Taliban, Üniversitelerde Zorunlu Din Derslerinin Sayısını Artırdı

15 Ağustos’ta iktidardaki birinci yılını deviren Taliban, üniversitelerdeki zorunlu din derslerinin artırıldığını duyurdu. Yüksek Öğretim Bakanı Abdülbaki Hakkani dün yaptığı açıklamada “Mevcut 8 din dersine 5 tane daha ekliyoruz” dedi.

Hakkani, derslerin İslam tarihi, siyaseti ve yönetimini içerdiğini söyledi. Zorunlu din dersi sayısının haftada bir saatten üç saate yükseltileceğini duyuran Bakan Hakkani, müfredattan hiçbir konunun çıkarılmadığını savundu.

Ancak AFP, bazı üniversitelerin müzik ve heykel gibi Taliban’ın katı tutum izlediği dersleri değiştirdiğini yazdı.

Ayrıca ülkeyi terk eden akademisyenler yüzünden bazı dersler artık verilemiyor.

Yetkilikler, 7-12. sınıflara eğitim veren kız okullarının açılacağını söylese ve kapanmanın nedeni olarak teknik ve mali sıkıntıları gösterse de bu kurumlar hâlâ kapalı.

Eğitim Bakanlığı’nın üst düze yetkililerinden Abdülhalik Sadık, okulların açılıp açılmayacağıyla ilgili gelen bir soruya verdiği cevapta kırsal kesimdeki ailelerin kızlarını okula göndermek için ikna edilmesi gerektiğini savundu: Kırsal kesimdekilerin de ikna olması için liderlerimizle koordineli bir şekilde sağlam bir politika hazırlamaya çalışıyoruz.

Ülkede lise diploması olmayan kız öğrenciler üniversite sınavlarına giremeyecek.

Afganistan ve Taliban

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

Afganistan: Taliban Yönetiminde Şiddetle Geçen Bir Yıl

15 Ağustos 2022. Taliban’ın 20 senenin ardından Afganistan’da yönetimi yeniden ele geçirmesinin birinci yılı. Uluslararası Af Örgütü de bu bağlamda Taliban’ın ülkenin kontrolünü ele geçirmesinden bu yana yaşananları ele alan bir brifing yayınladı.

Af Örgütü, bugün yayınladığı brifingde, “Taliban’ın insan haklarına planlı saldırılarını artırarak azınlık gruplara zulmettiğini, barışçıl protestoları şiddetle bastırdığını, kadın haklarını baskı altına aldığını ve korku yaymak için yargısız infazlara ve zorla kaybetmelere başvurduğunu” kaydetti.

Son bir yılda işlenen hak ihlallerini belgeleyen “Taliban Yönetimi: Şiddet, Cezasızlık ve Boş Vaatlerle Geçen Bir Yıl” brifingi, başta kadın hakları ve basın özgürlüğünü korumaya ve hükümet yetkilileri için af çıkarmaya söz veren Taliban’ın, muhaliflerine yönelik işkence, intikam cinayetleri ve zorla tahliyeler gibi suçlara ilişkin yaygın cezasızlığı ortaya koydu.

“Tüm değişim ihtimalleri hızla buharlaştı”

Brifingde paylaşılan verileri değerlendiren Af Örgütü Güney Asya Bölgesel Direktörü Yamini Mishra, konuyla ilgili açıklamasında şöyle dedi:

“Taliban bir yıl önce, insan haklarını koruma ve geliştirme sözü veren açıklamalar yapmıştı. Buna karşın, 20 yıllık insan hakları kazanımlarını ortadan kaldırma hızları baş döndürücü oldu.

Taliban’ın tam bir cezasızlıkla işleyen, şiddetli baskılar aracılığıyla yönetmeye çalışması sonucunda tüm değişim ihtimalleri hızla buharlaştı.

Keyfi gözaltılar, işkence, kaybetmeler ve hukuk dışı infazlar günlük sorunlar olarak geri döndü. Kadınlar ve kız çocuklar haklarından yoksun bırakıldı ve belirsiz bir gelecekle karşı karşıyalar. Eğitimden ve kamusal hayata katılma imkanından mahrum ediliyorlar.”

Taliban’a “ağır insan hakları ihlalleri ve uluslararası hukuk suçlarına acilen son verme” çağrısı yapan Uluslararası Af Örgütü de konuyla ilgili yazılı açıklamasında “Taliban, Afganistan’ın fiili yöneticisi olarak Afgan halkının haklarını acilen geri vermeli, korumalı ve geliştirmelidir” dedi.

Mishra ise “Afganistan’daki insan hakları krizinin daha da sarpa sarmasını engellemek için uluslararası toplum bu suçlardan ötürü Taliban’dan hesap sormak üzere somut adımlar atmalı” çağrısında bulundu.

Af Örgütü’nün brifinginden öne çıkanlar özetle şöyle:

İfade ve toplanma özgürlüğü

  • Çok sayıda büyük şehirde, güvenlik güçleri, silahsız protestocuları döverek ve üzerlerine ateş açarak barışçıl protestoları dağıttı.
  • Taliban’ın ifade özgürlüğü üzerindeki baskıları, insan hakları savunucuları ve sivil toplum aktivistlerini hedef aldı. Bu kişilerin çoğu insan hakları çalışmaları nedeniyle taciz ve tehdit edildi, gözaltına alındı ve hatta öldürüldü.
  • Basın özgürlüğü de saldırı altındaydı. 19 Eylül 2021’de, Devlet Medya ve Bilgi Merkezi, gazetecilerin ‘İslam’a aykırı’ veya ‘ulusal kişilere hakaret eden’ haberler yapmasını yasaklayan, muğlak tanımlar içeren bir kararname yayımladı.
  • Geçen yıl boyunca 80’den fazla gazeteci, barışçıl protestoları haber yaptığı için gözaltına alındı ve işkenceye maruz bırakıldı.

Keyfi gözaltı, işkence, kötü muamele

  • Ağustos 2021’den beri, Taliban askerlerinin, Taliban’ın fermanlarına uymadığı düşünülen veya önceki hükümetle çalışmakla suçlanan kişilere şiddet uyguladığına ve işkenceye maruz bıraktığına ilişkin yaygın ihbarlar yapılıyor.
  • Yüzlerce sivil hukuka aykırı olarak gözaltına alındı. Birçoğu, gözaltı sırasında dipçiklerle dövüldü veya kırbaçlandı.

Yargısız infaz ve zorla kaybetmeler

  • Taliban’ın iktidarı ele geçirdiğinden bu yana direniş savaşçıları olduğu varsayılan kişilere karşı işlendiği iddia edilen intikam cinayetleri, hukuk dışı infazlar ve diğer suçlar savaş suçu kapsamına girebilir.
  • Yüzlerce yargısız infaz vakası yaşandı. Ölen kişilerin vücudunda ateşli silah yaralanması ve işkence izleri bulundu. Onlarca kişi, önceki hükümetteki görevleri nedeniyle veya Taliban’a karşı direnişe katıldıklarından kuşkulanıldığı için kaybedildi ve nerede tutuldukları halen bilinmiyor.

Etnik ve dini azınlıklara zulüm

  • İktidarı ele geçirmesinden sonraki haftalarda Taliban’ın, taraftarlarını, başta Hazaralar, Türkmenler ve Özbekler olmak üzere diğer gruplardan alınan topraklarla ödüllendirmek için Peştun olmayan Afganları evlerinden ve çiftliklerinden zorla çıkarttığı yönünde ihbarlar yapıldı.
  • Belh, Helmend, Daykundi, Kandahar ve Uruzgan vilayetleri dahil ülkenin dört bir yanında tahliyeler bildirildi ve halihazırda çok yüksek olan ülke içinde yerinden edilen kişi sayısı daha da arttı. Haziran 2022 itibariyle, Birleşmiş Milletler, ülke içinde yerinden edilen Afganların sayısının 820 bini aştığı tahmininde bulundu.

Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik kısıtlamalar

  • Taliban, iktidara el koyduğundan beri kadınları gitgide daha fazla şiddete maruz bırakıyor. Zaman zaman, bunu kadınların aile üyelerini cezalandırmanın bir yolu olarak yapıyor.
  • Onlarca kadın, onları özgürlüklerinden yoksun bırakan kısıtlamalar artarken haklarını talep etmek için barışçıl protestolara katıldıkları gerekçesiyle gözaltına alındı ve işkenceye maruz bırakıldı.
  • Taliban, eğitim hakkını engelleyerek milyonlarca Afgan kız çocuğun umutlarını boşa çıkardı. Ortaokul ve liseler 17 Eylül 2021’de yeniden açıldığında, altıncı sınıfın üzerindeki kız çocukların okula gitmesini yasakladı. Bunun geçici bir durum olduğunu öne süren Taliban, daha fazla kadın öğretmen istihdam edilene ve cinsiyet ayrımına dayalı eğitim için ‘uygun’ koşullar sağlanana kadar süreceğini savundu. Fakat bugüne kadar bu planların hiçbiri uygulanmadı.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Taliban’dan ‘Ekmek, İş Ve Özgürlük’ İsteyen Kadın Protestoculara Şiddet

