meclis Başkanvekili Celal Adan’ın mikrofonun açık olduğunu fark etmeden Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kürsüsünden Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partilileri (HEDEP) hedef alarak ettiği küfür nedeniyle doğan krize çare arıyor.

HEDEP Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, 26 Ekim’de TBMM Genel Kurulu’nda cumhuriyet tarihi boyunca yapılan katliamları bir uzun rulodan okumuş ve elindeki kağıt rulosunu TBMM üyelerine kürsüden göstermişti.

Sakık’ın konuşmasının bitirp yerine dönmesinin ardından Genel Kurul oturumunu yöneten MHP’li Başkanvekili Celal Adan, mikrofonun açık olduğunu unutarak, Sakık’a küfür etti. HEDEP’lilerin protestoları arasında AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin’in Adan ile görüşmesinin ardından MHP’li Başkan Vekili oturuma 5 dakika ara verdiğini duyurdu. Ancak oturum uzun süre boyunca yeniden açılmadı.

Olaydan sonra Başkanlık divanını terk eden ve TBMM kürsüsünde görünmeyen Adan Salı günü TBMM Genel Kurulu’nu yönetme sırası geldiğinde kürsüye çıkarak özür dilemeyeceğini belirtti.

“Geçtiğimiz günlerde Meclis’i yönettiğim oturumla ilgili olarak bazı tartışmalar Genel Kurul’da gündeme gelmiştir. Bu konuda oturum sırasında ifade ettiğim hususlar bizatihi tutanaklarda yer almaktadır. Bunun dışında beni ve parlamentoyu bağlayacak hiçbir husus bulunmamaktadır. Hepinize saygılarımı sunuyorum,” dedi.

Bunun üzerine HEDEP grubu TBMM kürsüsü çevresinde toplanarak, milletvekillerinin Adan’ın yönetiminde Genel Kurul’a hitap etmesini sembolik olarak engellediler.

MA’nın haberine göre, TBMM Genel Kurul çalışmaları duraksayınca MHP’liler Genel Başkan Bahçeli’nin Adan’a övgüler düzmesine karşın Başna Vekillerinin ettiği küfrü kabul ederek, HEDEP ile uzlaşma arayışı başlattılar.

HEDEP protestosunun devamı üzerine MHP’liler, TBMM’deki Saadet Partisi, CHP, AKP ve diğer siyasi parti Grup Başkanvekilleri üzerinden iHEDEP Grubuyla temas kurdu. Görüşme trafiği içinde MHP’lilerin Adan’ın küfür ettiğini kabul ettiklerini HEDEP grubuna iletilince iki parti arasında aracılarla diyalog başladı.

Bu gelişmeler üzerine MHP’lilerin Adan yerine diğer Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül’ün Adan’ın küfür ettiğini kabul ederek TBMM Kürsüsünde kamuoyuna deklare etmesini önerdiler. HEDEP’lilerin bu talebi reddi üzerine MHP’liler Bülbül’ün deklarasyonu sonrasında Adan’ın da, “Evet, katılıyorum” beyanında bulunacağına güvence verdi.

Ancak MA’nın haberine göre, HEDEP’liler, Adan’ın ağzından çıkan küfrü kabul etmesi ve hem Sakık hem de HEDEP grubu ile TBMM’nin yanı sıra tüm toplumdan özür dilemesi gerektiğini vurgulayarak öneriyi geri çevirdi.

TBMM Grupları, MHP’nin çözüme dönük bir formülle gelmesini bekliyor.

Paylaşın

MHP’li Celal Adan Özür Dilemedi, HEDEP’li Vekiller Meclis Kürsüsünü İşgal Etti

MHP’li Meclis Başkanvekili Celal Adan’ın küfür etmesi HEDEP milletvekilleri tarafından protesto edilmeye devam ediliyor. HEDEP’li Saruhan Oluç, “Bu şekilde çalışmayı kabul etmiyoruz, hâlâ özür dilemiyorsun” dedi.

HEDEP’li Sırrı Sakık ise, “Bu parlamentodan özür dilemeniz gerekir. Bizden özür dilemeniz gerekir. Bize milyonlarca oy vermiş vatandaşlardan özür dilemeniz gerekir” ifadelerini kullandı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık’ın konuşmasının ardından, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda MHP’li Meclis Başkanvekili Celal Adan’ın küfür etmesi HEDEP milletvekilleri tarafından protesto edilmeye devam ediliyor.

HEDEP’li milletvekilleri, bugün Celal Adan’ı protesto etmek için Meclis kürsüsünü işgal edip protesto eylemi düzenledi.

Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, Celal Adan bugünkü TBMM Genel Kurulu’nda özür dilemeyeceğini belirterek, “Geçtiğimiz günlerde Meclis’i yönettiğim oturumla ilgili olarak bazı tartışmalar Genel Kurul’da gündeme gelmiştir. Bu konuda oturum sırasında ifade ettiğim hususlar bizatihi tutanaklarda yer almaktadır. Bunun dışında beni ve parlamentoyu bağlayacak hiçbir husus bulunmamaktadır. Hepinize saygılarımı sunuyorum” dedi.

Bunun üzerine söz alan Sırrı Sakık, “Bu parlamentodan özür dilemeniz gerekir. Bizden özür dilemeniz gerekir. Bize milyonlarca oy vermiş vatandaşlardan özür dilemeniz gerekir. Öyle geçiştirmekle olmaz. Grupta oturup birbirinizi alkışlamakla olmaz. Sizi sanki Kurtuluş Savaşı’nda bir kahraman gibi karşılıyorlardı. Çok ayıp” dedi.

Adan’ın söz verdiği diğer milletvekillerinin konuşmaları Meclis’te ıslık ve alkışla protesto edildi. HEDEP Antalya Milletvekili Saruhan Oluç, “Bu şekilde çalışmayı kabul etmiyoruz, hâlâ özür dilemiyorsun” dedi.

26 Ekim’deki Meclis Genel Kurulu’nda Sırrı Sakık’la tartıştıktan sonra mikrofonunu kapatmayı unutan Celal Adan’ın,  “Pez…ler ya” dediği duyulmuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin 31 Ekim’deki grup toplantısında yaptığı konuşmada Celal Adan’a “TBMM’de haince konuşma yapan tescilli bir bölücüye yüreklice yanıt veren TBMM Başkanvekili Sayın Adan sahipsiz değildir, yalnız değildir” diyerek destek vermişti.

Paylaşın

Kürt Böreği, Meclis’te “Asimilasyon Ve Irkçılık” Tartışmasına Neden Oldu

Meclis Genel Kurulu’nda konuşan HEDEP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Her şeyi asimile ettiniz, bir börek kalmıştı gerçekten. Kalbiniz küt küt attığı için mi küt böreği yaptınız? Meseleniz nedir? Gerçekten soruyorum. Dağda “kart kurt” sesinden Kürt çıkarma teoriniz tutmadı. Şimdi, kesilirken “küt küt” diye çıkan ses mi diyeceksiniz?” dedi ve ekledi:

“Peki, Boşnak böreği, Laz böreği, Gürcü mantısı, Çerkez tavuğu, Arap aşı için de önerileriniz var mı? Laz böreğine de “az böreği” Çerkez tavuğuna “erkez tavuğu” deyin, olsun bitsin. Bu coğrafyadaki halkların emeği, göz nuru yeme içme kültürlerine de el atmak kimsenin haddine olmamalı. Kürt böreği Kürt böreğidir, ırkçılık ve lezzet yan yana gelen şeyler değildir, elinizi çekin bu börekten. Madem bu kadar ırkçısınız yemeyin diyorum.”

Tescilli Kürt böreğinin bazı tanıtımlarda “küt” diye yazılması Meclis’te “asimilasyon”, “ırkçılık” tartışmasına neden oldu.

Meclis Genel Kurulu’nda konuşan HEDEP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Kürt böreğinin Rengo lakaplı Bileceli Mehmet Efendi tarafından yapılmış İstanbul’da adına festival düzenlenen tescilli bir börek olduğunu söyledi.

Yüz yıldan fazla tarihe sahip böreğin “kendini bilmez birileri tarafından” “küt” diye yazılıp tanıtıldığını söyleyen Beştaş şunları ifade etti:

“Her şeyi asimile ettiniz, bir börek kalmıştı gerçekten. Kalbiniz küt küt attığı için mi küt böreği yaptınız? Meseleniz nedir? Gerçekten soruyorum. Dağda “kart kurt” sesinden Kürt çıkarma teoriniz tutmadı. Şimdi, kesilirken “küt küt” diye çıkan ses mi diyeceksiniz?

Peki, Boşnak böreği, Laz böreği, Gürcü mantısı, Çerkez tavuğu, Arap aşı için de önerileriniz var mı? Laz böreğine de “az böreği” Çerkez tavuğuna “erkez tavuğu” deyin, olsun bitsin. Bu coğrafyadaki halkların emeği, göz nuru yeme içme kültürlerine de el atmak kimsenin haddine olmamalı. Kürt böreği Kürt böreğidir, ırkçılık ve lezzet yan yana gelen şeyler değildir, elinizi çekin bu börekten. Madem bu kadar ırkçısınız yemeyin diyorum.”

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, “Irkçılığı sen yapıyorsun. Ben daha ilk defa duyuyorum” diye tepki gösterdi. İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu da “Efendim, o börekten istiyoruz yalnız” diye seslendi.

Yerinden konuşan MHP’li Akçay, “Kürt böreği de yeriz, Arnavut böreği de yeriz, Çerkez tavuğu da yeriz ama ben ilk defa duydum” derken HEDEP’li Beştaş, “Bir dahaki sefere börek getireceğim” yanıtı verdi.

Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder de “Belli bir yaşa kadar yediklerimiz, belli bir yaştan sonra yemediklerimiz yaşatır. Şöyle de denilebilirdi: “Sözde Kürt böreği” de diyebilirlerdi, yine Allah razı olsun “küt” demişler” dedi.

(Kaynak: Gazete Duvar)

Paylaşın

İsveç’in NATO Üyeliği: TBMM’den Erteleme Kararı

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından imzalanarak 23 Ekim’de TBMM’ye gönderilen İsveç’in NATO’ya üyeliği protokolü TBMM Dışişleri Komisyonu’nda görüşüldü. Komisyon, protokol görüşmelerinin iptali ve onay için beklemeye karar verdi.

İsveç, Rusya’nın 24 Şubat 2022’de Ukrayna’ya saldırması sonrasında askeri tarafsızlık ilkesinden vazgeçerek Finlandiya ile birlikte NATO’ya üye olmak için başvuruda bulunmuştu. Ancak Türkiye, “PKK gibi terör örgütleri ile yeterince mücadele etmediği” gerekçesiyle İsveç’in üyeliğini uzun süre bloke etmişti.

İsveç’in Türkiye’nin taleplerini karşılamaya yönelik adımları neticesinde Türkiye Temmuz ayında Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta yapılan zirvede İsveç’in üyeliğine yönelik itirazını kaldırmıştı.

İsveç’in NATO’ya (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) katılım protokolü TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi) Dışişleri Komisyonunda görüşüldü.

AK Parti Ankara Milletvekili Fuat Oktay başkanlığında toplanan komisyona Dışişleri, Adalet, Milli Savunma, İçişleri Bakanlıkları ile Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı yetkilileri de katıldı.

Fuat Oktay, toplantının başında yaptığı açıklamada İsveç’in NATO üyeliği süreci ile ilgili Dışişleri Bakanlığı yetkililerinden geniş bilgi alacaklarını belirterek, “Bakanlık ve gerekirse diğer kurum temsilcileri olabilecek ek sorularımızı yanıtlayacaklar. Diğer anlaşmalarda olduğu gibi konuyu etraflıca tartışacak ve değerlendirmelerimiz sonucu nihai kararımızı vereceğiz” dedi.

Oktay, her bir uluslararası anlaşmanın ülke için önemli olduğunu söyleyerek, “Milli çıkarlarımız bizim için önceliktir. Gündemimizde sekiz antlaşma bulunuyor” hatırlatmasında bulundu.

İktidar ve muhalefet partilerinin milletvekillerinin yanı sıra Dışişleri ve Adalet Bakanlığı tavsiyelerinin yaptığı konuşmalar ve bilgilendirmeler sonrasında protokol için bekleme kararı alındı.

Komisyon Başkanı Fuat Oktay, çoğu AKP milletvekillerinden gelen görüşmelerin çok uzadığını ve ayrıca ilgili başka kesintilerin de katılmama taleplerine cevap vermesi durumunda herkesin hemfikir olması beklenebileceğini belirtti.

Oktay, “Bizim gösterdiğimiz hassasiyeti ne yazık ki ki muhataplarımız bize göstermiyor” diyerek, Türkiye’nin çıkarları çerçevesinde hareket edilmesinin kendileri için önemli olduğunu kaydetti.

Daha sonra AK Partili vekillerin toplantısının bitirilmesine yönelik teklifte bulunulması kabul edildi. Komisyonun bir daha ne zaman toplanacağı şu an için net değil.

Komisyon’da kabul edilmesi durumunda protokol için daha sonra Genel Kurul aşaması önem taşıyor. Genel Kurul’un gündemine ne zaman alınacağı ile ilgili net bir tarih bulunmayan protokolün onay sürecinin tamamlanmasının bütçe görüşmelerinin ardından olmasına yüksek ihtimal veriliyor.

İsveç’in NATO’ya Katılım Protokolü Meclis’in açılmasının beklenmesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak 23 Ekim’de TBMM’ye sevk edilmişti. Protokol 25 Ekim’de de TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş tarafından ilgili komisyona yani Dışişleri Komisyonu’na gönderilmişti.

Paylaşın

HEDEP’li Gergerlioğlu İle MHP’li Akçay Arasında Gerginlik: Adi Herif

TBMM Genel Kurulu’nda, HEDEP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu ile MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay arasında gerginlik yaşandı. Gergerlioğlu’nun sözlerine tepki gösteren Akçay, Gergerlioğlu’na “Adi herif” diyerek hakaret etti.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda; Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bugün grup toplantısında “Leyla Güven, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Figen Yüksekdağ, Can Dündar başta olmak üzere PKK’lı ve FETÖ’cülere hak ihlali kararıyla can simidi uzatan Anayasa Mahkemesi’dir” sözlerine tepki gösterdi.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; HEDEP’li Gergerlioğlu açıklamasında, “Devlet Bahçeli, AYM’den hak ihlali almış bana ve bazı eski siyasetçilerimize ‘terörist’ diyerek hakaret ve iftira etmiştir. Bu hakaret ve iftiraları misliyle Bahçeli’ye iade ediyorum. Siyasette seviye kaybına dair hepimiz duyarlı olalım. Halkın vekiline hakaret, halka hakarettir. Bahçeli, talimatlarını Mustafa Şentop’a dinleterek, vekilliğimi düşürüp ‘Adalet Nöbetimde’ beni Meclis’ten çıkarsa da AYM’nin 15’e 0, oybirliği kararı ile Meclis’e döndüm.

Hadsizliği ve zulmü yendim. Halkımızla beraber yendik. Hukuka çarpacaksın, Bahçeli. Hazmedeceksin Bahçeli. Haddini bileceksin Bahçeli. Anayasayı ve Anayasa Mahkemesi’ni tanıyıp yerine oturacaksın Bahçeli. Soyadımı bile doğru telaffuz edemeyen Bahçeli, Türkçe öğren de gel. Sen önce Sinan Ateş’in katilinin niye Olcay Kılavuz’un evinde çıktığını, … açıkla” dedi.

Gergerlioğlu’nun sözlerinin ardından MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, yerinden söz aldı. Akçay, “Bu, biraz evvel, yerinden konuşma yapan Gergerlioğlu’nun bütün bu hadsiz sözlerini misliyle, misliyle kendisine iade ediyoruz. Ve en kısa sürede de psikiyatrik tedavi görmesini salık veriyorum. Yani bu, psikolojik dengesi bozulmuş…” ifadelerini kullandı.

Gergerlioğlu’nun yerinden tepki göstermesi üzerine, Akçay; “Sen ağzını topla. Adi herif. Genel Kurul’a hitap etmiyor, haddini bilmiyor. TBMM Genel Kurulu’nun mehabetine uygun olmayan konuşmalar yapıyor. İyice sınırı aştı” diyerek Gergerlioğlu’na hakaret etti.

Gergerlioğlu, “Sen kimsin. Haddinizi bilin” diye yanıtlarken, tartışmanın büyümesi üzerine TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, birleşime 10 dakika ara verdi.

Paylaşın

3 Vekile Ait Dokunulmazlık Fezlekeleri TBMM’de: 2 HEDEP, 1 CHP

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, HEDEP Mersin Milletvekili Ali Bozan ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Kadri Enis Berberoğlu’nun dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin fezlekeler, TBMM’ye ulaştı.

Haber Merkezi / Fezlekeler, TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi) Adalet Anayasa Karma Komisyonu’na havale edildi.

Süreç nasıl işliyor?

Hakkında suç isnadı bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmamasına ilişkin talepler, Adalet Bakanlığına sunuluyor. Bakanlık, talebi gerekçeli bir yazıyla Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanlığı ise TBMM Başkanlığına iletiyor.

Meclis Başkanlığına gelen fezlekelerin gündeme alınmasındaki süreç, İçtüzüğe göre işliyor. Milletvekili dokunulmazlığı, İçtüzüğün “Yasama Dokunulmazlığı ve Üyeliğin Düşmesi” başlıklı dokuzuncu kısmının “yasama dokunulmazlığı” alt başlıklı birinci bölümünde düzenleniyor.

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki istemler, TBMM Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale ediliyor.

Söz konusu fezleke ile Meclis’teki mevcut fezlekeler, sevk edildikleri Karma Komisyonda bekletilebiliyor ya da komisyonda gündeme alınabiliyor. Fezlekelerin gündeme alınması halinde süreç başlıyor. Karma Komisyon toplanıyor ve hangi fezlekeye ait dosyayı değerlendireceğine karar veriyor.

Hazırlık Komisyonu kuruluyor

Hazırlık Komisyonu, kurulduğu andan itibaren en geç 1 ay içinde dosyayı inceleyerek raporunu hazırlıyor. Bu komisyon bütün kağıtları inceleyip gerekirse o milletvekilini dinliyor ancak tanık dinleyemiyor.

Hazırlık Komisyonu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar alırsa dosya Karma Komisyona havale ediliyor. Karma Komisyon da 1 ay içinde Hazırlık Komisyonu raporunu ve eklerini görüşerek sonuçlandırıyor.

Karma Komisyon, dokunulmazlığın kaldırılmasına veya kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar veriyor.

Karma Komisyon kovuşturmanın ertelenmesini kararlaştırmışsa bu yöndeki raporu Genel Kurulda okunarak bilgiye sunuluyor. Bu rapora milletvekilleri tarafından 10 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşiyor, itiraz edilmesi halinde ise rapor Genel Kurul gündemine alınıyor. İtiraz edilmeyen dosyalar Cumhurbaşkanlığına gönderiliyor.

Dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki Karma Komisyon raporları, doğrudan Genel Kurul gündemine giriyor. Genel Kurul, raporu kabul ederek dokunulmazlığın kaldırılmasını kararlaştırabileceği gibi, raporu reddederek yargılamanın dönem sonuna ertelenmesine de karar verebiliyor.

Kovuşturma ertelenmiş ve bu karar Genel Kurulca kaldırılmamış ise dönem yenilenmiş olsa bile milletvekilliği sıfatı devam ettiği sürece ilgili hakkında kovuşturma yapılamıyor.

Genel Kurul aşaması

Milletvekillerine dağıtılan Karma Komisyon raporu, Genel Kurulda okunarak görüşülüyor. Biri lehte diğeri de aleyhte olmak üzere, iki milletvekili rapor üzerinde konuşma yapıyor.

Fezlekesi olan milletvekili isterse Hazırlık Komisyonunda, Karma Komisyonda veya Genel Kurulda kendi savunmasını yapabiliyor ya da başka bir milletvekili arkadaşına savunma yapması için bu hakkını verebiliyor.

Söz ve savunma talebi yoksa görüşmeler tamamlanıyor. Daha sonra Karma Komisyonun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair raporu oylamaya sunuluyor. Genel uygulamaya göre açık oylama yapılıyor. Genel Kurulda dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin oylamada, karar yeter sayısı (151) yeterli oluyor.

Her dosya için ayrı oylama yapılıyor

Genel Kuruldaki oylamada, her milletvekili ve fezleke için ayrı oylama yapılıyor. Bir milletvekili hakkında iki dosya varsa iki dosya ayrı ayrı oylanıp karara bağlanıyor. Dokunulmazlık hangi dosya hakkında kaldırıldıysa yalnızca o fezleke hakkında yargılama yapılabiliyor. Milletvekilinin dönem sonuna bırakılan dosyası hakkındaki dokunulmazlığı devam ediyor.

Genel Kurul kararından sonra milletvekilinin dokunulmazlığı, söz konusu dosya için kaldırılmış oluyor.

Meclis Başkanlığı, dosyayı Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla Adalet Bakanlığına gönderiyor. Bakanlık da dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili hakkında gereğinin yapılması için dosyası ilgili savcılığa havale ediyor.

Savcılık da dosyanın ulaşmasının ardından soruşturmaya kaldığı yerden devam ediyor, söz konusu milletvekilini tutuklanması talebiyle mahkemeye de sevk edebiliyor ya da tutuksuz olarak yargılanmasına da devam edebiliyor.

Dokunulmazlık kalkıyor, vekillik devam ediyor

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kalkmasıyla milletvekilliği düşmüyor, devam ediyor. Milletvekili maaşını alıyor ve diğer sosyal haklarından yararlanıyor. Tutuklanmamışsa Meclise gelerek yasama çalışmalarına da katılabiliyor.

Ancak milletvekili hakkındaki ceza kesinleştikten sonra Genel Kurulda okunuyor ve o zaman milletvekilliği düşürülüyor.

Milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine karar verilmesi halinde, Genel Kurul kararının alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptal için Anayasa Mahkemesine başvurabiliyor. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini 15 gün içinde kesin karara bağlıyor.

Paylaşın

12. Kalkınma Planı TBMM Genel Kurulu’nda Kabul Edildi

12. Kalkınma Planı, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda, Adalet Ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) oyları ile bu gece kabul edildi.

ANKA’nın aktardığına göre; 12. Kalkınma Planı’na göre iktidarın 2023 hedefi olan Türkiye’nin ilk 10 ekonomi arasına girmesi, 2053 yılına kalacak. Planda, Türkiye’nin 2053 yılında ilk 10 ekonomi arasına gireceği belirtilirken, yine 2053 yılında Türkiye’nin insanı gelişmişlik endeksinde de ilk 20 ülke arasında yer alacağı savunuldu.

Planda, 2028 yılında dijital Türk lirasının tedavüle gireceği kaydedilerek, “2028 yılında fiziksel parayla birlikte kullanıma sunulacak olan dijital Türk lirası tüm ekonomik, sosyal ve toplumsal boyutlarıyla geliştirilerek tedavüldeki tek para haline gelecek, finans sektörü, 2053’e giden süreçte teknoloji ihraç eder konumda olacaktır” denildi.

Planda yargı alanında yapılacaklar da açıklandı. “Adalet Hizmetleri” alanında hedeflenen politika ve tedbirler şöyle sıralandı: “Çağın gereklerine uygun, daha özgürlükçü, kapsayıcı ve demokratik bir Anayasa hazırlanacaktır. Anayasada güvence altına alınan temel hak ve özgürlükler güçlendirilecektir. Katılımcı bir hazırlık süreciyle yeni bir ‘Yargı Reformu Stratejisi’ ve ‘İnsan Hakları Eylem Planı’ hazırlanacaktır. İfade özgürlüğünün güçlendirilmesi amacıyla uygulamadaki eksiklerin tespitine yönelik çalışmalar yapılacaktır. Ülkemizde insan hakları alanında çalışan kurumların kurumsal kapasiteleri geliştirilecektir.

BM, Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) nezdindeki insan hakları mekanizmaları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile yapıcı işbirliği sürdürülecektir.”

On Birinci Kalkınma Planı’nda “BM, Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı nezdindeki insan hakları mekanizmaları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile yapıcı işbirliği sürdürülecek ve alınan kararlarda söz sahibi olmak üzere aktif rol üstlenilecektir” ifadeleri yer almıştı. AİHM kararları ile ilgili olarak yeni planda, “alınan kararlarda söz sahibi olmak üzere aktif rol üstlenilecektir” hedefine yer verilmedi.

“Adalet Hizmetleri” alanında belirlenen diğer bazı politika ve tedbirler ise şöyle: “Uluslararası insan hakları mekanizmalarının gündeminde bulunan veya gündeme getirilmesinde yarar görülen konularda kabul edilecek kararlara ortak sunucu olma yönünde faaliyetler yürütülecektir. Ayrımcılık ve nefretle mücadele güçlendirilecektir. Ayrımcılık ve nefretle mücadele alanında izleme ve denetim mekanizmaları güçlendirilecektir. Yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı ve şeffaflığı güçlendirilecektir.

“Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı”

Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı bakımından sorun oluşturan unsurların tespiti için durum analizi yapılacak, bu husustaki iyi uygulama örnekleri ile uluslararası standartlar incelenerek rapor hazırlanacaktır. Hâkim ve savcılara ilişkin disiplin süreci hukuki öngörülebilirlik, hâkimlik teminatı ve hak arama hürriyeti çerçevesinde gözden geçirilecektir. Lekelenmeme hakkının daha etkin korunması için Cumhuriyet savcılarının takdir yetkilerinin genişletilmesine yönelik çalışma yapılacaktır.”

Plana göre tamamlayıcı emeklilik ve sağlık sigortası yaygınlaştırılacak. Planda, sosyal güvenlik alanında yapılması hedeflenen bazı uygulamalar şöyle: “Nüfusun yaşlanmasının sosyal güvenlik sistemi üzerindeki etkilerinin azaltılması için bakım sigortası ve mesleki rehabilitasyon uygulamaları hayata geçirilecektir. Yaşlı bakım hizmetlerinin finansmanı için bakım sigortası kurulacaktır.

Sosyal güvenlik sistemi, emekli refahının artırılması ve kişilere ilave sağlık güvencesi sağlanması amacıyla tamamlayıcı emeklilik ve sağlık sistemleriyle desteklenecektir. Genel Sağlık Sigortası sisteminin sürdürülebilirliğinin güçlendirilmesi, kişilere alternatif bir sağlık güvencesi sağlanması ve sağlık hizmet sunumundaki kapasitenin etkin kullanımı için tamamlayıcı sağlık sigortacılığı teşvik edilecektir.”

Planda öncelikli gelişme alanları arasında gösterilen enerji konusunda yapılacaklar da sıralandı. Planda Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin devreye alınacağı belirtilirken şu ifadelere yer verildi:

“Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) bütün üniteleri ile elektrik üretimine başlayacaktır. Nükleer santral kurulu gücünün artırılmasına yönelik çalışmalara devam edilecektir. Küçük modüler reaktörler, füzyon teknolojileri ve ileri nesil reaktörler gibi yeni teknolojilere yönelik çalışmalar yapılacaktır. Nükleer atıkların güvenli bir şekilde bertarafı için atık tesisi kurulmasına yönelik çalışmalar yürütülecektir.”

Planda eğitim konusunda hayırseverlerin teşvik edilmesi hedefi de yer aldı. Planda bu hedef; “Hayırseverlerden ve özel sektörden gelen desteklerin öncelikle okul öncesi eğitim alanına yönlendirilmesi teşvik edilecektir. Fiziki mekan ihtiyacı olmayan bölgelerde hayırseverlerin yaptıkları finansal katkıların eğitim destekleri, öğretim materyalleri gibi cari harcamalara yönlendirilmesi sağlanacaktır. Üniversitelere yapılacak yardım ve bağışlar teşvik edilecektir” denildi.

Ayrıca planda, öğretim programlarında “milli, manevi, ahlaki” değerlerinin esas alınacağı da “Öğretim programları milli, manevi, ahlaki ve evrensel değerler esas alınarak küresel gelişmelere ve ihtiyaçlara uygun olarak güncellenecek, dijital içeriklerin niteliği ve niceliği geliştirilecektir” diye ifade edildi.

Planda çocuklar için yapılacaklar da sıralanırken, “Yoksulluğun nesiller arası aktarımını azaltmak ve fırsat eşitliğini artırmak üzere çocukların bireysel ihtiyaçlarına yönelik uygulamalar hayata geçirilecektir” denildi. Planda sosyal yardımlara ilişkin yapılacaklar arasında şunlar da yer aldı:

“Sosyal yardım sistemi gözden geçirilecek, iş gücüne katılıma mani olmayacak şekilde bütünleşik bir yapıda, aile odaklı ve fert başına asgari bir geliri garanti edecek şekilde yeniden kurgulanacaktır. Sosyal yardımlar fırsat eşitliği gözetilerek yürütülecektir.”

Planda taşınmazların güncel değerlerini ilgili kurumlarla koordinasyon ile kayıt altına alan bir veri tabanı oluşturulacağı da belirtildi. Planda, “Gayrimenkul değerlemesi için taşınmazların güncel değerlerini ilgili kurumlarla koordinasyon ile kayıt altına alan bir veri tabanı oluşturulacak ve bilgisayar destekli toplu değerleme yöntemlerinin uygulanmasına yönelik çalışmalar yürütülecektir” denildi.

Marmara Bölgesi’nde olası depreme karşı yapıların güçlendirileceğine de planda yer verildi. Planda, İstanbul’a ilişkin “İstanbul başta olmak üzere riskli yapı stokunun dönüşümünün hızlandırılması amacıyla mevzuat düzenlemesi gerçekleştirilecektir” denildi.

Planda, dar ve orta gelirlilere yönelik TOKİ’nin ürettiği konut sayısının 2022 yılında 60 bin 440 olduğu ve bu sayının 2028 yılında 500 bine çıkarılacağı hedefine de yer verildi. Planda, ülkedeki konut sorununa ilişkin yapılacaklardan bazıları ise şöyle ifade edildi

“Özellikle kentlerdeki barınma sorununa sağlıklı çözümler üretilebilmesi için dar gelirlilere, kadınlara, engellilere ve gençlere yönelik toplu konut uygulamaları yürütülecektir. Afetler sonrasında acil barınma ihtiyacını ivedilikle karşılamak için gerçekleştirilen ve imar mevzuatını değiştiren düzenlemeler, sürdürülebilir konut çevresi, uygulamada etkinlik, afetlere karşı risk azaltma ve dirençlilik, eskisinden daha sağlam inşa prensipleri doğrultusunda yeniden gözden geçirilecektir. Kaçak yapı stoku ortaya konulacak ve kaçak yapılaşmayı önleyici tedbirler alınacaktır. Afet konutlarının yapımında afetzedelerin barınma ihtiyacını en kısa zamanda karşılayacak şekilde hak sahipliği, geri ödeme ve finansman yöntemleri ile ilgili mevzuat yeniden ele alınacaktır.”

Planda kamuda işe alımlarda yapılacak uygulamalar da şöyle ifade edildi: “Kamu görevlerine ilk defa atanacaklar için mevcut sınav sistemi mevzuat ve uygulama boyutlarıyla birlikte gözden geçirilerek, sözlü sınavların atamaya konu olan görevin niteliğinin gerekli kıldığı hallerle sınırlı olarak yapılması sağlanacak, sınav kurullarının tarafsızlığının korunması, şeffaflık, adalet ve hakkaniyet ilkelerini güçlendirecek düzenlemeler hayata geçirilecektir.”

Paylaşın