Taliban Yönetimindeki Afganistan’da “Siyasi Partiler” Yasaklandı

Afganistan’da Taliban yönetiminin Adalet Bakanı Abdül Hekim Şerii, siyasi partilerin yasaklandığını, “Bu ülkede siyasi partilerin faaliyet göstermesini sağlayacak bir şeriat kanunu yok. Onlar ne ülkenin ulusal çıkarlarına hizmet ediyor ne de halk onları takdir ediyor” ifadeleriyle duyurdu.

Afganistan’da iki yıl önce Taliban yönetime gelene kadar olan sürede ülke genelinde irili ufaklı 70’den fazla siyasi parti bulunuyordu.

Taliban’ın siyasi partileri olmayan diğer Körfez ülkelerini örnek aldığını söyleyen Afgan siyasi yorumcu Torek Farhadi, “İhtiyaç duyulan şey kadınların ve toplumun her kesiminden insanların, ülkenin geleceğine ilişkin tartışmalara katılmasıdır. Her ne kadar kulağa siyaseten yanlış gelse de, siyasi partiler bugün Afganistan’da gereksiz bölünmeler yaratabilir ve bu ülkenin ihtiyaç duyduğu son şeydir” değerlendirmesini yaptı.

Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Taliban, ülkedeki tüm siyasi partileri yasakladığını açıkladı. Taliban kararına gerekçe olarak şeriat kurallarını gösterdi. Sözkonusu karar Batılı ülke askerleri ve ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi üzerine Taliban’ın ülkede yönetimi ele geçirmesinin ikinci yıldönümden bir gün sonra açıklandı.

Siyasi partilere yasak kararını, Taliban yönetiminin Adalet Bakanı Abdül Hekim Şerii başkent Kabil’de düzenlediği basın toplantısında açıkladı. Şerii yaptığı açıklamada, “Bu ülkede siyasi partilerin faaliyet göstermesini sağlayacak bir şeriat kanunu yok. Onlar ne ülkenin ulusal çıkarlarına hizmet ediyor ne de halk onları takdir ediyor” dedi.

Afganistan’da iki yıl önce Taliban yönetime gelene kadar olan sürede ülke genelinde irili ufaklı 70’den fazla siyasi parti bulunuyordu. Taliban idaresinde ülkede iki senedir ifade özgürlüğü, protesto ve benzeri her tür faaliyet de yasaklanmış durumda.

Taliban yönetimde bulunduğu iki yıllık süreçte, katı şeriat kuralları uygulayarak kızların okula gitmesini ve kadınların çalışmasını ve sosyal hayata karışmasını da yasakladı. Benzer şekilde Afganistan’da medya üzerinde de kurulan yoğun baskı nedeniyle ülke genelinde çok sayıda medya kuruluşu kapanırken gazeteciler de ülkeden ayrılmak zorunda kaldı.

Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar ülkede insan haklarının giderek kötüleşmesini kınıyor ve Taliban’dan sözkonusu uygulamaları kaldırmasını istiyorlar. Taliban 15 Ağustos 2021’de, ABD ve NATO’nun 20 yıl süren Afgan savaşının ardından tüm askerlerini geri çekmesiyle iktidarı ele geçirdi.

İsyancıların yönetimi ele geçirmesi, önde gelen Afgan siyasi parti liderlerinin ve politikacıların, ABD destekli eski hükümetle olan ilişkileri nedeniyle cezalandırılmaktan korkarak ülkeyi terk etmelerine yol açtı. Sürgündeki pek çok Afgan siyasetçi bugüne dek Taliban’a karşı silahlı direniş çağrılarında da bulundular ancak bu çağrılar uluslararası alanda destek bulmadı.

Yabancı ülkeler Taliban’ı, Afgan kadınlarına yönelik muameleleri ve diğer etnik ve siyasi grupları ülke yönetimine dahil etmemeleri nedeniyle ülkenin meşru yöneticileri olarak tanımayı reddediyor.

VOA Türkçe’den Ayaz Gül‘ün haberine göre; Afgan siyasi yorumcu Torek Farhadi, Taleban’ın siyasi partileri olmayan diğer Körfez ülkelerini örnek aldığını söyledi. Farhadi, “İhtiyaç duyulan şey kadınların ve toplumun her kesiminden insanların, ülkenin geleceğine ilişkin tartışmalara katılmasıdır. Her ne kadar kulağa siyaseten yanlış gelse de, siyasi partiler bugün Afganistan’da gereksiz bölünmeler yaratabilir ve bu ülkenin ihtiyaç duyduğu son şeydir” değerlendirmesini yaptı.

Öte yandan BM, yıllardır süren savaş ve uzun süreli kuraklığın, nüfusun üçte ikisinin yardıma ihtiyaç duyduğu ülkedeki insani krizi daha da kötüleştirdiğini belirtiyor.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den “Taliban’a Baskı Yapın” Çağrısı: Hiçbir Özgürlük Bırakmadı

Taliban’ın Afganistan’ın yönetimini ele geçirmesinin üzerinden iki yıl geçmesi vesilesiyle açıklamada bulunan BM Kadın Birimi İcra Direktörü Sima Bahous, “Taliban, 50’den fazla ferman, emir ve kısıtlama yoluyla kadınların hayatlarının dokunulmamış hiçbir yönünü bırakmadı, hiçbir özgürlük bırakmadı” dedi.

Afganistanlı kadınlara daha fazla destek çağrısında bulunan Bahous, “Uluslararası toplumu, insani yardım camiasının çağrısına cevap vermek ve Afganistan’a yönelik insani çağrıyı tamamen finanse etmek de dahil olmak üzere, değişim için baskı yapmak için ellerindeki her yolu kullanmaya ve her türlü baskıyı uygulamaya devam etmeye çağırıyorum” dedi.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi’nin geçen hafta hazırladığı rapora göre; Afganistan kadın hakları konusunda en kötü karneye sahip ülkeler arasında yer alıyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi İcra Direktörü Sima Bahous, Taliban’ın Afganistan’ın yönetimini ele geçirmesinin üzerinden iki yıl geçmesi vesilesiyle açıklamada bulundu.

UN Newse göre, Bahous, uluslararası toplumu Afganistan’da değişim için baskı yapmaya devam etmeye çağırarak Taliban’ı ülke genelinde “kadınların ve kızların haklarına yönelik en kapsamlı, sistematik ve benzersiz saldırıyı” uygulamakla suçladı.

Taliban’ın kadınlara yönelik kitlesel baskı üzerine kurulu bir sistem yarattığına dikkat çeken Bahous, “50’den fazla ferman, emir ve kısıtlama yoluyla kadınların hayatlarının dokunulmamış hiçbir yönünü bırakmadı, hiçbir özgürlük bırakmadı” dedi.

Birimlerinin Afganistanlı kadınlarla temas halinde olduğunu belirten Bahous, “Bu zorluklara rağmen Afgan kadınları da bana pes etmeyeceklerini veya boyun eğmeyeceklerini söylüyor. Baskılarına karşı mücadeleye öncülük etmeye devam edecekler” ifadelerini kullandı:

“En düşmanca koşullar karşısında ihlallere karşı seslerini yükseltiyorlar, hayat kurtaran hizmetler sunuyorlar, işletme sahibi oluyorlar ve işletiyorlar ve kadın örgütlerini yönetiyorlar. Cesaretleri bize daha büyük eylemler için ilham vermeli.”

Afganistanlı kadınlara daha fazla destek çağrısında bulunan Bahous, “Uluslararası toplumu, insani yardım camiasının çağrısına cevap vermek ve Afganistan’a yönelik insani çağrıyı tamamen finanse etmek de dahil olmak üzere, değişim için baskı yapmak için ellerindeki her yolu kullanmaya ve her türlü baskıyı uygulamaya devam etmeye çağırıyorum” dedi.

Taliban kadınları kamusal alanlardan uzaklaştırıyor

2021’de iktidarı ele geçiren Taliban, kadınların toplumdaki rolünü kısıtlayan ve onları kamusal alanlardan uzaklaştıran uygulamaları hayata geçiriyor. Kadınların lise ve üniversite eğitimi almalarını yasaklayan Taliban, kamusal alanda örtünme zorunluluğu getirmiş, parklara, lunaparklara ve spor salonlarına girmelerini engellemiş, güzellik salonları ve kuaförleri kapatmıştı.