Afganistan’ın başkenti Kabil’de düzenlenen bir protesto gösterisinde Taliban güçlerinin kadınları dövdüğü ve havaya ateş açarak göstericileri zorbalıkla dağıttığı bildirildi. “Adalet, adalet. Cehaletten bıktık” sloganları atan kadınların büyük çoğunluğunun yüzlerini peçeyle örtmediği görüldü.

AFP haber ajansının aktardığına göre “Ekmek, iş ve özgürlük” sloganları atan yaklaşık 40 kadın Eğitim Bakanlığı binasının önüne yürüdü.

Taliban’ın ülkede yönetime el koymasının birinci yıl dönümü olan 15 Ağustos’u “kara gün” ilan eden protestocu kadınlar çalışma ve siyasete katılma hakkı talep etti. “Adalet, adalet. Cehaletten bıktık” sloganları atan kadınların büyük çoğunluğunun yüzlerini peçeyle örtmediği görüldü.

Taliban güçleri havaya ateş açarak göstericileri dağıtmaya çalıştı, ardından yakınlardaki dükkanlara sığınan protestocuları takip ederek kadınları dipçikleriyle dövdü. Aylar sonra yapılan ilk kadın protestosunu takip eden bazı gazeteciler de Taliban tarafından dayak yedi.

Kadın hakları geriliyor

Afganistan’da kadın hakları, Taliban’ın geçen yıl 15 Ağustos’ta ülkede kontrolü ele geçirmesinden bu yana büyük gerileme içerisinde. Kadınlar 20 yıldır Amerika Birleşik Devletleri’nin müdahalesi sırasında kazandıkları bazı sınırlı hak kazanımlarını da kaybetti.

Taliban, geçen yıl yönetimi ele geçirmesinin ardından, 1996-2001 yıllarına kıyasla İslami kuralları daha gevşeterek uygulama ve kadın haklarını tanıma konusunda uluslararası tanınma ve ülkenin dondurulan servetinin serbest bırakılması talebiyle taahhütte bulunmuştu.

Ancak o tarihten bu yana kadınlara yönelik birçok kısıtlama hayata geçirildi. On binlerce kız çocuğu orta okul eğitiminden mahrum edildi, kamuda göveli kadınların işlerine geri dönmesi engellendi. İşi bilen, eğitimli personel eksikliği dolayısıyla işten atamadıkları kadınlar için de yerlerine erkek akrabalarını önermeleri istendi.

Kadınların uzun seyahatlerde ve uçakta tek başına yolculuk yapması yasaklandı. Ayrıca kadınların halka açık park ve bahçelerde erkeklerden ayrı şekilde yalnızca kendilerine ayrılan yerlerde dolaşmasına izin veriliyor.

Mayıs ayından itibaren kadınlara burka zorunluluğu getiren yönetimin televizyon spikerlerinin de yüzlerini örtmesi şartı getirmesi tepki toplamıştı.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Taliban’ın Kız Öğrencilere Lise Yasağı, Üniversiteye De Engel

Bir Taliban sözcüsü ve üniversite yetkilileri, Taliban’ın liselerde okuyan kızları yasaklamasının, yürürlükte kalması halinde kadınların üniversite diplomalarını fiilen yasaklayacağını söyledi.

Guardian’da yer alan habere göre, kız çocukları, yükseköğrenime kaydolmak için gerekli belgelere veya okuldan yaklaşık bir yıl sonra üniversite kurslarına başlamak için akademik kapasiteye sahip olmayacak.

Taliban’ın yüksek öğrenim bakanlığı sözcüsü Mevlavi Ahmed Taki, “Otomatik olarak lise mezunumuz olmazsa, artık yeni üniversite kız öğrencimiz olmayacak. Ama umuyorum ki Milli Eğitim Bakanlığı bir politika geliştirecek ve yakında okulları yeniden açacaktır. Çünkü biz bunun önemli olduğunu anladık ve kız çocuklarının eğitimi yasağı geçicidir” dedi.

Taliban’a yakın yerel bir kaynak, önümüzdeki aylarda kadınların yüksek öğrenime girmesinin önündeki pratik engeller kaldırılsa bile, yetkililerin onları sağlık ve eğitim alanlarında derecelerle sınırlamayı düşündüklerini söyledi.

Afganistan’da kız çocuklarına yönelik lise yasağı kalksa da üniversite eğitiminin sağlık ve eğitim alanlarıyla sınırlı kalması bekleniyor.

Taliban, kız çocukları ve kadınları eğitimden mahrum bırakan yasakların, “İslami kurallara uygun eğitim müfredatı” düzenlendiğinden kaldırılacağını savunuyor. Taliban yönetimi, bu düzen sağlandığında kız öğrencilerin okullara dönebileceğini açıklamıştı.

Paylaşın

Taliban’dan Kadın Çalışanlara: Yerinize Erkek Önerin Sizi Çıkaralım

Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Taliban yetkililerinin, Maliye Bakanlığı’nın kadın çalışanlarına, “İşinizi yapması için bize bir erkek yakınınızı gönderin ki sizi işten atalım” dediği bildirildi. 

Ekonomik çöküşün eşiğindeki ülkede daha önceki dönemde Maliye Bakanlığı’nda çalışan kadınlar, şimdilerde Taliban yöneticilerinin kendileriyle temasa geçerek, yerlerine bir erkek yakınlarının ismini önermesini istediğini dile getirdi.

Taliban, Ağustos 2021’de iktidarı ele geçirmesinden kısa süre sonra devlette görevli kadınları çalışmalarına müsade etmeyerek evlerine göndermiş ve kendilerine çok düşük ücretler ödemişti.

Kimliklerinin gizli tutulması koşuluyla Guardian’a mülakat veren kadınlar, Taliban yetkililerinden telefonlar aldıklarını belirterek, “Ofiste iş yükü arttığı için bizden kendi yerimize erkek akrabalarımızı tavsiye etmemizi istediler” diye konuştu.

BM Kadın Birimi İcra Direktörü Sima Bahous, daha önce yaptığı açıklamada, kadınların istihdamına yönelik kısıtlamaların 1 milyar dolar ya da Afganistan’ın GSYİH’sinin yüzde 5’i civarında bir ekonomik kayba yol açtığının tahmin edildiği bilgisini paylaşmıştı.

“Ülkede neredeyse evrensel bir yoksulluk söz konusu” ifadesini kullanan Sima Bahous,“Bütün bir nesil, gıda güvensizliği ve yetersiz beslenme tehdidi altında.” sözleriyle kadınların Taliban tarafından eve kapatılması uygulamasına tepki göstermişti.

Son 15 yıldır Afganistan Maliye Bakanlığı’nda çalışan 37 yaşındaki Meryem, bakanlığın İK departmanından bir telefon aldığını kaydederek, “Bana işten çıkarılabilmem için bakanlıkta benim yerime geçecek bir erkek aile üyesini tanıtmam istendi.” dedi.

Hayal kırıklığı yaşadığını aktaran Meryem, işletme yönetimi yüksek lisans derecesine sahip olduğunu, son 15 yılda daire başkanlığına kadar yükseldiğini belirterek, “Yerime başka birini nasıl kolayca getirebilirim?” sorusunu yöneltti.

Ayrıca adı güvenlik gerekçesiyle Meryem olarak değiştirilen kadın çalışan, “O kişi (erkek akraba) benim bunca yıldır çalıştığım kadar verimli çalışabilecek mi? Benim eğitimini aldığım ve yılların deneyimine sahip olduğum iş, zor ve teknik bir pozisyon. En nihayetinde benim işimi yapabilse bile, bu durumda bana ne olacak? Taliban (iktidara) geldiğinden beri rütbemi düşürdü ve maaşımı 60 bin Afgani’den (680 dolar) 12 bin (132 dolar) Afgani’ye indirdi. Oğlumun okul masraflarını bile karşılayamıyorum. Bunu sorguladığımda bir yetkili kaba bir şekilde ofisinden çıkmamı ve rütbemin düşürülmesinin pazarlığa açık olmadığını söyledi.” ifadelerini kullandı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) kadın hakları biriminde görevli araştırmacı Seher Fetrat, Maliye Bakanlığı çalışanı kadınlarla ilgili gelişmeyi değerlendirmesinde, “Taliban’ın kadınları toplumdan yok etme geçmişi var, bu nedenle bunu duymak şaşırtıcı ya da yeni değil” diye konuştu.

Ayrıca Fetrat, Taliban’ın kadın düşmanlığı yaptığını beliterek “Taliban’ın anlayışında kadınlar bir mülk ve ailenin onurunu temsil eden bir nesne olarak erkeklere aittir.” dedi.

Bu politikanın topluma yeni zararlı davranış standartları getirdiğini ve bunun da kadınların nesneleştirilmesinin normalleştirilmesi olduğunu söyleyen Fetrat, “Özellikle de genç erkeklere, ailelerinde kadınlara ‘sahip oldukları’ ve ahlaki bir otorite olarak hareket etmeleri ve kadınların davranışlarını aktif olarak denetlemeleri gerektiği konusunda açık bir mesajı var.” şeklinde konuştu.

Bu arada Meryem ve çalışma arkadaşları, Taliban (kadın çalışan yerine erkek akraba istihdamı) politikasını protesto edeceklerini belirterek, “Emirlerini kabul etmiyoruz ve bunu değiştirmelerini sağlamaya çalışacağız. Bakanlığın kadın çalışanlarından oluşan bir grup oluşturduk. Şimdi müzakere ediyoruz, eğer bizi duymazlarsa gösteri yapacağız.” sözleriyle uluslararası toplumu kendileriyle destek ve dayanışmaya çağırdı.

Ülke ciddi bir ekonomik ve insani krizin pençesinde. BM’ye göre şu anda 20 milyon insan açlıkla karşı karşıya.

Taliban’ın iktidara gelmesinden bu yana 9 milyondan fazla insan yerinden edildi ve şiddetli kuraklık en önemli gelir kaynaklarından tarımı olumsuz etkiledi.

Paylaşın

Taliban, Üç Erkek Mankeni “Kuran’a Saygısızlık” Gerekçesiyle Tutukladı

Afganistan’da geçen yıl Ağustos ayından bu yana ülkeyi yöneten Taliban, İslam ve Kuran’ı Kerim’e saygısızlıkla suçladığı ünlü bir Afgan erkek manken ve iki meslektaşını tutukladı.

Taliban İstihbarat Genel Müdürlüğü sosyal medya hesabından moda şovları, YouTube kanalındaki klipleri ve mankenlikle ilgili etkinlikleriyle tanınan manken Ajmal Hakiki ve meslektaşlarının elleri kelepçelenmiş haldeki görüntülerini kısa bir video ile paylaştı.

İstihbarat biriminin paylaşımında “İslami sistemde hiç kimsenin Kuran ayetlerini, Peygamberin hadislerini ve mukaddes İslam’ı aşağılamasına veya alay etmesine izin verilmez. Kuran’ın son ayetleri aşağılandı ve dalga geçildi. Tutuklandılar” denildi.

Videoda Hakiki ve meslektaşları sol göğsünde mavi üçgen işareti bulunan açık kahverengi hapishane üniforması giymiş halde ve elleri kelepçelenmiş şekilde yan yana durarak “Afgan halkından, değerli din ulemalarından ve İslam Emirliği hükümetinden özür dilerim” ifadelerini kullandı.Hakiki videoda suçunu itiraf etmedi.

Genç mankenin ruhsal rahatsızlıkları ile bilinen meslektaşı Gulam Sahki ile Kuran’ın ayetlerini aşağılamaktan suçlandığı bildirildi.

Tutuklamaya sebep olan tartışmalı videoda Hakiki’nin kekemeliğini mizah unsuru olarak kullanan meslektaşı Sakhi’nin Kuran’n ayetleri dalga geçen bir ses tonuyla Arapça söylemesine güldüğü görülüyor.

Genç manken daha önce özür dilemişti

Hakiki sosyal medyada yaygın şekilde paylaşılan görüntülerden dolayı tutuklanmadan önce özür dilemiş ve “Bütün YouTuberlara ve medyada aktif gençlere mesajım İslami değerlere hakaret etmekten cidden kaçının” sözleriyle uyarıda bulunmuştu.

Taliban yetkililerinin tutuklamayla ilgili video görüntülerinin dışında bir yorumda bulunmadığı bildirildi. Tutuklanan mankenlerin ne şekilde cezalandırılacağının da belirsiz olduğu ifade ediliyor.

Katı İslami kuralları uygulamayı amaçlayan Taliban yönetimi İslam’a saygısızlık olarak addettiği her türlü eleştiri ve olayı suç unsuru olarak tanımlıyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Afganistan’da Bombalı Saldırılar: 16 Ölü

Taliban yönetimi altındaki Afganistan’ın Kabil ve Mezar-ı Şerif kentlerinde dün akşam saatlerinde (25 Mayıs) düzenlenen dört bombalı saldırıda en az 16 kişi hayatını kaybetti, 43 kişi yaralandı.

France24’ün aktardığına göre, ülkenin kuzeyindeki Mezar-ı Şerif’te üç ayrı minibüse yerleştirilen bombaların patlaması sonucu en az 10 kişi yaşamını yitirdi. Balkh vilayeti polis sözcüsü, söz konusu patlamaların kentin üç farklı ilçesinde meydana geldiğini aktardı.

Üç patlamada toplam 15 kişi de yaralanırken Balkh Sağlık Müdürü Najibullah Tawana, ölenlerin üçünün kadın olduğunu açıkladı.

Patlamalardan saatler sonra, IŞİD Telegram hesabından bir açıklama yaparak Mezar-ı Şerif kentindeki patlamaları üstlendi.

Anadolu Ajansı’nın (AA) haberine göre, görgü tanıkları saldırıların Hazara Şiilerinin minibüslerine yönelik yapıldığını söyledi.

Camide patlama

Afganistan’ın başkenti Kabil’de bir camide de dün akşam saatlerinde bir patlama yaşandı. Kabil Polis Sözcüsü Khalid Zadran, bugün erken saatlerde Twitter hesabından bir açıklama yaparak camideki patlamada altı kişinin hayatını kaybettiğini, 28 kişinin yaralandığını duyurdu.

Afganistan İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre, Kabil’in Trafik Kavşağı’nda bulunan Hz. Zekeriya Camisindeki bir havalandırmanın içine yerleştirilen bomba akşam namazı sırasında patlatıldı.

Afganistan’da yeniden Taliban dönemi

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) öncülüğündeki NATO güçlerinin Afganistan’dan çekilmesi 31 Ağustos 2021’de tamamlandı.

Afganistan eski Cumhurbaşkanı Eşref Gani hükümetini deviren Taliban, 11 Eylül 2001 sonrası dönemde ABD ve koalisyon güçlerinin işgal ettiği ülkeye yirmi yıl sonra yeniden egemen oldu.

Taliban’ın ülkenin başkenti Kabil’e girmesiyle Taliban’ın hedefinde olan ve Afganistan’dan tahliye edilmeyi talep eden binlerce kişi Uluslararası Kabil Hamid Karzai Havalimanı’na gitmiş, havalimanındaki uzun ve yorucu bekleyiş zamanla izdihama dönüşmüştü.

Uluslararası Kabil Hamid Karzai Havalimanı’nda tahliye için bekleyiş sürerken, 26 Ağustos günü kalabalığı hedef alan bombalı saldırıda 13’ü ABD askeri olmak üzere en az 170 kişi yaşamını yitirdi.

Anadolu Ajansı’nın (AA) aktardığına göre, havalimanındaki patlamadan sonra IŞİD saldırıları artmaya devam etti. Ülkenin her yerinde patlama meydana gelirken, özellikle Nangarhar saldırıların en çok yoğunlaştığı il oldu.

8 Ekim 2021de Kunduz’da, 15 Ekim’de ise Kandahar’da Şii camileri cuma namazı sırasında IŞİD intihar bombacılarınca hedef alındı. Patlamalarda 100’den fazla kişi hayatını kaybetti. Başkent Kabil’deki Abdul Rahim Şehit Lisesi ve Mumtaz Kursuna da 14 Nisan 2022’de düzenlenen bombalı saldırılarda ialtı kişi hayatını kaybetti, 11 kişi yaralandı.

Paylaşın

Taliban, Havaalanlarının İşletmesi İçin BAE İle Anlaştı

Afganistan’da iktidarı elinde bulunduran Taliban, havaalanlarının işletmesi için Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile anlaşmaya vardığı bildirildi. Taliban, havaalanlarının işletilmesi ve güvenlik iş birliği konusunda BAE, Türkiye ve Katar ile aylardır görüşmeler yürütülüyordu. 

Reuters haber ajansına göre ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı Molla Abdulgani Baradar Kabil’de düzenlediği basın toplantısında “ülkedeki havaalanlarının işletilmesinde sorumluluğun paylaşılması”na yönelik BAE ile bir anlaşma imzalanacağını açıkladı.

Baradar, BAE ile yer hizmetlerine yönelik anlaşmanın yenileneceğini kaydetti, ancak bu anlaşmanın mevcut anlaşmaların ötesine geçip geçmeyeceği ya da güvenlik hizmetlerini içerip içermeyeceğine açıklık getirmedi.

Taliban’ın resmi Bahtar Haber Ajansının başkanı Abdul Vahid Rayan ise Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “dört havaalanının işletme ve yönetimini içeren anlaşmanın Molla Abdulgani Baradar ile BAE merkezli GAK şirketi arasında imzalandığını” bildirdi.

BBC İzleme Servisinden gazeteci Macid Nusrat da Katar-Türkiye konsorsiyumuyla dört ay süren görüşmelerden net bir sonuç alınamadığını belirterek Taliban’a muhalif Afgan siyasilerin geçen hafta Türkiye’de gerçekleştirdiği toplantıya işaret etti. Nusrat, “Bölgesel rekabet/kapışma son hız” değerlendirmesinde bulundu. Taliban’ın iktidarı ele geçirmesi sonrasında ülkeyi terk eden eski siyasiler ve toprak ağaları Ankara’da bir toplantı düzenleyerek Taliban’a karşı “Ulusal Yüksek Direniş Konseyi” adı altında bir oluşum başlattıklarını ilan etmişti.

Taliban, havaalanlarının işletilmesi ve güvenlik iş birliği konusunda BAE, Türkiye ve Katar ile aylardır görüşmeler yürütülüyordu. Havaalanlarının güvenliği, görüşmelerdeki en pürüzlü konulardan biriydi.

Türkiye ile görüşmeler tıkanmıştı

Taliban, yabancı güçlerin ülkeden çekilmesiyle geçen yıl 15 Ağustos’ta iktidarı ele geçirmiş, bu dönemde çıkan karışıklıkta Türkiye ve Katar, Kabil Havaalanının işletmesi ve güvenliğine destek amacıyla geçici teknik ekipler göndermişti. Türkiye ayrıca Kabil’deki Hamid Karzai Uluslararası Havalimanının işletmesine talip olmuştu.

Türkiye-Katar konsorsiyumunun Kabil Havaalanı dahil ülkedeki beş havaalanının işletmesi için Taliban ile yürüttüğü görüşmeler Nisan ayı sonunda, Taliban’ın havaalanlarında güvenliği kendi savaşçılarının sağlaması konusundaki ısrarı nedeniyle tıkanmıştı.

AFP haber ajansı, Kandahar, Herat, Mezarı Şerif ve Host kentlerindeki havaalanlarının yenilenmesini de içeren anlaşmanın çıkmaza girdiğini bildirerek ismini açıklamadığı bir Taliban yetkilisinin, “Katar-Türkiye konsorsiyumu ile Kabil Havaalanına dair yapılacak anlaşma sadece teknik desteği içeriyor. Havaalanını bizim adamlarımız koruyacak. Topraklarımızda yabancı asker ya da güvenlik uzmanlarını kabul etmeyiz” dediğini aktarmıştı.

Paylaşın

Afganistan’da Kadın Spikerler Ekrana Burkayla Çıktı

Afganistan’da yayın yapan TOLOnews, Ariana Televizyon, Shamshad TV ve 1TV spikerleri, baskılar sonrası bugün gözleri ve alınları dışında yüzlerini tamamen örten kıyafetlerle televizyonda göründü. 

Talibanın Ahlak Bakanlığı Sözcüsü Akif Mahajar geçen hafta yaptığı açıklamada burka kararının bir tavsiye olduğunu söylemiş ve burka kullanılmaması için son günün 21 Mayıs olduğunu duyurmuştu. Bu kararname öncesinde kadınların yalnızca başlarını örtmeleri Taliban için yeterliyken kararname ile tüm vücudu ve yüzü örten burka zorunlu hale getirildi.

TOLOnews spikerlerinden Sonia Niyazi, şimdiye kadar bu karara karşı direndiklerini ve yüzlerini tamamen örtmeye karşı olduklarını söyledi. Baskılara maruz kaldıklarını belirten Niyazi, “Taliban ekrana yüzünü örtmeden çıkan bütün sunucuların görevinden alınacağını söyledi.” şeklinde konuştu.

TOLOnews’in müdürü Khpolwak Sapai ise kanalın çalışanların yüzlerini örtmeye zorlandığını söyledi. Sapai, “Bunu yapmak zorunda olduğumuzu, başka seçenek olmadığını söylediler. Dün beni aradılar ve kesin bir şekilde karara uymamız gerektiğini söylediler. Bizim tercihimiz değil bu, zorla ve baskıyla yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Baskılar kademeli olarak arttı

Taliban yönetimi ele geçirdiği ağustos ayından bu yana kadınların giyimine ilişkin birçok kez görüş bildirdi. Ancak mayıs ayı başında kamuoyunu duyurulan burka zorunluluğu, ülke çapında bu konuda ilk resmi ‘ferman’ olma niteliği taşıyor.

Burka, Taliban’ın iktidarda olduğu 1996 ile 2001 yılları arasında da kadınlar için zorunlu tutulmuştu. Taliban Ağustos 2021’de yeniden iktidara geldiğinde, dünya kamuoyuna bu kez daha ılımlı oldukları mesajını vermişti. Ancak zaman içinde kadınlara vadedilen haklardan kademeli olarak vazgeçildi.

Afganistan’da hâlihazırda kadınların yurt dışına seyahat etmesi ve ülke içinde yanlarında erkek olmadan uzun yola çıkması yasaklandı. Mart ayında lise ve dengi kız okullarının kapatılması talimatı verildi. Kadın ve erkeklerin Kabil’deki parkları aynı gün ziyaret etmesi yasaklandı.

Paylaşın

Afganistan’da ‘Kadınların Televizyona Yüzlerini Örtmeden Çıkması’ Yasaklandı

Taliban’ın yönetimi devraldığı Afganistan’da kadınlara yönelik kısıtlamalar adım adım artırıyor. Son olarak, kadın televizyon sunucuları ve ekrana çıkan diğer kadınların yüzlerini örtmeleri istendi.

BBC Peştu Servisi’ne konuşan Taliban din polisi yetkilisi, bu konudaki yasağın, medya kuruluşlarına Çarşamba günü gönderilen bir kararname ile iletildiğini söyledi.

Bundan iki hafta önce de Afganistan’daki kadınlara dışarda peçe takma kuralı getirilmiş, uymayanların cezalandırılacağı ilan edilmişti.

Kadınların yanlarında erkek bir akrabaları olmadan seyahat etmeleri yasaklanmış, ayrıca daha önce açılacağı ilan edildiği halde kız çocuklarının devam ettiği orta dereceli okullar kapatılmıştı.

Reuters haber ajansı Taliban hükümetinin “Ahlaksızlığı Önleme ve Fazileti Teşvik” bakanlığı sözcüsünü alıntılayarak yeni kararnamenin 21 Mayıs günü yürürlüğe gireceğini bildirdi.

Bakanlık sözcüsü, ajansa göre kadınların yüzünü kapatması kuralını “tavsiye” olarak niteliyor; ama kurala uymayanların neyle karşılaşacağı konusunda bir açıklama bulunmuyor.

Son kararname Twitter’da ağır eleştirilerle karşılaştı.

Bir sosyal medya kullanıcısı “Dünya, insanları Covid’den korumak için maske kullanıyor. Taliban, insanları kadın gazetecilerin yüzlerinden korumak için maske kuralı getiriyor. Taliban’a göre kadınlar bir hastalık” yazdı.

Taliban 1990’larda ilk kez iktidara geldiğinde ülkedeki bütün kadınlara ev dışında bedenlerini ve yüzlerini bütünüyle örten burka giyme kuralı getirmişti.

2001’de ABD ve müttefiklerinin askeri müdahalesi ile Taliban iktidardan uzaklaştırıldığında, özellikle başkent Kâbil’de kadınlara yönelik kısıtlamaların önemli bir kısmı kaldırılmıştı.

Fakat koyu muhafazakârlığın ve erkek egemenliğinin çok güçlü olduğu ülkede kırsal kesimlerde Taliban’ın etkisi devam etmiş ve kadınların yaşamı çok fazla değişmemişti.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın