BM’den Dikkat Çeken ‘Taliban Cinayetleri’ Raporu

Afganistan’da geçen yıl Ağustos ayında iktidarı ele geçiren Taliban’ın, ülkede bugüne dek 100’den fazla eski hükümet görevlisi ile uluslararası askeri güçler için faaliyet gösteren çalışanı öldürdüğü bildirildi.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından hazırlanan ilgili raporda, Taliban’ın eski hükümet görevlileri ile silahlı kuvvetler mensupları için “Genel af ilan edeceğini açıklamış olmasına rağmen, BM’ye cinayetler ve insanların zorla yok edilmesine dair inandırıcı suçlamalar ulaştığı” ifade edildi.

Raporda, söz konusu cinayetlerin üçte ikisinin, “Kamu kurumlarını fiilen ele geçirmiş olan güçler ve onların müttefikleri tarafından, herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın işlendiği” vurgulanırken; bunun yanı sıra, “İnsan hakları savunucuları ile medya çalışanlarının mütemadiyen saldırı, sindirme, baskı, keyfi tutuklamalar, kötü muamele ve cinayetlere maruz kaldığı” duyuruldu.

Taliban’ın barışçıl protesto gösterilerine karşı sert tutumu ve her yaştan kadınlarla kız çocuklarının iş ve eğitim hayatına katılımını kısıtlayan tavrı da BM raporunda konu edildi.

Ülkede açlık krizi

Radikal İslamcı Taliban, iktidarı ele geçirdiği günden bu yana dışarıya karşı, 1996-2001 yılları arasında yine iktidarda olduğu döneme göre daha ılımlı bir çizgide olduğu izlenimini vermeye çalışıyor. Ağır bir insani krizin yaşandığı Afganistan’da BM verilerine göre halkın yarısından fazlası içinde bulunduğumuz kış mevsimini açlıkla mücadele içinde geçiriyor.

Afganistan bütçesinin yüzde 80’ine tekabül eden dış yardımlar, Taliban’ın yönetimi ele almasının ardından dondurulmuştu. Batılı ülkeler bu yardımların yeniden başlaması için, uluslararası toplum tarafından tanınmayan Taliban hükümetinden insan haklarına saygı göstermesini talep ediyor.

Paylaşın

Afganistan İçin Acil Yardım Çağrısı

Birleşmiş Milletlere (BM) bağlı örgütler, Taliban yönetimi altında ağır kış koşulları ile birlikte büyük bir gıda sıkıntısı yaşayan Afganistan’a derhal yardım edilmesi gerektiğini bildirdi. Afganistan’da 1,1 milyon çocuğun açlık yüzünden hayatı tehlikede.

Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı (WFP) İcra Direktörü David Beasley DW’ye verdiği röportajda, Afganistan’ın Taliban ile çatışmaların yaşandığı son 20 yılda dünyanın en yoksul ülkelerinden biri haline geldiğini ve bu yoksulluğun Taliban’ın iktidara gelmesinin ardından daha da arttığını ifade etti.

Taliban yönetimi altındaki ilk kış mevsiminde şu an yaşanan durumu “felaket” olarak nitelendiren Beasley, 40 milyon nüfuslu ülkede 23 milyon kişinin açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.

Çocuklar çaresizlikten satılıyor

Durumun vahameti nedeniyle çok sayıda ailenin, maddi durumu mümkün kılıyor ise ısınmak ya da yemek arasında tercih yapmak zorunda kaldığını dile getiren David Beasley, Afganistan ziyareti sırasında konuştuğu bir annenin, ailesi için gıda alabilmek adına çocuğunu sattığını söylediğini aktardı.

Taliban’ın WFP’ye Afganistan’da çalışma izni verdiğini vurgulayan Beasley, sorunun yardıma muhtaç insanlara ulaşmak değil, bu projelerin finansmanı olduğunu ifade etti. WFP İcra Direktörü, koronavirüs pandemisi döneminde servetlerine servet katan dünyanın en zengin kişilerine çağrıda bulunarak, bu açlık krizinin çözümüne katkıda bulunmalarını istedi.

Bir çağrı da UNICEF‘ten

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) da Afganistan’a daha fazla insani yardım yapılması çağrısında bulundu. Çeşitli yardım projeleri kapsamında Afganistan’da bulunan UNICEF’in Almanya sorumlusu Christian Schneider burada yaptığı açıklamada, “Şayet insani yardımlar büyük oranda arttırılmaz ise, Afganistan‘da çok sayıda çocuk bu kışı sağ olarak atlatamayacak” dedi.

“Görüştüğümüz her aile bize yeterince yiyeceğinin olmadığını söylüyor. Genelde ekmeğin yanında şekerli çaydan daha fazlası yok” diyen Schneider, aşırı gıda yetersizliği, zorlu kış şartları ve temiz suya erişim zorluğu gibi sorunların çocuklar için ölümcül bir döngü oluşturduğunu ifade etti.

Afganistan’da iktidarın Taliban tarafından ele geçirildiği geçen Ağustos ayından bu yana ülkedeki insani durum daha da kötüleşti. UNICEF verilerine göre 1,1 milyon Afgan çocuk, çok ağır ve hayati tehlikeye neden olan gıda yetersizliği ile karşı karşıya bulunuyor. Örgüt, insani yardım ulaştırılması gereken çocuk sayısının ise 13 milyon olduğunu bildiriyor.

Paylaşın

Afganistan’da Kadınlar Sistematik Olarak Toplum Dışına İtiliyor

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliğine bağlı uzmanların hazırladığı raporda, Afganistan’da iktidarı 15 Ağustos’ta ele geçiren Taliban’ın düzenli ve sistematik olarak kadınları toplum dışına ittiği uyarısı yapıldı.

Afganistan’da kadın ve kızlara yönelik şiddet ve cinsiyete dayalı ayrımcılığın kurumsallaştığına dikkat çeken uzmanlar, kadınların işlerine geri dönmelerine izin verilmemesi, kamuya açık alanlarda yanlarında bir erkeğin bulunması gerekliliği, tek başlarına toplu taşıma araçlarını kullanamamaları, kıyafet kısıtlamaları gibi uygulamalara işaret etti.

Raporda söz konusu kısıtlamaların kadınların geçimlerini sağlamalarını büyük ölçüde zorlaştırdığı ve kadınları yoksulluğa ittiği belirtildi. İnsan hakları uzmanları ayrıca Taliban’ın “geçici” diyerek yürürlüğe koyduğu ve kız çocuklarının yedinci sınıftan sonra okumalarını engelleyen uygulamanın da hala sürdüğüne işaret etti.

Kolektif cezalandırma

Raporda, “Tüm bu önlemler bir arada ele alındığında bu politikalar kadın ve kızların kolektif cezalandırmaya tabi tutulmaları anlamına gelmektedir. Kadınları ekonomik, sosyal ve siyasi alandan dışlamaya yönelik sürekli ve sistematik çabalardan endişe duymaktayız” ifadelerine yer verildi.

BM uzmanları, çocuk yaşta evlilikler, zorla evlendirme, cinsel sömürü ve zorla çalıştırma amaçlı kaçırmaların da kadın ve kızların sömürülmeleri riskini artırdığına dikkat çekti.

Kadın ve kızların korunması için eski yönetim döneminde oluşturulan Kadın İşleri Bakanlığının lağvedilmesi ve Bağımsız İnsan Hakları Komisyonunun mülklerine el konması, kadın barınma merkezlerinin kapatılması gibi uygulamalara da değinilen raporda, kadın ve kızların kamusal yaşamdan adım adım silinmesi girişimine tanık olunduğu kaydedildi.

Raporda, kadın insan hakları savunucuları, sivil toplum liderleri, hakim ve savcılar, güvenlik güçlerindeki kadın yetkililer, eski hükümet mensupları ve gazetecilerin özel tehlike altında bulunduğuna, pek çoğunun ülkeyi terk etmeye zorlandığına da vurgu yapıldı.

BM uzmanları uluslararası toplumu Afgan halkının acil ihtiyaç duyduğu insani yardımı hızlandırmaya, kadın haklarına yönelik ihlaller konusunda yönetimdekilerden hesap sormaya ve kadınların temel haklarına yönelik kısıtlamaların derhal kaldırılması için baskı uygulamaya çağırdı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Afganistan’da Kadınlar, Erkek Refakatçi Olmadan Seyahat Edemeyecek

Afganistan’da kadınlar erkek akraba eşlik etmedikçe kısa mesafeler dışında yalnız seyahat edemeyecek. İyiliğe Davet ve Kötülükten Sakındırma Bakanlığı sözcüsü Sadık Akif Muhacir, “72 kilometreden fazla seyahat eden kadınlara, yakın bir aile üyesi eşlik etmiyorsa taşınmamalı” dedi.

Euronews’te yer alan habere göre; Bakanlık yayınladığı bildiride, tüm araç sahiplerine sadece hicap giyen kadınlara hizmet sunma çağrısı yaptı.

Daha önce Afganistan televizyon kanallarından kadın oyuncuların yer aldığı dizileri göstermeyi durdurmasını isteyen Bakanlık, son olarak kadın TV muhabirlerine sunum yaparken başörtüsü takmaları çağrısında bulundu. Bakanlığın direktifinde ayrıca insanlardan araçlarında müzik çalmamaları da istendi.

Taliban yönetimi, ağustos ayında evden çıkan kadına erkek vasinin eşlik etmesi şartının sadece üç gün ya da daha uzun süren seyahatler için geçerli olacağını; bu kuralın okula, iş yerine, üniversiteye ya da hastaneye giderken geçerli olmayacağını duyurmuştu.

“Kız öğrenciler orta eğitimden uzak”

Diğer yandan bu ayın başlarında, kadın haklarının uygulanması için kararname yayınlayan Taliban, bu noktada kısıtlamalara devam etti. Birçok ilde okullar açılmasına rağmen “kız öğrenciler orta öğretimden uzak tutulmaya” devam ediyor.

Ekonomik krizdeki ülkenin uluslararası yardımlardan yararlanması için kadın haklarında iyileştirme yapılması isteniyor. Taliban’ın 1996-2001’de Afganistan’daki iktidarı döneminde çalışma ve eğitimden men edilen kadınların sadece erkek refakatçi ile evden çıkmalarına izin veriliyordu.

Eylülde geçici hükümetini açıklamasının üzerinden yaklaşık 4 ay geçmesine rağmen henüz hiçbir ülke Taliban hükümetini resmen tanımadı.

Paylaşın

BM: Taliban, En Az 72 Kişiyi Yargısız İnfaz Etti

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiser Yardımcısı Nada el-Nashif, “Ayrıca, 15 Ağustos’tan sonra Taliban tarafından ilan edilen genel affa rağmen, ülke genelinde yargısız infazların devam ettiğine dair raporlar bizi endişelendiriyor. Ağustos ve kasım arasında, eski Afgan ulusal güvenlik güçleri ve eski hükümetle bağlantılı 100’den fazla kişinin öldürüldüğüne dair güvenilir iddialar aldık ve bu cinayetlerin en az 72’si Taliban’a atfedildi. Bazı durumlarda, cesetler herkese açık olarak sergilendi. Bu, elbette, halkın ciddi bir kesiminde korkuyu şiddetlendirdi.” dedi.

Öte yandan en az 8 Afgan aktivist ile 2 gazeteci ve 50’den fazla IŞID militanının da Taliban tarafından öldürüldüğüne ilişkin bilgiye ulaşıldığı belirtiliyor. Taliban’ın ayrıca çok sayıda çocuğu ailelerinden alarak orduya yerleştirdiği de gelen bilgiler arasında.

İnsan Hakları İzleme Örgütü de Aralık ayı başlarında, belgelediği düzinelerce infaza dikkat çekmişti. Örgüt kurbanlar arasında Afgan Ulusal Güvenlik Güçlerinin eski üyeleri, diğer askeri personel, polis ve istihbarat çalışanlarının bulunduğunu belirtmişti. Taliban hükümetinin içişleri bakanlığı ise bu iddiaları reddetmişti. Bir bakanlık sözcüsü, rapor ve iddiaların kanıtlara dayanmadığını ileri sürmüştü.

BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisinin raporuna göre, Afganistan insani yardıma ihtiyaç duyan ilk 5 ülke arasında geliyor. BM, Afganistan’da kış aylarında nüfusun yarısından fazlasına tekabül eden 22,8 milyon kişinin ciddi anlamda gıda sıkıntısı yaşayabileceğini öngörüyor.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiser Yardımcısı Nada el-Nashif, BM İnsan Hakları Konseyi’nde, Afganistan’daki duruma ilişkin üye ülkeleri bilgilendirdi.

“Afganistan halkı bugün en temel insan haklarını tehdit eden derin bir insani krizle karşı karşıya.” diyen Nashif, ekonomik hayatın, bankacılık sisteminin çöküşü ve şiddetli bir likidite krizi ile büyük ölçüde felç olduğunu vurguladı. Nashif, kışın gelmesiyle Afgan halkının şiddetli yoksulluk ve açlıkla karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu. Sağlık ve kamu hizmetlerinin gittikçe kötüleştiğini belirten Nashif, bazı ailelerin çocuklarını dahi sattıklarına dair raporlar olduğunu belirtti.

Nashif, “Ayrıca, 15 Ağustos’tan sonra Taliban tarafından ilan edilen genel affa rağmen, ülke genelinde yargısız infazların devam ettiğine dair raporlar bizi endişelendiriyor. Ağustos ve kasım arasında, eski Afgan ulusal güvenlik güçleri ve eski hükümetle bağlantılı 100’den fazla kişinin öldürüldüğüne dair güvenilir iddialar aldık ve bu cinayetlerin en az 72’si Taliban’a atfedildi. Bazı durumlarda, cesetler herkese açık olarak sergilendi. Bu, elbette, halkın ciddi bir kesiminde korkuyu şiddetlendirdi.” dedi.

Nangahar vilayetinde IŞİD-Horasan üyelerini hedef alan saldırıda da en az 50 kişinin yargısız infaza maruz kaldığını aktaran Nashif, asılan ve kafası kesilerek acımasızca öldürülen kişilerin cesetlerinin halka teşhir edildiğine dair raporlar olduğunu belirtti.

“Okula gitmeyen 4,2 milyon Afgan çocuğun yüzde 60’ı kızlar”

Afgan çocukların Taliban’ın yanı sıra IŞİD tarafından da “askere alındığına” dair raporlardan derin endişe duyduklarını aktaran Nashif, ayrıca patlamamış mühimmat tarafından hayatını kaybeden ve yaralanan sivillerin neredeyse tamamını çocukların oluşturmaya devam ettiğini söyledi. Nashif, UNICEF’e göre halihazırda okula gitmeyen 4,2 milyon Afgan çocuğun yüzde 60’ını kızların oluşturduğunu ifade etti.

Paylaşın

Afganistan Merkez Bankası Paradaki Değer Kaybına Karşı Harekete Geçti

Taliban yönetimi altındaki Afganistan’da para birimi her geçen gün daha fazla değer kaybetmeye devam diyor. Derinleşen ekonomik kriz ve yükselen enflasyon nedeniyle birkaç saat içinde dolar karşısında ülkenin para birimi ‘Afgani’ değerinin neredeyse yüzde 12’sini kaybetti.

Euronews’te yer alan habere göre; Ağustos ayındaki Taliban zaferinin ardından dış yardımın aniden kesilmesi, Afganistan’ın kırılgan ekonomisini çöküşün eşiğine getirdi. Gıda, yakıt ve diğer temel ihtiyaç maddelerinin fiyatları hızla yükselirken halkın çoğunluğu için aşırı pahalı hale geldi.

Afganistan Merkez Bankası yaşanan sert düşüşten bir gün sonra yapılan açıklamada istikrarı sağlama çalışmalarının yürütüldüğünü duyurdu. Merkez Bankası, Afgani’deki düşüşü durdurmak için döviz bayileri, ticari bankaların temsilcileri ve iş sektörü ile bir dizi toplantı yapıldığını belirten bir açıklama yaptı.

Kriz özellikle son günlerde keskin şekilde hızlandı. Kabil’in düşüşünden önce dolar karşısında 77 olan Afgani bir hafta önce 97’den işlem görürken pazartesi sabahı 112’den ve öğleden sonra da 125’den işlem gördü.

Salı günü hafifçe toparlanan Afgani merkez bankası hareketini takiben 118-120 bandına oturdu. Bununla birlikte, işsizliğin yaygın olduğu ve çalışan birçok kişinin bile aylardır maaşını alamadığı aktarılıyor.

Toptancılar, un, şeker ve pirinç fiyatlarının bir haftada yüzde 20 ile 40 arasında arttığını belirtiyor. Afganistan’a gönderilen dolarlardan artık mahrum kalan ve ABD yaptırımlarından ötürü dünya finans sisteminden kopan bankacılık sistemi büyük ölçüde işlevselliğini kaybetmiş durumda. Merkez bankası rezervlerinde olan yaklaşık 9 milyar dolar ise hala ülke dışında bloke vaziyette duruyor.

ABD halkı cezalandırmamak adına kolaylık sağlamak istedi ancak yeterli olmadı

Geçtiğimiz hafta, ABD Hazine Bakanlığı, Afganistan’a kişisel havale göndermeye izin veren ve gönderenleri ve kullandıkları finansal kurumları ABD yaptırımlarından koruyan bir düzenlemeyi hayata geçirmiş bu şekilde ülke dışında akrabaları olanlara bir miktar umut vermişti.

Ancak, başka hiçbir ülke tarafından resmi olarak tanınmayan Taliban hükümetine fon sağlama konusundaki uluslararası isteksizlik, nakdin ülkeye getirilme çabalarını sekteye uğratıyor.

Ana ihracatı -yasadışı uyuşturucu dışında- kuru meyve ve el yapımı halılar olan bir ekonominin yapısal reformlar olmadan bu krizden çıkmasına neredeyse imkansız gözüyle bakılıyor. Yeni hükümetin net bir ekonomik planının olmaması da bu noktada halkı karamsarlığa itiyor.

Paylaşın

Pakistan Talibanı, Hükümetle Varılan Ateşkesi Sona Erdirdi

Pakistan Talibanı, güvenlik güçlerinin bazı savaşçılarını öldürdüğünü ileri sürerek, hükümetle varılan ateşkesi sona erdirdi. Başbakan İmran Han ekim ayında hükümetin 2014’ten beri ilk defa TTP ile görüşmelere başladığını duyurmuştu.

Pakistan Talibanı (TTP) Afganistan Talibanının aracılığı sayesinde Pakistan hükümetiyle varılan ateşkesi sona erdirdi. Gruptan yapılan açıklamada güvenlik güçlerinin bazı savaşçılarını öldürerek 1 aylığına imzalanan ateşkesin şartlarını bozduğu ileri sürüldü.

Açıklamada, “Bu şartlar altında ateşkesi uzatmak mümkün değil,” ifadelerine yer verildi ve artık anlaşmaya kimin uymadığına Pakistan halkının karar vermesi gerektiği vurgulandı.

Fakat daha öncesinde bir TTP yetkilisi, bir Pakistanlı hükümet yetkilisi ve bir askeri yetkili AFP’ye ayrı ayrı yaptıkları açıklamada ateşkesin uzatılmasına karar verildiğini belirtmişti.

TTP’nin etkili olduğu Peşaver şehrinde bir yetkili müzakere ekibindeki görevlilerin uzatma konusundan emin konuştuklarını fakat son açıklamanın sürpriz olduğunu belirtti.

Sesli mesaj yayınlayan grubun lideri Nur Vali Mehsud, Pakistan hükümeti ile yürütülen müzakerelerde ilerleme kaydedilmediğini belirterek, “İlerleme kaydedilmedi fakat ateşkesin uzatılması şartlara bağlı,” demişti.

Pakistan Başbakanı İmran Han ekim ayında hükümetin 2014’ten beri ilk defa TTP ile görüşmelere başladığını duyurmuş fakat bu açıklama bazı kesimlerden tepki çekmişti.

2007 yılında kurulan Pakistan Talibanı yaptığı kanlı eylemlerle ülkenin kaosa sürüklenmesine neden olmuştu. Düzenlenen askeri operasyonlarla büyük darbe alan örgütün Afganistan’daki gelişmeler sonrası tekrar güçlenmesini istemeye Pakistan hükümeti müzakere masasına oturmuştu.

(Kaynak: euronews)

Paylaşın

Afganistan’da Kadınların Yüzde 90’ı Şiddet Mağduru

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre Afganistan’da her 10 kadından 9’u hayatında en az bir kez şiddete maruz kalıyor. Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, Afganistan’daki kadınların ve kız çocuklarının şiddete karşı korunabilmeleri için kaçıs olanakları ile destek programlarının yeniden hayata geçirilmesini ve Kadın Bakanlığı’nın da tekrar kurulmasını talep etti.

DW Türkçe’de yer alan habere göre; Afganistan’da iktidarı ele geçiren Taliban’ın cinsel şiddet gören kadınlara destek amacıyla kurulan yapıları yok ettiği öne sürüldü. Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) tarafından Pazartesi günü yayınlanan ilgili raporda, sadece mağdur kadınların ve genç kızların değil, aralarında avukat, hakim ve eski hükümet görevlilerinin olduğu, onlara yardım eden, destek olan kişilerin de tehlike altında olduğu vurgulandı.

Ülke çapında oluşturulan kadınlara destek kuruluşları ile barınma evleri ağının tamamen yok edildiğine işaret eden rapora göre, kadınların kamuya açık alanlarda, sadece bir erkeğin refakatinde bulunabilmeleri de durumlarını daha da zorlaştırıyor. Af Örgütü’nün, cinsel şiddete maruz kalan ve onlara destek olan 26 kişi ile yaptığı mülakatlara dayanan raporunda, kadınlara şiddet uyguladığı için tutuklu bulunan kişilerin Taliban tarafından serbest bırakıldığı ve şiddet mağdurlarının tutuklandığı da yer alıyor. Ayrıca daha önce barınma evlerinde kalan kadınların ve genç kızların zorla ailelerine geri gönderildiği ve bazı mağdurların, aile üyeleri tarafından şiddet kullanılarak götürüldüğü ifade ediliyor.

Şiddet gören dokuz aylık hamile kadın

Af Örgütü’nün söyleşi yaptığı, dokuz aylık hamile bir kadın, eşinin kendini dövmek için yerde ne bulduysa eline aldığını ve bunlarla vurduğunu belirterek, “bana her vurduğunda ailesi bir araya gelip seyrediyordu. Neredeyse her gün yaşanıyordu bu durum” dedi. Raporda, söz konusu kadının daha önce yaşamak için kendine güvenli bir yer aradığı ve eskiden var olan bir kadın barınma evine başvurduğunda kendine bu merkezin kapalı olduğu ve yeni vakalara bakılmadığının söylendiği yer alıyor.

Afgan kadın örgütü Afgan Kadınlar için Kadınlar’dan (WAW) Benafşa Efaf, Alman haber ajansı dpa’ya yaptığı açıklamada, Taliban’dan önceki hükümetin de kadınlarla ilgili çalışmalara zorluk çıkardığını dile getirerek, “Ancak o zaman en azından Kadın Bakanlığı’nın desteğini görüyorduk. Bunlar uzun yıllar boyunca kurduğumuz ilişkilerdi” dedi. WAW, Afganistan’da kadın evleri kuran altı kuruluştan biri.

Kadınların yüzde 90’ı şiddet mağduru

Taliban, geçen Ağustos ayında Afganistan’da iktidarı ele geçirmesinden kısa süre sonra Kadın Bakanlığı’nı feshetmişti. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre ülkede her 10 kadından 9’u hayatında en az bir kez şiddete maruz kalıyor.

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, Afganistan’daki kadınların ve kız çocuklarının şiddete karşı korunabilmeleri için kaçıs olanakları ile destek programlarının yeniden hayata geçirilmesini ve Kadın Bakanlığı’nın da tekrar kurulmasını talep etti. Callamard ayrıca, kadınlara yardım programlarının derhal ve uzun vadeli bir biçimde mali olarak desteklenmesini istedi.

Paylaşın

Taliban’dan Kadın Hakları Açılımı: Mülk Olarak Görülemezler

Afganistan’da 15 Ağustos’ta iktidarı ele geçiren Taliban, kadın haklarına yönelik bir kararname yayımladı. Kararnamede, kadınların mülk olarak görülmemesi ve evlilikte rızalarının olması gerektiğini belirtilirken, kız çocuklarının eğitime erişiminden ve evleri dışında çalışmasından bahsedilmedi.

Haber Merkezi / Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid’in açıkladığı kararnamede, “Kadın bir mülk değil, asil ve özgür insandır. Hiç kimse bir kadını, barış ve düşmanlıkları sonlandırmak adına başkasına veremez” denildi. Kararnamede, evlilik ve kadınların miras haklarından bahsedilirken, kadınların evliliğe zorlanmaması gerektiği vurgulandı. Ayrıca kadınların ölmüş eşlerinin mallarında hak sahibi oldukları belirtildi.

Mahkemelerin de karar verirken kararnameyi dikkate almaları, dini işler ve enformasyon bakanlıklarının da bu hakları koruyıp teşvik etmesi gerektiği vurgulandı. Ancak kararnamede, uluslararası toplumun başlıca kaygılarından olan kadınların evleri dışındaki etkinliklere ve eğitime erişimlerinden söz edilmedi.

Taliban, 1996-2001 yılları arasındaki ilk iktidar döneminde kadınların yanlarında eş ya da erkek akrabaları olmadan evlerinden çıkmalarını, çalışmalarını ve kız çocuklarının eğitim almalarını yasaklamış, tüm kadınlara burka zorunluluğu getirmişti.

Afganistan Merkez Bankası’nın yurtdışındaki milyarlarca dolarlık rezervlerini ve kalkınma yardımlarını donduran Batılı ülkeler, kaynakların geri verilmesi için aralarında kadın haklarının güvenceye alınmasının da bulunduğu şartlar öne sürüyor. Uluslararası yaptırımlar nedeniyle nakit akışının durma noktasına geldiği ve likidite sıkıntısının yaşandığı Afganistan’da ekonomi çöküşün eşiğinde bulunuyor.

Paylaşın

Taliban’dan Uluslararası Örgütlere Yardım Çağrısı

Afgasitan’da yönetimi ele geçiren Taliban’ın Lideri Molla Hasan, uluslararası yardım örgütlerine ülkeye yardımları sürdürme çağrısı yaparak, “Uluslararası bütün yardım kuruluşlarına ülkeye yardımları esirgememelerini ve zor durumdaki halka yardım etmelerini rica ediyorum” dedi. Molla Hasan, halka Taliban rejimine müteşekkir olma çağrısında bulundu.

Molla Hasan, büyük bölümü Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) bulunan Afganistan Merkez Bankası’na ait yaklaşık 9 milyar dolarlık rezervlerin serbest bırakılması halinde ülkedeki ekonomik krizin aşılacağını öne sürdü.

Afganistan’da Taliban’ın iktidarı ele geçirmesinin ardından kurduğu geçici hükümetin başbakanı Molla Muhammed Hasan Ahund ilk kez halka hitaben bir konuşma yaptı. 2013 yılında ölen Taliban’ın kurucusu Molla Ömer’e yakın isimlerden Molla Hasan’ın hükümetin kurulmasından yaklaşık üç ay sonra yaptığı konuşma devlet televizyonundan yayınlandı. Molla Hasan konuşmasında uluslararası yardım kuruluşlarına ülkeye yardımları sürdürme çağrısı yaptı.

Merakla beklenen konuşmasında Molla Hasan, halka Taliban rejimine müteşekkir olma çağrısında bulundu. Molla Hasan, ülkedeki yabancı güçlerle mücadele, İslami bir hükümetin kurulması ve ülkede istikrarın sağlanmasına devam edilmesi yönünde Taliban’ın verdiği sözleri tuttuğunu ifade etti.

Taliban’ın iktidarı devralmasından önce de ülkede kıtlık, işsizlik ve fiyat artışlarının olduğunu savunan geçici hükümetin başbakanı, “halkın içinde bulunduğu yokluk ve sıkıntılardan kurtarmak için Allah’ın yardımı ile çaba gösterdiklerini” söyledi.

Molla Hasan, büyük bölümü Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) bulunan Afganistan Merkez Bankası’na ait yaklaşık 9 milyar dolarlık rezervlerin serbest bırakılması halinde ülkedeki ekonomik krizin aşılacağını öne sürdü.

Molla Hasan yardım örgütlerine de ülkeye yardımları sürdürme çağrısı yaparak, “Uluslararası bütün yardım kuruluşlarına ülkeye yardımları esirgememelerini ve zor durumdaki halka yardım etmelerini rica ediyorum” şeklinde konuştu.

Taliban’ın geçici hükümeti kurmasından bu yana halka yönelik bir konuşma yapmadığı için sosyal medya üzerinden eleştirilen Molla Hasan, televizyon yayınlanan konuşmasında uluslararası toplumun kadın ve insan haklarına saygı gösterme ve çoğulcu bir yönetim oluşturulması yönünde Taliban’a yaptığı çağrılara da yanıt verdi. Kurulan geçici hükümetin yüzde 90’ı sadece bir etnik grubun temsilcilerinden yer alırken, hükümette kadın bulunmuyor.

Taliban hükümetinin kadın ve insan haklarına saygı gösterdiğini savunan Molla Hasan, kız çocuklarına yönelik eğitimin başladığını ve bunun geliştirilmesi yönünde umut olduğunu söyledi. Molla Hasan, bu eğitimin İslami esaslara göre yapılacağının da altını çizdi.

Taliban ile ABD hükümeti arasında görüşme

Geçici hükümetin başbakanı Molla Hasan’ın konuşmasının ABD hükümeti ile Taliban arasında gelecek hafta Doha’da yapılması planlanan görüşmesi öncesinde yayınlanması dikkati çekti.

Görüşmede, IŞİD ve El Kaide ile mücadelenin yanı sıra Afganistan’a insani yardım konuları ele alınacak. Bunun yanı sıra, yaklaşık 20 yıl boyunca ABD için çalışan Afganların ve ABD vatandaşlarının güvenli bir şekilde ülkeyi terk etmeleri de gündeme gelecek.

Washington, kapsayıcı bir hükümet kurulmasının yanı sıra azınlık ve kadın haklarına saygı gösterilmesi ve kız çocuklarına eğitim sağlanmasının ülkeye yardım için ön koşullar arasında bulunduğunu belirtiyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın