HDP’li Tayip Temel: Altılı Masa’yı Dikkatle İzliyoruz

Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Gelecek Partisi, İYİ Parti, Saadet Partisi’nden oluşan Millet İttifakı, Saadet Lideri Temel Karamollaoğlu ev sahipliğinde 2 Mart’ta yeniden bir araya gelecek.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Basın, Yayın ve Propaganda Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, Altılı Masa (Millet İttifakı) adayının kendilerine yönelik tutumunu görmek istediklerini belirterek, “Stratejik bir konum alacağız” dedi.

T24’ten Eray Görgülü‘ye konuşan Temel, şunları söyledi:

“Tüm bileşenlerimiz, kurullarımızla tavrımızı, tutumuzu belirleyeceğiz. Muhalefetin de iktidarın da bu aşamada tutumunu takip ediyoruz. İki türlü hazırlığımız var, bileşenlerimizle yaptığımı değerlendirmeler sonucunda aday çıkarma fikri vardı, yeni değerlendirmemizde bu düşünce baskın gelirse, tüm sorunlara çözüm iddiası taşıyacak bir aday çıkmazsa elbette biz aday çıkaracağız.

Ama bir yandan da Altılı Masa’daki tartışmaları da dikkatle izliyoruz. Orada geçen isimleri telaffuz ederek isimle ilgili tartışmalara şu aşamada girmek istemiyoruz.

Aday olarak gösterilecek aktörün partimiz HDP’ye ve ittifakımıza yönelik tutumunu da görmek istiyoruz. Kürt sorunu, adalet sorunu, deprem sonrası ortaya çıkan sorunlara yönelik yaklaşımını görmemiz gerekiyor. Bunlar netleştikçe bu çerçevede muhalefetin tutumu karşısında stratejik bir konum alacağız.

Konuşulan isimler arasında yer alan her aktörün de tüm bu sorunlara, adalet sorununa, deprem sorununa Kürt sorununa, partimize ve ittifakımıza karşı nasıl bir yaklaşım geliştireceğinin öyküsü de bizde biliniyor ve öngörüyoruz zaten. İktidarın seçim takvimi ve muhalefetin tutumu karşısında stratejik bir konum alacağız.”

Paylaşın

HDP, Aday Konusunu Yeniden Değerlendirecek

Mayısta yapılması planlanan seçimle ilgili aday kararlarını yeniden ele alacaklarını söyleyen HDP’li Temel, “Depremden kaynaklı ağır atmosferi, iktidarın fırsatçı tutumunu düşündüğümüzde, bütün olarak adaylık tartışmalarını yeniden ve etraflıca ele almamız gerekiyor” dedi ve ekledi:

“Bu, kendi adayımızı çıkarma kararlılığımızda gevşeme, değişme anlamına gelmiyor. İsim havuzunda kimlerin olduğunu, aday çıkarıp çıkarmama konusu yeniden değerlendirmeye alınacağı için paylaşmamızın anlamı olmaz. Ya hızlı şekilde kendi adayımızı ilan edip tartışma yürüteceğiz ya da ‘yeni durumla karşı karşı olunduğu için yeniden değerlendirme gerekir’ diyeceğiz.”

Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle normalde 14 Mayıs’ta yapılması beklenen seçimin tarihinin değişmesi gündeme geldi. Diğer partiler gibi HDP de deprem nedeniyle adayını açıklamayı erteledi.

Daha önce seçime kendi adayıyla gireceğini açıklayan HDP, 27 Şubat’ta Merkez Yürütme Kurulu’nu (MYK) toplayacak.

Cumhuriyet’ten Sefa Uyar’a konuşan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, seçim öncesi adaylık konusunda gelişme olduğunu ve kamuoyuna açıklama sürecine girildiğini vurgularken, depremin yeni koşullar yarattığını söyledi.

‘Yeni değerlendirme’ vurgusu

Temel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Depremden kaynaklı ağır atmosferi, iktidarın fırsatçı tutumunu düşündüğümüzde, bütün olarak adaylık tartışmalarını yeniden ve etraflıca ele almamız gerekiyor. Bu, kendi adayımızı çıkarma kararlılığımızda gevşeme, değişme anlamına gelmiyor. İsim havuzunda kimlerin olduğunu, aday çıkarıp çıkarmama konusu yeniden değerlendirmeye alınacağı için paylaşmamızın anlamı olmaz. Ya hızlı şekilde kendi adayımızı ilan edip tartışma yürüteceğiz ya da ‘yeni durumla karşı karşı olunduğu için yeniden değerlendirme gerekir’ diyeceğiz.”