Afganistanlı kadınların birleşmiş milletler ve sivil toplum kuruluşlarında çalışmaları da yasaklanmış, devlet dairelerinde çalışan kadınlar da işten çıkarılmıştı. Öte yandan BM İnsan Hakları Konseyi’nin geçen hafta hazırladığı rapora göre; Afganistan kadın hakları konusunda en kötü karneye sahip ülkeler arasında yer alıyor.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Afganistan’da Üniversiteler Kadınlar İçin Hazır: Taliban İzin Verirse

Afganistan’da üniversitelerin yöneticileri, Taliban liderinin onay vermesi halinde kız öğrencilere kapılarını açmaya hazır olduklarını duyurdu. Taliban’ın iktidara gelmesinden kısa bir süre sonra kızların altıncı sınıftan sonra okula gitmesi yasaklanmıştı.

Afganistan, dünyada kadınların eğitimine yasak getiren tek ülke. Eğitim Bakanlığı danışmanı Molvi Abdulcabbar, kız öğrencilerin eğitime başlaması konusunda şu anda bir tarih veremeyeceğini belirtti.

Taliban öncesi Afganistan’da 24 şehirde 140 özel üniversitede 200 bin civarında öğrenci eğitim görürken, bu öğrencilerden 60 ila 70 binini kadınlar oluşturuyordu.

Afganistan’da üniversitelerin yöneticileri, Taliban liderinin onay vermesi halinde kız öğrencilere kapılarını açmaya hazır olduklarını duyurdu.

Euronews Türkçe‘nin aktardığına göre; Eğitim Bakanlığı danışmanı Molvi Abdulcabbar, Taliban lideri Heybetullah Ahunzade’nin yasağın kaldırılması yolunda talimat vermesi halinde, üniversitelerin kızın öğrencileri tekrar kabul etmek için hazır olduğunu bildirdi. Abdulcabbar, kız öğrencilerin eğitime başlaması konusunda şu anda bir tarih veremeyeceğini belirtti.

The Associated Press’in sorularını yanıtlayan Abdulcabbar, “Ahunzade, üniversitelerin kız öğrencilere kapatılmasını emretti, bu yüzden yasak geldi. Kız öğrencilere izin verdiğini söylediğinde aynı gün okullar onlara kapılarını açacak. Bütün liderlerimiz (kız çocuklarının yeniden eğitime başlamasından) yana, hatta bakanlarımız bile bundan yana.” dedi.

Eğitim Bakanlığı danışmanı, gerek orta dereceli eğitim kurumlarında gerek yüksek eğitimde sabahları erkek, öğlenden sonra kız  öğrencilere eğitim verilebileceğini veya bunun tersinin yapılabileceğini belirterek bu konuda tüm hazırlıkları yaptıklarını sözlerine ekledi.

AP, Abdulcabbar’ın bu yönde konuşmasını Afganistan’da Taliban yönetimi içindeki görüş ayrılıklarının yeni bir göstergesi olarak yorumladı.

Taliban’ın Afganistan’da iktidarı devraldıktan sonra orta dereceli ve yüksek eğitimde kız öğrencilerin okula gitmesini yasaklaması dünya genelinde büyük tepki yaratmıştı.

Afganistan dünyada kız öğrencilere okulu yasaklayan tek ülke. Taliban öncesi Afganistan’da 24 şehirde 140 özel üniversitede 200 bin civarında öğrenci eğitim görürken, bu öğrencilerden 60 ila 70 binini kadınlar oluşturuyordu.

Taliban, ilk yasağı getirdiğinde ortaokul ve liseler için üniforma, servis gibi teknik sorunlar aşıldığında kız öğrencilerin tekrar okullara döneceğini vaat etmişti.

Afganistan’da Taliban yönetimi ocak ayında, kadınlara eğitim yasağını pekiştirecek bir adım atarak özel üniversitelere gönderdiği mesajda giriş sınavlarına kadınları almamaları talimatını vermişti.

Taliban ve Afganistan

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

Taliban’dan “10 Yaşından Büyük Kız Çocuklarına” Eğitim Yasağı

2021 yılında Afganistan’da yönetimi ele geçiren Taliban, ülkenin bazı vilayetlerinde 10 yaşından büyük kız çocuklarının ilkokul derslerine katılmasını yasakladığını bildirdi.

Independent Türkçe’nin BBC Farsça’dan aktardığı habere göre Taliban yönetimindeki Eğitim Bakanlığı yetkilileri, Gazne vilayetindeki okulların ve kısa dönem kursların müdürlerine “10 yaşından büyük hiçbir kız çocuğunun ilkokullarda okumasına izin verilmediğini” belirtti.

Taliban’ın geçen yıl izin verdiği eğitim kademesi olan 6. sınıftan bir öğrenci, 10 yaşından büyük kızların okula girmesinin yasaklandığını söyledi.

Haberde belirtildiği üzere eski adı Kadın İşleri Bakanlığı olan “Dua ve Rehberlik Bakanlığı”na bağlı yerel yetkililer, bazı vilayetlerde kız çocuklarını yaşlarına göre ayırarak kız okulu müdürlerinden üçüncü sınıfın üstündeki kız öğrencileri evlerine göndermelerini istedi. The Independent iddiaları doğrulayamadı.

Kabil’in düşmesinden ve Afganistan’daki ABD ve NATO liderliğindeki rejimin ülkeyi terk etmesinden kısa süre sonra Taliban, Eylül 2021’de kız çocuklarının ortaöğrenim görmesini yasaklamış ve liselerin sadece erkekler için yeniden açılmasını emretmişti.

Geçen aralıkta binlerce kadına üniversite eğitimini süresiz olarak yasaklayan Taliban, koleje ve üniversiteye giden kadınlara kısıtlama getirerek sert bir darbe vurmuştu.

Radikal İslamcı rejim, nüfusunun neredeyse yarısının ortaöğrenim görmesini yasaklayan dünya genelindeki tek yönetim.

Birleşmiş Milletler geçen ay Taliban yetkililerini, Afganistan’daki kadın ve kız çocuklarına yönelik eğitim ve istihdam da dahil kısıtlamaları son aylarda daha da artırmakla suçlamıştı.

Taliban, kadınları kamusal yaşamın ve çalışma hayatının pek çok alanından menetti ve basın özgürlüğünü kısıtladı. Taliban kız çocuklarının 6. sınıftan sonra okula gitmesini ve Afgan kadınların yerel kuruluşlarda ve sivil toplum örgütlerinde çalışmasını yasakladı. Bu yasak nisanda Birleşmiş Milletler çalışanlarını da kapsayacak şekilde genişletilmişti.

Taliban ve Afganistan

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

Taliban Yönetimindeki Afganistan’da Müzik Aletleri Yakıldı

Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Taliban’ın Erdemi Yayma ve Ahlaksızlığı Önleme Komitesi Başkan Yardımcısı Şeyh Aziz el-Rahman el-Muhacir, müzik dinlemenin yasak olduğunu ve yetkililerin bu nedenle müzik aletlerini toplayıp yaktığını belirtti.

Gitarlarında aralarında olduğu bir yığın enstrüman ve hoparlörün yakıldığını gösteren bir fotoğraf yayınlandı. Taliban, 2021 yılında Afganistan’da iktidarı ele geçirmesinin ardından müzik yayınlarını yasaklamıştı.

Afganistan’ın resmi haber ajansı Bahtar’a göre, Afganistan’ın batısında bulunan Herat kentinde Pazar günü Taliban’ın ahlak polisi tarafından müzik aletleri yakıldı. Erdemi Yayma ve Ahlaksızlığı Önleme Komitesi Başkan Yardımcısı Şeyh Aziz el-Rahman el-Muhacir, müzik dinlemenin yasak olduğunu ve yetkililerin bu nedenle müzik aletlerini toplayıp yaktığını belirtti.

Komite yetkilisi müziğin teşvik edilmesinin bir tür “yozlaşma” olduğunu ve müziğin “gençlerin yanlış yönlendirilmesine ve toplumun yok edilmesine” neden olduğunu belirtti. TOLOnews haber kanalı, kentte arasında gitarlarında olduğu bir yığın enstrüman ve hoparlörün yakıldığını gösteren bir fotoğraf yayınladı.

Taliban, 2021 yılında Afganistan’da iktidarı ele geçirmesinin ardından müzik yayınlarını yasaklamıştı. Son zamanlarda düğün salonu sahiplerine müzikten uzak durulması uyarıları yapıldı. Ayrıca, düğünlerde ve benzeri kutlamalarda İslami kurallara aykırı olabilecek etkinlikler yasaklandı. Pek çok Afgan sanatçı ve müzisyen ülkeyi terk ederek Batı ülkelerine sığınıyor.

Taliban ve Afganistan

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

Taliban’ın Kuaför Ve Güzellik Salonu Yasağı Yürürlüğe Girdi

Afganistan’ın Suç ve Fazilet Bakanlığı Sözcüsü Sadiq Akif Mahjer, yaptığı açıklamada “kuaför ve güzellik salonlarına yasak kararına uymaları için verilen bir aylık sürenin dolduğunu” belirtti. Sadiq Akif Mahjer, söz konusu işletmelerin kapatılması gerektiğini söyledi.

Bakanlığı Sözcüs Sadiq Akif Mahjer, karara uymayan işletmelere karşı güç kullanılıp kullanılmayacağı hakkında ise bilgi vermedi.

Afganistan Kadın Ticaret ve Sanayi Odası’na göre, Taliban’ın getirdiği kuaför ve güzellik salonu yasağı ülkedeki 12 bin salonda çalışan 60 bin kadını işini kaybetmesine neden olacak.

Afganistan’da 15 Ağustos 2021’de yönetimi ele geçiren Taliban’ın güzellik merkezlerinin kapatılması için verdiği süre dün (25 Temmuz) itibarıyla doldu. 4 Temmuz’da güzellik salonlarının kapatılacağını duyuran Taliban, yeni bir açıklama yaptı.

Afganistan’ın Suç ve Fazilet Bakanlığı Sözcüsü Sadiq Akif Mahjer, yaptığı açıklamada “kuaför ve güzellik salonlarına yasak kararına uymaları için verilen bir aylık sürenin dolduğunu” belirtti. Söz konusu işletmelerin kapatılması gerektiğini söyledi.

Bakanlık Sözcüsü, karara uymayan işletmelere karşı güç kullanılıp kullanılmayacağı hakkında ise bilgi vermedi.

Afganistan Kadın Ticaret ve Sanayi Odası’na göre, Taliban’ın getirdiği kuaför ve güzellik salonu yasağı ülkedeki 12 bin salonda çalışan 60 bin kadını işini kaybetmesine neden olacak.

2021’de iktidarı ele geçiren Taliban, daha önce de kadınların toplumdaki rolünü kısıtlayan adımlar atmıştı.

Kadınların lise ve üniversite eğitimi almalarını yasaklayan Taliban, kamusal alanda örtünme zorunluluğu getirmiş, parklara, lunaparklara ve spor salonlarına girmelerini de engellemişti. Ayrıca, kadınlara başlarını kapatma ve kapalı kıyafetler giyme zorunluluğu getirilmişti.

Afganistanlı kadınların birleşmiş milletler ve sivil toplum kuruluşlarında çalışmaları da yasaklanmıştı. Devlet dairelerinde çalışan kadınlar da işten çıkarılmıştı.

Öte yandan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin geçen hafta hazırladığı rapora göre; Afganistan kadın hakları konusunda en kötü karneye sahip ülkeler arasında yer alıyor. BM, Taliban’ın iktidarda olduğu 22 ayda ülkede kadın-erkek eşitliğinin giderek kötüleştiğine dikkat çekti.

Taliban ve Afganistan

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

Taliban, Kadınlara Baskıyı Artırıyor

Taliban’ın 2021 yılında yönetimi ele geçirdiği Afganistan’da güzellik salonlarının yasaklanmasını protesto eden kadınlar, güvenlik güçleri tarafından havaya ateş açılarak dağıtıldı.

Afganistan’da başkent Kabil ve diğer büyük kentlerde Taliban’ın 2001’de iktidardan düşmesinden sonra birçok güzellik salonu açılmıştı. Taliban’ın 2 yıl önce yeniden iktidara gelmesinden sonra güzellik salonları açık kalmış, ancak tabelaları ve pencerelerinin üstü örtülmüştü.

Taliban’ın Ahlak Bakanlığı Sözcüsü Muhammed Sadık Akif, “Kadınlara özel güzellik salonlarının kapatılması için bir aylık süre var” açıklamasında bulunmuştu.

Taliban’ın dini ve siyasi lideri Hibetullah Ahundzade, yakın bir zamanda yaptığı açıklamada, şu ana kadar atılan adımların kadınlara “şeriat kurallarına göre konforlu ve müreffeh bir yaşam” sunduğunu iddia etmişti.

