ABD’den İsrail, Ukrayna Ve Tayvan’a 95 Milyar Dolarlık Yardım

ABD Temsilciler Meclisi, Ukrayna, İsrail ve Tayvan’a güvenlik yardımı sağlayan 95 milyar dolarlık bir yasa paketini kabul etti. Yasa paketinin ABD Senatosu’nda onaylanarak ABD Başkanı Joe Biden’ın imzasına sunulması bekleniyor.

Haber Merkezi / Yardım paketi, ABD silahlarının, stoklarının ve tesislerinin ikmali için 23 milyar dolar da dahil olmak üzere Ukrayna 60,84 milyar dolar; 9,1 milyar doları insani ihtiyaçlar için olmak üzere İsrail için 26 milyar dolar ve Tayvan dahil Hint-Pasifik bölgesi için 8,12 milyar dolar ayrılmasını öngörüyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bugün Temsilciler Meclisi’nden geçen hayati önem taşıyan ABD yardım tasarısı, savaşın yayılmasını önleyecek, binlerce hayat kurtaracak ve her iki ulusun daha güçlü olmasına yardımcı olacak” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise yardım paketinin ABD Temsilciler Meclisi’nde onaylanmasının ardından teşekkür mesajı yayımladı.

Netanyahu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, tasarının ABD Kongresi’nde “ezici çoğunlukla” kabul edilmesinin, İsrail’in ABD’de her iki parti tarafından da desteklendiğini gösterdiğini ve “Batı medeniyetinin savunulması” anlamına geldiğini ifade etti.

Beyaz Saray yaptığı açıklamada, “Dünya Kongre’nin ne yaptığını izliyor” demişti. Beyaz Saray’ın açıklamasında, “Bu yasa tasarısını geçirmek, çok önemli bir anda Amerikan liderliğinin gücü hakkında güçlü bir mesaj gönderecektir. Yönetim, Kongre’nin her iki kanadını da bu ek finansman paketini hızla Başkan’ın masasına göndermeye çağırıyor” denilmişti.

Geçen yıldan bu yana Kongre’ye Ukrayna’ya yapılacak ek yardımı onaylaması yönünde çağrıda bulunan Biden da bir açıklamada bulundu. Biden, “Bu yardım, İsrail’in İran’ın eşi benzeri görülmemiş saldırılarıyla karşı karşıya olduğu ve Ukrayna’nın Rusya’nın devam eden bombardımanı altında olduğu bu çok acil bir zamanda geliyor” dedi.

Paylaşın

Çin’den ABD’ye “Tayvan” Uyarısı: Dikkatli Olun

ABD’nin Tayvan ile her türlü resmi teması kesmesini isteyen Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, Washington’u Tayvan meselesinin “aşırı karmaşıklığı ve hassasiyeti konusunda dikkatli olmaya” çağırdı.

Tayvan, bu ay Senato’dan geçen ancak Temsilciler Meclisi’nde bekleyen 95 milyar dolarlık yardım paketin bir parçası. Paket, Tayvan’a sağlanan ABD silahlarının yenilenmesi için 1,9 milyar dolar içeriyor.

Washington, 1979 tarihli bir yasa uyarınca Tayvan’a işgali caydıracak yeterli askeri donanım ve teknoloji sağlamakla yükümlü. Adayı Çin topraklarının bir parçası olarak gören ve gerekirse güç kullanarak ele geçirmeyi taahhüt eden Pekin ise Tayvan’a yapılan silah satışlarına karşı çıkıyor.

Çin, Amerika Birleşik Devletleri Kongresi’nden bir heyetin Tayvan’a yaptığı ziyarete sert tepki gösterdi. Euronews Türkçe’nin aktardığına göre; Ziyaret sonrası tepkisini dile getiren Çin Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin kendi kendini yöneten ada ile her türlü resmi teması kesmesini istedi.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, Washington’u Tayvan meselesinin “aşırı karmaşıklığı ve hassasiyeti konusunda dikkatli olmaya” çağırdı. Sözcü “Çin, ABD ve Tayvan makamları arasında her türlü resmi etkileşime karşıdır ve ABD’nin Tayvan işlerine her ne şekilde ya da her ne bahaneyle olursa olsun müdahalesini reddetmektedir.” dedi.

Pekin ve Washington’ın ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping arasında kasım ayında yapılan görüşmenin ardından sarsılan ilişkilerini istikrara kavuşturma arayışında.

Bu ortamda ziyaret Çin’de beklenenden daha şiddetli bir tepki çekti. Ancak Kongre heyetinin temaslarının 2022 yazında dönemin Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan’a yaptığı ziyaret sonrasında Çin’in yaptığı askeri tatbikatlar gibi büyük eylemleri tetiklemesi beklenmiyor.

Tayvan’a askeri ekipman satışı

Öte yandan, Kongre heyetinin ziyareti Tayvan’a askeri ekipman satışıyla ilgili anlaşmayı ABD Dışişleri Bakanlığı’nın onayladığı güne denk geldi. Çin’in ABD’li şirketlere yaptırım getirmesine yol açan satış, iletişim ve küresel konumlandırma sistemlerini ve ilgili teknolojiyi kapsıyor. Nispeten küçük boyuttaki satış silah içermiyor.

Tayvan, bununla birlikte, bu ay Senato’dan geçen ancak Temsilciler Meclisi’nde bekleyen 95 milyar dolarlık yardım paketinin de bir parçası. Ukrayna ve İsrail’e odaklanan paket, Tayvan’a sağlanan ABD silahlarının yenilenmesi için 1,9 milyar dolar içeriyor.

Washington, 1979 tarihli bir yasa uyarınca Tayvan’a işgali caydıracak yeterli askeri donanım ve teknoloji sağlamakla yükümlü. Adayı Çin topraklarının bir parçası olarak gören ve gerekirse güç kullanarak ele geçirmeyi taahhüt eden Pekin ise Tayvan’a yapılan silah satışlarına karşı çıkıyor.

Paylaşın

Çin’den Tayvan’a Gözdağı

Tayvan’ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunan Çin ile Tayvan arasında gerilim yükseliyor. Son olarak, dokuz Çin uçağının muharebeye hazırlık devriye görevi için Tayvan Boğazı’nda Çin ve Tayvan’ı birbirinden ayıran gayriresmi orta sınırı geçtiği bildirildi.

Çin, Soğuk Savaş’ın en şiddetli dönemlerinin yaşandığı 1954’te Amerikalı bir general tarafından hazırlanan Tayvan Boğazı orta sınırını resmi olarak kabul etmedi. Ancak Çin ordusu kısa zamana kadar Çin ve Tayvan’ı ayıran bu gayriresmi deniz sınırını ihlal edici hamlelerde bulunmamıştı.

Çin yönetimi, Tayvan lideri Tsai Ing-wen’in ABD’de Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy’le görüşmesi halinde bunu provokasyon olarak nitelendirip karşılık vereceklerini duyurmuştu.

Çin, Amerika’nın Tayvan’a verdiği desteği arttırdığını kabul ediyor ve bundan ötürü öfke duyuyor.

Tsai Ing-wen, Orta Amerika ziyaretine başlamadan önce Çarşamba günü ABD’de mola vermişti.

Tayvan Cumhurbaşkanı’nın Taipei’ye dönmeden önce önümüzdeki hafta Los Angeles’ta vereceği mola sırasında ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy’yle görüşmesi bekleniyor. Çin, bu görüşmenin gerçekleşmesi halinde buna misilleme yapacağını kaydetmiş ancak ayrıntı vermemişti.

Tayvan Savunma Bakanlığı, dokuz Çin uçağının Tayvan Boğazı’ndaki gayriresmi orta sınırın kuzey, orta ve güney noktalarını aştığını kaydetti.

Bakanlık, Tayvan silahlı kuvvetlerinin, “anlaşmazlıkları tırmandırmama ya da anlaşmazlığa yol açmama” ilkesi çerçevesinde durumu gözlemlemek için kendi uçak ve gemilerini kullandığını bildirdi.

Tayvan Savunma Bakanlığı açıklamasında, “Komünist ordunun kuvvetlerini harekete geçirmesi Tayvan Boğazı’nda kasti gerginliğe yol açtı. Bu durum barış ve istikrara zarar vermekle kalmadı, bölgesel güvenlik ve ekonomik kalkınmayı da olumsuz etkiledi” dedi. Bakanlık “bu gibi mantıksız eylemleri” kınadığını kaydetti.

Çin’den konuya ilişkin açıklama gelmedi.

Tayvan Cumhurbaşkanı Tsai, 2019 yılından beri Amerikan topraklarında verdiği bu ilk molada dün New York’taki düşünce kuruluşu Hudson Enstitüsü’nde yaptığı konuşmada, tırmanan gerginliklerin sorumlusunun Çin olduğunu belirtti.

Tsai, “Çin kasten gerginlikleri tırmandırıyor ancak Tayvan buna her defasında itidalle karşılık veriyor. Tüm dünya sorumluluk sahibi tarafın Tayvan olduğunu görebilir” dedi.

Güvenlikten sorumlu üst düzey Tayvanlı bir yetkili, Reuters haber ajansına, Çin uçağının, Tayvan Boğazı’ndaki orta sınırı “hafif” geçtiğini, Çin gemilerinin olağandışı seyirde bulunmadığını söyledi.

Çin, Temsilciler Meclisi’nin eski Başkanı Nancy Pelosi’nin geçen Ağustos’ta Taipei’ye ziyareti sonrasında Tayvan civarında savaş oyunları sahnelemiş ve o dönemden bu yana daha düşük seviyede askeri faaliyetlerine devam etmişti.

Tayvanlı yetkili, yabancı siyasi liderlere ve iş adamlarına karşı hoş görünme çabasına giren Çin’in benzer büyük çaplı askeri tatbikatları yineleme olasılığının düşük olduğunu, askeri gerginlikleri tırmandırmanın tüm dünyaya “çelişkili mesajlar” vermek anlamına geleceğini söyledi.

Kaynak, “Ancak Çin’in olası mantıksız davranışlarına karşı tüm hazırlıklarımızı yaptık. Uluslararası toplum Tayvan’a ilgi gösterdikçe Çin’in rahatsızlığı artıyor” şeklinde konuştu.

Bugün Taipei’de gazetecilere konuşan Tayvan Başbakanı Chen Chien-jen, Tayvan’ın dünyaya açılma hakkı olan “demokratik bir ülke” olduğunun altını çizdi.

Chen Chien-jen, Pekin’in misilleme tehdidine ilişkin bir soruya, “Umarım Çin kışkırtıcı olma bahanesi aramaz. Çin’in otoriter yayılma girişimi gereksiz sorunlara yol açar. İşte görüyorsunuz bugün burada yine aynı çağrıyı yapıyor ve Çin’in kışkırtıcı eylemlerini azaltmasını söylüyoruz” dedi.

Çin – Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin’de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti’nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan’a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı’yla ilişkilerini koparan Çin’i 1970’lerin başına kadar Birleşmiş Milletler’de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM’nin 1971’de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti’ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM’den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, “tek Çin” ilkesini benimseyerek Tayvan’ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan’ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM’de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.

Paylaşın

Çin’den ABD’ye ‘Tayvan’ Tehdidi: Karşılık Veririz

Pekin ile Washington arasında Tayvan gerilimi yükseliyor. Son olarak, Çin yönetimi, Tayvan lideri Tsai Ing-wen’in ABD’de Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy’le görüşmesi halinde bunu provokasyon olarak nitelendirip karşılık vereceklerini duyurdu.

Tayvan lideri Tsai Ing-wen ise Pekin yönetiminden korkmadıklarını belirterek, “Tayvan’ın dünyaya açılma kararlılığı daha da güçlenecek. Biz sakin, kendinden emin, boyun eğmeyen ve kışkırtıcı davranmayan bir ülkeyiz. Uluslararası toplum Tayvan’a ihtiyaç duyduğunda, Tayvan katkı sağlayacaktır. Tayvan zorluklarla karşılaştığındaysa müttefikleri Tayvan’ı destekleyecektir” dedi.

Washington ise Tsai’nin Belize ve Guatemala’ya düzenleyeceği ziyaretlerde ABD’ye de uğramasının normal olduğunu savunarak, Pekin yönetiminin bunu saldırgan bir tavır sergilemek için bahane olarak kullanmaması gerektiğini bildirmişti.

Çin’in Tayvan İlişkileri Ofisi Sözcüsü Zhu Fenglian, bugün yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: Tsai, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı McCarthy’yle temasa geçerse, bu tek Çin ilkesini ciddi şekilde ihlal eden, Çin’in egemenliğine ve toprak bütünlüğüne zarar veren ve Tayvan Boğazı’nda barışla istikrarı yok eden bir başka provokasyon olacaktır. Buna tamamen karşı çıkıyoruz ve mücadele etmek için kesinlikle önlemler alacağız.

Tsai, bugün başlattığı 10 günlük ziyaret programı kapsamında Belize ve Guatemala’yı ziyaret edecek. Yola çıkmadan önce yaptığı açıklamada Tayvan lideri, Pekin yönetiminden korkmadıklarını belirterek şunları söyledi:

Tayvan’ın dünyaya açılma kararlılığı daha da güçlenecek. Biz sakin, kendinden emin, boyun eğmeyen ve kışkırtıcı davranmayan bir ülkeyiz. Uluslararası toplum Tayvan’a ihtiyaç duyduğunda, Tayvan katkı sağlayacaktır. Tayvan zorluklarla karşılaştığındaysa müttefikleri Tayvan’ı destekleyecektir.

Tayvan liderinin ziyaretlerinde New York’ta ve Kaliforniya eyaletindeki Los Angeles’ta temaslarda bulunması da bekleniyor. Öte yandan Tsai’nin Cumhuriyetçi McCarthy’le görüşeceği henüz resmi kaynaklar tarafından doğrulanmadı.

Washington ise Tsai’nin Belize ve Guatemala’ya düzenleyeceği ziyaretlerde ABD’ye de uğramasının normal olduğunu savunarak, Pekin yönetiminin bunu saldırgan bir tavır sergilemek için bahane olarak kullanmaması gerektiğini bildirmişti.

Eski Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin ağustosta Tayvan’ı ziyaret etmesi Pekin’den büyük tepki toplamış, Çin Halk Kurtuluş Ordusu adanın etrafını sararak büyük askeri tatbikatlar düzenlemişti.

Kimliğini paylaşmayan bir ABD’li üst düzey yetkili de Birleşik Krallık’ın önde gelen gazetelerinden Guardian’a açıklamasında, Washington’ın McCarthy-Tsai görüşmesiyle tansiyonun artmasını istemediğini belirtti.

Çin – Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin’de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti’nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan’a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı’yla ilişkilerini koparan Çin’i 1970’lerin başına kadar Birleşmiş Milletler’de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM’nin 1971’de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti’ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM’den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, “tek Çin” ilkesini benimseyerek Tayvan’ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan’ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM’de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

ABD Başkanı Biden’dan Uzak Doğu’da Gerilimi Artıracak Açıklama

Tayvan’la ilgili resmi politikayı bir adım ileri taşıyan ABD Başkanı Biden, verdiği bir röportajda, Çin’in olası bir saldırısına karşı Tayvan’ı ABD ordusunun koruyacağını söyledi.

Biden, “Tek Çin politikamız devam ediyor. Tayvan, bağımsızlık üzerine kendi yorumunu yapıyor. Biz de bu konuda farklı bir yöne ilerlemiyoruz, Tayvan’ı bağımsızlık için cesaretlendirmiyoruz. Bu onların kendi kararı.” dedi.

Amerikan CBS kanalına bir röportaj veren ABD Başkanı Joe Biden, bu sözlerinin ardından “Yani ABD ordusu Tayvan’ı mı savunacak?” diye sorulmasının üzerine “Evet” yanıtını verdi.Pazar günü yayımlanan röportaj, Beyaz Saray’ın Tayvan politikasının değişmediğini ortaya koyuyor.

Washington’ın Tayvan politikası “stratejik belirsizlik” üzerine kuruluydu. Tayvan’ı korumaya tam anlamıyla kararlı olduğunu açıklamasa da Amerikan yönetimleri bu ihtimali hiçbir zaman saf dışı bırakmadı.

Tayvan, Çin’in doğusunda tek taraflı bağımsızlığını ilan eden bir yönetim; Pekin ise adayı kendi toprağı olarak kabul ediyor. Washington ile Pekin arasında Tayvan sebebiyle yaşanan gerilimler son dönemde yeniden tırmandı.

ABd Tayvan’ı ayrı bir ülke olarak kabul etmiyor; Çin’in bir parçası olarak sayıyor ve ayrı bir diplomatik ilişki geliştirmiyor. Örneğin Tayvan’da ayrı bir ABD Büyükelçiliği yok. Ancak Ada yönetimiyle yakın ilişkileri var ve Tayvan’a savunma konusunda destek oluyor.

Biden da verdiği röportajda bunu açıkça ortaya koymuş oldu:

“Tek Çin politikamız devam ediyor. Tayvan, bağımsızlık üzerine kendi yorumunu yapıyor. Biz de bu konuda farklı bir yöne ilerlemiyoruz, Tayvan’ı bağımsızlık için cesaretlendirmiyoruz. Bu onların kendi kararı.”

Biden benzer yorumları Mayıs ayında da yapmış; Çin’in olası bir işgali durumunda Tayvan’ı savunacaklarını söylemişti. Ancak hemen ardından beyaz Saray’dan bir açıklama yapılmış ve “Amerika’nın yıllardır benimsediği ‘Tek Çin’ politikasından vazgeçmediği duyurulmuştu.

Bu röportajın ardından Beyaz Saray yine bir açıklama yayımladı. “Sayın Biden Tayvan politikamızın değişmediğini de bir kez daha net bir şekilde ifade etmiştir” denildi.

Bu, Biden’ın bir yıl içinde Tayvan’la ilgili resmi politikayı bir adım ileri taşıyan üçüncü açıklaması. ABD Başkanı, geçen yıl Ekim ayında ve bu yıl Mayıs ayında askeri operasyona ihtimalini açıkça dile getirmişti.

Bu ayın başında ABD, Tayvan’a 1,1 milyar dolar değerinde silah ve füze savunma sistemi satma kararını açıkalmış; bu karar Çin’le gerilimin tırmanmasına yol açmıştı.

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Ağustos ayında Ada’ya yaptığı ziyaretin ardından -her ne kadar Biden ‘pek iyi bir fikir değildi’ dese de- gerilim daha da tırmanmıştı.

Ziyaretin ardından Çin, Tayvan çevresinde beş gün süren bir askeri blokaj uygulamış; ABD de Çin ordusunun Ada etrafında füze denemeleri yaptığını iddia etmişti. Ancak Pekin yönetimi bu iddiayı doğrulamadı; Tayvan ise füzelerin tehdit yaratmayacak bir şekilde atmosfere fırlatıldığını savunmuştu.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

İkinci ABD Heyeti Tayvan’da; Çin Askeri Tatbikat Başlattı

ABD Kongre üyelerinden oluşan bir delegasyon, iki gün sürmesi planlanan resmi ziyaretleri kapsamında Tayvan’a gitti. Beş Kongre üyesinin Tayvan ziyareti, Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin 2 Ağustos’taki ziyaretinin ardından ABD’li bir Kongre heyetinin Tayvan’a yaptığı ikinci ziyaret olma özelliği taşıyor.

Demokrat Partili Massachusetts Senatörü Ed Markey’nin liderliğindeki delegasyonda ayrıca Demokrat Partili Kongre üyeleri John Garamendi, Alan Lowenthal ve Don Beyer ile Cumhuriyetçi Partili Kongre üyesi Aumua Amata Coleman Radewagen de bulunuyor.

CNN International’ın aktardığına göre, Tayvan’ın başkenti Taipei’ye daha önceden duyurmadıkları ziyaretleri ile ilgili Twitter’dan açıklama yapan delegasyon başkanı Markey, ziyaretin “ABD’nin Tayvan’a olan desteğini bir kez daha teyit etme” çabalarının bir parçası.

Markey’nin açıklamasına göre, heyetin ziyaretinin “Tayvan Boğazı’nda istikrar ve barışı teşvik etmesi” bekleniyor.

Heyetin ziyaretleri sırasında Tayvan lideri Tsai Ing-wen ve Dışişleri Bakanı Joseph Wu ile de görüşmesi planlanıyor.

Tayvan Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre, ABD delegasyonu, ziyaretleri sırasında Parlamento Dışişleri ve Milli Savunma Komitesi ile de “güvenlik ve ticarete ilişkin konuları görüşmek için” bir araya gelecek.

Tayvan Dışişleri Bakanlığı, ABD’li heyetin ziyaretini “memnuniyetle karşılarken” Nancy Pelosi’nin ziyaretine de tepki gösteren Çin, “ABD’nin provokasyonlarına karşı önlem alacaklarını” açıkladı.

Çin, tekrar tatbikat başlattı

Çin’in Washington Büyükelçiliği’nden dün (14 Ağustos) yapılan açıklamada, “ABD Kongre üyeleri, ABD hükümetinin tek Çin politikasına uygun şekilde davranmalı” değerlendirmesinde bulundu.

Çin Halk Kurtuluş Ordusu (PLA) da Tayvan çevresindeki sularda ve hava sahasında yeniden “müşterek muharebeye hazırlık ve hakiki savaş tatbikatı” başlattığını duyurdu. PLA Doğu Harekat Alan Komutanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Çin’in ulusal egemenliği ile Tayvan Boğazı’ndaki barış ve istikrarı korumak için gerekli tüm tedbirlerin alınacağı” söylendi.

Pelosi’nin Tayvan ziyareti

Çin, bir asırdan uzun süredir “bağımsızlık” anlaşmazlığı yaşadığı Tayvan’a ABD Kongresi’nin alt kanadı olan Temsilciler Meclisi’nin başkanı Nancy Pelosi tarafından yapılacak resmi bir ziyarete karşı çıkıyordu.

Pelosi’nin Nisan ayında COVID-19’a yakalanması sonucu iptal ettiği ve Çin’in tepkisini çeken Tayvan ziyaretini gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği merak ediliyordu. Bu ihtimalin konuşulduğu günlerde, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, ABD Başkanı Joe Biden ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiş ve “Ateşle oynayan kendisini yakar” uyarısını yapmıştı.

Fakat Nancy Pelosi, 2 Ağustos 2022’de yerel saatle 22:20 sularında Tayvan’a geldi ve ertesi gün ülkede bir dizi resmi temasta bulundu.

Tayvan lideri Tsai Ing-wen, 3 Ağustos’taki görüşmelerinde Pelosi’ye Tayvan’daki hükümetin devamı olduğu söylenen Çin Cumhuriyeti’nin “Uğurlu Bulutlar Düzeni” isimli şeref madalyası ve özel şeridini takdim etti.

Çin, Pelosi’nin ziyaretini “ciddi bir provokasyon” olarak değerlendirerek ada çevresinde dört gün sürecek askeri bir tatbikata başladı. Tayvan, tatbikatın başladığı 4 Ağustos’ta bir açıklama yaparak Çin’in tatbikat kapsamında ateşlediği füzelerden 11’inin karasularına düştüğünü duyurdu. Ülke ayrıca “savunma sistemlerinin etkin duruma geçirdiğini” açıkladı.

Tayvan da Çin’in ardından 9-11 Ağustos’ta askeri tatbikat kararı alırken Çin Dışişleri Bakanlığı Nancy Pelosi ve yakın aile üyelerine yaptırım uygulanacağını ve Washington yönetimiyle bazı ikili diyalog ve işbirliği mekanizmalarının durdurulduğunu duyurdu.

Çin-Tayvan anlaşmazlığı

Çin’de İkinci Dünya Savaşı’nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) 1949’da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulması üzerine Chiang Kai-shek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi üyeleri, Tayvan’a yerleşip 1912’de kurulan “Çin Cumhuriyeti” iktidarının adada devam ettiğini söyleyerek bağımsızlık ilan etti.

Bu girişim, Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971’e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda Çin’i temsil etti.

1950’ler ve 1960’larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Halk Cumhuriyeti’ne çevirmesinin ardından 1971’de BM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada, Pekin hükümetinin Çin’in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan’ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale geldi.

Pekin yönetimi, “Tek Çin” ilkesini benimseyerek Tayvan’ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor.

Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan’ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM’de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Çin: ABD, Ukrayna Ve Tayvan’da Aynı Kışkırtma Taktiğini Uyguluyor

Çin’in Moskova Büyükelçisi Zhang Hanhui, Ukrayna’daki krizin “başlıca kışkırtıcısı” olarak adlandırdığı Amerika Birleşik Devletleri’ni (ABD) Ukrayna ve Tayvan’da çatışmayı “kışkırtmak için aynı taktikleri” uygulamakla suçladı.

Rusya’nın TASS haber ajansına konuşan Büyükelçi, ABD’nin NATO’yu genişleterek ve Ukrayna’yı Moskova yerine Avrupa Birliği ile uyumlu hale getirmek isteyen güçlere destek vererek Rusya’yı “köşeye sıkıştırdığını” söyledi.

Zhang, “Ukrayna krizinin başlatıcısı ve ana kışkırtıcısı Washington, Rusya’ya eşi benzeri olmayan kapsamlı yaptırımlar uygularken Ukrayna’ya asker ve silah tedarik etmeye devam ediyor. Nihai hedefleri Rusya’yı uzun süreli bir savaş ve yaptırımların ağırlığı altında ezmek ve tüketmek” dedi.

Çin-Rusya ilişkilerinin tarihteki en iyi dönemine girdiğini belirten Zhang, iki ülke arasındaki ilişkilerin “en yüksek seviyede karşılıklı güven, etkileşim ve stratejik önem” içerdiğini ifade etti.

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin geçtiğimiz hafta Asya turu kapsamında Tayvan’a yaptığı ziyarete ilişkin de konuşan Büyükelçi, ABD’nin Ukrayna’da ve Tayvan’da büyük güç rekabetini ve çatışmayı kışkırtmak için aynı taktikleri uyguladığını söyledi.

Washington’ın Tayvan politikasını eleştiren Zhang, “İçişlere müdahale etmemek, dünyamızda barış ve istikrarı korumanın en temel ilkesidir” şeklinde konuştu.

Washington’un politikası uzun süredir “stratejik muğlaklık” üzerine kurulu. ABD, Çin’in Tayvan’ı işgal etmesi halinde duruma askeri olarak müdahale edeceğini söylüyor.

Bir yandan Pekin’in sadece tek bir Çin hükümeti olduğunu öne süren “tek devlet” politikasını destekliyor ve Taipei ile değil Pekin’le resmi diplomatik ilişkileri var.

Ancak diğer yandan da Tayvan’a savunma silahları tedarik edeceğini söylüyor ve Çin’in olası bir saldırısının büyük endişe yaratacağını belirtiyor.

Çin, Tayvan’ı, sonunda yeniden Pekin’in kontrolü altında olacak ayrılıkçı bir eyalet olarak görüyor. Tayvan ise kendisini, anayasası ve demokratik yollardan seçilmiş liderleriyle bağımsız bir ülke olarak tanımlıyor.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping daha önce “Tayvan ile yeniden birleşmenin gerçekleşmesi gerektiğini” söylemiş ve bunu başarmak için güç kullanımı ihtimalini dışlamamıştı.

ABD Başkanı Joe Biden, Mayıs 2022’de ülkesinin Tayvan’ı askeri açıdan savunup savunmayacağı yönündeki bir soruya duruma müdahale edecekleri yönünde yanıt vermişti.

Kısa süre sonra Beyaz Saray konuya açıklık getirmeye çalışmış, ABD’nin Tayvan politikasının değişmediğini belirtmiş, Çin’in “tek devlet” politikasına taahhütlerini yinelemişti.

Tayvan konusu, ABD-Çin ilişkilerinde yıllarca gerilime neden oldu. Çin, Washington’un Taipei’ye desteğini kınayan açıklamalar yaptı ve Biden’ın ABD Başkanı seçilmesinden bu yana Tayvan hava sahasında ihlallerini artırdı.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Tayvan Tatbikata Başladı, Çin ‘Geniş Özerklik’ Teklifini Geri Çekti

Tayvan dışişleri bakanlığından yapılan açıklamada, Pekin’in “bir ülke, iki sistem” modeli teklifinin reddedildiği duyuruldu. Bakanlık sözcüsü Joanne Ou, başkent Taipei’de düzenlediği basın toplantısında, yalnızca Tayvan halkının ülkenin geleceğine karar verebileceğini söyledi.

Ou, Çin’in ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Taipei ziyaretini “Tayvan halkının gözünü korkutmak için yeni bir normallik yaratma bahanesi” olarak kullandığını da sözlerine ekledi.

Çin ise adanın kontrolünü ele geçirmesi halinde Tayvan’a asker veya yönetici göndermeme sözünü geri çekti, Başkan Xi Jinping’in daha önce teklif edilenden daha az özerklik verileceğine işaret etti.

Daha önce geniş özerklik vaat edilmişti

Çin, 1993 ve 2000 yıllarında da Tayvan ile ilgili, “yeniden birleşme” olduğunda “Tayvan’a asker veya idari personel gönderilmeyeceği” söylenmişti.

Tayvan’ın Çin’in özel bir idari bölgesi haline geldikten sonra özerkliğe sahip olacağını garanti eden bu politika, yayınlanan ve ‘beyaz kitap’ adı verilen son belgede yer almadı.

Tayvan da kendi tatbikatlarına devam ediyor

Çin’in günlerdir benzeri görülmemiş askeri tatbikatları devam ederken Tayvan da kendi tatbikatlarını düzenliyor.

Tayvan da bir Çin işgaline karşı savunmayı simüle eden askeri tatbikatlar düzenliyor ve yıllık tatbikatlarının bir parçası olarak temmuz ayında “ortak müdahale operasyonu” adı verilen en büyük tatbikatı düzenlemişti. Bu şekilde denizden gelen saldırıları püskürtme egzersizleri yapıldı.

Tayvan Sekizinci Kolordusu sözcüsü Lou Woei-jye, perşembe sabahı savunma tatbikatının bir parçası olarak güçlerinin hedef fişekleri ve çok sayıda obüs ateşlediğini söyledi ve ekledi:

“Tayvan’ın en güneyindeki Pingtung ilçesinde tatbikat yerel saatle 08:30’da başladı ve yaklaşık bir saat sürdü. Kıyıdan içeri sokulan topçular yan yana sıralandı ve birliklerdeki silahlı askerler obüsleri birbiri ardına denize ateşledi.”

Lou tatbikatların önceden planlandığını ve Çin’in savaş oyunlarına yanıt verme amaçlı olmadığını söyledi. Yıllık tatbikatlara atıfta bulunan Lou, “Tatbikatlar için iki hedefimiz var, birincisi topçuların uygun durumunu ve bakım durumlarını belgelemek. İkincisi de geçen yılın verilerinden daha iyi sonuçlar elde etmek.” dedi.

Çin ordusu ise kendi tatbikatları sona erse bile Tayvan Boğazı’nda devriye gezmeye devam edeceğini duyurdu. Yapılan açıklamada “askeri eğitim vermeye ve savaşa hazırlanmaya devam edileceği” de ifade edildi.

Çin’in Tayvan İşleri Ofis’nden yayınlanan ayrı bir raporda da, “güç kullanımından vazgeçilmeyeceği” ve “gerekli tüm önlemleri alma seçeneğinin” saklı tutulacağı belirtildi. Raporda “Barışçıl yeniden birleşme için geniş bir alan yaratmaya hazırız, ancak hiçbir şekilde ayrılıkçı faaliyetlere yer bırakmayacağız” denildi.

Hong Kong modeli teklifi edilmişti

Çin’in iktidardaki Komünist Partisi, eski İngiliz kolonisi Hong Kong’un 1997’de Çin yönetimine geri döndüğü formüle benzer şekilde, Tayvan’ın “tek ülke, iki sistem” modeli altında yönetimine dönebileceğini öne sürmüştü.

Bu, demokratik olarak yönetilen Tayvan’a sosyal ve politik sistemlerini kısmen korumak için bir miktar özerklik sunacak gibi görünecekti ancak Hong Kong’un başına gelenler nedeniyle Pekin’in bu türden vaatlerini inandırıcı ve güvenilir bulan kimse kalmadı.

Tüm ana akım Tayvanlı siyasi partiler “bir ülke, iki sistem” önerisini reddediyor ve kamuoyu yoklamalarına göre bu formül 23 milyon nüfuslu ülkede neredeyse hiç halk desteğine sahip değil.

2000 tarihli beyaz kitapta, Tayvan tek bir Çin olduğunu kabul ettiği ve bağımsızlık aramadığı sürece “her şey müzakere edilebilir” diyen bir satır da en son yayınlanan beyaz kitapta eksik.

Tayvan’ın Anakara İşleri Konseyi, beyaz kitabın “yalanlarla dolu olduğunu ve gerçekleri göz ardı ettiğini” belirtti.

Tayvan, Mao Zedong’un Komünist Partisi’nin iç savaşı kazanmasının ardından mağlup Çin Cumhuriyeti hükümetinin adaya kaçtığı 1949’dan beri Çin işgali tehdidi altında yaşıyor.

(Kaynak: Euronews Türkiye)

Paylaşın

Çin, Tayvan Çevresindeki Tatbikatlarını Sonlandırdı

Çin Halk Kurtuluş Ordusu (PLA), Tayvan adası çevresinde başlattığı askeri tatbikatların sona erdiğini duyurdu. PLA Doğu Cephesi Komutanlığı Sözcülüğünden yapılan açıklamada, Çin’in Tayvan çevresindeki sularda ve hava sahasında yürütülen tatbikatlardaki “görevlerin başarıyla tamamlandığı” ifade edildi.

Tatbikatlarla ilgili bilgi paylaşan PLA, “ordunun müşterek muharebe kabiliyetinin etkin şekilde test edildiğini” aktardı. Tayvan Boğazı’ndaki durumu izleyeceklerini de kaydeden PLA, “muharebeye hazırlık tatbikatlarını düzenli olarak icra edeceklerini” açıkladı.

Çin ve bir asırdan uzun bir süredir “bağımsızlık” ihtilafı yaşadığı Tayvan arasındaki gerilim Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Çin’in karşı çıkmasına rağmen 2 Ağustos 2022’de Tayvan’ı ziyareti ile yeniden yükselmişti.

Bu ziyaret sonrasında 4-7 Ağustos tarihleri arasında Tayvan çevresinde askeri tatbikatlar düzenleyen Çin, bu tarihten sonra da tatbikatlara devam etti. Bunun üzerine Tayvan da 9 ve 11 Ağustos tarihlerinde ülkenin güneyinde gerçek cephane ve mühimmatın kullanılacağı topçu tatbikatları yapacağını ve tatbikatın “savunma amaçlı olduğunu” açıkladı.

Çin’den Tayvan hakkında politika belgesi

Çin’in tatbikatları tamamladığı açıklaması ise bugün sabah saatlerinde Tayvan konusunda bir politika belgesi yayınlamasının ardından geldi.

Belgede Çin ve Tayvan arasında ideolojik ve sosyal farklılıkların tanınması temelinde “barışçı yeniden birleşme” hedefi vurgulanıyordu.

Çin Komünist Partisinin (ÇKP) Tayvan sorunun çözümünü ve Çin’in yeniden birleşmesini “tarihi görev” kabul ettiğinin belirtildiği politika belgesinde, “Barışçı yeniden birleşmeyi sağlamak için tüm samimiyetimizle ve elimizden gelen her çabayı göstereceğiz” ifadesi kullanıldı.

Ne olmuştu?

Çin, bir asırdan uzun süredir “bağımsızlık” anlaşmazlığı yaşadığı Tayvan’a ABD Kongresi’nin alt kanadı olan Temsilciler Meclisi’nin başkanı Nancy Pelosi tarafından yapılacak resmi bir ziyarete karşı çıkıyordu.

Pelosi’nin Nisan ayında COVID-19’a yakalanması sonucu iptal ettiği ve Çin’in tepkisini çeken Tayvan ziyaretini gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği merak ediliyordu. Bu ihtimalin konuşulduğu günlerde, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, ABD Başkanı Joe Biden ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiş ve “Ateşle oynayan kendisini yakar” uyarısını yapmıştı.

Fakat Nancy Pelosi, 2 Ağustos 2022’de yerel saatle 22:20 sularında Tayvan’a geldi ve ertesi gün ülkede bir dizi resmi temasta bulundu.

Tayvan lideri Tsai Ing-wen, 3 Ağustos’taki görüşmelerinde Pelosi’ye Tayvan’daki hükümetin devamı olduğu söylenen Çin Cumhuriyeti’nin “Uğurlu Bulutlar Düzeni” isimli şeref madalyası ve özel şeridini takdim etti.

Çin, Pelosi’nin ziyaretini “ciddi bir provokasyon” olarak değerlendirerek ada çevresinde dört gün sürecek askeri bir tatbikata başladı. Tayvan, tatbikatın başladığı 4 Ağustos’ta bir açıklama yaparak Çin’in tatbikat kapsamında ateşlediği füzelerden 11’inin karasularına düştüğünü duyurdu. Ülke ayrıca “savunma sistemlerinin etkin duruma geçirdiğini” açıkladı.

Tayvan da Çin’in ardından 9-11 Ağustos’ta askeri tatbikat kararı alırken Çin Dışişleri Bakanlığı Nancy Pelosi ve yakın aile üyelerine yaptırım uygulanacağını ve Washington yönetimiyle bazı ikili diyalog ve işbirliği mekanizmalarının durdurulduğunu duyurdu.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Çin, Tayvan’a Ne Zaman Ve Nasıl Saldırabilir?

Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler (ABD) Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin geçen hafta Tayvan’ı ziyaretinin ardından Çin, adaya yönelik askeri tatbikatlarına hız verdi. Tayvan, Pekin’in bu tatbikatları adayı işgale hazırlanmak ve Asya-Pasifik bölgesindeki statükoyu değiştirmek için kullandığı endişesi taşıdığını belirtti.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping,Tayvan’ın anakara ile birleşimini “Çin ulusunun 2050’deki yeniden canlanma stratejisinin” bir parçası olarak görüyor. Pekin’in önümüzdeki 10 yıl içinde silahlı bir birleşim için hazırlıklarını sürdürdüğü tahmin ediliyor.

Ancak bazı Batılı hükümetler, Çin lideri Şi’nin, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalindeki başarısızlıklarından ders çıkardığını ve bu nedenle Tayvan’ın işgalinin beklenenden daha erken bir tarihe alınabileceğini düşünüyor.

Çin ne zaman saldırabilir?

Diplomatlar ve uluslararası ilişkiler uzmanlarına göre Pekin, Tayvan’ın işgalinde Moskova’nın Ukrayna’yı işgal girişiminden çıkardığı derslere göre hareket edebilir.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 24 Şubat’ta başlattığı işgal girişimine Batılı ülkelerin tepki verme süresinin yaklaşık iki günü bulduğunu belirten kaynaklar, Pekin’in bu süreyi dikkate alacağı düşüncesinde.

Moskova’nın 48 saat içinde Kiev’i ele geçirerek Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy’i devirememesinin Batılı ülkelerin desteğine kapı açtığını belirten uzmanlar Şi’nin bu hatayı terkarlamak istemeyeceğini ve 48 saatlik süre içinde “yıldırım hızıyla” bir saldırı planlayacağını düşünüyor.

Savunma ve güvenik alanında uzmanlaşan Londra merkezli düşünce kuruluşu RUSI uzmanları, İngiliz The Daily Telegraph gazetesine verdikleri görüşte, bu saldırının en erken 2023’te gerçekleşebileceğini öngörüyor.

Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun “halen evrimleşen bir güç” olduğunu belirten uzmanlar, işgalin başarısız olması halinde Şi’nin, Çin Komünist Partisi liderliğinde üçüncü dönemi kazanmasının zora girme riskini göze almayacağı görüşünde. Liderin seçileceği parti kongresi bu yılın ikinci yarısında yapılacak.

Çin Tayvan’ı nasıl işgal edebilir?

Çin’in Pelosi’nin ziyaretinin ardından bölgede yürüttüğü kapsamlı askeri tatbikatları yakından takip eden uzmanlar Çin’in Tayvan’ı işgali için hangi yolları kullanacağına dair ipuçları arıyor.

Çin’in daha önce görülmemiş “savaş oyunları” donanma ablukasından savaş jetlerinin sortilerine ve Tayvan plajlarına amfibi çıkarmaya kadar birçok yöntemi tatbik ediyor. Uzmanlar Çin’in bütün bu yöntemleri bir arada kullanarak Tayvan’ı topyekün işgal edebileceğini belirtiyor.

Ancak Pekin’in tam tersine aşama aşama gücünü arttırarak Tayvan’ı “bir yılan gibi yavaş yavaş boğmayı” ve Batı’dan topyekün savaş tepkisini çekmeye bir adım kala durmayı tercih edebileceği de olası seçenekler arasında.

Çin’in işgali için kullanabileceği dört seçeneğin avantajları ve dezavantajları?

1 – Çin Tayvan’ı abluka altına alabilir

Çin, dünyanın en büyük mikroçip üreticisi Tayvan’ı finansal, ekonomik ve işlevsel olarak yıpratmayı deneyebilir, Tayvan silahlı güçlerini uzun soluklu ve sürekli yüksek hazırlık seviyesinde tutarak yorabilir.

Çin, Tayvan adasının çevresindeki yedi bölgeye odaklanan tatbikatlarında Tayvan’ın dış dünyayla bağlantısını kesecek gümrük ve uçuşa kapalı bölgeyi hızla oluşturabileceğini gösterdi.

Uluslararası nakliye rotasını etkileyecek bu yöntem itiraza neden olsa da, dirençli bir uluslararası tepki yaratmayabilir.

2- Çin, Matsu ve Kinmen adalarını işgal edebilir

Çin, uzun süredir kendi toprağı olarak gördüğü ve bazıları anakaradan yalnızca 10 kilometre uzaklıktaki bu adaları işgal ederek bölgede kontolü ele geçirebilir.

Tayvan’ın kuzeybatısındaki Matsu adaları ile Tayvan’ın batısındaki Büyük Kinmen Adası’nın işgali Çin’e yalnızca 20 bin asker gibi asgari bir maliyetle Batı’nın tepkisini ölçme fırsatı da verebilir.

Bu adaların işgaline verilecek tepkinin zayıf kalması, tıpkı Rusya’nın 2014 yılında Kırım’ı ilhakı gibi, Çin’e bu adaları ilhak etmek için cesaret verebilir. Bu adaların çok küçük olması sebebiyle birçok ülke tepki verme riskine girmek istemeyebilir. Ancak Amerika Birleşik Devletleri’nin Tayvan’la yaptığı ilişkiler anlaşması, bu adaları Tayvan’ın bir parçası olarak tanıyan Washington’u müdahaleye zorlayabilir.

Öte yandan, bu adaların işgali Çin’e “sınırlı bir ödül” karşılığında yüksek risk getirebilir.

3 – Çin Tayvan’a havadan ve anakaradan füze atışlarıyla saldırabilir

Çin’in elindeki bir diğer seçenek, Tayvan’ı hava saldırıları ve füze atışlarıyla zayıflatmak ve cezalandırmak olabilir. Çin ilk etapta Tayvan’ın kıyı savunmasını, radar ve havaalanlarını hedef alabilir, ancak müzakere masasında elini güçlü tutmak ve Tayvan halkının birlik içinde savunmaya teşvik etmemek için yoğun nüfuslu kentleri hedef almaktan kaçınabilir.

Bu seçenek her ne kadar askeri gerilimi tırmandırsa da, hedeflerin sınırlı olması uluslararası toplumu büyük bir tepki için kışkırtmayabilir.

Bu senaryoda ABD’nin bölgedeki, özellkle de Japonya’daki güçlerinin hazırlık düzeyini arttırması beklenebilir. Tokyo da ordusunu harekete geçirerek Çin’in balistik füze kapasitesini hedef almaya hazır konuma getirebilir.

RUSI uzmanı Sidharth Kaushal’a göre bu seçenek, her ne kadar Tayvan’da hasar yaratacak ve Batı’nın dikkatini bölgeye yönlendirecek olsa da, Tayvan’ı müzakere masasına zorlayacak bir yöntem değil, dolayısıyla da statükoyu değiştirmeye yetmeyecek.

Bu durumda Çin gerektiğinde tam kapasite tepki vermeye ve topyekün işgale hazırlık yapabilir.

4 – Çin Tayvan Adası’nı tamamen işgal edebilir

Topyekün işgale karar vermesi halinde Çin bu girişimi yaklaşık 110 kilometrelik Tayvan Boğazı boyunca füze ve savaş uçaklarının bombardımanı eşliğinde birliklerini stratejik noktalardan karaya çıkararak başlatabilir.

Çinli savaş gemileri ve denizaltıları, stratejik noktalara mayın döşenmesini önlemek amacıyla Tayvan donanmasını yok etmeye odaklanabilir.

Çin bir yandan Tayvan’ın savunma gücünü hızla alt ederek direncini kırmayı hedeflerken, diğer yandan siber saldırılarla Tayvan’ın iletişim kaynaklarını keserek halkı paniğe sürükleyebilir.

Uzmanlar ve diplomatik kaynaklar, Çin’in, Ukrayna’nın işgalindeki gibi Batı’nın tam teşekküllü tepki vermesine fırsat kalmadan 48 saat içinde işgali başarıya ulaştırmaya çalışacağı görüşünde.

Tam işgal durumunda Tayvan ne yapabilir?

Tayvan ise, ülkenin Çin tarafından işgale uğraması durumunda kentlerde, ormanlarda ve dağlarda gizli ekipmanla kendini savunmaya odaklanabilir.

Sivil güçleri, kıyı gözetleme, tanksavar ve füze savar savunma sistemlerini harekete geçirebilir ve gerilla savaşına yönelebilir.

Keşif uçakları, insansız hava araçları ve mobil radar platformlarıyla kıyıdaki hedefleri tespit ve yok edebilir.

Tam işgal halinde uluslararası tepki ne olur?

Tayvan’ın tam işgali, uluslararası toplumu harekete geçirebilir. ABD, Japonya ve muhtemelen Avustralya bu tepkiye liderlik edebilir.

Hindistan gibi diğer bölgesel güçlerin Çin’e karşı oluşan siyasi, ekonomik ve söylemsel tepkiye destek verebilir, ancak özellikle Hindistan’ın askeri müdahaleye dahil olması beklenmiyor.

RUSI uzmanı Kaushal’a göre “Çin’in ayağına basmaktan çekinen” birçok ülke Çin ile ABD arasında bir konum almaya çalışacak.

(Kaynak: Euronew Türkçe)

Paylaşın