Temel, deprem sahasındaki çalışmalar ve halkın ihtiyaçlarının öncelikli gündemleri olduğunu, ‘bu yoğunlukta ve bu kadar acıların yoğun olduğu zeminde’ seçim tartışması yürütmediklerini, seçim gündemli toplantı yapmadıklarını ifade etti.

‘Seçmen net tutum istiyor’

HDP’li yönetici, MYK’nin 27 Şubat’ta Ankara’da toplanacağını belirterek şunları kaydetti: “Toplantının temel gündemlerinden biri deprem ve sonrasında ortaya çıkan durum, diğer diğer gündem maddesi de seçim olacak. MYK, Emek ve Özgürlük İttifakı’yla beraber seçime dönük hazırlıklar ve tartışmaların nasıl ele alınması gerektiği konusunda çerçeve çıkarmayı hedefliyor. 27 Şubat’ta seçim konusunu gündeme getirip, tartışma yürüteceğiz. Seçmenimiz somut, net tutum ortaya koymamızı istiyor.

‘İki tutumdan uzak duruyoruz’

Seçimlerin ertelenmesine yönelik tartışmayla ilgili tutum belirlenmediğini aktaran Temel, iki şeyi asla kabul etmediklerine dikkat çekti.

Temel şöyle devam etti: “İktidarın, büyük felaketten kendi iktidarını sürdürmesine yeni yollar ve olanaklar devşirmesi ne ahlaki ne vicdani. Asla kabul edilemez. Seçimin ertelenmesi bir fırsat olarak ele alınıyorsa gayri ahlakidir. Bu kadar büyük acıyla yüz yüzeyken ‘seçim, seçim, seçim’ deyip duran yaklaşım da doğru değil. Bu iki tutumdan da uzak duruyoruz. MYK, bu konudaki tutumunu netleştirecek.”

Paylaşın

HDP Sahaya İniyor; Yedili Masa Da Birlikteliğin Adını Koyacak

2023 seçimleri için saatler kuruldu. Siyasi partiler yaz sürecinde seçmenlerle buluşacağı yoğun programlar oluşturdu. Muhalefetin hareketliliğine geçen ay kongresini yapan HDP de ekleniyor. Bu hafta sonu İstanbul ve Diyarbakır’da iki ayrı miting düzenleyecek olan HDP daha sonra illerde programlarını sürdürecek.

HDP’nin çağrısıyla bir araya gelen “7’li ittifak”ın da bu ay içinde kendisini tanımlayıp isimlendirdiği, iş birliğinin temel ilke ve hedeflerini ortaya koyan bir deklarasyon yayınlaması planlanıyor.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel’in partinin kongre sonrası yapacağı yaz çalışmaları, 7’li ittifak, seçim süreci ve Cumhurbaşkanı adaylığı ilgili Gazete Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın sorularına yanıtları şöyle oldu:

Siyasi partiler sahada. Siz de kongrenizi yaptınız, yönetim organlarını oluşturdunuz. Şimdi nasıl bir yaz çalışması yapmayı planlıyorsunuz?

Kongre öncesi ve sonrası aktif bir dönemi planlamak için tartışmalar yürüttük. Kongre öncesi yaptığımız konferanslarda alınan kararlar kongrede onaylandı. Kongre sonrası toplanan Parti Meclisi’nde de “Politik olarak Türkiye’yi çok önemli gelişmeler bekliyor dolayısıyla HDP bu konuda tüm gelişmelere müdahil olmak için sahada olmalı” görüşü çıktı. MYK da eylül ayının ilk haftasına kadar planlamasını yaptı.

Neler yapılacak?

6-7 Ağustos’ta İstanbul ve Diyarbakır’da “Savaşa ve sömürüye son” sloganıyla yapılacak mitinglerle startı vereceğiz. Türkiye’de muhalefetin de, toplumun da önüne iktidar tarafından konulan bir savaş tuzağı var. Savaş politikalarının kaynağında tecrit var. Çünkü çözüm ve diyalog perspektifi yitirildiğinde savaş devreye giriyor, öyle de oldu. Önce tecrit gelişti, derinleşti sonra savaş politikaları tüm ülke sathına yayıldı. Bu mitinglerin temel gündemini ekonomik kriz ve savaş politikalarına karşı durmak oluşturacak. Biz sömürünün ve krizin kaynağının da savaş politikaları olduğunu düşünüyoruz. Bu mesajı hem muhalefete hem Türkiye halklarına hem de iktidara vermek istiyoruz.

Mitingler için İstanbul ve Diyarbakır kentleri tercih edilmiş. Neden bu iki kent?

Biz Diyarbakır merkezli miting yaparken Kürt halkına, Kürtlerin gündeminin aslında ne olması gerektiğini, bu direniş hattının nasıl gelişmesi gerektiğinin mesajını veriyoruz. İstanbul’u tercih etmemizin sebebi, ittifaklarımızla, bileşenlerimizle, demokrasi güçlerinin tümünün desteğiyle bu çalışmayı yürütme isteği. İstanbul sömürünün, yoksulluğun ağırlaştığı, mücadele gücünün de yoğun olduğu bir merkez. Dolayısıyla sembolik olarak Türkiye’nin merkezi İstanbul ve Kürt kentlerinin merkezi durumundaki Diyarbakır’ı tercih ediyoruz. Her iki mitingde yeni döneme dair önemli mesajlar vereceğiz.

İstanbul mitinginde HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Diyarbakır mitinginde ise Mithat Sancar’ın konuşacağını biliyoruz. Mitinglerin sonrası ne yapılacak?

Eş başkanlar ay boyunca il programlarına katılacak. Pervin Hanım’ın İzmir ve Manisa gezisi olacak. Ayrıca İstanbul’da Alevilerin etkinliklerine katılacak. Mithat Bey Konya ve Antakya’ya gidecek. Geziler esnaf, STK’larla buluşma ve bazı yerlerde de emekçileri ziyaret şeklinde olacak. Bu ziyaretleri Şırnak-Hakkari merkezli de gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Ayrıca Mithat Hoca’nın Diyarbakır mitingi sonrası Kürt partilerini ziyaret etmesi planlanıyor. Kürdistan İttifak girişimi diye bir araya geldiğimiz ittifak partilerini tek tek ziyaret ederek yeni dönemde ittifaka dair, demokrasi blokunun geliştirilmesine dair Kürt partilerine nasıl bir rol düştüğünü, nasıl bir rol oynayabileceğini müzakere etmek istiyoruz.

1 aylık çalışmanın sonunda da 1 Eylül Dünya Barış Günü var. O güne dair planlamanız var mı?

1 Eylül’ü tüm demokrasi güçleri, STK’ler, insan hakları kuruluşları, emek güçleri ile birlikte kutlama perspektifimiz var. Dolayısıyla onlarla istişaremiz sürecek. 15 Ağustos’un ikinci haftasından sonra kent kent nerelerde 1 Eylül mitingi olacak onu planlayacağız.

“Elbette bir mesaj verilecek”

Ağustos ayı içinde sizin çağrınızın ardından bir araya gelen, bizim “7’li ittifak, 7’li masa” dediğimiz siyasi parti ve yapıların ortak bir deklarasyon açıklayacağı ifade ediliyor. Bu deklarasyonun içeriği ne olacak? Bu iş birliği seçim ittifakına dönüşecek mi?

7’li ittifakın kendisini kamuoyuna duyuracağı ve deklare edeceği, amaçlarını da özetle ortaya koyacağı bir metin üzerinde çalışma yürütüyoruz. İçeriğine girmeden şunu söyleyeyim, metinde “‘Biz bu birlikteliği neden oluşturduk, Türkiye’deki temel sorunlara nasıl yaklaşım gösteriyoruz. Sorunlara çözüm perspektifimiz ne? Hangi yol yöntemle hareket edeceğiz?’” gibi sorulara yanıt olacak. Ayrıca 7’li ittifak deniyor ama ismi ne olacak? Bu ittifak mı, hareket mi, birliktelik mi? Bunun da tanımını yapıp kendini isimlendirecek. Ağustos’un ikinci yarısında, İstanbul’da güçlü bir tanıtım toplantısı ile bunu kamuoyuna, topluma duyurma hazırlığı var. İttifakın içinde yer alan tüm güçlerin imzasını attığı bir deklarasyon yayınlanacak. Birlikte bir fotoğraf ve elbette bir mesaj verilecek.

İsim önerileri nedir?

3-4 isim var. Tartışma devam ettiği için söylemek doğru olmaz. Ama ittifak mı, hareket mi, inisiyatif mi denilecek henüz belli değil.

Deklarasyonda seçime dair mesaj olacak mı?

Tutum belgesinde Türkiye’nin birçok sorununa çözüm perspektifi olacak. ‘Türkiye’yi nasıl değiştireceğiz, bu mevcut iktidardan nasıl kurtulacağız’ın yol haritası olacak. Elbette bir boyutuyla seçimleri de içerecek.

Diğer muhalefet partileriyle, Altılı Masa ile Cumhurbaşkanı adayını müzakere etmek isteriz dediniz? Bir temas görüşme var mı?

Bir temas yok. Kendi içinde işleyişi olan bizden ayrı bir birliktelik onlar. İç değerlendirmelerine vakıf olmadığımız için dışarıdan izliyoruz. Kimsenin aday belirleme biçimi bizim tekelimizde değil. Ama sizden destek isteyen, ortaklaşma zemini aramaya çalışan güçler sizin hassasiyetlerinize ve kimi önerilerinize kulak kapatmamalı.

Cumhurbaşkanı adayı ile ilgili ‘müzakere edilmezse, kamuoyu önünde görüşme yapılmazsa kendi adayımızı çıkarırız’ diyorsunuz. Son zamanlarda artan bu söylem ne anlama geliyor?

Her ittifak, her seçenek kendi zemininde bir tartışma yürütüyor. HDP ve etrafındaki güçler de seçim sürecindeki her türlü seçeneğe karşı hazırlıklı olmak zorunda. “Şu olursa böyle yaparız” gibi şartlı cümleler bizim kendi cephemizdeki durumu anlaşılır kılmak, belli problemlerin yaşanmaması için ön alma, uyarıcı olma yaklaşımı. HDP kendi ittifak zemininde elbette adaylarını, seçeneklerini tartışır, ama diğer gelişmeleri de elbette izleyerek.

HDP hakkında kapatma davası yok gibi davranıyorsunuz. Açıklamalarınız “her türlü seçeneğe hazırız” şeklinde. Seçime giderken bir kapatma olursa ne olacak? En son kapatma olursa DEVA çatısında seçime girme iddialarını dahi dile getirenler var.

HDP’nin ittifak zemini içindeki olanakları ve seçenekleri değerlendiriyoruz. HDP’nin dışında yer alan hiçbir parti güçle bir kontak ya da tartışmamız yok. Bu DEVA’ya da sorulabilir. Davanın uzaması, seçimin erkene alınması gibi tüm ihtimallere yönelik hazırlığımız var. Kapatma durumunda bizim ittifak şemsiyemiz, çeperimiz içinde yeteri kadar parti var.

Kapatma durumunda Yeşil ve Sol Gelecek Partisi ile seçimlere katılacağınız iddia ediliyor. Bu doğru mu?

Hayır, bu sadece tartışılan seçeneklerden biri. Bu konuda başka sürprizlerde de yapabiliriz. Hiç ismi anılmayan bileşenlerimiz var. Birçoğu seçime girme yeterliliği kazanma düzeyine gelmiş. Kapatma davasını temel pozisyonumuzu belirleyen bir konu olarak ele almak istemiyoruz. Varmış gibi hazırlık yapıyoruz. Yokmuş gibi yolumuza devam ediyoruz.

“CHP’yi yeni bir dokunulmazlık tartışmasından kurtardık”

CHP’nin sağlıkçıların sorunlarının ele alınması için çağrısını yaptığı Meclis toplantısında katılmamanız tartışmalara neden oldu. HDP, AK Parti-MHP yanında konumlandı eleştirilerine ne diyorsunuz?

Bizim sağlık çalışanlarının haklarına dair yürüttüğümüz çalışmalar Meclis kayıtlarında var. Bu oturuma katılmamamızın birkaç nedeni var. Birincisi muhalefetin kendi içinde bir tartışma ve uzlaşma kültürü geliştirmesi lazım. Bunun için çok yüksek düzeyde bir ilişkiye de ihtiyaç yok. Meclis’te tüm partilerin diğer partilerle ilişkisi, diyalogu var. ‘Ben çağırmaya yeter sayıya sahibim dolayısıyla ben çağrı yaptığımda herkes arkama dizilmeli’ denmemeli. Bu siyasi uzlaşı kültürüne ters bir davranış. İkincisi HDP hiçbir zaman bedel ödemekten imtina edecek bir parti değil. Türkiye’de demokrasinin, insan haklarının gelişmesi, Kürt sorununun çözülmesi, hukukun üstünlüğün gelişmesi için HDP her zaman bedel ödemiştir. Tecrit karşıtı bir etkinlikte ortaya çıkan bir olay sebebiyle bir arkadaşımızın dokunulmazlık dosyası geldi. CHP doğru tutum aldı. (CHP Karma Komisyon’da dokunulmazlığın kaldırılmasına hayır oyu verdi) Ama orada söz konusu olan sadece bir vekilin dokunulmazlığı değil. Bir siyasi partinin genel başkanının dokunulmazlık dosyası. Saliha Aydeniz aynı zamanda bir sağlıkçı. Sağlıkçıların hakkının, hukukunun tartışıldığı bir konuda, bir sağlıkçı milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırılabilirdi. Aslında biz CHP’yi, ‘ikinci kez dokunulmazlıkların kaldırılmasına sebep CHP’dir” durumundan kurtardık. Toplantıya katılmayarak bunun vebalini CHP üzerinden kaldırdık. AK Parti’nin (dokunulmazlığı getiririz) şantajı, tehdidi değil! Biz öngörüyoruz. AKP bu konuda muhalefeti birbiriyle çatıştırma tuzağını geliştirebilirdi. Saliha Aydeniz, Kürtlerin büyük bir kısmını temsil eden DBP bileşenimizin eş başkanıdır. Dokunulmazlığının CHP’nin çağrısı üzerine kaldırılması hükümetin işine yarayacak bir tuzaktır.

Ekim ayında Meclis açıldığında Aydeniz’in dokunulmazlığının kaldırılması yine söz konusu olmayacak mı?

Ekim ayında doğal bir süreç başlayacak. Doğal seyri içinde geliştiğinde CHP suçlanamaz. Bu konuda CHP’nin öngörülü olması, diğer muhalefet partilerinin de fikrini alması gerekiyordu.

Bu arada HDP de sivillerin öldüğü Zaho’daki saldırı için “Meclis başkanına olağanüstü toplantı çağrısı yapın” talebinde bulundu. Aynı durumla karşılaşabilirdiniz.

Bizim sayısal yeterliliğimiz olmadığı için muhalefet partileriyle diyalog, ilişki geliştirme çalışmasıyla Meclis başkanına bu söylendi. Siyasi nezaket tek başına yeterli değil ama muhalefetin Türkiye’yi yönetme biçimi, mantığı bu ise ileride başka sorunlara yol açar. Ben yaptım oldu mantığı Türkiye’ye 20 yıl kaybettirdi. Bu mantık terk edilmeli.

Paylaşın

HDP’li Temel’den Dikkat Çeken Üçüncü İttifak Açıklaması

Ankara’da gerçekleşecek olan 6 siyasi partinin ittifak görüşmeleri öncesi Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, Artı TV yayınında ‘3. ittifak’ çalışmalarında gelinen aşamaya ilişkin bilgi verdi.

Gazete Duvar’ın aktarımına göre Tayip Temel, İyi Parti’nin tutumunun ortak aday konusunda ciddi engel oluşturduğunu söyledi.

“İYİ Parti faktörü Millet İttifakı’nın en büyük handikaplarından biridir. İYİ Parti mevcut ırkçı, milliyetçi zihniyetin kodlarını yüzde yüz taşıyan ve bunu Millet İttifakı’nda baskın hale getirmeye çalışan bir siyasi anlayış” diyen Temel “Müzakereye açık olduğunuzu söylemiştiniz. Fakat İYİ Parti’nin Millet İttifakı içindeki tutumu, ortak aday konusunda bir engel oluşturur mu?” sorusu üzerine özetle şunları söyledi:

Ciddi engel oluşturur. Buradan açık söylemek zorundayım, bizim kendi adayımızı çıkarma eğilimimizi giderek güçlendiren gelişmeler var Millet İttifakı’nda. Şöyle bir yaklaşımla karşı karşıya kalıyoruz… Yani Erdoğan karşıtlığı, AKP karşıtlığı uygulamalarından, pratik politikalarından dolayıdır.

Türkiye halklarına yaşattığı acılardan kaynaklıdır. Yoksa biz bir siyasi tercih olarak sadece Erdoğan karşıtlığına kilitlenmiş bir siyasi anlayış değiliz. Ama bunu istismar eden, bu karşıtlığı kendisine yontan ve ‘nasıl olsa bu karşıtlık orta yerde dururken diğer tarafın işine yarayacak hamlelerden imtina eden HDP ve HDP eksenindeki ittifak’ anlayışı sığ bir değerlendirmedir.

‘HDP kapatılsın’ diyeceksiniz, HDP’yi kriminalize eden devlet aklına hizmet edecek açıklamalarda bulunacaksınız, 6 parti bir araya gelip parlamenter sistemi tartışacaksınız, HDP’ye davetiye bile göndermeyeceksiniz ki HDP yan yana durma gibi bir ısrar içinde de değil… ekonomik krize karşı çağrı yapılıyor.

HDP’yi Meclis’te çoğunluğu bulunan 3. siyasi parti olarak yok sayacaksınız. Şimdi nereden tutacağız bu yaklaşımı. Biz de bugün aslında her yönüyle bu iki ittifaka yönelik tutumumuzu hem Meclis hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tartışmaya, değerlendirmeye devam ediyoruz.”

Tayip Temel, sosyal medya hesabından programın videosunu da “HDP’nin AKP MHP karşıtlığını kendine göre ele alan bir Millet İttifakı ciddi yanılgılar ile karşı karşıya kalır. HDP’ye doğru yaklaşmayanlara karşı bizim de hamlelerimiz olur…” notuyla paylaştı.

Paylaşın

HDP’den ‘Cumhurbaşkanı Adayı Ve İttifak’ Açıklaması

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, ‘Cumhurbaşkanı adayı, ittifak ve güçlendirilmiş parlamenter sistem’ hakkında değerlendirmelerde bulundu.

DW Türkçe tarafından hazırlanan Nevşin Mengü Soruyor programına katılan Temel, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili olarak, “Muhalefet tümü ilkeler ve kriterler doğrultusunda (Cumhurbaşkanı adayı için) bir isimde buluşursa bu konuda ısrarla kendi adayımızı çıkarma gibi bir tutumumuz yok” ifadelerini kullandı.

Temel, “mevcut sistemin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a tanıdığı bütün yetkilerden feragat edecek” bir isim üzerinde uzlaşabileceklerini ifade etti.

Son dönemde sık sık gündeme gelen Cumhur ve Millet ittifakları dışında olası bir “Üçüncü Yol İttifakı” ile ilgili soruyu da yanıtlayan Tayip Temel, “Yan yana geldiğimiz tüm partilerle fikir birliğine ulaştığımız tek konu şudur: Her koşulda mücadele, her koşulda toplumu örgütleme ve her koşulda yan yana durma, toplumun biriken tepkisini, öfkesini tabii ki de demokratik yollarla protesto hakkını da yetkince kullandırarak yürütme. Bu güçler birlikte büyük mitingler, büyük yürüyüşler, büyük etkinlikler yapabilir” ifadelerini kullandı.

Temel, bu yürüyüş ve mitinglerin “hem ekonomik kriz, hem adalet, hem de kadın temalı” olabileceğini belirtti.

Altı muhalefet partisinin bir araya gelerek üzerinde çalıştığı güçlendirilmiş parlamenter sistem hakkında da görüşlerini aktaran HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Temel, “Umut veren, en azından mevcut rejimi kısmen de olsa iyileştirebilecek öneriler barındırdığını düşünüyoruz. Örneğin hukuki alanda, örneğin kayyum politikası ile ilgili önemli tespitlerin olduğunu biliyoruz” diye konuştu.

Temel diğer yandan, söz konusu programın kendileri ve kamuoyu ile paylaşılmadığı için çok da bilgi sahibi olmadıklarını dile getirdi.

Paylaşın