Taliban Lideri Ahundzade, “Toplumun yarısı olan kadınların yaşamının iyileştirilmesi için gerekli adımlar atıldı. Tüm kurumlar kadınların evlenebilmesi, miras ve diğer haklarını kullanabilmesi için yardımcı olmakla yükümlüdür” diye konuşmuştu.

“20 yıllık işgalin kadınların örtünmesi ve yanlış yönlendirilmesiyle ilgili olumsuz yönleri yakında son bulacak” diyen Hibetullah Ahundzade, Aralık 2021’de çıkarılan kararnameyle kadınlara tanınan “haklara” dikkat çekmişti.

Güzellik salonları Afgan kadınların ev dışında sosyalleşebilmelerine olanak sağlayan az sayıdaki imkandan biri idi. Zira Ağustos 2021’de iktidarı ele geçiren Taliban, bu tarihten beri kız çocuklarına ve kadınlara lise ve üniversitelerin kapısını kapatırken, parklara, lunaparklara ve spor salonlarına girmelerini de yasakladı.

Ülkede eşine az rastlanan protesto sırasında kadınların taşıdığı pankartlardan birinde “Ekmeğimi ve suyumu almayın” yazması dikkat çekti. Sayıları 50 kadar olan gösterici kadına müdahale eden güvenlik güçleri, havaya ateş açarak ve tazyikli su kullanarak kalabalığı dağıttı.

Protestolara müdahaleyi kınayan Afganistan’daki Birleşmiş Milletler Yardım Misyonu (UNAMA), “Güzellik salonlarının yasaklanmasına karşı kadınların düzenlediği barışçıl bir protestonun zorla bastırılması Afganistan’da kadın haklarının tanınmamasına son örnek olarak son derece endişe vericidir” dedi.

Haziran sonunda Dua, Rehberlik ve Faziletin Teşviki ile Ahlaksızlığın Önlenmesi Bakanlığı salonlara kapanmaları için bir ay süre vermişti.

Bakanlık bu kararı, makyaj için harcanan abartılı meblağların yoksul aileleri zor durumda bırakması ve salonlardaki bazı uygulamaların “İslami olmaması” nedeniyle aldığını söyledi. Bakanlık, çok fazla makyajın kadınların namaz için uygun şekilde abdest almasını engellediğini, kirpik uzatma ve saç eklemenin yasak olduğunu söyledi.

“Afgan kadınların durumu dünyanın en kötüleri arasında”

Afganistan özel raportörü Richard Bennett tarafından geçen ay BM İnsan Hakları Konseyi’ne sunulan bir raporda, ülkedeki kadın ve kız çocuklarının durumunun “dünyanın en kötüleri arasında yer aldığı” belirtildi.

Bennett, “Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik ciddi, sistematik ve kurumsallaşmış ayrımcılık Taliban ideolojisinin ve yönetiminin merkezinde yer alıyor ve bu da cinsiyet ayrımcılığına dair endişeleri artırıyor” dedi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Taliban’dan Bir Yasak Daha: Güzellik Salonları Kapatılıyor

Taliban’ın 2021 yılında yönetimi ele geçirdiği Afganistan’da güzellik salonları kapatılıyor. Taliban’ın Ahlak Bakanlığı Sözcüsü Muhammed Sadık Akif, “Kadınlara özel güzellik salonlarının kapatılması için bir aylık süre var” açıklamasında bulundu.

Haber Merkezi / Afganistan’da başkent Kabil ve diğer büyük kentlerde Taliban’ın 2001’de iktidardan düşmesinden sonra birçok güzellik salonu açılmıştı. Taliban’ın 2 yıl önce yeniden iktidara gelmesinden sonra güzellik salonları açık kalmış, ancak tabelaları ve pencerelerinin üstü örtülmüştü.

Taliban’ın dini ve siyasi lideri Hibetullah Ahundzade, yakın bir zamanda yaptığı açıklamada, şu ana kadar atılan adımların kadınlara “şeriat kurallarına göre konforlu ve müreffeh bir yaşam” sunduğunu iddia etmişti.

Taliban Lideri Ahundzade, “Toplumun yarısı olan kadınların yaşamının iyileştirilmesi için gerekli adımlar atıldı. Tüm kurumlar kadınların evlenebilmesi, miras ve diğer haklarını kullanabilmesi için yardımcı olmakla yükümlüdür” diye konuşmuştu.

“20 yıllık işgalin kadınların örtünmesi ve yanlış yönlendirilmesiyle ilgili olumsuz yönleri yakında son bulacak” diyen Hibetullah Ahundzade, Aralık 2021’de çıkarılan kararnameyle kadınlara tanınan “haklara” dikkat çekmişti.

Ağustos 2021’de Afganistan’da iktidarı yeniden ele geçiren Taliban, kadınların ve kız çocuklarının lise ve üniversitelerde eğitim görmesini yasaklamış ve kadınların parklara, spor salonlarına ve hamamlara girişini engelleyen yeni yasalar çıkarmıştı.

Kadınların evden çıkarken örtünmesini zorunlu hale getiren Taliban, birçok kadın devlet görevlisinin işlerine de son vermişti. Taliban’ın 2021’deki kararnamesi zorla evlendirmeleri yasadışı ilan etmiş ve kadınlara miras ve boşanma hakkı vermişti.

Taliban ve Afganistan

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

Taliban Yönetimindeki Afganistan: Saldırılarda Binden Fazla Sivil Öldü

Afganistan’daki Birleşmiş Milletler (BM) misyonunun (UNAMA) hazırladığı yeni rapora göre 2021 Ağustos’un ortasından bu yıl mayıs sonuna kadar saldırılarda en az 3 bin 774 sivilin öldüğü veya yaralandığı kaydedildi.

Öte yandan BM raporu Afganistan’da “kayda değer sayıda” kişinin, hiçbir grubun üstlenmediği veya BM misyonunun herhangi bir yapıyla ilişkilendiremediği saldırılardan dolayı öldüğünü eklerken, bu ölümlerin tahmini veya kesin sayısını vermedi.

İlgili yıla ait BM raporuna göre 2020’de 8 bin 820 sivilin öldüğü veya yaralandığı kaydedilirken, bunların 3 bin 35’ini hayatını kaybedenler oluşturuyordu.

BM’nin bu yılki raporunda Taliban’ın iktidarı ele geçirmesinden bu yana düzenlenen saldırıların 4’te 3’ünün “ibadet yerleri, okul ve pazarlar gibi kalabalık alanlarda” el yapımı patlayıcılarla gerçekleştirildiğine dikkat çekildi. Bu saldırılarda sert İslamcı rejim altında 92 kadın ve 287 çocuk öldürüldü.

Independent Türkçe’de yer alan habere göre; Birleşmiş Milletler (BM) salı günü, Taliban’ın ülkenin kontrolünü ele geçirmesinin ardından 1095’i şiddete bağlı ölüm olmak üzere Afganistan’da 3 bin 700’den fazla sivilin öldüğü veya yaralandığının kaydedildiğini bildirdi.

Ölen ve yaralanan sivillerin sayısı binlere varsa da savaş ve isyanla geçen önceki yıllara kıyasla azaldı.

Afganistan’daki BM misyonunun (UNAMA) hazırladığı yeni rapora göre 2021 Ağustos’un ortasından bu yıl mayıs sonuna kadar en az 3 bin 774 sivilin öldüğü veya yaralandığı kaydedildi.

Öte yandan BM raporu Afganistan’da “kayda değer sayıda” kişinin, hiçbir grubun üstlenmediği veya BM misyonunun herhangi bir yapıyla ilişkilendiremediği saldırılardan dolayı öldüğünü eklerken, bu ölümlerin tahmini veya kesin sayısını vermedi.

İlgili yıla ait BM raporuna göre 2020’de 8 bin 820 sivilin öldüğü veya yaralandığı kaydedilirken, bunların 3 bin 35’ini hayatını kaybedenler oluşturuyordu.

BM’nin bu yılki raporunda Taliban’ın iktidarı ele geçirmesinden bu yana düzenlenen saldırıların 4’te 3’ünün “ibadet yerleri, okul ve pazarlar gibi kalabalık alanlarda” el yapımı patlayıcılarla gerçekleştirildiğine dikkat çekildi. Bu saldırılarda sert İslamcı rejim altında 92 kadın ve 287 çocuk öldürüldü.

Raporda, el yapımı patlayıcıyla düzenenen saldırıların çoğunun Taliban’ın bölgedeki ezeli rakibi olan ve IŞİD grubunun, IŞİD-Horasan diye bilinen kolu tarafından gerçekleştirildiği de eklendi.

Ayrıca raporda Taliban’ın yönetimi ele geçirmesinden bu yana “intihar saldırılarının öldürücülüğünden” endişe duyulduğu, daha az saldırının daha fazla ölüm ve yaralanmaya yol açtığı belirtildi.

Bu saldırılar Afganistan’ın ülke çapında mali ve ekonomik krizle sarsıldığı bir dönemde gerçekleşiyor.

Rapora göre ülke, Taliban’ın iktidara gelmesinden bu yana bağışçı fonlarında yaşanan keskin düşüşle boğuşurken, mağdurlar Taliban liderliğindeki mevcut hükümet altında “tıbbi, mali ve psikososyal desteğe” erişmekte zorlanıyor.

Bu saldırıların derhal durdurulmasını talep eden UNAMA, Taliban’ın fiili iktidarının artık ülke nüfusunun güvenliğinden sorumlu olduğunu da ekledi.

Rapora yanıt veren Taliban Dışişleri Bakanlığı, grubun 2021’de ABD ve NATO yetkililerinden kontrolü almasının ardından durumun kademeli şekilde iyileştiğini belirtti.

Bakanlık, Taliban’ın yönetimi Afganistan “çöküşün eşiğindeyken” ele geçirdiğini ve düzgün yönetimle doğru kararlar alarak “ülkeyi ve hükümeti bir krizden kurtarmayı başardığını” iddia etti.

“Ülke genelinde güvenlik sağlandı” diye belirtilen açıklamada Taliban’ın Şii mekanları da dahil ibadet yerleri ve kutsal türbelerin güvenliğini öncelik olarak gördüğü ifade edildi.

Taliban, kız çocuklarının 6. sınıftan sonra eğitim almasını yasaklayarak ve kadınların kamusal hayattaki ve iş hayatının çoğundaki varlığını ortadan kaldırarak toplumsal cinsiyete dayalı zulme yol açan sert kurallar getirdi. Rejim kadınların sivil toplum örgütlerinde ve BM’de çalışmasını da yasaklayarak milyonlarca kişiye yardım ulaştırılmasını fiilen engelledi.

Tüm bunlar grubun Kabil’in kontrolünü ele geçirdikten sonra, ilk başta daha ılımlı bir yönetim vaat etmesine karşın gerçekleşti.

Afganistan ve Taliban

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

Taliban’dan Beklenmedik Açıklama: Kadınlar Bizimle Daha Konforlu Bir Hayata Erişti

Kandahar’dan yayımladığı kararnamelerle Afganistan’ı yöneten Taliban’ın dini ve siyasi lideri Hibetullah Ahundzade, şu ana kadar atılan adımların kadınlara “şeriat kurallarına göre konforlu ve müreffeh bir yaşam” sunduğunu iddia etti.

Taliban Lideri Ahundzade, “Toplumun yarısı olan kadınların yaşamının iyileştirilmesi için gerekli adımlar atıldı. Tüm kurumlar kadınların evlenebilmesi, miras ve diğer haklarını kullanabilmesi için yardımcı olmakla yükümlüdür” diye konuştu.

“20 yıllık işgalin kadınların örtünmesi ve yanlış yönlendirilmesiyle ilgili olumsuz yönleri yakında son bulacak” diyen Hibetullah Ahundzade, Aralık 2021’de çıkarılan kararnameyle kadınlara tanınan “haklara” dikkat çekti.

Ağustos 2021’de Afganistan’da iktidarı yeniden ele geçiren Taliban, kadınların ve kız çocuklarının lise ve üniversitelerde eğitim görmesini yasaklamış ve kadınların parklara, spor salonlarına ve hamamlara girişini engelleyen yeni yasalar çıkarmıştı.

Kadınların evden çıkarken örtünmesini zorunlu hale getiren Taliban, birçok kadın devlet görevlisinin işlerine de son vermişti. Taliban’ın 2021’deki kararnamesi zorla evlendirmeleri yasadışı ilan etmiş ve kadınlara miras ve boşanma hakkı vermişti.

Afganistan ve Taliban

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın