Talip Apaydın kimdir? Hayatı, Eserleri

1926 yılında Ankara’nın Polatlı İlçesine bağlı Ömerler (Omarlar) Köyü’nde dünyaya gelen Talip Apaydın, 28 Eylül 2014 yılında hayatını kaybetti. İlk eğitimini Beypazarı’nda yaptı. Daha sonra Çifteler Köy Enstitüsü (1943) ve Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü’nü bitirdi. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı.

Haber Merkezi / İlk şiir ve hikâyelerini Köy Enstitüleri Dergisi’nde yayınladı (1945-1946). 1948-1950 yılları arasında Yücel, Varlık, Edebiyat Dünyası, Fikirler, İmece, Yeni Ufuklar vs. gibi dergilerde çıkan hikâyelerinden sonra romancılığa başladı.

Köy Edebiyatı akımının temsilcileri arasında yeraldı. İlk romanı Sarı Traktör ile tarımda makineleşme konusuna bir umut olarak yaklaştı. Yarbükü’nde ise köylüler arasında toprak ve su paylaşımı ile ilgili çekişmelerin olduğu zorlu yaşam koşullarını anlattı.

Öykü ve romanlarında doğa betimlemeleri ve insan ilişkilerini tüm doğallığı ile yansıttı. Anı, oyun, çocuk edebiyatı türlerinde de eserler verdi. Eserlerinde Yaşar Kemâl, Kemâl Tahir ve Orhan Kemâl’in etkisi görülür.

Eserleri;

Hikaye; Ateş Düşünce, Öte Yakadaki Cennet, Kocataş, O Güzel İnsanlar, Yolun Kıyısındaki Adam, Duvar Yazıları, Yangın, Kökten Ankaralı, Hendek Başı, Hem Uzak Hem Yakın, Sıra Dışı Öyküler, Öykülerle Çizgiler, Biz Varız,

Roman; Sarı Traktör, Yarbükü, Emmioğlu, Ortakçılar, Ferhat ile Şirin, Toprağa Basınca, Define, Yoz Davar, Toz Duman İçinde, Tütün Yorgunu, Kente İndi İdris, Vatan Dediler, Köylüler

Şiir; Susuzluk, Kırsal Sancı

Hatırat; Bozkırdaki Günler, Karanlığın Kuvveti, Köy Enstitüsü Yolları

Tiyatro; Bir Yol

Radyo Tiyatrosu; Yapılar Yapılırken, Otobüs Yarışı (Basılmadı)

Ödülleri; Tütün Yorgunu, 1976 Madaralı Roman Ödülü, Köylüler, 1992 Orhan Kemal Roman Armağanı, Yapılar Yapılırken ve Otobüs Yarışı, 1975 TRT Radyo Oyunları Sanat Ödülleri

“Aşk iklimi”

On sekiz yaşın nisan günleri
Dünya bir kızın gözlerinden ibaret
Hayat bir tas su içimi
Ne zaman oldu aklımda yoktu
Yağmurlar yağdı hatırladım
Yayıldı içime aşk iklimi

Toprak kokusu bu muydu
Böyle miydi benim insanlarım
Ben hiç yoruldum mu severken
Ah bu uzak ses kimin
Şüpheniz olmasın şimdi bile
Düşüp ardına gidebilirim

“Bencil”

Bencillik en çürük yanımız
Her an çeker paçamızdan
Sıfır noktasına indirir bizi
Atlayıp geçersek ne iyi
Yoksa hiç olup kalırız

Gözümüz kör, kulağımız sağır
Susar içimizdeki insan sesi
Nice güzelliklere duyarsız
“Rab bana, hep bana”
Arsız otlara benzeriz

Hele kimilerini gördükçe
İnsanlığımızdan utanırız
kimbilir belki de
Silkinip bir güzelce
Pisliklerden arınırız

Paylaşın